1- HOSTES EDA'NIN ÖLÜMÜ AYNI ŞİRKETTE KABİN ŞEFİ OLARAK ÇALIŞAN KIZ KARDEŞİNİ YASA BOĞDU
Haber: Enver ALAS - İSTANBUL, DHA
İran'da düşen özel uçağın hostesliğini yapan Eda Uslu'nun ölümü ailesini ve arkadaşlarını yasa boğdu. Eda'nın kız kardeşi Ela Uslu'nun da düşen uçağın sahibi olan Başaran Holding'e ait MC Havacılık'ta kabin şefi olduğu ortaya çıktı. Ablasının acılı haberi ile yıkılan Ela Uslu, sosyal medya hesabından ablasıyla birlikte çekildiği bir fotoğrafını paylaştı.
Birleşik Arap Emirlikleri'nden Türkiye'ye gelirken İran'da düşen Başaran Holding'e ait özel jette 2'si pilot, 1'i hostes, 8'i yolcu 11 kişi hayatını kaybetmişti. Kazada hayatını kaybedenlerden biri ise bir yıl önce Başaran Holding bünyesindeki MC Havacılık'ta hostes olarak işe başlayan Eda Uslu'ydu.
KIZ KARDEŞİNİN
Uzun yıllar Atatürk Havalimanı'nda TAV Havalimanları'nda çalışan Eda Uslu, yaklaşık bir yıl önce buradaki işinden ayrılmıştı. Eda Uslu, kız kardeşi Ela Uslu'nun da kabin şefi olarak çalıştığı MC Havacılık'a iş başvurusunda bulunarak, burada hosteslik yapmaya başladı.
EDA'NIN AİLESİ VE ARKADAŞLARINI YASA BOĞDU
Eda'nın ölüm haberi, başta ailesi olmak üzere yakınları ve arkadaşlarını yasa boğdu. Ablasının acılı haberi ile yıkılan Ela, sosyal medya hesabından ablasıyla birlikte çekildiği bir fotoğrafını paylaştı. Takipçileri ise bu fotoğrafın altına yazdıkları taziye mesajlarıyla üzüntülerini dile getirdi.
2- ŞİLE'DE HAFRİYAT KAMYONCULARINDAN EYLEM : YOLU TRAFİĞE KAPATTILAR
Haber-Kamera: Nurcan KIRCALI - İSTANBUL DHA
Şile'de hafriyat kamyonu şoförleri eylem yaptı. Döküm alanlarının yetersiz olduğunu ve uzun süre sırada beklemek zorunda kaldıklarını söyleyen kamyoncular yolu trafiğe kapattı.
Şile Kömürcü Oda mevkiinde saat 15.00 sıralarında toplanan çok sayıda hafriyat kamyonu şoförü eylem yaptı Döküm alanlarının yetersiz olduğunu ve mevcut hafriyat döküm alanlarına giriş yapmak için uzun süre beklemek zorunda kaldıklarını söyleyen şoförler yolu trafiğe kapattı. Eylem nedeniyle jandarma ekipleri olay yerine geldi. Eylemin uzaması üzerine kamyon şoförleri zaman zaman kendi aralarında tartıştı. Jandarmanın uyarıları üzerine kamyoncular eylemlerine yaklaşık 1 saat sonra son verdi.
Eylem nedeniyle Şile İstanbul otoyolunda trafik durdu.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Eylemden görüntüler
-Yoldaki trafik
-Hafriyatçılarla röp.
-Jandarmanın uyarıları
-Eylemin sona ermesi
-Detaylar
12.03.2018 - 17.20 Haber Kodu : 180312144_
12.03.2018 - 17.21 Haber Kodu : 180312145
========================
3- OTOGARDA SU YÜKLÜ KAMYONET DEVRİLDİ: 1 YARALI
Haber - Kamera: Erhan TEKTEN / İstanbul DHA
Bayrampaşa 15 Temmuz Demokrasi Otogarı yakınlarında su dolu pet şişe ve damacana taşıyan kamyonet virajı alamayarak bir otoparkın duvarına çarptı. Kazada şoför yaralanırken, park halindeki 3 araç hasar gördü.
Kaza, Esenler TEM -Otogar bağlantı yolu Esenler Sapağı Ankara İstikameti'nde saat 15.30'da meydana geldi. 28 NN 946 plakalı su dolu pet şişe ve damacana yüklü kamyonet sapağa girdiği sırada kontrolden çıkarak otoparkın duvarına çarptı. Duvarın yanında yan yatan kamyonetteki damacanalar yere döküldü. Otoparkta bulunan 3 araç da kazanın etkisiyle hasar gördü. İsmi öğrenilemeyen şoför çevrede bulunanlar tarafından aracın içinden çıkartılırken olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Otoparkta aracını park ettikten kapıdan çıktığı anda kazanın olduğunu belirten Hasbi Şentürk, "Saniyelerle kurtardım. Yaralıya bakamadım. Kendi heyecanımdan bakamadım" dedi. Yaralı şoförün ayağının kırıldığı ve tedavisinin hastanede sürdüğü öğrenildi. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.
4- BEYOĞLU'NDAKİ VAHŞET: BABA VE HALASININ KOCASINA TUTUKLAMA TALEBİ
* Baba,
"Beyoğlu sokaklarında kaçıp kaybolmasın diye olaydan 3,5 saat önce sandalyeye ben zincirledim. Ancak onu kesinlikle yakmadım"
Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA
Beyoğlu'nda, metruk bir binada sandalyeye bağlanarak yakılmış halde cesedi bulunan lise öğrencisi 18 yaşındaki Doğukan Köksal'ın babası Ayhan Köksal ile halasının kocası, savcılık sorgusunun ardından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Beyoğlu İstiklal Mahallesi Dikbayır Sokak üzerinde dün akşam üzeri bir binada bağlanarak yakılmış halde bulunan lise öğrencisinin gözaltına alınan babası ve halasının kocası emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. İstanbul Adalet Sarayı'nda soruşturma savcısına ifade veren şüphelilerin yakma suçunu kabul etmedikleri ancak sandalyeye zincirlediklerini kabul ettikleri öğrenildi.
Şüpheliler, yangının çıkış nedeninin henüz belirlenememesi nedeniyle, "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.
BABA: ZİNCİRLEDİM AMA BEN YAKMADIM
Olayla ilgili Doğukan Köksal'ın babası Ayhan Köksal'ın polis merkezinde verdiği ifadesinde, "Onu bağımlılıktan bir türlü kurtaramadım, Beyoğlu sokaklarında kaçıp kaybolmasın diye olaydan 3,5 saat önce sandalyeye ben zincirledim. Ancak onu kesinlikle yakmadım" dediği öğrenildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Şüphelilerin polis merkezinden çıkışı
-Şüphelilerin araca bindirilmesi
-Olay yerinden görüntüler
-Polis ekipleri
-İtfaiye ekibi
-Olay yeri inceleme ekibi
-Mahalleli ile röp.
-Öldürülen gencin fotoğrafları
12.03.2018 - 14.04 Haber Kodu : 180312078
==============================
5- TARİHİ BİNADA KENDİNİ ASARAK İNTİHAR ETTİ
Haber - Kamera: Ersan SAN / İstanbul DHA
Fatih Cağaloğlu'nda bulunan, restorasyon halindeki İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında yabancı uyruklu olduğu tahmin edilen bir kişi, kendini asarak intihar etti.
İnşaatta çalışan işçiler, saat 16.30 sıralarında, Ankara Caddesi üzerinde bulunan restorasyon halindeki 4 katlı İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasının 3'üncü katında asılı halde bir kişi gördü. İşçilerin bildirmesi üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Polis ve sağlık ekipleri, yabancı uyruklu olduğu tahmin edilen ve üzerinden kimlik çıkmayan bir erkeğin kendini asarak intihar ettiğini belirledi. Polis olay yeri inceleme ekiplerinin olay yerindeki çalışmaları sürerken polis kimlik tespit çalışmalarını sürdürüyor.
6- ATATÜRK HAVALİMANI'NDAKİ TERÖR SALDIRISI DAVASI: AVUKATLAR İLE MÜŞTEKİLER TARTIŞTI…
MÜŞTEKİDEN AVUKATA: SEN KİMİ SAVUNUYORSUN, TERÖRİSTLERİ SAVUNUYORSUN…
Haber: Serpil KIRKESER / İstanbul DHA
Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016 tarihinde terör örgütü DEAŞ'ın gerçekleştirdiği, 46 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısına ilişkin 36'sı tutuklu 46 sanık hakkında açılan davada, avukatlar ile müştekiler arasında sık sık tartışmalar yaşandı. Sanıkların avukatı Heyyan Fidan, kendilerine laf atan müştekilerin güvenlik gerekçesiyle bir sonraki duruşmaya alınmamasını talep etti. Bu sözlerin üzerine müştekiler, Avukat Fidan'a tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı da "Siz müştekilerle çok uğraşıyorsunuz. Duruşmanın düzenini ben sağlıyorum" diyerek avukatı uyardı. Müştekiler de "Sen kimi savunuyorsun. Teröristleri savunuyorsun" diyerek bağırdı. Mahkeme heyeti, 36 sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
SANIKLAR 36 SANIK DURUŞMADA HAZIR BULUNDU
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan binada görülen 5.duruşmada 36 tutuklu sanık ve terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınları ile saldırıda yaralananlar "şikayetçi" sıfatıyla katıldı. Yabancı uyruklu sanıklar için Rusça ve Arapça tercümanlar da duruşmada hazır bulundu.
MÜŞTEKİLER AVUKATLARA TEPKİ GÖSTERDİ
Tutuklu sanık Ümit Çırakoğlu beraatını istediğini belirterek, "21 aydır tutukluyum, hayatım mahvoldu" dedi. Bir müşteki de "Bizim çocukların hayatı ne olacak? Bizim çocuklarımız ağaçta mı yetişti" diyerek bağırdı. Söz alan diğer sanıklar da tahliyelerini ve beraatlarına karar verilmesini istedi. Daha sonra avukatlar müvekkillerinin suçsuz olduğunu belirterek, tahliye talebinde bulundu. Bir müşteki de, avukatlara tepki göstererek, "Bizim gücümüze gidiyor onları savunmanız. Psikolojimiz bozuluyor onları savunmanız" dedi. Mahkeme başkanı, müştekileri uyararak, "Söz vermeden konuşmayın" dedi.
AVUKAT: DEAŞLI OLSALAR HERKESİ TEHDİT EDERLER
Söz alan bazı sanıkların avukatı Heyyan Fidan'ın "Müştekiler sürekli laf atıyor" demesi üzerine, müştekiler de "Haksız mıyız?" diyerek cevap verdi. Avukat Fidan, "Buradan terörist çıkmaz, kimse eylem yapmadı. DEAŞ ile bağlantıları olsa herkesi tehdit ederler. Avukat bile tutmazlar. Asıl suçlu aranmıyor. Burada gariban insanlar tutulmuş" ifadelerini kullandı.
"AVUKAT BİR SONRAKİ DURUŞMAYA MÜŞTEKİLERİN ALINMAMASINI TALEP ETTİ, SALON KARIŞTI"
Tekrar söz alan Avukat Fidan, güvenlik gerekçesiyle bir sonraki duruşmaya müştekilerin alınmamasını talep etti. Bu sözlerin üzerine müştekiler, Avukat Fidan'a tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı da "Siz müştekilerle çok uğraşıyorsunuz. Duruşmanın düzenini ben sağlıyorum" diyerek avukatı uyardı. Müştekiler de "Sen kimi savunuyorsun. Teröristleri savunuyorsun" diyerek bağırdı. Müştekilerin avukata tepkisi devam edince mahkeme heyeti de 15 dakika duruşmaya ara verdi.
MÜŞTEKİ: SOYAĞACIM KURUDU
Düğününe 1 hafta kalan oğlu Tevfik Yusuf Haznedaroğlu'nu saldırıda kaybeden müşteki Mustafa Haznedaroğlu da "Bir avukat da desin şu müvekkil suçludur. Ben bu ülke 35 yıl hizmet vermiş emekli askerim. Beşiktaş saldırısında da avukatlar aynı ifadeleri kullanıyorlar. Ben burada savcımıza, kolluk kuvvetimize kimseye laf söyletmem. Benim bir tane oğlum vardı. Benim, köküm kurudu. Soyağacım kurudu. Mahkemeye güveniyorum. Muhakkak içlerinde suçlu var" diye konuştu.
"EN SEVDİĞİM VARLIĞIMI OĞLUMU ELİMDEN ALDILAR"
Müşteki Cevriye Haznedaroğlu da gözyaşı dökerek şunları söyledi: Yusuf onların oğlu olsaydı çıkıp yine sanıkları savunur muydu? Yusuf'un damatlığı, kınası hala evde duruyor. Nasıl dayanalım? Çocuklarımızı geri getirsinler. Onlar beni de öldürdüler. Ben buraya gelmeden önce 8 tane ilaç içtim. En çok sevdiğim varlığımı, oğlumu elimden aldılar. Oğlum ekmeğinin peşindeydi. Nişanlısı hala duruyor. Avukatlar güzel konuşuyorlar ama boş konuşuyorlar. Ben sizin vicdanınıza bırakıyorum" ifadelerini kullandı.
HAKİM: ANLAYIŞ GÖSTERİN
Sanıkların avukatlarından Atanur Demir de "Sizin oğlunuz 2 yıl suçsuz yere cezaevinde yatsa ne olurdu?" diye cevap verdi. Avukat Atanur Demir'in bu sözlerine müştekiler bağırarak tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı da Avukat Demir'e yönelik olarak, "Biraz siz de anlayış gösterin" diyerek avukatı uyardı.
MÜŞTEKİDEN AVUKATA TEPKİ
Müşteki Aynur Kaplan da "Avukat Atanur Demir'e şunu sormak istiyorum. Reina Katliamının katili ortadadır ve canlı, ölmedi. Atanur Demir, Reina katliamının sanığı Abdulkadir Masharipov'un avukatlığını yapıyor. Ben bu avukatın samimiyetine nasıl inanacağım. 27 yaşındaki kardeşim 10 aylık evliydi. Eşinin hamile olduğunu öğrenemeden öldü. Kardeşim ekmek parası için çalışıyordu. Hayatını kaybeden 46 kişinin ailesi ilaçlarla ayakta duruyor. Kardeşimin günahı neydi? Benim hain çocuğum olsa ben sokağa çıkamam. Ben devletten adaletin yerini bulmasını istiyorum. İdam bu sanıklara kurtuluştur, içeride çürüsünler" dedi.
"ADALET İSTİYORUZ"
Başka bir müşteki de "Her gün acı çekiyoruz. Ağlıyoruz. Kimi damatlığını, kimi gelinliğini giyemedi. Aileler evlatlarına doyamadı. Söz alan hiçbir avukat da 'suçlu var' demiyor. Evlatlarımız toprak altında, suçlu kim? Adalet istiyoruz. Şikayetçiyim" diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti de 36 sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 262 sayfalık iddianamede, 36'sı tutuklu 4'ü firari 46 sanık yer alıyor. İddianamede 207 kişi "Müşteki" sıfatıyla bulunuyor. İddianamede şüphelilerin "Örgütü üye olmak", "Anayasayı ihlal", "Tasarlayarak adam öldürme", "Tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs" ve "Mala zarar vermek" suçlarından 46'şar kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 132'şer yıldan 3 bin 342'şer yıla kadar hapisleri isteniyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Olayla ilgili arşiv görüntüler
==============================
7- HRANT DİNK CİNAYETİ DAVASINDA DÖNEMİN İSTANBUL JANDARMA GÖREVLİLERİ İFADE VERDİ...
Haber: Özden ATİK /İstanbul, DHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 9'u tutuklu 85 sanıklı davada, savunmaları alınan dönemin İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli tutuksuz sanıklar Ali Barış Sevindik, Hacı Şefik Şimşek, Metehan Kadir Yıldırım ve Miktad Özbek cinayet günü olay yerinde olmadıklarını belirttiler.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde öğleden sonra görülen duruşma sanık ifadeleriyle devam etti. Dönemin İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi sanıklardan Ali Barış Sevindik ifadesinde, cinayet sırasında olay yerinde olmadığını ve görüntülerde tespit edilen kişi de olmadığını söyledi. Sanık Hacı Şefik Şimşek ise Hrant Dink'in katledildiği caddeye hiç gitmediklerini söyleyerek, "Ne Hrant Dink'i, ne de Agos Gazetesi'ni biliyordum. Dink cinayetinde toplu iğne ucu kadar ne bir bilgim, ne de görgüm vardır. Görüntülerdeki kişiler ne ben, ne de İstanbul İl Jandarma'dan değiller. Halen Edirne Uzunköprü İlçe Jandarma Komutanlığı'nda muvazzaf olarak çalışıyorum. El konulan silahımın iadesini istiyorum" diye konuştu.
Diğer sanıklar Metehan Kadir Yıldırım ve Mikdat Özbek de suçlamaları kabul etmeyerek beraatlarini istediler. Duruşma, sanık savunmlarına devam edilmek üzere yarına bırakıldı.