HABER

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 5

1- BEYKOZ'DA SU BASKINI (1) Ali Kerem BENGİ/İSTANBUL DHA İstanbul'da öğleden sonra etkili olan yağmur nediniyle Beykoz'da bazı evleri ve iş yerlerini su bastı.

1- BEYKOZ'DA SU BASKINI (1)

Ali Kerem BENGİ/İSTANBUL DHA
İstanbul'da öğleden sonra etkili olan yağmur nediniyle Beykoz'da bazı evleri ve iş yerlerini su bastı. Küçüksu Caddesi üzerinde bulunan bir işyeri de sulara teslim oldu. Vatandaşlar kovalarla suyu tahliye etti.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Su basan evler
-İşyerinden görüntü
-İşyeri sahibi ile röportaj

=========================

2- İSTANBUL'DA YAĞMUR VE DOLU (4)

*Taksim Meydanı'nda yağmurun tadını çıkaranlar oldu.

Haber-Kamera: Enver ALAS - Murat DELİKTAŞ - Özgür EREN - Zeki GÜNAL-Murat SOLAK/ İSTANBUL,DHA
İstanbul'da önce kara bulutlar görüldü ardından da sağanak yağmur başladı. Yağmur yerini zaman zaman doluya bıraktı.
Kentte saat 14.45 civarında hava bir anda karardı. Ara ara gök gürültüsü duyulurken bir süre sonra sağanak yağmur başladı. Yağmur zaman zaman yerini doluya bıraktı.

YAĞMUR ALTINDA TAKLALAR
Taksim Meydanı bir anda boş kaldı.Yağmura yakalananlar zor anlar yaşadı. Cumhuriyet Anıtı önünde yağmura yakalanan çocuklu bir çift, arabadaki bebeklerine şemsiye tutarak, korumaya çalıştı.Bazıları yağmurdan korunmak için tramvay durağına sığındı. Öte yandan yağmurun tadını çıkaranlar da oldu. İstiklal Caddesi'nden Taksim Meydanı'na gelen bir kişi yağmur altında takla atarak, durağa girdi. Üsküdar'da çakan şimşekler kameraya yansıdı. Levent'te yollarda su birintisi oluşurken araçlar ilerlemekte güçlük çekti.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Çağlayan ve Mecidiyeköy üzerini kaplayan kara bulutlar
-Adliyenin bulunduğu bölge
-D-100 karayolunda trafik
-Levent'te yağmur ve dolu
-Taksim'de yağmur
-Kaçanlar
-Üsküdar'da şimşek
-Yağıştan detaylar
-Ayvansaray'da yağmur
-Metrobüse gidenler
-Genel ve detaylar

==========================

3- BEŞİKTAŞ'TA YAĞMUR ETKİLİ OLDU

Haber Kamera: Özgür EREN Murat DELİKLİTAŞ İSTANBUL (DHA)
İstanbul'da öğleden sonra başlayan sağanak yağmur Beşiktaş'ta sürücülere zor anlar yaşattı. Yollarda su birikintileri oluşurken, bazı yollarda rögar kapaklarının çevresindeki asfalt çöktü.İnşirah Caddesi'nde araçlar güçlükle ilerledi. Bu anlar ise bir vatandaşın cep telefonuna yansıdı.
Küçük Bebek yokuşunda da yağmur nedeniyle bazı rögar kapaklarının etrafındaki asfalt çöktü. Yokuşu çıkmak isteyen sürücüler araçlarıyla ilerlemekte zorluk çekti. Suya gömülen bir aracaı kurtarabilmek için çevredekiler seferber oldu.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Cep telefonu görüntüsü yoldan aşağıya suyun akması
-Yolda rögar kapaklarını etrafındaki asfaltın çökmesi
-Sürücülerin yokuşu çıkmakta zorlanması
-Bir vatandaşın aracın arkasına binip aracı çıkartmaya çalışması
- Yolu kapatan yağmur suyu
-Genel ve yakın detaylar

==========================

(geniş haber)
4- MAHİR ÜNAL: SON DERECE AHLAKSIZ VE SEVİYESİZ BİR DURUM OLARAK GÖRÜYORUZ

* AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal,

"Kemal Kılıçdaroğlu ısrarla bizim geride bırakmak istediğimiz gerilimleri, kavgayı, kendisinin Türk siyasetini zehirleyen dilini yaşatmak istiyor. Kullandığı iftiralar ve yalanlarda kaçınılmaz olarak cevap vermeyi gerektiriyor"

"Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu durumunu son derece ahlaksız ve seviyesiz bir durum olarak görüyoruz."

Haber-Kamera: Harun UYANIK / İstanbul DHA
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'ndan açıklamalarda bulundu.
Mahir Ünal, "Türkiye uzunca bir zamandır hayal ettiği yeni yönetim modeline geçti. Türkiye'de uzunca bir süredir, bilinçli olarak sürdürülen 'tek adam, diktatör' tartışmaları da yine aziz milletimiz tarafından elinin tersiyle itildi. Türkiye demokrasi sınavından 24 Haziran'da alnının akıyla çıktı. Dünya liderlerinden Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımıza tebrikler yağdı ve Türkiye yeni dönemde güçlü bir şekilde yoluna kararlılıkla devam ediyor. Türkiye'de maalesef değişmeyenler var. O da Kemal Kılıçdaroğlu'nun kullandığı zehirli dil. Yine Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran mağlubiyetinin ardından partisinde yaşanan tartışmaları, iç tartışmaları, kaosu, liderlik kavgasını, imza toplanmasını, Cumhurbaşkanımıza ucuz bir dille saldırarak örtbas etmeye, gündemi dağıtmaya çalışıyor" dedi.

"TÜRK SİYASETİNİ ZEHİRLEYEN DİLİNİ YAŞATMAK İSTİYOR"
Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha siyasetin konusu olmadığını daha önce ifade etmiştik. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ruh halinin artık siyasetin konusu olmadığını, ruh halinin artık siyasetin konusu olmadığı defalarca ifade ettik. Biz yeni dönemden Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyaset dilini, kavgacı nefret dilini muhatap almayacağımızı da defalarca ifade ettik. Ama Kemal Kılıçdaroğlu ısrarla bizim geride bırakmak istediğimiz gerilimleri, kavgayı, kendisinin Türk siyasetini zehirleyen dilini yaşatmak istiyor. Kullandığı iftiralar ve yalanlarda kaçınılmaz olarak cevap vermeyi gerektiriyor" şeklinde konuştu.

"SON DERECE AHLAKSIZ VE SEVİYESİZ BİR DURUM OLARAK GÖRÜYORUZ"
Mahir Ünal, "Beni bağışlayın çünkü bir durumu nitelendirmek için o durumu gerçek halini tanımlayan kelimeler kullanmamız gerekiyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu durumunu son derece ahlaksız ve seviyesiz bir durum olarak görüyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu günden itibaren maalesef kurumları ve kurumların meşruiyetini süreli olarak tartışmalı hale getirerek, kurumlar ve kişiler üzerinden bir itibarsızlaştırma ve meşruiyet tartışması oluşturmaya devam ediyor. Özellikle geçmişte Cumhurbaşkanımız için kullandığı seçmen her defasında onaylamamasına rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu aynı şeyleri yaparak, aynı sonuçları almak istiyor" dedi.

"KÜLLİYEN YALANDIR"
Ünal, "Kılıçdaroğlu öyle bir çamura batmış durumda ki 15 Temmuz'da tankların arasından kontrollü bir şekilde kaçıp saklanmasından sıvışmasına rağmen Cumhurbaşkanımızı saklanmakla suçlayabiliyor. Kılıçdaroğlu, terörle mücadelede son derece kritik görevler üstlenen Mili Savunma Bakanımıza, İçişleri Bakanımıza, MİT Başkanımıza dönük kullandığı yalan ve iftiraları kendisine iade ediyoruz.. Kendisinin dün ifade ettiği şekliyle asla hakikatle örtüşmemekte. Özellikle Milli Savunma Bakanımız ve MİT Başkanımızla ilgili söylediği ifadeler külliyen yalandır. Bakanımız ve MİT Başkanımız TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na davet edilmemiştir. Kendilerine gönderilen soruları cevaplandırarak komisyona teslim etmişlerdir. Savunma Bakanımız 19 Temmuz 2016'da Genelkurmay Karargahı'nda cumhuriyet savcılarının sorularını cevaplandırmış. Yine 29 Mayıs 2017'de TBMM Komisyon Başkanlığına soruların cevaplarını vermiştir. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne müşteki sıfatıyla ifade vermiştir. Dolayısıyla kimsenin herhangi bir yere kaçtığı ya da herhangi bir şeyden kaçırıldığı söz konusu değildir. Sanıyorum şu anda yaşadığı durumdan ve sıkışıklıktan dolayı aklını kaçırmak üzere olan Kemal Kılıçdaroğlu'dur" şeklinde konuştu.

"BU BATAKLIĞA BAŞKALARINI DA ÇEKEREK, TÜRKİYE'Yİ YOLUNDAN ALIKOYMAK İSTEMEKTEDİR"
Mahir Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu, Hitler, Mussolini benzetmelerine devam etmektedir. Hitler de, Mussolini de bir arketip olarak, bir otoriter figür olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun içinde yaşamaktadır çünkü dokuzuncu kez seçim kaybetmesine rağmen Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu korumanın derdinde, Cumhurbaşkanımıza saldırarak, partisinin içini tahkim etmeye çalışmaktadır" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu kadar gündemimizde olmasından aslında son derece rahatsısız, biz CHP'ye oy veren seçmenlere buradan şunu söylemek istiyoruz, biz yeni dönemde hiçbir şekilde gerilim istemiyoruz, kavga istemiyoruz, biz yeni dönemde Türkiye'nin önemli ve öncelikli görevine odaklanmak istiyoruz, Kemal Kılıçdaroğlu'nun nefret dilinin, zehirli dilinin, siyaset gündemini rehin almasından son derece rahatsızız. Biz defalarca yalanlanmış bu iftiraların, mahkemelerce defalarca ceza almış ve hukuki olarak yargı tarafından mahkum edilmiş, Kemal Kılıçdaroğlu tarihin çöplüğünde yerini almıştır, Kemal Kılıçdaroğlu artık siyasetin konusu değildir. Yakında öyle inanıyorum ki CHP'nin ve CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımızın, seçmenlerin, delegelerin Türkiye'de çocuğun geleceğini düşünen, Türkiye'nin güzel günler görmesini isteyen her bir vatandaşımızın bu durumdan rahatsız olduğunu biliyoruz. Özellikle CHP'ye oy veren vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum, lütfen bu gerilime, kavga oluşturmak isteyen ve yeni dönemde eski dili devam ettirmek isteyen Kemal Kılıçdaroğlu'na lütfen tepki gösterin. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu çirkin ifadelerine ne Genel Başkanımız düzeyinde ne de bakanlarımız düzeyinde cevap verilmeyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu bu bataklığa başkalarını da çekerek, Türkiye'yi yolundan alıkoymak istemektedir."

ABD'Lİ DİN ADAMININ YARGILANMASI
Mahir Ünal açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İzmir'de yargılanan ABD'li din adamı Andrew Craig Brunson'un tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ve ABD maslahatgüzarı açıklamalarının sorulması üzerine, "Bu dava siyasetin değil yargının konusu. Bu konuda yargının vereceği karar esas. Özellikle biz FETÖ'nün iadesi konusunda gerekli bilgileri, belgeleri ilettiğimizde onlar da bize bunun yargının konusu olduğunu ifade ettiler. Yanı Amerika'nın yargısı yargı da Türkiye'deki yargı ve hukuk sisteminin kararını herhangi bir şekilde 'Yok şöyle, böyle değildir' demek doğru değil. Ne biz siyasi olarak bu konuda ihsası reyde bulunabiliriz ne de yargı dışında diğer muhatapların yargının kararlarına dönük bir ihsası reyde bulunması doğru olmaz" dedi.

BEDELLİ ASKERLİK
Mahir Ünal, bedelli askerlikle ilgili son durumun soru üzerine ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimler öncesinde bunun öncelikli gündem olacağını dile getirdiğini, TBMM'deki AK Parti Grubunun da bu konuyu hemen gündeme aldığını, bugün de Genel Başkanvekili Mehmet Muş'un da çalışmalarla ilgili kamuoyunu geniş bir şekilde bilgilendirdiğini, Muş'un verdiği bilgiler doğrultusunda bedelli askerlik konusunun kanun teklifi olarak TBMM'ye iletileceğini söyledi.

"YALANLARINDAN İFTİRALARINDAN BİZ SIKILDIK, TÜRKİYE'DE SIKILDI, CHP'LİLER DE SIKILDI"
Ünal bir gazetecinin, "CHP Genel Başkanı'nın Man Adası ile ilgili aldığı cezayı nasıl değerlendireceksiniz?" şeklindeki sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup başkan vekilliğinden bu güne kadar yalanları her defasında gitti, Türk yargısına çarptı. Her defasında yalanları ortaya çıkmasına rağmen, destansı bir pişkinlikle sanki hiçbir şey olmamış gibi yeni yalanlarını söylemeye devam etti. Şu anda yine Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın avukatı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanları ve iftiralarıyla ilgili yargıya dönük gerekli şikayetlerde bulundu. Ve bir süreç başladı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanlarından iftiralarından biz sıkıldık, Türkiye'de sıkıldı, CHP'liler de sıkıldı. Özellikle TBMM'de basın toplantısı düzenleyen CHP'li milletvekillerinin, basın toplantısında kullandıkları ifadeleri dinlediğiniz durumun vahameti ortaya çıkmakta."

OHAL AÇIKLAMASI
Ünal, OHAL'in kaldırılmasının sorulması üzerine, "OHAL'in kaldırılmasından sonraki süreçte, Türkiye'nin güvenliğinin sağlanması, terörle mücadelede gerekli enstrümanların ve mekanizmalarının oluşturulması başka bir şeydir. OHAL başka bir şeydir. Bu sadece Türkiye'de olan bir şey değil. Fransa'da da, İngiltere'de de devletin terörle mücadelede ve vatandaşların güvenliğinde sağlamada ihtiyaç duyduğu enstrümanların parlamento tarafından onlara sunulması kaçınılmaz olarak bir gereklilik. Ayrıca, terörle mücadele temelde ne için yapılmaktadır? Demokrasinin güvenliğini, kamunun düzenini korumak, temek hak ve özgürlükleri güvence altına almak için yapılmaktadır. Her ne kadar ana muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörün ve teröristin yanında yer alsa da; biz 'HDP Meclise girmemelidir. Çünkü HDP Meclis'te Türkiye'nin terörle mücadelesini sekteye uğratmak için çaba sarf etmektedir. Kandil'den emir almaktadır, terörle arasına mesafe koymamaktadır. Demokratik siyaset silahların ve terörün yanında olmaz' dediğimizde, Kılıçdaroğlu'nun ısrarla 'PKK'lı arkadaşlar hendekleri kapatın', 'PYD'ye bizim gibi bir siyasi bir partidir' diyen ve DHKP/C'li militanları koruyan bir anlayış sergileyen, TBMM'de, terörle mücadeleye, demokrasinin güvenliği ve kamu düzeninin sağlanmasına dönük alınan tedbirlerle ilgili vaveyla koparması doğal. Burada kim rahatsız olacaktır bu düzenlemeden, diye sorduğunuzda karşınıza Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si ve HDP çıkacaktır. HDP'nin rahatsızlığı ortadadır çünkü Kandil'den emir almaktadır. Asıl, CHP'nin terörle mücadeleden neden rahatsız olduğu sorusunu burada sormak gerekiyor. Tıpkı Fransa'da olduğu gibi Türkiye'de de, ama Fransa'da olduğu kadar katı olmayan düzenlemeler yapılacaktır. Bu düzenlemeler özgürlük ve güvenlik dengesi dikkate alınarak yapılacaktır. Geçtiğimiz süreçte 15 Temmuz'dan sonra OHAL uygulaması vatandaşlarımızın günlük hayatını herhangi bir şekilde en ufak bir kısıtlamaya uğratmamış tam tersine vatandaşlarımızın terörden ve terör örgütlerinin saldırısından korunması, güvenliklerinin sağlanmasına hizmet etmiştir. Yaklaşık 1300 kilometre kare Türkiye'ye sınırı olan Suriye ve Irak'ta terör konusunda neler yaşadığının görüldüğünü dile getiren Ünal, "Özellikle Suriye'nin hangi terör örgütlerinin alanı haline geldiğini, sınır güvenliğinin ne kadar önemli olduğu, DEAŞ'ın, FETÖ'nün, PKK'nın, PYD'nin Türkiye'ye dönük saldırılarını biliyoruz. Bu durumda tabii ki Türkiye, demokrasisinin güvenliğini sağlamak, kamu düzenini korumak, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almak için bazı düzenlemeler yapacaktır ama bu düzenlemeler kesinlikle vatandaşımızın özgürlüğünü, temel hak ve özgürlüklerine dönük bir kısıtlama içermeyecektir" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
------------------
- Ünal'ın açıklamaları
- Detaylar

18.07.2018 - 16.51 Haber Kodu : 180718150
18.07.2018 - 16.52 Haber Kodu : 180718151

======================

(ÖZEL)
5- POLİS SORDU; "KEDİCİK" CEVAP VERDİ

* Adnan Oktar grubuna yönelik operasyonda gözaltına alınan Duygu Altınok'un emniyetteki ifadesi ortaya çıktı

* Polisin "Turnike" sisteminden "Mehdi" iddiasına kadar bir çok soru sorduğu Altınok'un suçlamaları kabul etmediği öğrenildi.

Haber: Hayati ARIGAN - İstanbul DHA
Adnan Oktar ve grubuna yönelik düzenlenen operasyonda Ankara'da gözaltına alınan kadınlardan 34 yaşındaki Psikolog Duygu Altınok emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. Altınok, tüm sorulara cevap verirken, 'Adnan Oktar'a yönelik suç örgütünü tanımını her soruda reddetti. Bir reklam şirketinde proje yöneticiliği yaptığını belirten Altınok gözaltına alınanların büyük bir kısmını tanıdığını belirterek, kendilerini 'arkadaş grubu' olarak tanımladığı öğrenildi.

"PİŞMAN OLACAK BİR ŞEY YAPMADIM"
Kamera kaydı eşliğinde ifadesi alınan Duygu Altınok'a polis 'Etkin Pişmanlık' hükümlerinden yararlanmak isteyip istemediği sordu. Altınok, pişman olacağı veya suç teşkil edeceği hiçbir şey yapmadığını belirterek 'Etkin pişmanlık' hükümlerinden yararlanmak istemediğini belirtti.

"ÜNİVERSİTE SON SINIFTA TANIŞTIM"
Gözaltına alınanları arkadaşları olduğu için tanıdığını ve aralarında bunun dışında bir ilişki bulunmadığını belirten Duygu Altınok, Adnan Oktar ile tanışmasını da şöyle anlattı;
"2007 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümü son sınıfta okuduğu dönemde okulun yanındaki kitapçılarda Adnan Oktar kitaplarını ve CD'lerini görüp aldım. Çok beğendiğim için okulda Adnan Oktar'ın çevresindeki insanları tanıdığını öğrendiğim fen edebiyat fakültesinde eğitim gören Yeşim olarak hatırladığım kişiye, Adnan Oktar ve çevresindekilerle beni tanıştırmasını istedim. Yeşim beni Yasemin Mert ile tanıştırdı. Örgüt tanımlamasını kabul etmediğim için bu arkadaş grubu ile bu şekilde tanıştım. Adnan Oktar ile 2011'de A9 TV'de canlı yayınlar başlayıp, sevenler, misafirler bu yayınlara gitmeye başlayınca bende talep ettim ve burada Adnan Oktar ile ilk defa yüzyüze tanıştım"

AMACI İSLAMI ANLATMAK
Adnan Oktar ve yakınındakilerin isnat edilen suçların hiçbiriyle alakası olmadığını belirten Duygu Altınok, "Adnan Oktar ve arkadaşlarının amacı canlı yayınlarla gündem konularının yorumlanması, İslamı anlatmak ve ilmi çalışmalar yapmaktır. Yapılan faaliyetler olarak canlı yayınlar, Adnan beyin kitapları, yapılan bilimsel konferanslar, Rusya, İran, Arap dünyası hatta tüm dünya çapında önemli gazete ve haber sitelerinde yayımlanan Adnan beyin makalelerini sayabilirim. A9 kanalı ve internette yayınlanan belgeselleri vardır. Herhangi bir örgüt yapısı da bulunmamaktadır" dedi.

SEVDİĞİMİZ AĞABEY, BÜYÜĞÜMÜZ VE YAZARDIR
Örgütteki konumu ve görevi sorulan Duygu Altınok, Adnan Oktar'ın liderliği gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Altınok, "Adnan beyi sevdiğimiz bir büyüğümüz, ağabeyimiz, ve değerli bir yazar olarak görüyoruz. Örgütte herhangi bir konum ve görevim yoktur. Bizim aramızda bu tarz görevlendirme ve konumlandırma yoktur" diye konuştu.

ÖRGÜTE GİRİŞTE YEMİN
Şüphelilere Adnan Oktar'a yapılan operasyon kapsamında bir kısım şikayetçilerin ifadelerinde örgüt üyelerinin örgüte ilk girişte yemin ettirildiği ve ettirilen yeminin içeriği ve metni de soruldu. Kendisinin yemin etmediğini belirten Duygu Altınok, yemin edene de şahit olmadığını kaydettiği öğrenildi.

ADNAN OKTAR İLE İMAM NİKAHI
Polis bir kısım şüphelilerin örgüt lideri Adnan Oktar ile imam nikahları kıyılarak evlendirildikleri birden fazla kişinin Adnan Oktar ile imam nikahlı olarak yaşadığını tespit ettiğini belirtti. Duygu Altınok'a da imam nikahı kıyıp kıymadığı, imam nikahına aracılık edip, şahit olup olmadığı soruldu. Adnan Oktar ile imam nikahı kıymadığını belirten Altınok'un "Bunun da iftira olduğunu düşünüyorum" dediği kaydedildi.

'İNFAK' ADI ALTINDA YARDIM PARASI
Polisin Adnan Oktar'ın dini duyguları istismar ederek kendisine finans sağlayıp, MASAK raporları kapsamında şikayetçilerin de belirttiği İNFAK adı altında suç örgütüne para topladığının tespit edildiğini belirtti. Altınok, "Örgüt adına dini duyguları istismar ederek herhangi bir ad altında tarafınızdan para yada başkaca maddi talepte bulunuldu mu?" sorusuna ise "Şahsımdan para talep edilmedi. İNFAK adı altında para toplandığını duymadım. Yine bunun bir iftira olduğunu düşünmekteyim. Arkadaş grubumuzda herkes çalışır kendi parasını kazanır. Nasıl istiyorsa o şekilde harcar" şeklinde cevap verdiği öğrenildi.

MEHDİ VE 313 ÜYE SAYISI
Örgütte Adnan Oktar'ın söylediğine göre 'Mehdi' cemaatinin 313 kişi olması gerektiği, bu yüzden Oktar'ın örgütte bu sayıyı korumaya çalıştığının tespit edildiğini belirten polis şüphelilere, Adnan Oktar'ın Mehdilik ile ilgi faaliyetlerini anlatmasını da istedi.
Duygu Altınok ise "Adnan bey canlı yayında defalarca mehdilik gibi bir iddiasının olmadığına dair yemin etmiştir. Mehdilik konusu ile ilgili de baskı kurmak gibi bir durum söz konusu değildir. Adnan Oktar'ın kendisini mehdi olarak söylediğine dair bir kayıt yoktur. Adnan beyin yurt içinde ve yurt dışında binlerce sevini vardır. 313 sayısında tutmaya çalıştığı yalandır" dedi.

ŞANTAJ, KARALAMA, İTİBARSIZLAŞTIRMA
Suç örgütü yapılanması içerisinde örgütten ayrılan kişilere karşı şantaj, tehdit, karalama, sosyal medya üzerinde kişileri küçük düşüren, itibarsızlaştıran faaliyetler, içerisinde bulunulduğunu tespit edildiğini belirten polis örgütten ayrılan kişilerle ilgili kimlere talimat verildiğini sordu. Örgütten isteyen ikişinin elini kolunu sallayarak çıkıp gittiğini belirten Duygu Altınok, "Kimse buna karışmaz. Bunu söyleyen iftira atan kişiler vardır. Mesela bize iftira atarak evde zorla tutulduğunu alıkonulduğunu ayakkabısız ve pijamasız kaçtığını iddia eden Ceylan Özgül bulunduğu evden çıkarken ki güvenlik kamera kayıtlarında gayet giyimli spor ayakkabılı bir şekilde evden zorlama baskı olmadan çıktığına dair kayıtlar canlı yayında gösterilmiştir. Arkadaş grubum ayrılan kimseyi karalamadı, itibarsızlaştırmadı" dedi.

ASKERDEN SOĞUTMA
Polis, Adnan Oktar'ın erkek üyelerine askere gitmeme konusunda telkinde bulunduğu, bir kısım örgüt üyelerinin sahte belgeler ile çeşitli yollarla askerlik yapmamaları yönünde kanunda bulunan istisnai durumları kullanarak askerlik görevinden kaçırıldığını belirtti. Şüphelilere askerliğe gitmemesi yönünde Adnan Oktar'ın engel olduğu kişileri bilip bilmediğini sordu. Duygu Altınok'un örgüt üyesi kız kardeşler grubundan olduğunun iddia edildiğini belirten polis, kod adını sordu. Altınok'ın ise böyle bir hiyerarşik yapılanmanın olmadığını belirttiği kaydedildi.

FETÖ İLE BENZER YAPILANMA
Sorulan arasında en dikkat çekenleri ise Adnan Oktar Grubu ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü arasındaki bağı ile ilgili olanlardı.
Polis şüphelilere açıklamasıyla şu soruyu sordu;
"15 Temmuz 2016'da FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilmeye çalışılan darbe kalkışması öncesinde örgüt mensuplarının 17-25 Aralık darbe teşebbüsü, aynı teşebbüsün başarısız olması akabinde aynı tertibin ABD'de Halkbank çalışanı Hakan Atilla'ya karşı yeniden sahnelendiğini belirterek, tertibin geri planında İsrail Düşünce Kuruluşu kadrosunda uzman olarak görev yapan Dr. Jonathan Schanzer ve Mark Dubowitz isimli şahısların 17/25 Aralık darbe teşebbüsleri öncesinde Türkiye'de Adnan Oktar suç örgütü tarafından misafir edildikleri, bu kişilerin Hakan Atilla davasında bilirkişi oldukları, benzer faaliyetlerin FETÖ/PDP terör örgütü tarafından kumpas davasının ABD'deki hakimi Richard Berman isimli kişinin Türkiye'de misafir edilmesi ile benzerlik gösterdiğini tespit edilmiştir. Bu kişilerin Türkiye'de misafir edilme amacını açıklayınız."
Duygu Altınok'un ise bu kişileri örgütten kaçtığı iddia edilen Ceylan Özgül'ün Türkiye getirdiğini iddia etti. Altınok'un "Dr. Jonathar Schanzer'i Türk düşmanı olarak tanırım. Bu kişi Ceylan Özgül ile bağlantıda olan biridir. Türkiye'ye gelişini Ceylan Özgül organize ediyordu. Ancak bu kişinin fikirlerini öğrenince Adnan Oktar tarafından misafir olarak kabul edilmediğini duydum. Mark Dubowitz'i tanımıyorum" dediği vurgulandı.

17/25'TEN SONRA GÜLEN'İ ÖVDÜ
Polisin sorduğu ikinci soru ise şuydu; Adnan Oktar'ın örgüt elebaşı Fettullah Gülen ile ilgili yaptığı açıklamalarda Gülen'in kendisini çok sevdiğini, faaliyetlerini takdir ettiğini, yine bir konuşmasında Fettullah Gülen'in Kahtani olduğu, 17/25 Aralık sonrasında da Gülen yapılanmasını övdüğünün görüldüğü belirtildi. İçerisinde bulunduğunuz suç örgütü ile FETÖ/PDY terör örgütü arasındaki irtibatlarınız, FETÖ/PDY terör örgütünden iletişimde bulunduğunuz ortak faaliyet yürüttüğünüz kişiler ile ilgili ifade veriniz. Duygu Altınok ise bu soruya "FETÖ/PDY ile ilgili ne benim ne de arkadaş grubumun bir bağlantısı yoktur. Adnan Oktar hiç kimsenin eleştirmediği dönemde Fettullah Gülen'i eleştirmiştir." diye cevap verdiği kaydedildi.

TURNİKE SİSTEMİ
Polisin grup seks ve kadınların seks kölesi haline getirildiği "Turnike" sisteminin sorulması üzerine Duygu Altınok'un "Turnike tabir edilen sistemin içerisinde yer almadım. Turnike adlı sistem yoktur. Dolayısıyla buna at bir kayıtta yoktur. Çirkin bir iftiradır. Bana sorulan bütün ahlaksızlıkların hepsini reddediyorum. Böyle bir şeyde bulunmadım. Bunlar iftiradır. Böyle bir iftarının delilinin olması gerektiğini düşünüyorum. Tehdit, korku ve şantaj kesinlikle yoktu" dediği öğrenildi.

Görüntü Dökümü:
-----------------
-Altınok'un fotoğrafı

===========================
(ÖZEL)
6- ADNAN OKTAR'A OPERASYON: 3 KİŞİ EMNİYETTEN SERBEST BIRAKILDI

Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Adnan Oktar ve grubuna yönelik yapılan operasyon kapsamında 3 kişi savcılığın talimatıyla emniyetten serbest bırakıldı.
Adnan Oktar ve grubuna yönelik 11 Temmuz'da 4 ilde yapılan operasyonda gözaltına alınan 187 şüpheliden 92'si emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sabah saatlerinde adliyeye sevk edilmişti. Emniyetteki işlemleri devam eden 95 şüpheliden ise 3'ü savcılığın talimatıyla ifadelerinin ardından emniyetten serbest bırakıldığı öğrenildi. Oktar ve grubuna yönelik soruşturma kapsamında 92 şüphelinin emniyetteki ifade verme işlemleri devam ediyor.

=================

7- İSTANBUL'DA DEAŞ OPERASYONU:24 GÖZALTI

Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube ekipleri terör örgütü DEAŞ'a yönelik yaptığı operasyonda 24 kişi gözaltına alındı.
TEM ekipleri terör örgütü DEAŞ'a yönelik yaptığı çalışmalarda örgütsel faaliyet gösteren, geçmiş dönemlerde çatışma bölgelerinde bulunmuş kişileri belirledi. Polis ekipleri geçtiğimiz hafta tespit ettiği 5'i yabancı uyruklu toplam 24 kişiyi çeşitli ilçelerde yakalayarak gözaltına aldı. Vatan Caddesi'nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilen 24 kişi sorguya alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler dün akşam saatlerinde adliyeye sevk edildi. 24 şüpheliden 4'ü yabancı uyruklu 19 kişi tutuklanırken, 1'i yabancı uyruklu toplam 5 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

===============================

8- BERBEROĞLU'NUN AVUKATLARI DAVANIN DURDURULMASINI TALEP ETTİ

Yüksel KOÇ- Şengüler YEŞİL / İSTANBUL, DHA
Can Dündar ve Erdem Gül ile birlikte MİT TIR'ları davasında, "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım" suçundan tutuksuz yargılanan başka suçtan tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun avukatları, milletvekili seçilen müvekkillerinin yeniden anayasal dokunulmazlık kazandığını belirterek, davada durdurma kararı verilmesini istediler. Mahkeme, Berberoğlu hakkındaki davanın durdurulması talebini bir dahaki celse karara bağlanmasına hükmederek duruşmayı erteledi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına tutuksuz yargılanan Erdem Gül katıldı. Enis Berberoğlu, başka suçtan tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi'nden SEGBİS sistemi ile duruşma salonuna bağlandı. Can Dündar ve Erdem Gül'ü temsilen avukatlar Fikret İlkiz ile Bülent Utku, Enis Berberoğlu'nu temsilen de avukatlar Yiğit Acar ve Zeynel Öztürk duruşmaya katıldılar. Gizlilik kararı bulunan davaya taraflar dışında kimse alınmadı.

BERBEROĞLU'NUN AVUKATLARI DURDURMA TALEBİNDE BULUNDU
Enis Berberoğlu'nun avukatları, müvekkillerinin 24 Haziran tarihinde yapılan seçimlerde yeniden milletvekili seçilerek anayasal dokunulmazlık kazandığını hatırlattılar. Berberoğlu'nun avukatları, anayasal dokunulmazlık kazanan müvekkilleri hakkındaki yargılamanın durdurulmasını, dosyasının da ayrılarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na gönderilmesini talep ettiler.

MAHKEME DURDURMA TALEBİNİ BİR DAHAKİ DURUŞMADA DEĞERLENDİRECEK
Berberoğlu'nun avukatlarının yargılamanın durdurulması yönündeki talebini bir dahaki celse karara bağlamaya hükmeden mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

TUNCAY ÖZKAN: HEPİMİZ O KARİKATÜRÜ PAYLAŞACAĞIZ
Davayı izlemek için İstanbul Adalet Sarayı'na gelen CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan da duruşma öncesi adliyenin karşısında bulunan alanda yaptığı basın açıklamasında, parti olarak demokrasi mücadelesini en üst düzeyde parlamentoda sürdüreceklerini söyledi. Özkan, "Şunu açıkça söylüyoruz; bizi cezaevi ile tutuklama ile zulüm ile yıldıramazsınız. Türkiye demokrasi ile kucaklaşana kadar, adaleti, özgürlüğü ve barışı yeniden kazanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

'HEPİMİZ O KARİKATÜRÜ PAYLAŞACAĞIZ'
Tuncay Özkan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ODTÜ'lü gençlerin tutuklanmasına neden olan pankartı sosyal medya hesabında paylaşmasına ilişkin soru üzerine, "Bütün milletvekili arkadaşlar başta olmak üzere hepimiz o karikatürü paylaşacağız. Hepimiz hakkında dava açabilirler. Ülkede gülmeye, mizaha, karikatüre, sanata izin vermeyen her anlayış, karşısında Cumhuriyet Halk Partisi'nin çelik iradesini bulacak. Bu ülkenin cumhurbaşkanları, başbakanları kendilerini hicveden karikatürleri başbakanlık koridorlarına ve katalog olarak Türkiye'nin her yerine dağıtırlardı. Bugünkü otokrasi Türkiye'de karikatürün, mizahın Türkiye'nin özgür ve demokratik ülke olmasının önünde duvar öremez. Biz o duvarı yıkacağız" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Özkan'ın açıklaması
- Detaylar

=======================

9- ÜSKÜDAR'DA TRAFİK KAZASI: 1 ÖLÜ

Haber-Kamera: Ali Kerem BENGİ / İSTANBUL DHA
Üsküdar'da bir motosiklet, dönüş yasağı olan alanda dönüş yapan kamyona çarptı. Kazada motosiklet sürücüsü hayatını kaybetti.
Kaza, D-100 karayolu Selimiye Kışla mevki Ankara istikametinde saat 14.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Kadıköy istikametine doğru ilerleyen Bahadır Badğın 34 EF 2262 plakalı motosikletiyle, askeri kışlanın önündeki dönüş yasağı olan alanda dönüş yapan Ersin Koymat yönetimindeki 14 NC 113 plakalı kamyona çarptı. Bahadır Badğın çarpmanın etkisiyle yere düştü.
İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Badğın sağlık ekiplerinin müdahalesinin rağmen olay yerinde hayatını kaybetti. Polis ekipleri kamyon sürücüsü Ersin Koymat'ın olayla ilgili ifadesi almak üzere polis merkezine götürüldü. Kaza sonrası
D-100 karayolu Kadıköy istikametinde yaklaşık 1 saat trafik oluştu.
Badğın'ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Kaza yapan araçların kaldırılmasının ardından trafik normale döndü. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.

MOTOSİKLET SÜRÜCÜNÜN EKİPMANI YOKTU
Kaza yerinde olayı anlatan Sefa Ayan "Kamyon yukarıdan aşağı doğru ilerlemiş daha sonra ters yöne girmiş motosiklet Kadıköy istikametine ilerlerken kamyonun arka tekerliğine vurmuş. Zaten motosiklet sürücünün ekipmanları da yok. Genç yaşlardaydı. Kamyon sürücüsünde polis ekipleri tarafından götürmüşler" dedi.

Görüntü Dökümü
----------------------------
-Olay yerinden görüntüler
-Polis ekipleri
-Olay yeri inceleme ekipleri
-Motosikletin görüntüsü
-Kamyonun görüntüsü
-Olay yerinde vatandaşlar izlemesi
-Trafik görüntüsü
-Genel ve detaylar

18.07.2018 - 15.55 Haber Kodu : 180718132

En Çok Aranan Haberler