1)İZMİR'DE CHP'NİN SEÇİM MERKEZİNE ATEŞ AÇILDI: 2 YARALI
İZMİR'in Bayraklı ilçesinde, CHP'nin Seçim Koordinasyon Merkezi'ne bir taksiden tabancayla ateş açıldı. Saldırıda 2 partili hafif yaralandı. Şüpheli Bulut A. polis ekiplerince yakalandı. İzmir Valiliği, olayın siyasi ve terör boyutunun bulunmadığını ve asayiş olayı olduğunu bildirdi.Yamanlar Mahallesi'ndeki CHP Seçim Koordinasyon Merkezi'ne dün saat 14.30 sıralarında, yoldan geçen bir taksiden tabancayla 3 el ateş açıldı. Saldırıda merkezde bulunan partililerden Hakkı Bolat (36) dirseğinden, Batuhan Gül (21) de bacağından vurularak, hafif şekilde yaralandı.
İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve ambulans sevk edildi. 2 yaralı, ambulansla Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılar, tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Olayın ardından polis, taksiyi ve saldırganı belirlemek için çalışma başlattı. Görgü tanıklarının bir kişinin bulunduğunu söylediği taksiyi bulmak için polis harekete geçti.
İL BAŞKANI YÜCEL SALDIRIYI KINADI
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Bayraklı ilçesinde CHP'nin Seçim Koordinasyon Merkezi'ne bir taksiden ateş açılıp, 2 partilinin hafif yaralanmasıyla ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Bu tür saldırıların kendilerini yıldıramayacağını belirten Deniz Yücel "Ne yaparsa yapsınlar, İzmir'i kabadayılara, eşkıyalara, alçakça saldıranlara bırakacak değiliz. İzmir İzmirlilerindir, öyle de kalacak" dedi. Yücel şöyle devam etti:
"Bayraklı Yamanlar seçim büromuzda arkadaşlarımızın seçim çalışmalarını yürüttüğü, vatandaşlarımızı ağırladığı sırada, seçim büromuzun önünden geçen ticari taksinin içinden arkadaşlarımıza ve vatandaşlarımıza ateş açılmış, olayda 2 seçim bürosu çalışanımız yaralanmıştır. Arkadaşlarımızın çok şükür ki önemli bir sağlık problemleri yok, her 2'si de taburcu edildi. Ayrıca 8 Mart Cuma akşamı gençlik kolları üyelerimize, başlarında AKP meclis üyesi olan bir şahsın bulunduğu yaklaşık 50 kişilik bir grup tarafından sopalı silahlı saldırıda bulunulmuş ve 7 parti üyesi gencimiz hastaneye kaldırılmıştır. Bu olayda emniyete yansımış bir olaydır. Polis her iki olayla ilgili de soruşturmasını sürdürüyor. Bu olayın arkasında kimler var, dün akşam yine Bayraklı'da yaşanan olayla bir bağlantısı var mı, bu olayın failleri birilerinin taşeronluğunu mu yapıyor, bunlar tespit edilene kadar bu işin peşini bırakmayacak, suçlular adalete teslim edilip, hak ettikleri cezaları alıncaya kadar takipçisi olacağız"
Yamanlar Polis Merkezi'ne gelen CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, saldırının arkasında siyasi bir amaç olduğunu düşünmediklerini belirterek, "Bu çirkin saldırının arkasında kim var ya da birileri mi yönlendiriyor bilmiyorum. Ama bu seçim Türkiye için önemli. Barışın, kardeşliğin, sevginin, saygının çoğaldığı bir seçim olmasını diliyoruz. Bu seçim yerel seçim. Ama bazı insanlar kendilerine farklı görevler ediniyor. Sadece belediye başkanı seçeceğiz. Bizim MHP'li ya da AK Parti'li kimseyle sorunumuz olamaz. Kardeşçe yaşayacağız, kimse bunu engellemesin. Türkiye'de yaşayan herkes aynı bayrak altında yaşayan kardeşlerdir" dedi.
'HİÇ KİMSE BİZDEN YILMAMIZI BEKLEMESİN'
Bayraklı'daki Osmangazi Mahallesi'nde seçim ofisinin açılışına katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ise iki gün arka arkaya yapılan saldırılarla ilgili şunları söyledi:
"Sevgili başkanımızın bu işi bitirdiği, kazanmış olduğu, ipi göğüslemiş olduğu kesin ki bu kadar panik ve telaş var. Biz bu topraklarda kefensiz yatanların torunlarıyız. Biz o günlerden katledile katledile, cezaevlerinde süründürüle süründürüle, üstümüze geline geline bugünlere geldik. Bakın burada herkesin ailesinde o yaralardan izler var. Bizi durdurmak, Türkiye'nin ilerlemesini engellemek isteyenlere karşı bugüne geldik. Bugün hangi noktadayız? Barışın, sevginin yanındayız. Biz bu kente aşkla bağlıyız. Aşkın ve umudun kaybettiği görülmüş şey değildir. Türkiye'yi Bayraklı'dan İzmir'den başlayarak bu karanlık günlerden çıkartacağız. Bizim karşımıza eşkıyalıkla gelerek durdurmaya çalışanlar başarılı olamaz onların bacaklarını kırarız. Hiç kimse bizden dayakla yılmamızı beklemesin. Biz bu yolculuğu birleşe birleşe ve direne direne kazanacağız. Sokakta pusu kuranları uyarıyorum, bu devam ederse Türkiye'nin sağduyusuna kast etmek olur. Eşkıya dün gece yaptı, bugün azdı. Bunun devamına emniyet izin vermeyecek. Ankara'dan bu mesajları vermek için geldim. Biz sevginin, barışın ve demokrasinin dışında hiçbir şeye izin vermeyiz. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Bayrağımıza, gençlerimize el uzatanın elini kırarız. Sağduyuyla sevgiyle demokratik sonuca herkes katlanacak. Kentleri beton denizine çevirip yine kazanacaksın, öyle bir şey yok. Biz kazanacağız."
'DEMOKRASİNİN KILCAL DAMARLARINI AÇACAĞIZ'
CHP Osmangazi Seçim Ofisi açılışında konuşan CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ise İzmir'in demokrasinin kalesi olduğunu belirterek, "İzmir'in Türkiye'yi değiştirdiğini göreceğiz. Demokrasiyi bu kentin kılcallarına taşıyacağız. Herkes aynı miktarda seviyor bu şehri. Demokrasinin kılcal damarlarını açacağız. Bu şehrin olağanüstü potansiyelini ortaya çıkaracağız. Önceliğimiz arka sokaklardır. Kentsel dönüşüme Cengizhan ve Nafiz Gürman mahallelerinden başlıyoruz. Kentin ekonomisinin büyümesi için çalışacağız. Biz siyaseti bundan yapıyoruz. Bu yaşam kalitesini hak etmiyoruz. Bu hikaye kader değil. Başka bir İzmir başka bir Türkiye mümkün. Ayaklarımızın üstüne kalksak bu hikaye değişir" dedi.
AK PARTİ İL BAŞKANI ŞENGÜL SALDIRIYI KINADI
AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, Bayraklı ilçesi Yamanlar Mahallesi'ndeki CHP seçim bürosuna yapılan saldırıyı kınadıklarını ve seçim öncesi gerginliği arttıracak her türlü eylemin de karşısında olduklarını söyledi. Yazılı bir açıklama yapan Şengül, yaşanan bu elim olay üzerinden siyasi menfaat sağlama peşinde olanların olduğunu öne sürerek, "Asla kabul edilemeyecek bir olay üzerinden üstü kapalı şekilde suç devşirmeye ve siyasi fayda sağlamaya çalışanlar, açıkça belli oluyor. Onları, küçük zihniyetleri ve karanlık dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz. Kendini bilmez biri tarafından yapılan münferit olayı başka yerlere çekmeye çalışmak, zübük siyaset anlayışının tecellisidir" diye konuştu.
'BİZ GÜCÜMÜZÜ SADECE MİLLETİMİZDEN ALIRIZ'
CHP İl Başkanı Deniz Yücel'in cuma günü yaşanan kavgaya ilişkin iddialarına da yanıt veren Şengül, "Emniyet, çıkan kavgayla ilgili her şeyi aydınlatacak. Kimin kime saldırdığı, kimin masum olduğu ortaya çıkacak. AK Parti olarak bu tarz olaylardan medet ummayız. Biz, gücümüzü sadece milletimizden alan bir partiyiz. İzmir halkı da yaşananları en iyi şekilde değerlendiriyor. 31 Mart akşamı, en doğru kararı vereceğinden de şüphemiz yok. AK Parti olarak seçimden tarihi bir başarıyla çıkacağız. Yamanlar'daki CHP seçim bürosuna yapılan saldırıyı bir kez daha kınıyor, CHP'ye de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" dedi.
ŞÜPHELİ YAKALANDI
İzmir'in Bayraklı ilçesinde, CHP'nin Seçim Koordinasyon Merkezi'ne taksiden tabancayla ateş açarak 2 kişinin yaralanmasına neden olan şüpheli Bulut A. polis ekiplerince yakalandı. Gözaltına alınan şüphelinin uyuşturucu madde kullanma ve ticareti yapmak, kasten adam yaralama, mala zarar verme ve hırsızlık suçlarından kaydı olduğu öğrenildi.
Öte yandan, konuya ilişkin açıklama yapan İzmir Valiliği, olayın siyasi ve terör boyutunun bulunmadığını ve asayiş olayı olduğunu bildirdi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Olay yeri
---------------------------
-Atilla Sertel'in konuşmasından görüntü
-Tuncay Özkan'ın konuşmasından görüntü
-Tunç Soyer'in konuşmasından görüntü
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Melis KARAKUZULU / İZMİR, (DHA)
2)RUS SAVAŞ GEMİSİ, ÇANAKKALE'DE TÜRK SAVAŞ GEMİSİYLE KARŞILAŞTI
ÇANAKKALE Boğazı'ndan geçen Rus Donanması'nın Karadeniz Filosu'na bağlı 151 borda numaralı savaş gemisi 'Azov', Türk savaş gemisiyle karşılaştı. Güvertesinde askerlerin nöbet tuttuğu 'Azov'a, güvenlik nedeniyle Türk Sahil Güvenlik botu eşlik etti.
Ege Denizi'nden saat 16.30'da Çanakkale Boğazı'na giriş yapan Rus Donanması'nın Karadeniz Filosu'na bağlı 151 borda numaralı savaş gemisi 'Azov', saat 18.00 sıralarında Çanakkale önlerine ulaştı. Kilitbahir Kalesi ve 'Dur Yolcu' yazısı önünden geçen 'Azov'un güvertesinde askerlerin nöbet tuttuğu görüldü. Rus savaş gemisi, Eceabat ilçesi önlerine yaklaştığında ise Ege Denizi'ne doğru seyir yapan Türk savaş gemisiyle karşılaştı. Rus savaş gemisine, Boğaz geçişi sırasında, güvenlik nedeniyle Türk Sahil Güvenlik botu eşlik etti. Rus savaş gemisi 'Azov', saat 18.25'te Boğaz'da manevra yapılması en güç nokta olan Nara Burnu'nu dönerek, Marmara Denizi'ne doğru yol aldı. 'Azov'un, bağlı bulunduğu filoya katılmak üzere Karadeniz'e gittiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü
------------------------------
-Rus savaş gemisinin boğazdan geçişi
-Rus savaş gemisi'nin Türk savaş gemisiyle karşılaşması
-Sahil Güvenlik botu ile Rus savaş gemisi detay
Haber-Kamera: Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE, (DHA)
3)KAZA YAPIP, OTOMOBİLLERİNDEN İNEREK TARTIŞANLARA BAŞKA BİR OTOMOBİL ÇARPTI: 3 ÖLÜ, 5 YARALI
ŞANLIURFA'nın Siverek ilçesinde 2 otomobilin çarpışarak hasara neden olduğu kazada, araçlarından inerek tartışmaya başlayan kişilere başka bir otomobil çarptı 3 kişi yaşamını yitirdi, 5 kişi yaralandı. Kaza, akşam saatlerinde ilçeye bağlı Erkonağı Mahallesi yakınlarında meydana geldi. İlçeden mahalleye yönüne ilerleyen Mehmet Eyyüp Karınca yönetimindeki 63 ED250 plakalı otomobil ile Vahit Boncuk yönetimindeki 63 YA 5795 plakalı otomobil çarpıştı. Kimsenin yaralanmadığı kazada otomobillerinden inen kişiler tartışmaya başladı. Bu sırada İbrahim Ç. yönetimindeki 63 RA 978 plakalı otomobil yolda tartışanların arasına daldı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptığı kontrolde Sakine Karınca'nın yaşamını yitirdiğini belirledi. Yaralılar Mehmet Emin Karınca, Remziye Karınca, Melek Nur Karınca, Mesut Boncuk, Mehmet Ali Almas, Mehmet Eyyüp Karınca ve Vahit Boncuk ise ambulanslarla Siverek Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Acil Servis'te tedaviye alınan yaralılardan durumu ağır olan Mehmet Eyyüp Karınca ve Vahit Boncuk doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Kazada yaşamını yitiren 3 kişinin cenazeleri otopsi için hastane morguna konulurken, ağır yaralanan ve hayati tehlikesi bulunan Mehmet Emin Karınca ise Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Hafif yaralanan Mehmet Ali Almas kazayı anlatarak, "Yolda otomobilimiz başka bir otomobil ile çarpıştı ve aynası kırıldı. O sırada durduk sürücüler arasında tartışma çıktı ben otomobilden inmedim yolda tartışan ailem ve diğer kişilere bir otomobil gelip çarptı" dedi. Kazayı haber alan ailelerin yakınları ise hastaneye akın etti. Kaza ile ilgili soruşturma başlatan jandarma İbrahim Ç.'yi ifadesini almak üzere İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdü.
Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Hastane acil servisi
- Ambulans ve askerler
- Acil servis önünde toplanan kalabalık
- Kalabalığı dağıtan güvenlik güçleri
- Sevk edilen yaralının ambulansa alınması
- Kazada hafif yaralı gencin konuşması
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==============================================
4)BURDUR'DA OTOMOBİL AĞACA ÇARPTI: 1 ÖLÜ, 4 YARALI
BURDUR'da, sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobilin ağaca çarpması sonucu Hüsnü Ergene (20) hayatını kaybetti, 2'si kardeş 4 kişi yaralandı. Kaza, saat 22.30 sıralarında Burdur- Karamanlı yolunun 10'uncu kilometresinde meydana geldi. Hüsnü Ergene yönetimindeki 35 AFL 540 plakalı otomobil, sürücünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu yoldan çıkarak ağaca çarptı. Kazada sürücü Hüsnü Ergene olay yerinde yaşamını yitirdi. Otomobilde bulunan İbrahim Atabil (23) ve Veli Uygun (26) ile Hakan (23) ve Volkan Aykut (23) kardeşler ise yaralandı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralıları Burdur Devlet Hastanesi'ne götürdü. Yaralılardan İbrahim Atabil'in durumunun ciddi olduğu belirtildi. Hüsnü Ergene'nin cenazesi ise savcının incelemesinin ardından Burdur Devlet Hastanesi morguna konuldu.Hüsnü Ergene'nin arkadaşları olan ve merkez Suludere köyünde oturan Hakan ve Volkan Aykut kardeşleri evlerine bırakmak için giderken kazanın meydana geldiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Kazaya karışan otomobil
- Yaralı sedyede
- Yoldaki trafik
- Ambulansın gidişi
- Detay
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)
5)ŞANLIURFA'DA ÖĞRENCİLERİN TEHLİKELİ YOLCULUĞU KAMERADA
ŞANLIURFA'da traktörün arkasına bağlı kültivatör üzerine çıkan 9 öğrencinin tehlikeli yolculuğu görenleri korkuttu.
Karaköprü ilçesinde hareket halinde olan sürücüsünün adı ve plakası öğrenilmeyen traktörün arkasına bağlı kültivatör üzerinde yolculuk yapan 9 öğrenciyi bazı sürücüler tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Traktörün sağında, solunda ve tarla sürmek işinde kullanılan kültivatör üzerinde ayakta duran 9 öğrencinin tehlikeye aldırış etmeden kilometrelerce yol alması görenleri korkuttu.
Görüntü Dökümü
--------------------------
- Seyir halindeki traktör
- Traktörün arkasında tehlikeli yolculuk yapan öğrenciler
- Traktöre tutunmaya çalışan öğrenciler
- Genel ve detay görüntüler
Haber:Ali LEYLAK-Kamera: ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
================================================
5)CUMHURBAŞKANI DİYARBAKIR'DA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ temaslarının ardından Diyarbakır'a geçti. Diyarbakır'da Vali Hasan Basri Güzeloğlu, milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Cumali Atilla ve protokol üyeleri tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisince İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentte coşkuyla karşılanmaktan mutlu olduğunu söyledi. Kürtçe ve Türkçe yazılı pankartların asıldığı alandakileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakırlı şair Sezai Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' isimli şiirinden bir bölüm okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilçelerinin isimlerini saydığı Diyarbakır'a son 1 yılda 4'üncü defa geldiğini ifade etti.
'TERÖRİSTLERİ, KAZDIKLARI ÇUKURA GÖMDÜK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'ın İstanbul'a örnek hale geldiğini kaydederek, şöyle dedi:
"Diyarbakır Türkiye'dir, Türkiye de Diyarbakır'dır. Bundan tam bir asır önce İstanbul işgal edildiğinde Diyarbakır'ın evladı Süleyman Nazif'in 'Kara Bir Gün' başlığıyla bir yazı yazmıştır. Bu yazının yayınlanmasıyla şehirde yer yerinden oynamıştır. Tıpkı Maraş'ta Sütçü İmam'ın, Antep'te Şahinbey'in, Şehitkamil'in Süleyman Nazif de işgal edilen şehrinde, İstanbul'da istiklal ateşini yakmıştır. Diyarbakır asırlardır kendisiyle birlikte ülkemizin istiklalinin lokomotifi olmuştur. Buna rağmen Diyarbakır uzuncu süre ülkemizin diğer şehirleri gibi geri kalmışlık, yoksulluk, ihmal edilmişlik batağına itilmiştir. Maalesef Diyarbakır'ın başına bir de terör örgütü belası, kara bulut gibi çökmüştür. Diyarbakır'ı terör örgütünün zulmünden kurtardıkça, şehrimizin çehresinin nasıl değişmeye başladığını en iyi sizler biliyorsunuz. Şu anda artık 10 sene öncesinin Diyarbakır'ı yok. Bakıyorsunuz İstanbul'a adeta örnek bir Diyarbakır var. Her tarafı pırıl pırıl bir Diyarbakır var. Dicle'siyle, hamdolsun Sur'uyla bir başka Diyarbakır var. Bu terör örgütü kalıntılarıyla bugünlere gelmedik, bunlara kayyum kardeşlerimizle geldik. Onlar devletin kendilerine gönderdiği parayı, size harcadılar, Diyarbakır'a harcadılar. Ama birileri halkın mesajını yanlış anladı. Bu halkın kendilerine verdiği 80 milletvekiliyle ve 100'ün üzerinde belediye ile şehirlerimize ve ülkemize hizmet edecekleri yerde gidip siyasi söylemlerini, bir avuç marjinale, iradelerini de terör örgütüne teslim ettiler. Devletin belediyelere, vatandaşlarımıza hizmet için verdiği araçları ve imkanları, alt yapı eksiklerini gidermekte değil, çukur kazmakta kullandılar. Teröristlere verdikleri destekle, oralarda yaşayan insanlarımıza ve esnafımıza hayatı zehir ettiler. Biz ne yaptık? Teröristleri, kazdıkları çukura gömdük. Bu ülkede tek bir devletin olduğunu, onun da Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu gösterdik. Bununla yetinmedik. İradelerini götürüp terör örgütünü teslim edenleri de görevlerinden aldık. Bu ülkede kamu adına görev yapanların sadece halka ve devlete hesap verebileceklerini gösterdik. Görevden aldığımız örgüt militanlarının yerine de tek amaçları ülkemize ve şehirlerimize hizmet etmek olan kayyumları atadık. Şimdi lütfen elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin. Diyarbakır, terör örgütünün emrindeki militanları döneminde mi hizmet gördü, yoksa şimdi bizim adayımız olan kayyum döneminde mi hizmet gördü?"
'ŞEHRİMİZİ TAMAMEN KURTARMANIN VAKTİ GELMİŞTİR'
31 Mart'ta hizmet için çalışacak belediyeler vaat ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onların derdi millete hizmet etmek değil, örgüte selam durmaktır. Hırsları için koskoca bir şehrin geleceğiyle oynamaya, koskoca bir şehir halkının hayatını zorlaştırmaya hakkı yoktur. Halka hizmet yerine, ellerine örgütün tutuşturduğu bildirileri okuyan belediye başkanlarının kendilerine faydaları yok, şehirlere ne olsun? Diyarbakır'a tırnak ucu kadar katkı sağlamayan, tam tersine sadece yük olan, sadece bedel ödeten örgüt atıklarından şehrimizi tamamen kurtarmanın vakti gelmiştir. Buna hazır mıyız? Öyleyse 22 gün. Çok çalışacağız, gayret edeceğiz. Korkmak yok. 'Kork Allah'tan korkmayandan.' Böyle demiş büyüklerimiz. Biz 31 Mart'ta size adam gibi belediye başkanları, hizmet için çalışacak belediyeler vaat ediyoruz. Biz bodrum katlarında teröristlerce sorguya çekilen, tokatlanan belediye başkanları değil, emanetinize sahip çıkan karakterli belediye başkanları vaat ediyoruz. Diyarbakır, artık Kandil yerine, kendi şehrine hizmet edecek namuslu belediye başkanlarıyla yönetilmeyi hak ediyor. Diyarbakır, bu şehrin kaynaklarını çukura, hendeğe gömen değil, yatırıma, işe, aşa, istihdama dönüştüren ehil belediye başkanlarıyla yönetilmeyi hak ediyor. 31 Mart seçimlerinde Diyarbakır tercihinin inşallah bu yönde olacağına inanıyorum."
'41 KATRİLYON LİRA YATIRIM YAPTIK DİYARBAKIR'A'
Diyarbakır'a 41 katrilyon lira yatırım yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dicle Nehri'nin üzerindeki Silvan Barajı'ndan alınacak suyu, Mardin'e aktaracak Silvan Tüneli'nin temelini atacaklarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"HDP'den bunlar olur mu? Bunların böyle bir derdi var mı? Onlar sadece bodrum katlarında maalesef dayakla, tehditle, insanları o şekilde tedavi ediyorlar. İşte 31 Mart'ta, bu hesabı hep birlikte sormamız lazım. Bunların derdi çukur, bunların derdi çamur, bunların derdi çöp. Ya şu Diyarbakır'da yapılmış ne varsa biz yaptık biz. Biz de sağ olsun bu kayyum kardeşimizi şu anda Diyarbakır'a belediye başkan adayı yaptık. Diyarbakır'da Bölge Adliye Mahkemesi'ni faaliyete geçiriyoruz. Biliyorsunuz çukur eylemleri sırasında 187 hektarlık Sur alanının 63 hektarı ciddi zarar gördü. Buradaki 3 bin 695 bağımsız birimi, 17 tescilli anıt yapıyı ve 638 adet korunmaya değer yapıyı hasarlı olarak tespitk edip hemen yeniden ihyasına başladık. Bunlar çok acımasız, buraları bombaladılar. O canım canım, tarih kokan, Osmanlı mirası Kurşunlu Camii'ni adeta yıkılacak duruma getirdiler."
'BUNLARIN CHP ZİHNİYETİYLE HİÇBİR FARKI YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere yeniden inşa edilen bölgelerden çekilen videoyu izletip, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"12 tarihi caminin restorasyonu tamamladık. Terör olaylarından zarar gören vatandaşlarımıza toplamda 120 milyon lira tutarında kira ve eşya yardımı yaptık. Diyarbakır'ın şehir olarak kimliğinin önemli bir parçası olarak gördüğümüz bin 500 tarihi taş evi yeniden canlandırıyoruz. Sur'da 152 bin metrekarelik alana bir Millet Bahçesi kazandırdık. Dicle Vadisi Millet Bahçesi'nin inşaatı devam ediyor. TOKİ vasıtasıyla Diyarbakır'da toplam 16 bin 847 konut projesine başladık. Ulaşımda burası çok önemli.. 44 kilometre olan Diyarbakır'ın bölünmüş yol uzunluğuna, 380 kilometre daha ilave ederek toplamda 424 kilometreye çıkardık. Diyarbakır genelinde 15 köprüyü, 25 yaya üstgeçidini ve 14 kavşağı tamamladık. Malabadi Köprüsü'nün de aralarında olduğu 7 tarihi köprünün restorasyonunu tamamladık. Mardin'deydim konuşmamı yaptım. Akşam da evde baktım televizyonda bu HDP'nin bir eş başkanı var. Konuşmasında diyor ki 'Ya Erdoğan Mardin'e hızlı tren getirecekmiş. Mardin'e hızlı trene ne gerek var.' Ben de zannettim ki havalimanıyla ilgili bir şey diyecek. Çünkü bunların CHP zihniyetiyle hiçbir farkı yok. CHP ne demişti; 'Birinci köprüye ne ihtiyaç var, ikinci köprüye ne ihtiyaç var?' Üçü yaptık. 'Üçe ne ihtiyaç var, Marmaray'a ne ihtiyaç var, Avrasya'ya ne ihtiyaç var?' Bunlar yapmak için değil, yıkmak için var. Eğer Diyarbakır ile ilgili 'Hızlı trene ne ihtiyaç var?' derlerse şaşmayın. Zira bunlar benim Diyarbakırlı kardeşimin kalkıp da bu modern ulaşım araçlarından istifade etmesini istemezler. İsteseler de istemeseler de biz yaparız. Havalimanını nasıl yaptık, nasıl büyüttük. İnşallah bunu da yapacağız. Önümüzdeki dönemlerde Diyarbakır'ı daha büyük hizmetlerle tanıştıracağız."
'TARİH BOYUNCA KÜRTLERE EN ÇOK ZULMEDEN ÖRGÜT PKK OLMUŞTUR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere HDP milletvekilleri ile terör örgütü PKK'nın sözde yöneticilerinin konuşmalarını içeren videoyu izletip, Kürtlere tarih boyunca en fazla zulüm eden örgütün PKK olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle dedi:
"Tarih boyunca Kürtlere en çok zulmeden örgüt PKK olmuştur. Bölücü örgütün Kürt kardeşlerimizin veya bölgemizdeki herhangi bir kesimin hakkını, hukukuna savunmak gibi bir derdi asla olmamıştır. Bu örgüt sadece kendi sapkın, ideolojik amaçları için Kürt kardeşlerimizi kullanmıştır. Şimdi de Kürt kardeşlerimizin iradesini CHP'nin başını çektiği zillet ittifakına teslim ederek bir kez daha aynı oyunu oynamaktadır. Şimdi bunları şöyle ekrandan şöyle bir cevap verelim. Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Bu adam var ya Kürt de değil. Sahtekara bak sahtekara. 'Kürdistan'da HDP alacak, batıda da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz.' diyor. Şimdi bunlara 31 Mart'ta sandıkta öyle bir tokat vuralım ki bu ifadeleri kullandıklarına pişman olsunlar. 780 bin kilometrekareyle Türkiye'yiz Türkiye. Fakat bunlar bölücü. Bunlar bu milleti parçalamak için var. Ne diyor; 'Biz sırtımızı PKK'ya, YPG'ye, PYD'ye dayadık.' Ben de diyorum ki biz de sırtımızı Diyarbakırlı kardeşlerimize ve Allah'a dayadık. Bu yola böyle çıktık. Bizim arkamızda terör örgütleri yok. Millet var millet. Bunlar da zillet. Bunlar ülkemizde ve bölgemizde hep bir takım gönüllü veya paralı taşeronluğunu yapmıştır. Ne diyor; '1 Temmuz'a kadar terörle eğer terörle mücadele yasasını kaldırmazsanız savaş kapıya dayanmıştır.' Ne oldu bir Temmuz daha geçti. Ne oldu, ne yaptınız? Tam aksine biz Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te bunları inlerine gömdük mü? Kandil'de de gömeceğiz. Bunlar değil mi 14- 15 yaşındaki çocuklarımızı, kızlarımızı buralardan dağlara kaçıranlar değil mi? Benim Diyarbakırlı kardeşlerim aylarca Diyarbakır Belediyesi'nin önünde oturma eylemi yapmadılar mı? Peki o annelerin ahı ne olacak? Bunun hesabını sormayacak mıyız? Öyleyse 31 Mart bir fırsat. Bunun hesabını sormamız lazım."
TÜGVA 5'İNCİ GENÇLİK BULUŞMASI'NA KATILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da partisince düzenlenen mitingin ardından valiliği ziyaret etti. Tören mangasını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile görüştü. Erdoğan, valilikte Türkiye Ermenileri Patrikvekili Başpiskopos Aram Ateşyan ve Keldani Cemaati Patrikvekili François Yakan ile Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumali Atilla'yı da kabul etti. Erdoğan, Ateşyan ve Yakan'a, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan'ın yaşamını yitirmesinden dolayı başsağlığında bulundu. Erdoğan ardından Türkiye Gençlik Vakfı'nca (TÜGVA) Seyrantepe Spor Salonu'nda düzenlenen 5'inci Gençlik Buluşması'na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere tavsiyelerde bulunarak şöyle dedi:
"Vakfımız ülkemizin 81 vilayetinde ve yurt dışında çok hayırlı hizmetlere imza atıyor. Amacımız dünya üzerinde iyiye ve güzele dair ne varsa bütün bunları savunan bir gençliğin önünü açmaktır. Amacımız, daima adaletin ve hakkın yanında olan bir neslin önünü açmaktır. Amacımız, daima hakkın ve adaletin tarafında olan bir nesli ülkemize kazandırmaktır. Elinde taşla, silahla, sopayla, faydasız şeylerle değil kitapla, bilgisayarla gezen, kafasında boş işlerle değil planla, projeyle meşgul eden, yüreği heba ve hevesle değil inançla, şefkatle, cesaretle dolu bir nesil istiyoruz. İstiyoruz ki bizim gençlerimiz, insana sarf malzemesi gibi bakan, ölümü, öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermesinler. İstiyoruz ki bizim gençlerimiz, kendilerini kullanılacak bir metaa, araç gibi gören örgütlere, yapılara asla itibar etmesinler. Öyle bir gençlik istiyoruz ki hangi görüşe mensup olursa olsun, hangi fikri savunuyorsa savunsun, okumalı, araştırmalı, sorgulamalıdır. Kimseye zihnini kiraya vermemelidir. Gençler, diploma avcılığı yaparak, kariyer peşinde koşan değil hakiki manada ilim ve hikmet arayışında olan bir gençlik istiyoruz. Hepsinden önemlisi, imanı ve ahlakı hayatının merkezine yerleştirmiş bir gençlik istiyoruz. Bunun için 40 yıldır gece gündüz mücadele ediyoruz. Kendi gençlik yıllarımızdan başlayarak, sivil toplumda, siyasette, kamuda üstlendiğim her görevde böyle bir gençliğin yetişmesinde katkıda bulunma hayaliyle çalıştık. Eskiden beri ülkemize saldıranların, özellikle gençlerimizi hedef almasının çok bilinçli bir strateji olduğunu gördük. Yıllar boyunca bu ülkede kimi zaman 'sağcı- solcu' dediler, kimi zaman 'Alevi- Sünni' dediler, kimi zaman 'ilerici- gerici' dediler, kimi zaman 'Türk- Kürt dediler ama her seferinde nesilleri mahvettiler. En son FETÖ hadisesi, bize bir değil birkaç nesle mal oldu. Aynı şekilde PKK da bu milletin birkaç neslinin heba olmasına yol açtı."
'VATAN- MİLLET DÜŞMANLARINA KAPTIRACAK TEK BİR GENCİMİZ YOKTUR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfusun 82 milyonu bulmasına rağmen çok güçlü insan kaynağına ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Tek bir evladımızın dahi terör örgütleri, ihanet çeteleri, suç yapıları tarafından elimizden kopartılmasına rıza gösteremeyiz. Bu gençlerimiz içinden Peygamber Efendimiz Aleyhi Salât-ü Selam, O'nun uğruna kendi hayatını hiçe sayacak Hazreti Ali'ler inşallah çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden Kudüs'ü Haçlılar'a mezar eden Selahaddin Eyyubi'ler çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden İstanbul'u fetheden Fatih'ler çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden Çanakkale'de bir Gazi Mustafa Kemal, Kût'ül-Amâre'de, İstiklal Harbi'nde düşmanın yüreğine korku salacak nice kahramanlar çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden Hasan Tahsin gibi tek kurşunla İzmir'de özgürlük ateşini yakan, Ömer Halisdemir gibi İzmir'de tek kurşunla darbecilerin oyunlarını bozan yiğitler çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden Nobel ödülü alan Aziz Sancar'lar çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden dava ateşimizi körükleyen Necip Fazıl gibi Arif Nihat Asya gibi şairlerimiz çıkacaktır. Bu gençlerimizin içinden dünya çapında edebiyatçılar, sanatçılar, müzisyenler, sporcular, matematikçiler, kimyacılar, doktorlar, mühendisler çıkacaktır. Dolayısıyla bizim vatan- millet düşmanlarına kaptıracak tek bir gencimiz yoktur. Bizim vandallara, sokak çetelerine kaptıracak tek bir çocuğumuz yoktur. Bizim 34 yıldır gençlerin kanı ve gözyaşıyla beslenen vampirlerin insafına terk edilecek hiçbir evladımız yoktur. Hepsine de aynı hassasiyetle sahip çıkmak zorundayız" diye konuştu.
'TÜRKİYE GÜCÜN HAYIRLI KULLANIMI ÖRNEĞİYSE, İSRAİL TAM TERSİ BİR ÖRNEKTİR'
Arif Nihat Asya'nın 'Fetih Marşı'nı okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü olanın haklı değil haklı olanın güçlü olduğunu bir dünya düzeni istediklerini kaydederek, şöyle devam etti:
"Bizim, Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştaki her bir gencimize ihtiyacımız var. İşte bu gençliğin inşasını birlikte başararak; önce 2023 hedeflerimize ulaşacak, ardından da 2053 ve 2071 vizyonumuzu sizlere emanet edeceğiz. Biz o günleri göremeyeceğiz ama siz göreceksiniz inşallah. Sevgili gençler, kendinizi asla küçümsemeyin. Gençlik öyle bir güç öyle bir ateştir ki onunla yeri gelir dünyayı değiştirir, öyle gelir dünyayı yakarsınız. Biz gençlerimizle ülkemizden başlayarak tüm dünyayı değiştirebileceğimize inanıyoruz. Sizler de inanıyor musunuz? Onun için de vizyonumuzu geniş tutuyoruz. Bugün Türkiye, sadece bölgesinin değil dünyanın yükselen gücü haline gelmişse bunda gençlerimizin çok büyük katkısı var. Sizler de yakından takip ediyorsunuz. Şayet yeteri kadar gücünüz varsa üzerine bir de iman ve ahlak eklediğinizde bunu hayırlı hizmetlere dönüştürebiliyorsunuz. İmansız ve ahlaksız güç ise maalesef zulme, haydutluğu, hoyratlığa pervasızlığa giden bir yola girebiliyor. Türkiye gücün hayırlı kullanımı örneğiyse, İsrail tam tersi bir örnektir. Biz güçlü olanın haklı değil, haklı olanın güçlü olduğu bir dünya düzeni istiyoruz. Bunun için ne diyoruz? Dünya beşten büyüktür diyoruz. Bunun için Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Bunun için Suriye'de güvenliğin ve huzurun sağlanması için çalışıyoruz."
'NE YAPARLARSA YAPSINLAR BEYHUDEDİR'
Amerika Birleşik Devletleri'nin S-400 Hava Savunma Sistemleri ile ilgili rahatsızlığından örnek veren Erdoğan, geçmişin, gençler için paha biçilemez derslerle dolu olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Biz kendi ayaklarımızın üzerinde yükselmeye başladıkça, hakkı ve hakikati de daha gür bir sesle, daha gür bir eda ile ifade etme imkanı buluyoruz. Bundan rahatsız olanlar, hala eski günlerdeki gibi kendi gemilerini yürütmenin gayreti içindedir. Amerika'nın S-400'lerle ilgili tavrı bunun bir örneğidir. Türkiye'nin bu hava savunma sistemini niçin aldığı, hangi şartlarda aldığı, ne şekilde kullanacağı açıkça ortadadır. Bu konunun ne NATO'yla, ne F-35 projesiyle, ne Amerika'nın güvenliğiyle uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını işin erbabı olan herkes biliyor. Buna rağmen S-400 konusunda niçin ülkemizin üzerine böylesine hoyrat bir şekilde geliniyor? Çünkü mesele başka. Mesele S-400 değil, Türkiye'nin Suriye başta olmak üzere bölgesindeki gelişmeler konusunda kendi iradesiyle hareket ediyor olmasıdır. Üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizdeki bir takım çevreler de kimi alenen, kimi el altından aleyhimizde estirilen rüzgarlara nefes veriyor, destek veriyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar beyhudedir. Türkiye, istiklali ve istikbali için girdiği 15 Temmuz başta olmak üzere pek çok bedel ödediği, şehitler verdiği bu yoldan asla geri dönmeyecektir. Bugün bize S-400 aldığımız için böylesine yüklenenlerin dün ülkemiz topraklarına teröristlerin roketleri, bombaları yağdığında mevcut sistemleri nasıl toparlayıp götürdüklerini biz unutmadık. İnşallah geçmişteki pek çok hadise gibi bu meseleyi de aklı selimin, mantığın, ortak çıkarların gerektirdiği şekilde halledeceğiz. Biz insansız hava aracı istedik, dostlarımızdan. Ama ne yazık ki vermediler, Biz silahlı insansız hava aracı istedik, 'Maalesef kongre müsaade etmiyor' dediler. Ne oldu sonra. Şimdi biz insansız hava aracını yaptık mı, silahlı insansız hava aracını yaptık mı? Yaptık. Şimdi daha da ileri modelini yapıyoruz. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif'in o güzel dizelerinde ifade ettiği gibi 'Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak. Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak. Ye's öyle bataktır ki düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun. Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar; Me'yûs olanın ruhunu, vicdanını bağlar. Sahipsiz olan memleketin batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.' Mesele bu. Sizler sahip oldukça batmayacak bu vatanı inşallah her geçen gün daha da yükselteceğiz."
Konuşmasının ardından TÜGVA Genel Başkanı Enes Emiroğlu tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tespih ve tablo hediye edildi.
Görüntü Dökümü
----------------------------
- İstasyon Meydanı
- Alana gelenler
- Cumhurbaşkanı'nın gelmesi
- Pankartlar
- Aladakilerden detay
7)KILIÇDAROĞLU, MARMARİS'TEN BODRUM'A GEÇTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Marmaris'te miting yaptıktan sonra Bodrum'a gitmek üzere yola çıktı. Kılıçdaroğlu'nun yolu Muğla kent merkezi çıkışı ile Yatağan ve Milas ilçelerinde partililer tarafından kesildi. Buralarda partililerden seçimler için çalışmalarını ve desteklerini isteyen Kılıçdaroğlu, daha sonra Bodrum Otogarı inşaatının temel atma töreni için Torba Mahallesi'ne gitti.
BAŞKAN ADAYININ KÜRSÜ HEYECANI
Törende Muğla'daki yatırımların tanıtıldığı kısa film gösteriminin ardından ilk olarak konuşan CHP Bodrum Belediye Başkan adayı Ahmet Aras'ın kürsüdeki heyecanı dikkat çekti. İlçe sakinlerinden, sözlerini yerine getirmemesi durumunda ilginç bir istekte bulunan Ahmet Aras, "Kardeşliğin teminatı olarak rantın değil, halkın belediyeciliğini yapacağız. Üretimi artıracağız. Garanti alımlı ürün yetiştiriciliği yapacağız. Bodrum, kültür ve sanatın başkenti olacak. 5 bin yıllık tarihi olan Bodrum'u, dünyanın kültür ve sanat merkezi haline getireceğiz. Biz ekmeğimizi aşımızı eskiden sadece turizmden alıyorduk. Bodrum'u, beklenen, özlenen turizm merkezi haline getireceğiz. Turizmi sadece 2 aya yaymayacağız. Bütün yıla yayacağız, çeşitlendireceğiz. Hiçbir kesimin, rantın değil Bodrum'un belediye başkanı olacağız. Bodrum'dan almaya değil, vermeye geliyoruz. Ben bunları yapamazsam kirli çamaşırlarınızı alıp belediyenin önüne gelin ki ben de yapamadığımın farkında olayım ve utanayım, yüzüm yukarı kalkmasın" dedi.
CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı ve Başkan adayı Osman Gürün de, "Burası Bodrum'un otogar ihtiyacını uzun yıllar karşılayacak kalitede olacak. Kendi elektrik giderini çatıdaki güneş panellerinden karşılayacak. Sürücülerin dinlenmesi, yatmaları için başka yerde tesis yapacağız. İlçe içindeki trafiği azaltmamız lazım. Ne yapılırsa yapılsın trafiğin azaltılamadığı bir durum yaşıyoruz. Otogarın şehir içinden çıkmasıyla önemli bir rahatlama sağlanacak. İlgili kurumlarla Bodrum'un trafik sorununu çözecek başka alternatif yollar olur mu, beraberce bunları tartışacağız. 1,5 yıl içinde burası açılacak" diye konuştu. Osman Gürün ayrıca Bodrum'un sorunları ve bunlara karşı yapacakları projeleri de konuşmasında anlattı. Konuşmalar sırasında, kürsünün yanında işitme engelliler için de bir görevli bulundu, işaret diliyle konuşmaların çevirisini yaptı.
DSİ'NİN YAPTIRDIĞI SU İSALE HATTI ÜZERİNDEN ELEŞTİRDİ
Adayların konuşmasından sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye geldi. "Biz martın sonu bahar dedik ama siz baharı getirmişsiniz" diye sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, Bodrum Belediye Başkan adayı Ahmet Aras'ın kürsüdeki heyecanını da değinip, "Ahmet Başkan oldukça heyecanlı. Neden heyecanlı olmasın, heyecanı dolayısıyla yeni belediye başkanını kutluyorum. Heyecan güzel, bir şeyler yapmak istiyorsunuz, özveriyle yapmak istiyorsunuz, rahat koltuklarında oturmayacaksanız. O genç birisi, Bodrum'a ve Bodrumlulara hizmet etmek istiyor. Onu bir alkışlayalım" dedi.
Bodrum'un suyunun öteden beri tartışıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Kim getirir suyu? DSİ. Öyle bir getirdi ki bin kez patlıyor. Başkan onu nasıl teslim alsın. 'Bırakın bizi yapalım' diyor. Ona da izin vermiyorlar. E doğru dürüst yap o zaman. Kime yaptırmış bu isale hattını? Malı götürenlere yaptırmış. Yazık günah değil mi? Biz bir şeyi yaptığımız zaman oturur doğru dürüst yaparız. İşi ehline yaptırırız. Vatandaşın paralarını birilerine tahsis edip, birilerine bir şeyler verirseniz bu doğru değil. Belediye başkanlarından iki şey istiyorum. Seçildiğiniz andan itibaren bulunduğunuz beldenin, büyükşehrin belediye başkanısınız. Herkese eşit hizmet götüreceksiniz. Nokta. Biz diğerlerine benzemeyiz. Diğer belediye başkanlarının uygulamaları bizim ahlakımızda, inancımızda yok. 'Fakir mahallelere ayrıcalıklı hizmet götürün' diyorum. Başkan planlanan yatırımlarını anlattı, '2 milyar 400 milyon TL yatırım yapacağım' dedi. Harcanan para kimin parası? Sizin parasınız. Bunun hesabının kime verilmesi lazım? Size. Harcadığı her kuruşun hesabını veriyorsa başkanımız o zaman görevini yapmış demektir" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN PEK ÇOK SORUNU VAR'
Bodrum'a 80 ilden vatandaşın geldiği de vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, alandaki pankartlardan örnekler okuduktan sonra, "Türkiye'de pek çok sorun yaşanıyor. Hepiniz biliyorsunuz. Tanzim satış kuyruğuyla, işsizlik kuyruğu. Geçimini sağlayamayan insanların oluşturduğu işsizlik kuyruğu. Bütün bunların hepsi aşılır. Önümüze sorun koyuyorlar, 'Beka sorunu var' diyorlar. Bir ülke üretiyorsa o ülkenin beka sorunu olmaz. Çalışıyorsa herkesin işi gücü aşı varsa o ülkede beka sorunu olmaz. Bir ülkede üniversiteler bilgi üretiyorsa o ülkede beka sorunu olmaz. Bir ülke bütün komşularıyla sorun yaşamaz, Mustafa Kemal'in dediği gibi 'Yurtta barış, dünyada barış' diyorsa o ülkede beka sorunu olmaz. Bugün 'beka sorunu' diyorlar. 17 yıl önce niye yoktu? Neden beka sorununu önümüze koyuyorlar. Milleti tehdit ediyorlar. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesi. Nasıl oldu da 'Türkiye'de beka sorunu var' dendi? Kendilerinin beka sorunu var. Gidecekler, evet martın sonu bahar. Koltuğa yapışmanın bir alemi var mı? Milleti tehdit etmenin bir alemi var mı? Her sorunu çözeriz. Neyle? Akılla, bilimle, dayanışmayla, sevgiyle, çözeriz. Çözmenin birinci yolu herkesi kucaklamak, çözmenin ikinci yolu toplanan verginin herkese hesabını vermek" ifadelerini kullandı.
Osman Gürün'e yönelik eleştirilere de değinen Kılıçdaroğlu, "Sayın Başkan, gökdelenler dikseydin, Erdoğan seni elinin üzerinde taşırdı. 'İşte istediğimiz belediye başkanı' derdi. Başkanımız, 'Şehirleri, denizleri, koyları koruyalım' diyor. Düşman oluyor. Olursun. Niçin? Ranta teslim etmiyor. Bir kent varsa, o kentlerde yaşayan insanlar varsa, orada rant da vardır, rant alanları yaratırsınız. Soru şu; Ranttan kim yararlanacak, ranttan 5 kişi mi yararlanacak yoksa o kentte yaşayanlar mı yararlanacak? Yani rantın kentin tamamına verilmesi lazım. Biz bunu arzu ediyoruz ve bunu yapacağız" dedi.
CHP'YE ELEŞTİRİLERE YANIT
"Bir şeyi unutmayın; bu ülke kolay kurulmadı" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Asla unutmayın; Tarihinde, coğrafyasında, toprağında, denizlerinde binlerce şehit kanı var. Cumhuriyet kolay kurulmadı. Uzun mücadeleler sonrasında kuruldu. Cumhuriyet'i kuran kadro Mustafa Kemal Atatürk ve onun arkadaşlarının kurduğu ilk siyasi partinin adı CHP'dir. Biz CHP olarak Kuvayı Milliye'nin, Gazi Mustafa Kemal'in koyduğu hedefleri 21'inci yüzyılda da aynen takip ediyoruz. Kimseyi ötekileştirmedik. 82 milyon vatandaşın tamamını kucakladık. 'Vatanımız, bayrağımız bir' diyorsak herkesi kucaklayacağız. Her siyasi partiye saygı duydum. Ama yeter ki ülke güzel yönetilsin. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenmiyorsa bir şey yok."
Ülkücülere de seslenen Kılıçdaroğlu, "Ayın 31'inde sandığa gideceğiz, oylarımızı kullanacağız. Ülkücü kardeşlerime de seslenmek isterim. Şimdi bir ittifak yapıyorlar, adına 'Cumhur İttifakı' demişler. Suriye'deki kendi topraklarını, Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu toprakları düşmana bırakıp kaçanlara biz milliyetçi diyebilir miyiz? Onların yanında duranlara milliyetçi diyebilir miyiz? Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın yüzde 49,9'unu Katar ordusuna satanlara milliyetçi, Ülkücü diyebilir miyiz? Onların yanında duranlara milliyetçi diyebilir miyiz? Bana bir örnek gösterin dünyada. Kendi silah fabrikasını yabancı ordulara satanlar, burası bez ayakkabı fabrikası değil. Cam, televizyon fabrikası değil, silah fabrikası. Sonra da kalkacaksınız CHP'yi suçlayacaksınız. CHP'yi suçlamanız için ya da ağzınıza almanız için önce ağzınızı bir temiz yıkayacaksınız. Sonra ağzınıza alacaksınız. Bizim milliyetçilik anlayışımız, vatanını sevendir. Elinizi vicdanına koyun, vicdanınız 'evet' diyorsa 6 okun altına mührünüzü basın. Bunu istiyorum" diye konuştu.
MEHMET KOCADON'U İSİM VERMEDEN ELEŞTİRDİ
Bodrum'da CHP'den istifa edip Demokrat Parti'den Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Mehmet Kocadon'u isim vermeden eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiçbir zaman belediye başkanlığı, bir kişi için ömür boyu yoktur. Bir dönem, iki dönem, üç dönem yaparsın. Takdir edilir, genel merkez der ki, sen çekil, başkası olsun, der. Yanlış mı yaptık? 'Ben de isitifa ediyorum.' Ne demek bu? Ömür boyu mu yapacak? Hizmet yarışıdır bu. Ömür boyu bir kişiye tahsis edilmiş bir şey değildir. Belediye başkanımız laf aramızda yakışıklı, heyecanlı. Bodrum'a Bodrumlulara hizmet etmek istiyor" dedi. Kılıçdaroğlu, Osman Gürün'ün de hiçbir ayrım yapmadan hizmet edeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, partisinin adaylarına destek verilmesini isteyerek konuşmasına son verdi.
Konuşmasından sonra çeşitli hediyeler verilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yanındakilerle butona basıp otogarın temelini attı. Kılıçdaroğlu, daha sonra ilçeden ayrıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Alandan görüntü.
- Konuşmalardan görüntü.
- Genel ve detay görüntü
Haber: Taylan YILDIRIM - Mehmet Can MERAL, kamera: Tekin GÜRBULAK / BODRUM (Muğla), (DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==================================================
8)KARAMOLLAOĞLU: BUGÜN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ŞARTLAR 12 MART, 12 EYLÜL, 28 ŞUBAT'TAN DAHA AĞIR
SAADET Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, hükümete karşı tavır sergileyenlerin alaşağı edildiğini söyleyerek, "Bugün içinde bulunduğumuz şartlar 12 Mart'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat'tan daha ağır. Kim ki herhangi bir makamda bulunup, hükümete karşı bir tavır sergiliyorsa, önemli bir mevkideyse hemen alaşağı ediliyor. Bahane de kolaylaştı FETÖ'cü de al içeriye" dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Sakarya'da bir otelde düzenlenen partisinin belediye başkan adaylarının tanıtımına katıldı. Salonu dolduran partililer Karamollaoğlu'na sevgi gösterilerinde bulundu. Hükümeti eleştiren Karamollaoğlu, "Benimle değilsen, beni desteklemiyorsan, bana oy vermiyorsan sen hainsin, sen teröristsin diyor. Arkasından da ben bunu sadece yöneticilere söyledim, vatandaşa söylemedim diyor. Sen sana oy vermeyenlere bu tabirleri kullandın. Hem itham edeceksin hem kucaklaşacaksın. Olmaz, yapamazsın bundan vazgeçmen icap eder. O yüzden bir numaralı mesele, biz hem belediyelerde hem genel yönetimde bunu prensip edindik. Allah nasip eder de belediye başkanlarımız makamlarına oturdukları zaman kesinlikle kendisine oy veren ve vermeyen arasında hizmette bir farklılık gözetmeyecek. Hiçbir zaman yanlışa tevessül etmeyecekler. Hiçbir zaman ehil olmayan bir insanı bu bizdendir diye belli makama getirtip oturtmayacaklar. İş ehline verilecek" dedi.
'12 MART'TAN, 12 EYLÜL'DEN 28 ŞUBAT'TAN DAHA AĞIR'
Karamollaoğlu makamlarda bulunanların hükümeti karşı tavır sergilemesi durumunda alaşağı edildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bugün içinde bulunduğumuz şartlar 12 Mart'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat'tan daha ağır. Ama ağalar üstte oturdukları, kendileri böyle bir şeyle muhatap olmadıkları için yakınları da dahil bunun hiç farkında değiller. Biz demiyoruz artık başkaları diyor. 12 Mart'ı yaşadık, 12 Eylül'ü yaşadık, ihtilal dönemini yaşadık, 28 Şubat'ı yaşadık ama insanlar bu kadar baskı ve tehdidin altında şiddete maruz kalmamışlardı. Kim ki herhangi bir makamda bulunup, hükümete karşı bir tavır sergiliyorsa, önemli bir mevkideyse hemen alaşağı ediliyor. Bahane de kolaylaştı FETÖ'cü de al içeriye. Devlet böyle yönetilir mi Allah aşkına" diye konuştu.
Karamollaoğlu, konuşmasının ardından partisinin belediye başkan adaylarını tek tek kürsüye çağırarak tanıttı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
- Karamollaoğlu'nun gelişi
- Karamollaoğlu'nun konuşması
- Detaylar
HABER-KAMERA: Aziz GÜVENER/SAKARYA, (DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==================================================
9)ÇAVUŞOĞLU: AB İLE MÜZAKERELERE KALDIĞIMIZ YERDEN BAŞLAYACAĞIZ
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle Avrupa Birliği Gümrük Birliği Antlaşması'nın modernizasyonunu gerçekleştireceğiz, müzakerelere kaldığımız yerden başlayacağız" dedi.
Ticaret Bakanlığı'nın ev sahipliğinde Antalya'da 'Esnaf Buluşması' düzenledi. Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi'ndeki programa Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in yanı sıra çok sayıda esnaf katıldı.
Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, esnafı desteklemek için her şeyi yaptıklarını söyledi. Küçük ve orta ölçekli işletmeler ile esnafın güçlü olması durumunda Türkiye'nin hedefine güçlü şekilde gideceğini belirten Çavuşoğlu, "Uluslararası alanda ilişkiler ekonomik ilişkiler üzerinden sürdürülüyor. Bu nedenle benim en yakın çalışma arkadaşım Ticaret Bakanımızdır. Ürünlerimizin tüm dünyaya ulaşması için gayret ediyoruz. Dünyada serbest ticaret antlaşmalarını, tercihli ticaret anlaşmalarını müzakerelerini birlikte yapıyoruz. AB Gümrük Birliği Antlaşması'nın modernizasyonunu da birlikte gerçekleştireceğiz, müzakerelere kaldığımız yerden başlayacağız" diye konuştu.
'TÜRKİYE OLARAK HER YERDE SÖZÜMÜZ GEÇİYOR'
Vizelerin kalkması için yoğun çaba sarf ettiklerini de belirten Çavuşoğlu, ihracatçılara verilen pasaportun süresinin uzatılması için çalışacaklarını söyledi. Türk dış politikalarının emin adımlarla yoluna devam ettiğini de kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye olarak her yerde sözümüz geçiyor. Sorunların çözümüne katkı sunuyoruz. Sorunlardan dolayı rahatsız olmayın, her şey kontrolümüz altında, sorun varsa çözüm de vardır" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
- Protokolün görüntüsü
- Bakanların görüntüsü
- Toplantıya katılanların görüntüsü
- Bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşması
- Toplu resim çekimi
Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==================================================
10)CHP'Lİ GÖKHAN: KENDİMİ EN GÜÇLÜ HİSSETTİĞİM DÖNEMDEYİM
ÇANAKKALE'de 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) tekrar Belediye Başkan adayı olan mevcut Başkan Ülgür Gökhan, partililerin katılımıyla yeni döneme dair projeler ve CHP Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi adaylarını tanıttı. Başkan Gökhan, "Bu seçim diğer seçimlerden çok daha farklı. Kendimi en güçlü hissettiğim dönemdeyim" dedi.
CHP'nin Çanakkale Belediye Başkan adayı Ülgür Gökhan, bir otelde partililerin katıldığı toplantıda yeni döneme dair projeler ve CHP Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi adaylarını tanıttı. Toplantı salonuna partililerin büyük bir sevgi gösterisi arasında gelen Gökhan, eşi Hale Gökhan ile partilileri selamladı. Toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Serdar Soydan, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Çanakkale Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, İlçe Belediye Başkan adayları ve partililer katıldı.
'KENDİMİ EN GÜÇLÜ HİSSETTİĞİM DÖNEMDEYİM'
Partililere, Belediye Başkan adayı Ülgür Gökhan'ın 5 yıl boyunca kentte yaptığı hizmetler slayt gösterisiyle izletildi. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen CHP Çanakkale Belediye Başkan adayı Ülgür Gökhan, 2004, 2009 ve 2014 seçimlerinde sürekli artan bir başarıyla partinin bayrağını hep yukarılara taşıdığını belirterek, "Ama belediyenin kapısından girince asla partizanlık yapmadım. Sizler bana güvendiniz. Şehrinizi bana emanet ettiniz. Beni güzel Çanakkale'yi temsil etme onuruna layık gördünüz. Bende sizlerin desteğiyle yeni dönemde de Çanakkale'de tarihinden iyi tanıdığım sosyal demokrat belediyeciliğin meşalesini gururla ve onurla taşımak için tekrar yola çıktım. Şunu belirtmek isterim ki, bu seçim diğer seçimlerden çok daha farklı. Kendimi en güçlü hissettiğim dönemdeyim. Çünkü her geçen gün artan deneyimime ek olarak bu dönem ön seçimde sizler tarafından bu göreve seçilen aday olarak yoluma devam ediyorum. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte yine kenti sizlerle birlikte yönetmek için özgülüğün, eşitliğin, farklılıkları barış içinde yaşamanın hazzını sürdürmek için, barış ve özgürlüklerin kentinden geleceğe umutla bakmak için, sizlerle birlikte yeniden varım diyorum" dedi.
Gökhan konuşmasının ardından tekrar Belediye Başkanı seçildiği takdirde 5 yıl boyunca yapacağı projeleri slayt gösterisiyle anlattı. Toplantı, CHP Çanakkale Belediye Başkanı ve adayı Ülgür Gökhan'ın tek tek sahneye CHP'nin Belediye Meclis ile İl Genel Meclis adaylarını çağırarak, tanıtmasıyla sona erdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
-Ülgür Gökhan'ın salonda partililer tarafından karşılanmasından görüntü.
-Toplantıdan görüntü.
-Ülgür Gökhan'ın konuşma görüntüsü.
-Ülgür Gökhan'ın projelerini anlatmasından görüntü.
-Ülgür Gökhan'ın Belediye Meclis ve İl Genel Meclis adaylarını tanıtmasından görüntü.
Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE, (DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==================================================
11)AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDE 'TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ' SEVİNCİ
AYDIN Büyükşehir Belediyesi ile Belediye İş Sendikası arasında yaklaşık 1500 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Aydın Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen toplu iş sözleşmesi imza törenine CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Özlem Çerçioğlu, Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, sendika yöneticileri ve işçiler katıldı. Başkan Çerçioğlu işçilere seslenerek, "10 yıl boyunca omuz omuza hep beraber çalıştık. Aydın'a hizmet ettik. Şimdiye kadar verdiğiniz, bundan sonra da vereceğiniz destek için çok teşekkür ediyorum. Tek başıma bu kadar hizmetleri yapmam mümkün değil. Sizlerle beraber yaptık. Bu toplu sözleşme ile ortalama yüzde 26, diğer sosyal haklarınızda yüzde 21 ila yüzde 40 arasında artış sağlanmıştır" dedi.
Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul da, "Kim alın terine saygı gösteriyorsa, emekçinin çocuklarını kendi çocukları gibi benimsiyorsa o başımızın tacıdır. Biz, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nu bu yüzden destekliyoruz" diye konuştu.
'ASIL AMAÇLARI BİZİ BÖLMEK VE AYRIŞTIRMAK'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise, "Belediye Başkanı seçimleri yapmamız gerekirken, birileri olayı getire getire ya beka sorununa ya dış tehdide ya da Türkiye'de olmayan sorunlara getiriyor. Bu doğru değil. Biz genel seçim yapmıyoruz. Biz yerel yöneticiler seçeceğiz. Onlar da bizim sorunlarımızı çözmek için uğraşacaklar, çaba sarf edecekler. Ülkenin beka sorunu varmış gibi göstererek aslında yapmaya çalıştıkları kendi bekaları. 24 Haziran öncesi ve sonrası yapılan vaatlere bir bakın. Değişen hiçbir şey yok. Değişen bir şey var, o da bizim durumumuz. Gittikçe yoksullaşıyoruz. Her geçen gün her anlamda geriliyoruz. Bakıyorsunuz çiftçi olmuş terörist. Kendisiyle aynı düşünceye sahip olmayan herkes olmuş FETÖ'cü. Bu anlayışla bizi yönetmeye çalışıyorlar. Ama asıl amaçları bizi bölmek ve ayrıştırmaktır. Biz asla bu oyuna gelmeyeceğiz. Ne derlerse desinler bu bayrağın altında bu toprakların olduğu her yerde birlik içinde beraberlik içinde ve kardeş içinde yaşayacağız. Eğer Özlem Çerçioğlu Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bir marka yaratmışsa ve Türkiye'de değil dünyada sayılı belediyeler arasına girmişse bunda en fazla sizin katkınız ve emeğiniz var" dedi.
Konuşmaların ardından Özlem Çerçioğlu ile Nihat Yurdakul, yaklaşık 1500 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesini imzaladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
- Törenden görüntü
- Özlem Çerçioğlu, Seyit Torun ve Nihat Yurdakul'un konuşması ve sözleşme anı
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)
12)APARTMANIN PATLAYAN KALORİFER KAZANI, ORTALIĞI SAVAŞ ALANINA ÇEVİRDİ
TRABZON'un Yomra ilçesinde, apartmanın kalorifer kazanı büyük bir gürültüyle patladı. Kimsenin yaralanmadığı olayda, binada ve park halindeki çok sayıda araçta hasar oluştu.
Olay, saat 22.30 sıralarında Yomra ilçesi Sancak Mahallesi Irmak Sitesi'nde meydana geldi. Binanın bodrum katındaki kalorifer kazanı, henüz bilinmeyen nedenle büyük bir gürültüyle patladı. Korku ve panik yaşayan apartman sakinleri, binayı tahliye etti. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, Yomra Belediyesi İtfaiye ekipleri, kalorifer kazanında soğutma çalışması yaptı. Olayda, yaralanan olmazken, binada ve çevredeki park halinde bulunan çok sayıda araçta hasar oluştu. İtfaiye ekipleri, patlamanın nedenini belirlemek için çalışma başlattı.
'PATLAMA ÇOK ŞİDDETLİ OLDU'
Olay yerinde incelemelerde bulunan Yomra Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu, binanın kalorifer kazanında çok şiddetli bir patlama meydana geldiğini belirterek, "Patlama çok şiddetli oldu. Çok şükür can kaybı ve yaralanan olmadı. Vatandaşlarımızın korku ve paniğine neden oldu. Civarda bulunan araçlara ve binalarda hasar meydana geldi. İtfaiye ekiplerimiz temizlik çalışmalarına devam ediyor. Patlamanın nedeni araştırılıyor. Vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
- Olay yeri detayları
- Ekiplerin incelemesi
- Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu açıklaması
Haber-Kamera: Selçuk BAŞAR TRABZON-DHA
13)BURSA'DA BEBEK BAKIM VE EMZİRME ODASI'NDA YANGIN ÇIKTI
BURSA'nın Osmangazi ilçesindeki Devlet Hastanesi'nin karşısında bulunan Bebek Bakım ve Emzirme Odası'nda çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Yangın, hastane önünde paniğe neden oldu.
Yangın, akşam saatlerinde Bursa Devlet Hastanesi karşısında bulunan Bebek Bakım ve Emzirme Odası'nda çıktı. Hastane önünde oturanlar Bebek Bakım ve Emzirme Odası'ndan duman yükseldiğini görünce içeride birinin olabileceğini düşünüp panik yaşayarak durumu polis ve itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını kısa sürede söndürürken, Bebek Bakım ve Emzirme Odası ise kullanılamaz hale geldi. Emzirme odasında kimsenin olmaması da çevredekileri rahatlattı.
Dumanı görünce itfaiye ekiplerine haber verdiğini belirten Erhan Gül, "Yoldan geçerken Bebek Bakım ve Emzirme Odası'nda yangın çıktığını gördüm. Polis ve itfaiye ekiplerine haber verdik. Nasıl yandığını bilmiyoruz, sigortadan çıkmış olabilir" dedi.
Polis ve itfaiye ekipleri yangının çıkış nedenini belirlemek için çalışma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
- İtfaiye ekipleri yangını söndürükten sonra inceleme yapılması
- Kullanılamaz hale gelen emzirme odasından görüntüler
- Polis ve itfaiye ekiplerinden görüntüler
- Yangını fark eden vatandaşlarla röportaj
Haber - Kamera: Serkan AKKUŞ/BURSA(DHA)
14)ŞANLIURFA'DA ESNAFIN MARUL KAVGASI: 1 YARALI, 1 GÖZALTI
ŞANLIURFA'da, halde komşu iki esnaf arasında iş yeri önüne konulan marul kasaları nedeniyle çıkan tartışma kavgaya dönüştü. Bıçak ve sopaların kullanıldığı kavgada 1 kişi yaralandı, 1 kişi gözaltına alındı. Olay, güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay, öğle saatlerinde Paşabağı Mahallesi'nde bulunan Ticaret Merkezi Pazarı'nda meydana geldi. İsimleri öğrenilemeyen komşu iki esnaf arasında dükkan önüne konulan marul kasaları nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Sopa ve bıçakların da kullanıldığı kavga, diğer esnafın araya girmesiyle sonlandı. Kavgaya karışan esnaftan biri bıçakla yaralandı, diğeri ise ihbarla gelen polis tarafından gözaltına alındı. Yaralanan esnaf hastaneye kaldırıldı.
Güvenlik kamerasına yansıyan olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- İşyerinde çıkan kavga
- Birbirlerine saldıran esnaflar
- Kavga eden esnafları ayırmaya çalışanlar
- Genel ve detay görüntüler
Haber:Ali LEYLAK-Kamera: ŞANLIURFA-DHA)
15)TÜRKİYE'YE GETİRİLMESİ YASAK OLAN 'DOGO ARJANTİN' CİNSİ KÖPEK, CİPTE 12 SAAT MAHSUR KALDI
ESKİŞEHİR'de, park halindeki cipte yaklaşık 12 saat mahsur kalan ve Türkiye'ye getirilmesi yasak olan 'Dogo Arjantin' cinsi köpek, olay yerine gelen çilingir tarafından araçtan çıkarıldı.Tepebaşı ilçesi Eski Bağlar Mahallesi'ndeki Yenilik Sokak üzerinde park halindeki Ali İhsan K.'ya ait 06 AIJ 40 plakalı cipte köpeğin kilitli kaldığını görenler durumu polise bildirdi. İhbarla sokağa gelen polis, cipin sahibine ulaşamazken, yakınlarıyla görüştü. Cip sahibinin anahtarını arkadaşına verdiği ve kendisine cep telefonundan ulaşılamadığı öğrenildi. Çevredekiler cipteki köpekle cama vurarak oyalama çalışırken, olay yerine gelen çilingir, kapıyı açarak yaklaşık 12 saattir mahsur olan köpeği kurtardı.
TÜRKİYE'YE GETİRİLMESİ YASAK
Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi'nden gelen görevliler, köpeğin Türkiye'ye getirilmesi ve sahiplenilmesi yasak olan 'Dogo Arjantin' cinsi olduğunu belirledi. Cipten çıkarılan köpek, su ve yemek verildikten sonra görevliler tarafından başka bir araçla barınağa götürüldü. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------------------
-Cipte kalan köpek
-Çevredekilerin köpeği oyalaması
-Polis ve itfaiye ekibi
-Çilingirin araç kapısını açması
-Görevlilerin köpeği alması
-Başka bir araca götürmesi
-Park halindeki cip
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,(DHA)-
16)EDİRNE'DE SARAY VE HAREM KIYAFETLERİ SERGİLENDİ
EDİRNE'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Osmanlı döneminde saray ve haremlerde kadınlarının giydiği kıyafetler, üniversite öğrencilerinin mankenlik yaptığı 'Rumeli Işığı Defilesi' ile tanıtıldı.
Edirne'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Vali Ekrem Canalp'ın eşi doktor Ayten Canalp öncülüğünde hazırlanan Osmanlı döneminde saray ve haremlerde kadınlarının giydiği kıyafetler 'Rumeli Işığı Defil