MARDİN'DEKİ ÇATIŞMADA YARALANAN KORUCU ŞEHİT OLDU (EK)
1)TOPRAĞA VERİLDİ
Mardin'in Ömerli ilçesinde dün güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada yaralanan ve bugün hastanede şehit olan güvenlik korucusu Evren Başçı'nın (35) cenazesi, hastane morgundan alınıp Artuklu ilçesine bağlı Sefa Mahallesine getirildi. Şehit korucu Başçı için burada cenaze töreni düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından evli ve 4 çocuk babası olan şehit Başçı'nın geçmişi okundu. İl Müftüsü İsmail Çiçek'in duasının ardından helallik istendi. Törene katılan şehidin babası Abdi Başçı'yı, Ömerli ilçesinde Çarşamba günü teröristlerce döşenen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Acar'ın babası Alaadin Acar teselli etmeye çalıştı. Cenaze namazı kılınan şehit korucu Başçı'nın Türk bayrağıyla örtülü tabutu, tekbirlerle defnedileceği aile mezarlığına getirildi. Şehidin annesi Şirin Başçı ve eşi Suphiye Başçı tören boyunca gözyaşlarına hakim olamadı. Burada İl Müftüsü İsmail Çiçek'in okuduğu dua sonrası şehit Başçı'nın cenazesi, köy mezarlığında defnedildi. Mardin Valisi Mustafa Yaman, şehidin babası Başçı'ya Türk bayrağı verdi.
Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Tuğgeneral Burhan Aktaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Onar, AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, Türkiye Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Orhan Kandemir'in de katıldığı törende sık sık 'Kahrolsun PKK' ve 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları atıldı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Cenazenin alana getirilmesi
Omuzlarda taşınması
Cenaze namazının kılınarak helallik istenmesi
Atılan sloganlar
İki şehit babası
Eşi ve annesinden görüntü
Haber-Kamera: Nezir GÜNEŞ/MARDİN,(DHA)
================================================
2)ERDOĞAN: 'CUMARTESİ ANNELERİ'NE GİDENLER, DİYARBAKIR'A NİÇİN GİTMİYOR?
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da ailelerin HDP önündeki oturma eylemiyle ilgili, "'Cumartesi anneleri' için her cumartesi Galatasaray'a gidenler yok muydu? Sanatçılar, şunlar, bunlar. Peki, 'cumartesi anneleri' için oraya giden bu sanatçılar, yazarı,
çizeri, şimdi Diyarbakır Belediyesi'nin önünde evlatları dağa kaçırılmış annelerin yanına niçin gitmiyor? Çünkü bunlar ikiyüzlü, dürüst değil" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış törenine katılmak için geldiği Malatya'da; Vali Aydın Baruş, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve protokol üyeleri tarafından karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde düzenlenen Önder İmam Hatipliler Buluşması'na otobüsle giderken, halkı selamladı. İmam Hatipliler Buluşması'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatiplere ve gönüllü kuruluşlara yönelik tacizlerin arttığı son günlerde bu buluşmalarının anlamlı olduğuna inandığını belirterek, şunları söyledi:
"Son seçimlerde ortaya çıkan seçim sonuçlarının belli çevrelerdeki imam hatip hazımsızlığını tekrar nüksettirdiğini görüyoruz. Özellikle İstanbul Büyükşehir gibi uzun yılların ardından el değiştiren bazı belediyelerde 28 Şubat dönemini hatırlatan uygulamalara imza atılıyor. Adeta bir öç alma duygusuyla intikam hissiyle asılsız ve çarpıtma bilgilerle gönüllü teşekküllerimiz hakkında iftira kampanyaları yürütülüyor. FETÖvari taktikler kullanılarak üniversiteli kız çocuklarımıza güvenli yurt imkanı sunan vakıf ve derneklerimiz hedef haline getiriliyor. Basın-yayın organlarında özellikle sosyal medyada millete ve gençlere hizmetten başka hiçbir gayesi olmayan kuruluşlarımıza yönelik itibar suikastları düzenleniyor. Seçimlerden önce öğrencilere burs vermekten, ücretsiz yurt sağlamaktan bahsedenler, koltuğa oturur oturmaz işe, öğrenciye hizmet veren vakıf ve derneklere saldırmakla başladılar. Seçim döneminde inançlara saygıdan dem vuranlar şimdi milletin saçıyla sakalıyla kılık- kıyafetiyle uğraşıyor. İşte İstanbul'da İETT'de şu anda sakallarla uğraşmaya başladılar. Bunu biz 12 Eylül'de yaşadık. Ben de o zaman İETT'deyim. Göreve o zaman bir albay getirilmişti, ne kadar sakallı varsa hepsinin sakallarını kestiler. Belki ilginç gelecek, o zaman benim de sakalım vardı. En son ben kalmıştım, beni de çağırdı, 'ya sakal ya istifa' dedi. Ben de ertesi gün istifamı verdim, ayrıldım. Ama ne kaybettim? 12 bin 500 lira alıyordum, özel sektörde bir işe başladım, 4 kat fazlası maaşla işe girdim ve 50 bin lira. Yani bütün tasarruf sahibi olan, rezzaku alem olan Allah, bir yerden kapılar kapatılıyorsa işte birçok yerden farklı yerden kapılar açılıyor ve açıldı."
'BUNLAR İKİYÜZLÜ, DÜRÜST DEĞİL'
Diyarbakır'da ailelerin HDP önündeki oturma eylemine değinen Erdoğan, "Seçim döneminde takılan, dikkat edin, özgürlük maskesi yerini bugün baskıya, fişlemeye, faşizmi aratmayan tahammülsüzlüğe bıraktı. Seçim öncesinde 'Hiç kimsenin aşıyla ekmeğiyle oynamayacağız' diyenler, daha şimdiden binlerce insanı kapı dışarı etti. Sevgi ve kucaklaşma sözlerinin yerini Suriyeli yetimlere verilen bir tas çorbaya göz diken, kimsesiz çocukları kapı dışarı eden, bölücülere gösterdiği empatiyi, evladı dağa kaçırılan analardan esirgeyen vicdansız, insafsız, nobran bir zihniyet aldı. Hatırlayın 'cumartesi anneleri'ni. 'Cumartesi anneleri' için her cumartesi Galatasaray'a gidenler yok muydu? Sanatçılar, şunlar, bunlar vesaire. Peki, 'cumartesi anneleri' için oraya giden bu sanatçılar vesaire yazarı, çizeri, şusu busu şimdi Diyarbakır Belediyesi'nin önünde evlatları dağa kaçırılmış olan annelerin yanına niçin gitmiyorlar? Çünkü bunlar ikiyüzlü, bunlar dürüst değil. Aynısını Taksim'de 12-13 tane ağacın yeri değiştiriliyor, diye kıyametler koparanlar. Ormanlarımız yakıldı, PKK bu ormanların yakılışını üstlendi mi? Üstlendi. Peki, bu ormanların yakılışını üstlenen PKK'ya karşı acaba şu anda çevre dostları niçin kalkıp da bunlara karşı 'durun' demiyorlar? Dürüst değiller, samimi değiller; ama biz elif gibi dimdik duracak ve yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
'BU İŞİN ARKASINI BIRAKMAYACAĞIZ'
Çocuklarını terör örgütü PKK'nın elinden kurtarmak için oturma eylemi yapan annelere destek olduklarını belirten Erdoğan, "Biz, Diyarbakır'daki malum partinin il başkanlığı önünde o anaların yanındayız. Devlet olarak elimizden geleni yapıyoruz, takipçisiyiz, kovalamaya da devam edeceğiz. Bu terör örgütü kaçacak, biz kovalayacağız. Er veya geç bu işin hesabını da soracağız. Şu anda bazı sanatçılar, sağ olsun; Diyarbakır'a gidiyorlar, gittiler, diye haberlerini aldım. Bazı köşe yazarlarının gittiğinin haberini aldım. Ben de şahsım, milletim adına onlara teşekkür ediyorum. Çünkü burada milletimizin uyanışı çok önemli. PKK terör örgütünü arkasına almış olan bu siyasi partinin bugüne kadar neleri nasıl istismar ettiğini milletimizin bilmesi lazım. Milletimize de bunları anlatmamız lazım. Bunlar bizim üzerimizdeki büyük yüklerdir ve biz bu işin arkasını bırakmayacağız" dedi.
'BİZİ BÖLMEK İSTEYENLERİ KADROLAR BOZACAK'
Batılılaşma adına yapılanların, milletin hafızasında derin yaralar açtığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz milletin değerlerini, kurumları hedef alan saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz. Milletin kökleri ile bağını koparmak, insanımızın hayat pınarını kurutmak için daha önce de pek çok teşebbüs yapılmıştır. İlim, irfan ve hizmet yuvalarına tahammülsüzlük maalesef toplumun belli bir kesiminde ideolojik saplantı haline gelmiştir. Tek parti döneminde de maalesef ideolojik saplantı adeta bir devlet politikasına dönüşmüştür. Batılılaşma adına yapılanlar milletimizin hafızasında derin yaralar açmıştır. 80 yaşın üstündeki insanlarımıza tek partili yılları sorduğumuzda alacağınız cevap; yokluk, yolsuzluktur, baskıdır. Camilerin 'emlak' diye satıldığı, ibadethanelerin ahıra çevrildiği, Kur'an kurslarının kapatıldığı, ilim irfan merkezlerinin kapısına kilit vurulduğu günlerimiz oldu. Minarelerimizden 'Allahu ekber' nidalarına hasret kaldığımız dönemler yaşandı bu ülkede. Kur'an-ı Kerim'in tren vagonlarında ahırlarda, derme çatma binalarda, gizli saklı bir şekilde öğretildiği süreçlerden geçildi. Milletin cenazesini yıkayacak gassal dahi bulamadığı, yazdığı kitaplardan dolayı alimlerimizin dar ağacına gönderildiği zor zamanlarımız oldu. İmam hatipte bize bazı hocalarımız şunu derdi; 'Ya siz ölü yıkayıcısı mı olacaksınız'. Bizim onurumuzla bu şekilde oynadılar. Ama sonra ne oldu? Onların 'gassal' diye düşündüklerinden cumhurbaşkanı çıktı, başbakan çıktı. İşte bu noktadan hareketle bizim birliğimiz, bizim kardeşliğimiz çok ama çok önemli. Onun için bizi bölmek, bizi parçalamak gayretinde olanlar olabilir. Bunu bu kadrolar bozacak."
'KENDİLERİNİ BEKLEYEN AKIBETTEN KURTULAMAYACAKLAR'
"Türkiye, üstadın ifadesiyle 'Allah' ve 'ahlak' demenin yasak olduğu, ıstırap dolu günlere şahit oldu" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ülkede insanlar sakalından, kılık kıyafetinden dolayı polis tarafından sokaklardan toplandı. Anadolu insanını 'takunyalı', 'mülteci' diyerek aşağılamaya çalıştılar. Yeri geldi, 'makarnacı', 'göbeğini kaşıyan adam', 'kömürcü', 'patatesçi' diyerek insanımıza kan kusturdular. Başörtülü kızlarımıza 'sıkma baş' diyerek hakaret ettiler. Anadolu'nun zeki çocuklarının okuyup diplomat olmasına tahammül edemediler. 'Başörtülüden hakim, savcı, doktor olamaz' dediler. Onların kabullenemediği bu makamların hepsine imam hatip mezunları da geldi. Her defasında Hakk'ın ve halkın iradesi galip geldi. Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir. Dünyada zulüm ve baskı ile payidar olan hiç kimse yoktur. Milletin kurumlarıyla milletin değerleriyle kavga edenler, her dönemde olduğu gibi bugün de kendilerini bekleyen akıbetten kurtulamayacak."
'VESAYETİN KAPISI TEKRAR AÇILMAMAK ÜZERE KAPANDI'
Ülkenin sahibinin, 82 milyonun tamamı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Milletimiz dişinden tırnağından artırdıklarıyla gönüllü teşekküllerimizi desteklemeyi sürdürecektir. Milletimizin ruh köküyle bağını tekrar güçlendirmesine kimse mani olamaz. Bu topraklardaki 1071'den 2071'e ve ötesine giden kutlu yolculuğumuza kimse set vuramaz. Bu millet yeni 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların yaşanmasına izin vermez. Türkiye'de 3 Kasım 2002 tarihi itibarıyla vesayetin kapısı tekrar açılmamak üzere kapanmıştır. 15 Temmuz gecesi yaşananlar, milletimizin iradesini korumak uğrunda neleri göze alabileceğini dost düşman herkese göstermiştir. Bu ülkenin sahibi şu ya da bu kesim değildir, 82 milyonun tamamıdır. Bizim görevimiz sabırlı olmak ilkelerimizden taviz vermeden mücadelemizi sürdürmektir. İstikbal bizimdir, istikbal; milletin emanetine, canı pahasına sahip çıkanlarındır. İstikbal saldırılar ve zorluklar karşısında hizmet sancağını daha yüksek burçlara taşıyan gönüllü kuruluşlarındır. İstikbal gece gündüz demeden imanlı, erdemli, ahlaklı nesillerin yetişmesi için ter döken hocalarımızındır. İstikbal 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi gerektiğinde vatanı, ezanı, bayrağı ve bağımsızlığı uğruna şehitliği göze alan yiğitlerindir. İstikbal, bölücülerin tehditlerine aldırmadan evlatlarını terör örgütünün elinden kurtarmaya çalışan Diyarbakırlı annelerindir. Nasıl, 28 Şubat'ta üniversite kapılarında gözyaşı döken kızlarımızın ahı ikna odacılarının peşini hiç bırakmamışsa ciğer pareleri dağa kaçırılan anaların direnişi de Kandil'deki kan tüccarlarına diz çöktürecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından toplu açılış töreni için 15 Temmuz Meydanı'na geçti.
'MALATYA'YA YAKIŞAN LİDERLİKTİR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İnönü Üniversitesi'nde düzenlenen 16'ncı İmam Hatipliler Kurultayı'ndan sonra kent merkezinde bulunan 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Ellerinde ay- yıldızlı ve AK Parti bayraklarıyla binlerce kişinin katıldığı törende vatandaşlara hitap eden Erdoğan, Malatyalıları selamlayarak, "Sizleri altı aylık bir aranın ardından bir kez daha sevgi, saygı ve hasretle selamlıyorum. Mahalli idareler seçimleri öncesinde buraya geldiğimizde sizlerle AK Parti'yi zirveye çıkarmak üzere sözleşmiştik. Rabbim hepinizden razı olsun büyükşehir belediye başkanlığında yüzde 68,5 oy oranıyla Malatya'yı Türkiye ikincisi yaptınız. Bu tarihi başarının kazanılmasında emeği geçen, katkısı olan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de Malatya halkına ediyorum. Malatya'ya yakışan liderliktir. İnşallah bir sonraki seçimlerde Malatya'yı ikinci değil, birinci olarak ziyaret edeceğiz. Bir sonraki seçimde birinci olmaya hazır mıyız? Bizde Malatya'nın birincilik sevincini paylaşma sözünü şimdiden veriyoruz" dedi.
'MALATYALILARIN SAĞLAM DURMASI LAZIM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya'nın sağlam durmasının Anadolu'nun sağlam durması adına önemli olduğuna vurgu yaparak, "Malatya'nın sağlam durması çok önemli. Malatya'nın sağlam durması demek doğunun sağlam durması demektir. Doğu'nun sağlam durması demek Anadolu'nun sağlam durması demektir. Anadolu sağlam durunca da Allah'ın izniyle önümüzde duracak kimse yok demektir. Ülkemize ve milletimize yönelik her saldırıda bir gözümüzle Malatya'yı takip ediyoruz. Şayet Malatya halkı bizimle birlikteyse karşımızda kim olursa olsun bir kat daha büyük bir azimle, cesaretle, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.
'KATLİAMLARI DURDURMAK İÇİN İRAN VE RUSYA İLE İŞBİRLİĞİ'
Ülkenin çetin bir mücadelenin eşiğinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizi Suriye ve Irak sınırları boyunca tümüyle kuşatmak için oynanan sinsi oyunu kısmen çökerttik. Suriye'nin kuzeyinin bir bölümüyle Irak sınırlarımızı önemli ölçüde güvenlik altına aldık. İdlib tarafında rejimin yeni katliamlarına engel olmak için Rusya ve İran ile işbirliği halinde yoğun çaba harcıyoruz. Bir sonraki haftanın başında İstanbul'da Rusya ve İran liderleriyle üçlü zirvede bu konuları bir kez daha ele alacağız." dedi.
'MÜTTEFİKİMİZ TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİN GÜVENLİ BÖLGE OLURTURMANIN PEŞİNDE'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için asıl tehditin Fırat'ın Doğu'sundaki terör yapılanması olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Fırat'ın Doğu'sundan başlayıp, Irak sınırına kadar uzanacak bir güvenli bölge oluşturmak için Amerika ile görüşme halindeyiz. Amerika'yla da görüşüyoruz. Ancak bu konuda bizim istediklerimizle onların kafalarındakinin aynı şey olmadığını attığımız her adımda tekrar görüyoruz. Biz, bölgede yuvalanan terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmayı hedeflerken, onlar terör örgütüyle bizi aynı zeminde idare etmenin hesaplarını yapıyorlar. Anlaşılan o ki müttefikimiz bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz. Türkiye'nin güvenlik bölge derken ne kastettiğini 2015 yılından beri tüm muhataplarımıza defalarca izah ettik. Biz; DEAŞ'la birlikte PKK ve uzantıları PYD, YPG, SDG'den temizlenmiş bir alan oluşturmak istiyoruz. Ancak bu şekilde ülkemiz topraklarında Avrupa'da veya başka yerlerde yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine dönüp, huzur ve güven içerisinde hayatlarını sürdürebilmelerini sağlayabiliriz. Aksi taktirde ne ülkemizdeki ne başka yerlerdeki Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine dönüşü mümkün olamaz. Hiç kimse masum insanları, terör örgütlerinin veya zalim rejim güçlerinin tehdidi altında yaşamaya mecbur bırakamaz. Ne Fırat'ın Doğu'sunda ne de İdlib'de insanlık dışı böyle bir duruma rıza göstermeyeceğiz. Şayet bize bu mücadelemizde gereken destek verilmezse, ülkemizdeki 3 milyon 650 bin Suriyeli'nin de, İdlib'den sınırlarımıza dayanacak 2 milyon kişinin de önünü alamayız. Biz, Fırat'ın Doğu'sunu güvenli hale getirip, orada en az bir milyon kişinin iskanını sağlamak isterken, yeni sığınmacı dalgalarına muhatap olmamıza yol açacak adımlara kesinlikle tahammülümüz yoktur. Geçtiğimiz günlerde ifade ettim; buradan gücümüze güç katan Malatya'dan bir kez daha tekrarlamak istiyorum; Eylül ayı bitmeden Fırat'ın Doğu'sunda kendi askerlerimizle fiilen güvenli bölge oluşumunu başlatmamış olursak artık kendi yolumuza gitmekten başka çaremiz kalmayacaktır. Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşuyla, araç devriyesiyle, göstermelik bir kaç yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak iş değildir. Orada bir milyon kişi iskan edebilmek için, şehirleri ve kırsalıyla tüm bölgeyi fiilen güvenli hale getirmiş olmalıyız. Bunun için ne kadarlık bir güç gerekiyorsa o kadarını kullanmakta kararlıyız. Bölge halkı zaten bizim yanımızda olacaktır."
'TÜRKİYE, MİLYARLARCA KARDEŞİYLE YOL YÜRÜYEN BİR ÜLKEDİR'
Türkiye gibi bir ülkeyi üç kuruşluk terör örgütlerine tercih edecek bir anlayışın, sadece bölgenin değil, tüm dünya için tehlike arz ettiğini kaydeden Erdoğan, "Hep söylediğimiz gibi; Türkiye, sadece 82 milyon vatandaşı ve 81 vilayetinden ibaret değildir. Türkiye, milyarlarca kardeşinin, dostunun, mazlumun, masumun duasını gerektiğinde desteğini alarak yol yürüyen bir ülkedir. Herkesten hesabını, kitabını buna göre yapmasını özellikle bekliyoruz. Şahadeti en büyük şeref, gaziliği en büyük paye olarak gören bir milleti ölümle, saldırıyla, yaptırımla tehdit emek ancak onun kararlılığını keskinleştirir. Çanakkale'de, İstiklal Harbi'mizde, 35 yıllık terörle mücadele dönemimizde bunu denediler. En son 15 Temmuz'da bunu denediler, her seferinde de cevabını aldılar mı? Biz, İstiklal Marşı dahi 'korkma' diye başlayan neredeyse yılın her günü tarihindeki bir zaferin yıldönümünü kutlayan, toprağın sadece üstündekileriyle değil, altındakileriyle de iftihar eden bir milletiz" diye konuştu.
Erdoğan, bu tecrübeyi Afrin'de de yaşadıklarını anlatarak, "Afrin için de neler söyleniyordu neler. Peki ne oldu? Biz orayı iki aya bile varmadan güvenli hale getirdik ve herkes huzur içinde hayatına devam ediyor. Bu örgüt Münbiç gibi, Rakka gibi, diğer yerler gibi Fırat'ın doğusundaki bölgede de demografik yapıyı değiştirmek için sayısız insan hakları ihlalleri ve aleni infazlar yapmıştır, yapmayı da sürdürmektedir. Bu ihlallere göz yumanların Türkiye'nin bölgeyi güvenli hale getirme çabasına karşı canhıraş bir direniş sergilemesi herhalde demokrasiyle, hukuk devletiyle, insani hassasiyetlerle ilgili değildir. Türkiye'nin güvenli hale getirdiği hiçbir yerde en küçük bir insan hakkı ihlali olmamıştır. Fırat'ın doğusunda da aynı şekilde Suriyeli kardeşlerimizle birlikte huzur, güven ve istikrar içinde bir hayat alanı oluşturmakta kararlıyız" ifadelerini kullandı.
'BİZİ BÖLMEK, PARÇALAMAK İSTEYENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süredir milletin hep zenginliği olarak gördükleri farklılıklarına saldırdıklarına ifade ederek, şunları söyledi: "Kimi zaman siyasi kimi zaman etnik kimi zaman mezhep farklılıkları üzerinden kimi zaman ekonomik kimi zaman sosyal sıkıntıları kaşıyarak Türkiye'yi yeniden kendi içine kapatmak istiyorlar. Sizlere soruyorum; bizde Sünnilik, Alevilik diye bir ayrım var mı? Biz Alevi'siyle Sünni'siyle bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Bizi bölmek, parçalamak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik ve yolumuza da böyle devam edeceğiz. 17 yıldır bu oyuna biz izin vermedik. Malatya, Alevi-Sünni ayrımına asla pirim vermedi ve ben vermeyeceğine inanıyorum. Demokraside ve ekonomide ülkemizi getirdiğimiz yer, bu tezgahında başarılı olmadığında kazancımızın ne kadar büyük olacağını gösteriyor. Milletimizde bu gerçeği gördüğü için vesayetten darbecilere kadar kiminle ne mücadeleye girmişsek hep yanımızda oldu. Bugün milletimizin çok daha büyük desteğine ihtiyacımız olan bir süreçten geçiyoruz. Türkiye'nin şu anda verdiği mücadele öylesine önemli ki gelecek yarım asrımız hatta bir asrımız buna bağlıdır. "
'NİSAN AYINDA ARTIK S-400'LER TÜRKİYE'YE YERLEŞMİŞ OLUYOR'
Savunma sanayinin yüzde 70'inin yerli olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi biz İnsansız Hava Araçlarımızı yapıyor muyuz? Silahlı İnsansız Hava Araçlarımızı yapıyor muyuz? Şimdi inşallah onun bir üstünü daha yapıyoruz. Artık biz, S-400'lerimizi de aldık mı? Nisan ayında artık S-400'ler Türkiye'ye yerleşmiş oluyor. Bu da bir şeyi gösteriyor; artık Türkiye yolgeçen hanı değil. Bir diğer taraftan da şu anda savaş uçaklarımızı da yapmanın gayreti içerisindeyiz" dedi.
2023 YILINDA HEDEFE ULAŞMAK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedefine ulaşmak için var güçleriyle çalıştıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tarihe ve milletimize söz verdiğimiz şekilde 2023 yılında bu hedefe ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Hayal olarak görülen nice başarıyı bugün nasıl bir fiil yaşıyorsak, 2023 hedeflerimize de aynı şekilde mutlaka ulaşacağız. Bütün kalbimizle inanıyoruz ki Allah'ın yardımı bizimle beraberdir. Bütün kalbimizle inanıyoruz ki milletimizin desteği bizimle beraberdir. İşte Malatya, açık net kendini ortaya koyuyor. Türkiye'nin beka düzeyindeki meseleleriyle ilgilenirken, şehirlerin ve ülkemizin temel hizmetler alanlarıyla ilgili yatırımlarını da ihmal etmiyoruz."
'SAVUNMA SANAYİNDE 250 KİLOMETRE MENZİLİ OLAN SOM FÜZESİNİ BİZ ÜRETTİK'
Hizmetlerle ilgili de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malatya'mızda şehir hastanemiz var mı? Eğitim Araştırma hastanemiz var mı? Peki, bizden önce bunların hiçbiri var mıydı? Biz sizi seviyoruz. Şehir hastaneleri Yozgat'tan başladı devam ediyor. Türkiye'nin bütün büyükşehirlerinde bunu yapacağız. Şimdi sırada inşaatı süren ve iki yıl içerisinde hizmete açacağımız on şehir hastanesi daha var. Bütün bunlarla beraber müjdeler arka arkaya geliyor. Savunma sanayinde 250 kilometre menzili olan som füzesini biz ürettik. Bize stratejik ortaklarımız bir tane vermiyorlardı. Ama şimdi bunu kendimiz üretiyoruz" diye konuştu.
'MALATYA'DA BİR KATRİLYON 20 TRİLYON LİRALIK YATIRIMIN TOPLU AÇILIŞINI YAPIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya'da toplu açılış töreniyle vatandaşlarla bir sevinci paylaştıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Malatya'mızın tüm ilçelerinde yapımı tamamlanan toplam yatırım bedeli bir katrilyon 20 trilyon lira olan 109 eserin toplu açılışını yapıyoruz. Okullar açılıyor. Eğitimde çeşitli ilçelerimizde anaokulu, ilkokul, orta, lise ve spor salonu olarak 28 eserin resmi açılışını yapıyoruz. Sağlıkta çeşitli ilçelerimizdeki devlet hastanelerimizi, sağlık merkezlerimizi, 112 istasyonlarımızı, ek binalarımızı hizmete açıyoruz. Yazıhan'da 9 bin 230 hektar alana hizmet verecek Boztepe sulaması başta olmak üzere DSİ'nin 4 ayrı projesinin açılışını da burada yapıyoruz. Çeşitli kurumlarımızın hizmet binalarının, çevre düzenlemelerinin, yol inşaatlarının, üniversitemizin çeşitli binalarının açılışlarını da gerçekleştiriyoruz. Malatya Büyükşehir Belediyemiz katı atıkları elektrik enerjisine çeviren 117 milyon liralık çok sayıda altyapı ve üst yapı işini tamamladı, bunları da resmen hizmete açıyoruz. Yeşilyurt, Battalgazi, Yazıhan belediyelerimizin tamamlamış olduğu çok sayıda projenin açılışını da buradan yapıyoruz. Tarım ve hayvancılık sektöründe devlet destekli 29 ayrı özel sektör yatırımını da bugün resmen hizmete alıyoruz. Bugüne kadar Malatya'ya 21 katrilyon yatırım yaptık. 21 katrilyon, bunlarla kalmadık yeni yatırımlarla beraber yolumuza devam edeceğiz. Sivas-Malatya yüksek hızlı tren hattı, şehrimizi ülkenin tüm hızlı tren hatlarına bağlayacak önemli bir proje. Çalışmaları yürüyor. Sivas tarafından gelecek bu hat Elazığ, Diyarbakır'a kadarda devam edecek. Şu anda proje çalışmaları sürüyor. Bir aksilik olmazsa önümüzdeki yıl inşasına başlanmasını bekliyoruz. Malatya'mızın bölünmüş yol uzunluğunu 36 kilometreden 424 kilometreye çıkartmıştık. Kuzey Çevreyolu'nun da inşası başladı. Bu projeyi de söz verdiğimiz şekilde tamamlamakta kararlıyız. Kömürhan Köprüsü, Kömürhan Tüneli bağlantı yolları büyük ölçüde bitti. Eksikler tamamlanınca yakında birlikte hepsini açacağız. Eski stadın yerini Millet Bahçesi'ne dönüştürüyoruz. İhalesi yapıldı, inşası yakında başlayacak. Ülkemizin önemli tarım merkezlerinde olan Malatya'da şeker pancarı üreticilerimize verdiğimiz ve memnuniyetle karşılandığını gördüğüm ton başına 300 liralık fiyatı bir kez daha burada tekrarlamak istiyorum. Bu fiyatın üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum."
Görüntü Dökümü
------------
- Aktuel görüntüler
- Katılanlardan görüntüler
- Bayrak sallayanlardan detaylar
- Erdoğan'ın alana girişi
- Erdoğan'ın canlı yayında konuşması
- Genel ve detay görüntüler
-HAM GÖRÜNTÜLER FTP ADRESİMİZE GEÇİLDİ
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA (DHA)
====================================================
AKŞENER: İSTANBUL VE ANKARA'YA KAYYUM ATANMASI ÇILGINLIĞINA CUMHURBAŞKANI İZİN VERMEZ (EK)
3)AKŞENER, BAŞKAN BÖCEK'İ ZİYARET ETTİ
Antalya'da 'Türk'ün ilk er meydanı' olarak adlandırılan ve bu yıl 667'ncisi düzenlenen Tarihi Elmalı Yağlı Güreşleri'ni izlemek için kente gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, güreşlerin ardından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i makamında ziyaret etti. Meral Akşener, belediye binası girişinde çiçekle karşılandı. Akşener ardından şeref defterini imzaladı. Başkan Muhittin Böcek, Akşener'e makam koltuğunda oturmasını teklif etti. Ancak Akşener bu teklifi geri çevirerek, "Ben seçilmişlerin koltuğuna oturmuyorum, böyle bir prensibim var" dedi.
Başkan Böcek, mazbatasını aldığının 150'nci gününde Antalya'ya gelen Meral Akşener'i makamında ağırlamaktan dolmayı çok mutlu olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediye Başkanı seçilerek kendisine güvenen tüm seçmenlerin güvenini boşa çıkarmayacağını belirten Başkan Böcek, teşekkür etti.
Meral Akşener ise Büyükşehir Belediyesi olarak 'alınması zor' anlayışını Muhittin Böcek'in yıkarak seçimi kazandığını söyledi. Akşener, "Görevinizde başarılar doiliyorum, en iyi şekilde hizmet edeceğinizden şüphem yok. Ancak vaatlerinizin de takipçisiyim" diye konuştu.
Başkan Böcek tarafından Akşener'e pano içerisinde Yörük fesi hediye edildi. Ardından belediye yönetimi, İYİ Parti il ve ilçe yönetimiyle birlikte basına kapalı toplantı yapıldı. Akşener, toplantının ardından kentten ayrılacak.
Görüntü Dökümü
------------------------------
Belediye dış plan
Meral Akşeher'in belediye önünde karşılanması
Meral Akşener'in belediye defterini imzalaması
Muhittin Böçek'in konuşması
Meral Akşener'in konuşması
Akşener'e hediye verilmesi
Birlikte gazetecilere poz verilmesi
Haber: Alparslan ÇINAR-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA)
==============================================
DİYARBAKIR'DA HDP ÖNÜNDEKİ OTURMA EYLEMİ SÜRÜYOR
4)HASTA ANNE MERSİN'DEN GELDİ, YILDIZ HEMŞİRE DESTEK VERİYOR
Diyarbakır'da kayıp çocukları için HDP önündeki oturma eylemine 28 Temmuz 2015'te terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığı iddia edilen polis yeğeni Sedat Yabalak (34) için Perşembe günü katılan Rahime Uymaz'ın nöbeti sürüyor. Mersin'in Anamur ilçesinden bu akşam Diyarbakır'a gelen polis memuru Sedat Yabalak'ın hasta annesi Ünzile Yabalak da oturma eylemine katıldı. Terör örgütü PKK tarafından 23 Eylül 1995'te şehit edilen Astsubay Murat Namdar'ın eşi Yıldız Namdar da anne Yabalak'a refakat ediyor.
Ünzile Yabalak, evlat acısının sona ermesini isteyerek, "Bizim çocuklarımızı yeter getirin. Bizim çocuklarımızın çektiğimiz acı yeter. Biz bittik, 5 senedir evlat acısı bizi bitirdi. Ben makine ile yaşar biri oldum, sağlık bakımı yapacak olan hemşire olmasaydı gelemeyecektim. O durumda ben bitkinim. Bu evlat acısına bir son verelim. Arkamızda olun, bu evlat acısını yaşamasın bu analar. Ne gece sabah olur, ne gündüz akşam olur. Hastayım; nefes darlığı yaşıyorum, şekerim tansiyonum hepsi yüksek, oksijen makinesi ile yaşıyorum. İşte evlat acısı her şeye dayandırıp bu yolculuğa da dayandırdı. Allah'tan istediğim çocuğum. Sizlerden istediğim çocuğumun gelmesi için yardımınız" dedi.
Görüntü Dökümü
---------
Ünzile Yabalak'ın eyleme katılması
Ünzile Yabalak'ın açıklaması
Yıldız Hemşire ile beraber görüntü
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mücahit YOLCU, Mehmet Mucahit CEYLAN, Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR,(DHA)
===================================================
5)ADANA'DA YOLCU MİNİBÜSÜ İLE OTOMOBİL ÇARPIŞTI: 7 YARALI
Adana'da yolcu minibüsü ile otomobilin çarpışması sonucu araç sürücüleri ile 5 yolcu yaralandı. Kaza, saat 21.45 sıralarında merkez Sarıçam ilçesi Akkuyu Mahallesi Şehit Pilot Üsteğmen Akif Palalı Caddesi'nde meydana geldi. Serkan Alak yönetimindeki 01 M 0855 plakalı yolcu minibüsü, karşı şeritten gelen Ayşegül Doğan (31) idaresindeki 01 TD 299 plakalı otomobil ile kafa kafaya çarpıştı. Kazada araç sürücüleri ile minibüsteki 5 yolcu yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine sevk edilen sağlık ekibi, araçta sıkışan her iki sürücüye de müdahale edemeyince itfaiyeden yardım istendi. Kaza yerine gelen itfaiye ekibince araçlardan çıkartılan sürücüler Alak ve Doğan, sağlık ekibi tarafından ambulansa taşındı. Kazada yaralanan 7 kişi, ambulanslar ile kentteki çeşitli hastanelere kaldırıldı.
Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Kaza yerinden görüntü
- Kaza karışan otomobil ve minibüsten görüntü
- Araçların hasar gören yerleri
- Otomobilin açılan hava yastıkları
- Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA, (DHA)
===================================================
6)OTOMOBİL ELMA BAHÇESİNE UÇTU: 5 YARALI
Isparta'nın Gelendost ilçesinde yoldan çıkan otomobilin elma bahçesine uçtuğu kazada 5 kişi yaralandı.
Isparta- Konya karayolunun Gelendost ilçesi yakınlarında saat 17.30 sıralarında meydana gelen kazada, Ümmühan Seyirci'nin kullandığı 07 LB 019 plakalı otomobil, sürücünün direksiyon kontrolünü kaybetmesi sonucu yoldan çıktı. Yol kenarına savrulup elma bahçesine uçan araçtaki sürücü Ümmühan Seyirci, Neşe Dursun Çetin, Muhammet Yusuf Çetin, Alperen Çetin ve Serdar Çetin yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalelerinin ardından yaralılardan 2'si Isparta'ya, diğerleri de Gelendost Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Otomobil daha sonra çekici yardımıyla olay yerinden kaldırıldı.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Kaza yapan araçtan görüntü
- Aracın çekiciye yüklenmesi
Haber- Kamera: Taner ERDEM/GELENDOST (ISPARTA), (DHA)
===================================================
14 YAŞINDAKİ EMİRHAN DENİZDE KAYBOLDU (EK)
7)HELİKOPTERLİ ARAMA YAPILDI
Kocaeli'nin Kandıra ilçesi Babalı sahilinde denize girdikten sonra kaybolan Emirhan Doğar'ı arama çalışmalarına İstanbul'dan gelen Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait helikopter de destek verdi. Yoğun dalga sebebiyle dalgıçların giremediği denizin üzerinde termal kamera ile 1 saat boyunca tarama yapan helikopter herhangi bir bulguya rastlamadı.
ÇALIŞMALARA ARA VERİLDİ
Dalga sebebiyle ekiplerin giremediği denizin yüzeyinde sürdürülen arama çalışmaları, havanın kararmasıyla birlikte sona erdirildi. Yaklaşık 8 saat süren çalışmalardan sonuç alamayan ekipler, arama çalışmalarına gün doğumuyla birlikte tekrar başlayacak.
8)İKİ ÇOCUĞUN OTOMOBİLİN BAGAJINDAKİ TEHLİKELİ YOLCULUĞU KAMERADA
Konya'da bir otomobilin bagajında seyahet edip, diğer sürücülere el sallayan iki çocuğun tehlikeli yolculuğu kameralara yansıdı.
Görüntüler merkez Karatay ilçesi Fetih Caddesi üzerinde kaydedildi. Yoğun trafikte seyreden 42 MA 1336 plakalı otomobilin bagajının açık olduğunu fark eden diğer sürücüler, içerisinde iki çocuğun yolculuk ettiğini gördü. Güçlükle bagaja sığdıkları anlaşılan çocuklar, bir yandan bagajın kapağını tutmaya çalışırken, diğer yandan diğer sürücülere gülerek el salladı. Bu anlar ise diğer sürücüler tarafından cep telefonu ile saniye saniye kaydedildi.
Görüntü Dökümü
----------------------
- Çocukların bagajda yolculuk etmesi
- Çocukların el sallaması
Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA (DHA)
===================================================
9)BURSA'DA ORMAN YANGINI BÜYÜMEDEN SÖNDÜRÜLDÜ
Bursa'da ormanlık alanda çıkan yangın, havadan ve karadan yapılan müdahaleyle büyümeden kısa sürede kontrol altına alındı.
Bursa'nın Osmangazi ilçesi Çekirge Mahallesi Çamlıtarla mevkiindeki ormanlık alanda, saat 16.30 sıralarında yangın çıktı. Dumanların yükseldiğini görenler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İtfaiye ekipleri alevlere müdahalede bulunurken, Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait helikopter de çalışmalara havadan destek verdi. Yaklaşık 5 itfaiye aracının müdahale ettiği yangında yaklaşık 15 dönüm alan yanarken, ekiplerin yaklaşık 1 saatlik müdahalesinin ardından alevler tamamen söndürüldü. Yangınla ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Yangından görüntüler
-İtfaiye ekiplerinin müdahalesi
-Yangın söndürme helikopterinin müdahalesi
-Detaylar
Hamer-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)
===================================================
10)TOKAT'TA 7 DEKARLIK FİDANLIK YANGINDA ZARAR GÖRDÜ
Tokat'ın Zile ilçesinde fidanlık alanda yangın çıktı. 7 dekarlık alanın zarar gördüğü yangın, ekiplerin 5 saatlik çalışmasıyla kontrol altına alındı.
Yangın, saat 12.30 sıralarında Zile ilçesine bağlı Bayır köyü ile Zile bağları arasında bulunan arazide meydana geldi. Bölgede piknikçilerin ateşinden çıktığı tahmin edilen yangında Tokat Orman İşletme Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz yıllarda yeni dikilen fidanların bulunduğu alan yandı. Yangına ilk müdahaleyi olay yerine gelen vatandaşlar, jandarma ekipleri ve polis ekipleri kürekle yaptı. Vatandaşların ihbarı üzerine yangına Orman İşletme Müdürlüğü'ne bağlı arazözler ile Tokat Belediyesi İtfaiye ekipleri sevk edildi. İlk belirlemelere göre 7 dekar açık alanda etkili olan yangın yaklaşık 5 saat süren çalışmanın ardından kontrol altına alındı. Ekiplerin bölgede soğutma çalışmaları sürüyor.
Zile Köy ve Mahalle Muhtarları Yardımlaşma ve Dayanışma Dernek Başkanı İsmail Atlı, "Yangın piknikçilerden çıkmış. Dağın zirvesinde, rüzgar da ters esince üstten aşağı getirmişö dedi.
Yangının kontrol altına alındığını ifade eden Zile Belediyesi İtfaiye Müdürü Fatih Candan ise "Piknik yapan vatandaşlarımızı ateşi tam söndürmüyor. Bu sebepten rüzgarın da etkisiyle yangın araziye yayılıyor. Yangın şu anda söndü, sadece soğutma çalışmaları yapılıyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Yangın bölgesinden görüntü
-Ekiplerin çalışması
-Konuşmalar
Haber: Fatih YILMAZ/ZİLE(Tokat), (DHA)
======================================================
11)KALORİFER DAİRESİNDE ÖLÜ BULUNDU
Konya'nın Kulu ilçesinde müteahhit Ömer Altunay (68), yaptığı binanın kalorifer dairesinde ölü bulundu. Altunay'ın kalp krizi geçirdiği ihtimali üzerinde duruluyor.
Olay, Kemaliye Mahallesi Ankara Caddesi'nde meydana geldi. Ömer Altunay, müteahhitliğini kendilerinin yaptığı ve oğlunun oturduğu binanın kalorifer dairesinde komşuları tarafından hareketsiz halde bulundu. Polis ve sağlık görevlilerine haber verildi. Eve gelen sağlık görevlileri Altunay'ın öldüğünü belirledi. Altunay'ın kalorifer kazanının bakımıyla ilgilendiği sırada kalp krizi geçirmesi sonucu yaşamını yitirdiği üzerinde duruluyor. Kesin ölüm nedeninin yapılacak otopsinin ardından netlik kazanacağı belirtildi. Altunay'ın cansız bedeni otopsi için Kulu Devlet Hastanesi morguna götürüldü. Soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
----------------------
- Olay yerinden detay
- Polisin inceleme yapması
- Genel ve detay
(Haber- Kamera: Mehmet YILMAZ KULU / KONYA DHA)
==============================
12)BARSELONA'DA TÜRKİYE'Yİ TEMSİL EDEN HAMZA BOĞULDU
Şırnak'ın Silopi ilçesinde ailesiyle birlikte piknik yaptığı sırada dereye giren Hamza Avil (13), akıntıya kapılarak boğuldu. Hamza Avil'in İspanya'nın Barselona kentindeki futbol turnuvasında Türkiye'yi temsil ettiği öğrenildi.
Silopi ilçesine bağlı Babındak köyüne pikniğe giden Avil ailesinin oğulları Hamza, serinlemek için dereye girdi. Yüzme bilmeyen Avil, akıntıya kapıldı. Aile fertlerinin çığlığını duymasıyla dereden çıkarılan Avil, hastaneye götürüldü. Hastanede yapılan müdahalelere rağmen Hamza hayatını kaybetti. Avil'in cesedi otopsi için Şırnak Devlet Hastanesi'ne gönderildi.
TÜRKİYE'Yİ TEMSİL ETMİŞTİ
Öte yandan Hamza'nın İspanya'nın Barselona kentinde düzenlenen Costa Brava Futbol Turnuvası'nda Türkiye'yi temsil ettiği ve Uluslararası Yetenek Avcısı Futbol Akademisi'nde (UYAFA) birincilik elde ettiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü
-----------
Boğulan çocuğun fotoğrafı
Hastane önünden detaylar
Morg önünde bekleyen kalabalık
Ağıt yakanlar
Cenazenin Şırnak'a sevk edilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ(Şırnak),(DHA)
=====================================================
13)KÜÇÜK EYMEN'İN HAYALİNİ İTFAİYECİLER GERÇEKLEŞTİRDİ
Düzce'de, büyüyünce itfaiyeci olmak isteyen Eymen Öztürk (6), sünnet arabasının itfaiye aracından olmasını istedi. Konu hakkında bilgi verilen Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Kahraman'ın talimatıyla, itfaiye aracı sünnet arabası gibi süslenip, küçük Eymen bindirilerek tur attığırıldı.
Düzce Azmimilli Mahallesi'nde oturan ve büyünce itfaiyeci olmak istenen Eymen Öztürk, babası Adem Öztürk'e sünnet arabasının itfaiye aracından olmasını istediğini söyledi. Adem Öztürk durumu Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Kahraman'a iletti. İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Kahraman ise gerekli izinleri aldıktan sonra küçük Eymen'in talebinin gerçekleştirileceği sözünü verdi.
Bunun üzerine Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren ve genel olarak kurtarma çalışmalarında kullanılan kamyonet süslenerek sünnet arabasına dönüştürüldü. İtfaiye erleri kendi elleriyle itfaiye aracının üzerine 'Eymen' ve 'Maşallah' yazıları yapıştırdı. Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'ne giden Eymen sünnet arabasını görünce mutlu oldu. Eymen Öztürk, "Ben büyüyünce itfaiyeci olmak istiyorum. Sünnet arabamın itfaiye arabasından olmasını istedim." dedi.
Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Kahraman ise "Eymen'in babası bizi aradı ve ricada bulundu. Çocuğun sünnet aracı ile sünnet alanına gitmek istediğini söyledi. Bize de güzel geldi. Kullandığımız araç vaka aracı ama Eymen'in şansına da şu ana kadar bir vaka meydana gelmedi. Olurda yolda bir vaka olursa Eymen'i de vakaya götüreceğiz. Bu isteği bu ricası bizim için bir emirdir. Çünkü onların gönlünü kırmamak, itfaiyeciliğin ne kadar onurlu bir meslek olduğunu öğretmek, çocuklara bunu aşılamak amacıyla Eymen'i kırmadık.ö dedi.
Konuşmaların ardından Eymen'in sünnet aracı olan itfaiye aracı Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'nden çıkarak şehir merkezinde konvoy turu attıktan sonra düğün salonuna gitti.
Görüntü Dökümü
-----------
İtfaiye aracından görüntü
İtfaiye erlerinin aracı süslerken görüntüsü
Eymen Öztürk'ün araca binerken görüntüsü
Eymen Öztürk'ün araç içinde görüntüsü
Eymen Öztürk ile röp
İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Kahraman ile röp
İtfaiye aracı ile düzenlenen konvoy görüntüsü ve detaylar
HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)
==========================
14)GÖLCÜK'TE TEMİZLİK SEFERBERLİĞİ
İzmir'in Ödemiş ilçesindeki doğa harikası Gölcük Gölü çevresinde temizlik seferberliği başlatıldı. Etkinliğe katılan 60 kişi 1 saat içinde 1 traktör dolusu çöp topladı.
Küçükmenderes Havzası Koza Hareketi Derneği (KOZA-DER), Ödemiş Belediyesi Kent Konseyi işbirliğiyle Gölcük Yaylası'ndaki doğal Gölcük Gölü'nde temizlik çalışması düzenlendi. 60 kişinin katıldığı etkinliğe Vosvos (Volkswagen) tutkunları da destek verdi. CHP'li Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş'te etkinliğe katılan 7'den 77'ye her yaş grubundan kişi ile yeşil yelek giyip, eldiven takarak, göl çevresinde ellerinde poşetlerle pet şişeden çeşitli ambalaj atıklarına, sigar izmaritinden çeşitli mutfak araç gereçlerine kadar pek çok atık topladı. Farkındalık yaratılmasının hedeflendiği etkinlikte, 1 saat boyunca traktör römorku dolusu atık toplantı. Toplanan atıklar Belediye ekipleri tarafından katı atık depolama alına götürüldü.
Etkinlikte konuşan Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, "Gölcük'teki bu zenginliğimizi hep beraber yaşıyoruz. Burası, özellikle dışardan gelen misafirlerimizin de ağırlandığı en güzel mekanlardan biri. Doğa cenneti olan Gölcük'te vakit geçirenlerden, piknik yapanlardan tek isteğimiz, giderken çöplerini bir poşete koyup, çöp konteynerlerine atmaları. Bu konuda farkındalık yaratmak adına da böyle güzel bir etkinlik yaptık. Yaşadığımız çevremizi koruyun. Ama en iyi temizlik ise kirletmemektir" dedi.
KOZA-DER Başkanı Selahattin Bağlı da Gölcük'teki kirliliğe dikkat çekmek istediklerini belirtip, "Burada yapılan yüzeysel temizlik çalışmasının Gölcük için yeterli olmadığını gördük. Çevreden gelen kimyasal maddeler, gölün kirlenmesine neden oluyor: Kirlilik nedeniyle gölde algler meydana geliyor ve bu da sudaki oksijeni tüketip, balıklar yaşamasına engel oluyor. Göldeki nitrojen oranı normalde olması gerekenin yüzde 800 oranında dana fazla üzerinde. Bu da göldeki yaşam kalitesini ve yaşamı sonlandırıyor. Bunu önleyebilmek için çevredeki zirai çalışmalarında organik tarıma yönlendirerek devam edilmeli. Çiftçilerin kimyasal gübrelerin kullanımını azaltmasıyla göle yağmurlama ve akan sularla taşınan nitrojen oranın da azalacaktır. Devletimizin burada çiftçiyi yönlendirmesi gerekiyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------
-Temizlik çalışmasından görüntü
-KOZA-DER Başkanı Selahattin Bağlı'nın konuşması
-Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş'in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Yüksel BALCI / ÖDEMİŞ (İzmir), (DHA)
==========================