Kazada şehit düşen Uzman Çavuş Yenier toprağa verildi
İstanbul Havalimanı yolunda, TIR’a motosikletiyle arkadan çarparak şehit olan Uzman Çavuş Ali Cenk Yenier'in (35) cenazesi, memleketi Adana’da düzenlenen cenaze töreni sonrası gözyaşlarıyla toprağa verildi.
İstanbul Motorize Jandarma Trafik timinde görev yapan Uzman Jandarma Ali Cenk Yenier, dün İstanbul Havalimanı yolunda kullandığı motosiklet ile seyir halinde iken sürücüsünün hatalı sollama yaptığı öne sürülen TIR'a arkadan çarptı. Arnavutköy Devlet Hastanesine ağır yaralı olarak kaldırılan Uzman Jandarma Ali Cenk Yenier, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
GÖZYAŞLARIYLA TOPRAĞA VERİLDİ
Şehit Uzman Jandarma Ali Cenk Yeiner için memleketi Adana'da Sabancı Merkez Cami’de cenaze töreni düzenlendi. Törene Adana Valisi Mahmut Demirtaş, askeri erkan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Vali Demirtaş, cenaze boyunca şehidin babası İzzet Yenier’in yanından ayrılmayarak tesellide bulundu. Şehidin annesi Işıl Yenier ve şehidin eşi Fatma Yenier tören boyunca gözyaşlarına hakim olamadı. Tören sonrası Şehit Uzman Jandarma Ali Cenk Yenier’in cenazesi Adana Asri Mezarlığı'ndaki şehitliğe defnedildi.
Görüntü Dökümü
--------------
-Askerlerin omuzunda şehit cenazesi'nin gelişi
-Şehit Uzman Çavuş Ali Cenk Yenier'in annesinin ve eşinin görüntüleri
-Adana Valisi Mahmut Demirtaş ile şehit babası İzzet Yenier'in görüntüsü
-Cenaze namazından görüntüler
-Helallik alınması
-Genel ve detay görüntüler
SÜRE: 02'00" BOYUT: 222MB
Haber: Can ÇELİK Kamera: ADANA, (DHA)
=====================
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğitim ve kültür, sanatta hedeflerin gerisinde kaldık
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, son 17 yıllık çalışmalarda eğitim ve sanatta hedeflerin gerisinde kaldıklarını belirterek, “Türkiye, geçtiğimiz 17 yılda her alanda tarihinin en büyük dönüşümlerine, en büyük reformlarına, en büyük yatırımlarına, en büyük eserlerine, en büyük hizmetlerine kavuşmuştur. Bununla birlikte iki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık. Bunlardan biri insan yetiştirme olan eğitim, diğeri ise insanı zenginleştirme olan kültür-sanattırö dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir’de koleksiyoner iş insanı Erol Tabanca’nın kurucusu olduğu ünlü Japon mimar Kengo Kuma tasarımı Odunpazarı Modern Müzesi’nin açılışına katıldı. Ankara’dan uçakla Eskişehir’e gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, bölge milletvekilleri Hasan Polatkan Havaalanında karşıladı. Daha sonra karayoluyla Odunpazarı ilçesine geçen Erdoğan, tarihi Odunpazarı evlerinin bulunduğu bölgedeki Modern Müze’ye geldi. Açılışa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Kültür Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Japonya Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, müzenin kurucusu Erol Tabanca katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Odunpazarı Modern Müzesi’nin Eskişehir’den yayılan bir sanat ışığı olacağını ifade ederek, “Odunpazarı Modern Müzesi’nin Eskişehirimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Japon ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak tasarlanan, temelini bizzat attığım bu müzenin açılışında da bulunuyor olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bu müzeyi kültür sanat hayatına kazandıran Erol Tabanca ve değerli eşlerini, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Özellik Japon dostlarımıza katkıları için şahsım ve ülkem adına teşekkürlerimi sunuyorum. Sergileme ve etkinlik alanları, atölyeleri ve diğer bölümleriyle bu müzenin Eskişehir'den dalga dalga ülkemize ve dünyaya yayılan bir sanat ışığı olacağına inanıyorum. Bu müzeyi sanatseverlerimizin sahip olduğu koleksiyonları, tüm toplumun istifadesine sunma erdeminin bir örneği olarak görüyorum. Sayın Erol Tabanca, mimar ve müteahhit olarak ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde gösterdiği başarıyı, sanat alanında da tekrarlamıştır. Diğer sanatseverlerimizden benzer çabalar ve eserler beklediğimizi buradan ifade etmek istiyorumö dedi.
‘MÜZENİN ESKİŞEHİR’DE OLMASI İSABETLİDİR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzenin Eskişehir’de kurulmasının isabetli bir kararı olduğunu ve kentin bir çok kadim medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını söyledi. Erdoğan, “Böyle bir müzenin kuruluşu için Eskişehir'in seçilmesi fevkalade isabetlidir. Dünyanın ve coğrafyamızın tüm kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapan ve her birinden izler taşıyan Eskişehir, bugün eğitim, kültür ve sanattaki canlılığıyla böyle bir müze için en ideal şehirdir. Şuan bulunduğumuz Odunpazarı semti, dünya kültür mirası geçici listesinde yer alan gerçekten gözümüz gibi korumamız gereken bir yerdir. Eskişehir'in mirasını yaşatan, diğer yandan açılışını yaptığımız müze ve bunun yanında günümüze geleceğe kucak açan bu bölgenin zenginliklerini dünyaya daha iyi tanıtmalıyız. Milli Eğitim ve Kültür ve Turizm eski bakanlarımızdan Nabi Avcı hocamızın da özel gayretleriyle, son 17 yılda Eskişehir'e bu doğrultuda pek çok değer kazandırdık. Eskişehir halkı da bu çabalara sahip çıktı. Bugün Eskişehir, ülkemizde gezilip görülmesi gereken şehirler denildiğinde ilk akla gelenler arasında yer alıyor. Eskişehir'in uluslararası tanıtımını da yeterli düzeyde gerçekleştirdiğimizde, inanıyorum ki burası yabancı misafirlerimiz için de ana destinasyonlardan biri olacaktır. İşte son seyahatlerimizde Haneda havalimanından Türkiye'ye uçak seferlerinin de başlatılmış olması inanıyorum ki bu adımlarla birlikte, Japonya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısında ciddi bir artışa vesile olacaktırö şeklinde konuşu.
İNSAN YETİŞTİRME İLE KÜLTÜR-SANATTA HEDEFLERİMİZİN GERİSİNDE KALDIK’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son 17 yılda büyük atımlar yapmalarına rağmen insan yetiştirme olan eğitim ve insanı zenginleştirme olan kültür-sanat konularında hedeflerin gerisinde kaldıklarını ifade etti. Erdoğan şunları söyledi:
“Sık sık hayıflandığım bir tespiti burada bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye, geçtiğimiz 17 yılda her alanda tarihinin en büyük dönüşümlerine, en büyük reformlarına, en büyük yatırımlarına, en büyük eserlerine, en büyük hizmetlerine kavuşmuştur. Ülkemizi demokraside ve ekonomide getirdiğimiz yerin önemini elini vicdanına koyup, geçmişten bugüne sağlıklı bir değerlendirme yapan herkes teslim edecektir. Bununla birlikte iki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık. Bunlardan biri insan yetiştirme olan eğitim, diğeri ise insanı zenginleştirme olan kültür-sanattır. Sorun asla kültür sanata bakışımızda, bu alana verdiğimiz önemde değildir. Biz kültürü tıpkı, toprak, bayrak, askeri ve ekonomik güç gibi özgürlüğümüzün sembollerinden biri olarak görüyoruz. Dünyadaki güçlü ülkelerin paraları ve orduları kadar, hatta onlardan daha önce kültür-sanat alanındaki hakimiyetleriyle bu sıfatı elde ettiklerini biliyoruz. Kültür endüstrisinin, dünyada girmedik ev dokunmadık gönül bırakmadığı bir devirde aksini iddia etmek gerçeklere göz kapamakla eş değerdir. Hangi kıtaya ve hangi ülkeye giderseniz gidin, insanların ne giyeceklerinden hangi müziği dinleyeceklerine, kullandıkları teknolojik aletlerden, evlerinin mimarisine ve dizaynına kadar hayatlarının her anı bu dev kültür endüstrisi tarafından biçimlendirilmektedir. Bu devasa çarkın, insanlığın binlerce yıllık birimlerinden geriye kalanları tamamen yok etmemesi için, farklılıkları zenginlik olarak gören anlayışa sıkı bir şekilde sahip çıkmamız gerekiyor. Kendi tarihine, kültürüne, sanatına, değerlerine sahip çıkamayan ve yeni nesillerin eğitimini bu bilinçle veremeyen toplumun bir süre sonra kimliğini kaybetmesi kaçınılmazdır. Eğitimi ve kültürü özellikle güçlendirmenin yolu ise bu alanda gayret gösteren, mücadele eden, emeğini ve birikimini ortaya koyan insanları desteklemekten geçiyor. Devlet olarak bu çerçevede tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Ülkemizdeki her evladımızın eğitime erişimini sağlamak için 309 bin yeni derslik inşa ettik ve içlerini en modern şekilde donattık. Her derslikte öğrencilerimizin eğitim öğretim görebilmeleri için 632 bin yeni öğretmeni göreve başlattık. Müfredatın yenilenmesinden, eğitim-öğretim kademeleri arasındaki geçişin düzenlenmesine kadar pek çok reformu hayata geçirdik. Buna rağmen hala eksiklerimiz olduğunun farkındayız. Tamamlamak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Aynı şekilde kültür ve sanat alanında da ülkemizin hak ettiği yere gelmesini sağlamanın mücadelesi içerisindeyizö
‘KÜLLİYE DE EN BÜYÜK KÜTÜPHANEYİ İNŞAA ETTİK’
Cumhurbaşkanlığı külliyesi içinde Türkiye’nin en büyük kütüphanesini inşa ettiklerini kaydeden Erdoğan, “İnşallah 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, kitap yerleştirme işlemleri süren bu kütüphaneyi resmen hizmete açmayı planlıyoruz. İstanbul'da da şehrin en büyük tarihi eserlerinden biri olan Rami Kışlasını kütüphaneye çeviriyoruz. Çalışmalar bittiğinde burası sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli kütüphaneleri arasında yerini alacaktır. Çocuklara ve gençlere en etkili şekilde ulaşmak için televizyondan sinemaya, müzikten, bilgisayar oyunlarına kadar popüler kültürün tüm alanlarından kendi tarihimizden beslenen içerik üretimine ağırlık veriyoruz. Her yıl takdim ettiğimiz, Cumhurbaşkanlığı kültür-sanat ödülleriyle, ülkemizin kültür-sanat erbabına desteğimizi gösteriyoruz. Ülkemizi diğer alanlarla birlikte kültür-sanatta da dünyanın en büyükleri arasına çıkarana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Medeniyet demek, her şey gibi kültür ve sanatı da sürekli olarak yeniden ve yeniden inşa demektir. Tarihimizle elbette kıvanç duyacağız. Bu topraklarda üretilmiş her türlü kültür eseriyle, sanat birikimiyle, her dönemden kalma mimari eserlerle, topluma rengini vermiş tüm güzel eserlerimizle elbette iftihar edeceğiz. Ama daha önemlisi bunların üzerine ne koyduğumuza da bakacağız. Şayet geçmişimize dahi doğru dürüst sahip çıkamıyor, günümüzde de özgün bir üretim gerçekleştiremiyorsak, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. Türkiye'nin son 2 asırdır siyasi, sosyal, askeri her alanda yaşadığı büyük savrulmaların fay hattı işte bu noktadır. Kimliğimizi kaybettiğimizde geriye hiçbir şeyimiz kalmaz. Hep söyleriz, insanları diğer canlılardan ayıran, doğruyu ve yanlışı ayırt etme ve buna göre irade ortaya koyabilme kabiliyetidir. Öyleyse, toplumları birbirinden farklı kılan da kendi medeniyet, tarih, kültür ve sanat mirasıdır. Hangi medeniyetin kodlarına göre oturuyor, kalkıyor, çalışıyor, eğleniyor, ilişkilerinizi düzenliyorsanız oraya aitsiniz demektir. Diğer medeniyetlerin birikimlerinden faydalanmakla bizati onun bir parçasına haline gelmek farkı şeylerdir. Biz özgünlüğümüzü koruyarak dünyayla bütünleşmenin peşindeyiz. Bugün aramızda bulunan Japon dostlarımızın da aynı anlayışla burada olduklarını biliyorum. Dünya son bir asırdır çok fazla acı yaşadı ve çok fazla örselendi. Mayısta Japonya'daydım. Ekim ayının 21-22'sinde tekrar Japonya'daki imparatorun devir teslimiyle alakalı resmi törenine inşallah katılacağız. Dünya büyük ama artık ilişkiler küçükleşen bu dünyada daha da artıyor. Geleceğimizi daha huzurlu, güvenli, müreffeh yapmak, daha adil bir dünyada yaşayabilmek için farklılıklara saygıyı, insanlığın ortak mirasına sahip çıkmayı hayatımızın merkezine yerleştirmeliyiz. Bugün burada açılışını yaptığımız müzeyi işte böyle bir çabanın sembolü olarak görüyorum. Bir kez daha bu muhteşem eserin şehrimize ve ülkemize kazandırılmasında emeği geçen Erol Tabanca ve değerli eşlerini şahsım ve milletim adına kutluyorum. Mimarından mühendisine, işçisine kadar hepsine tebriklerimi özellikle sunuyorumö diye konuştu.
Japonya Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima, Odunpazarı Modern Müzesi’nin şehre ayrı bir cazibe katacağını belirterek, “Göreve başlamadan itibaren 1 sene geçti. Bu ülkede olmaktan çok mutluyum. 31 şehri şuana kadar gezdim ve çok sıcak karşılandım. Bu Eskişehir’i ikinci ziyaretim, büyük mutluluk duyuyorum. Modern Müze’nin şehrin cazibesini arttıracağını düşünüyorum. Aynı zaman iki ülke arasındaki ilişkilerini de artıracağını düşünüyorum. Coğrafya olarak uzak ülkeleriz ama iki devlet tek yürektir. Kalplerimiz birdirö dedi. Odunpazarı Modern Müzesi kurucusu Erol Tabanca da Japon ve Türk toplumlarının insanları olarak müze yapımında keyifle çalıştıklarını söyledi. Müzenin etrafındaki ekonomiyi de canlandıracağını kaydeden Tabanca, müzenin temel atma törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığını ifa Ederek, kendisine verdiği destekten dolayı teşekkür etti.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki protokol üyeleri Odunpazarı Modern Müzesi’nin açılışını yaptı. Programın ardından Erdoğan, yaklaşık 4500 metrekarelik alana sahip ve içerisinde sergileme alanları, etkinlik mekanları, atölyeler, kafe ve müze dükkanı yer aldığı müzeyi gezdi.
Görüntü Dökümü
----------
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişi
-Protokol üyeleri
-Erol Tabanca’nın konuşması
-Japon büyükeşçinin konuşması
-Erdoğan’ın konuşması
-Müze açılışı
-Erdoğan’ın müze gezisi
-Genel görüntüler
Haber-Kamera:Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN-Oğuzhan KILIÇ/ESKİŞEHİR,(DHA)-
==================
Urla'da orkinos çiftliği eylemi
İzmir'de, kaldırılması için hakkında çok sayıda mahkeme kararı bulunan Seferihisar ilçesi Sıcağık Koyu'ndaki orkinos çiftliğinin, Urla Demircili Koyu'na taşınması için firmanın başlattığı girişimlere karşı doğaseverler yeniden bir araya geldi. Deniz kirliliği yaratacağını belirttikleri projeye karşı çıkan Urlalılar, teknelerle kendilerine destek olmaya gelen Seferihisarlıları alkışlar ve marşlarla karşıladı.
İzmir'de çevreciler, Seferihisar'ın Sıcağık Koyu'nda kurulu bulunan orkinos çiftliğinin kapatılması için açılan davaları kazandı. Geçen yıl ağustos ayında kaldırılması gereken çiftlik kaldırılmadı. Bölge halkı çiftliğin kaldırılmasını beklerken, firma kafesleri Sığacık'tan Urla Demircili Koyu'nda belirlenen 39 bin 200 metrekarelik alana taşınmak için ÇED dosyası hazırladı. İzmir Valiliği tarafından proje için verilen 'ÇED gerekli değildir' kararı, açılan davanın ardından iptal edildi. Ardından ÇED dosyasını revize eden firma, yeniden başvuruda bulundu. Demircili Mahallesi'nde biri 27 Aralık 2018'de diğeri ise geçen 25 Nisan'da yapılan halkın katılımı toplantıları, protesto edilince, proje onay alamadı. Proje revizyonu sonrası kapasitesi artırılan tesis için hazırlanan ÇED dosyası, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından görüşüldükten sonra, projeye 'ÇED olumlu kararı' verildi.
Şirketin girişimlerini sürdürmesi nedeniyle orkinos çiftliği kurulmasına karşı çıkan bölge halkı ve çevreciler, bugün eylem yaptı. Urla'nın Demircili Koyu'nda bir araya gelen çevreciler ve bölg ehalkı , 'ÇED gerekli değildir' kararına tepki gösterdi. Protesto eylemine her ikisi de CHP'li olan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz ile Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, parti temsilcileri, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve oyuncu Ercan Kesal'in yanı sıra birçok doğasever katıldı. Deniz kirliliği yaratacağı belirtilen projeye karşı çıkan Urlalılar, teknelerle kendilerine destek olmaya gelen Seferihisarlıları alkışlar ve marşlarla karşıladı.
'ASLA YILGINLIĞA DÜŞMEYECEĞİZ'
2011'de başlatılan mücadelede 8 yılın geride bırakıldığını ifade eden Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, "Defalarca mahkeme bizi haklı bulmasına rağmen yetmedi. Mahkeme kararlarının ardından, mahkemenin kurulamaz dediği yerin yanı başına yeniden izin aldılar. Çocuklarımıza, bize emanet olan bu toprakları yağmalanmasına izin vermeden gelecek kuşaklara muhakkak bırakacağız. Sizler varken asla yılgınlığa düşmeyeceğiz. Biz bu çiftliğin bir tanesinin kaldırılmasıyla ilgili bir araya gelmezsek, bunlar yarın yüzlerce olacak. Çünkü hepsi buraya gözünü dikmiş durumda. Şimdi mücadelede elimiz daha da güçlü, daha önce Seferihisar Belediyesi ve Urla Belediyesi iş birliğinde yürütülen mücadeleye artık İzmir Büyükşehir Belediyesi de dahil oldu. Orkinos çiftlikleriyle birlikte denizdeki yaşam popülasyonu değişiyor ve ekolojik denge bozuluyor. Sevkiyat zamanı olduğunda denize oluk oluk kan akıyor ve vahşice elektrik verilerek balıklar öldürülüyor, testerelerle boyunları kesilip etleri parçalanıp buzluklara konuluyor. Hem denizimiz, hem doğamız, hem de yaşam çeşitliliği farklılaşıyor" dedi.
MÜCADELE YILLAR ÖNCE BAŞLADI
Gelecek nesillere daha temiz bir doğa bırakmak için bir araya geldiklerini söyleyen Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz da bununla ilgili mücadelenin yıllar önce, dönemin Seferihisar Belediye Başkanı olan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in döneminde başladığını belirterek, "Bugün itibariyle bizler de Urla olarak bu mücadelenin içindeyiz. Yasal süreçler, önceki dönemlerde olduğu gibi bugün de devam ediyor. Biz de Urla Belediyesi olarak buna taraf olup davamızı açtık. Her türlü hukuksal mücadelemizi vermeye kararlıyız ama asıl önemli olan bu örgütlü mücadeledir. Bu örgütlü gücümüzü kullanarak sonuna kadar doğal yaşamı korumaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Çevre gönüllüleri ile birlikte yarımadada sık sık keşif yaptıklarını belirten CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ise, "Seferihisar'da ve Urla'da kurulacak olan bu orkinos çiftlikleri yüzünden balık dışkıları tertemiz sahillerde kalacak. Urla ve Seferihisar'a yerli ve yabancı turist gelmeyecek" dedi.
'KOMŞULARIM İÇİN'
Urla'da yaşayan oyuncu Ercan Kesal da vatandaşların büyük ilgisiyle karşılaştı. Doğaseverlere destek olduğunu söyleyen Kesal ise şunları söyledi:
"Benim annem doğaya, taşa, ağaca, bahçedeki domatese, bibere dua ederdi. Ben annemin bu tabiatla olan ilişkisini merakla ve hayretle izlerdim. Biz içeceği sudan bile izin isteyen bir hafızanın parçasıyız. Biz Anadoluluyuz. Ben İstanbul'da uzun yıllar yaşadıktan sonra Urla'ya geldim. Buraya gelirken, burada çok güzel komşularımın olacağını biliyordum, hiç de yanılmadım. Ancak benim asıl komşularım denizdi, içimiz ağlayarak yanmasını izlediğimiz ormanlar, hayvanlardı, taş, topraktı. Ben anamın oğluyum. Burada sonuna kadar komşularım için bu itirazın yanınızda olacağım."
Ellerinde, 'Sığacık Körfezi'nde balık çiftliği istemiyoruz', 'Çevreyi korumak aklın geleneğidir', 'Sığacık cenneti cehennem olmasın' yazılı dövizler bulunan topluluk, konuşmalarından ardından buradan ayrıldı.
Görüntü Dökümü
---------
-Tekne karşılamalarından görüntü
-Slogan ve alkışlamalardan görüntüler
-İsmail Yetişkin'in konuşması
-Burak Oğuz'un konuşması
-Ercan Kesal'ın konuşması
-Vatandaşların Ercan Kesal'a ilgisi
-Kani Beko'nun konuşması
Haber- Kamera: Hande NAYMAN / İZMİR, (DHA)
==================
Halk plajında dedektörle arama yapan turist şaşırttı
Muğla'nın Marmaris ilçesindeki halk plajında, elinde dedektörle kumlarda arama yapan Rus turist dikkat çekti. Vatandaşların ihbarıyla olay yerine gelen zabıta ekibince uyarılan turist, bölgeden uzaklaştı.
Atatürk Caddesi'nde bulunan mavi bayraklı halk plajında bugün kaprili, üstü çıplak, başında şapkası ve elinde metal detektörü bulunan turist, çevredekilerin dikkatini çekti. Bir vatandaş 'toz kaldırıyor' diye turisti zabıta ekiplerine şikayet etti. Rus olduğu öğrenilen 35 yaşlarındaki turist, zabıta ekibince uyarıldı. Rus turist ise elindeki çöpleri göstererek plajı temizlediğini söyledi. Uyarı üzerine Rus turist, hızlı adımlarla sahilden uzaklaşarak gözden kayboldu.
Görüntü Dökümü
----------
-Halk plajı genel görüntü
-Halk plajında detektör ile arama yapan yabancı turist genel görüntü
-Yabancı turisti uzaklaştıran zabıta
(Toplam: 53,3 MB-44 saniye görüntü)
Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN /MARMARİS (Muğla), (DHA)
=================
Düğünde silahlar ateşlenince kavga çıktı: 5 yaralı (2)
VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI
Kırıkkale Valiliği, düğünde 5 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan kavgayla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Merkez ilçemiz Ahılı köyümüzde bir düğün sonrası ilerleyen saatlerde aşırı alkol alan iki grup arasında alkolün etkisiyle tartışma çıkmış, kavgaya karışanların rastgele ateş etmesi üzerine toplam 5 şahıs hafif şekilde yaralanmıştır. İlçe Jandarma Komutanının emir komutasında jandarma devriyesi ve Olay Yeri İnceleme Timi tarafından olaya hemen müdahale edilmiş, olaya karışan toplam 5 şahıs hakkında Cumhuriyet Savcılığımızca adli, düğün sahibi ve köy muhtarı hakkında ise Valiliğimizce idari işlem başlatılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
KIRIKKALE,(DHA)