HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ-16

MADENCİ AİLELERİNDEN VE AVUKATLARINDAN ORTAK TEPKİ AÇIKLAMASI Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanıklı davanın temyiz başvurusunu inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14'üncü Ceza Dairesi'nin, şirketin patronu Can Gürkan'ı tahliye etmesine tepkiler sürüyor.

MADENCİ AİLELERİNDEN VE AVUKATLARINDAN ORTAK TEPKİ AÇIKLAMASI

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanıklı davanın temyiz başvurusunu inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14'üncü Ceza Dairesi'nin, şirketin patronu Can Gürkan'ı tahliye etmesine tepkiler sürüyor. Aileler adına açıklama yapan Gülten Kavas, Gürkan'ın ölen 301 kişinin her biri için 5'er gün cezaevinde yattığını belirterek, "Soma diye bağırmayın. Sadece 301 ya da 440 çocuk diye bağırın. Bayram geldiği zaman arife günü bu çocuklar, mezar taşıyla bayramlaşıyor. Eşimin cezası 5 gün müydü Can Gürkan için. Ben de bir kişiyi öldüreyim, bana da 5 gün ceza versinler, razıyım. Adalet sadece hakimin, savcının arkasında yazan olmasın. Gözle görülür akla mantığa sığan adalet olsun" dedi.
Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında 'olası kastla öldürme', 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 51 sanık, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Yargılama sonunda 11 Temmuz 2018'de Salih Pehlivanoğlu başkanlığındaki mahkeme heyeti kararını açıkladı. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'a 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru'ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı'ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik'e 18 yıl 9 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy'a 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Bunun yanısıra Can Gürkan, 3 yıl süreyle maden faaliyetlerinde bulunmaktan men edildi. Ayrıca tutuksuz sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık'a 10 yıl 10'ar ay, Yönetim Kurulu üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın'a 8 yıl 4'er ay ve Murat Bodur'a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aralarında Alp Gürkan'ın da bulunduğu 37 kişi ise beraat etti. Gerekçeli kararın açıklanmasından sonra hem sanıkların, hem de mağdur ailelerin avukatları, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne temyiz başvurusunda bulundu. Davaya bakan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14'üncü Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı onadı. Kararla birlikte, tutuklu sanıklardan sadece Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan tahliye edildi.
'SOMA KATLİAMINDA TANIKLIĞIMIZ BAKİDİR'
Can Gürkan'ın tahliye kararına tepki gösteren madenci aileleri ile olayı takip eden avukatlar, tahliye kararını veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama yapan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel şöyle dedi: "Öfke azalsın, insanlar vazgeçsin, yaşanan hukuksuzluğu kimse görmesin diye yıllara yayıp asıl faillerden Alp Gürkan'ın da aralarında olduğu 35 sanığın beraat ettirildiği, diğer sanıkların ise göstermelik cezalara çarptırıldığı bir kararla dava kapatılmak istenmişti. Şimdi ise İzmir Bölge Adliyesi Ceza Dairesi tarafından yerel mahkeme kararı onanmış kararla birlikte asli faillerden Can Gürkan tahliye edilmiş ve madencilik yapma yetkisi de iade edilmiştir. Vicdanları kanatan bu kararla birlikte biz de söylemekte sakınca görmüyoruz. Tanıklığımız bakidir. Üstelik bu tanıklığa yargının içine düşürüldüğü felaketi de ekledik. Bilmelisiniz ki verilen bu karar, gerçeğin üstünü örtmeye yetmeyecektir. Katil hala katil, suç ortakları ise hala ayan beyan ortadadır. Ne yerel mahkeme kararının ve ne de bu kararı onayan istinaf kararının toplum vicdanında bir karşılığı yoktur."
YAKINLARI ÖLEN AİLLER DE TEPKİLERİNİ İFADE ETTİ
Avukat Hatice Aslan Atabay'ın dava süreci hakkında bilgi vermesinden sonra söz alan ölen madencilerden Ali Kavas'ın eşi Gülten Kavas da, şunları söyledi:
"Can Gürkan'ı tahliye ettiler. Bir de madencilik belgesi verdiler. '301 madenciyi yine öldür' diye verdiler. Artık 'Soma' diye bağırmayın. Sadece 301 deyin ya da 440 çocuk diye bağırın. Bayram geldiği zaman arife günü mezar taşıyla bayramlaşıyor bu çocuklar. 301'in hesabı sorulacak. Başka hiç kimsenin değil. 301 anne, 301 baba, 301 eş, 440 çocuğun hesabı sorulacak. Şimdi yeraltında çalışanlar 4-5 bin TL maaş alıyor. Benim eşim öldüğü zaman üç günlük çalışan ve 1000 lira maaşa can verdi. Canının değeri 5 gün müydü Can Gürkan için. Ben de bir kişiyi öldüreyim bana da 5 gün ceza versinler, ben rayızım. Adalet sadece hakimin, savcının arkasında yazan olmasın. Gözle görülür, akla mantığa sığan adalet olsun."
Madende can veren işçilerden Ali Yıldırım'ın annesi Elmas Yıldırım ise, "Ben de bir anneyim. Yüreğimden gelenleri söyleyeceğim. Ben de buraya mutluluklar için gelmek istiyordum. Can Gürkan çıkmış. Sebebi neydi bu çıkanların. Katilleri çıkardılar. Madeni aldılar, başına getirecekler 301 kişi daha gider. Ben nefes alıyorsam, yaşamıyorum. '5 sene nasıl geçti' diye soruyorlar. 5 sene dile gelir mi ya. Yollara bakıyorsun, rüyalarda görürsün diye seviniyorsun ama umutsuzca bekliyorum belki gelir diye. Benden sonra kapılara bakmasınlar diye çaba sarf ediyorum" dedi.
Aileler ve avukatları basın açıklamasından sonra Bölge Adliye mahkemesi önünden ayrıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
- Basın açıklamalarından görüntü.
- Katılanlardan görüntü.

Haber-Kamera: Taylan YILDIRIM / Davut CAN /İZMİR,(DHA)

=======================

ÇANAKKALE'DE 5 BİN İZCİ, 57'NCİ ALAY'IN İZİNDE YÜRÜYECEK

ÇANAKKALE Kara Savaşları'nın 104'üncü yıl dönümü törenleri kapsamında 5 bin izci, dedelerinin izinde 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirecek. İzciler, saçları kınalanarak, ellerinde Türk bayrakları, sırtlarında 'Dedeciğim Ben Geldim' yazılı cepkenleriyle yürüyecek.Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından 2003 yılında başlatılan 57'nci Alay Milli Bilinç Faaliyeti kapsamında, 5 bin izci Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, Çanakkale Kara Savaşları'nın kahraman birliği 57'nci Alay'ı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, 104 yıl sonra bir kez daha canlandırılacak. Süvari birliklerinin de yer alacağı yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erecek. Türkiye İzcilik Federasyonu bünyesindeki izciler, sırtlarında 'Dedeciğim Ben Geldim' yazılı cepkenleriyle kilometreleri aşmanın gururunu yaşayacak.
'DEDECİĞİM BEN GELDİM'
Bu yıl yürüyüşün 17'ncisini gerçekleştireceklerini belirten Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, "İzcilerimiz 17 yıldır 'Dedeciğim Ben Geldim' sloganıyla dedelerinin izinden yürüyorlar. 7 ülkeden ve bütün illerimizden toplam 5 bin izcimiz burada çadırlarını kurmuş ve hazır vaziyete geçecekler. Sabaha karşı ezan, sela ve top sesleriyle çadırlarından fırlayacak olan izcilerimiz tam bir savaş atmosferine uyanacaklar. Kurusıkı silahlar, patlamalar, sis bombaları, havai fişekler, sis makineleri arasında sıraya girecekler. Kırmızı cepkenleri olacak sırtlarında ve arkasında 'Dedeciğim Ben Geliyorum' yazısı olacak. Hepsi 57'nci Alay'ın yapmış olduğu gibi hamur kızartması ve asker çorbasıyla yürümeye başlayacaklar. Ellerinde Türk bayraklarıyla, mehteran ve top sesleri arasında saçları Kınalı Hasan gibi kınalanarak yola revan olacaklar. Tek sıra halindeki bu yürüyüş yeşillikler arasında kırmızı bir kan damarı gibi 6 kilometre sonra Conkbayırı'nda sona erecek" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Kocadere köyü kamp alanından görüntü.
-İzcilerden görüntü.
-Hasan Dinçer Subaşı ile röp.
Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ECEABAT(Çanakkale), (DHA)

==================================================

IRMAKTA KAYBOLAN ÜNİVERSİTELİ BEKİR'İN CANSIZ BEDENİ BULUNDU (2)
KISA FİLMDE KENDİNİ IRMAĞA BIRAKTI

Köprüçay Irmağı'nda yaşamını yitiren Bekir Hekim'in 2 yıl önce kendisini ırmağa bıraktığı bir kısa filmde oynadığı ortaya çıktı. Youtube'a 22 Mayıs 2017'de 'Inside The Wheel' adıyla yüklenilen filmde, Bekir Hekim, rüyasında ormanda ve ırmak kenarında yürüyor. Bir süre sonra elbiselerini çıkarıp ırmağa girerek kendisini akıntıya bırakan Bekir Hekim, sudan çıktığında rüyasından da uyanıyor.

Görüntü Dökümü
-------------------
- Kısa film - Inside The Wheel
57 MB /// 03.08"

HABER: Mithat ABAKAN- KAMERA: MANAVGAT (Antalya), (DHA)

==================================================

KILIÇDAROĞLU'NA SALDIRI UŞAK'TA KINANDI

CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Ankara'nın Çubuk ilçesindeki şehit cenazesinde yapılan saldırı Uşak'ta kınandı.CHP Uşak İl Başkanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından 15 Temmuz Şehitler Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasına yaklaşık 50 kişi katıldı. Kalabalık, 'Faşizme karşı omuz omuza', 'Genel Başkan onurumuzdur' sloganları atarak, şehit cenazesinde saldıraya uğrayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdi. Basın açıklamasını CHP Uşak İl Başkanı Nadi Sancar, okudu. Sancar, açıklamasında, "Bu hain saldırı aynı zamanda şehidimiz Yener Kırıkçı'ya ve onun ailesine karşı da yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Yapılan sıradan bir protesto değildir, yapılan sıradan bir provokasyon da değildir. Bu son derece organize bir eylemdir. Bu hain saldırı ülkemizin demokrasisine, birlik ve beraberliğine ve iç huzuruna karşı yapılmıştır. Biz CHP'nin her bir üyesi olarak, bu hain saldırıyı gerçekleştiren zavallıların arkasındaki güçlere karşı dimdik ayaktayız, ayakta durmaya da devam edeceğiz" dedi.
Kalabalık, açıklamanın ardından olaysız dağıldı.

Görüntü Dökümü
-------------------
-CHP Uşak İl Başkanı Nadi Sancar'ın basın açılamasını okuması
-Slogan atılması
-Genel ve detay görüntüle

Haber - Kamera: Feyzi DAVULCU / UŞAK, (DHA)

==================================================

DAĞ ETEĞİNDEKİ DEV KAYALAR, SÜRÜCÜLERİ KORKUTUYOR

ADIYAMAN’ın Yaylakonak beldesinde, 10'a yakın yerleşim alanına ulaşımın sağlandığı yol güzergahını çevreleyen dağ yamacında yer alan dev kayalar, sürücüleri korkutuyor.

Kentin, merkeze bağlı Yaylakonak beldesinde, Zivar Mahallesi başta olmak üzere bölgedeki 10'a yakın yerleşim alanına ulaşımın sağlandığı yol, çevresindeki dağ yamaçlarında yer alan dev kaya kütleleri nedeniyle, sürücülerin korkulu rüyası haline geldi. Sürücüler, dağ eteğinden uzanan stabilize yolda, özellikle yağışlı havalarda zor anlar yaşıyor. Heyelanların da yaşandığı bölgede seyahat etmek zorunda kalan sürücüler, özellikle hava karardığında ise endişe yaşadıklarından yakınıyor. Kaya düşmesi sonucu ulaşımda aksamalar yaşadıklarını dile getirip 'kelle koltukta' seyahat ettiklerini belirten yöre sakinleri, yol güzerganının onarılması ve riskli kayaların temizlenmesini istedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Dağ eteklerindeki kaya kütleleri
-Kala kütlelerinin arasından geçen sürücüler
-Detaylar

(SÜRE:2 dk ) (BOYUT 25.3 MB )

Haber-Kamera: Yusuf ÇINAR- /ADIYAMAN, (DHA)

=======================

HAYVAN BARINAĞI TAM DONANIMLI KLİNİĞE KAVUŞTU

MUĞLA'nın Dalaman ilçesi Bülüşlü Mevkisi'ndeki, Dalaman Belediyesi, Ortaca Belediyesi ve Hayvan Dostları Derneği (HAYDOS) işbirliğinde faaliyet gösteren sokak hayvanları barınağında, yeni alınan ikinci el cihazlarla klinik oluşturuldu. 600 köpek, 150 kedi, 14 eşek, 2 keçi ve 1 koyunun bakıldığı barınaktaki hayvanların tedavilerinin yeni oluşturulan klinik sayesinde daha kapsamlı bir şekilde yapılabileceği bildirildi.
HAYDOS Başkanı Türkan Dağdelen, 15 yıl sonra barınaktaki hayvanların tedavisi için ihtiyaçları olan cihazlara kavuştuklarını söyledi. Alınan cihazların normalde çok pahalı olduğunu belirten Dağdelen, "İstanbul'daki kapatılan bir veteriner kliniğindeki cihazları toplam 100 bin liraya aldık. Neredeyse cihazlar bize yarı fiyatına geldi. Barınağımızda artık tam teşekkülü bir kliniğimiz oldu. Eskiden gerekli cihazlar olmadığı için can dostların diyafram yırtığı ameliyatlarını yapamıyorduk. Artık, alınan bu cihazlar ile tüm ameliyatları yapabileceğiz" dedi. Barınakta sadece sokak köpeği ve kedilerine değil, terk edilen diğer hayvanlara da hizmet verdiklerine dikkati çeken Dağdelen, "Buradaki hayvanların çoğu hasta, ölüme terkedilmiş ve yaşlı olanlar. Bağışlarla burayı ayakta tutup, bu gözleri görmeyen, çoğu sakat olan hayvanları yaşatmaya çalışıyoruz. 14 yıl önce buranın önünden geçtiğimde, bir sürü can çekişen hayvan vardı. Çöplük gibiydi. Geçen yıllar içinde hep üzerine bir şeyler ekleyerek, bugünkü haline getirdik. Barınaktaki 600 köpek, 150 kedi, 14 eşek, 2 keçi ve 1 koyunun tedavileri artık daha iyi koşullarda ve imkanlarla yapılabilecek" dedi.
Ortaca Belediyesi Veteriner Hekimi Kübra Moran da barınağa ikinci el olarak hemogram, kan sayımı, santrifüj ve gaz aneztezi cihazları alındığını belirtip, "Bu imkanların yöredeki başka bir barınakta olduğunu sanmıyorum" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Barınaktan görüntü
-Barınakta oluşturulan klinikten görüntü
-Uyuz bir köeğe gerekern müdahalenin yapılmasından görüntü
-HAYDOS Başkanı Türkan Dağdelen ile barınaktaki eşeklerin arasında röp.
-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Süleyman İLTER / DALAMAN (Muğla), (DHA)

=====================================

MAKÜ'LÜ BİLİM İNSANLARI, HAYVAN HASTALIKLARI İÇİN 'TANI KİTİ' GELİŞTİRİYOR

BURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde yürütülen çalışmalar sonucu, ilk antikor üreten hibrit hücreleri üretildi. Hayvan hastalıkları tanı kiti geliştirilmesinde önemli bir aşama olan hibrit hücrelerin üretimiyle yerli ve milli tanı kitinin geliştirilmesi hedefleniyor.

MAKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde yürütülen Hayvancılık Projesi kapsamında sürdürülen 'Hayvan Hastalıkları Tanı Kiti' projesiyle hayvan hastalıklarına yönelik yerli ve milli tanı kiti üretilmesi için çalışmalar devam ediyor. Geliştirilme çalışmaları süren tanı kitiyle hayvan hastalıklarının daha hızlı şekilde tespit edilip uygun tedavinin gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Proje sonuçlandığında MAKÜ'lü bilim insanlarının ortaya koyduğu tanı kitlerinin hem ülke ekonomisine hem de hayvancılığa büyük katkı sağlaması planlanıyor. Tanı kitiyle hayvan yetiştiricileri ve veterinerlerin basit bir yöntemle hayvandan alacakları kan, ağız, burun suyu ya da süt örneğiyle hayvandaki hastalığın tespitini yapabileceği belirtildi.

'HASTALIĞIN HIZLI TEŞHİSİ VE TANISI OLDUKÇA ÖNEMLİ'
Proje sorumlusu Prof. Dr. Aynur Başalp, projedeki amaçlarının hayvan hastalıklarının tanısı için tanı kitleri geliştirerek, bölgedeki hayvancılığın gelişimine katkı sağlamak olduğunu söyledi. Proje kapsamında hayvanlarda görülen enterotoksemi hastalığının tanısı için hızlı tanı kitlerini geliştirdiklerini anlatan Prof. Dr. Aynur Başalp, "Enterotoksemi hastalığı Clostridium perfringens bakterisinin ürettiği çok sayıda toksin, protein ve enzimler tarafından özellikle koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlarda görülen ve oldukça yaygın görülen bir hastalık. Bu hastalığın klinik bulguları maalesef başka hastalıklarla da karıştırılabiliyor. Bu nedenle çiftlik sahipleri, hayvan yetiştiricileri açısından hastalığın hızlı teşhisi ve hızlı tanısı oldukça önemli. Hasta hayvanların sürüden ayrılması ve gerekli önlemlerin alınabilmesi açısından önemli. Biz laboratuvarımızda enterotoksemiye neden olan Clostridium perfringens bakterisinin ürettiği proteinlerden birine karşı antikor geliştirip, tanı kiti üretmeyi hedefliyoruz" dedi.

'İLK ANTİKOR ÜRETEN HİBRİT HÜCRELERİMİZİ ÜRETTİK'
Geliştirilecek tanı kitlerinin hem ülke ekonomisine katkı sağlayacağını hem de hayvan hastalıklarının daha hızlı şekilde teşhis edilmesini ve tedaviye yönlendirilmesini sağlayacağını vurgulayan Prof. Dr. Aynur Başalp, Türkiye'deki tanı kitlerinin tamamının ithal edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Başlap, üretilecek olan tanı kitiyle ilgili şunları söyledi:
"Günümüzde hala gerek insan sağlığı, gerek hayvan sağlığı konusunda bütün tanı kitlerimizi yurt dışından ithal ediyoruz. Bu anlamda tanı kitleri gibi biyoteknolojik ürünlere oldukça büyük paralar ödüyoruz. Bu proje kapsamında tanı kitlerinde kullanılacak antikoru üreten hibrit hücreyi hibrodoma teknolojisi kullanarak laboratuvarımızda kendimiz geliştiriyoruz. Ve hatta şu an proje kapsamında ilk antikor üreten hibrit hücrelerimizi ürettik. Şimdi bunların tanı kitlerinde kullanılabilirliğini araştıracağız. Böylece kendi ürettiğimiz antikorlarla birlikte kendi hızlı tanı kitlerimizi, biyosensör kitlerimizi yaparak, ülkemizde ilk kez enterotoksemi hastalığının tanısı için kendi milli, yerli tanı kitimizi üretmiş olacağız. Dışa bağımlılığımızı da ortadan tümüyle kaldırmış olacağız. Aynı zamanda bu teknolojiyi laboratuvarda kullanmak ve yetkinleştirmiş olmak ve teknolojiyi artık kit üretebilir hale getirmiş olmak üniversitemiz açısından büyük önem taşımakta. Bundan sonra gerek başka hayvan hastalıkları ya da insan sağlığında tanı kitlerinin laboratuvarımızda üretilmesi ve geliştirilmesi için büyük bir temel oluşturuyor. Ürettiğimiz bu tanı kiti daha uzun vadede Ortadoğu ülkelerinde ve yakın bölgedeki ülkelerde hastalığın görüldüğü ülkelere de ihraç potansiyeli taşıyacaktır."

'İHTİYACA YÖNELİK TANI KİTLERİ ÜRETİLECEK'
Yetiştiricilerin çok basit bir yöntemle hayvanlarındaki hastalığı tespit edebileceklerini söyleyen Prof. Dr. Başalp, "Sahada farklı bilgi birikiminde çalışan bütün üreticilere, kullanıcılara göre farklı kitler üreteceğiz. Örneğin veteriner hekimler bir laboratuvar donanımına sahip, araştırma laboratuvarları ya da özel kliniklerde veteriner hekimlerin kullanabileceği daha güvenilir, daha hassas sonuçlar veren eliza kitleri ve biyosensör üretiyor olacağız. Aynı zamanda hayvan yetiştiricileri direkt ellerinde çok basit bir laboratuvar bilgisi ve laboratuvar ortamı gerektirmeden doğrudan hayvanlardan alacakları kan ya da ağız-burun akıntısı veya sütte kullanabilecekleri çok basit, hızlı tanı testi dediğimiz strip testleri de geliştiriyor olacağız. Dolayısıyla proje kapsamında geliştireceğimiz eliza kitleri, biyosensörler ve sitripler dolayısıyla hastalığın teşhisinde görevli veteriner hekimlerden, araştırma enstitülerine ya da çiftlik sahiplerine kadar bütün kullanıcıların ihtiyacına yönelik farklı tanı kitlerini üretiyor olacağız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Laboratuvardaki çalışmalardan detay
- Aynur Başalp ile röportaj
- Laboratuvardaki çalışmalardan detay
- Aynur Başalp'in açıklamaları
- Detay

343 MB /// 02.59"

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

=================================

AFYONKARAHİSAR KİTAP FUARI SONA ERDİ

AFYONKARAHİSAR'da bu yıl 2'ncisi düzenlenen Kitap Fuarı'nı 10 günde 150 binden fazla kişi ziyaret etti. Gelen ziyaretçilerin 80 binini; ilk, orta ve lise öğrencilerinin oluşturduğu kaydedildi.

10 gün önce kapılarını kitapseverlere açan 2'nci Afyonkarahisar Kitap Fuarı'nda 185 yayınevi, 80 stantta kitapları okuyucularıyla buluşturdu. Yazarlar, en çok takip edilen yayınevleri, çocuk kitapları ve tiyatral gösterilerle kitap tutkunlarının yanı sıra fuarı 150 binden fazla kişi ziyaret etti. 120 ulusal, 50 yerel ve 50 ilk, orta ve lise düzeyinde yazarların yer aldığı kitap fuarında binlerce kitap görücüye çıktı.
Fuar Koordinatörü Mehmet Abdioğulları, fuarın Afyonkarahisar'daki diğer etkinliklerin üzerinde yer aldığını belirterek, "Afyonkarahisar'daki etkinliklerin başına alabiliriz Kitap Fuarı'nı. Çünkü toplum bunu kabul etti artık. Toplum kucakladı. Bu bizim organizasyonumuz olmaktan çıktı, Afyonkarahisar'ın kendi organizasyonu oldu. Bu anlamda çok mutluyuz. 80 standın içerisinde 185 yayınevi var. Her stantta 3 veya 5 yayın evi bulunuyor. Fuarımızda yazarlarımız var. 85 ulusal yazarımız var. Yayın evlerimiz sonradan buradaki hareketliliği görerek programda olmadığı halde davet ettiği yazarları da içerisine katarsak 120'e yakın ulusal düzeyde yazarımız, 50 yerel yazarımız ve fuarın en büyük özelliği olan 50 de minik yazarımız var. Bu yazarlarımız ilk, orta ve lise seviyesinde öğrenim gören çocuklarımızdı. Bu minik yazarlarımız da imza günleri yaptı. Geleceğimiz olan gençlere yatırım yapmaya devam ediyoruz" dedi.

Fuarın Proje Müdürü Hasan Tahsin Külcüoğlu, fuarın yapılmasında en büyük desteğin Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz'a ait olduğu kaydetti.
'Rüyamda Vatanı Gördüm' kitabıyla fuara katılan yazar Habib Akalın, Afyonkarahisar'ın bu fuara ne kadar ihtiyacı olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi.
'Bitmeyen Kabus' kitabının yazarı Serkan Şengül de fuarın Afyonkarahisar'ın okuma oranını yükselteceğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Kitap fuarı girişinden detay
- Kitap fuarı içerisinden detaylar
- Stantlardan detaylar
- Mehmet Abdioğulları'nın konuşması
- Tahsin Külcüoğlu'nun konuşması
- Habib Akalın'ın konuşması
- Serkan Şengül'ün konuşması

HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR, (DHA)

==============================

VALİ ÇAKACAK, KOLTUĞUNU ÖĞRENCİLERE BIRAKTI

ESKİŞEHİR Valisi Özdemir Çakacak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle koltuğunu 7'inci sınıf öğrencileri Dilayda Sude Zaim ve Yiğit Bakır'a bıraktı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde, Sami Sipahi Ortaokulu 7'inci sınıf öğrencileri Dilayda Sude Zaim ve Yiğit Bakır, Vali Özdemir Çakacak'ın koltuğuna oturdu. Telefonla daire müdürleri arayan öğrenciler, çeşitli talimatlar verdi. Yiğit Bakır'a, gazetecilerin "Hangi takımı tutuyorsunuz?" sorusu üzerine Bakır, "Galatasaraylıyım ama Eskişehirspor'da baş tacımız" cevabını verdi.

Bu günü dünyadaki tüm çocuklara armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün, çocukları çok sevdiğini söyleyen Vali Çakacak, “Evlatlarımız gurur duyulacak bir geçmişe sahip asil bir milletin mirasçılarıdır. Bu büyük emanet evlatlarımızın omuzlarınızda gelecek nesillere taşınacaktır. Ecdadımızın, bizlere emanet ettiği bu cennet vatanı emanet edeceğimiz çocuklarımız bizim için çok önemlidir. Bugün bizlerin de en büyük arzusu ve hayali, millî egemenliğimizin sembolü hâline gelen çocuklarımıza bugün olduğundan çok daha parlak bir gelecek hazırlayabilmektir. Bizim olduğumuz makamları gelecekte çocuklarımıza devredeceğiz" diye konuştu.

İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cirit'’in da hazır bulunduğu ziyarette öğrenciler Vali Çakacak’a çiçek takdim derken, Vali Çakacak da günün anısına öğrencilere çeşitli hediyeler verdi.

Görüntü dökümü:
-Vali Çakacak'ın öğrencileri karşılaması,
-Çakacak'ın konuşması,
-Yiğit Bakır'ın konuşması ve telefonla müdürleri araması,
-Dilayda Sude Zaim'in telefonla müdürleri araması.)

Haber-Kamera: Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR-DHA

Express


En Çok Aranan Haberler