1)SAFRANBOLU'DA KAZA: 6 YARALI
KARABÜK'ün Safranbolu ilçesinde kavşakta otomobilin, başka bir otomobile çarpmasıyla meydana gelen kazada 6 kişi yaralandı.
Kaza, dün gece Safranbolu ilçesi Bostanbükü köyü kavşağında meydana geldi. Karabük'ten Kastamonu yönüne giden Faruk Coşar (27) yönetimindeki 78 BA 346 plakalı otomobil, kavşakta Alparslan Özcan (44) yönetimindeki 78 DE 867 plakalı otomobile çarptı. Kazada, sürücüler Coşar ve Özcan ile her iki araçta bulunan Kadriye Küren Özcan (35), Betül Özcan (5), Ayten Güzel (47) ve Mevlüt Kocakaya (23) yaralandı.
Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Kaza yapan araçlar
Süre:(00.57) Boyutu:(106 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük),(DHA)
========================================================
2)KAZA YERİNDEN 'ARACI PARK ETME' BAHANESİYLE KAÇTI
ZONGULDAK'ın Ereğli ilçesinde çarptığı motosiklet sürücüsünün yaralanmasına neden olan otomobilin sürücüsü, iddiaya göre 'aracı park edip geleceğim' diyerek olay yerinden kaçtı.
Kaza saat 21.00 sıralarında, Bağlık Mahallesi Hatip Sokak'ta meydana geldi. Sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 06 NY 160 plakalı otomobil, karşı yönden gelen Dursun Aldırmaz’ın (36) kullandığı 67 TB 421 plakalı motosikletle çarpıştı. Devrilen motosikletin sürücüsü yaralandı. Aracından inerek yaralı motosiklet sürücüsüne bakan otomobil sürücüsü, ardından 'aracımı park edip geliyorum' diyerek bindiği otomobiliyle olay yerinden kaçtığı iddia edildi. Bir vatandaş ise, otomobiline binmek üzereyken sürücünün davranışlarından şüphelenerek fotoğrafını çekti.
Yaralı motosiklet sürücüsü Aldırmaz, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla özel hastaneye kaldırıldı. Aldırmaz'ın hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Kaçan otomobil sürücünün bulunması için ise polis çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Yaralanan sürücü Dursun Aldırmaz’a yardım eden vatandaşlar
-Sağlık ekiplerinin yaralı sürücüye müdahalesi
-Sürücü Dursun Aldırmaz’ın ambulansa alınması
-Ambulansın ayrılması
-Kazaya karışan motosiklet
-Görgü şahidi ile röportaj
Süre: (3.05) Boyut: (566 MB)
Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),(DHA)
====================================================
3)KARABÜK'TE 'GAYBUBET' EVİ OPERASYONU: 1 GÖZALTI
KARABÜK'te, FETÖ/PDY'nin 'gaybubet' evine düzenlenen operasyonda 1 kişi gözaltına alındı.
Karabük Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, terör örgütünün 'gaybubet' evini tespit ederek operasyon düzenledi. Operasyonda B.Ç. yakalandı. Gözaltına alınan B.Ç.'nin firari olarak arandığı ve Bylock kullanıcısı olduğu belirlendi. Hastanede sağlık kontrolünden geçirilen şüpheli, emniyete götürüldü.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Şüpheli hastaneye girerken ve çıkarken
Süre:(01.25) Boyutu:(158 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA)
=======================================================
4)MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI YALÇIN: SİYASET HAKKI İSTİYORUZ
MEMUR-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kenan Evren dönemi uygulamalara tahammüllerinin olmadığını belirterek, "Grev hakkı istiyoruz, siyaset hakkı istiyoruz. Anti demokratik, çağ dışı kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesini bekliyoruz" dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Karabük Şubesi tarafından Safranbolu ilçesinde kapalı pazar yerinde düzenlenen iftara katıldı. Yalçın yaptığı konuşmada, "Rengimiz, dinimiz, görüşlerimiz, ideolojimiz farklı olabilir ama alın terinin rengi dünyanın her yerinde aynı. Gözlerimizin rengi farklı olabilir ama gözyaşının rengi dünyanın her yerinde aynı. Onun için olaya evrensel noktadan bakıyoruz. Bu anlamda sömürülenlerin ideolojisi olamaz diyoruz. Dünyada emek kesimi sömürülüyor" dedi.
"BİZİ EMBESİL YERİNE KOYAN BU YÖNETMELİĞE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK'
Kılık kıyafet yönetmeliğini eleştiren Yalçın, "Bize bıyıklarınız üst dudağınızı ihlal edemez, aşağıdakini de taciz edemez. Ayakkabı topuk boyunuz bu kadar olacak, pantolonunuzun kumaşı şöyle, kazağınızın yakası böyle olacak diyen bizi embesil yerine koyan bu yönetmeliğe tahammülümüz yok. Kenan Evren dönemi uygulamalarına tahammülümüz yok. Eski Türkiye'yi istemiyoruz. Grev hakkı istiyoruz, siyaset hakkı istiyoruz. Anti demokratik, çağ dışı kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesini bekliyoruz. Sözleşmeli istihdama karşıyız, kadrolu istihdam istiyoruz. 3600 ek gösterge ile ilgili Cumhurbaşkanımız seçim beyannamesi açıklarken çok önemli ümit verici cümleler kurdu. Bu cümlelerin devamının gelmesini bekliyoruz. Bir çok sorunumuz var ama bunları çözecek olan gücün kesinlikle ama kesinlikle bu örgütlü yapıdan geçtiğini biliyorum. Bizim sorunlarımızın çözümünün altında 'yerimiz, terimiz ve imzamız var' deyişimiz boşuna değil. 'Kimse size adalet veremez, kimse size hakkınızı vermez. Eğer adamsanız siz alırsınız' diyen Malcom X, boş yere konuşmuyor" dedi. Türkiye'nin Afrin Harekatı ile küresel emperyalizmin kirli planına çomak soktuğunu ifade eden Yalçın, "Önemli bir süreçteyiz. 24 Haziran sıradan bir tarih değil asla. Türkiye'nin bu mücadelesi siyasiler tarafından düzgün algılanmalı ve düzgün görülmeli. Eğer parlamenter sistemdeki gibi kayıkçı kavgasıyla siyaset çatışacaksa, bu süreç Türkiye'nin bu küresel kirli planda yıkılması, yutulmasıyla sonuçlanır alimallah" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Yemekten detay
-Ali Yalçın'ın konuşması
Süre:(03.10) Boyutu:(352 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük,(DHA)
========================================================
5)MOS LOJİSTİK, DEMİRYOLU TAŞIMACILIĞIYLA KARBON SALIMINI YÜZDE 75 AZALTIYOR
MANİSA Organize Sanayi Bölgesi'nin (MOSB) Lojistik Merkezi sayesinde, sanayicinin malları daha düşük maliyetle dünyaya ihraç ediliyor. Lojistik Merkezi'ne gelen ürünler, demiryoluyla Aliağa ve İzmir Limanı'na gönderilirken; Türki Cumhuriyetlere direk demiryolu bağlantısıyla da birçok sanayi ürünü ihraç ediliyor. Demiryolu taşımacılığı sayesinde, karbon salımında yüzde 75'lik bir azalma sağlanarak çevre kirliliğinin önüne geçildiği belirtildi.
MOSB'da faaliyet gösteren firmaların maliyetlerini azaltmak ve işlerini kolaylaştırmak için hayata geçirilen Manisa Organize Sanayi (MOS) Lojistik Merkezi, sanayicinin yükünü dünyaya taşıyor. 2010 yılının başında faaliyete geçen lojistik merkezinin Müdürü Arda Erman, merkez hakkında bilgi verdi. 306 bin metrekarelik alan üzerinde lojistik sektöründe demiryolu taşımacılığı ve depolama hizmeti verdiklerini dile getiren Erman, "Yaptığımız iş ve verdiğimiz hizmet anlamında OSB'ler arasında tekiz. Benzer yapılanmalar var ama özel sektör aracılığıyla yapıyor. OSB'lerin arasında başka yok. Günde ortalama yaklaşık 300 konteyner taşıyoruz. İzmir Alsancak Limanı, Aliağa Limanı'na sevkiyatlarımız sürüyor. Bizim verdiğimiz verimli hizmetle hiçbir boş vagon gitmiyor. Yüzde 100 oranında bir verimlilikle çalışıyoruz. Kapasite kullanımını artıracağız. Aliağa Limanı'na bir demiryolu bağlantısı geliyor. TCDD tarafından yıl içinde demiryolu bağlantısının tamamlanacağı bize iletildi. Biz de kapasitemizi yüzde 50 oranında artıracağız. Doğrudan demiryolu bağlantısı olmasından dolayı en verimli taşımayı İzmir Limanı'na yapıyoruz. 2017 yılını yaklaşık 70 bin konteyner taşımasıyla tamamladık. 2018 ilk 5 ayında yüzde 40 büyüme gerçekleştirdik. 2018'de 85 bin konteyner taşıma hedefimiz var. Buradan Türki cumhuriyetlere kapalı vagonlarla elektronik ve beyaz eşya ağırlıklı ihracatlar yapılıyor. Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi ülkelere direk olarak ihracatlar demiryolu ile yapılabiliyor" dedi.
"BU ÇEVRECİ BİR TAŞIMADIR"
Lojistik merkezinin bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu ve çevreci korumayı amaçladıklarını kaydeden Erman, "Biz karbon ayak izimizi ölçüyoruz. Bir TIR'ın, bir kamyon yükü 1 kilometrede taşıdığı zaman gerçekleştirdiği karbon emisyonu ile bir dizel lokomotifinin bir tonluk bir malı bir kilometrede taşırken yaptığı karbon salınımında demiryolu lehine yüzde 75'lik bir fark var. Bu çevreci bir taşımadır. TCDD, Manisa, İzmir, Soma ve Aliağa'ya kadar olan bu hinterlandda yatırımlarını tamamladı. Biz yüzde 100 elektrikli çalışan lokomotiflerle karbon ayak izimizi sıfırlayıp, yüzde 100 çevreci bir taşımaya geçeceğiz. Ayrıca bu bölgede çok ciddi bir TIR trafiği var. Yeni tesislerde yük artıyor. Biz günde 300 konteynırı karayolundan demiryoluna çekerek karbon emisyonunu düşürüyoruz. Çevreci bir taşıma modeli yapıyoruz ve ölümlü kazaların bir şekilde önüne geçmiş oluyoruz. Bütün yük trafiğimizi demiryoluyla taşımak istiyoruz" diye konuştu.
MALİYET AVANTAJI SAĞLIYOR
Demiryolu taşımacılığıyla ilgili sanayicide farkındalık oluştuğunu ifade eden Erman, MOSB'daki 72 firmaya ihracat ve ithalatta doğrudan hizmet verdiklerini söyledi. Erman, "MOSB'daki fabrikalarımızdan dünyanın 153 ülkesine ihracat yapılıyor, beyaz eşya ve elektronik ağırlıklı olarak. 2017 yılında 8.5 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşıldı. Demiryolu taşımacılığı sanayiciye maliyet avantajı sağlıyor. Fabrikaların içindeki depolarda ciddi bir verimlilik sağlıyoruz. Depolarımız sayesinde istedikleri zaman fabrikalara gönderebiliyoruz. Fabrikaların mamul depolarındaki gereksiz sıkışıklarına da çözüm ortağı oluyoruz. Biz fabrika alanlarındaki yerleri boşaltarak üretim alanlarını da genişletmelerini sağlıyoruz" dedi.
Dolardaki yükselişin lojistik sektörünü henüz etkilemediğini dile getiren Arda Erman, sanayicinin elektrik fiyatlarındaki artıştan yakındığını ifade etti. Arda Erman, "Dolarda çok hızlı bir yükseliş oldu ama nakliye kısmında bunu hissetmedik. Taşıdığımız adetlerde bir düşüş yok. Tam tersine bir artış var. Bunda taşıma yaptığımız bölgeler de etkili" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Manisa OSB Lojistik Merkezinin drone görüntüsü
- Yükleme yapılırken detay
- Konteynerlerdan görüntü
- TIR'lar taşıma yaparken görüntü
- Lojistik Merkezi'nden genel görüntü
- MOS Lojistik Merkezi Müdürü Arda Erman'ın konuşması
(Haber- Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA, (DHA)
==========================================================
6)PATATESİ BIRAKTI, ÇİLEKLE YÜZÜ GÜLDÜ
NİĞDE'de fasulye ve patates üretimini bırakıp Genç Çiftçi Projesi'nden aldığı destekle 2 yıl önce çilek üretimine başlayan Elif Ünal (35), iyi para kazandıklarını söyledi.Ulukışla ilçesi İmrahor köyünde 7 dekar alanda çilek üretimi yapan Elif Ünal, 7 ayda 30 ton çilek hasadı yapmayı planladıklarını belirtti. Ünal, "Çilekten aldığımız parayı hiçbir şeyde görmedik. Çok güzel satış yapıyoruz, fiyatı da iyi. Fasulye ektik, hiçbir şey anlayamadık. Patates ektik, hiçbir şey anlayamadık. Para etmedi. Çilek çok güzel satışı var. Günlük ortalama bin 500 TL kazanıyoruz. Çocuklarımızın geleceği için çok güzel bir yatırım. 7 dekar alanda başladığımız üretimi, seneye 14 dekara çıkarmayı hedefliyoruzö diye konuştu.
Niğde İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürü Soner Kahraman, son yıllarda Niğde'de çilek üretiminin arttığını söyledi. Kahraman, "Son yıllarda ilimizin Ulukışla, Altunhisar ve Çamardı ilçelerinde çilek üretimi alanlarını genişletiyoruz. Böylece ilimizin ekonomisine değer katmaktayızö diye konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------------
- Çilek tarlasından görüntü
- Çileklerden görüntü
- Çiftçi Elif Ünal'ın çilek toplarken görüntüsü
- Çiftçi Elif Ünal ile rop.
- Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürü Soner Kahraman ile röp.
- Detay görüntüler
SÜRE:04'14"BOYUT:277 MB
Haber-Kamera:Ali KADI/NİĞDE,(DHA)
========================================================
(ÖZEL)
7)HER DONDURMA, 'MARAŞ DONDURMASI' DİYE SATILAMAYACAK
KAHRAMANMARAŞ Ticaret ve Sanayi Odası (KMSTO), Türk Patent Enstitüsü'ne başvurarak şehrin en önemli simgelerinden ve markalarından olan Maraş Dondurması'nı aldı. Oda Başkanı Serdar Zabun, bundan sonra dünyaca ünlü markalar da dahil herkesin her dondurmayı 'Maraş dondurması' diye satamayacağını belirterek, "Bu konuyla ilgili denetim kurullarımız olacak, cezai haklarımız var" dedi.
Geçmişi Osmanlı saraylarına kadar uzanan Maraş dondurması, aradan geçen zamanda şehrin ekonomisinde önemli bir yer edindi ve irili ufaklı 23 dondurma üretim tesisi kuruldu. İsteyene külahta, isteyene tabakta çatal ve bıçakla servis edilen Maraş dondurması bunun dışında kıvamı ve lezzetiyle dünyanın en sevilen dondurması olurken, dünyaca ünlü birçok marka da Kahramanmaraş'ta üretim yapmamasına rağmen 'Halis Maraş dondurması', 'Maraş usulü dondurma' gibi kavramlarla pazarlamaya başladı. Bununla birlikte merdiven altında dondurmalar da 'Maraş dondurması' diye satılırken, KMTSO, patent için Türk Patent Enstitüsü'ne başvurdu. Başvuruyu değerlendiren enstitü, 13 Nisan 2018'te Maraş dondurmasını oda adına tescilledi.
ZABUN: DONDURMANIN YÜZDE 16'SINI KAHRAMANMARAŞ ÜRETİYOR
KMTSO Başkanı Serdar Zabun, Maraş dondurmasının Kahramanmaraş'ın sınırları içinde yetişen kekik, keven, sümbül ve çiğdem gibi çiçeklerle beslenen keçilerin sütleri ile salebin dondurma ustalarının mahir elleriyle yapıldığını ve bu özelliklerinden dolayı da sadece Kahramanmaraş'ta üretilebildiğini söyledi. Maraş dondurmasının şehrin simgesi ve en güçlü markası olduğunu, bunu da zor bir sürecin ardından Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescillettirdiklerini kaydeden Zabun, şunları söyledi:
"Yapımında kullanılan keçi sütü ve salebin oluşturduğu farklı tat ve aroma yanında Maraş dondurmasını farklı kılan bir diğer özellik de yapımında sarf dilmesi gereken ustalık ve beceridir. Maraş dondurması, kendine has özelliklerini ancak Kahramanmaraş yöresinde üretilen keçi sütü kullanıldığı taktirde kazanabilmektedir. Zira keçi sütünün esas nitelik ve özellikleri Kahramanmaraş'a özgü doğal unsurlardan kaynaklanmaktadır. Maraş Dondurması gerçekten ABD'den Avustralya'ya kadar yayılan unvanını sonuna kadar hak ediyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği sanayi verilerine göre Türkiye'de yılda üretilen 432 milyon litre dondurmanın 68 milyon litrelik kısmını yani yüzde 16'sını Kahramanmaraş tek başına gerçekleştirmektedir ve büyük bir pazar payına sahip olmaktadır. Yılda 32 milyon dolarlık Türkiye dondurma ihracatında önemli bir paya sahip olan şehrimiz, ırak, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Ortadoğu ülkelerine Maraş Dondurması'nı ihraç ediyor."
PATENTTEKİ TARİFE UYMAYANA CEZA UYGULANACAK
Avrupa patentini almak için de çalışmalara başladıklarını ifade eden Serdar Zabun, "Bu konuda artık herkes her dondurmayı 'Maraş Dondurması' diye satamayacak. Özellikle bizim patentimizde, coğrafi işaretimizde tarif edilen dondurma tipi üretimi, mamulü neyse o şekilde yapanlar sadece Maraş Dondurması olacak ve yüzde 100 keçi sütünden oluşacak. Diğerleri hep denetime tabi tutulacak. Bu, Ticaret ve Sanayi Odası'nın kontrolü altında olacak. Bundan sonra 'Maraş usulü', 'Maraş Dondurması' gibi tabirler hak etmeyen kişiler tarafından kullanılmayacak. Bizim bu konuyla ilgili denetim kurullarımız olacak, cezai haklarımız var. Bunları Tarım Bakanlığı ile birlikte takip edeceğiz ve gereği neyse yapılacak" diye konuştu.
DONDURMACILAR MEMNUN
Maraş dondurmasının patentinin alınması en çok Kahramanmaraş'taki dondurma üreticilerini mutlu etti. Şehrin en köklü dondurma üreticilerinden Kervanhan Dondurmaları Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kervancıoğlu, dondurmayla alakası olmayan ürünlerin dahi 'Maraş Dondurması' diye satıldığını, patentle birlikte bunların önüne geçileceğini söyledi. Patentin alınmasından dolayı KMTSO yönetimine teşekkür eden Kervancıoğlu, "Artık bundan sonra rastgelen Kahramanmaraş Dondurması'nın ibaresini kullanamayacak. Yani artık herkes şunu bilmeli. Kendisine çeki düzen vermeli. Anlamı budur. Bakıyorsunuz sahada herkes Maraş Dondurması yazmış, bunun Maraş'ta üretileni de var üretilmeyeni de var. Onun için bu çok güzel oldu. Emeği geçenleri gerçekten tebrik etmek lazım" dedi.
KERVANCIOĞLU: MARAŞ DONDURMASI AĞZI ÜŞÜTMEZ
40 yıldır dondurma sektöründe olan ve günlük 85 ton üretim kapasitesine sahip modern fabrikada Alpedo markasıyla ürettikleri dondurmaları Dubai, Katar, Suriye, Çin, Irak, Yunanistan, Bahreyn, Umman ve Kuveyt'e ihraç etiklerini belirten Kervancıoğlu, Türkiye'de üretilen dondurmanın yüzde 8'inin de Alpedo olduğunu söyledi. Fabrika ve şubelerde 850 kişiyi istihdam ettiklerini kaydeden Kervancıoğlu, Maraş Dondurması'nın kendine has bir tadı ve kıvamı olduğunu ifade ederek şunları söyledi.
"Kahramanmaraş Dondurması'nın özelliği keçi sütünün olması, salebinin olması ve bir de katkı maddesinin hiç olmayışı. Günümüzde doğal olmayan salepleri kullanıyorlar. Bizim burada Ahirdağı'nın yamacında yetişen salepler var ve onun katılması gerekiyor. Bakıyorsunuz günümüzde bin bir çeşit katkı maddeleri atılıyor. Maraş Dondurması'nı ısırdığınız zaman dişlerinizin izi çıkması gerekiyor. Bu nedir? İşte o dondurmanın içerisinde buz olmayışı. Bu rastgele satılan dondurmaları aldığınız zaman ağzınız üşüyor. Bu yanlış bir üretim. Onun için biz bunların önüne geçtiğimiz zaman gerçekten buradan çok güzel şeyler çıkacağına eminim."
KAHRAMANMARAŞ'TA YETİŞİP BESLENEN KEÇİNİN SÜTÜ KULLANILACAK
Maraş Dondurması'nın tescilleyen Türk Patent Enstitüsü, yayınladığı patentinde Maraş Dondurması'nın özelliklerini ve nasıl üretileceğini de belirtiyor. Patentin 'Coğrafi Sınır İçerisinde Gerçekleşmesi Gereken Üretim, İşleme ve Diğer İşlemler' bölümünde "Maraş Dondurması üretiminde kullanılan sütün, Kahramanmaraş ili sınırları içinde yetişip beslenen keçilerden elde edilmesi gerektiği" belirtiliyor. Patente göre Maraş Dondurması şu şekilde üretilmeli:
"Keçi sütü üreticisinden temin edilen sütlerin soğuk zincir kırılmadan ve genel uygulamada sağımın üzerinden 4 saat geçmeden Maraş Dondurması üretim yerine ulaştırılması gerekmektedir. İşletmeye gelen keçi sütü ön filtreleme işleminden geçtikten sonra sütün PH'si analiz edilir, içerisinde su olup olmadığının tespiti yapılır. Maraş Dondurması yapımında yüzde 100 keçi sütü kullanılır. PH analizinden sonra üretim için miktarı belirlenen süt pastörizasyon işlemine alınır. Pastörizasyon işleminden sonra keçi sütü, kuru madde oranı en az yüzde 15 en fazla yüzde 20 olacak şekilde açık kazanda kaynatılarak ya da evaporatör yardımı ile koyulaştırılır. Koyulaştırma işleminden sonra 40 santigrat dereceye kadar soğutulan süte şeker ilavesi yapılır ve sütün tekrar kaynaması sağlanır. Kaynayan süte salep ilave edilerek toplam kuru madde oranı en az yüzde 33 olana kadar 3 ila 5 dakika arasında kaynatma işlemine devam edilir. Sıvı haldeki karışım tekrar pastörize edilerek 5 santigrat derece ila 10 santigrat derece arasında soğutulur. Pastörizasyon işlemi hem keçi sütüne hem Maraş Dondurması karışımına uygulanmaktadır. Soğutma işlemi sonrasında tanklara alınan Maraş Dondurması karışımı soğutucu makineler vasıtası ile yoğrulur. Yoğurma işlemi Maraş Dondurması karışımının içerdiği hava oranı en az yüzde 15 en çok yüzde 30, çıkış sıcaklığı ise eksi 5 santigrat derece ila eksi 8 santigrat derece olacak şekilde yapılır. Üretimi tamamlanan Maraş Dondurması makineden alınarak paketlenir. Paketlenen ürünler eksi 40 santigrat derecedeki tünellere bırakılarak ürünün merkez sıcaklığı eksi 20 santigrat derece ila eksi 22 santigrat derece olana kadar bekletilir. Bu işlemden sonra soğuk zincir kırılmadan depolara gönderilerek satışa hazır hale getirilir. Paketlenip satışa hazır hale getirilmiş olan Maraş dondurması, eksi 18 santigrat derece ve altındaki sıcaklıklarda 1 yıl süre ile muhafaza edilebilir."
MARAŞ DONDURMASININ HİKAYESİ
Öte yandan Maraş dondurmasının patentte yer alan hikayesi ise şöyle:
"Maraş dondurması, rivayete göre, Osmanlı döneminde, saraylarda 'Karsambaç' adı verilen bir tür buzlu tatlının uzantısı olarak keşfedilmiştir. Yörede Maraşlı Osman Ağa diye bilinen ve Osmanlı saraylarına ve asil konaklarına yabani orkide (salep) satan bir esnaf, bir gün satış bittikten sonra artan salebi, şeker ve süt karışımı olarak kara gömer. Ertesi gün baktığında, salebin kıvamındaki değişiklik dikkatini çeker; süt, salep ve şeker karışımının yoğunluk kazandığını ve sakız gibi uzadığını görünce, farklı bir lezzet olduğunun farkına varır ve kendi çevresinde birçok kişinin bu yeni bulunan gıda maddesini tadıp beğenmesi ile 'Salepli karsambaç' olarak fazlası ile talep gören Maraş dondurması doğmuş olur."
Görüntü Dökümü
--------------------------
- İstiklal Madalyalı kavşak
- Türk bayrağı
- Kahramanmaraş'ın genel görüntüsü
- Havada asılı dev dondurma
- Dövme dondurma satışı
- Dondurma yiyen çocuklar
- Dondurma çeşitleri
- Kesme dondurma
- Serdar Zabun ile röp.
- Süt kamyonu
- Sütün boşaltılması
- Sütün analizinin yapılması
- Dev kazanlarda kaynatılan sütler
- Sami Kervancıoğlu'nun kepçeyle süt kazanını karıştırması
- Salep ve şeker karşımı
- Karşımın kazana aktarılması
- Robotun kaselere dondurma dökmesi
- Dondurmaların üzerine fıstık atılması
- Dondurmaların dolaba girmesi
- Dondurmaların paketlenmesi
- Kornet dondurma üretimi
- Sami Kervancıoğlu'nun kornet dondurmalarla poz vermesi
- Sticks dondurma üretimi
- Dondurmaların paketlenmesi
- Sami Kervancıoğlu'nun satırla dondurma kesmesi
- Üretimden ve fabrikadan detaylar
- Sami Kervancıoğlu ile röp.
( Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 811 MB
=========================================================
8)TAKLİT GÖZLÜKLER GÖZ SAĞLIĞINI ETKİLİYOR
GÜNEŞİN yüzünü göstermesiyle güneş gözlüğü satışları artarken ünlü markaların taklit edildiği, düşük fiyatlara satılan gözlükler, göz sağlığını tehdit ediyor. Göz Doktoru Fethi Güven güneş gözlüğü alırken cam olanlarının tercih edilmesini tavsiye ederek, "Dışarıda çok ucuz fiyatlarla satılan gözlüklerin çok fazla koruyucu olduğunu düşünmüyorum. Sadece renklendirilmiş plastik parçalardan yapılan gözlükler olduğu kanaatindeyim"
Güneşin yüzünü göstermesiyle güneş gözlüğü satışları da arttı. Tezgahlarda ünlü markaların taklitleri ucuza satılırken, özellikle yakını görmekte zorlananlar için de gözlükler satılıyor. İzmit'te özel bir hastanede görevli göz doktoru Op.Dr. Fethi Güngör, gözlük kullanımının mutlaka bir hekime danışılarak yapılması gerektiğini belirterek, "Göz hekiminin tasvip etmediği gözlük kullanmak genel sağlık açısından uygun değildir. Çünkü bazı numaralar yakını görmek için olan gözlüklerde faydalı olabilse de bilhassa uzağı görmek için veya renkli camlı olan gözlükler de uygun değil. Piyasadaki gözlükleri almaları pek uygun olmaz. Bu tür gözlükler bir defa bulanık görmeye sebep olur. Baş ve göz ağrıları yapar. Vatandaşların parası boşa gitmiş olur. O bakımdan gözlük mutlaka bir göz hekiminin kontrolünde alınmalıdır. Ama sadece Türkiye'de değil, dış ülkelerde de bu şekilde tezgahta gözlük satılan yerler var" dedi.
Güneş gözlüğü kullanımında da cam gözlüklerin tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Güngör, "Mevsim itibariyle güneş ile yüz yüze olduğumuz bir dönemdeyiz. Güneşten gelen ultraviyole ışınları gözümüzde bazı hastalıklara neden oluyor. Çeşitli kızarmalar, yaşarmalar, kaşıntılarla kendini gösteren hastalıklar oluşuyor. Buna engel olmak için güneş gözlüğü kullanmak çok faydalı. Güneş gözlüğü alırken de hem ultraviyole ışınlarını kesecek hem de ısı yönünden de koruması olan modeller tercih edilmeli. Bu yönde en faydalı güneş gözlükleri de camdan yapılan güneş gözlükleridir. Plastik gözlükler arasında da faydalı olanlar var, ancak gözü koruma açısından cam olanları kullanmak daha uygun. O bakımdan dışarıda çok ucuz fiyatlarla satılan gözlüklerin çok fazla koruyucu olduğunu düşünmüyorum. Sadece renklendirilmiş plastik parçalarından yapılan gözlükler olduğu kanaatindeyim" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Pazar yerindeki gözlük tezgahından görüntü
-Gözlük takan vatandaş görüntüsü
-Göz doktoru Op. Dr. Fethi Güngör ile röp.
-Detay
Haber: Uğur AYDIN-KAMERA: Dinçer AKBİR/İZMİT/DHA)
===============================================================