1)HALK OTOBÜSÜ KAPISINA ETEĞİ SIKIŞIP SÜRÜKLENEN KADIN ÖLDÜ
ADANA'da, halk otobüsünden inerken eteği kapıya sıkışıp sürüklenen 3 çocuk annesi Servet Altundağ (31), hayatını kaybetti. Olay, 6 Haziran'da Çukurova ilçesi Mithat Özhan Bulvarı'nda meydana geldi. İddiaya göre, muayene sonrası hastane raporlarını almaya giden Servet Altundağ'ın halk otobüsünden indiği sırada eteği otobüsün otomatik kapısına sıkıştı. Metrelerce sürüklenen Altundağ, ağır yaralandı. Yakındaki Çukurova Üniversitesi ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne kaldırılan Servet Altundağ, tedaviye alındı. Otobüs şoförü ise gözaltına alınıp, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Yoğun bakımda tedavi gören kadın hayatını kaybetti. Otopsi için Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan Altundağ'ın yakınları morg önünde gözyaşlarını tutamadı. Servet Altundağ'ın cenazesi, Asri Mezarlık'ta gözyaşları arasında toprağa verildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
- Adli Tıp Kurumu önünden genel ve detay görüntüler
- Ölen kadının eşinden genel ve detay görüntüler
- Yakınlarından kalabalık görüntüler
- Cenaze aracının morga gelmesi
- Tabutun morg kapısına taşınması
- Morg tabelası
- Ölen kadının fotoğrafı
SÜRE:01'34" BOYUT:96 mb
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,(DHA)
=================================================
2)ARACI BOZULUNCA YARDIM İSTERKEN OTOMOBİLİN ÇARPMASI SONUCU ÖLDÜ
KONYA'da ailesiyle birlikte bayram ziyareti dönüşünde otomobilleri bozulunca yoldan geçen araçlardan yardım isteyen Mustafa Yılmaz (35), otomobilin çarpması sonucu öldü. Kaza, saat 00.30 sıralarında Konya- Karaman karayolunun 3'üncü kilometresinde meydana geldi. Halit Yılmaz, bayram ziyareti sonrası ailesiyle birlikte Yaylapınar Mahallesi'ndeki evlerine dönmek için 03 KL 592 plakalı otomobille yola çıktı. Yılmaz'ın kullandığı otomobil yolda arızalandı. Bunun üzerine araçtan inen oğlu Ak Parti Seçim Koordinasyon Merkezi'nde görevli Mustafa Yılmaz, yardım için yoldan geçen araçları durdurmak istedi. Bu sırada Uğur Sönmez yönetimindeki 34 TM 5938 plakalı otomobil, Mustafa Yılmaz'a çarptı. Çarpmanın şiddetiyle otomobilin önünde metrelerce sürüklenen Yılmaz, olay yerine çağrılan sağlık görevlilerinin müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Yılmaz'ın öldüğünü fark eden ailesi ise sinir krizi geçirdi.
Otomobil sürücüsü Uğur Sönmez, gözaltına alındı. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Kaza yerinden detay
- Cesetten detay
- Araçlardan detay
- Ailesinden detay
- Genel ve detay
Haber- Kamera: Mehmet IŞIK KONYA DHA)
=================================================
3)KOVALAMACA SONUCU DURDURULAN OTOMOBİLDEN UYUŞTURUCU ÇIKTI
ADANA'da yunus timlerinin kovalamaca sonucu durdurduğu otomobilde 498 adet ecstasy hap ele geçirildi, 2 kişi gözaltına alındı.
Olay, Çukurova ilçesindeki Çatalan Köprüsü yakınlarında meydana geldi. Devriye gezen yunus ekipleri, Ali Ö. yönetimindeki 01 P 4488 plakalı otomobilden şüphelenerek durdurmak istedi. Özdemir, polisin 'Dur' ihtarına uymayarak kaçtı. Kovalamaca sonucu durdurulan otomobilde yapılan aramada sigorta kutusunun içerisine poşet içinde saklanmış 498 adet ecstasy hap, uyuşturucu ticaretinden elde edildiği düşünülen bin 480 lira ele geçirildi. Sürücü Ali Ö. ile beraberindeki Seycan K., gözaltına alındı. Sürücüye ayrıca 4 bin 36 lira trafik cezası kesildi.
Görüntü Dökümü
---------------------------------------
- Otomobilde arama yapılması
- Uyarıcı madde dolu poşetin bulunması
- Aramaya devam edilmesi
SÜRE: 1’36’’ BOYUT: 98 MB
Haber:Nuri PİR-Kamera: ADANA (DHA)
===================================================
BABALAR GÜNÜ ÖNCESİNDE EN ANLAMLI HEDİYEYİ VERDİ
4)BABAYA HAYAT ARMAĞANI
ORGAN bağışı konusunda duyarlı olan ve ailesine "Bana bir şey olursa organlarımı bağışlayın" diyerek vasiyette bulunan Aysun Acardal, (27) karaciğer yetmezliğine giren babası Mustafa Acardal'a (68) canlı donör oldu. Öldükten sonra yapılmasını istediği şeyin hayattayken, Babalar Günü öncesinde gerçekleştiğini belirten Acardal, "Her sene babam için farklı bir hediye almayı düşünürdüm, bir şeyler yapmayı planlardım. Ama bu babam için gerçekten çok ayrıcalıklı bir hediye oldu" dedi.
Manisa'nın Turgutlu ilçesinde yaşayan 4 çocuk, iki torun sahibi olan oto elektrikçisi Mustafa Acardal, geçen 16 Aralık'ta eşi Ülker Acardal'ı akciğer kanserinden kaybetti. 2 yıldan bu yana kızları Atiye (43), Ebru (35), Şerife (32) ve Aysun (27) ile birlikte hayat arkadaşını yaşatabilmek için mücadele eden Acardal, eşinin kaybıyla yaşadığı büyük acının ardından hastalandı. Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'nde tetkikleri yapılan ve kriptojenik karaciğer yetmezliği (nedeni bilinmeyen) tanısı konulan Acardal, nakil kararı alınması üzerine İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Acil nakil gereken Acardal'a ilk gönüllü donör en küçük kızı Aysun oldu. Yapılan tetkikler sonucunda genç kız tam uyumlu bulundu ve bir süre önce Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığında, Dr. Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, koordinatör Gülay Aksu'dan oluşan ekip tarafından nakil gerçekleştirildi. Önce donör Aysun Acardal, ardından da baba Mustafa Acardal şifa ile taburcu oldu.
"ORGANLARIMI BAĞIŞLAYIN, DEMİŞTİ BABASINA CANLI DONÖR OLDU"
Annesini kaybetmenin acısını dinmeden hiçbir sağlık sorunu yokken siroz gelişen babasını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan, düğün ve özel gün organizasyonları yapan Aysun Acardal, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"6 ay kadar önce annemi kaybettim. Bu tarif edilemez bir acı. İki ay sonra babama başka bir hastanede siroz tanısı konuldu. Tavsiye üzerine Kent Hastanesi'ne geldik. Nakil olması gerektiği söylendiğinde çok sevindim. En azından uzun bir tedavi süreci gerekmeyecekti. İlk ben gönüllü oldum. Üç ablam var, çok dua ettim, sıra onlara gelmesin diye. İki gün sonra uyumlu çıktığım bildirildi. Yüzde 100 uyumlu çıkmıştım, bu mucize gibi bir şey. Çünkü babam son evredeydi. Hiç korkmadım, tedirgin olmadım. Severek yaptım. Neden severek yaptım; zaten organ bağışıyla ilgili bir düşünce vardı aklımda. Aileme söylemiştim, bana bir şey olursa organlarımı bağışlayın diye. Ama Allah bana öyle bir pozisyon yarattı ki organ bağışı yapabiliyorum; canlı verici olabiliyorum, verdiğim kişi birinci derece yakınım, babam. Bundan değerli bir şey olamaz. Her sene babam için farklı bir hediye almayı düşünürdüm, bir şeyler yapmayı planlardım. Ama bu babam için gerçekten çok ayrıcalıklı bir hediye oldu. Allah'a şükür sağlığımıza kavuştuk. Doktorumuz Murat Kılıç ve ekibine çok teşekkür ediyoruz. Çok çok iyiyiz, bayramdan sora işimize geri döneceğiz."
Kızından nakledilen karaciğer parçasıyla ikinci hayata başlayan Mustafa Acardal da "Eşimi kaybettikten sonra rahatsızlandım. Olayın karaciğer olduğunu bilmiyorduk. Hastalığım ilerledi. Karnımda sürekli sıvı toplanıyordu. Gün aşırı 5 litre sıvı alınıyordu. Siroz tanısı konuldu. Kızım bana donör oldu. Allah herkese böyle evlat versin. Sağlığım o kadar güzel ki. İnanmayabilirler, eskisinden iyiyim. Bunu doktorlarıma borçluyum. Bu kadar kısa sürede bu kadar iyi olacağıma inanmıyordum. Çünkü buraya geldiğimde son evredeydim. Kızımın verdiği bu hediyeyi tarif edemiyorum" diye konuştu.
Mustafa Acardal'ın kendilerine başvurduğunda karaciğer yetmezliğinin son döneminde olduğunu belirten Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç da şunları söyledi:
"Nedeni belli olmayan karaciğer sirozuna bağlı oldukça ağır bir hasta konumundaydı, nakil olmazsa birkaç ay içinde kaybedilecek kadar durumu kötüydü. Tek tedavi karaciğer nakliydi. Aile bağları kuvvetli olduğu için 4 kızı da verici oldu. Kızı Aysun'un karaciğerinin yarısını alarak babasına naklettik. Karaciğer kendisini yenileyen bir organ, iki tarafta da kısa sürede normal hacmine ulaşıp, karaciğer yetmezliğini ortadan kaldırıyor. Mustafa bey de böyle, artık poliklinik kontrollerine geliyor. Karaciğer fonksiyonları normal hale geldi. Türkiye'de kadavra bağışlar az olduğu için ağırlıklı olarak canlı vericili nakil yapıyoruz. 4'te 3'ü canlıdan, aile bağları kuvvetli ama gönül ister ki kadavradan bağışlar artsın."
Görüntü Dökümü
---------------------------------------
- Baba Mustafa Acardal ile röp.
- Kızı Aysun Acardal ile röp.
- Doç. Dr. Murat Kılıç ile röp.
- Doktor hastalarla konuşurken, ekip bir arada, baba-kız detay ve genel görüntü.
Haber- Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)
=======================================================
5)MANİSA 2019 YILINA İKİ YENİ HASTANEYLE GİRECEK
MANİSA'da kamu-özel ortaklığıyla yapılan ve 362 milyon liraya mal olacağı belirtilen şehir hastanesinin yüzde 95'i tamamlandı. Türkiye'nin 6'ıncı şehir hastanesi olacak 558 yataklı hastanenin bu yıl sonunda açılması planlanırken; Sağlık Bakanlığı tarafından 170 milyon liraya yaptırılan 460 yataklı yeni Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nin de inşaatı tamamlandı.
Manisa'da yapımına 2 yıl önce başlanan 558 yataklı Manisa Şehir Hastanesi, bitme aşamasına geldi. Kamu-özel ortaklığıyla yapılan hastane, Türkiye'nin 6'ıncı şehir hastanesi olacak. Diğer bir sağlık yatırımı olan, Mimar Sinan Bulvarı üzerinde Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan 460 yataklı Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nin inşaatı da tamamlandı.
YÜZDE 95'İ BİTTİ
Manisa İl Sağlık Müdür Necip Yemenici, şehir hastanelerinin bir model olduğunu ve kamu-özel ortaklığıyla yapıldığını söyledi. Bu yıl içinde Türkiye'nin altıncı şehir hastanesi olan Manisa Şehir Hastanesi'nin hizmete gireceğini dile getiren Yemenici, "Çok hummalı bir çalışma var. Hızlı bir şekilde çalışmalar ilerliyor. Yüklenici firma tarafından iç tefrişat ve tıbbi malzemeler de yerleştiriliyor. 2016 Kasım ayında başlayan inşaat 2018 yılının Kasım ayında bitecek. Ancak firma ile yaptığımız görüşmelerde daha erken teslim edileceğini öğrendik" dedi.
197 bin metrekare kapalı alanda yapılan şehir hastanesinin yüzde 95'inin bittiğini kaydeden Yemenici, "558 yataklı bir hastane olacak. 220 tek yataklı, 100 oda çift yataklı, 158 poliklinik odası, 19 ameliyathane, 122 yoğun bakım yatağı ile çok büyük bir komplekse kavuşacağız. Uzun yıllar Manisa'nın ameliyathane, yoğun bakım eksiği olmayacak. İlçelerden hastalar gelecek, diğer civar illerden de hasta çekeceğiz. Hastanenin yapılması ile artık yoğun bakım hastalarımızı başka illere göndermeyeceğiz. Ya da yer aramak zorunda kalmayacağız" diye konuştu.
5 YILDIZLI OTEL KONFORUNDA OLACAK
Şehir hastanesinin sağlık hizmeti açısından da büyük avantajlar sunacağını ifade eden Yemenici, hastanenin 5 yıldızlı otel konforunda olacağını belirterek, "Hatta çoğu 5 yıldızlı otelden büyük bir hastane olacak. 1450 araçlık kapalı otoparkımız var. Biz gezerken içinde kayboluyoruz. Bir rehber eşliğinde geziyoruz. Hastane hizmete girdiğinde hastalarımıza rehberlik eden görevlilerimiz olacak" dedi.
DEVLET HASTANESİ BİRKAÇ AY İÇİNDE AÇILACAK
Manisa'nın 2019 yılına iki yeni hastane ile gireceğini kaydeden Yemenici, mevcut Merkez Efendi Devlet Hastanesi yanındaki alana yapılan 460 yataklı yeni hastane binası inşaatının tamamlandığını söyledi. Yemenici, "Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nin geçici kabulü yapıldı. Hastanenin iç düzenlemeleri yapılıyor. Merkez Efendi Devlet Hastanesi'ni, şehir hastanesinden daha önce açacağız. Bu yeni hastane 238 hasta odası, 90 poliklinik odası, 97 yoğun bakım odası, 13 ameliyathane odasından oluşuyor. Hastaneyi 1-2 ay içinde hizmete açacağız" dedi.
"SAĞLIKTA ÜS OLACAĞIZ"
İki hastanenin açılmasıyla 1100 yatak, 230 yoğun bakım kapasitesine erişeceklerini ifaden eden Necip Yemenici, iki hastanenin toplam maliyetinin 500 milyon lira olduğunu açıkladı. Yemenici, "Devasa sağlık tesisleriyle 2019 yılına girmiş olacağız. Önümüzde yeni yatırımlar var. Aile sağlık merkezleri planlamaları var. Sağlıklı hayat merkezleri, ağız diş sağlığı merkezlerimiz olacak. 16 aile sağlığı merkezi ile ilgili zemin etüdü ve arsa çalışmaları devam ediyor. Ahmetli ilçesinde de entegre hastanenin inşaatına başlıyoruz. Manisa sağlık alanında şantiyeye dönüşüyor. İki hastane ilimize sağlıkta bir vizyon katacak. Sağlıkta bölgenin üssü olacağız" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------------------------------
- Şehir Hastanesi ve Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nden DRONE görüntüsü
- Şehir hastanesinde süren çalışmalardan görüntü
- Şehir hastanesinin içinden görüntü
- İl Sağlık Müdürü Necip Yemenici'nin konuşması
- Yapımı tamamlanan Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nden görüntü
- Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nin içinden görüntü
- Hazırlanan örnek odadan görüntü
- Genel ve Detay görüntü
6)YARALI KUŞLARA EVİNİ AÇTI, KURTARICILARI OLDU
MANİSA'da yaşayan hayvansever Hamdi Öklü, doğada bulduğu yaralı ya da hasta kuşlara kol kanat geriyor. Öklü'nün, kuşları şırıngayla bebek gibi beslemesi takdir topluyor.
Bir akaryakıt firmasında şoförlük yapan Hamdi Öklü, hasta hayvanların kurtarıcısı oldu. Çocukluğundan bu yana kuşları çok seven Öklü, doğada bulduğu yaralı kuşlara evini açtı, veterinere götürüp tedavi ettirdi. Bebek hassasiyeti gösterdiği hayvanlara gözü gibi bakan Öklü, yaralı kuşları şırıngayla besleyip, titizlikle tedavilerini yapmasıyla taktir topladı. Öklü, uçabilecek duruma gelen kuşları ise tekrar doğaya salıyor.
EŞİ YARDIMCISI
Kuşları çok sevdiğini anlatan Hamdi Öklü, "Kuş merakım 7-8 yaşından bu yana var. Özellikle ötücü kuşlar ilgimi çekiyor. Doğada yuvasından düşmüş, bir şekilde hastalanmış kuşlara bakmaya başladım. Zaman içinde etrafımda bu sevgiyi duyan arkadaşlar da hastalanan kuşları bize getirmeye başladı. Şu anda ebabil, serçe, saka kuşları var. Ayağı kırık kuşlar var. Hasta şekilde getiriyorlar, iyileşinceye kadar bakıyorum. Gücümün yetmediği yerde veterinerden yardım alıyorum. Şuana kadar saksağan, karga, martı, ağaçkakan baktım. Son olarak tedavisini yaptığım ebabil, saka, kırlangıç kuşları var. Daha önce şahin ve doğan cinsi kuşlara baktım, ama onlar daha profesyonel bir bakım istiyor. O kuşları Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü'ne teslim ettim. Mama, ilaç masraflarını sponsor olan arkadaşlarım karşılıyor. Ben severek yapıyorum. Eşim bu hayvanları benden daha çok seviyor, ilgileniyor. Yavru kuşları besliyor" dedi.
KAFESE HAPSETMİYOR
Evinin bir bölümünü kuşlara ayıran Öklü, "İyileştikten sonra hiçbirini kafese hapsetmiyorum, hepsini doğaya bırakıyorum. Çünkü bunlar kafeste bakılacak kuşlar değil. Hasta olanlar iyileştikten sonra uçabiliyorsa, kendi başına hayatını idame ettirebiliyorsa, salıyorum. Ancak baktığım kuşlardan bazılarının uzuvları yok ve onları doğaya salamıyorum" dedi. Baktığı kuşları doğaya salarken büyük bir mutluluk hissettiğini kaydeden Öklü, "Büyük bir haz duyuyorum. Kendi ait oldukları ortama saldığımda uçarak uzaklaşmaları bana yetiyor. Kuşlar için özel yavru besleme mamaları var. Yurtdışından geliyor. Suyla karıştırıp şırınga yardımı ile yavru kuşları besliyorum. Yavru kuşların her iki saatte bir beslenmesi gerekiyor" diye konuştu.
Ayrıca Spil Dağı Milli Parkı'na terk edilen köpeklere de bakan Öklü, haftanın 3 günü yaralı köpeklerle ilgileniyor. Öklü, "Milli Park'ta yaralı ve terk edilmiş birçok köpek var. Sponsorların desteğiyle Spil Dağı Milli Parkı'ndaki hasta olan hayvanları ilaçlıyoruz ve mama veriyoruz. Haftada en az 3 kere gidiyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Yaralı kuşlardan görüntü
-Ebabil kuşundan görüntü
-Hamdi Öklü'nün kuşları şırınga ile beslemesi ve su içirmesi
-Hamdi Öklü'nün konuşması
-Genel ve Detay görüntü
( Haber- Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA, (DHA)