TARIM İŞÇİLERİNİ TAŞIYAN KAMYONET DEVRİLDİ: 2 ÖLÜ, 29 YARALI (
1)ÖLENLERİN İSİMLERİ BELLİ OLDU
BURSA'nın Yenişehir İlçesinde Suriyeli tarim işçilerini taşıyan kamyonetin şarampole yuvarlandığı kazada ölen iki kişinin isimleri belirlendi. Kazada, Badiea Muhammed'in (40) olay yerinde, Gül Abdu'nun(17) ise kaldırıldığı İnegöl Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti.Burada kazada yaralananların sayısı 37'ye yükseldi. 4'ü ağır olan yaralılar Yenişehir ve İnegöl Devlet Hastanesi' ile Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi'Nde tedavi altına alındı.
Kaza ile ilgili soruşturmaya başlandı.
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
2)LEYLA'YI ARAMA ÇALIŞMALARINDA 11'İNCİ GÜN
AĞRI'da kaybolduğu Ramazan Bayramı'nın 1'inci gününden beri haber alınamayan Leyla Aydemir'i (4) arama çalışmaları 11'inci günde de sürdürüldü. Avrupa'nın en iyi arama birliği olarak gösterilen Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timleri, kadavra arama köpeklerini kullanarak, Leyla'yı bulmaya çalışıyor. Ağrı'nın Bezirhane köyünde, bayramın 1'inci günü olan sabahı kaybolan Leyla Aydemir'in bulunması için bugün de arama çalışmalarına devam edildi. Sabah başlanan arama çalışmalarına İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, AFAD ve sağlık ekipleri ile JAK timi ve korucular katıldı. Jandarma At Köpek Eğitim Merkezi'nden (JAKEM) getirilen kadavra arama köpekleri de çalışmalarda kullanıldı. Ekipler bölgeye didik dikik arıyor. Ağrı Kızılay Şube Başkanlığı'nca arama çalışmalarına katılanlara, köyün taziye evinde yemek veriliyor. Yemeğin ardından tekrar başlanan arama çalışmaları, gün batımına kadar devam ediyor.JAK timleri, köyün yanından geçmekte olan dere yatağındaki sondalı arama çalışmalarını tamamlayıp bugün sabah saatlerinde köyün dışına doğru çıktı. Kadavra arama köpekleri de çalışmalara eşlik etti. Çok kötü günler geçirdiklerini söyleyen Leyla'nın dedesi Zeki Aydemir, "Allah böyle bir acıyı kimseye yaşatmasın. Ne olduğunu bilmemek insanı perişan ediyor. Her gün mavi gözlüm Leyla'nın gelip boynuma sarılacağını hayal ediyorum. Yapılan tüm aramalara rağmen bulunamaması içimizde yaşadığı ümidini artırıyor. Yalan ihbarlar devam ediyor. Yapmayın etmeyin. Allahını seven yalan ihbarda bulunmasın" dedi.
Turgay İPEK/AĞRI, (DHA) -
===================================================
3)MUŞLULAR'DAN 'CAĞ' OTUNA İLGİ
DOĞU Anadolu'nun yüksek kesimlerinde yetişen ve özellikle Muş'ta kışlık salamura olarak tüketilen şifalı "cağ" otuna vatandaşlar büyük ilgi gösteriyor. Kırsal kesimde yaşayan halkın bahar aylarında geçim kaynağı olan ve çaşır olarak da bilinen cağ otu, uyarıcı ve gaz söktürücü etkilerinden dolayı anason meyvesi yerine de kullanılıyor. Halk bilimcilerine göre, iştah açıcı ve bağırsakları çalıştırma özelliğinede sahip olan çaşır vücudun şeker metabolizmasında önemli rol oynuyor. İlkbaharda bitkinin 10-20 santimlik taze sürgünleri tüketilirken, genellikle suda haşlanıp tuzlanarak yenilmekte ya da salamurası yapılıp kış mevsiminde peynir yerine katık olarak kullanılmaktadır. Ayrıca haşlandıktan sonra yumurtaya bulanıp kızartması yapılmakta ya da yumurta ile kavrularak tüketilmektedir.Topladıkları cağı kaynatıp kışa hazırladıklarını dile getiren Medine Özkan, "Her yıl sürekli olarak dağlarda cağ bitkisi başta olmak üzere çeşitli şifalı otlardan toplayıp kışa saklıyoruz. Zorlu ve meşakkatli bir iş olduğu için biz komşu kadınlarla yardımlaşarak cağ otunu sıcak suda kaynatılarak salamura yapılıp plastik bidonlarda muhafaza ediyoruz. Oldukça lezzetli yemekleri yapılan cağ, sağlık açısından da çok faydalı bir bitkidir" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------
-Jağ bitkisinin kazanlarda kaynatılması
-Kazanda haşlanan bitkilerin çıkarılarak soğuk suda yıkanması
-Jağların tuzlanarak bidonlara doldurulması
-Röportaj
Haber-Kamera: Eser AYDIN / MUŞ, (DHA)
===================================================
4)ÇOCUK HASTALARI İÇİN ODASINDA 'SERBEST DUVAR' OLUŞTURDU
AKDENİZ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akman Karakaş, çocuk hastaları için odasında 'Serbest Duvar' oluşturdu. Prof. Dr. Ayşe Akman Karakaş, hastaneye anne ve babalarıyla gelen çocukların, muayene öncesi veya sonrasında diledikleri her resmi serbestçe yapabildiği serbest duvar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Karakaş, "Mesela ağlama, korkma gibi kelimeler yazmışlar. Hastalıklarına karşı 'bu haksızlık' diyen ve duygularını resimlerle süsleyip kendilerini ifade eden çocuklarımız, poliklinik odasında duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade ediyor. Ben de bundan büyük mutluluk duyuyorum. Çünkü buraya bir eser bırakıyorlar. Aslında ben onlar için silinebilir tahta ayırmıştım, resim yapıp yazı yazabilmeleri için. Fakat boyu yetmeyen çocuklarımız duvara kadar taşan resimler yaptı. Hatta duvarlarımıza yaptıkları resimleri de asmaya başladık" diye konuştu.
RESİM YAPIP RAHATLIYORLAR
Resim yaparak rahatlayıp kendilerini ifade eden çocukların daha rahat muayene olduklarını söyleyen Prof. Dr. Karakaş, "Çocuklarımız buraya bir eser bırakıyor. Çok seviniyoruz. Silinebilir tahtalar olunca fotoğraf çekip eserleri ölümsüzleştirmeye çalışıyordum. Böyle olunca çok daha rahat ediyorlar ve muayeneye gelmeleri sorun olmuyor. Böylece bizim de bir serbest duvarımız oldu. Resim yapan çocuklar tekrar geldiklerinde kendi resimlerini bulabiliyor, bu da onları mutlu ediyor. Hatta eski resimlerine yeni eklemeler de yapabiliyorlar" dedi.
ÇOCUKLAR MUAYENEYE GÜLEREK GELİYOR
Çocuk hastaların muayeneye isteyerek geldiklerini söyleyen Prof. Dr. Ayşe Akman Karakaş, "Bu da beni mutlu ediyor. Çocuklarımız muayeneye gülerek gelip gülerek ayrılıyor. Hatta sadece resim yapmak için buraya gelen çocuklar bile oluyor. Bu yüzden onlarla her zaman iletişim içinde olabiliyoruz. İlk gelişinde çekinen çocuklar daha sonra isteyerek gelebiliyor. Bazı anne ve babalar ve öğretmen hastalarımız kalem getiriyor" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------
- Duvardan görüntü
- Çocukların duvara resim yapması
- Doktardan görüntü
- Detaylar
- Röp: Prof.Dr. Ayşe Akman
Haber- Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA-DHA)