HABER

DHA YURT BÜLTENİ-2

1)BİRLİKTE YAŞADIĞI KADINI VE OĞLUNU ÖLDÜRÜP, İNTİHARA KALKIŞTI   İZMİR'in Ödemiş ilçesinde, cinnet getiren Okan Karakaş (28) birlikte yaşadığı Gizem Tabak (24) ile 2 yaşındaki oğlu Kaan Kundakçı'yı av tüfeğiyle vurarak öldürdü.

1)BİRLİKTE YAŞADIĞI KADINI VE OĞLUNU ÖLDÜRÜP, İNTİHARA KALKIŞTI

İZMİR'in Ödemiş ilçesinde, cinnet getiren Okan Karakaş (28) birlikte yaşadığı Gizem Tabak (24) ile 2 yaşındaki oğlu Kaan Kundakçı'yı av tüfeğiyle vurarak öldürdü. Ardından tüfeği göğsüne dayayıp, ateşleyerek intihara kalkışan Okan Karakaş, hastanede tedaviye alındı.
Olay, dün saat 23.00 sırlarında Ödemiş ilçesi Seyrekli Mahallesi'nde meydana geldi. Çiftlik çalışanı Okan Karakaş ile birlikte yaşadığı Gizem Tabak arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında cinnet getiren Okan Karakaş, evdeki av tüfeğini alıp, Gizem Tabak ve oğlu Kaan Kundakçı'yı başından vurdu. Ardından Karakaş, tüfeği kendi göğsüne dayayıp, tetiği çekti. Silah sesleri üzerine Okan Karakaş'ın yaşadığı çiftliğe giden yakınları, eve girdiklerinde korkunç manzarayla karşılaştı. İhbar üzerine adrese, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, Gizem Tabak ve Kaan Kundakçı'nın öldüğünü saptadı. Okan Karakaş ise ambulansla Ödemiş Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Karakaş'ın, sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Gizem Tabak ve oğlunun cansız bedenleri, yapılan incelemenin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yakınları, birlikte yaşayan Okan Karakaş ile Gizem Tabak'ın sürekli tartışıp, kavga ettiklerini söyledi.

Görüntü Dökümü:
-------------------
-Olay yerinden görüntü
-Jandarmadan görüntü
-Cenaze aracından görüntü
-Genel ve detay görüntüler

(Haber :Halil İbrahim KARABIYIK - Kamera: Faruk ÇARK/ÖDEMİŞ, (İzmir), (DHA)

=====================================================

2)GURBETE GİDENLERE HASRET MANİLERİ, İLÇEDEKİ TABELALARDA

ERZİNCAN'ın Kemaliye ilçesinde Osmanlı döneminde gurbete giden sevdiklerine özlem ve hasret çeken kadınların yazdıkları manilerin yazılı olduğu tabelalar, ilçeye gelen turistlerden büyük ilgi görüyor. Kemaliye Belediyesi Kültür Turizm Komitesi Üyesi Ethem Kılıç, "Ülke genelinde ruhsatlı kasap olarak adlandırılan Kemaliyeli kasaplar bu zaruretten dolayı ülke genelinde kesimler için memleketlerinde sevdiklerini, çocuklarını, annelerini, nişanlılarını bırakıp giderlermiş. Uzun soluklu gidişlerinin ardından köylerinde yalnız kalan kadınlar da arkalarından maniler yazıp yollarlarmış gurbete. Biz de onların torunları olarak manilerimizi ilçemizin üst tarafına direklere astık" dedi.
Doğa sporları ve kültürü ile Erzincan'ın en güzel ilçelerinden biri olan Kemaliye'de yapılan bir yol yaz kış demeden turistlerden büyük ilgi görüyor. İlçenin üstündeki alanda oluşturulan ve yaklaşık 1 kilometrelik yol, geçmişte yaşanan özlem ve hasreti dile getiriyor. Osmanlı döneminde ilçenin erkeklerinin büyük bir bölümünün İstanbul'a gurbete gidince özlem ve hasret çeken kadınların yazdığı maniler bir araya getirilerek Kemaliye Kültür ve Kalkınma Derneği tarafından 2004 yılında yol üzerindeki direklere tabelalara asıldı. Adına Mani Yolu denilen yürüyüş yolu ilçeye gelen turistlerin en çok ilgi gösterdiği yerlerden biri haline geldi.
Kemaliye Belediyesi Kültür Turizm Komitesi Üyesi Ethem Kılıç, Osmanlı Dönemi'nde çalışmak için gurbete giden eşlerinin ardından yazdıkları manileri günümüzde de yaşatmak adına bu yolun yapıldığını belirterek; "Ülke genelinde ruhsatlı kasap olarak adlandırılan Kemaliyeli (Eğinli) kasaplar bu zaruretten dolayı ülke genelinde kesimler için memleketlerinde sevdiklerini, çocuklarını, annelerini, nişanlılarını bırakıp giderlermiş. Uzun soluklu gidişlerinin ardından köylerinde yalnız kalan kadınlar da maniler yazıp yollarlarmış gurbete. 'Ölür isem örtmeyesiniz yüzümü. Hasretim var yummam gözümü. Kabrime bir pencere koyun ki. Yârim gelirse göreyim yüzünü' diyen kadınlarımız bu manilerle dertlerini, hasretlerini dillendirmişler. Bizde onların torunları olarak manilerimizi ilçemizin üst tarafına direklere astık. Bu maniler Eğinlilerin baş tacıdır mantığıyla buraya bir yol yapıldı. Burası Mani Yolu olarak tasarlandı. Manilerin karşısına da bizim kültürel kimliğimiz için çok önemli olan dut ağaçları dikildi. Bu yolu gezenler zaman zaman duygusal anlar yaşıyorlar" diye konuştu.
Öte yandan ilçeyi gezmeye gelen turistler ise ilk kez böyle bir yol ile karşılaştıklarını ifade ederek; "Bu yolu görmemizi tavsiye ettiler, manileri okuyarak yolda ilerliyoruz ve hoş vakit geçiriyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-İlçeden genel görüntü
-Mani yolundan genel detay görüntü
-Manilerden görüntü
-Yolu gezen turistlerden görüntü
-Ethem Kılıç'ın açıklaması
-Yolu gezenlerin açıklaması
Haber-Kamera: Coşkun MENEK / ERZİNCAN, (DHA)

================================================

3)UZAYA BÖREK GÖNDEREN GUİNNESS REKORTMENİ BÖREKÇİDEN 'KÖZDE BÖREK'

Dünyanın en uzun böreğini yaparak Guinness rekorunu elinde bulunduran ve uzaya börek göndermesiyle gündeme gelen Bursalı meşhur börek ustası Hasan Acar(39), Boşnak mutfağının önemli yemeklerinden olan, köz altında pişen pita böreğini ekibiyle yerinde inceleyip kendi tarzı ve Türk yemek kültürüyle yeniden harmanladı. Közde böreğin pişmesi için kendine özgü sistem geliştiren Acar, “Şehir dışından sırf bu böreği yemeye gelenler var, taleplere yetişemiyorum" dedi.
2012 yılında yaptığı 2 bin 23 metre uzunluğundaki börek ile Guinness rekorlar kitabına giren, 2013 yılında Cambridge Düşesi Kate Middleton'a ıspanaklı börek yollayan, 2015 yılında ise uzaya börek göndererek gündeme gelen Bursalı meşhur börekçi Hasan Acar, közde Boşnak pita böreğini geliştirdiği sistemle pişirip müşterilerine sunuyor. Közde pişen böreğinden farklı olarak böreği közün altına koymayıp közün üstündeki döner sisteme yerleştiren Hasan Usta, yakaladığı lezzet ile bir anda yalnızca Bursaların ilgisini çekmekle kalmayıp çevre illerden de talep görüyor. Tarifi Boşnak'lardan alan Hasan Usta, tepsiyi Gaziantep'ten, börek ununu Konya'dan özel bıçağı ise Bursa'dan alarak közde böreği müşterilerinin beğenisine sunuyor. Közde böreğin diğer tüm böreklere göre daha hafif, daha doyurucu olduğunu ve mide yakmayacağını söyleyen Acar, sahurda da közde böreğin en çok tercih edilen lezzetlerden olduğunu belirtti.
‘KÖZÜN KOKUSU BÖREĞİN LEZZETİNİ ARTTIRIR’
İnternet çağında özellikle sosyal medya üzerinde yeme içme konusunda çok fazla yeni şeyler gördüğümüzü belirten Hasan Acar, “Bizde farklı bir şeyler yapmak istedik. İlk etapta 6 ay süren çalışmanın ardından dönen bir sisteme sahip ocak imal ettik. Ardından böreğimizi geliştirdik. Böreğimizi bakır tepsilere kişiye özel olarak tek porsiyonluk boyutlarda yerleştirdik. Hamurunda klasik lezzetimizden vazgeçmedik. Unumuz Konya yöresine ait özel bir buğday unudur. İçerisine sadece tuz ve su ekleniyor. Hamurun yırtılmaması kuvvetli bir un olmasından kaynaklanıyor. Yağda da yalnız tereyağı kullanılıyor. Böreğimizi merak eden şehir dışından, özellikle İstanbul'dan misafirlerimiz hafta sonu şubelerimize geliyorlar. Birinci özelliği sahurda yendiğinde bütün gün tok tutar, ikinci özelliği ise asla midenizi yakmaz. Diğer bir özelliği ise tepside pişip tezgahta bekleyen değil kişiye özel sipariş üzerine pişirilen böreği müşterilerimize sunuyoruz. Börek közde piştiğinde kat kat, yavaş yavaş pişer. Bu yalnızca közde olur. Közün kendine has kokusu da lezzete katkı sağlarö dedi.
‘BU ÇABAYI MESLEK AŞKIMDAN DOLAYI GÖSTERDİM’
Közde ya da kömürde pişen böreğin Boşnaklara ait olduğunu belirten Acar, “Biz kendi böreğimizi geliştirmek için Bosna'ya ekip arkadaşlarımızla gittik. Yapılan börekleri detaylı şekilde inceledik. Ancak o sistem bize biraz yavaş geldi ve değişik çözümler arayışına girdik. Tepsimizi yaptırmak için elimize böreği alıp Gaziantep'e gittim, orada bakır ustaları ile görüştüm ve denemeler sonrasında tepsilerimiz de son şeklini aldı. Sırf lezzet için ve meslek aşkımdan dolayı tüm bu çabayı gösterdimö dedi.
‘BU BÖREK TÜRKİYE’NİN MOZAİĞİDİR’
Közde böreğin lezzetli olması için malzemeleri farklı yerlerden özel olarak getirttiğini belirten Acar, “Unumuz Konya'dan, böreğin tarifi Bosna'dan, tepsimiz Gaziantep'ten, yağı Erzurum'dan ve son olarak bıçağı Bursa'dan. Netice olarak her yörenin en özel ürünlerini alıp karma bir lezzet ortaya koyduk. Bu börek aslında Türkiye'nin mozaiğidir" dedi.

Görüntü Dökümü:
-----------------
-Hamurun açılışı
-Börek haline gelmesi
-Tepsilere yerleştirilmesi
-Közde pişmesi
-Çiğ ve pişmiş börekten ve ocaktan detaylar
-Börek Sunumu
-Müşterinin böreği tatması
-Hasan Acar ile röportaj

Süre: 5.53 Boyut: 659 MB
Haber: Enver Fatih TIKIR-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA, (DHA)

=====================================================

4)RESİM TUTKUSU YÜZÜNDEN EVİNİN BİR KATINI ATÖLYEYE DÖNÜŞTÜRDÜ

Bursa’nın İnegöl ilçesinde 15 yıldır resim yapan Yüksel Kılıçoğlu (38) resim tutkusu yüzünden 3 katlı evinin 3'üncü katını resim atölyesine çevirdi. Yaklaşık bin civarında resim yapan Kılıçoğlu, kişisel sergi açmaya hazırlanıyor. Eserleri ilgi gören Kılıçoğlu, resimlerini Belçika, Fransa ve Almanya’ya ihraç ettiğini de söyledi. Bursa'nın İnegöl İlçesinde bir mobilya firmasında işçi olarak çalışan Yüksel Kılıçoğlu, 15 yıllık resim tutkusu yüzünden evinin bir katını atölyeye çevirdi. Yaklaşık bin adet resim yapan Kılıçoğlu'nun resimlerine Belçika, Fransa ve Almanya'dan müşteriler geliyor. Yakın zamanda kişisel sergisini açmaya hazırlanan Yüksel Kılıçoğlu, "Mesai saatinin dışında da resim yapıyorum. Resmi hobi olarak, boş zamanlarımı da resim yaparak değerlendiriyorum. Çok eserler yaptım. Eserlerim ilgi çekiyor. İnsanlar baktıkça hoşlarına gidiyorum. Bende kendimle gurur duyuyorum. Resimlerime ilgi oluyor. Arkadaşlarım ve çevremden büyük ilgi var. 15 yıldır resim yapıyorum." dedi.
ESERLERİ BİNİ GEÇTİ; İHRAÇ EDİYOR
15 yıllık süreçte binin üzerinde eser yaptığını aktaran Kılıçoğlu, “Yurtdışına satış ve hediye olarak gönderiyorum. Belçika, Fransa, Almanya’ya gönderdim. İnsanlar gelip alıyor. Günde bazen iki saat, bazen 3 saat bazen de tam günümü resim yapmaya ayırıyorum.ö diye konuştu. 3 katlı evinin bir katını resim yapmak için atölyeye dönüştürdüğünü belirten Kılıçoğlu, “Çocuklarım da bana katılıyor. Doğa, insan, manzara resimleri yapıyorum. Resim yapmaya devam edeceğim. Burası yetmeyebilir. Yeni bir atölye şart gözüküyor.ö ifadelerini kullandı. Kılıçoğlu, Ağustos ayında kent müzesinde kişisel resim sergisini açacağını da sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü:
----------------------------------
- Genel görüntü
-Açıklama

-detaylar

Dosya Adı: 1905resim

Süre: 04.52 Boyut: 545 MB

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa), (DHA)

=================================================

5)45 YILDIR KULLANDIĞI FOTOĞRAF MAKİNELERİNİ SERGİLİYOR

MUŞLU fotoğraf sanatçısı Adem Sönmez (71), 45 yıldan beri kullandığı fotoğraf makinelerini iş yerinde sergiliyor. Ziyaretçilere makinelerin kullanımı konusunda bilgi de veren Sönmez, hepsinin kullanılabilir durumda olduğunu söyledi. Sönmez, "Fotoğraf makinesi tutkunlarına bu makineleri tanıtıyorum. Fotoğrafçılara iş yerine geldiklerinde onlara göstererek makinenin tarihinden, kullanım tekniğine kadar bilgiler veriyorum" dedi.
Muş'ta 45 yıl önce fotoğraf çekmeye başlayan 71 yaşındaki 4 çocuk babası Adem Sönmez, Türkiye'nin dört bir yanını gezdi. Gittiği yerlerden ilgisini çeken fotoğraf makinelerini alarak çalışmasını sürdüren Sönmez, birbirinden ilginç fotoğraflara imza attı. Fotoğraf çekimini bırakarak Muş kent merkezinde açtığı elektroniz malzemeler satılan işyerinde çalışan Adem Sönmez, şimdiye kadar kullandığı fotoğraf makineleri için özel bir dolap yaptırdı. 20'ye fotoğraf makinesini bu dolapta sergileyen Adem Sönmez, Jubitel marka fotoğraf makinesiyle çektiği siyah beyaz filmlerle doğa, insan yaşamı, insan portreleri çektiğini bunları Muş başta olmak üzere Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Diyarbakır, Urfa, Van, Trabzon, Konya’da sergilediğini söyledi. Fotoğraf makinelerini elektronik malzeme satışı yaptığı dükkanında sergilediğini ifade eden Sönmez, "Fotoğraf makinesi tutkunlarına bu makineleri tanıtıyorum. Fotoğrafçılara iş yerine geldiklerinde onlara göstererek makinenin tarihinden, kullanım tekniğine kadar bilgiler veriyorum" dedi.
Fotoğraf makinelerinin hepsinin kullanılabilir durumda olduğunu belirten Sönmez, 15 günde müze olarak belirlediği dolaptaki makineleri temizlediğini söyledi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Vitrindeki fotoğraf makinelerinden detaylar
-Adem Sönmez fotoğraf makinelerinin özelliklerini anlatması
-Röportaj

Haber-Kamera: Mehmet AYDIN / MUŞ, (DHA)
=================================================

En Çok Aranan Haberler