HABER

DHA YURT BÜLTENİ-2

1)NEHRE ATLADIĞI İDDİA EDİLEN GENCİN CESEDİ BULUNDU ADANA'da dün motosikletiyle geldiği köprüden Seyhan Nehri'ne atladığı öne sürülen Fazıl Sayılır'ın (35) cesedi bulundu.

1)NEHRE ATLADIĞI İDDİA EDİLEN GENCİN CESEDİ BULUNDU

ADANA'da dün motosikletiyle geldiği köprüden Seyhan Nehri'ne atladığı öne sürülen Fazıl Sayılır'ın (35) cesedi bulundu. Uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edilen oğlunun sudaki cansız bedenine son kez bakan Aysel Sayılır (61), yakınlarının yardımıyla ayakta durabildi. Dün sabah saatlerinde Seyhan Nehri üzerinden geçen Gençlik Köprüsü'nde yürüyüş yapan vatandaşlar, buradaki motosiklet ve kıyafetleri uzun süre kimsenin almadığını fark edince polise haber verdi. Gelen polisler, plaka sorgusunda motosikletin Fazıl Sayılır'a ait olduğunu tespit etti. Ailesine ulaşan ekipler, oğullarının 15 yaşından itibaren uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirterek, intihar etmiş olabileceğini söyledi. Bunun üzerine bölgeye, Sualtı Grup Amirliği'nde görevli dalgıç polisler sevk edildi.
Dün yapılan aramalardan sonuç alınamazken, anne Aysel Sayılır ise çalışmaları gözyaşlarıyla izledi. Sayılır bu sırada, "'Annesi kurtuldu' deyin. 15 yaşından beri oğlumla mücadele ediyorum. Götürmediğim, tedavi ettirmediğin yer kalmadı. Bu illetten kurtaramadım. Bugün benim bayramım, çünkü oğlum bu illetten kurtuldu. En son 'baba motor al' dedi. Motor alırsak, uyuşturucuyu bırakacağını söyledi. Bu motor, onun sonu oldu. Oğlumun mezarının başına bu motoru getirip, koyacağım. Her gün 300 lira bulmaktan kurtuldum. Kolay kolay rüya görmem. Dün oğlumu yeşillikler içinde gördüm. Her yerde polis vardı. Sabah bu olay yaşandı. İçime doğmuş" diye ağıt yaktı.
YAKINLARI BULDU
Dün akşam, suyun kesilmesi için baraj kapakları kapatıldı. Fazıl Sayılır'ın yakınları bu sabah tekrar köprüye geldi. Yakınları, Sayılır'ın cesedini, atladığı yerden yaklaşık 50 metre uzakta gördü. Suyun çekilmesiyle açığa çıkan ceset, dalgıç polislerce bulunduğu yerden çıkartıldı.
Gözü yaşlı halde oğlunun cansız bedenine son kez bakan Aysel Sayılır, yakınlarının yardımıyla ayakta durabildi. Cesedin sudan çıkartılmasını bazı vatandaşlar meraklı gözlerle izledi, bazıları ise cep telefonlarıyla görüntü çekti.
Sayılır'ın cenazesi, yapılan incelemenin ardından Adana Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Sayılır'ın suya atladığı sırada uyuşturucunun etkisinde olup olmadığı yapılacak otopsiyle netlik kazanacak.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Su altı polis ekiplerinin nehirde arama yapması
- Cesedin çıkarılması
- Toplanan vatandaşlar
- Olay yerinde Sağlık ekipleri
- Cesedin taşınması
- Genel ve detaylar

Süre:01'54 " Boyut:210 MB
Haber-Kamera:Gökhan KESKİNCİ/ADANA,(DHA)

=================================================

2)OĞLU TARAFINDAN VURULAN KADIN, AĞIR YARALANDI

ADANA'da tartıştığı oğlu Ömer B. (20) tarafından tabancayla karnından vurulan Arzu K. (38), ağır yaralandı.
Olay, saat 05.30 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Cemalpaşa Mahallesi 63010 Sokak'taki 4 katlı apartmanın en üst katında meydana geldi. Ömer B. ile gece evine gittiği annesi Arzu K. arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Ömer B., annesi Arzu K.'yı tabancayla karnından vurduktan sonra kaçtı. Evdeki yakınlarının ihbarı üzerine olay yerine sevk edilen ambulans ile Seyhan Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Arzu K., ameliyata alındı. Durumu ağır olan Arzu K.'nın tedavine devam edilirken, annesini yaralayan Ömer B.'nin yakalanması için çalışma başlatıldı.
Polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Olay yeri genel görüntü
- Olay yerine gelen Polis ekipleri
- yaralı kadının evden çıkarılması

Süre:01'00 " Boyut:112 MB
Haber-Kamera:Gökhan KESKİNCİ/ADANA,(DHA)

==================================================

3)GELİN- KAYNANA HALI KURSUNDA HEM ÜCRET ALIYOR HEM DE ÖĞRENİYOR

MUŞ'ta İş-Kur'un düzenlediği kilim ve halı dokuma kursuna Sunay Mahallesi'nde yaşayan kaynana Sibel Bozkurt ile gelini Ayşe Bozkurt birlikte katılıyor. Hem bir meslek öğrenen gelin kaynana hem de günlük 30'ar TL ücret alarak aile bütçesine katkıda bulunuyor.
İş-Kur, kadınlara yönelik kilim ve halı dokuma kursu düzenledi. 6 aylık sürecek kursta kadınlara dokumacılık öğretilirken günlük 30 TL de harçlık veriliyor. Kadınların ilgi gösterdiği kursa Sunay Mahallesi'nde yaşayan 4 çocuk annesi yaşındaki Sibel Bozkurt, 51 yaşındaki 28 yaşındaki gelini Ayşe Bozkurt ile birlikte katılıyor. Aile Destek Merkezi'ndeki kursta dokumacılık öğrenen gelin kaynana, hallerinden oldukça memnun. 3 kızı ve bir oğlu olduğunu söyleyen Sibel Bozkurt, "Gelinimle evde ana kız gibi geçinip gidiyoruz. Birlikte katıldığımız kursta hem bir meslek öğreniyor hem de kişi başı verilen 30 TL ile aile ekonomisine katkı sağlıyoruz" dedi.
Kilim ve halı dokuma kursuna kayınvalidesiyle birlikte müracaat ettiklerini söyleyen Ayşe Bozkurt ise aynı tezgahta halı dokuduklarını belirtti. Ayşe Bozkurt, ana kız gibi geçindikleri kayınvalidesiyle kurs sonrası işyeri açmayı planladıklarını da ifade etti.

Görüntü Dökümü
---------------------------
-Gelin Kaynana aynı tezgâhta halı dokumalarından detaylar
-Kurstan genel detaylar
-Dokunan halıdan detaylar
-Röportaj

Haber-Kamera: Mehmet AYDIN / MUŞ, (DHA)

=======================================================

4)CÜRUF DEPOLAMA ALANI VATANDAŞLARI TEDİRGİN EDİYOR

İZMİR'de demir-çelik fabrikalarının atık malzemesi olan cürufların depolandığı alan, hızla büyüyor. Bölge sakinleri, Aliağa ile Foça sınırlarındaki ormanlık alanlar ve tarım arazilerinin içinde kalan, TÜBİTAK'ın deney fareleri üzerindeki incelemesi sonucunda da, 'tehlikeli atık' değerlendirmesi yaptığı cürufların, bölgeden kaldırılmasını istiyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, demir-çelik fabrikalarının atık malzemesi olan cürufları, 2015 yılından itibaren yol yapımında kullanmaya başladı. Cüruflar; Bergama, Aliağa, Kınık, Dikili ve Menemen ilçelerinde yeni yapılan yollarda, altyapı malzemesi olarak değerlendirildi. Cürufun, çevre ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu ileri süren Menemen ve Foça Belediyeleri ile bazı vatandaşlar, Büyükşehir Belediyesi'nin işlemine karşı İzmir 3'üncü İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'ndan (TÜBİTAK) rapor istedi. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, hazırladığı raporda, atıkların su ile reaksiyonu sonucu, sulu ortamda olumsuz ekotoksik etkilere sebep olma riskinin bulunduğunu, bu nedenle atıkların geçici veya kalıcı olarak depolanmasının engellenmesi gerektiğini belirtti.
TÜBİTAK ayrıca 3 dişi deney faresi üzerinde de inceleme yaptı. Bölgeden alınan atıklar ile fareler üzerinde yapılan deneyin ardından, hayvanlardan birinin karaciğerinde küçülme, bir diğerinin karaciğerinde aşırı büyüme olduğu, renginde solgunluk, dalak büyümesine rastlandığı belirtildi. Cürufun 'tehlikeli' olduğu sonucuna varan TÜBİTAK, mahkemeye sunduğu raporda; atığın yağmur, sızıntı gibi nedenlerle sulu ortam olan deniz, göl, kanalizasyon gibi yerlere karışmasının engellenmesi gerektiğini belirtti. Raporda ayrıca atıkların, açık alanda geçici olarak bile depolamasının yapılmaması istendi. Mahkeme, TÜBİTAK'ın hazırladığı raporun ardından, bilirkişilerce keşif yapılmasına karar verdi. Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda ise, atıkların 'tehlikesiz' olduğu görüşü yer alınca, İzmir 3'üncü İdare Mahkemesi, davayı reddetti.
'CÜRUFLAR TEHLİKELİ ATIK'
Bir yanı Aliağa'ya diğer tarafı ise Foça'ya uzanan, çam ağaçları ile kaplı ormanlık alan ile tarım arazilerinin hemen ortasındaki cüruf depolama bölgesinin kaldırılması için yıllardır mücadele veren vatandaşlar, bugüne kadar bir sonuç elde edemedi. Demirçelik fabrikalarındaki atıkların, ağır metallerden oluştuğunu söyleyen Yenifoça Forumu üyesi Özgür Küçüktülü, bölgede yoğun şekilde ormanlık alanların bulunduğunu ve son günlerde sık sık bu alanda yangın çıktığını söyledi. Özgür Küçüktülü, "Burası hem ormanlık, hem zeytinlik alan. Depolama alanı da zamanında göldü. Artık o göl yok. Gölün üzerinde depolanan cüruflar, yeraltı suları ile köy sularına karışıyor. Zeytinlikler, tarlalar sulanıyor" dedi.
'DEPOLAMA ALANI KALDIRILMALI'
Son yıllarda cürufların, yollarda ve kaldırım taşları yapımında kullanıldığını anımsatan Küçüktülü, "TÜBİTAK, fareler üzerinde deneyler yaptı ve bu atığın tehlikeli olduğunu belirtti. O nedenle yaşam alanlarımıza sokulmamalı. İzole bir şekilde saklanması gereken bir atık. Ama burası sürekli büyüyor. Buranın kapasitesi doldu artık. Bölgede halk sağlığı ciddi tehdit altında" diye konuştu. Ormanlık alanlarda da ciddi bir yangın riski olduğunu savunan Küçüktülü, depolama alanının bölgeden kaldırılmasını istediklerini açıkladı. Kadri Sungur da, "Cüruflar, toprağımız, suyumuz ve havamız açısından tehlikeli. Demir çelik fabrikalarının atıklarını, direk olarak buraya getirip döküyorlar. Bunun suyla karışımı, suyumuzu ve toprağımızı tehdit ediyor. Ayrıca TÜBİTAK raporlarında atıkların 'tehlikeli' olduğu açıkça belirtildi. Tüm bunlara rağmen ormanın içerisine bu depolamayı yapıyorlar. Buradaki bütün ekolojik yaşam etkileniyor. Bütün dengeyi bozuyorlar" dedi. Sungur, bölgedeki kirliliğin önüne geçmek için önlem alınmasını istedi.
Vatandaşların tepkisini çeken depolama sahasındaki cüruf dağları ise hızla büyüyor.

Görüntü Dökümü
---------------------------
-Aliağa ile Foça arasındaki cüruf depolama alanından görüntü
-Alanın havadan drone ile çekimi
-Vatandaşlar ile röp.
-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Mehmet CANDAN (Drone)/ İZMİR, (DHA)

=======================================================

5)TURGUTLU OVASI'NDA ÜRETİCİ ERİK AĞAÇLARINI KÖKLÜYOR

MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde, erikte umduğunu bulamayan üreticiler ağaçlarını köklemeye başladı. Girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle masraflarını bile karşılayamayan erik üreticileri, kestiklerini ağaçlarını odun olarak fırınlara satıyor.
Rengi, görünümü ve lezzeti bakımından en kaliteli 'Dumanlı papaz', 'Aynalı' ve 'Ankara' cinsi eriğinin yetiştiği Manisa'nın Turgut ilçesinde üreticiler dertli. Turgutlu Ovası'ndaki toplam 10 bin dönümlük alanda erik yetiştirilen ilçede, girdi maliyetlerinin yüksekliğinin yanı sıra, mahsülü toplatacak tarım işçisi bulmakta güçlük çeken üreticiler, ne yapacaklarını düşünüyor. Bazı üreticiler, başka ürünlere yönelmek için erik ağaçlarını kesmeye başladı. Hasadın ardından önce kilosunu 8 liradan sattıkları papaz eriğin kilosunun 5 liraya kadar düştüğünü belirten Fadıl Hız, Bostanlık Mevkisi'ndeki 14 dönümlük bahçesinde bulunan 300 erik ağacını kestirdi. Son yıllarda artan girdi maliyetleri nedeniyle erik üreticiliğinin kazanç kapısı olmaktan çıktığını vurgulayan Hız, şunları söyledi:
"Erik bahçesine bakmak oldukça zorlaştı. Bakımdan ziyade ürün toplama ve satış yapmak artık çekilmez bir hal aldı. İşçi sıkıntısı çektiğimiz gibi onların ücretlerini karşılamakta da son yıllarda zorlanır hale geldik. Erik toplayan bir işçiye günlük 90 lira yevmiye veriyoruz. Ancak yine de çalışacak işçi bulamıyoruz. Bu nedenle Suriyeli işçi çalıştırmak zorunda kaldık. Ancak onlar da sabah gelip, öğlen gitti. Erik bir yıl ürün veriyor bir yıl vermiyor ya da soğuk hava vurunca erikler yanıyor. Bu yıl erik yetiştirebilmek için 15 bin lirası işçilik, 12 bin lirası gübre, 3 bin lirası ilaç, 3 bin lirası budama, 4 bin lirası da diğer giderler olmak üzere 37 bin lira harcama yaptım. Mahsülü sattığımda elime geçen 50 bin lira. O da eriğin altın çağını yaşıyor olması nedeniyle ve ilk topladığımızda kilosunu 8 liradan satabildiğimiz için. Yani masraflar çıktıktan sonra bize kalan hasar 13 bin lira. Artık, karlı olmaktan çıkması nedeniyle erik bahçelerini bozarak domates, patlıcan, biber, buğday gibi diğer tarla ürünlerine ya da cevize yönelmeye başlayacağız."
'KESİM İÇİN TALEBE YETİŞEMİYORUZ'
Hız'ın bahçesindeki erik ağaçlarının kesimini yapan Erol Çakmak, Turgutlu tarımının gözde ürünlerinden olan eriğin son yıllarda cazibesini kaybetmeye başladığına dikkati çekerek, "Bu sezon erik yetiştirmekten vazgeçen çiftçilerin sayısında artış var. Ağaçları kestirmek isteyenlerin sayısında artış var. Yetişemediğimizden kesim için çiftçilere gün vermek durumunda kalıyoruz. Üzülerek bu işi yapıyoruz. Ancak çiftçilerin istekleri bu doğrultuda olunca, bize de işimizi yapmaktan başka çare kalmıyor" diye konuştu.
Çakmak, kesime önce dallardan başladıklarını ardından da gövdeyle devam ettiklerini, son olarak ise iş makineleriyle kökleri çıkardıklarını aktarıp, "Ardından kesilen bu ağaçlar küçük parçalara ayrılıp, odun haline getiriliyor. Bahçe sahipleri bu odunları fırınlara satıyor" dedi.
'BÖYLE GİDERSE ERİK VE MEYVE BAHÇELERİNDE YÜZDE 50 AZALMA OLACAK'
Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol, "Türkiye'nin en iyi dumanlı papaz eriklerinden birinin yetiştiği ilçmizde üreticiler, son yıllarda ekonomik beklentileri karşılamadığı için mutsuz; ağaçlarını kestirmeye başladı. İlçedeki erik yetiştirilen toplam 10 bin dönüm arazinin yüzde 15'lik bölümünde ağaçlar kökleniyor. Çünkü son 10 yıldır üretici umduğunu bulamıyor. Erik satılamadığı için ya dalında kalıyor ya da halde çürüyüp gidiyor. Şeftali gibi meyve suyu fabrikalarına gönderme şansı da olmuyor. Böyle giderse önümüzdeki yıllarda Turgutlu Ovası'ndaki erik ve meyve bahçelerinde yüzde 50 azalma olacağını tahmin ediyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------------
-Erik ağaçlarının kesildiği bahçeden görüntü
-Ağaçların kesiminden görüntü
-Ağaç kezimi yapan Erol Çakmak ve Mustafa Çakmak ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Doğan ÇİZMECİ / TURGUTLU (Manisa), (DHA)

En Çok Aranan Haberler