HABER

DHA YURT BÜLTENİ-3

1)OTOMOBİLLE HAFİF TİCARİ ARAÇ ÇARPIŞTI: 10 YARALI   ANTALYA'nın Kaş ilçesinde, otomobille hafif ticari aracın kafa kafaya çarpıştığı kazada, 1'i bebek, 10 kişi yaralandı. Kaza, saat 17.30 sıralarında D-400 karayolunun Kaş'a bağlı Kalkan Mahallesi şehir içi geçişinde meydana geldi.

1)OTOMOBİLLE HAFİF TİCARİ ARAÇ ÇARPIŞTI: 10 YARALI

ANTALYA'nın Kaş ilçesinde, otomobille hafif ticari aracın kafa kafaya çarpıştığı kazada, 1'i bebek, 10 kişi yaralandı. Kaza, saat 17.30 sıralarında D-400 karayolunun Kaş'a bağlı Kalkan Mahallesi şehir içi geçişinde meydana geldi. Muğla'nın Seydikemer ilçesinden Kaş yönüne giden Cemal Veziroğlu yönetimindeki 20 DN 553 plakalı araç ile karşı yönden gelen Mustafa Alkan yönetimindeki 34 UH 1142 plakalı araç, kafa kafaya çarpıştı. Veziroğlu yönetimindeki araç, yol kenarındaki beton bariyerlere çarparak durabildi. Her iki otomobilin hurdaya döndüğü kazada, sürücüler Cemal Veziroğlu, Mustafa Alkan ile birlikte kimlikleri öğrenilemeyen 1'i bebek, toplam 10 kişi yaralandı. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar, ambulanslarla Kaş ve Fethiye'deki hastanelere götürülerek tedaviye alındı. Yaralı bebeğin durumunu kritik olduğu belirlendi. Kaza nedeniyle kapanan Kaş- Seydikemer karayolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden ulaşıma açıldı.

Ahmet ACAR/KAŞ (Antalya), (DHA)-

====================================================

2)ÇANTA HIRSIZI BABA OĞUL GÜVENLİK KAMERASINDA

ADANA'da Ali S. (26) ve 8 yaşındaki oğlunun, bankta unutulan çantayı çaldıktan sonra gözden kaybolması güvenlik kamerası kayıtlarına yansıdı. Merkez Seyhan ilçesindeki Reşatbey Mahallesi'nde önceki gün Abidin Dino Parkı'nda dinlenen Fatma Zop, telefonla konuşurken yanına 8-9 yaşlarındaki bir çocuk gelerek para istedi. Bu sırada rahatsız olan Zop, banktan uzaklaştı. Zop, içerisinde 30 TL para ve banka kartlarının bulunduğu çantasını bankta unuttu. Bir süre sonra tekrar banka gelen Zop, çantasını bulamayınca durumu polis ekiplerine haber verdi. Çevredeki güvenlik kameralarını tarayan Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, zanlının Ali S. olduğunu belirledi. Sivil hırsızlık dedektifleri ertesi gün, Atatürk Caddesi, Çakmak Caddesi ve hırsızlığın meydana geldiği Abidin Dino Parkı'nda önlem aldı. Dikkat çekmemek için oyuncak satıcısı, ayakkabı boyacısı, simit, çekirdek, pamuk şekeri satıcısı kılığına giren ekipler, öğleden sonra 15.00 sıralarında, Ali S. ile karşılaştı. Çocuğunu yine bir genç kızın yanına göndererek para istemesini söyleyen zanlı, suçüstü yakalandı. Emniyetteki ifadesinde suçlamaları kabul etmeyen zanlı, kendisine güvenlik kameralarının izletilmesi üzerine hırsızlığı kendisinin değil, ağabeyinin yaptığını iddia etti. Yapılan incelemelerde hırsızlığı Ali S.'nin yaptığı tespit edildi. Daha sonra çantayı çalmadığını, bankta bulduğunu savunan Ali S, "Zaten içinde de 30 lira vardı. 30 lira nedir ki para mı?. Onu da alıp çantayı attım" dedi. Mahkemeye çıkarılan Ali S. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, çanta da sahibine teslim edildi.

Görüntü Dökümü
--------------------------
- Zanlının parkta gezerken güvenlik kamera görüntüsü
- Oğlu ile yürürken görüntüsü
- Zanlının emniyet müdürlüğünden çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi
- Asayiş Şube Müdürlüğü tabelası

SÜRE: 53" BOYUT:99 MB
Haber-Kamera: ADANA,(DHA)

==================================================

3)IHLARA VADİSİ'NDE HEDEF 3 MİLYON TURİST

KAPADOKYA'nın başlangıcı konumunda bulunan Aksaray'daki kanyonların arasında yer alan Ihlara Vadisi'nde yılda 500 bin olan turist sayısı 3 milyona çıkartılmayı hedefleniyor. Vadide, 100'den fazla kilise ve şapelin bulunuyor. Ihlara'nın dünyanın ikinci büyük kanyonu olduğunu belirten Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, "Ihlara, dünyadaki ikinci büyük kanyondur. İlk büyük kanyon olan Amerika'dan daha üstün kılan özelliği; içerisindeki oyma kiliselerin olmasıdır. "dedi. Tarihi kaynaklardaki adı 'Peristremma' olan Ihlara Vadisi, tektonik yükselmeler ve Hasandağı volkanının püskürmesinin ardından çöküntüye uğrayan alan üzerinde ilerleyen Melendiz Çayı’nın binlerce yılık aşındırması sonucunda oluştu. Kanyon vadisi olan Ihlara Vadisi; bitki örtüsü, kilise ve şapelleriyle doğa, tarih, sanat ve kültür olgusunun bir arada buluşturuyor. Dünyanın en büyük kanyonları arasında yer alan Ihlara Vadisi’ni yılda 500 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 10 ören yeri arasında gösterilen Ihlara Vadisi’ne daha fazla turist çekebilmek için Aksaray Belediyesi kolları sıvadı.
HRISTİYANLAR, ROMA İMPARATORLUĞUNUN ZULMÜNDEN KAÇIP IHLARA'YA SIĞINDI
Roma İmparatorluğu’nun zulmünden kaçarak Kapadokya bölgesine yerleşen Hristiyanların sığınma merkezi olan Ihlara Vadisi’nde 100’den fazla oyma kilise de bulunuyor. Ihlara Vadisi’nin Amerika’daki 'Büyük Kanyon’dan üstün kılan özellikleri bulunduğunu belirten Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, şöyle konuştu:
"Ihlara, dünyadaki ikinci büyük kanyondur ve ilk büyük kanyonda Amerika'da. Buranın Amerika’dan üstün kılan özelliği, içerisinde oyma kiliselerin olması. Hristiyanlığın ilk döneminde Roma İmparatorluğu'nun zulmünden kaçanlar, buraya sığınıyorlar. Burada bir yaşam alanı da oluşturuyorlar. Biz de bu bölgenin tekrar ayağa kalkması için gerekli çalışmaları başlattıkö
HEDEF 3 MİLYON TURİST

Valilik, Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile çalışmalara başladıklarını belirten başkan Haluk Şahin Yazgı," Şu an da 500 bine yakın turistimiz var. Ziyaretçi hedefimizi önce 1.5 milyon daha sonra bu rakamı 3 milyona çıkarmaktır. Amacımız, Ihlara Vadisi'ni tüm Türkiye'ye ve dünyaya duyurmak. Böyle bir yerimiz var. Tarihi oyma kiliseler var. Gelen misafirlerimiz, kiliselerin tarihi dokuyu ve güzelliklerin kaybolmadığını görecekler. Hem yurt içinden, hem de yurt dışından gelen turistlerimizi burada konaklatmayı hedefliyoruz. Bununla ilgili hazırlıklara başladık. Bunu tabi tek başımıza değil, Valiliğimiz, Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz ile bu işin içerisinde bulunan otel sahipleriyle birlikte oturup konuşuyoruz. Hedefimiz burada hem kalış süresini uzatmak, hem de daha fazla turisti çekebilmeyi sağlamakö diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------------------
- Ihlara Vadisi drone ile görüntü
- Vadiden detay
- Belediye Başkanı röp.
(Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

===========================================

4)MERMER OCAKLARININ KAÇIRDIĞI FLAMİNGOLAR GERİ DÖNDÜ

BURDUR'da etrafındaki mermer ocakları nedeniyle hızla kirlenen ve tehlike altında olan Yarışlı Gölü'ne son iki yıldır uğramayan flamingolar, geri döndü. Acıgöl'ün kuraklık nedeniyle kurumasıyla bu yıl tekrar Yarışlı Gölü'ne gelen flamingolar, muhteşem görüntüler oluşturdu. Burdur'da Tefenni, Karaman ve Yeşilova ilçelerinde neredeyse bütün dağları saran 50'yi aşkın mermer ocağı, Salda, Yarışlı, Burdur Gölü ve Akgöl gibi birçok gölü uğrak yeri olarak kullanan flamingo, akçabalıkçıl, dikkuyruk gibi çok sayıda göçmen kuş türü için de tehlike oluşturuyor. Her yıl yaz aylarında bir aylığına Yarışlı Gölü'ne gelen flamingolar, son yıllarda mermer tozları nedeniyle kirlenen göl yerine aynı bölgedeki Acıgöl'e gitmeye başladı. Ancak Acıgöl'ün de kuraklık nedeniyle kurumasıyla, flamingolar bu yıl yeniden Yarışlı'ya döndü.
Flamingolar için Antalya, Isparta, Burdur, Denizli gibi çevre illerin yanı sıra, yurt dışından birçok doğasever ve fotoğrafçı bu dönemde bölgeye geziler düzenliyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Burdur Şube Müdürlüğü sorumluluk alanındaki göle iki yıllık aradan sonra geri gelen flamingolar, muhteşem görüntüler oluşturdu. DKMP Burdur Şube Müdürü Tamer Yılmaz, gruplar halindeki flamingoları görüntüledi. Zengin biyolojik çeşitliliğe sahip, sığ ve suyunun alkalik ve tuzlu olması nedeniyle bu gölü tercih eden flamingolar, yaklaşık bir ay burada konaklıyor.
FLAMİNGOLARIN SON SIĞINAĞI
Flamingo gözlemi için her yıl Yarışlı Gölü'ne gezi düzenleyen Patika Grubu kurucusu ve orman yüksek mühendisi Nusret Yakışıklı, Yarışlı Gölü'nün göçmen kuşlar için olduğu kadar, orada kuluçkaya yatan onlarca yerli kuş için de son sığınak görevini üstlendiğini söyledi. Yarışlı'nın diğer göllerde olmayan özelliğinin sodalı suyu olduğunu belirten Yakışıklı, “Birçok kuş türü ekolojileri gereği sadece sodalı suda yaşayabilir, üreyebilir. Salda ve Burdur gölleri arasında kurutulmaktan kurtulmuş bu göl, narin, kırılgan, yaşayan bir göl. Orman, akarsu ve denizler gibi göllerin de bir ekosistemi var. Göl ekosistemleri sanıldığının aksine çok değerli yaşam ortamlarını içinde barındırır. Yarışlı Gölü bu anlamda kuşların bu uzun göç yolunda soluklanacağı, nefes alacağı, enerjilerini toplayacağı bölgedeki son sığınak. Ancak son yıllarda hızla artan mermer ocakları gölü kirletiyor" diye konuştu.
GÖLÜN GIDA ÜRETİMİ DURUYOR
Flamingoların Afrika'dan Sibirya'ya giderken ve dönerken Anadolu'nun semalarından geçmek, sodalı göllerde konaklamak zorunda olduğunu kaydeden Yakışıklı, “Onlar bizim misafirlerimiz. Yarışlı Gölü iki kaynaktan beslenir. Biri güneyinde bulunan gölün kendi su kaynakları ki; her su kaynağının tepesinde bir mermer ocağı var. İkincisi yağmur suları. Göl bir çanak seklinde ve bu çanakların yanakları mermer ocağıyla dolu olduğundan, bu ocaklardaki mermer tozları yağmurla beraber göle taşınıyor. Bu tozlar sudan ağır olduğu için gölün tabanına çöküyor ve tabanda beton etkisi gösteriyor. Bu nedenle su ile bataklık arasındaki bağ kopuyor. Gölün canlıları, planktonlar, balık, su böcekleri, kurbağalar, algler, su yosunları, mikroskobik canlılar, su sinekleri ölüyor. Çünkü gölün suyu kavanozdaki su gibi oluyor. Ekolojisi bozuluyor. Yani gölün kuşlar için gıda üretimi duruyor" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------
- Flamingolar drone görüntüleri
Haber: Mehmet ÇINAR- KAMERA: ANTALYA, (DHA)-

5)ÇİN'DEN GELEN ÇEKİRDEĞİN İÇİ BOŞ ÇIKTI

İZMİR Ticaret Borsası Meclis Üyesi Abdulhamit Sevim, Çin'den ithal edilen ayçiçeği tohumunun toprağa ektikten sonra hiç ürün vermediğini, tarımsal ilaçlar nedeniyle de toprağın yorulduğunu söyledi. Türkiye'de 2017 yılında 164 bin ton çerezlik ayçiçeği üretilirken, yıl içindeki toplam ithalat miktarı ise 29 bin 26 tona ulaştı. Çin, geçen yıl 20 bin 609 ton ile en fazla ayçiçeği ithalatı yapılan ülke oldu. Bu durum, özellikle üreticileri olumsuz etkiledi. Çin'den yapılan ayçiçeği ithalatının 2018 yılında da giderek arttığını anlatan İzmir Ticaret Borsası Meclis Üyesi Abdulhamit Sevim, hem üretici, hem satıcı, hem de bir işletme sahibi olarak büyük mağduriyetler yaşadıklarını dile getirdi. Çin'den yapılan çerezlik ayçiçeği ithalatının bu sene ilk 7 ayda 60 bin tona ulaştığını anlatan Sevim, "Daha kaliteli olduğu için Çin'den getirilen ayçiçeği tohumları bizim ürünümüzü bitirdi. Tüm üreticiler ciddi sıkıntıya girdi. Çünkü dışardan gelen tohumlarda kullanılan ilaçlar, bizim topraklarımızı yoruyor. İthal edilen tohumların ekilmeden önce mutlak suretle il laboratuarlarında tahlil edilmesi lazım" dedi. Tarladaki ürünün içinin boş çıktığını ifade eden Sevim, bazı tarım ilaçları Avrupa Birliği tarafından yasaklanırken, bu ilaçlar kullanılarak üretilen tohumların Türkiye'de sorumsuzca toprakla buluştuğunu öne sürdü. Özellikle son iki yıldır Çin'den getirilen ayçiçeği tohumunda benzer sıkıntıları yaşadıklarını ifade eden Sevim, "Ben 200 dönüm bağ ekiyorum. Fakat az bir alana ithal edilen ayçiçeği tohumlarından ektim. Bu ürünün kısırlaştırıldığını anladım. Ürünün içi boş çıktı ve hiç verim alamadım. Toprağımın kalitesinin düştüğünden de endişeliyim. Türkiye'nin toprağına sahip çıkmalıyız. Tarım üretiminde denetim sürdürülmeli. Dağıtılan fidanlar, hava ve toprak koşulları tahlil edilerek ekilmeli" diye konuştu.
'TOPRAK TAHLİLİ YAPILMALI'
Her bölgeye has toprak yapısının bulunduğunu ve buna göre üretim yapılması gerektiğini anlatan Abdulhamit Sevim, şöyle konuştu:
"Örneğin ceviz ağaçları 4 yıldır dağıtılıyor. Turgutlu'da ektik, ama sıcak olduğundan verim alamadık. Ceviz ağacının kar görmesi lazım. Uygun yere ekilmeyen ağaç, 5 sene sonra sökülüyor. Çünkü hava sıcak olduğu için, ceviz siyah çıkıyor. İlçe tarım müdürlüğü ekipleri toprak tahlili yapmalı ve hangi ürünün dikilmesi gerektiği konusunda üreticilere bilgi vermeli. 80 dönüm bağda siyah üzüm ektim. Üzümleri kurutma aşamasına geçtim. Tarım müdürlüğünden hiçbir ziraat mühendisi gelip bakmadı. Bağımın yanına tavuk çiftliği kurdular. Bunlara izin verilmemeli. Tarım müdürlüğü ekiplerine konuyla ilgili görevler düşüyor."

Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)

========================================================

6)KAYIP OLARAK ARANAN KİŞİ KIYIYA ÇIKTI, HERKES RAHATLADI

RİZE'nin Ardeşen ilçesinde, Ali Fuat Alptekin (15), kıyıdan takip ettiği denizde uzun mesafe yüzme denemesi yapan babası Muaffak Alptekin'i (47) gözden kaybedince paniğe kapılarak çığlık attı, gelen vatandaşlar durumu polise haber verdi. Seferber olan polis ve vatandaşlar 2 saat boyunca kıyıda kayıp adamı aradı. Umutların tükenmeye başladığı sırada Alptekin, 4 kilometre ötede kıyıya çıktı, yakınları da rahat bir nefes aldı.
Ardeşen ilçesinde oturan mekanik ustası Muaffak Alptekin, İstanbul'da Büyükada'dan Maltepe'ye yüzme denemesi için Karadeniz'de uzun mesafeli yüzme antrenmanlarına başladı. Ardeşen Limanından denize giren Alptekin'i kıyıdan yürüyen oğlu Ali Fuat Alptekin takip etmeye başladı. Alptekin, bir süre kıyıdan izlediği babasını gözden kaybetti. Paniğe kapılan ve çığlık atan çocuğun yanına gelen çevredeki vatandaşlar, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri ve Alptekin'in yakınları kıyıdan arama çalışması başlattı.
Ali Fuat, babasının uzun mesafe yüzmek için denize girdiğini belirterek "Bende kıyıdan takip ediyordum. Bir ara gözden kayboldu" dedi. Çevredeki vatandaşlarda çocuğun çığlık sesleri üzerine kıyıya geldiklerini belirterek arama çalışmalarına katıldıklarını anlattı.
2 SAAT SONRA KIYIYA ÇIKTI
2 saat süren arama çalışmalarında umutların tükenmeye başladığı sırada 4 kilometre ötede Işıklı mevkiinde kıyıya çıkan Alptekin, polis ekipleri tarafından bulundu. Haberi alan Alptekin'in oğlu Ali Fuat ile yakınları sevinç yaşadı. Kıyıya giden Ali Fuat, babasını karşısında görünce gözleri doldu. Babasının saçını okşayarak teselli ettiği Ali Fuat, "Babama bir şey oldu diye çok korktum" dedi.
İstanbul'da yapacağı uzun mesafe yüzme denemesi için antrenman yaptığını anlatan Muaffak Alptekin de "Ben 150 metre açıktan yüzüyordum. Oğlumda beni kıyıdan takip ediyordu. Bir ara beni gözden kaybetti. Polisi alarma geçirmiş. Polis ekiplerine teşekkür ediyorum. Bir yanlışlık oldu" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------------------
-Kayıp kişinin denizde aranması
-Kıyıda toplanan polis ve vatandaşlar
-Ali Fuat Alptekin'in ve vatandaşlarla röp.
-Kayıp kişinin kıyıya çıkmaası
-Muaffak Alptekin ile röp.
-Detaylar

Haber: Aytekin KALENDER Kamera: Adem AKATİN RİZE-DHA

======================================================

7)ÇADIR KURAN TATİLCİLERİN ÇEVREYE BIRAKTIĞI ÇÖPLER TEPKİ ÇEKTİ

MUĞLA'nın Marmaris ilçesine tatile gelen, ancak otel ya da pansiyon gibi tesislerde yer bulamadıkları için çadırlarda konaklayan bazı kişilerin çevrelerine attığı çöpler, tepki topladı.Köy Hizmetleri Müdürlüğü'nün kapatılmasının ardından Muğla Büyükşehir Belediyesi sorumluluk alanına giren İçmeler Mahallesi'ndeki eski Köy Hizmetleri Kampı, otellerin dolmasıyla, Kurban Bayramı tatili için kente gelen vatandaşların çadır kurma yeri oldu. Bayramın 1'nci gününden itibaren alana kurulan 70 çadırda, tatilciler konakladı. Ancak bazı sorumsuz kişiler, çöplerini çevreye attı.
Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, alandaki çöpleri toplamak için çalışma başlattı. Ekibiyle birlikte çevrede çöp toplayan Marmaris Belediye Temizlik İşleri Müdürü Barış Ünlü, buradaki tatilcilere seslenip, "Bu alan Marmaris Belediyesi sorumluluk alanında değil. Önemli olan kimin sorumluluğunda olduğu da değil. Önemli olan sizlerin sorumluluklarınızı yerine getirmenizdir. Lütfen tatil yaptıktan sonra burayı temiz bırakın. Mesai arkadaşlarım izin yapmaksızın alın teriyle görevlerini yerine getirmeye çalışıyor. Lütfen bu arkadaşlarımıza haksızlık yapmayın" dedi.
Uyarı ardından bazı vatandaşlar, denize atılmış pet ve cam şişe ile naylon poşetleri topladı. Bazıları ise uyarıları duymazlıktan gelerek denizde yüzmeye ve çadır önlerinde oturmaya devam etti.
Pet ve cam şişe, naylon poşet, temizlik bezleri ve yemek artığı yaklaşık 500 kilo atık toplanarak, imha edilmek üzere araçlarla Muğla Büyükşehir Katı Atık Tesisine götürüldü.

Görüntü Dökümü
------------------------
- Çadırlar etrafında ve çevresinde çöpleri toplayan belediye personeli görüntü
- Atılan çöplerden görüntü
- Marmaris Belediye Temizlik İşleri Müdürü Barış Ünlü'nün uyarıları
- Genel ve Detay görüntü
(Toplam: 4 dakika 36 saniye-103 MB görüntü)

Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)

==========================================================

8)TRANS KUAFÖR: İNSANLAR ÖN YARGIYI BIRAKSIN

ANTALYA'da kuaför salonu açan Deniz Beray (36), insanların translara ön yargıyı bırakmasını istedi. Beray, işini ısrarla yaparak diğer translara örnek olmak istediğini söyledi.
Antalya'da kuaförlük yapan Deniz Beray, 5 kardeşi ile Adana'da doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra Adana'da bir kadın kuaföründe işe başlayan Beray, erkek gibi hissetmediğinin farkına vardı. Uzun süre bu kimliğini gizleyen Beray, 14 yaşına geldiğinde durumunu annesine anlattı. Annesi de eşinin ve çevrenin olumsuz yaklaşacağını düşünerek Beray'ın tercihini bir süre daha gizledi. Ancak Deniz Beray, daha fazla dayanamadı ve yaşadıklarını tüm aile bireyleriyle paylaştı. Durumu kabullenemeyen aile, Deniz Beray'ı doktor doktor gezdirdi. Doktor raporlarında Deniz Beray'ın kadınlık hormonlarının erkeklik hormonlarından daha fazla olduğu anlaşıldı.
Bir süre daha Adana'da yaşayan Deniz Beray, 10 yıl önce kendisini daha özgür hissedebileceğini düşündüğü Antalya'ya taşındı. Kuaförlük mesleğini sürdürmeye karar veren Beray, biriktirdiği parayla 4 yıl önce kendisine salon açtı. Bir yandan da seçtiği kimlik nedeniyle bir dizi ameliyat olan Deniz Beray, pembe kimliği almak için de mahkemeye başvurdu.
ANTALYA İLK TRANS KUAFÖRÜ
Antalya'nın ilk trans kuaförü Deniz Beray, müşterilerine pozitif enerji dağıttığını söyledi. İlk zamanlar salona gelen kadınların çekindiğini belirten Beray, biraz sohbet ettikten sonra sanki kadınlarla yıllardır tanışıyor gibi arkadaşlık kurduğunu söyledi. Deniz Beray, "Önce tatlı bir bakış oluyor. Sonra tanışıyor ve sohbet ediyoruz, ardından hiçbir sıkıntı yaşamıyorum" dedi.
ÇİZGİMİ HİÇ BOZMADIM
Kimliğinden hiç vazgeçmediğini dile getiren Deniz Beray, yıllardır kuaförlük yaptığını, başka hiçbir meslek düşünmediğini aktardı. Geçirdiği ameliyatlardan sonra ailesinin kendisini daha fazla önemsediğini dile getiren Beray, şöyle devam etti:
"Ailem geçmiş için 'keşke sesini duyabilseydik, keşke ön yargılı davranmasıydık' diyor. Pişmanlıkları var. Ben çizgimi hiç bozmadım. Aileme hak veriyorum ama en çok kendime hak veriyorum, bunu yaşamak zorundayım. Ailem şimdi yanıma geliyor, ben de onları ziyarete gidebiliyorum. Yanlarına giderken başka bir kimliğe bürünmüyorum."
'YEĞENLERİM ARTIK TEYZE DİYOR'
Kız kardeşinin çocuklarının önceden kendisine dayı dediğini, ardından adıyla kendisine seslendiğini belirten Deniz Beray, "Şimdi 'Teyze' demeye başladılar. Bu da hoşuma gidiyor. Antalya'ya geldiklerinde yanımdan ayırmıyorum" dedi. İnsanların translara ön yargıyı bırakmasını isteyen Beray, işini ısrarla yaparak diğer translara örnek olmak istediğini kaydetti.
BAZILARI MERAK İÇİN GELİYOR
Müşterileri ile çok iyi ilişkiler geliştirdiğini anlatan Beray, "Bakım için gelmeseler dahi pasta börek getirip sohbet etmeye gelenler var. Bazı müşteriler de merak için geliyor. 'Trans' kuaför nasıl oluyor diye gelen çok fazla insan var. İnsanlara tuhaf geliyor. Sonradan kimlik değiştirmek önemli değil, önemli olan nasıl hissediyorsan öyle yaşayabilmek. Ben kimliği, kişiliğimi ve işimi insanlara sundum. Ön yargı ve baskılardan dolayı kendi işini yapamayan çok arkadaşım var. Fuhuş değil kendi işlerini yapsınlar istiyorum. Ön yargılar kırılınca belki mesleklerini yapabilirler" diye konuştu.
MÜŞTERİLEDİ DENİZ'İ ÇOK SEVİYOR
Beray'ın müşterilerinden Esma Mete, cinsiyet kimliğini bu yönde olanlara çalışma ortamı verilebilmesi durumunda bu insanların çalışarak hayatlarını kazanmalarının önünün açılacağını söyledi. Mete, "İnsanları ötekileştirmeden öğrenmemiz ve öğretmemiz lazım. Onların sıkıntısı ön yargılardan kaynaklanıyor. Deniz'i çok sevdik ve bizden biri olarak görüyoruz. Deniz'in bu şekilde para kazanmasından dolayı ona çok değer veriyoruz" dedi
İŞLERİ ARTTI
Deniz Beray'ın ortağı Nuray Korkmaz ise "Deniz'le çalışmak güzel ve keyifli. Neşeli ve işini iyi yapan biri. İlk etapta çekinmiştik ama şimdi zevkle çalışıyorum. İşlerimize de olumlu yansıdı. Müşteriler önce meraktan gelmeye başladı, sonra Deniz'in işini görünce sürekli müşterilerimiz haline geldiler. Ön yargılar kırıldı, şimdi herkes severek geliyor" dedi.

Görüntü Dökümü
------------------------
- İş yeri detay
- Deniz Beray detay
- Deniz Beray ve müşterileri
- Deniz Beray saç yaparken
- Röp: Deniz Beray
- Çalışırken detay
- Röp: Esma Mete (müşteri)
- Detay
- Röp: Nuray Korkmaz (müşteri)(
- Detay
Kaset Durumu: Link geçiliyor
Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

En Çok Aranan Haberler