1)OTOMOBİL SİNYALİZASYON DİREĞİNE ÇARPTI: 5 YARALI
ÇORUM'da bir otomobilin trafik levhalarına ve sinyalizasyon direğine çarpması sonucu meydana gelen kazada 5 kişi yaralandı. Kaza bugece Çorum-Ankara Karayolu Şeker Fabrikası mevkiinde meydana geldi. İdidaya göre Çorum yönüne giden Bilgehan Sever (42), yönetimindeki 55 AKC 50 plakalı otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik levhalarına ve sinyalizasyon direğine çarptı. Kazada, sürücü ile araçta bulunan Erkan Kuruoğlu, Emre Kuruoğlu, Recep Yazgan ve Mümin Kumak yaralandı. Yaralılar olay yerin çağırılan ambulanslarla Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Otomobilin çarptığı trafik levhalarına ve sinyalizasyon direği
-Otomobilden detay
-Trafik ekipleri
-Detaylar
(SÜRE: 1.31 Dk ) (BOYUT: 176 MB)
Haber-Kamera: Yusuf ÇINAR/ÇORUM, (DHA)
================================================
2)VAN VE BİTLİS'TE 345 YERLEŞİM YERİNİN YOLU ULAŞIMA KAPANDI
VAN ve Bitlis'te etkili olan kar yağışı nedeniyle 345 yerleşim biriminin yolu ulaşıma kapandı. Karla mücadele ekipleri kapanan yolların açılması için çalışmalarını sürdürüyor. Bölgede bugün sabah saatlerinden itibaren etkili kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi. Yağış nedeniyle Van ve ilçelerine bağlı 87 mahalle ile 108 mezra yolu ulaşıma kapandı. Kar kalınlığı kent merkezinde 4, yüksek kesimlerde ise 40 santimetreye ulaştığı belirtildi. Van Büyükşehir Belediyesine bağlı karla mücadele ekipleri, kapanan mahalle ve mezra yollarını açmak için yoğun bir mücadale yürütüyor.
BİTLİS'TE 150 KÖY YOLU ULAŞIMA KAPANDI
Kar yağışının etkili olduğu Bitlis'te ise 150 köy yolu ulaşıma kapandı.Yerdeki kar kalınlığının 1,5 metreyi bulduğu ve park halindeki araçların kara gömüldüğü kentte, kapanan köy yollarının açılması için İl Özel İdaresi'ne bağlı karla mücadele ekipleri yoğun bir çalışma yürütüyor.
Görüntü Dökümü
VAN
----
-Lapa lapa yağan kar yağışı altında yürüyen vatandaşlar
-Beyaza bürünen ağaçlar
-Kar yağışından detaylar
BOYUT:205 MB
SÜRE:1 DK 42 SN
BİTLİS
-Karla Mücadele çalışmaları
-Kara gömülen araçlar
-Detaylar
Behçet DALMAZ- Özcan ÇİRİŞ/VAN, BİTLİS, (DHA)
===============================================
3)KIŞ UYKUSUNA YATMAYAN AYILAR, TEHLİKE OLUŞTURUYOR
DOĞU Karadeniz'de, 4 ilde yapılan yaban hayatı envanter çalışması sırasında sayılarında önceki yıllara oranla artış olduğu belirlenen ve bu yıl kış uykusuna yatmayan ayılar, yiyecek bulmak için indikleri köylerde halkı tedirgin ediyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, popülasyonunda artış gözlemlenen ayılara karşı önlem alınmaması halinde ciddi zararlarla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulundu.
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaban hayatı envanter belirleme çalışması yapıldı. Teknik ekiplerin sahada yaptığı çalışmada yaban hayatının olduğu sulak alanlar, sarp kayalıklar ile ormanlıklar gözlemlendi. Çalışma sonucu ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, tilki, çakal ve domuz türlerinde yaklaşık yüzde 10'luk artış gözlendi. Doğu Karadeniz illerindeki ayı popülasyonunda artış olduğu saptandı. Doğu Karadeniz'de son zamanlarda artan ayı saldırıları, bölge sakinlerini de tedirgin ediyor. Envanter çalışmalarında önceki yıllara göre sayılarının arttığı belirlenen ayılar, yerleşim yerlerine inerek, büyükbaş ve küçükbaşlar ile tarım ürünlerine zarar verirken, yaşam alanı için de tehlike oluşturuyor.
‘KAR GÖRMEYE GİDENLER, AYI İLE KARŞILAŞABİLİR’
Doğu Karadeniz'de beklenen karın yağmadığını ve ayıların bu nedenle kış uykusuna yatmadığını ifade eden KTÜ Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya bölgede 4 ilde yapılan yaban hayatı envanter çalışması sırasında sayılarında önceki yıllara oranla artış olduğu belirlenen ayıların tehdit oluşturduğunu söyledi. Ayıların bu dönemlerde besin arayışı içinde olduklarını belirten Başkaya, “Ayılar kış uykusu yani bilimsel olarak kış dinlenmesine yatan hayvanlar. Ayıların popülasyonunun arttığını bizde envanter sayım yapan insanlarda söylüyorlar. Bu gözle görünür bir gerçek. İnsanları bu anlamda uyarmak gerekiyor. Ayılar insanlardan uzak durmayı tercih ediyorlar. Ancak ayılarla karşılaşma durumlarında istenmeyen sonuçlar ortaya çıkıyor" dedi.
'KIŞ DİNLENMESİNE ÇEKİLMİYORLAR'
Son 10 yılın kayıtlarına göre ülke genelinde ayı saldırısı sonucu 22 ölüm vakası, ciddi olarak 100 yaralanma ve bir çok da psikolojik olarak travma yaşandığını ifade eden Başkaya, "Ayıların birçoğu artık kış dinlenmesi dönemine girmiyor. Yüksek kesimlere kar görmeye, doğa ile baş başa kalmaya çıkanlar her an ayı ile karşılaşabilir. Kar görmek için yüksek bölgelere gidenler veya kar görmenin yanında yüksek kesimlere doğa ile baş başa olmak için çoluk çocuk arabaya doluşup gidenler çok var. İnsanların dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü ayıların hepsi kış dinlenmesine çekilmiyorlar. Bir kısım ayılar buna gerek bile duymuyorlar. Bu dönemler artık ayıların uyanma dönemleri. Bu günlerde çok daha dikkat etmek lazım. Çünkü ayılar besin arayışına girecekler. İnsanlarla karşılaşma olasılıkları daha da artacak" diye konuştu.
'AYILAR ARTIK HER YERDE'
Tedbirlerin ayı ile karşılaşmadan önce alınması gerektiğini vurgulayan Başkaya, “Ayı ile karşılaştığımda ne yapacağım' diye soranlar oluyor. Ancak ayı ile karşılaşmadan önce ne yapmak gerektiğini bilmek çok daha önemli. Karşılaşma anında yapılacaklar size anlatılır ama siz onları o an yapabilir misiniz, yapamaz mısınız bilinmez. Ben buradan anlatıyorum karşı tarafta kendi kendini yetiştiriyor. Bu basın aracılığı ile komando yetiştirmeye benziyor. Ayı ile karşılaşmamak için doğada kesinlikle gürültülü olunması lazım, tek başına olmamak lazım, tek başına olanlar için şarkı, türkü söylemeyi öneriyoruz ki ayı sizi duyup çekinebilsin. Sisin içerisinde, ormanlık alanlarda ayının sizi fark etmesi zorlaşır. Çocuklarınızı doğaya salmayın. Karşılaşmaların sayısını bu şekilde azaltabiliriz. Ayılar artık doğada her yerde. Artık ayıya rastlamayanımız yokö dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Şağdan Başkaya Röportaj
-Ayı Detayları
-Ayıların indiği köyde camiden yapılan uyarı anonsu
-BOYUT: 447 MB
Haber-Kamera: Aleyna KESKİN- TRABZON-DHA
===================================================
4)CİNSİYET DEĞİŞİKLİĞİ MAHKEMESİNİ KAZANAN ELİF: 'ARTIK KENDİM OLACAĞIM'
ZONGULDAK'ta yaşayan Elif Atar'ın(38), hastaneden aldığı 'cinsiyet değişikliği ruh sağlığı açısından zorunludur' raporuyla başvurduğu Asliye Hukuk Mahkemesi, talebini kabul ederek cinsiyet değişikliği için ameliyatına izin verdi. İsmini 'Ateş' olarak değiştireceğini ifade eden Elif Atar, "Bunun bir psikolojik durum olmadığı testlerden ortaya çıktı. Bu bir tercih değil. Ben bunu tercih etmedim. Hiçbir insan aklı selim olan bu hayatı seçmez. Benim doğum tarihi henüz belli değil . Kimliğimi aldığım gün belli olacak doğum tarihim. Artık kendim olacağım." dedi.
Elif Atar, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi 2,5 yıl psikolojik tedavi gördü ve hormon testleri yapıldı. 3 Ekim 2018'de verilen raporda, Elif Atar'ın mevcut haliyle üreme yeteneğinden yoksun ve cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğu yönünde karar verildi. Rapor ile birlikte Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuran Elif Atar, kadın olan cinsiyetini erkek olarak değiştirmek için ameliyat izni verilmesini talep etti. Elif Atar'ın talebini kabul eden mahkeme, cinsiyet değişikliği için izin verilmesine karar verdi. Elif Atar, şimdi Göztepe Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'ne başvuracağını ve ameliyat için gün alacağını söyledi. Ortaokuldan itibaren kendini erkek gibi hissettiğini ve bu nedenle yaşamının zorluklarla geçtiğini anlatan Elif Atar, şöyle dedi:
"Benim için çok zor geçti. Zor kelimesi bile bunu ifade etmez de şiddetini gördüm, baskı gördüm. Ailemden uzak kaldım en kötüsü. Benim aile kavramım yok şu an. Benim annem var gideceğim evim var ama ona göre ben Elif'im. Ben olarak ne bir evim ne bir ailem var. Ben annemden ötürü çok erteledim ameliyatı. Böyle bir şeyi ona nasıl açarım. Hastalanır mı diye korktum. Ona bir şey olur diye erteledim artık baktım yaş 30'un üzerine çıktı. Bende artık yeter diyerek 'ben bir bireyim ve bu hayatta yerimi bulacağım' dedim. Bende yaşıyorum. Ben böyleyim diye öleyim de diyemiyorum. Allah'a bir inancım var. Yaşamak zorundasın. Yaşamak zorundaysam ben olarak yaşamalıyım."
'ALLAH'IM KEŞKE BANA YÜZDE 1 KADINLIK HİSSİ VERSEYDİ'
Ameliyatın ardından alacağı yeni kimliği ile tam anlamıyla bir birey olarak yeniden doğacağını ifade eden bunun bir tercih gibi algılandığını fakat kimsenin bu durumu bilerek tercih etmediğini söyledi. Kendini kadın olarak hissetmeyi çok istediğini fakat tüm hormonlarıyla bir erkek olduğunu anlatan Elif Atar, "2.5 yıl tedavi gördüm. 1 yıl psikolojik süreç sürdü. Hormon testlerim yapıldı. Bunun bir psikolojik durum olmadığı testlerden ortaya çıktı. Bu bir tercih değil. Ben bunu tercih etmedim. Hiçbir insan aklı selim olan bu hayatı seçmez. Niye bu hayatı, niye zoru seçeyim ki. Allah'ım bana yüzde 1 kadınlık hissi verseymiş de ben normal hayatıma devam etseymişim. Şimdi yuvam olurdu çocuğum olurdu. Artık hayatım yeni başlayacak. Benim doğum tarihi henüz belli değil . Kimliğimi aldığım gün belli olacak doğum tarihim. 12inci ayın 5'inde ben doğmadım çünkü. Ben kimliğimi alınca doğacağım. Bir Elif Atar doğmuş ama o ben değilim." dedi.
'BU BİR SEÇİM DEĞİL'
Ameliyatın ardından yeni bir hayata başlayacağını ve evlenmek istediğini anlatan Elif Atar, "Hayatımdaki kadınla da güzel bir hayat kuracağım inşallah. Ben ailelere sesleniyorum. Ben çok mücadele verdim. Ben 38 yılı bir cümleyle anlatamam. Ben bunu yaşayan kaderdaşlarıma bir şey demiyorum. Çünkü bu bir seçim değil. Aileler ise evlatlarına sahip çıksın. Başka bize sahip çıkan kimse yok. Aile çok önemli." diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-Elif Atar'ın parkta yürümesi
-Elif Atar'dan detaylar
-Elif Atar ile röp.
-Adliyeden detay
Süre: (7.39) Boyut: (855 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Aytaç ÖZTÜRK/ZONGULDAK,(DHA)
===================================================
5)EDİRNE'NİN SON KASETÇİSİ
MÜZİK albümlerinin CD olarak piyasaya çıkmasıyla birlikte tozlu raflardaki yerine alan kasetlerin satışı Edirne'de sürüyor. Babasının 44 yıllık işyerinde müzik kasetleri satan Aydın Kalıpçinden(45), "Türkiye genelinde çok az kasetçi kaldı. Çeşitli illerden gelen insanlar bize 'hala kasetçi kaldı mı?' diye fotoğraf çekiyorlar, videoya alıyorlar. Demek ki fazla kasetçi kalmadı" dedi. Edirne'de Tarihi Rüstempaşa Kervansarayı'nın dış dükkanlarında 44 yıl önce babası Alaaddin Kalıpçinden, tarafından plakçı olarak açılan işyerini kasetçi olarak devam ettiren Aydın Kalıpçinden, kentte son kasetçi olarak hizmet veriyor. Müzik dünyasında 1975 yılından sonra yaygınlaşan ve plağın yerini alan kasetler, 90 yılların ortasına kadar varlığını devam ettirdi. Bir çok ses sanatçısının söylediği şarkılar ve türkülerden oluşan albümlerini milyonlara ulaştıran kasetler, 90 yılların sonunda yerini CD'lere bıraktı. Teknolojinin gelişmesiyle albümlerin CD olarak çıkarılmasıyla birlikte kasetlerde tozlu raflardaki yerine aldı.
Türkiye genelinde yok denecek kadar azalan kasetçilerin Edirne'deki son temsilcisi Aydın Kalpçinden, iş yerinde ambalajı açılmamış kaplarda, eski kasetlerin satışını sürdürüyor. Nostaljik kasetleri, klasik araç sahipleriyle meraklısının aldığını söyleyen Kalıpçinden, vatandaşın elinde kalmış eski kasetleri de satın aldığını söyledi.
1975 yılında babasının açtığı plakçı dükkanını açık tutmayı başardığını söyleyen Aydın Kalıpçinden, "Yaklaşık 44 yıldır açık olan iş yerimizde baba mesleğine devam ediyoruz. Kaset sektöründe yaklaşık 8 yıldır baskısı yok kapandı. Eski bulunan kasetleri alıyoruz. Yani elimizde var olanları satıyoruz. Talep var mı? Çok fazla olmasa da var. Genelde çıkan ürünlerin hepsi CD olarak çıkıyor. Fakat bu son 1 yıldır plağa muhteşem bir dönüş var. Plak talebi çok var. Bizde ilerleyen günlerde plak satmaya başlayacağız. Ama şu an CD satışlarımız daha fazla oluyor. "dedi.
'HALA KASETÇİ KALDIMI DİYORLAR'
Edirne'ye gelen yerli turistlerin işyerini görünce, 'hala kasetçi kaldı mı?' diye şaşırdıklarını anlatan Kalıpçinden, sektörü en çok zorlayan internet üzerinden ücretsiz müzik indirilmesi olduğunu söyledi. Yurt dışında müziğe ülkemizde olduğu gibi kolay ulaşılamadığını belirten Kalıpçinden, "Bizi en çok zorlayan internetten müziğe ulaşımın çok kolay olması. Yurt dışında bu kadar kolay olmuyor. Telif hakları yasası falan var. Bu yakın zamanda sanatçıların ve yapımcıların ona karşı bir mücadelesi var. İnşallah bu yasa çıkacak ve müziğe bedava ve kolay ulaşılamayacağını umuyoruz. Türkiye genelinde çok az kasetçi kaldı. Çeşitli illerden gelen insanlar bize 'hala kasetçimi kaldı' deyip fotoğraf çekiyorlar, videoya alıyorlar. Demek ki, fazla kasetçi kalmadı. Bulabildiğim eski sanatçılarında kasetlerini satın alıyorum. Kasetler şu anda 10 lira, yerli CD'lerin fiyatı 25 lira. Şu anda satışlarımız eskisi kadar yoğun olmasa da bize yetiyor. Edirne'de bu iş tam anlamıyla yapan bir bizim işyerimiz kaldı. Müzik evrenseldir, ruhun gıdasıdır. Bu iş hiç bitmez yeter ki, bu işe gönül verenler müzik yapmaya devam etsin" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
Kasetçi dükkanı detaylar
Kasetlerden genel, detay
Aydın Kalıpçinden ile röp.
Farklı açılardan genel detay
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)
=======================================================
6)'MÜSLÜM BABA’YI ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE USTASI ANLATTI
Arabesk müziğin unutulmazları arasında yer alan ve sevenleri tarafından ‘Müslüm Baba’ olarak anılan sanatçı Müslüm Gürses’i ölümünün 6. yılında ustası olan İstanbul Radyosu sanatçılarından bestekar Mustafa Canan anlattı. Plak şirketlerinin ilk olarak Müslüm Gürses’in sesini beğenmediğini ve bu nedenle plak çıkarmadıklarını söyleyen Canan, çıkan ilk plaktan sonra tüm plak şirketlerinin Gürses’in peşine düştüğünü dile getirdi.
Yalova’nın Çınarcık İlçesi’nde yaşayan ve bir dönem Türk Halk Müziği’nde adından sıkça söz edilen, Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği'ne (MESAM) kayıtlı 100'ün üzerinde eserinin bir bölümü bazı ünlü ses sanatçıları tarafından seslendirilen eski TRT İstanbul Radyosu sanatçılarından bestekar Mustafa Canan (79), Adana’da Müslüm Gürses ile yollarının nasıl kesiştiğini anlattı. Müslüm Gürses’i ölümünün yıldönümünde anlatan Mustafa Canan, “Müslüm’ün gerçekten kadife, yumuşak bir sesi vardı. Tatmin edici para vermemişlerdi o yıllarda Müslüm’e. Tanınınca, parlayınca, organizatörler peşine düştüö dedi.
BERBER BABASININ YANINDA ÇIRAKMIŞ
Aslen Diyarbakır doğumlu olduğunu söyleyen ve 1953’te Adana’ya taşındığını söyleyen Mustafa Canan, Müslüm Gürses ile ilk tanıştığı dönemi anlattı. Canan, “1962’nin sonunda Adana’da Halk Ozanları Cemiyeti’ni açtım. Orada 50’ye yakın öğrenci yetiştirdim. Bir gün müteahhit bir arkadaşım vardı Mennan Nair adında. O bir gün geldi ve bana ‘Ben hafriyat işi yaparken bir berberde tıraş oldum, orada bir çocuk tanıdım’ dedi. ‘Berberin oğluymuş, kendisini dinledim, sesi de güzel’ dedi. Getir bir dinleyelim dedim. Aldı getirdi bana. Ben dinledim, gerçekten sesi güzel. Koroya aldım. Nota dersleri, usul üslup, şan dersleri verdik. Onun soyadı Müslüm Akbaş’mış. Babası berbermiş. Babasının yanında çıraklık yapıyormuşö diye konuştu.
BABASININ ANNESİNİ ÖLDÜRMESİ HADİSESİ
Gürses’in babasının annesini öldürmesi hadisesini de anlatan Canan, “Arkadaşım bana Müslüm’ün annesi ölmüş demişti. Ben kendisinden öğrendiğime göre Müslüm’ün anne ve babası şiddetli geçimsizlikten dolayı ayrıymış. Müslüm’ün bir erkek bir de kız kardeşi var. Ahmet ismindeki erkek kardeşiyle, kızı annesi almış. Müslüm babasının yanında kalıp çıraklık yapıyor. Babası devamlı alkol alıyormuş. Bir gün devamlı annesinden ‘Ahmet’i gönder, Ahmet’i ver, ona ben bakacağım’ diyormuş. Bir gün alkolün etkisiyle gitmiş kadının kapısına. Verirsin vermezsin derken, alkolün tesiriyle bıçağı çekiyor kadını öldürüyor. Ahmet ise yaralanmış araya girmiş. Anlattığına göre Müslüm’ün böyle olmuşö dedi.
PLAKINI ÇIKARTMAYAN ŞİRKETLER SONRA PEŞİNE DÜŞMÜŞ
1966’da İstanbul’a taşındığını söyleyen Canan, İstanbul’a plak çıkartmak için gelen Gürses ve arkadaşını evinde ağırladığını söyledi. Canan, “Bir gün bir baktım benim eve, kapıyı çaldılar. Bebili Mehmet diye bağlama yapıp çalan kişiyle Müslüm gelmişler. Hayrola dedim bende. Plak yapmak istediklerini söylediler. Bende o dönemler müzik direktörlüğü yapıyordum. Zaten Müslüm’ün sesini biliyorum. Ben de olur dedim. İki gün bende misafir kaldılar. Sonra dedim ki ‘Mehmet, ben sizi TRT’de bir ağabeyimiz var, onun plak şirketi var oraya göndereyim sizi’ dedim. Ben bir de not bıraktım. Meğer oraya gitmemişler. Tesadüfen başka bir yere girmişler. Durumu anlatmışlar. Dinlemişler, plak bantları yapmışlar. Sonra bunlar başka şirketlere de gidince Müslüm’ün sesini beğenmemişler. Benden önce de gitmişler. Hiçbir firma beğenmemiş. Durum böyle olunca plak yapmışlar ama bantları duruyor tabi. Gittikleri adam da başka bir firmaya bantları satmış. Orası da plakları çıkarınca, plak sattı. Bayağı tuttu. Tutunca bu defa diğer plakçılar ‘Aman gel bize de oku’ dediler. Bu defa tersi oldu, peşine düştülerö diye konuştu.
İLK YILLARDA TATMİN EDİCİ PARA KAZANMAMIŞ
İlk yıllarda maddi anlamda kazanç elde edemediğini söyleyen Canan, ardından Gürses’in parladığnı dile getirdi. Ara ara Adana’ya ders vermeye gittiğini ve Adana’da tekrar Gürses ile karşılaştıklarını söyleyen Canan, “Müslüm plak şirketlerinden pek para almıyordu. Zaten yoksuldular, fakirdiler. Berberlik yapıyordu babası. Ayıplamak için söylemiyorum. Sonra bir gün Adana’da baktım. Yağmurlu havaydı. Yahu sen burada ne yapıyorsun dedim. Hoca, İstanbul’dan geldim dedi. Tatmin edici para vermemişlerdi o yıllarda Müslüm’e. Tanınınca, parlayınca, organizatörler peşine düştü. Sonra bir gün ölüm haberini aldık. Bugün de ölüm yıldönümü. Rahmet olsun. Üzüldüm. Müslüm’ün gerçekten çok, hele hele bana geldiği yıllarda kadife, yumuşak bir sesi vardı. Hatta ilk konseri belediye şehir tiyatrosunda verdik. Müslüm o dönem çok alkışlandı. Gerek çocuk yaşta olduğu için gerekse sesinden dolayı çok alkışlandı. Sonra baktık uzun hava, türkü falan güzel okuyor. İki sene kadar çalıştık. Sonra cemiyeti kapattıkö dedi.
Televizyonlarda izlerken kendisiyle gurur duyduğunu da söyleyen Canan, “Birçok öğrencim var. Onları görünce gurur duyuyorum ve seviniyorum. Müslüm’ün sesi gerçekten dokunaklı, dolgun ve sağlam bir ses. Kulak sağlam. Verdiğimiz türküleri birçok arkadaş zor öğrenirken o hemen kapıyordu. Kulağı sağlamö şeklinde konuştu
TAKLİTLERİ TATMİN ETMİYOR
Müslüm Gürses’ün şarkılarının yeni sanatçılar tarafından yorumlanmasını doğru bulmadığını söyleyen Canan, “Halk devamlı dinlediği bir kişiden bir parçayı, o kulakta kafada beyinde ruhta yer ediyor. Zihinde yer ediyor. Tatmin edici bir ses de olursa tamamen yerleşiyor. Onun taklidini dinlersen tatmin etmezö dedi.
MÜSLÜM FİLMİNE ELEŞTİRİ
Müslüm filmini de değerlendiren Mustafa Canan, bir de kitap kaleme aldığını söyledi. Canan, “Filmin rekor kırması Müslüm’ün ismindendir. Yoksa filmin hikayesi senaryosu değil çünkü hep yapmacık, ilgisi olmayan insanlar var. Ben bir yerde okudum. Efendim Müslüm’ü ben yetiştirdim de buraya gitti de şuraya gitti diyorlar. Uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar bunlar. Yok ben Müslüm’e plak yaptım, yok şunu yaptım. Adana’da Ali Limoncu diye bir ağabeyimiz vardı. Bağlama çalardı, bağlama satardı. Bu adamlar bana 12 yıl bağlama çaldı, benim okuduklarımla yetiştiler. Şimdi orada birkaç kişi ‘Mustafa Canan’ı biz yetiştirdik’ diyor. Hepsi yalan. Şimdi bir kitap yazıyorum. Adana’dan muhabir geldi. Ben Adana’da ne yapmışsam hepsini yazacağım dedim. Ben 1953’ten bugüne yazıyorum. Şimdi Adana’da gazetede çıkacak. Sonra kitaplaştırılacak. Bu kitapta Müslüm ile olan anılarıma da yer vereceğim. Allah rahmet etsin. Canı rahmet istemişö diye konuştu.
Görüntü Bilgisi
-----------------------
-Mustafa Canan detay görüntüler
-Mustafa Canan ile röportaj
-Müslüm Gürses'in göründüğü gençlik fotoğrafı
Süre:7.59 dk Boyut:893 mb
Haber/Kamera: İsmail ÖZTÜRK/YALOVA, DHA
======================================================
7)KÜNEFENİN LEZZETİNİ 3'E KATLADI: BURGER KÜNEFE
BURSA'da künefeye yeni bir yorum getirme arayışına giren Hasan Mermer, künefeye hamburger şeklini vererek 'Burger Künefe' ismini verdiği tatlıyı müşterilerinin hizmetine sundu. Mermer, arasında dondurma ve kaymak konularak 3 kat şeklinde servis edilen Burger Künefe'nin müşteriler tarafından beğenildiğini söyledi.
Künefe'nin yörelerinden olan Şanlıurfa'da uzun yıllar künefe ustalığı yapan Hasan Mermer, yaptığı ‘Burger Künefe’ ile Türk mutfağının kült lezzetlerinden olan künefeye yeni bir yorum getirdi. Yeni ve farklı bir ürün ortaya çıkarmayı amaçlayarak ilk adımları atan Mermer, künefeye hamburger şeklini vererek yeni bir yorum kattı. İzmir'de ortaya çıkardığı farklı lezzeti Bursalıların hizmetine sunan Mermer, sürekli yeni ürün arayışı içerisinde olduklarını belirtti.
3 KATTAN OLUŞUYOR
Künefenin sunumunu müşterilerin önünde yaptığını belirten Hasan Mermer, “1 buçuk yıl önce İzmir'de böyle bir farkılılık düşündük. Denedik güzel oldu. Bu yüzden de ismine ‘Burger Künefe’ dedik. Ürün tek kişilikten başlıyor, üç kişiliğe kadar çıkıyor. Burger Künefemiz 3 kattan oluşuyor. Arasına dondurma ve kaymak gibi ürünler koyarak servisimizi yapıyoruz. Sunumumuzu müşterilerimizin önünde yapıyoruz. Müşterilerimiz ilk geldiğinde 5 çeşit meyve ile çerez ikramımız oluyor. Bize özel olan ‘Burger Künefeyi’ bu şekilde müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz" dedi.
GÖRSEL OLARAK DA FARKLI
Müşterilerden olumlu dönüşler aldıklarını belirten Mermer, "Burger Künefe görsel olarak farklı olduğu için fotoğrafını gören insanlar denemek istiyorlar. Denediklerinde de memnun kalıyorlar. Özellikler burger künefe yemeye gelen müşterimiz çok fazla. Her zaman yeni ürünler arayışındayızö ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
------------------------------
-Künefenin hazırlanması ve pişirme işlemi
-Künefe şerbetleme görüntüsü
-Mekan sahibi ile röportaj
-Genel detaylar
-Süre:4.34 Boyut: 511 MB
-Haber: Berktuğ ÖNCÜ
-Kamera: Tahsin AYDIN/BURSA, (DHA)