HABER

DHA YURT BÜLTENİ-3

(ÖZEL) 1)KIZILIRMAK DELTASI İÇİN UNESCO SÜRECİNDE SONA GELİNDİ  TÜRKİYE'nin en önemli sulak alanlarının başında gelen ve 356 kuş türünün bulunduğu 56 bin hektarlık Samsun Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Dünya Mirası Daimi Listesi'ne alınması için hazırlanan rapor, Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO'ya sunuldu.

(ÖZEL)
1)KIZILIRMAK DELTASI İÇİN UNESCO SÜRECİNDE SONA GELİNDİ

TÜRKİYE'nin en önemli sulak alanlarının başında gelen ve 356 kuş türünün bulunduğu 56 bin hektarlık Samsun Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Dünya Mirası Daimi Listesi'ne alınması için hazırlanan rapor, Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO'ya sunuldu. Azerbaycan'da tenmmuz ayında düzenlenecek toplantıda verilecek kararın olumlu olması halinde, Türkiye'den bu listeye giren ilk doğal miras Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti olacak.Türkiye'nin en önemli sulak alanlarının başında gelen ve 356 kuş türünün bulunduğu 6 bin hektarlık Samsun Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, 13 Nisan 2016'da Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı. Daimi listeye alınması yönünde çalışma yürütülen Kızılırmak Deltası için hazırlanan rapor, UNESCO'ya sunuldu. Azerbaycan'da tenmmuz ayında düzenlenecek toplantıda verilecek kararın olumlu olması halinde Türkiye'den bu listeye girecek ilk doğal miras Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti olacak.
'TÜM EKSİKLERİ GİDERİP, İLETTİK'
Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak, Kızılırmak Deltası'nın UNESCO Dünya Mirası Daimi Listesi'ne alınması için artık son sürece geçildiğini belirterek temmuz ayında Azerbaycan'da yapılacak UNESCO toplantısında yapılacak oylama ile kararın verileceğini söyledi. Kararın olumlu yönde sonuçlanması halinde Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin Türkiye'den bu listeye girecek ilk doğal miras olacağını kaydeden Albayrak, "UNESCO ile ilgili gerçekten son noktaya kadar geldik. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girdikten sonra daimi listeye girmek için yapmış olduğumuz girişimler, çabalar olumlu bir şekilde yanıt verdi. Bunlardan en önemlisi de gelen uzmanların buradaki görüşleriydi. Uzmanlardan gelen görüşler doğrultusunda bir ara rapor istendi. Bütün eksikleri giderip, ilettik. Bakü'de temmuz ayında yapılacak toplantı için çok umutluyuz" dedi.

'TÜRKİYE'DE BİR İLK OLACAK'
Sürecin olumlu gittiğini belirten Albayrak "İnşallah bu süreç sonunda Kızılırmak Deltası'nın daimi listeye alınmasıyla ilgili kutlamalarımızı yapacağız. Eğer bu gerçekleşirse Kızılırmak Deltası sadece Samsun için değil Türkiye'de bu listeye giren ilk doğal miras olacak. Ülkemizin tanıtımına ve turizmine de büyük bir katkı sağlayacaktır. Biz burasının doğal güzelliklerinin korunması ve nesilden nesile aktarılması için uğraşıyoruz. Bütün çabamız budur" diye konuştu.

356 KUŞ TÜRÜ YAŞIYOR
Samsun'da, 356 kuş türünün yaşadığı, 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin korunması için bölge geçen temmuz ayında araç girişine kapatıldı. 5 bin 174 hektarlık kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Alanı olan ve Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altında bulunan deltada irili ufaklı 20 göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlar yer alıyor. Avrupa Kuş Alanları Envanteri'ndeki en önemli 4 kriterden 3'üne sahip olan kuş cennetinde, dünyada nesli tehlike altında olan 24 kuş türünün 15'i görülüp, kayıt altına alındı. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşıyor. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin Dünya Mirası Daimi Listesi'ne alınması ile bölgenin daha etkin korunması amaçlanıyor.

Görüntü Dökümü:
---------------------
-Kızılırmak Deltası'ndan drone görüntüleri
-Kızılırmak Deltası'ndan detaylar
-Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak'ın açıklamaları
-Detaylar

Haber-Kamera:Yaprak KOÇER/SAMSUN, (DHA)

=======================================================

2)HEMŞİRE EŞİNİN ÖLDÜĞÜ KAZANIN TANIKLARINI ARIYOR

Bursa'da, işe gitmek isterken öğrenci servisi minibüsünün altında kalarak, yaşamını yitiren hemşire Tuğba Pircan'ın (42) öğretmen eşi Recep Pircan, olay anına tanık olanları arıyor. Recep Pircan, "Bir sürücünün yolun ortasına kadar gelmiş bir yayayı görmemesi mümkün değil. Kazayı mutlaka görenler oldu. Tanıkları hem ben hem de tuttuğumuz dedektiflik bürosu ekibi arıyor" dedi.Kaza, merkez Yıldırım ilçesi Esenevler Mahallesi Emir Caddesi'nde 15 Şubat günü saat 08.30 sıralarında meydana geldi. 23 yıllık hemşire Tuğba Pircan, görev yaptığı Hacıvat Aile Sağlığı Merkezi'ne gitmek üzere evden çıktı. Her zaman ki gibi Türkmen Caddesi'nden yürüyerek, işyerine gitmek isteyen 2 çocuk annesi Tuğba Pircan, Emir Caddesi ile Türkmen Caddesi'nin kesiştiği Dörtyol Kavşağı'nda yolun karşısına geçmek istedi. Ancak Pircan'a Zülfü Balcı'nın(50) kullandığı 16 S 3232 plakalı öğrenci servis minibüsü çarptı. Minibüsün altında kalarak yaklaşık 10 metre sürüklenen hemşire, kaldırıldığı Yüksek İhtisas Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Polis tarafından gözaltına alınan Balcı, çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kazayı görev yaptığı Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nda öğrenen Tarih Öğretmeni Recep Pircan, "Eşimin telefonundan arayan bir kişi, eşimin kaza geçirdiğini söyledi. Olay yerine geldiğimde ise eşim hastaneye kaldırılmıştı. Eşim karşı tarafa geçmek için yolun ortasına geldiğinde minibüs çarpmış. Minibüsün, tekerin altında kalan eşimin üzerinden geçtiğini ve 10 metre sürüklediğini öğrendim. Sürücünün eşimi görmemesi mümkün değil. Sürücü, ya cep telefonuyla konuşuyordu ya da sol tarafa bakıyordu. Polis, serviste bulunan dört öğrenciyi tanık olarak dinlemiş ancak kazayı görmediklerini söylemişler. Kazanın meydana geldiği yer kavşak. Onlarca insan sabah saatlerinde oradan geçiyor" diye konuştu.
TANIK BULMAK İÇİN ÖZEL DEDEKTİF TUTTU
Biri üniversiteye hazırlanan 2 kızı ile tek başına kaldığını anlatan acılı eş Recep Pircan, "Kızlarımın psikolojileri bozuldu. Hayatımız alt üst oldu. Onlarca insanın yoğun olduğu saatte meydana gelen kazada tanık çıkmaması bizi kahrediyor. Tanık bulmak için özel bir dedektiflik barosuyla görüştük. Onlar da ben de tanık için arıyoruz. Kaza ile ilgili soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı ile görüştük ve elimizdeki bilgileri paylaştık. Bizim başımıza gelen bir başkasının da başına gelebilir" dedi.
Annesini kaybetmenin acısını yaşayan Ceyda Pircan (15) da "Bizi annesiz bırakan sürücünün cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Öte yandan dedektiflik bürosu yetkilisi Cemal Erdoğan, olay yeri ve çevresinde, olay yeri inceleme uzmanlarınca tanık bulma çalışmalarına devam edildiğini, tüm işyerleriyle görüşüldüğünü ve vatandaşların görebileceği alanlara el ilanları asıldığını söyledi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Recep Pircan'ın açıklamaları
-Yoldan detaylar
-Evden detaylar

Haber-Kamera: Halil ÖZÇOBAN/BURSA,(DHA)

3)ÇETE LİDERİ, BENZERİNİN KİMLİĞİNİ KULLANARAK KALP AMELİYATI BİLE OLMUŞ

ADANA merkezli 7 ilde, devlet memurlarını dolandıran çeteye yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınıp, adliyeye sevk edilen 28 şüpheliden, 15'i tutuklandı, 2 kişiye ise ev hapsi verildi. Tutuklananlardan çete lideri Ali Ç.'nin (47) kendisine çok benzeyen birinin kimliğiyle 5 yıl yaşadığı, bu kişinin adıyla kalp ameliyatı bile olduğu ortaya çıktı.
?Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, kendilerini 'İcra Müdürlüğü' çalışanı olarak tanıtan çetenin, 'İcralık otomobilleri piyasa değerinin altında satıyoruz' diyerek başta devlet memurları olmak üzere vatandaşları dolandırdığı ihbarını aldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Adana, İzmir, Bursa, Antalya, Giresun, Hatay ve Malatya'da 500 polisle önceden belirlenen adreslere eş zamanlı baskın yapıldı. 'Son Haciz' adı verilen operasyonda çetenin İzmir'de yaşayan lideri Ali Ç.'nin de (47) aralarında bulunduğu 38 kişi gözaltına alındı.

Polis, çetenin dolandırıcılık yöntemine de ortaya çıkardı. Kamu hastaneleri, askeri birlikler, polis merkezleri ve devlet kurumlarını arayan çete üyelerinin, "Biz icra müdürlüğünden arıyoruz. Elimizde çok temiz bir araç var. Hakime hanım bu aracı gece gündüz ülkesi için fedakarca çalışan devlet memurlarımızdan birinin almasını istedi. İlgilenirseniz bu aracı bedelinin çok altında size verelim" diye teklifte bulunduğu belirlendi. Bu yolla çetenin tuzaklarına düşürdüğü memurlardan, aracın 'ihale bedelinin bir kısmı' adı altında 10 ile 15 bin lira arasında değişen bir miktar parayı verdikleri hesaba yatırmalarını istediği saptandı. Ayrıca şüphelilerin özelliğini ezbere bildikleri aynı otomobili 85 kişiye sattığı ve 550 bin lira vurgun yaptıkları ortaya çıktı. Mağdurlar arasında 2 Meteoroloji Bölge Müdürü, hemşire, doktor, subay, astsubay ve öğretmenler olduğu da tespit edildi.

Şüphelilerden 10'u, emniyetteki ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

KALP AMELİYATI BİLE OLMUŞ

Operasyonda üzerinden Hüseyin I. adına düzenlenen kimlikle yakalanan çete lideri Ali C.'nin, kız arkadaşı başta olmak üzere yakın çevresine de kendisini bu isimle tanıttığı ortaya çıktı. Ali Ç.'nin, 5 yıl önce kendisine çok benzeyen Ankara'da esnaflık yapan Hüseyin I.'nın kimliğini çaldığı tespit edildi. Bu benzerlik karşısında polis ekiplerinin bile şaşkına döndüğü ifade edildi.

Dolandırıcılık suçundan 40 yıl kesinleşmiş hapis cezasıyla aranan ve yine benzer suçlardan 50'ye yakın suç kaydı bulunan Ali Ç.'nin kullandığı sahte kimlikle Hüseyin I.'nın sağlık hizmetlerinden faydalandığı, hastanede kalp ameliyatı bile olduğu anlaşıldı.

İşlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede mahkemeye çıkarılan şüphelilerden Ali Ç.'nin de aralarında bulunduğu 15 kişi tutuklandı. 2 kişi ev hapsine çarptırılırken, diğerleri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü
------------------------
- Zanlıların adli tıp birimine getirilmesi
- Zanlıları adli tıp biriminden çıkarılması
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:ADANA,(DHA)

=================================================

(ÖZEL)
4)SOLUCAN GÜBRESİ İÇİN MEMURLUĞU BIRAKTI

Denizli'de yaşayan Eyüp Karakuş (34), ilgi duyup, araştırdığı solucan gübresinin üreticiliği için adliyedeki işinden 2 ay önce istifa etti. Masabaşında çalışmak yerine girişimci olmayı tercih ettiğini belirten Karakuş, solucan gübresi üretim tesisi kurdu. Memurluktan 1 yılda elde ettiği geliri, bu işle 1 ayda kazandığını kaydeden Karakuş, ihracat için 6 ülkeyle görüşme halinde olduğunu, Katar'da ortakla solucan gübresi üretim tesisinin kurulumu için çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Denizli Adliyesi'nde, 3 bin 300 TL maaşla katip olarak çalışan, evli ve 1 çocuk babası Eyüp Karakuş, ilgisini çeken solucan yetiştiriciliğini araştırmaya başladı. Solucan ve solucan gübresi üretiminin kolay yapılabilir ve az masraflı olması nedeniyle ilgisini çektiğini belirten Karakuş, hobi amacıyla küçük kapalı alanda üretime başladı. Çevresindekilerin solucan gübrelerini talep etmeye başlamasıyla Karakuş'un üretimi, süreç içinde arttı. Solucan ve solucan gübresinden kazanç elde edebileceğini gören Karakuş, masabaşı işte çalışmaktansa girişimci olmayı tercih etti. Ocak ayında memurluk görevinden istifa eden Karakuş, Pamukkale ilçesine bağlı Irlıganlı Mahallesi'nde kiraladığı 5 bin metrekarelik depoda solucan üretim tesisi kurdu.
AYDA 80- 100 TONLUK ÜRETİM
Takım elbise giymek yerine tulum ve yağmurluk giymeyi seçen Eyüp Karakuş, işine dört elle sarılarak, Türkiye'nin çeşitli kentlerine gidip, gübrelerini tanıttı. Girişimci Karakuş, aylık 80- 100 ton civarında üretim kapasitesine sahip olduklarını, solucan gübresinin kilosunun 2- 3 liradan satıldığını söyledi. Herkesin hayallerinin peşinden koşması gerektiğini belirten Karakuş, "İnsanlar memur olmak için çok çabalıyor. On binlerce insan memur olabilmek için sıra bekliyor. Ben de bir zamanlar böyleydim; ancak hiçbir zaman memur olarak kalmayı düşünmedim. İçimde bir girişimcilik ruhu vardı. Bundan dolayı memuriyette kazandığım parayı bu işte kullanmayı denedim. Şu an Türkiye'de büyük sayılabilecek bir tesisin sahibiyim" dedi.

'24 SAAT BENİM İÇİN ÇALIŞIYORLAR'
Ailesinin bu süreçte kendisine hep destek olduğunu dile getiren Karakuş, "Tesisimde 100 milyona yakın solucanım var. Bu iş sayesinde daha fazla para kazanıyorum ve daha az yoruluyorum. Solucanlarla ilgilenmekten çok memnunum. Burada tüm stresimi atıyorum. Dünyayla bağlantımı koparıyorum. Solucanlar benden sadece yemek ve su istiyorlar. Başka bir şey istemiyorlar ve 24 saat benim için çalışıyorlar" diye konuştu.

'10 YILDA KAZANACAĞIM PARAYI 1 YILDA KAZANIYORUM'
Hedefinin ihracat yapmak olduğunu ve 6 ülkeden iş insanlarıyla görüşmelerinin sürdüğünü belirten Eyüp Karakuş, "Solucan ve solucan gübresi üretimiyle kazancım çok arttı. Memuriyette 10 yılda kazanacağım parayı, 1 yıl içerisinde bu iş sayesinde kazanabiliyorum. Ürünlerimi yurt dışına pazarlamak istiyorum. Azerbaycan, Katar, Makedonya, Bulgaristan, Danimarka ve Hollanda ile görüşme halindeyiz. Bunu başarırsam gelirim, 5- 6 kat daha artacak. Yakın zamanda 2 ülkeyle anlaşma imzalayacağız. Katar'a hem gübre ihracatı hem de ortak üretim tesisi kurmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda imza aşamasına geldik" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Solucan üretim tesisinden görüntü
-Eyüp Karakuş'un tesiste çalışması
-Karakuş'un solucanları beslemesi
-Solucanlardan ve solucan gübrelerinden görüntü
-Eyüp Karakuş ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
(Haber - Kamera: Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)

=======================================================

5)'HAYVANLARIN YAŞAM HAKKINI HİÇE SAYAN SİYASİLERE OY YOK'

ADANA'da Kimsesiz Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği(KİHAYKO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yıldırım, yerel seçimler öncesi, "Hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan siyasilere oy yok" dedi. Merkez Seyhan ilçesindeki Hayvan Hakları Merkezi'nde açıklamalarda bulunan KİHAYKO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yıldırım, yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte kentteki başkan adaylarına, hayvan hakları ile ilgili projelerini sorduklarını belirtti. Yıldırım, "Belediye başkan adayları kamuoyuna sokak hayvanlarıyla ilgili yapacakları projeleri açıklıyorlar. Başkan adaylarıyla görüşüp, hazırladığımız protokolü imzalatıyoruz. Yani seçilmeleri halinde sokak hayvanlarıyla ilgili yapacakları çalışmalar konusunda taahhütname imzalatmış oluyoruz. Çünkü son zamanlarda ülke genelinde hayvana yönelik şiddet ve kötü muamele tırmanışa geçmiş durumda. Neredeyse her gün ülkenin dört bir yanından masum hayvanların zehirlendiğini, katliama uğradığını veya şiddete maruz kaldığını görüyor ve duyuyoruz" diye konuştu.
Tüm belediye başkanlarının, hayvan haklarına karşı hassasiyet göstermesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz hayvanseverler, siyasetçilerin öncelikle sokak hayvanları için yapacakları çalışmalara ve hayvanların refahı adına uygulamalarına dikkat ediyoruz. Adayın siyasi görüşü, bizim için öncelik değil. Hayvanseverlerin oyları, parti ayrımı yapmadan duyarlı olan siyasetçilere gidecektir. Bunu her fırsatta kamuoyuna deklare ediyoruz. Arzumuz yaşam hakkı savunucusu belediye başkanlarının seçimden zaferle çıkması. Her seçim döneminde 'Hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan siyasilere oy yok' çağrısında bulunuyoruz. Sloganımız bu seçim içinde geçerli."

Görüntü Dökümü
-----------------------
- (KİHAYKO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yıldırım ile röp
- Hayvanlardan genel ve detaylar

Haber-Kamera:Can ÇELİK/ADANA,(DHA)

=========================================

6)AKUPUNKTURLA 23 GÜNDE İKİ BEDEN ZAYIFLADI

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Geleneksel Tıp ve Akupunktur Uzmanı Dr. Dündar Kaçar'ın uyguladığı akupunkturla 23 günde 2 beden zayıflayan Berna Karagözoğlu (45), 69.6 kilodan 62,5 kiloya indi. Daha önce diyet ve sporla kilo vermek istediğini ama başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyen bir çocuk annesi Berna Karagözoğlu, 69.6 kiloyla başvurduğu akupunktur yöntemi sayesinde, 23 gün sonunda 62.5 kiloya indiğini ifade etti. Daha önce diyet ve sporla kilo vermeyi denediğini, ancak çabalarının hep başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Karagözoğlu, "23 günlük süreçte olması cazipti. 23 günde 7 kilo vermek çok güzeldi. Hem de mutlu olarak, stressiz. 42 bedenden 38 bedene indim. Buradaki en önemli nokta yemediğim halde mutlu olmam" diye konuştu.
'KİLO VERMEK YEMEK YEMEKTEN DAHA BÜYÜK BİR HAZ'
Hayatında çok fazla kilo problemi yaşamadığını, son 2 yıldır kilosundan rahatsız olduğunu ve 10 kilo fazlalığı bulunduğunu belirten Berna Karagözoğlu, akupunkturda diyet ve egzersiz yapmasına rağmen enerjisinin hiç düşmemesinin, mutlu ve keyifli olmasının çok güzel olduğunu söyledi. Karagözoğlu, "Kilo verdiğimi görmek, yemek yemekten daha büyük bir hazdı" dedi.
10 SEANSLIK BİR KÜRDE 9 KİLO KAYBI
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Geleneksel Tıp ve Akupunktur Uzmanı Dr. Dündar Kaçar, kilo verme hastalarında 10 seanslık akupunktur kürü uyguladıklarını kaydetti. Hastayı ilk 8 seansta her gün iğnelediklerini anlatan Dr. Kaçar, "Sonra da birer haftalık kalıcı iğnelerle 10 seansı tamamlıyoruz. 23 gün içerisinde bir kür tamamlanmış oluyor. Bu kürde hastalara yaşına ve kliniğine uygun şekilde diyet programı ve kalori yaktıracak egzersiz programı veriyoruz. Eğer hasta kilo vermeye karar vermişse, diyet programına uymuşsa, egzersizlerini düzenli yapmışsa genellikle minimum 5, maksimum 8-9 kilo arasında kilo kaybı olabiliyor" dedi.
AKUPUNKTURUN PÜF NOKTASI
Kendisine başvuran hastaların "Diyet ve egzersizle zaten kilo verilebilir akupunktur bu durumda nasıl etkili" sorusuyla karşılaştığını belirten Dr. Kaçar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hastalar tabii ki kendi başlarına da kilo verebilir. Akupunkturun faydası, diyet yaparken anksiyetenin olmaması. Tokluk merkezine uyaran gönderiyoruz, hasta kendisini tok zannediyor. Egzersiz yaparken de ağrı tedavisi yaptığımız için ağrı olmuyor. Kilolu bir insan her gün yürüdüğünde belli bir süreden sonra ağrıları oluyor. İşte akupunktur burada devreye gidiyor. Püf noktası bu" dedi.
KULAK VE VÜCUT AKUPUNKTURU KOMBİNE UYGULANIYOR
Hastalarda kulak ve vücut akupunkturunu kombine uyguladıklarını belirten Dr. Kaçar, şunları kaydetti:
"Kulak akupunkturunda Çin ya da Fransız kulağı dediğimiz uygulamayı yapıyoruz. Ben Çin kulağını uygun görüyorum. Bu uygulamada hastanın tokluk merkezi dediğimiz noktaları iğneliyoruz. Hastanın diyet yaparken anksiyetelerini azaltmak için vücutta bazı noktalar ve iki kaş arasındaki anskiyete noktasını iğneliyoruz. Ağrısı olmasın diye de 10-12 noktayı iğneliyoruz. Hastamız iğnelendikten sonra 20 dakika bu şekilde karanlık odada müzik eşliğinde yatıyor. 20 dakika sonra iğnelerini çekip hastayı gönderiyoruz."
En önemli konunun ise akupunktur uygulamasının mutlaka hastane koşullarında yapılması olduğunu vurgulayan Dr. Kaçar, akupunkturda hemen hemen hiçbir yan etki olmadığını da sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
Dr. Dündar Kaçar İğne tedavisi yaparken görüntüsü
RÖP 1: Dr. Dündar Kaçar
Dr. Dündar Kaçar iğnelenen bölgeler hakkında bilgi vermesi
RÖP 2: Berna Karagözoğlu
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

7)YORGUN VAŞAK GÖRÜNTÜLENDİ

Erzurum'un İspir ilçesine bağlı Yedigöl köyü yakınlarında av peşinde koşmaktan yorgun düşen bir vaşak ağaç dibinde dinlenirken köylüler tarafından görüntülendi.
Türkiye'de bulunan en büyük kedi türlerinden biri olan vaşak, Yedigöl köyünün kırsal kesiminde görüldü. Karlı arazide ağacın dibinde dinlenen vaşak bir süre köy halkından Bülent Erkan tarafından görüntülendikten sonra ormanlık alana kaçarak izini kaybettirdi. İnsanlar tarafından çok nadir görüntülenebilen vaşaklar büyük kulakları ve kalın kürkleriyle dikkat çekiyor. Büyük kulakları, kar altında saklanmış olan avlarının yerini tespit etmelerine yardımcı oluyor. Kar üzerinde daha rahat hareket etmelerini sağlayan büyük patileri ve soğuk hava nedeniyle kısalmış olan kuyrukları soğuk havaya uygun diğer adaptasyonları olarak görülüyor.
Yedigöl köyünde oturan ve 'Dağların oğlu' olarak tanınan Bülent Erkan, doğada bugüne kadar ayı, kurt, geyik gibi bir çok yaban hayvan çektiğini ilk kez bir vaşakla karşılaştığını söyledi. Vaşağın nefes nefese kaldığı için bir süre dinlendiğini belirten Erkan, "Sanırım avının peşinde koşmuş ve yorgun düşmüştü. Beni fark edince kalkıp gitti" diye konuştu

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Vaşak'ın karlar üzerinde oturması
-Vaşaka'ın dinlendikten sonra gitmesi
Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)-

8)İRAN KARPUZU, KİLOSU 5 LİRADAN TEZGAHTA

Adana'ya İran'dan getirilen, her yıl yerli karpuzdan önce piyasaya çıkan İran karpuzu, tezgahlarda 5 liradan satışa sunuldu.
Her sene yerli karpuzdan önce piyasaya çıkan İran karpuzu, Adana'da satılmaya başlandı. Tezgahına dizdiği karpuzları kilosu 5 liradan satan Mehmet Doğan (66), İran karpuzunun rağbet gördüğünü söyledi. Doğan, "Bu karpuzlar, İran'dan her yıl erken yetiştiği için getiriliyor. Karpuzu bir alan, bir daha geliyor. Günde en az 5- 10 tane satıyorum, pahalı olmasına rağmen. Bal gibi tadı. Kabak çıkmıyor, tamamen orijinal. Adana karpuzu, daha lezzetli; ama bu mevsimde çıkmıyor. İran karpuzu bu boşlukta gidiyor" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Mehmet Doğan ile röp
- Genel ve detaylar
Haber:Akif ÖZDEMİR-Kamera:Eser PAZARBAŞI/ADANA,(DHA)

===================================================

En Çok Aranan Haberler