HABER

DHA YURT BÜLTENİ-4

Dikili'deki kazada 5 kişilik aile öldü İzmir'in Dikili ilçesinde yaşanan kazada Bülent Karabulut, hakimiyetini kaybettiği hafif ticari aracı, yolun karşısına geçip tur otobüsüne çarptı.

Dikili'deki kazada 5 kişilik aile öldü

İzmir'in Dikili ilçesinde yaşanan kazada Bülent Karabulut, hakimiyetini kaybettiği hafif ticari aracı, yolun karşısına geçip tur otobüsüne çarptı. Kazada Bülent Karabulut'un yanı sıra eşi Ebru Karabulut, kızı Cansın Karabulut ile oğulları Ege Karubulut ve Çınar Karabulut hayatını kaybetti. Ailesiyle İzmir'deki yakınlarının ziyaretinden dönen Bülent Karabulut'un İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ESHOT'tan 4 ay önce emekli olmasının ardından Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Akçay Mahallesi'ne yerleştiği öğrenildi. Kazada can veren Ege'nin ise okulunun basketbol takımının yıldız oyuncularından olduğu öğrenildi.
İzmir - Çanakkale Yolu Tahtalı Köprüsü Mevkii'nde dün (pazar) saat 21.30'da meydana gelen kazada, 44 yaşındaki Bülent Karabulut, yönetimindeki 35 GA 1219 plakalı hafif ticari aracıyla İzmir'den Edremit yönüne seyir halinde olduğu sırada direksiyon hakimiyetini kaybetti. Yolun karşısına geçen hafif ticari araç, Ayvalık'tan İzmir yönüne gelen Menderes Husu'nun kullandığı 45 TG 971 plakalı tur otobüsüyle çarpıştı. Kazayı gören diğer sürücüler durumu 112 sağlık ve güvenlik güçlerine bildirdi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda 112 sağlık ekibi sevk edildi. Bölgeye intikal eden itfaiye ekipleri çarpışmanın etkisiyle hurdaya dönen aracın içinde sıkışan yaralıları yaptıkları müdahale ile çıkarttı. Kamyoneti kullanan sürücü Bülent Karabulut ve 39 yaşındaki eşi Ebru Karabulut, kaza yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan 8 yaşındaki Ege Karabulut, 14 yaşındaki Cansın Karabulut ve 4 yaşındaki Çınar Karabulut kaldırıldıkları Dikili Devlet Hastanesi'nde can verdi. Ağır yaralı olan 10 yaşındaki Yağmur Karabulut'un İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavisi sürüyor.
DÖRT AY ÖNCE EMEKLİ OLDU YENİ HAYAT HAYALİ KURDU
Bülent Karabulut'un İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı otobüs işletmesi ESHOT'ta şoförlük yaptığı ve 4 ay önce emekli olduğu öğrenildi. Karabulut'un emekli olduktan sonra yeni bir hayat kurma hayaliyle yakınlarının da yaşadığı Edremit'in Akçay mahallesine taşındığı öğrenildi. Burada çay ocağı işleten Bülent Karabulut'un ailesiyle İzmir'deki akrabalarını ziyarete geldiği kazanın da dönüş sırasında yaşandığı belirlendi. Acı haberle yıkılan ailenin yakınları, çocuklardan Ege Karabulut, Cansın Karabulut'un derslerinde çok başarılı olduklarını anlattı. Ege'nin Nimet Toksoy İlkokulu'nun basketbol takımının yıldız oyuncularından olduğu öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:İ
--------------------------------
- Mezarlıklar müdürlüğünden görüntü
- Ailenin yakınlarının görüntüsü

Haber:İZMİR,(DHA)

=======================================

Eşinin aracını sıkıştırdı: 5 yaralı

Düzce'de, iddiaya göre eşinin kullandığı otomobili şaka yapmak için sıkıştıran kişi kazaya neden oldu. Gülcan Baş'ın kontrolünü kaybettiği otomobil önündeki araca çarptı. Kazada 5 kişi yaralanırken, kazaya neden olan koca ise aracıyla olay yerinden kaçtı.
Kaza dün gece saatlerinde, D-655 Karayolu Konuralp mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre, Barış Baş Akçakoca istikametine giden eşi Gülcan Baş idaresindeki 68 HF 606 plakalı otomobili görünce sıkıştırmaya başladı. Panikleyen Gülcan Baş, önünde ilerleyen Mesut Yoldaş idaresindeki 81 DH 447 plakalı otomobile arkadan çarptı. Gülcan Baş'ın kontrolünü kaybettiği araç yol kenarındaki elektrik direğine çarptıktan sonra takla atarken, diğer araç ise dere yatağına uçtu. Kazada Gülcan Baş ve yanındaki arkadaşı Emel Genç ile diğer aracın sürücüsü Mesut Yoldaş,eşi Büşra Yoldaş ve 8 aylık bebekleri Ayşe Zehra Yoldaş yaralandı. Yaralılar 112 Acil ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Düzce Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.Kazayla ilgili olarak soruşturma başlatılırken, Barış Baş ise olay yerinden kaçtı. Barış Baş'ın eşine şaka yapmaya çalıştığı iddia edildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kaza yerinden görüntü
-Genel ve detay

Haber:Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)

=======================================

Rus hastaya böbrek babadan, trombosit doktorundan

Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaşayan kronik böbrek yetmezliği hastası Rus Liudmila Logvinova'yı (33) hayata döndüren böbreği babası Sergey Logvinov, trombositi ise ameliyatını gerçekleştiren doktoru Doç.Dr. Tuğrul Çakır verdi.
Manavgat'ta turizmci Cem Bülent Kutlu (41) ile evli Rus Liudmila Logvinova'nın vücudunda 2 ay önce kaşıntı başladı. Yediklerinin dokunmuş olabileceğini ve alerji geliştiğini düşünen kadın, alerji yapabilecek gıdalardan uzak durdu. Kaşıntının bitmemesi üzerine cildiye uzmanına başvuran Logvinova, yapılan kan tetkiklerinde kronik böbrek hastası olduğunu öğrendi. Liudmila Logvinova, vakit kaybetmeden Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniğine başvurdu. Burada yapılan tetkiklerde acilen böbrek nakli olması gerektiği söylenen Logvinova ile eşi, şok yaşadı. Ne yapacaklarını karar vermek için doktorlardan süre isteyen çift, durumu kadının Rusya'da yaşayan ailesine bildirdi. Kan grubu kızıyla aynı olan Sergey Logvinov, kızına böbreğini verebileceğini söyledi. Bir hafta sonra Rusya'dan Antalya'ya gelen babanın tetkiklerinde, böbreğinin kızıyla uyumlu olduğu belirlenince nakil için hazırlıklar başladı. Hemen ameliyata alınan Liudmila Logvinova, babasının böbreğiyle yaşama yeniden merhaba dedi.
TROMBOSİTİ DOKTORU VERDİ
Ameliyattan 6 gün sonra Liudmila Logvinova her şeyin yoluna girdiğini düşünürken kullandığı ilaçların yan etkisiyle karşıya karşıya kaldı. Kan değerlerinde bozulma başlayan kadına A RH + grubuna ait trombosit gerekince hemen en yakın çevredekilere başvuruldu, ancak trombosit bulunamadı. Konu, Logvinova'nın böbrek nakli ameliyatını yapan Doç.Dr. Tuğrul Çakır'a iletildi. Bütün gece il dışında organ almak için ameliyathanede olan Doç.Dr. Çakır, kendiyle aynı kan grubuna sahip hastasına trombosit verebileceğini söyledi. Gece boyunca ameliyathanede olan ve birkaç saat sonra başka bir nakil ameliyatına girecek olan Doç.Dr. Tuğrul Çakır, kısa sürede hastasına trombosit verdi.
HER ŞEY ÇOK ANİ GELİŞTİ
Cem Bülent Kutlu, 1,5 yıllık eşi Liudmila Logvinova'nın 2 ay öncesine kadar hiçbir şikayeti olmadığını, normal hayatına devam ettiğini belirterek, “Eşimde şikayetler çok ani başladı. Önce kaşıntı şikayeti oldu. Biz bunu yediklerinden dolayı alerji sanarak kendi imkanlarımızla geçirmeye çalıştık. 1 ay kadar sürdü bu şikayetler. Geçmeyince doktora gitmeye karar verdik. Gittiğimiz cildiye uzmanı eşimde üre olduğunu ve çok acil nefrolojiye gitmemiz gerektiğini söyledi. Bunun üzerine nefroloji polikliniğine geldik ve burada da hemen yatış yapılması ve böbrek nakli olması gerektiği söylendi. Bunun üzerine biz ne yapacağımıza karar vermek için biraz zaman istedik. Ailesiyle konuştuk ve 1 hafta sonra babası geldi. Gerekli tetkikler yapıldıktan sonra babasından alınan böbrek nakledildi" dedi.
DOKTORUNA TEŞEKKÜR ETTİ
Babasının böbreği ile hayata yeniden 'merhaba' diyen Liudmila Logvinova kendini çok iyi hissettiğini belirterek, doktorlarına teşekkür etti. Ameliyatını gerçekleştiren ve kendisine trombosit veren Doç.Dr. Tuğrul Çakır'a ayrıca teşekkür eden Liudmila Logvinova, “Her şey çok güzel, çok mutluyum" dedi. Yaşadığı sıkıntılı günlerin artık sona erdiğini belirten Logvinova, hem babasına hem doktoruna ömür boyu minnettar olacağını söyledi.
'DİĞER HEKİM ARKADAŞLARIM DA AYNISINI YAPARDI'
Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezi Müdürü ve Cerrahi Sorumlusu Doç.Dr. Tuğrul Çakır ise Logvinova'nın başarılı bir böbrek nakli ameliyatı geçirdiğini belirtirken, ameliyattan sonra verilen ilaçların bazı komplikasyonları sonucu trombosit değerlerinin kademeli düşmeye başladığını anlattı. “Bu aşamada hastanın trombosit ihtiyacı doğdu" diyen Doç.Dr. Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hastamız kan grubu A RH + idi. Eşinin kanı tutmuyordu. Acil trombosit bulamadık. Ben de o gece il dışından organ almaya gitmiştik. Gece boyunca ameliyattaydık. Saat 09.00 gibi Antalya'ya gelmiştik. Liudmila'ya trombosit bulunamadığı bana aktarılınca ben vermeye karar verdim. Trombosit verirken de gireceğimiz yeni ameliyat öncesi biraz da dinlenmiş olduk. Hekimlik mesleğinde fedakarlık söz konusudur. Trombosit bulunamazsa durumun geriye gideceğini biliyorsanız eğer, öncelikle hastanın ihtiyacına koşmak gerekir. Diğer hekim arkadaşlarım da aynısını yapardı ama benim kan grubum uyduğu için ben vermiş oldum. Hastamız şu an gayet iyi" diye konuştu.
'KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ SİNSİ BİR HASTALIKTIR'
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Metin Sarıkaya da hastanın kendilerine başvurduğunda kronik böbrek yetmezliği tanısı konulduğunu ifade ederek, sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu söyledi. Hastanın böbrek süzme oranı yüzde 15'lerdeyken ve şikayetleri çok ağırlaşmamışken nakil olduğunu belirten Doç. Dr. Sarıkaya, “Hiç diyalize girmeden direkt nakil oldu. Önceden diyalize giren hastalara nakledilen böbreğin ömrü daha az oluyor. Hastamız şu an gayet iyi. Önümüzdeki aşamalarda daha da iyi olacak" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Organ nakil merkez servis giriş dış plan görüntü
-Rus hasta ve eşinin görüntüsü
-Rus hastanın su içerken görüntüsü
-RÖP 1: Cem Bülent Kutlu
-RÖP 2: Liudmila Logvinova
-RÖP 3: Doç. Dr. Metin Sarıkaya
-RÖP 4: Doç. Dr. Tuğrul Çakır
-Doktorların hastayı ziyaret etmesi
-Çiftin koridorda yürürken görüntüsü

524 MB /// 04.47 (HD)
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

=================================================

(ÖZEL) - Makineleri 5 kat ucuza üretip ithalatı durdurdu

Kahramanmaraş'ta, makine mühendisi Mehmet Fındık, metal mutfak eşyası sektöründe kullanılan taban torna ve punta kaynak makinelerini üretip sektörün ünlü markalarına satmaya başladı. 145 bin Euro'ya ithal edilen makineleri yaklaşık 5 kat daha ucuza 140 bin liraya ürettiklerini belirten Fındık, "Bu sektörde makinelerin ithalatını kesmiş olduk. Biz de bundan dolayı aynı şekilde yurt dışına makineler ihraç etmeye başladık" dedi.
Aynı zamanda endüstriyel yazılımı uzmanı olan Mehmet Fındık, 2009'da 45 metrekarelik bir iş yerinde metal mutfak eşyası sektöründe otomasyon ve yazılım işi yapmaya başladı. Aradan geçen zamanda sektörde kullanılan makinelerin yüksek fiyatlardan yurt dışından ithal edilmesi dikkatini çeken Fındık, makine üretimine yöneldi ve 2011'de metal mutfak eşyalarının üretiminde kullanılan taban torna ve punta kaynak makinelerini üreterek firmalara yerli ürün alternatifi sundu.
İTHALATI DURDURDU, İHRACATA BAŞLADI
45 metrekarelik dükkanla girdiği iş dünyasında kendi şirketini kurup 2 bin metrekare kapalı alanda yerli üretim yapmaya başlayan Mehmet Fındık, makineleri de uygun fiyata üretmeye başladı. Başta İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerinden ithal edilen makineleri şirketinde üretip firmalara 5 kat daha ucuza satan Fındık, kısa sürede müşteri sayısını artırdı. Aradan geçen zamanda Türkiye'nin en büyük markalarının da aralarında olduğu firmalar, taban torna ve punta kaynak makinelerinde tercihini Mehmet Fındık'ın ürettiği makinelerden yana kullandı. Türkiye pazarında önemli bir yer edinen Mehmet Fındık, yönünü ihracata çevirdi ve ilk ürününü İran'a ihraç etti. Mehmet Fındık, İran'dan sonra ürettiği makineleri Rusya, Cezayir, Ukrayna, Yemen ve Mısır'a ihraç etmeye başlayıp, İtalya ile Polonya'da da ofisler açtı.
'İTHALLERİYLE HEM AYNI İŞİ YAPIYOR HEM DE ONLARDAN EKONOMİK'
4'ü mühendis 20 kişiyi de istihdam eden Fındık, KOSGEB desteklerinden de faydalandıklarını söyledi. Fındık, başarı hikayesini şöyle anlattı:"Sektörün ihtiyacı doğrultusunda otomasyon ve yazılım işlerine başladık. Yaklaşık bu süreç 2 yıl sürdü. Bu 2 yıl sonunda metal mutfak eşyaları sektörünün makine kısmında bir açık gördüm. Ben de mesleğim gereği makine mühendisi olduğum için bu işe yaklaşık 45 metrekare bir alanda başladık. 2011'de makine imalatına başladık. Kahramanmaraş bölgesinde metal mutfak eşyaları kümelenmiş durumda ve bu da bize artı bir durum oluşturdu. Bundan dolayı makine kısmında müşterilerimizin talebi doğrultusunda, onların istediği makineler doğrultusunda üretimlerimizi yönlendirdik. Burada önemli olan, yurt dışından gelen ve inanılmaz pahalı olan makineleri burada üretmeye karar verdik. Bunlarla da rekabet edebilmemiz için iyi makine üretmemiz gerekiyordu. Bunu da kısmen başardık. Bu sektörde makinelerin ithalatını kesmiş olduk. Biz de bundan dolayı aynı şekilde yurt dışına makineler ihraç etmeye başladık. İran, Mısır, Ukrayna, Rusya, Cezayir'e ihracat yapmaya başladık. Biz, 140 bin Euro'ya gelen makineyi burada 140 bin lira civarında yapıyoruz. Bu da, metal mutfak eşyaları firmaları için çok önemli. Aynı zamanda servis konusunda rahatlar. Makineler daha ekonomik ve aynı işi yapıyor. Türkiye'deki büyük firmalara makine imalatı yapıyoruz. Bu markaların sadece alüminyum üreticilerinin makinelerini ve komple hatlarını yapıyoruz. Bunlar Kahramanmaraş ve İstanbul bölgesinde daha yoğunluktadır."
'YERLİLİK ORANINI ARTIRMAMIZ LAZIM'
Makinelerin yüzde 40'ını ihraç ettiklerini ifade eden Mehmet Fındık, makineleri üretmenin yanında yazılımın da çok önemli olduğunu söyledi. Ürettikleri tüm makinelerin yazılımının da kendilerine ait olduğunu anlatan Fındık, kullandıkları malzemelerin yüzde 55'inin yerli olduğunu, yüzde 45'inin ithal edildiğini kaydetti. Fındık, ülke olarak devlet desteğiyle yerlilik oranının en azından yüzde 85'lere çıkarılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:"Bunun için de üniversitelerdeki teknik kadronun çok daha iyi çalışması lazım. Özellikle elektronik alanda ve katma değer malzemelerin üretiminde biraz daha çaba göstermemiz gerekiyor. Makinelerin metal kısmını biz burada üretebiliyoruz ama makinelere hareket veren elektronik aksamı burada çok önem arz ediyor. Bunun da tamamını yurt dışından ithal ediyoruz. Burada en önemli kısım bu noktadır ve bunun için de devletimizin katkıda bulunup bu açığı kapatmamız gerekiyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Mehmet Fındık (mavi kareli gömlekli) çalışırken
- Fındık'ın çalışmasından detaylar
- Fındık ile röp
- Fındık'ın ürettiği makinelerden detaylar
- Çalışan işçiler
- Fabrikadan detay
- Fındık'ın ürettiği makinelerin çalışması

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 396 MB
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ,(DHA)

============================================

Mavi göl ziyaretçilerini ağırlamaya başladı

Giresun'un Dereli ilçesi sınırlarında bulunan ve 3 yıl önce keşfedilerek Kuzalan Tabiat Parkı sınırlarına dahil edilen Mavi Göl, turkuaz rengi ile oluşan eşsiz görüntüsüyle ilgi odağı oluyor. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sodalı suyun dere halinde aktığı tek yer özelliğine sahip olan ve 3 yılda 300 bin dolayında kişinin de ziyaret ettiği göl, bu yılda ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
Kent merkezine 32 kilometre uzaklıkta bulunan, 20 bin nüfuslu Dereli ilçesinde 3 yıl önce keşfedilen ve Kuzalan Tabiat Parkı sınırlarına dahil edilen Mavi Göl, her yıl binlerce tatilci ve turisti ağırlamaya devam ediyor. 1800 metre devam eden traverten ve şelalesi ile de dikkat çeken tabiat parkı ve Mavi Göl, bölgede turizm sezonunun da başlamasıyla ziyaretçilerini konuk etmeye başladı. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sodalı suyun dere halinde aktığı tek yer olma özelliğine sahip gölde özellikle belirli aylarda turkuaz rengine bürünen su, bölgeye gelen ziyaretçilerini büyülüyor. 3 gölden oluşan, halk arasında 'Sodalı Göl' diye de adlandırılan Mavi Göl'ün suyu, kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuaz rengini alan gölü, son 3 yılda yerli-yabancı 300 bin dolayında turist de ziyaret etti. İnsanların çok rahat ulaşabileceği yürüyüş yolları ile otopark projesi çalışmalarının başlatıldığı bölgeye ilgi gösteren binlerce ziyaretçi eşsiz doğa güzelliği ve manzaranın keyfini çıkarttı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Mavi göl görüntüleri
-Detaylar

Haber:Hakan KABAHSANOĞLU/GİRESUN,(DHA)

=========================================

Kahramanmaraş'ta '1'inci Uluslararası Teknokent Robot Yarışması'

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) ile Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen '1'inci Uluslararası Kahramanmaraş Teknokent Robot Yarışması'nda, lise öğrencisi Ömer Faruk Kol, 'mini sumo kategorisi'nde öğretmeni Özgün Özen'i yenerek, 3'üncü oldu. Özen, öğrencisine yenilmesiyle ilgili "Boynuz kulağı geçti" dedi.
Sütçü İmam Üniversitesi Spor Salonu'nda gerçekleştirilen '1'inci Uluslararası Kahramanmaraş Teknokent Robot Yarışması' 2 gün sürdü. Meksika ile Tunus'tan da katılımın sağlandığı organizasyonda, yarışmacılar, hazırladıkları robotlara yükledikleri komutlarla yarışmayı kazanmaya çalıştı. Renkli görüntülerin ortaya çıktığı yarışmada 330 robot, 'çizgi izleyen', 'hızlı çizgi izleyen', 'sumo' ve 'mini sumo' kategorilerinde yarıştırıldı.Yarışma sonunda 'sumo kategorisi'nde Marmara Üniversitesi'nden Emre Tarhana 1'inci, Bilgi Üniversitesi'nden Alican Gençol 2'nci, Anadolu Üniversitesi'nden Doğukan Özeren ise 3'üncü oldu. 'Mini sumo kategorisi'nde ise Konya Şehir Koleji'nden Ahmet Faruk Atmaca 1'inci, Bulancak Meslek Lisesi'nden Kadir Üstün 2'nci, Şanlıurfa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nden Ömer Faruk Kol da 3'üncü oldu. 'Çizgi izleyen' ve 'hızlı çizgi izleyen' kategorilerinde ise ilk 3'e girenler, aynı isimler oldu. 'Çizgi izleyen kategorisi'nde Erkan Kaşık 1'inci, Hasan Aydın 2'nci, Hakan Barutçu 3'üncü oldu. 'Hızlı çizgi izleyen kategorisi'nde de Hakan Barutçu 1'inci, Hasan Aydın 2'nci, Erkan Kaşık 3'üncü oldu. Kategorilerinde 1'inciler 5 bin, 2'nciler 3 bin, 3'üncüler ise 2 bin lira ödülün sahibi oldu. Para ödülleri ve plaketler, düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Tören sonunda 'dondurma şov' yapılırken, KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can ve yönetimi satırla dondurma kesti.
'HIZI SANİYEDE 14 METREYE ULAŞIYOR'
Yarışmada öğrenciler dışında öğretmenler de yarıştı. Giresun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde elektronik öğretmeni Hakan Barutçu, hazırladığı robot arabalarıyla 'hızlı çizgi izleyen' kategorisinde 1'inci, 'çizgi izleyen kategorisi'nde de 3'üncü oldu. Yarışmadan 7 bin liralık ödülle ayrılan Barutçu, çalışmasına ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Rekor kırmayı da düşündük; ama rekor da gelmedi. Çünkü final için çok kısa bir süremiz vardı. Pillerimizi tam şarj edemedik; ama rekora yakın sayılabilir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlemiş olduğu hızlı çizgi izleyen robot kategorisinde de en iyisi diyebilirim. Şu anda bu kadar hızlı giden bir robot yok. Robotumuzun çizgiyi takip etmek için altında sensörler var, üstünde de motor sürücü bir sistem var. Bir de mikro kontrol sistem var. Bu sistem sayesinde en iyi pit ayarlarını kullanarak robotu en hızlı bir şekilde göndermeyi başardık. Yarışmış olduğumuz pist, 30 metre ve saniyede 10 metrenin üzerinde çıkıyor; çünkü 2.60 saniye bitirdiğini düşünürsek 13- 14 metre hıza ulaşabiliyor."
ÖĞRENCİSİNE YENİLDİ
Elemeler sonucu yarı finale çıkan Şanlıurfa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde otomasyon öğretmeni Özgün Özen ve öğrencisi Ömer Faruk Kol, 3'üncülük maçında karşı karşıya geldi. 'Mini sumo kategorisi'nde yarışan Özgün Özen, öğrencisine 2-0 yenilerek, 3'üncü oldu. Öğrencisini ödül töreninde yalnız bırakmayarak, kürsüye Ömer Faruk Kol ile birlikte çıkan Özen, "Boynuz kulağı geçti" dedi. Öğrencileriyle 1,5 aydır bu yarışmaya hazırlandıklarını anlatan Özen, "Şu an için 3'üncü ve 4'üncü olduk mini sumo kategorisinde. Olabildiği kadar öğrencilerimizi bir şeyler öğretmeye çalıştık. Öğrencilerimiz de sağ olsunlar, bu konuda bize yardımcı oldular, hem öğrenerek hem de işimizi zorlaştırmayarak. Zaten öğrenci arkadaşım da kendisini çok iyi hazırladı bu yarışmaya. Boynuz kulağı geçmezse biz bir şeyler katamamışızdır. Bizden bir şeyler görüp de o yarışma sahasında bizi egale edebiliyorlarsa bizim için bu bizim için çok büyük bir mutluluktur" dedi. Ömer Faruk Kol ise yendiği öğretmeni sayesinde robotları hazırlayıp, yarışmaya katıldıklarını söyledi. Üzerlerinde bütün öğretmenlerinin büyük emekleri olduğunu vurgulayan Kol, "Biz, gecemizi gündüzümüze katarak, buna çalıştık. Mutluyuz, Şanlıurfa'ya böyle bir derece götürdüğümüz için" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Yarışmaya katılanların hazırlığı
- Hızlı çizgi izleyen yarışması
- Mini sumo yarışmasından detay
- Sumo yarışmasından detay
- Özgün Özen ve Ömer Faruk Kol'un yarışmasından detay
- Özen ve Kol ile röp.
- Sumo yarışmasının final maçı
- Ödül töreni
- Özen ve Kol'un üçüncülük kürsüsüne çıkması
- Toplu fotoğraf çektirilmesi
- Rektör Prof. Dr. Niyazi Can'ın dondurma kesmesi
- Rektör Can ile röp.

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 388 MB
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ,(DHA)

En Çok Aranan Haberler