HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ -4

  Hortumun dereye uçurduğu otomobildeki Buse aranıyor (2) ANNENİN İLK SÖZÜ: KIZIM BULUNDU MU?

Hortumun dereye uçurduğu otomobildeki Buse aranıyor (2)
ANNENİN İLK SÖZÜ: KIZIM BULUNDU MU?

Antalya Kemer'de Ağva Deresi'ne uçan otomobilden kurtularak, çevredekilerin yardımıyla kıyıya çıkan Ayla Akkın, olay yerindeki ilk tedavisinin ardından kaldırıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedaviye alındı. Boyun ve bel bölgesinden aldığı darbelerle yaralandığı tespit edilen Akkın, gözlem altında tutuluyor. Acılarını hissetmediğini, tek düşüncesinin dereye uçan araçta kaybolan kızı Kübra Buse Acar'ın bulunması olduğunu dile getiren Ayla Akkın'ın, kendisine geldikten sonraki ilk sözleri "Kızımdan haber var mı? Kızım bulundu mu?" oldu. Yakınlarının teskin ettiği Akkın, "Kızımdan gelecek haber, benim için her şeyden, canımdan da önemli" dedi.

FOTOĞRAFLI

Haber: Erol AKKIR/ANTALYA, (DHA)

===================

İznik'in en büyük deresinin rengi değişti

Bursa'daki İznik Gölü'nün can damarı olan Karasu Deresi'nde suyun rengi, zirai ilaç atıkları nedeniyle yeşile döndü. Alabalık ve sarıbalıkın yok denilecek kadar azaldığı derenin çevresi de zirai ilaç kutularıyla doldu.
İznik'in Elmalı Mahallesi sınırları içerisinde bulunan İznik Gölü'ne kadar uzanan ve 50 kilometrelik uzunluğuyla ilçenin en uzun deresi olan Karasu Deresi, renk değiştirdi. Bazı çiftçilerin zirai ilaç atıklarını bıraktığı, zirai ilaç tankerlerini yıkadığı derenin suyu, yeşile döndü. İznik Gölü'nü de besleyen derenin çevresi de moloz ve çöp yığınlarıyla doldu. Atık zirai ilaçlar nedeniyle yüzeyinde köpük oluşan dereyi gören çevreciler, duruma büyük tepki gösterdi.
'GÖLÜN HALİ PERİŞAN'
Kirliliğin dereye ciddi ölçüde zarar verdiğini söyleyen çiftçi Kamil Cengiz, "Bazı çiftçiler ilaçlama tanklarını dereden su çekerek dolduruyor. Daha sonra bu zehir kutularını derenin kenarına bırakıyor. Yağışla birlikte bu atıklar dereye ulaşıyor, balıklara zarar veriyor. Son yıllarda alabalık ve sarıbalık neredeyse yok. Acil önlem alınması gerekiyor, çiftçilerimiz lütfen dikkatli olsun" dedi.
'BUNU YAPANLARA YAZIKLAR OLSUN'
Turizm işletmecisi Ali Karaman da derenin renginin değiştini, karşılaştıkları manzara nedeniyle şaşkına döndüklerini söyledi. Karaman, "Çok üzücü bir manzara ile karşı karşıyayız. Bunlar zehirli ilaç kutuları, tarım arazilerinde kullanılıyor, sonrasında dereye atılıyor, çevremizi kirletiyor. Bu ilaç kutuları balık nesillerini de tüketiyor, gölün rengi dahi değişti. Göl aslında kendini koruma altına alıyor, bu kutular kıyıya vuruyor ancak bunlardan yüzlercesi atılıyor. Herkesin sorumluluk alması lazım, bu kutuların geri dönüşümü noktasında çalışma yapılması lazım. Bunu yapanlara yazıklar olsun" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------
-Dereden detaylar
-Dere kenarındaki kirlilikten detaylar
-Röportajlar
-Genel görüntüler

Süre: 4 dakika 28 saniye, Boyut: 588 MB

Haber-Kamera: Mehmet BULDU/BURSA,(DHA)

==================

'Fabrikanın atık havuzundan sızan yağ, içme suyunu kirletti' iddiası

İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Yakapınar Mahallesi'nin sakinlerinden Nurdan Uçar (52), bölgede bulunan pirina fabrikasına ait havuzlardan atık yağların sızdığını ileri sürerek, ilçe ve Büyükşehir Belediyesi'ne şikayette bulundu. Havuzların, yağ sızdırdığı için yeraltından sağlanan içme sularını kirlettiğini iddia eden Uçar, ilgili kurumlardan gerekli denetimlerin yapılmasını istedi.
Bayındır'ın Yakapınar Mahallesi sakini Nurdan Uçar, mahallede bulunan pirina fabrikasına ait atık yağ havuzlarının, depolanması gereken yağları sızdırdığını ileri sürerek, Bayındır Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne dilekçeyle başvuruda bulundu. Uladı Çayı'nın hemen yanında bulunduğunu belirttiği havuzlar atık yağları yeraltına sızdırdığı için sondaj kuyularından çıkan suların yağlı olduğunu ve pis koktuğunu ileri süren Nurdan Uçar, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün (İZSU) de aynı bölgede sondaj kuyularının bulunduğunu kaydetti. Havuzlardan akan atık yağların, yeraltı suyuna, buradan da içme sularına karıştığını öne süren Uçar, yetkililerden önlem almasını istedi. Uçar, sondaj kuyularından çıkan suların renginin de kırmızıya yakın olduğunu söyledi.
İZSU, YAĞ SIZDIĞINI TESPİT ETTİ
Şikayet üzerine İZSU tarafından bölgede inceleme yapıldı. İZSU'dan alınan bilgiye göre, yapılan incelemenin ardından atık yağların sızdırılmamasını sağlayan havuzlardan bazılarının, yağları sızdırdığı belirlendi. İZSU, denetimin ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne yazı yazarak, önlem alınmasını istedi.
ÇEVRE MÜDÜRLÜĞÜ: SIZINTI TESPİT EDEMEDİK
Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü yetkilileri ise ekiplerin bölgede inceleme yaptığını ve fabrikaya ait beton havuzlar bulunduğunun belirlediğini açıkladı. İl Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, bu havuzlar yasaya uygun ve sızdırma söz konusu değil. Yetkililer, yapılan incelemede, sızıntı tespit edemediklerini aktardı. Mahalle sakinlerinden Nurdan Uçar ise fabrikanın çevreyi kirlettiğini ileri sürerek, Bayındır Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Umut KARAKOYUN/İZMİR, (DHA) -

==================

Konya'da uyuşturucu operasyonu; 27 kilo esrar bulundu

Konya'da düzenlenen 2 uyuşturucu operasyonunda, 2 kişi gözaltına alınırken, evdeki bidonların içinde ve araçta toplam 27 kilogram 800 gram esrar ele geçirildi.
Konya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Karapınar'da oturan Naci Ö.'nün uyuşturucu ticareti yaptığı bilgisini aldı. Bunun üzerine teknik ve fiziki takip yapan ekipler, belirlenen adrese operasyon düzenledi. Naci Ö., gözaltına alınırken, evde yapılan aramada 4 bidon içine gizlenmiş 24 kilo 500 gram esrar ile hassas terazi, ruhsatsız tabanca ve uyuşturucu ticaretinden elde edilen 8 bin 500 TL ele geçirildi.
Polis ekipleri, kent merkezinde düzenlediği ikinci operasyonu ise Diyarbakır'dan getirilen araca yönelik gerçekleştirdi. Uyuşturucu sevkiyatı yapıldığı ihbarı üzerine durdurulan aracın sürücüsü Ahmet Y. gözaltına alındı. Araçta 3 kilo 300 gram toz esrar ve 377 gram eroin ile hassas terazi ve ruhsatsız tabanca bulundu.

Görüntü Dökümü
----------------------
- Yapılan aramalardan ve ele geçirilen uyuşturucu maddelerden detay

Haber: Mehmet IŞIK KONYA DHA))

===============================

Avrupa ödüllü müzeyi 270 bin kişi ziyaret etti

EDİRNE'de UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde bulunan ve 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü'nün sahibi olan Sultan 2'nci Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'ni, bir yılda 270 bin kişi ziyaret etti. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, "Venezüella, Brezilya gibi ülkelerinde aralarında bulunduğu ülkelerden gelen ziyaretçilerle müzemizi yılda 270 bin kişi ziyaret etti. Ziyaretçilerimiz sadece burayı görmek için bile olsa Edirne'ye geliyor" dedi.
Türkiye'nin İstanbul Antalya'dan sonra 3 milyon yabancı turistle en çok ziyaret ettiği üçüncü il olan Edirne'de bulunan, Sultan 2. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, ziyaretçilerin uğrak yerlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Sultan 2. Bayezid tarafından 1484-1488 yılları arasından Mimar Hayreddin'e Tunca Nehri kıyısına inşa ettirdiği, cami, medrese, imareti ve darüşşifadan oluşan müze, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne girip 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü'nü kazandı. Trakya Üniversitesi bünyesinde bulunan külliye içinde sağlık müzesi Osmanlı'nın tıp biliminde ne denli ilerde olduğunu, sergilenen kitaplar ve araç gereçlerle günümüzde gözler önüne seriyor. Avrupa'da o dönemde akıl hastalarının 'içine şeytan girmiş' diye tanıyla yakılırken Bayezid Külliyesi içinde bulunan darüşşifaya(hastane) ruh hastaları su sesi, hoş kokularla tedavi ediliyordu. Külliyenin içinde o dönemde tıp eğitimi de verilirken diğer bölümde ise sübyan mektebi, ile kara sevdaya yakalanan aşıklar, akıl hastalarının tedavi edildiği bölümden oluşuyor. Maketlerle canlandırılan tedavi yöntemleri, 3 boyutlu filmlerle tarihi binada, o dönemi ziyaretçilerine adeta yaşatıyor.
'UNESCO İLE BİRLİKTE ZİYARETÇİ SAYISI YÜZDE 53 ARTTI'
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, müzenin 2016 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne alınmasıyla Balkanlar başta olmak üzere 30 ülkeden ziyaretçi sayısını artırdığını söyledi. Tabakoğlu, "Üniversitemizin işlettiği 2'inci Bayezid Sağlık Müzemizin ziyaretçi sayısı her yıl artıyor. Bu yıl ziyaretçi sayısı geçen yıla göre 20 bin artarak, 270 bine ulaştı. Ziyaretçi sayımızda yüzde 53 artış yakaladık. Balkanlar başta olmak üzere Venezüella'dan, Brezilya'dan dünyanın 30 ülkesinden ziyaretçilerimiz oldu. Çünkü Avrupa müze ödüllüne sahibiz, UNUSCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmişiz. Bu sayede bir farkındalık oluşturarak ziyaretçilerimiz sadece burayı görmek için bile olsa Edirne'mize geliyorlar. Tüm misafirlerimizi rahatça gezdirebildiğimiz bir yer burası. Fatih Sultan Mehmet'in döneminde burada neler yaşanmış, nasıl bir medeniyet kurmuşuz, insana, bilime verdiğimiz değeri gösteren, çok nadide bir örnek. Aslında medeniyetimizi anlatan en önemli yerlerden biri. Avrupa en iyi müze ödülünü aldı. Bu kolay değil. Ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne girdi. Dışarıdan bakan bir ziyaretçi özellikle bunlara dikkat ediyor. 15'inci yüzyıl kaynaklarının kullanıldığı ve tamamen 15'inci yüzyılın yaşatıldığı bir müze burası. En büyük özelliği bu. Oranın kaynakları gösterilerek canlandırılma yapıldı ve siz 15'inci yüzyılda geziniyormuş gibi, burada geziniyorsunuz. Bizim en büyük üstünlüğümüz ve güzelliğimiz bu" dedi.
'DÜNYANIN EN İYİ TIP UYGULAMALARININ YAPILDIĞI YER'
Osmanlı'ya 88 yıl başkentlik yapan Edirne'de, Sultan 2'inci Bayezid Külliyesi'nin dünyanın en iyi tıp merkezi olarak bilinen bir yer olduğunu vurgu yapan Tabakoğlu, şunları söyledi:
"Bizim şifahaneler önemli. Anadolu Selçuklularda başlayan belirli merkezler var, ama onlarla burayı karşılaştırıldığımızda Osmanlı şifahane ve hastane anlamında çok büyük atılım yapmış. Mimarisi son derece gelişmiş. Poliklinik ve yatan hasta hizmeti var. Aynı zamanda bir medrese var burada. Bu medresede de tıp eğitimi veriliyor. Burada zamanın en ileri kitapları okutulmuş, en değerli hekimler yetiştirilmiş aynı zamanda felsefe bilen dünyanın bütün tarihi bilgilerine hakim. Aynı zamanda tıp ilmini bilen kişiler yetişmiş. Dünyanın en iyi tıp uygulamalarının yapıldığı bir yer burası. O yüzden çok anlamlı. 1488 yılında akıl hastalarını su sesiyle tedavi edilirken, Ortaçağ'da insanlar içine şeytan girdi diye yakıldığı bir zaman yaşıyoruz. Burada insanların tedavisi için her türlü deneysel uygulamalar yapıldığı görülürken, orada vebadan, enfeksiyon hastalığından kırılan bir nesil görüyoruz. Çok ciddi bir fark var. Bu medeniyetin çok ileri olduğu bir dönemi gösteriyor. Ve zaten fetihlerinde olduğu dönem bu dönem. Balkanları ve İstanbul'u fetih ettiğimiz bir dönem, onun en güzel nişanesi burası. Burası aslında bir külliye, ortaya camiyi koymuşlar. Camii inancı gösteriyor hemen yanına imareti koymuşlar, günde 250 kişiye bedava yemek çıkıyor. Yan tarafına bir endüstri mumhaneyi koymuşlar."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------------
Külliyeden drone ile detaylar
Külliye kalabalık
Külliye içinden genel detay
3 boyutlu anlatım
Maketlerden detay
Muhabir Ali Can Zeray, anons
Detay
Rektör Erhan Tabakoğlu ile röp.
Farklı açılardan detay

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)

En Çok Aranan Haberler