HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ - 4

  Okul inşaatı bitmedi, cami avlusundaki konteynerlerde eğitim görüyorlar İzmir'in Buca ilçesinin kırsal mahallelerinden Belenbaşı'nda yaklaşık 60 öğrencisi bulunan ilk ve ortaokul binaları, geçen yıl yenilenmek üzere yıkıldı.

Okul inşaatı bitmedi, cami avlusundaki konteynerlerde eğitim görüyorlar

İzmir'in Buca ilçesinin kırsal mahallelerinden Belenbaşı'nda yaklaşık 60 öğrencisi bulunan ilk ve ortaokul binaları, geçen yıl yenilenmek üzere yıkıldı. Ayrı ayrı iki binanın yapım işini alan firma, konkordato (iflas) ilan etti. Şirket iflas edince, okul inşaatları yarım kaldı. Okul binaları tamamlanamayan öğrenciler cami avlusuna kurulan konteynerlerde eğitim almaya başladı.
Belenbaşı'ndaki ilk ve ortaokul binaları, geçen yıl yenilenmek üzere yıkıldı. İhaleyi kazanan şirket, biri ilkokul diğeri ortaokul olmak üzere iki ayrı bina için yapılan ihaleyi alarak, çalışmalara başladı. Kaba inşaatı biten okulların çalışmaları bitmek üzereyken, yüklenici firma iflas ettiğini açıkladı. Geçen yıl Aralık ayından itibaren okulsuz kalan öğrenciler için, mahallenin cami avlusuna bir tane konteyner konuldu. Öğrencilerin bir kısmı burada eğitim almaya başladı. Bazı öğrenciler de caminin müştemilatında ders başı yaptı. Okul müdürü ve öğretmenler için de yine camide idari bina oluşturuldu. Milli Eğitim İl Müdürü Ömer Yahşi, inşaat ihalesini alan şirketin iflas ettiğini, konuya dair Milli Eğitim Bakanlığı'na yazı yazdıklarını belirtti. Yahşi, "Yeniden okulu hayata geçirmek için çalışıyoruz. Okulu tamamlamak için var gücümüzle uğraşıyoruz. Süreci hızlandırıyoruz. Çok üzüldüğümüz bir konu" dedi.
'KIŞ YAKLAŞIYOR SORUN ÇÖZÜLMELİ'
Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyüp Demir, bu tür yapıların çocuklar için sağlıksız olduğuna dikkat çekerek, "21'inci yüzyılda bu tür görüntülerin olması hoş değil. Eğitimde kaybedecek tek bir fert yoktur ancak bu çağda konteynerde eğitime devam ediyorsak burada büyük bir soru işareti var demektir" dedi.
Yetkililerin bu sorunu hep birlikte çözmesi gerektiğini ifade eden Merih Eyyüp Demir, şunları söyledi: "Okulun yeni bina inşası ile ilgili bir sürecin başladığını biliyoruz. İhalesi yapıldı, bir firma okulu yapmak için ihaleyi aldı. Ancak ekonomik koşullar ortada, firma bu işi götüremedi. Firmanın bir an önce tasfiye sürecinin başlatılması gerekiyor. Yeni bir ihale ile işin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Tüm çalışmalar devlet yetkililerinin uhdesinde."
Kış aylarının yaklaştığına dikkat çeken Demir, "Çocukların sağlıksız ortamlarda eğitim alması kabul edilemez. Sağlıksız, rutubetli ortamlarda çocuklar ders yapıyor. Bu durum çocukların sağlığı ile ilgili olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Yetkili makamlardan, kanuni bir hak olan şirketin tasfiye sürecinin bir an önce başlatılması ve okulun bir an evvel bitirilerek, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim ortamına kavuşturulmasını rica ediyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü
----------
-Belenbaşı'nda yarım kalan inşaatlardan görüntü
-Camiye kurulan konteynerlerden görüntü
-Türk Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir ile röp.
-Anonslar
-Genel ve detay görüntü dökümü

Haber: Umut KARAKOYUN- Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR, (DHA)

============

Caminin minaresi ve tepelere çıkarak görüşme yapıyorlar

Van'ın Gevaş ilçesine bağlı Değirmitaş Mahallesi sakinleri, GSM operatörlerinin şebekelerinin çekmemesi nedeniyle, tepeye, caminin minaresine ve ot yığınlarını üzerine çıkarak, yakınlarıyla telefon görüşmesi yapabiliyor.
Gevaş ilçesinin 650 nüfuslu Demirmitaş Mahallesi ve bağlı Dövecik Sokağında yaşayanlar, telefon şebekesini bulabilmek için köylerinde yaklaşık 300 metre uzaklıktaki tepeye, caminin 30 metre yüksekliğindeki minaresine ve ot yığınlarının üzerine çıkarak şebeke arıyor. GSM operatörlerine başvuruda bulunan köylüler sorunlarının çözülmesini bekliyor.
CAMİNİN MİNARESİNDE ŞEBEKE ARIYORLAR
Mahalle Muhtarı Mehmet Ali Ayyıldız, cep telefonu ile görüşebilmek için tepeye ve cami minaresine çıkmak durumunda kaldıklarını ifade ederek, "Mahallemizde telefon şebekesi çekmediği için büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Burada yaşayan vatandaşlar, tepelere, mahalledeki caminin minaresine ve ot yığınlarının üzerine çıkarak görüşme yapabiliyor. 650 nüfusu olan Mahallemizde GSM operatörlerine iki kez müracaatta bulunduk. Ancak şu ana kadar herhangi bir gelişme olmadı. Kışın hastalarımız olduğunda 112 sağlık ekiplerine bile haber veremiyoruz. Mahallemiz haberleşmeden mahrum kaldığı için büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Yetkililerden,bu sorunumuza çözüm bulmalarını rica ediyoruz" dedi.
KIŞ MEVSİMİNDE BÜYÜK SIKINTILAR ÇEKİYORUZ
Mahalle sakinlerinden İnan Hakan ise, mahallelerinde telefon şebekeleri çekmediği için özellikle kış aylarında büyük sıkıntı yaşadıklarını ifade ederek,"Taş, ot yığınları, tepelere ve caminin minaresine çıkıp şebeke arıyoruz. Buradan yetkililere sesleniyorum. Rica ediyoruz. Bu konuya bir el atsınlar. Bizim bu sorunu çözsünler" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-------------
-Tepelere çıkarak şebeke arayan vatandaşlar
-Taşların üzerine çıkıp telefon şebekesi arayan vatandaşlar
-Şebeke arayan vatandaşlardan genel ve detaylar
-Sinyali bulduktan sonra bir yakını ile görüşen vatandaş
-Tepede şebeke arayan vatandaşlar
-DHA Muhabirinin anonsu
-Ot yığınlarının üzerinde şebeke arayanlar
-Salih Atik ile röportaj
-İnan Hakan ile röportj
-Mahallenin camisi
-Caminin minerasine çıkan vatandaşlar
-Caminin minaresinde telefon şebekesi arayan vatandaşlar
-DHA Muhabirinin anonsu
-Minarede telefon görüşmesi yapan vatandaşlar
-Detaylar

Haber-Kamera: Behçet DALMAZ- Orhan AŞAN/VAN,(DHA)-

================

Turistlerin peştemal ilgisi

Muğla'nın Datça ilçesi turizm sezonun son günlerinde yabancı turistlerin akınına uğruyor. İlçeye gelen özellikle yabancı turistler, peştemal bornoz, plaj kıyafetleri, bluz ve gömlek gibi yöresel tekstil ürünlerine büyük ilgi gösteriyor.
Datça limanı, Bodrum ve Marmaris gibi ilçelerden gelen gezi tekneleri ile dolup taşarken, tatilcilerin büyük çoğunluğunu yabancı turistlerin oluşturması, esnafın yüzünü güldürdü. Günü birlik turlar ile Datça'ya gelen yabancı turistler arasında ilk sıralarda yer alan Hollandalı turistler, karaya ayak basar basmaz, çarşı- pazar dolaşıp bol bol alışveriş yapıyor. Hollandalı turistler, peştemal bornoz, plaj kıyafetleri, bluz ve gömlek gibi yöresel tekstil ürünlerine büyük ilgi gösteriyor. Datça'da esnaflık yapan Ulalı Fehmi Güler (54), son yıllarda yabancılar arasında peştemala olan ilginin arttığını söyledi. Güler, "Anadolu kadınlarının, pamuk, keten, bambu ve ipekten eski geleneklere göre kökboyası ile boyadıkları ve eski tezgahlarda elle dokudukları yüzde 100 doğal peştemallar, özelikle Avrupalı kadınların yeni gözdesi oldu. Anadolu'da yıllarca kullanıldıktan sonra, bir dönem neredeyse unutulmaya yüz tutan peştamalın Avrupalılar tarafından tercih ediliyor olması bizi mutlu ediyor. Yoğun ilgi olunca, ürün çeşitlerimizi artırdık. Eskiden sadece banyodan çıkınca üzerimize sarmak için kullandığımız peştemal şimdi plajlarda, Avrupalı kadınların üzerinde pareo, bluz, plaj kıyafeti olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
Öte yandan başta peştamal olmak üzere peştamalden yapılan ürünlerin fiyatları şöyle; Peştamal 40 ve 50 TL. Bornoz 50 ve 100 TL. Plaj elbisesi 50 TL. Gömlek 50 - 70 TL. Peştemal koltuk örtüsü 50- 150 TL. Bluz 60 - 70 TL. Tunik 70 - 80 TL ve Peştemal havlu 40- 50 TL

Görüntü Dökümü
-------
-Datça limanındaki teknelerden görüntü
-Limandan görüntü
-Peştamal satıcısı Fehmi Güler (54) ile röp.
-Yabancı turistler peştamaldan yapılan plaj kıyafetlerini incelerken

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

================

Omurga eğriliği, her 100 çocuktan 3’ünde görülebilir

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi(BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne sırt ve omuz şekil bozukluğuyla başvuran Onur Düzlüoğlu’nun(19) omurga eğriliği(skolyoz) olduğu tespit edilmesinin ardından 10 saat süren ameliyatla sağlığına kavuştu. Doç. Dr. Murat Songür, her 100 çocuktan 3’ünü etkileyen skolyoz hastalığının tedavi edilmediğinde yaşam kalitesi ve iş gücü kaybına neden olabileceğini söyledi.
Onur Düzlüoğlu, sırt ve omzundaki eğrilik nedeniyle BEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne başvurdu. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Songür, yaptığı muayyenin ardından Onur Düzlüoğlu’nun omurga eğriliği(skolyoz) hastası olduğunu tespit etti. Onur Düzlüoğlu’nun omurgasındaki eğrilik, 10 saat süren ameliyatın ardından düzeltildi. Riskli bir ameliyat olmasına rağmen kısa sürede ayağa kalkan Onur Düzlüoğlu, kendisini ameliyat eden doktorlara teşekkür etti. Onur Düzlüoğlu, “Ağrı olarak bir zorluk yoktu ama şekil bozukluğu vardı. Buda etkiliyordu beni. Lisede arkadaşlarım omzunun biri niye düşük diyorlardı. Ben dalga geçiyorlar diye pek kale almamıştım. Sonra evde annem fark etti. Ameliyat çok güzel geçti. İlk gün biraz ağrım oldu ama şu an gayet iyiyim.ö dedi.
Doç. Dr. Murat Songür ise hastanın kendilerine başvurmasının ardından cerrahi müdahale kararı alarak ameliyat ettiklerini söyledi. Ciddi bir ameliyat sonrası hastanın omuriliğindeki eğriliğin düzeltildiğini belirten Doç.Dr. Songür, “Yakın tarihte sırt ve omzunda şekil bozukluğuyla başvurdu. Skalyoz dediğimiz omurga şekil bozukluğunu tespit ettik. Cerrahi sınırlar içerisinde tedavi edilmesi gerektiğini söyledik. Ameliyat olmaya karar verdi ve 4 gün önce ameliyatını gerçekleştirdik. Ciddi bir ameliyattır. Hastamız güçlü. Kendisi yataktan kalkabiliyor. Hastamızı bir an önce taburcu edip yeni eğitim ve öğretim yılına yetiştireceğiz. Bir süre ağır spor ağır fiziksel aktiviteyi kısıtlıyoruz. Ardından normal olarak hastalar normal hayatlarına sorunsuz şekilde dönebiliyorlar.ö dedi.
HER 100 ÇOCUKTAN 3’ÜNDE GÖRÜLEBİLİYOR
Her 100 çocuktan 3’ünü etkileyen sırt ve bel şekil bozukluğu olarak da bilinen skolyoz hastalığının tedavi edilmediğinde yaşam kalitesi ve iş gücü kaybına neden olabileceğini ifade eden Doç.Dr. Songür, şöyle dedi:
“Zonguldak ve çevresinden gelen ve ameliyat dışı tedavi yöntemleri ile takip ettiğimiz yaklaşık 500 hastamız mevcut. Geçtiğimiz hafta da otuzuncu başarılı skolyoz cerrahimizi uyguladık. Gerek ameliyat öncesi hazırlığı ve planlaması, gerekse müdahalenin ağırlığı açısından bakıldığında skolyoz cerrahisi özellikli olarak tanımlayabileceğimiz bir tedavi yöntemidir. Verdiğimiz hizmet ile ilimiz ve çevresi genelinde ciddi bir ihtiyacı giderdiğimizi söyleyebiliriz."

Görüntü Dökümü
----------
-Doç.Dr. Murat Songür’ün hastalığı anlatması
-Hastayı ziyaret etmeleri
-Doç.Dr. Murat Songür’ün konuşması
-Hasta Onur Düzlüoğlu’nun konuşması
-Hastane koridorunda yürümesi
-Hastane başhekimi Prof. Dr. Şenay Özdolap ile röp.
-Hastaneden detay

Süre: (5:55) Boyut: (661 MB)

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)

===================

Doç. Dr. Çavuşoğlu Yıldırım düştüğünde kabolulu cihaz kullanmak tehlikeli olabilir (TEKRAR)
"İNSAN AÇIKTA PARATONER GİBİDİR"
"CEP TELEFONU İLE KONUŞMAK YILDIRIM ÇARPMA RİSKİNİ ARTIRIR' İNANCI İSE YANLIŞTIR"

Erzurum, Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği, Haberleşme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Çavuşoğlu, kablolu haberleşme ve enerji nakil hatlarına düşecek yıldırımın eve kadar ilerleme ihtimali nedeniyle telefon ve saç kurutma cihazları gibi kablolu cihazları kullanmanın tehlike yaratacağını söyledi. Çavuşoğlu, Etrafınızda halihazırda yıldırımın yerleşim bölgelerine düşmesini engelleyecek paratoner gibi güvenlik tedbiri alınmışsa bu sizi etkilemeyen bir durum olabilir. Ama tedbir alındığından emin değilseniz kablolu cihazları yıldırım esnasında kullanmayı tercih etmeyin" dedi.
Sonbaharla birlikte yağış mevsiminin de başlamasıyla yaşanabilecek yıldırım çarpma vakalarını değerlendiren Doç. Dr. Bülent Çavuşoğlu, yıldırımın yüksek miktarda enerji yüklenmesinin deşarjı ile oluştuğunu belirtti. Çavuşoğlu, "Bu deşarj bulutlardan toprağa doğru olmaktadır. Bulutlardan toprağa ulaşmaya çalışan yıldırım, gidilebilecek en kolay yoldan ilerler. Havanın elektriksel geçirgenliği az olduğu için yıldırım elektriksel iletkenliği daha iyi olan metal, su, ağaç ve bunun gibi maddeler üzerinden toprağa ulaşma eğilimindedir. Paratonerler bu mantık kullanılarak yapılır. En uzun iletkenin, bina değil de daha iyi bir iletken olan metalin olması sağlanır ve yıldırım binaya zarar vermeden toprağa ulaşabilir" diye konuştu
"İNSAN AÇIKTA PARATONER GİBİDİR"
Açık alanda insanın adeta bir paratoner görevi yaptığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Eğer açık bir arazide yağışlı ve gök gürültülü bir havada bulunuyorsak, yıldırım tehlikesine karşı mümkün olan en kısa sürede bir binaya sığınmalıyız. Kesinlikle şemsiye, elektrik direği veya ağaç altına sığınmamak gerekir. Halk arasında bilinen, 'Cep telefonu ile konuşmak yıldırım çarpma riskini artırır' inancı ise yanlıştır. Telefon ile konuşmanın bu riski artırdığına dair bilinen bir araştırma bulunmamaktadır. Açık bir ortamdaysanız yıldırım tehlikesi sizin elinizde cep telefonu olsun, olmasın var olan bir tehlikedir. Onun için gerekli tedbirleri almanız gerekir. Yıldırım çarpmasının ölümle sonuçlanmasının en büyük nedeni ise, elektrik akımının toprağa doğru yol alırken vücudumuzun hayati organlarından geçmesidir. Cep telefonunun, aslında insan derisi üzerinden toprağa ulaşılabilecek nitelikte akımlar için yeni yollar yaratarak, beyin ve kalp gibi hayati organlara ulaşmasına neden olabileceği düşünülebilirse de, aynı durumda cep telefonu kullanılmasaydı, yıldırım çarpmasından kaçınılabilirdi gibi bir çıkarım yapmak pek mümkün değildir" dedi.
"YILDIRIMDAN KORUNMANIN YOLLARI"
Yıldırım düşme riski olan havalarda dışarıda olmanın ev veya işyerinde, kablolu telefon ve saç kurutma makinesi gibi elektrikli aletlerin kullanılmasının çok tehlikeli olduğunu sözlerine ekleyen Çavuşoğlu şunları söyledi
Aslında çok zorunlu değilseniz dışarı çıkmasanız iyi olur. Çıkmak durumunda kaldığınızda ise yıldırım oluştuğu anda muhakkak kapalı bir mekanda olmanız en güvenli tedbirlerden bir tanesi. Kapalı alanlar her zaman koruma sağlarlar. Dışarda bulunmamaya gayret etmek lazım. Açık alanda yıldırım tehlikesiyle karşılaştığınızda ise eğer aracınız varsa hemen aracınızın içine girmeniz gerekir. Araç ta güvenli yerlerden bir tanesidir. Araç içerisine girmek mümkün değilse ağaçların altına kesinlikle gitmeyin. Çünkü ağaçlar yükseltileri fazla olduğu için yıldırımları kendi üzerlerine düşmesine sebep olabilirler. Siz de yakınsanız bundan tabi ki zarar göreceksinizdir. Evde kablolu bir telefonla veya cep telefonu ile konuşmanız konusunda kararsız kalırsanız muhakkak cep telefonunu tercih edin. Çünkü kablolu telefon yıldırım düşme durumu olan hava şartlarında daha tehlikelidir. Sebebini şöyle açıklayabiliriz Kablosuz haberleşmenin yıldırımı veya elektrik enerjisini telefona iletme imkanı bulunmazken, kablolu haberleşmenin enerji nakil hatlarına düşecek yıldırımı evinize kadar iletme ihtimali bulunmaktadır. Kablolu bütün cihazları kullanmak tehlike yaratacak unsurlardan bir tanesi. Saç kurutma makinelerini yıldırım düştüğünde kullanmamayı tercih etmeliyiz. Etrafınızda yıldırımı yerleşim bölgelerine düşmesine engelleyecek güvenlik tedbiri alınmışsa yani paratoner varsa bu sizi etkilemeyen durum olabilir. Ama tedbir alındığına emin değilsek kablolu cihazları yıldırım esnasında kullanmamayı tercih etmeliyiz.

Görüntü Dökümü
------
-Yağmurlu havada yıldırım düşmesinden detay
-Yağmurlu havada cep telefonu ile konuşan vatandaş
-Mühendislik Fakültesi tabelasından detay
-Bülent Çavuşoğlunun haberleşme laboratuvarda çalışmasından detay
-Bülent Çavuşoğlu ile röp
-Fön makinası kullananlardan detay

SÜRE 06.53 BOYUT 770 MB

Haber Turgay İPEK - KAmera Zafer KUMRU ERZURUM,(DHA)

====================

Vali Şıldak: Salda Gölü'nü koruma statüsünde en küçük bir zayıflama yoktur

Burdur Valisi Hasan Şıldak, Salda Gölü'nü korumaya yönelik yaptıkları faaliyetlerin görmezden gelindiğini ve karalama kampanyası yürütüldüğünü belirterek, "Salda'daki koruma şemsiyesi, doğal hayatın korunmasına ilişkin hem Özel Çevre Koruma Bölgesi hem sit düzenlemeleri dimdik ayaktadır. Mevcudiyetini sürdürüyor. Koruma statüsünde en küçük bir zayıflama yoktur" dedi.
Burdur'daki Lavanta Yolu Projesi üzerinde bulunan merkeze bağlı İlyas köyü Muhtarlığı tarafından yaptırılan ve 250 bin liraya mal olan Çataloluk Dinlenme Tesisleri'nin açılışı yapıldı. Açılışa Vali Hasan Şıldak, AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik'in yanı sıra protokol üyeleri katıldı.
Vali Hasan Şıldak buradaki konuşmasında, Salda Gölü'yle ilgili yapılan çalışmalara değinerek, "Salda Gölü'nde yapılan bunca iyileştirmelere, korumaya yönelik faaliyetlere rağmen bu çalışmalar hem görmezden geliniyor hem de bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bunların kabul edilebilir olmadığını ifade etmek istiyorum. Çünkü hem bizler hem en yetkili ağızdan Çevre ve Şehircilik Bakanımız defaten bunu açıklamasına rağmen, bir takım ifadeler, yine yalan yanlış haberler kamuoyuna yansıtılmaya devam ediyor. Bunları kabul etmiyoruz. Tek çözüm Salda'yı doğal haliyle korumak ve şu anda yaptığımız iş budur" dedi.
'ARTIK DÜNYADA BİLİNİR HALE GELDİ'
Açılışı yapılan tesisin turizme hizmet edeceğini aktaran Vali Hasan Şıldak, "Turizm hareketleri bir bütünlük içinde oluşuyor. Yakınımızdaki Kuyucak köyü ekmeğini lavantadan kazanıyor. Lavanta köyü olarak ünlenmiş. Bütün Türkiye, Kuyucak deyince biliyor ama son birkaç yıldır daha yüksek seviyeye ulaştı. Salda Gölü, Türkiye'de değil artık dünyada bilinir hale geldi. Bu gölümüzün varlığını ve sahip olduğu doğal güzelliği koruyarak ama turizme de açarak, turizmden de uzak durmayarak geliştirmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
'KORUMA STATÜSÜNDE EN KÜÇÜK BİR ZAYIFLAMA YOKTUR'
Geçen günlerde Cumhurbaşkanlığı kararıyla Salda Gölü'nün turizm merkezi statüsünden çıkarıldığına işaret eden Vali Hasan Şıldak, şöyle dedi:
"Geçen hafta Salda turizm merkezinin iptaliyle ilgili bir Cumhurbaşkanlığı kararımız yayımlandı. Bunun Salda'daki çalışmalarla hiçbir ilgisi yoktur. Tam tersine birbiri içine geçmiş sit alanı, ÖÇK düzenlemeleri, tabiat parkı oluşumları, sulak alan vs. pek çok statünün karmaşıklık yaratmasından kaynaklanan turizm merkezinin iptali söz konusudur. Salda'daki koruma şemsiyesi, doğal hayatın korunmasına ilişkin hem Özel Çevre Koruma Bölgesi hem sit düzenlemeleri dimdik ayaktadır. Mevcudiyetini sürdürüyor. Koruma statüsünde en küçük bir zayıflama yoktur. Bunu da söyleyen açıkçası doğru söylememektedir. Sizlerin kafasını karıştırmasın."
AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik de, "Yeni tesisimiz Burdur'umuz için güzel olacak. Salda Gölü'müze çok büyük bir ziyaretçi akını var. Isparta üzerinden gelen ziyaretçilerin kullandığı bu yolda bu restoran çok büyük bir hizmet görecek. Tabii ki lavanta bahçeleri de daha fazla ilgi çekecek" dedi.
Daha sonra protokol üyeleri tarafından tesisin kurdelesi kesilerek açılışı yapıldı.

Görüntü Dökümü
--------------
- Açılan tesis
- Konuşmalar
- Kurdele kesimi

Haber-Kamera: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

==========================

En Çok Aranan Haberler