HABER

DHA YURT BÜLTENİ -5

  Reyhanlı saldırısının firari sanıklarından Aykan Hamurcu yakalandı Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013'te yapılan iki ayrı bombalı saldırının firari sanıklarından 'Hakan' kod adlı Aykan Hamurcu, yakalandı.

Reyhanlı saldırısının firari sanıklarından Aykan Hamurcu yakalandı

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013'te yapılan iki ayrı bombalı saldırının firari sanıklarından 'Hakan' kod adlı Aykan Hamurcu, yakalandı.
Hatay Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, Antakya-Samandağ karayolunda bir otomobile yönelik operasyon düzenledi. Ekipler, araçta bulunan Aykan Hamurcu'yu gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğüne getirilen Hamurcu sorguya alındı.
53 KİŞİ ŞEHİT OLMUŞTU
Reyhanlı'daki bombalı saldırıda 53 kişi hayatını kaybetmiş, daha önce yakalanan ve aralarında Nasır Eskiocak'ın da bulunduğu 9 kişi 53'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) operasyonuyla Suriye'nin Lazkiye kentinde yakalanarak Türkiye'ye getirilen Reyhanlı saldırısının planlayıcılarından Yusuf Nazik'in de yargılanması Ankara 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor.

Görüntü Dökümü
----------
-Reyhanlı saldırısına ait ARŞİV görüntüler

HATAY,(DHA)

===============

Zonguldak'ta 'Tophane Grubu'nun 9 üyesi adliyede

Zonguldak'ta, 'Tophane Grubu' olarak bilinen organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 9 şüpheli adliyeye sevk edildi.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekipleri, kentte 'Tophane Grubu' olarak bilinen 9 kişilik çetenin yakalanması için 21 Şubat’ta operasyon düzenledi. 4 ay süren fiziki ve teknik takibin ardından şüphelilerin ev ve iş yerlerine eş zamanlı yapılan operasyonda, örgüt lideri B.T. ile Ş.A., M.Ç., F.U., E.G., U.K., S.T., B.Ö. ve F.D. gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, ‘yağma, kasten yaralama, hakaret, tehdit, dolandırıcılık, mala zarar verme, üçüncü şahısların arasındaki borç ilişkilerini düzenlemeye çalışma ve esnaftan haraç alma' suçlamalarıyla adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
------------
-Şüphelilerin adliyeye getirilişi
-Araçtan indirilip adliye binasına girişleri
-Adliyeden detaylar
-Ele geçirilen silah ve belgelerden detaylar

Süre: (2:45) Boyut: (308 MB)

Haber-Kamera: Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,)DHA)

================

Kapıkule'nin narkotik köpekleri, 1 ayda 122 milyon liralık uyuşturucu buldu

Edirne'de Kapıkule Sınır Kapısı'nda Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Narkotik Kısım Amirliği bünyesinde görevlendirilen narkotik dedektör köpekler, son bir ay içinde piyasa değeri 122 milyon lira olan 948 kilo uyuşturucunun ele geçirilmesinde büyük rol oynadı.
İsimleri Benga, Timao, Maske, Venüs, Ricky, Teo ve Thea olan 7 narkotik dedektör köpek Kapıkule Sınır Kapısı'nda görev yapıyor. Köpeklerden Venüs para, Timao ise çay ve tütün kokusuna duyarlı hareket ederken 7 köpek son bir ay içinde oldukça başarılı çalışmalara imza attı. Narkotik dedektör köpekler, Kapıkule Sınır Kapısı'ndan yurda sokulmak istenen ve piyasa değeri toplam 122 milyon lira olan 558 kilo eroin, 241 kilo esrar, 34 kilo uyuşturucu hap ve 115 kilo asitanhidrit maddesinin de aralarında olduğu uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesinde görev alarak büyük başarı elde ettiler.
Narkotik dedektör köpekler, geçen yıl ise Kapıkule'de 1 ton 88 kilo uyuşturucunun ele geçirildiği operasyonlarda görev aldı.
ÖZEL KÖPEK EVLERİNDE KALIYORLAR
Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi'ne bağlı olarak, Trakya, Kocaeli, İstanbul, Mersin, Gürbulak Sınır Kapısı ve Van'ı pilot bölge seçerek, Narkotik Kısım Amirliği'ni (NARKOKİM) kurdu. Pilot bölgelerden biri olan Kapıkule'de görevlendirilen narkotik dedektör köpekler özel olarak yapılan 'Köpek Evi'nde barındırılıyor, özel besleniyor ve sürekli veterinerler tarafından sağlık kontrolünden geçiriliyor. Hepsi özel eğitimli gümrük muhafaza memurlarına emanet edilen köpekler, sadece kendi idarecilerinin komutlarını yerine getiriyor.
24 SAAT GÖREV BAŞINDALAR
Kapıkule Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Narkotik Kısım Amirliği'nde görevli dedektör köpek idarecisi Oğuz Çalman, uyuşturucu ile mücadele Kapıkule'de en büyük yardımcılarının 7 narkotik dedektör köpek olduğunu söyledi. Bu köpeklerden Venüs'ün aynı zamanda banknot kokusunu da aldığını belirten Çalman, "Köpeklerimiz ile biz idarecileri vardiya sistemi ile 24 saat çalışma esasına göre çalışıyoruz. Kapıkule'de üç grup halinde çalışıyoruz ve her grupta iki adet dedektör köpeğimiz görev yapmakta. Yani köpeklerimiz gece de çalışıyorlar ve her köpeğin idarecisi mevcut. Her köpek kendi idarecisiyle çalışıyor. Kapıkule çok yoğun bir sınır kapısı olduğu için köpeklerimizin çok çalıştığını söylemek mümkün. Köpeklere günde bir kez mama veriliyor, belli saatleri var. Belli tuvalet saatleri var. Eğer arama yoksa, kendi eğitim çalışmalarımızı yaptırıyoruz. Yani mesainin hemen hemen tamamını köpeklerimiz ile birlikte geçiriyoruz. Yani kuralı budur. Köpek idarecisi köpeğinin başında, köpeğinden sorumludur ve köpeğin performansından sorumludur. Çalışma disiplininden sorumludur ve her an çalışmaya hazır vaziyettedir" dedi.
BİR AYDA 122 MİLYONLUK UYUŞTURUCU
Son bir ay içinde Kapıkule Sınır Kapısı'nda piyasa değeri 122 milyon lira olan 948 kilo 640 gram uyuşturucu ele geçirdiklerini belirten Oğuz Çalman, "Bu operasyonlarda narkotik dedektör köpeklerimiz yani bizim mesai arkadaşlarımızın doğrudan katkısı kesinlikle çok büyüktür. Bunları her ay çalışır vaziyette, gerek eğitim çalışmaları gerekli tüm çalışmaları vasıtasıyla çalışmaya hazır tutmamız sayesinde gerçekleşmiştir" dedi.
Uyuşturucu tacirlerinin korkulu rüyası narkotik dedektör köpeklerin oyun oynadıklarını düşünerek uyuşturucuyu bulduklarını söyleyen Çalman, "Köpeklerimiz aslında çalışırken yani uyuşturucu madde sakladığınızda topları arıyorlar ve buldukları zamanda o topla oyunlar oynuyoruz sanıyorlar. Aslında köpeğin düşüncesi oyun oynamak üzerine ve biz onu köpeğini oyun oynama isteğini işe çeviriyoruz. Uyuşturucu madde aramalarını bu oyun üzerine oturtarak yapıyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü
---------
Muhafaza ekibinden genel
Dedektör köpeklerden genel
Köpekleri ile ekibin sahaya gidişi
Köpeklerin arama yapması
Aramadan detay
Köpeklerden detay
Oğuz Çalman ile röp
Farklı açılardan detay
Kapıkule Gümrük Kapısı tabelası

Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE-Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)

================

Orkide üretimiyle yıllık 15 milyon euroluk ithalatı durdurdu

Yalova'da kurulan orkide üretim tesisiyle Türkiye'nin orkide ihtiyacının yüzde 50'si karşılanıyor. 40 bin metrekarelik tesiste üretim yapan Turhan Tuğtekin, girişimleriyle yıllık 15 milyon euroluk ithalatın önüne geçtiklerini söyledi.
Baba mesleği çiçekçilik olan Turhan Tuğtekin, Türkiye'nin tek orkide üretim merkezini Yalova'da kurdu. Yılda yaklaşık 2 milyon 500 binlik üretim sonucu Türkiye'nin her yıl Hollanda'dan 30 milyon euro bedelle yaptığı sipariş, yarı yarıya düştü. Yalova'da üretilip, Türkiye'nin dört bir yanına dağıtılan orkidelerle ülke ihtiyacının yüzde 50'si karşılanıyor. Tamamı bilgisayar kontrollü tesiste, bir orkidenin laboratuvar ortamında satışa hazır hale getirilmesi, yaklaşık 3 yıllık zaman alıyor. Tesiste üretime başlanılmasının ardından ülkenin orkide ihtiyacının yüzde 50'lik bölümü, yerli üretimle sağlanmaya başlandı.
TÜRKİYE PAZARININ YÜZDE 50'SİNİ KARŞILIYOR
Tesis kurulduktan 5 yıl sonra satış hacmini artırarak, Türkiye'deki orkide satışının yüzde 50'sine sahip olduklarını belirten Turhan Tuğtekin, "Yaklaşık 5 yıldır 'phalaenopsis' denilen bir tür orkide üretiyoruz. Türkiye'de daha önceden üretimi yoktu. Tamamen ithalata bağlı bir üründü. Şu an 40 bin metrekare olan tesisimizde yaklaşık 2,5 milyon adet orkide üretiyoruz. Bu da Türkiye'nin ihtiyacının neredeyse yüzde 50'sine tekabül ediyor" dedi.
Girişiminin, ülke için büyük kazanç olduğunu kaydeden Tuğtekin, "Türkiye'de üretilmeyen bir üründü. Biz de 'Neden olmasın?' mantığıyla yola çıktık. Bu üretimle Türkiye'deki ithalatın neredeyse yüzde 50'sinin önünü kesmiş olduk. Bu, ülkemiz için büyük bir döviz kazancı oldu. 5 milyon orkide ithalatında günümüzde 25- 30 milyon euro gibi bir rakam Hollanda'ya gidiyordu. Bu da bunun yarısının önünü kesti" diye konuştu.
3 YILDA BÜYÜYOR
Ar-Ge çalışmalarının sürdürüldüğünü belirten Tuğtekin, "Tesisimiz tamamen bilgisayar kontrollü. Bir çiçeğin laboratuvar ortamında başlayarak, seraya gelmesi, yaklaşık 3 yıllık süreçten geçiyor. Değişik sıcaklık ve ışık ortamlarında bekletiliyor. Şu andaki ürünlerimiz tamamen yerli. Kendi doku kültürü laboratuvarımızda ürettiğimiz fidelerden oluşuyor. En güzel çeşitleri seçerek üretim yapıyoruz. Birkaç yıl sonra kokulu çeşitlerimiz de çıkacak. Yaklaşık 150- 200 renk ve tür üzerindeki çalışmalarımız devam ediyor. En kısa sürede Türk halkını en güzel orkidelerle buluşturacağız" dedi.
Tesiste 40 kişinin çalıştığını, tam kapasiteye ulaştıklarında bu sayının 60'a çıkacağını vurgulayan Turhan Tuğtekin, "Yurt dışından gelen fiyatlara kıyasla yarı fiyatına ve çok daha güzel, kaliteli orkideler üretiyoruz. Fiyatlarımız son derece uygun. Orkide her eve girebilir duruma geldi. Eskiden ulaşılamaz bir çiçekti ama şimdi öyle değil. İnsanlar evlerinde renk koleksiyonu yapmaya başladılar. Ürettiğimiz orkideler Türkiye'nin her tarafına ulaşıyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-----------
-Çiçeklerin paketlenmesi
-Bantlarda hareketler
-Çalışanlardan detaylar
-Laboratuvar çalışmaları
-Tuğtekin ile röportaj

Süre:4.20 Boyut:485 MB

Haber: Enver Fatih TIKIR/ Kamera: Semih ŞAHİN/YALOVA, (DHA)

=====================

Öğretmenlerden 'akapella' müzik

Samsun'da çoğunluğu müzik öğretmenlerinden oluşan 'VocaVoice' isimli müzik grubu üyeleri, enstrüman yerine kendi seslerini kullanarak 'akapella' müzik yapıyor. Sadece insan sesi kullanılarak oluşturulan ritimlerle şarkılar söyleyen koro, Türkiye genelinde çeşitli illerde de konserler veriyor.
Samsun'da 2008 yılında bir araya gelen müzik öğretmenleri, eğitim fakültesi müzik öğretmenliği bölümü öğrencileri ile iki mühendis, 'VocaVoice' isimli müzik grubu kurdu. Mesai saatleri sonunda ve okul çıkışlarında bir araya gelen koro üyeleri, akapella müzik yapıyor. Sadece insan sesi kullanılarak oluşturulan ritimlerle şarkılar söyleyen koro, Türkiye genelinde çeşitli illerde ve yurt dışında düzenlenen organizasyonlarda konserler vermeye başladı. 22 üyeden oluşan koro, yerli ve yabancı şarkıları, türküleri akapella olarak seslendiriyor.
'BU ŞEKİLDE MÜZİK YAPMAK KOLAY DEĞİL'
Koro Şefi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Bilgen Özcan Coşkunsoy, sadece insan sesi ile popüler, klasik, caz, latin, geleneksel etnik her türlü müziği söyleyen bir grup olduklarını belirterek "Bu müzikleri akapella yani enstrüman olmadan yapıyoruz. Tabu bu şekilde müzik yapmak kolay değil. Özellikle akapella müzikte sadece insan sesini enstrüman olarak kullandığı için bir kere sağlıklı bir sese sahip olunması gerekir. Siz başka bir notadan şarkıyı seslendirirken yanınızdaki diğer koro üyesi başka bir tondan şarkıyı seslendiriyor. Aslında bir orkestra ve bu orkestrada sizler her biriniz birer enstrümanist hem de solistiniz" dedi.
'ÇOK KEYİFLİ'
Koro üyesi olan Atakum Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde görevli müzik öğretmeni Ayça Özgün, 22 üyesi bulunan koronun birçok dilde şarkılar seslendirdiğini belirterek "2008 yılında kurulan korumuz ile akapella olarak şarkılar seslendiriyoruz. Hem şarkıyı söyleyip hem de enstrümanların seslerini çıkararak akapella müzik yapmış oluyoruz. Bu çok zor bir çalışma koromuz müzik öğretmenleri, eğitim fakültesi müzik öğretmenliği bölümü öğrencileri ile iki mühendisten oluşuyor. Bizim öğretmenlik dışında müzik yaparak vakit geçirebilmemiz için böyle bir koroya ihtiyacımız vardı. Benim için akapella müzik yapmak çok keyifli. Herkes tek başına şarkı söyleyebilir, enstrüman çalabilir ama bizim burada yaptığımız bireysellikten çok farklı. Biz burada bir arada müzik yapıyoruz ve çok mutlu oluyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
------
-Korodan detay
-Çalışmalarından detay
-Akapella şarkı söylemeleri
-Röportajlar

Haber-Kamera:Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/SAMSUN, (DHA)

=================

Rojda, ilik naklini beklediği hastanede resim sergisi açtı

AKUT Lenfoblastik Lösemi hastası Rojda Çakır (15), ilik nakli olmak için geldiği Antalya'da, 4 aylık tedavi sürecinde akrilik, guaj, pastel, yağlı boya ve kara kalemle onlarca resim yaptı. Ablasından alınacak ilikle yaşama tutunacak olan Rojda, yaptığı resimlerinden oluşan ilk sergisini de tedavi gördüğü hastanede açtı.
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Kemik İliği Nakli Ünitesi Direktörü Çocuk Hematolojisi Uzmanı Prof.Dr. Mehmet Akif Yeşilipek, Rojda'nın daha önce Diyarbakır'da tedavi gördüğünü, hastalığının tekrarlaması üzerine kendilerine başvurduğunu belirtti. Prof. Dr. Yeşilipek, “Rojda 3,5 aydır bizde tedavi görüyor. Tedavisi tamamlandıktan sonra mart ayında ilik nakli olacak. Kardeşinden nakil yapacağız. Umarım Rojda'yı sağlığına kavuştururuz" dedi. Rojda ile birlikte sergisini gezen ve resimleriyle ilgili tek tek bilgi alan Prof. Dr. Yeşilipek, “İnşallah sağlığına kavuşur ve ileride çok güzel resimler yapar. Ben onun profesyonel bir sanatçı olacağına inanıyorum. Gelecek açısından umut vadeden genç bir ressam Rojda" dedi.
'4 AY BOYUNCA RESİM YAPTIM'
Ablası Elif Çakır'dan (19) yapılacak ilik naklini beklerken tedavi gördüğü hastanenin odasında resimler yaptığını belirten 10'uncu sınıf öğrencisi Rojda, ilk sergisini açmanın heyecanı içinde olduğunu söyledi. Ortaokuldan bu yana resim yaptığını anlatan Rojda, “En çok karakalem seviyorum ama guaj, pastel, akrilik ve yağlı boyayla da resimler yapıyorum" dedi. İlik nakli beklerken yaptığı resimlerle sergi açmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Rojda, kendisi gibi ilik nakli bekleyen ve ilik nakli olan yaşıtlarına “Ben herkesin mutlu olmasını, hayata sımsıkı sarılmasını istiyorum. Bu tedavi sürecinde bir şeylerle uğraşmalarını istiyorum. Ben resimle uğraştım ve 4 ayım bitti. Zaman geçti. Şimdi nakli bekliyorum" diye konuştu.
'HERKES BİZİM GİBİ ŞANSLI OLSUN'
8 çocuğu bulunan anne Nejla Çakır (37) ise kızının bir an önce sağlığına kavuşması için dua ettiğini belirterek, “Rojda 3'üncü çocuğumuz. Rojda'ya ablası Elif ilik verecek" dedi. Rojda'nın hastalığının tanısını 2 yıl önce aldığını ifade eden anne, “Kızım 20 ay Diyarbakır'da tedavi gördü. Nakil olmamıştı. Ama hastalığı tekrarlayınca Antalya'ya geldik. Burada nakil olacak" diye konuştu. Hasta çocuğuna bir diğer çocuğunun hayat vereceğini söyleyen anne, "Çok şükür Allah'a. Allah kimseyi hasta etmesin. Hasta olurlarsa da bizim gibi şanslı olsunlar inşallah" dedi.
Kızının sergi açmasının çok güzel bir duygu olduğunu belirten anne Çakır, “Rojda'nın resimle uğraşması çok güzel. Tedavi zamanını böyle geçirdi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
- Sergiden genel görüntü
- Resimlerden tek tek görüntüler
- Prof.Dr.Mehmet Akif Yeşilipek'e Rojda sergide resimlerini anlatırken görüntü
- Prof.Dr. Mehmet Akif Yeşilipek ile röportuj
- Rojda ile röportaj
- Rojda'nın annesi Nejla Çakır ile röportuj
- Rojda odasında resim yaparken

Haber: Selma KUNAR- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)

==================

Hayranlarını kırmayan Kaynarca sahneye çıktı

Muğla'nın Bodrum ilçesine gelen oyuncu Oktay Kaynarca, eğlenmek için gittiği mekanda hayranlarını kıramayarak sahneye çıktı. İki türkü seslendiren Kaynarca'nın performansı beğeni topladı.
Söylediği türkülerle daha önce de gündeme gelen oyuncu Oktay Kaynarca, dün (perşembe) akşam arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği kentteki bir bar-restoranda, hayranlarını kıramayarak sahneye çıktı. Neyzen Tevfik Caddesi üzerinde canlı müzik yapan mekanda sahneye çıkan Kaynarca, 'Uzun İnce Bir Yoldayım' ve 'Dostum Dostum' türkülerini seslendirdi. Mekanı dolduranlar Kaynarcayı ilgiyle dinlerken, uzun süre alkışladı. Kaynarca daha sonra mekana geldiği arkadaşlarıyla birlikte gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlendi.

Görüntü Dökümü
------------
- Oktay Kaynarca'nın türkü söylemesinden vatandaş çekimi

Haber- Kamera: Mehmet Can MERAL / BODRUM (MUğla), (DHA)

En Çok Aranan Haberler