HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ -5

  Sahildeki tıbbi atıklar tehlike saçıyor Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde, yaz aylarında insanların denize girdiği 1 kilometrelik sahildeki kullanılmış şırınga, iğne, kan tüpleri, serum şişeleri, ilaç şişeleri gibi tıbbi atıklar insan sağlığını tehlikeye sokuyor.

Sahildeki tıbbi atıklar tehlike saçıyor

Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde, yaz aylarında insanların denize girdiği 1 kilometrelik sahildeki kullanılmış şırınga, iğne, kan tüpleri, serum şişeleri, ilaç şişeleri gibi tıbbi atıklar insan sağlığını tehlikeye sokuyor. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, sahildeki tıbbi atık kirliliğiyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle TBMM'ye soru önergesi verdi.
Kent merkezine yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta olması nedeniyle yaz aylarında ailelerin denize girerek serinlediği, yürüyüş ve piknik alanlarıyla halkın yoğun olarak kullandığı Kozlu Sahili’ndeki kirlilik halkın tepkisini çekti. Evsel atıkların yanında tıbbi atıklarında bulunduğu sahildeki kirlilik sağlığı tehdit etmeye başladı. Sahildeki şırınga, iğne, kan tüpleri, serum ve ilaç şişeleri ve diğer tıbbi atıklar havadan da görüntülendi. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, sahildeki tıbbi atık kirliliğiyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle TBMM'ye soru önergesi verdi. Milletvekili Yavuzyılmaz, tıbbi atıkların toplanması ve imhası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kontrol edilip denetlenmediğini, tıbbi atık tehlikesi ile ilgili ihbar alınıp alınmadığı, alınmışsa ihbar ile ilgili bir saha veya laboratuvar çalışması yapılıp yapılmadığını ve konuyla ilgili bir soruşturma açılıp açılmadığını bakan Kurum’a sordu.
'SAHİL BİRAN ÖNCE TEMİZLENMELİ'
Milletvekili Yavuzyılmaz, halkın piknik yaptığı, balık tuttuğu, denize girdiği, çocukların uçurtma uçurduğu evcil ve sokak hayvanların dolaştığı kumsal hattı boyunca yerlerde her biri kullanılmış, yüzlerce şırınga, iğne, kan torbası, serum kordonları, ilaç ve serum şişeleri, kesici ve delici tıbbi aletler olduğunu söyledi. Sahilin biran önce detaylı olarak profesyonel ekiplerce temizlenmesi gerektiğini ifade eden Yavuzyılmaz, şöyle dedi:
“Sahil boyunca yerlerde tıbbi atıklar var. Büyük ihtimalle şehir çöplüğünden dalgaların aldığı ve tekrar sahile bıraktığı kirlilik var. Son derece tehlikeli şırıngalar ve iğneler var. Hangi hastalığın hangi mikrobun olduğu bilinmeyen şırıngalar, bu sahil boyunca maalesef sahile yayılmış durumda. İlaç artıklar ve serumlarda var. Sahilde gezen insanlara, çocuklara hayvanlara hepsine bulaşma ihtimali bulunuyor. Gerekli yetkilileri uyaracağız. Bu gençlerin kendi başına kontrolsüz toplayabileceği bir kirlilik değil çünkü çok tehlikeli bir kimyasal atık temizleme tarzında bütün sahilin dezenfekte edilmesi gerekiyor. Burada insanlar denize girecek gezintiye çıkacak. Maalesef burasının biran önce acil olarak temizlenmesi gerekiyor."
HALK TEPKİLİ
Sahilde yürüyüş yapan Atilla Persova da sahilde çok fazla tıbbi atık olduğunu söyleyerek, “Burası yürüyüş yaptığımız, gezdiğimiz, dinlendiğimiz bir yer ama bu yıl aşırı şekilde tıbbi atıklar var. Aklınıza gelmeyecek kadar tıbbi atık var. Zonguldak için çok çirkin ve sağlığı tehdit eden bir görüntü. İnsanlar burada denize giriyor. İğneler var. Birçok atık var. Geçen sene bu kadar yoktu. Nasıl geldi buraya bilmiyorum. Yetkililerin biran önce önlem alması gerekiyor" dedi.

Görüntü Dökümü:
----------
-Drone ile sahiden görüntü
-Tıbbi atıklardan detay
-Sahildeki kirlilik
-Sahilde gezen vatandaşlar
-Atilla Persova ile röp.
-Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ile röp.

Süre: (8:44) Boyut: (977 MB)

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Cünyet ÖZFİDAN/ZONGULDAK,(DHA)

====================

Otomobille traktör çarpıştı: 1 ölü

İzmir'in Tire ilçesinde, karşı şeride geçen otomobille traktörün çarpıştığı kazada Ekrem Karaoğlan (81) öldü.
Kaza, dün (cuma) akşam saatlerinde, kırsal Kahrat Mahallesi yakınlarında, İlkkurşun ile Gökçen mahallelerini bağlayan çevreyolunda meydana geldi. Şerit ihlali yaparak karşı şeride geçtiği öne sürülen evli ve 2 çocuk babası Ekrem Karaoğlan yönetimindeki 35 T 1168 plakalı otomobille, Tuncay Çetin (50) yönetimindeki 35 YAD 24 plakalı traktör karşılıklı çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle her iki araç da yol kenarındaki araziye uçtu. Otomobil sürücüsü Ekrem Karaoğlan, kaza yerinde öldü. Traktör sürücüsü Çetin ise şans eseri kazayı yara almadan atlattı.
Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
----------
Kaza yerinden görüntü
- Ölen Ekrem Karaoğlan'ın fotoğrafı

Haber- Kamera: Yiğit SOYLU / TİRE (İzmir), DHA)

====================

YPG'ye eleman temin eden Suriyeli 2 kardeşe gözaltı

Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü YPG saflarında savaştıktan sonra kaçak yollarla geldikleri Şanlıurfa'da örgüte eleman temin ettiği öne sürülen Suriyeli Faiz Muhammet Ali (31) ile kardeşi Mustafa Muhammet Ali (25) gözaltına alındı.
Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG saflarında savaştıktan sonra kaçak yollarla Türkiye'ye giren Suriyeli Faiz Muhammet Ali ile kardeşi Mustafa Muhammet Ali'nin Şanlıurfa'da terör örgütü YPG'ye eleman temin etmeye çalıştığını tespit etti. Kardeşlerin birlikte yaşadığı evi belirleyen polis ekipleri, şafak vakti baskın yaparak, ikiliyi gözaltına aldı.
Adana'ya getirilerek sorguya alınan kardeşlerin ağabeylerinin de halen YPG saflarında savaştığı öğrenildi. Sorguları tamamlanan şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
----
- Zanlıların adli tıp birimine getirilmesi
- Adli tıp biriminden çıkarılması
- Polis aracına bindirilmeleri

SÜRE:01'05" BOYUT:119 mb

Haber-Kamera: Nuri PİR/ADANA,(DHA)

===================

Kızılırmak Deltası'nda yıkılan kaçak villa alanları kuşların yuvası oldu

Türkiye ve dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'ndeki yıkılan çoğunluğu villa 319 kaçak yapının molozlarından oluşturulan tepelerin üzeri toprakla dolduruldu. Zamanla doğal bitki örtüsüyle kaplanan tepeler, göçmen kuşların konaklama alanı oldu.
Türkiye ve dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'ndeki çoğunluğu villa 319 kaçak yapı 3 yıl önce yıkıldı. Binaların yıkımı sonrasında ortaya çıkan molozların, kamyonlarla delta dışına çıkarılmasının hem doğal yaşamı olumsuz yönde etkileyeceği hem de maliyetli olması nedeniyle deltada değerlendirilmesine karar verildi. Beton moloz yığınları ile deltada 4 farklı noktada oluşturulan tepeler toprakla dolduruldu. Zamanla doğal bitki örtüsüyle kaplanan tepeler, göçmen kuşların konaklama alanı oldu.
Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak, Bu tepelerin doğa tarafından tamamen kabul edildiğini belirterek "Bu bölgeler doğal bitkisi örtüsüyle kaplı ve hiç bir farklılık göremiyorsunuz. Bu tepeler deltaya kazandırılmış oldu. Bölgeye gelen araştırmacılar tarafından kuş gözlem amacıyla da kullanılıyor. Bu uygulamanın ise daha önce yapılmış bir benzerinin bulunmadığı net olarak söyleyebilirim. Yine yıkım yapılan alanlarda da hem bitki örtüsü hem de sulak alan olarak kendini yenilediğini görüyorsunuz. Bu bölgelere baktığınızda buralarda aslında önceden binaların olduğunu şu an anlayamıyorsunuz. Ancak eski fotoğraflara bakarak buraları fark edebilirsiniz. Bu tepeler seyir ve gözlem amaçlı olarak deltada kullanılıyor" dedi.
Yapılan bu çalışmanın Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin UNESCO süreci için de çok önemli olduğunu söyleyen Albayrak, "30 Haziran-10 Temmuz arasında deltanın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nden daimi listeye girmesi için toplantılar yapılacak. Kararlar verilecek. İnşallah daimi listeye geçiş yaparız. 21 ülke bizimle ilgili kararlarını verecek. Biz bu konuya çok önem veriyoruz. UNESCO ile ilgili süreci tamamladığımızda Türkiye'nin bu listeye giren ilk doğal mirası olacak. Bu noktada burada yapılan her çalışma çok kıymetli. Doğa aslında affetmiyor, kendisinden ne aldıysanız, yapısını bozduysanız onu bazen kendisi geri alıyor bazen de bizim gibi biraz dışarıdan ufak müdahaleler yatığınızda o zaman hemen kendini toparlıyor" şeklinde konuştu.
356 KUŞ TÜRÜ YAŞIYOR
Samsun'da 356 kuş türünün yaşadığı, 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin korunması için bölge geçen Temmuz ayında araç girişine kapatıldı. 5 bin 174 hektarlık kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Alanı olan ve Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altında bulunan deltada irili ufaklı 20 göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlar yer alıyor. Avrupa Kuş Alanları Envanteri'ndeki en önemli 4 kriterden 3'üne sahip olan kuş cennetinde, dünyada nesli tehlike altında olan 24 kuş türünün 15'i görülüp, kayıt altına alındı. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşıyor.

Görüntü Dökümü:
-------------
-Deltadan drone ile detaylar
-Tepelerden drone ile detaylar
-Genel detaylar
-Tepelerin ilk oluşturulduğu ve yıkım yapılan alanlardan arşiv drone dedaylar
-Röportaj

Haber-Kamera:Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/SAMSUN, (DHA)

=================

Çorlu, 'Botanik Fest'te en büyük ilgi çiçeklere

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde ilk kez düzenlenen ve yoğun ilgi gören 'Botanik Fest'te bir hafta içinde 50 binin üzerinde çiçekli bitkiler satıldı. Fidan üreticisi Günnur Avcı, "En çok mevsim itibariyle mevsimlik çiçekler tercih ediliyor" dedi.
Çorlu Belediyesi ile Orion Alışveriş Merkezi tarafından bu yıl ilki düzenlenen ve 30 firmanın katıldığı Çorlu Botanik Fest, büyük ilgi görürken ilçeye çiçek bahçelerine çevirdi. Festivalde bir haftadır ziyaretçi akınını uğrarken, 50 binin üzerinde çiçekli bitki satılırken,
meyve fidanları en çok satılan ürünler arasında yer aldı.İlk olmasına rağmen festivalin büyük ilgi gördüğünü belirten AVM'nin
Basın Halkla İlişkiler sorumlusu Bengi Gökgöz, "Festival gayet güzel geçiyor.Çorlu ve Çorlu dışından gelen vatandaşlarımız oldukça ilgi, alaka gösteriyorlar. Firmalarımızla yaptığımız görüşmelerde sardunyalar, güller ve özellikle çiçekli bitkiler çok fazla gidiyor ve onları tercih ediyorlar. Bahçesi olanlar için fide ve fidanlar öncelikle tercih ediliyor. İşin doğrusu alandaki her türlü bitki oldukça ilgi görüyor" dedi.
Bursa’dan festivale katılan fidan üreticisi Fatma Yavuz, gözterilen ilgiden son derece memnun olduklarını söyledi. Yavuz, "Festival güzel gidiyor.Kalım güzel ve ilgi yoğun. Hepsi bizim kendi yetiştirdiğimiz sertifikalı ürünler, devlet güvencesiyle ürettiğimiz fidanlar. Kayısı, vişne, erik, elma, armut gibi fidanlar çok satılıyor. Hobi bahçelerine özel yarı bodur fidanlar özellikle satılıyor. Fuarın katkısı oldu. Güzel bir organizasyon düzenlenmiş. Halkın da böyle bir şeye ihtiyacı varmış" dedi.
Festivale katıldıklarından dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten Günnur Avcı, "Beklentimizin üzerinde bir yoğunluk var. Bölgenin böyle bir festivale ihtiyacı varmış memnunuz. En çok mevsim itibariyle mevsimlik çiçekler tercih ediliyor. Herkes bahçesine, bahçesi olmayan balkonuna neresi müsaitse çiçekli bitkiler açıkçası daha çok tercih ediliyor. Gül, karanfil, orkide onlara ilgi var. Herkesin farklı tercihleri oluyor" diye konuştu.
Festivalde alışveriş yapan Murat Türk, fiyatların uygun olduğunu beliterek, "Fiyatlar bizi çok mutlu etti. Meyve fidanı aldık, fiyatı ucuz . Festivalin olması en çok bizi mutlu etti. Her şey var, sebze, meyve gibi çok ürün var. Düzenleyenlere çok teşekkür ediyorum" dedi.

Görüntü Dökümü
----------
-Çiçeklerden detaylar
-Stantlardan detaylar
-Firma yetkili Bengi Gökgöz ile röp.
-Fuara katılan Günnur Avcı ile röp.
-Fuara katılan Fatma Yavuz ile röp.
-Çiçeklerden görüntüler
-Alış veriş yapanlar ile röp.
-Genel ve detaylar

Haber- Kamera Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),(DHA)

====================

5 bin yıllık Troya, kayıp hazinelerini bekliyor

Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1873 yılında Türkiye'den yurt dışına kaçırılan Troya Hazineleri, bugün Rusya’da bulunan Puşkin Müzesi’nde sergileniyor. 5 bin yıllık geçmişe sahip olan Troya Antik Kenti’nden yurt dışına kaçırılan eserlerin Türkiye’ye dönüşüyle ait oldukları topraklarda sergilenmesine ilişkin umutlarının devam ettiğini belirten Troya Müzesi Müdürü Ali Atmaca, “Eserlerimizi geri vermek istemeyenler, ‘Bu eserleri nerede sergileyeceksiniz’ gerekçesini ileri sürüyorlardı. Artık böyle gerekçeleri kalmadı. Bu eserleri sergileyeceğimiz dünyanın en önemli müzelerinden birisi olan Troya Müzemiz varö dedi.
Dünyadaki en ünlü antik kentlerden biri olan, Çanakkale'nin Tevfikiye Köyü sınırları içerisinde yer alan Troya Antik Kenti, 5 bin yıllık geçmişiyle görenleri büyülüyor. Batı edebiyatının ilk büyük eseri kabul edilen Homeros’un İlyada Destanı’na da konu olan şehir, UNESCO'nun 1998 yılında 'Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı. Filmlere, dizilere konu olan, tarihte defalarca yıkılıp yeniden kurulan Troya Ören Yeri, yılda ortalama 600 bin ziyaretçiye ulaşıyor. 2013 yılında yapımına başlanan Troya Müzesi de bölgenin turizmi açısından önem taşıyor. Geçtiğimiz yılın ekim ayında ziyaretçilerine kapılarını açan müze, Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından yurt dışına kaçırılan eserlerini bekliyor.
“MÜZE İÇİN ULUSAL MİMARLIK YARIŞMASI DÜZENLENDİö
Troya Antik Kenti’ne yakın bir mesafede 2013 yılında yapımına başlanan Troya Müzesi, 2018 yılının ekim ayında 'Troya yılında' ziyarete açıldı. 2011 yılında ulusal mimarlık yarışmasıyla projesi belirlenen müze, 66 milyon liraya yakın bir bütçeyle tamamlandı. Troya Müzesi’nin yapım aşaması hakkında bilgi veren İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Olcay Aydemir, "Proje, bakanlığımızın ulusal mimarlık yarışmasıyla başladı. Yarışmaya yaklaşık 132 proje başvurdu. Birinciliği Yalın Mimarlık kazandı. Bununla birlikte 2013 yılında uygulama çalışmalarına başlandı. 2013’ten sonra iki aşamalı bir uygulama süreci yürütüldü. 2018’e kadar süren bu süreçte ilk etapta daha çok altyapı ve kaba inşaatlar yapılırken ikinci yapıda daha çok ince yapı ve teşhir tanzime dönük uygulamalar gerçekleştirildi" diye konuştu.
"MÜZE DÜZENLEMESİ KRONOLOJİK OLARAK YAPILDI"
Müzede yaklaşık 2 bin eserin sergilendiği belirten müze müdürü Ali Atmaca, “35 bin metrekarelik peyzaj ve açık teşhir alanı ile 12 bin 750 metrekarelik kapalı mekânı içinde çalışma ofisleri, eser depoları ve sosyal donatıları yer almakta olup müzenin 3 bin 300 metrekaresi teşhire ayrılmıştır. Biz müze düzenlemesini kronolojik olarak yaptık. Müzemizin zemin katında Çanakkale’den, yani antik çağda adı Troas olan bu bölgeden açığa çıkarılan Troas Kentleri’ne ait eserleri sergiliyoruz, Birinci katta Troya’nın katmanlarını, ikinci katta antik dünyayı, üçüncü katta ise Troya kazı tarihini anlatıyoruz. Dolayısıyla tüm bölgenin eserlerini ziyaretçilere sunmuş oluyoruz. Yaklaşık 2 bin eser müzemizde sergileniyor. Müze açılmadan önce İzmir Müzesi’nde bulunan Homer sikkeleri getirilerek müzemizin envanterine kaydedildi. Yine İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde işçi hazinesi olarak bilinen altınlar ve Troya’dan çıkan birçok eser getirilerek müzemiz envanterine dahil edilmişlerdir. Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından kaçırılan eserler arasında yer alan ve 2012’de Amerika’dan getirilen Troya Müzesi’nde sergilenen kadar Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde emanette duran altın eserleri de müzemize getirdik, envanterimize kaydettik ve bunlar özel bir alanda sergide yerini almıştırö dedi.
"YURT DIŞINA KAÇIRILAN ESERLERİN İADESİ İÇİN BAHANELERİ KALMADI"
Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1873 yılında önce Yunanistan'a ardından Almanya'ya kaçırılan, günümüzde ise Rusya'daki Puşkin Müzesi'nde sergilenen Troya Hazinelerine de dikkat çeken Ali Atmaca, "Rusya’da bulunan Puşkin Müzesi’nde olan eserlerimizin geri dönüşü ile alakalı talebimiz devam ediyor. Alman arkeolog Heinrich Schliemann üçüncü dönem kazısı sonrasında Troya’da yaptığı kazılarda açığa çıkarmış olduğu 8 bin 831 adet eseri yurt dışına kaçırıyor. Önce Yunanistan daha sonra Almanya’ya götürüyor. Birçok ülke ile pazarlığa rağmen satamadığı için artık Berlin Müzesi’ne hibe ediyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra eserler gözden kayboluyor. Ta ki Rusya’da ortaya çıkana kadar. Savaş sonrasında anlaşılıyor ki eserler savaş ganimeti olarak Rusya’ya götürülmüş. Bakanlığımız yurt dışına değişik yollarla kaçırılmış eserlerin iadesi için büyük diplomatik ve hukuk mücadelesi vermektedir. Bu çabalar ve çalışmalar sonucunda son 10 yılda 3 bin 400 eserin ait oldukları topraklara dönmesi sağlanmıştır. Avrupa ya da başka ülkelerde bulunan eserlerimizi geri vermek istemeyenler, eserlerin iade edilmesi durumunda ‘Bu eserleri nerede sergileyeceksiniz’ gibi gerekçeler ileri sürüyorlardı. Artık böyle bir gerekçeleri kalmadı. Dünya’nın en önemli müzelerinden birisi olan Troya Müzesi kapılarını ziyaretçilerine açtı, yeri de belli" ifadelerini kullandı.
TROYA MÜZESİNE 7 AYDA 50 BİN ZİYARETÇİ
Troya Müzesi'nin ziyaretçilerden 7 ayda büyük ilgi gördüğünü belirten Atmaca, ziyaretçi rakamlarını şu sözlerle paylaştı:
"Ziyarete açıldığı 10 Ekim 2018 tarihinden yılsonuna kadar yaklaşık 25 bin kişi ziyaret etti. 2019 yılının ilk dört ayında ise yaklaşık 20 bin kişi müzemizi ziyaret etmiştir. Müzemizin açıldığı günden bu yana yaklaşık 50 bin ziyaretçiye ulaştık diyebiliriz. Troya Ören Yeri’ni daha çok Uzak Doğu, Asya Ülkeleri Çin ve Japonya’dan ziyaretçilerimiz gezerken burada daha çok Avrupa kökenli vatandaşların geldiğini görüyoruz. Gelen ziyaretçiler henüz tur operatörleri ile değil daha çok kendi imkânlarıyla gelmektedir. Bu önümüzdeki süreçte ziyaretçi sayımızın çok daha fazla olacağına ilişkin beklentilerimizi güçlenmektedir.ö
"KAÇIRILAN ESERLERE MÜZEDE ÖZEL TASARIM"
Müzede yurt dışına kaçırılan eserlerle ilgili alan dikkat çekiyor. Troya Müzesi'nin Mimarı Ömer Selçuk Baz, Yitik Miras Bölümü adını verdiği alanı şu sözlerle anlattı:
"Yitik Miras Bölümü, Troya bölgesinden dünyanın 40 farklı müzesine kaçırılan eserlerin tekrar yurt içine dönmesi için tasarladığımız bir bölüm. Müzenin hakim gri tonlarından farklı olarak simsiyah bir yüzey olarak tasarlandı. Ziyaretçiler bu bölüme geldiklerinde tülsü bir ekranın arkasında kaçırılan eserleri var ile yok arasında görebiliyorlar. Bir dürbün içerisinden bakarak çok uzaklarda müzeden kaçırılan eserleri izleyebiliyorlar. Bu mimariyle farkındalık yaratmayı hedefledik. Aynı zamanda tüm müze içerisinde hiçbir kopya eser kullanmadık. Bu eserlerin tekrar ülkelerine dönmesi için bir imkan olarak bu fırsatı değerlendirmek istiyoruz."
"YURT DIŞINDA ADINI SIKÇA DUYDUM"
45 yıldır İsviçre'de yaşayan ve tatili fırsat bilip Troya Müzesi'ni ziyaret ettiğini söyleyen Nazmi Oran, "Müzeyi ilk kez ziyaret ediyorum. Daha önce ören yerini gezdim ve daha küçük bir müze vardı. Müze beni çok etkiledi. O zaman yaşayan insanlar sanatkarmış, bunu gördüm. Her eseri özenerek yapmışlar. 45 yıldır İsviçre’de yaşıyorum. Truva adını İsviçreliler, Almanlar ve İspanyollardan sıkça duydum. Bu durum da bizi çok sevindirdi" dedi.
"KAÇIRILAN ESERLERİ ÜLKEMİZE BEKLİYORUZ"
Çanakkale Biga’da yaşayan ve ailesiyle müzeyi ziyaret eden Soner Canbaz, "İlk defa müzeyi ziyaret ettim ve çok beğendim. Eserlerin kapalı alanda sergilenmesi çok iyi olmuş ve çok ilgi göreceğine inanıyorum. Burada büyük bir tarih yatıyor. Bu eseri yapanlara çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Hamide Canbaz ise yurt dışındaki Troya Hazinelerine dikkat çekerek, "Ailecek Çanakkale Biga’dan geliyoruz. Müzeyi çok güzel bulduk. Daha önce gezdiğimiz açık hava müzelerini çocuklarla gezmek çok zor oluyordu. Burada gezmek çok daha kolay her şey elimizin altında. Çok memnun kaldık bu imkanı sunanlara çok teşekkür ediyorum. Yurt dışında da tarihi birçok eserimiz var. Onların da bu müzeye katılmasını istiyoruz" çağrısında bulundu.
Troya'dan çok etkilendiğini belirten İngiliz Turist ise, "Troya çıkan eserleri görmeye geldik. Truva tarihini yıllarca okulda gördüm, hakkında yazılar okudum ancak daha önce hiç görmemiştim. Bugün uzun süren bir tura katıldım ve çok etkileyiciydi" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------
-Troya Ören Yeri'nden drone görüntüleri
-Troya Ören Yeri'nden ziyaretçi detayları
-Troya Müzesi'nden drone görüntüleri
-Müzeden ve eserlerden detaylar
-Müzenin 'Yitik Miras Bölümü'nden detaylar (siyah alan)
-İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Olcay Aydemir röportajı
-Troya Müzesi Müdürü Ali Atmaca röportajı
-Troya Müzesi Mimarı Ömer Selçuk Baz röportajı
-Ziyaretçilerden röportajlar
-Lahit detayı
-Müzenin dışından detaylar
-Kentin genel görüntüsü

Haber-Kamera: İlknur SARGUT-Hüseyin ÇAKMAK-Gökçe KARAKÖSE/ÇANAKKALE, (DHA)-

==================

Oltu Çayı'nın debisi 5 kat arttı

Erzurum'un Oltu ilçesinden geçen Oltu Çayı'nın debisi sağanak yağmurlar ve eriyen kar suları nedeniyle 5 kat arttı.
İlkbahar yağmurları ve karların erimesi nedeniyle Oltu Çayı'nın debisinin yükselmesi vatandaşları tedirgin etti. İlçenin içerisinden geçen çayın debisinin yükselmesi çevredeki ev ve iş yeri sahiplerini korkuttu. Son günlerde yağan sağanak yağmur ve kar sularının erimesiyle su debisinin 5 kat arttığını söyleyen ilçe sakinlerinden Bayram Arpa, "Korkulu günlerimiz başladı. Oltu Çayı coştu. Yaklaşık 5 metre yükseklikte giden çamurlu su büyük bir tehlike arzetmektedir. Yaklaşık bir aydır Oltu Çayı böyle akıyor. İnşallah gereken önlemler alınırda kimseye bir şey olmaz" dedi.

Görüntü Dökümü
----------
-Oltu Çayından detaylar
-Bayram Arpa ile röp
-Belediye Başkan Vekili Cevdet Yıldırım ile röp.

(Süre: 3,03 dk/377MB)

Haber-Kamera: Murat AYDIN / OLTU (ERZURUM), (DHA)

===================

Bingöl'ün Karlıova ilçesinde, 3 engelli kardeşin yaşadığı evden yaklaşık bir kamyon çöp çıktı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı çalışanları, çevreye kötü koku yayan evi temizledi.
Karlıova ilçesine bağlı Suçatı köyünde zihinsel engelli 3 kardeşin kaldıkları evde çöp biriktiğini tespit eden Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı çalışanları harekete geçti. Vakıf çalışanları, evlerine bugüne kadar hiç kimsenin girmesine izin vermeyen engelli kardeşleri ikna etti. Köy muhtarı ile birlikte eve girilerek, temizlik çalışması yapıldı. İçerideki yaklaşık bir kamyon çöpü dışarı taşıyan ekipler, sonrasında evde temizlik çalışması yaptı. Kullanılamayan eşyaları da evden çıkaran vakıf çalışanları, engelli kardeşlerin bundan sonraki hizmetlerini vakıf tarafından görevlendirilen temizlikçiler tarafından yapılacağını söyledi.
Karlıova Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Özgür Değirmenci, "Suçatı köyünde bu engelli ailemizi biliyorduk. Ancak bu ailenin ev temizliği yapmadığı ve yapmak isteyen akrabalarına da müsaade etmediklerini öğrendik. Bunun üzerine çalıştırılan temizlik görevlilerimizi bu aileye yönlendirdik. Aileyi önce temizlik konusunda ikna ettik. Ailemizin ev temizliğini gerçekleştirdik. Ailenin ihtiyaçları olan ev ihtiyaçlarını giderdik. Aileyi bundan sonraki süreçte de ziyaret ederek evlerinin temizliğini yapmaya çalışacağız" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------
- Zihinsel engelli kardeşlerin evlerinden temizlik çalışmaları
- Genel ve detay görüntü

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 82.2 MB

Haber: Serkan BİNGÖL-Kamera: KARLIOVA(Bingöl),(DHA)

==================

Köy yolundaki 703 yıllık Ardıç ağacı yıllara meydan okuyor

Sivas'ın Gürün ilçesindeki 703 yıllık anıt ardıç ağacı yıllara meydan okuyor. 2016 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından koruma altına alınan ağaca, köylüler de gözü gibi bakıyor.
İlçeye bağlı Bahçeiçi köyünde bulunan 7 asırlık ardıç ağacı, görüntüsüyle kendine hayran bırakıyor. 703 yıl boyunca ayakta kalmayı başaran ağaç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2016 yılında tescillendi. Köy yolu kenarında bulunan 'boylu ardıç' türünden olan dev ağaca. vatandaşlar da itinayla bakıyor. Yaklaşık 10 metre boyunda, gövdesi ise 4 metre çapında olan ağacı görenler fotoğraf çektiriyor. Asırlar boyunca köy yolundan geçenlerin gölgesinde dinlendiği ardıç ağacı, drone ile havadan görüntülendi.
'BU AĞACI ÇOK SEVİYORUZ'
Bahçeiçi köyü muhtarı Arif Koca (65) yıllardır köylüler olarak ağacı korumaya çalıştıklarını belirterek, "Ardıç ağacımız 703 seneliktir. Vatandaşlarla, köylülerimizle devamlı ziyaret edip korumaya çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar herhangi bir kırım ya da budama olmasın diye elimizden geleni yapıyoruz. Ardıç ağacımız koruma altına alındı fakat tam anlamıyla ilgilenen olmadı. Dışarıdan gelen tatilci vatandaşlarımız gelip hep ziyaret ederler. Burada fotoğraf çektirirler. Bu bize büyük, tarihi bir anıdır. Ben 65 yaşındayım, 65 yıldır bu ağaçta hiçbir değişlik olmadı, hep aynı kaldı" dedi.
Gürün ilçesinde yaşayan Ali Karabulut ise, "Zaman zaman gelip ardıç ağacını ziyaret ediyoruz. Gölgesinde oturup, hemen yanında bulunan kaynak suyundan içiyoruz. Bu ağacı çok seviyoruz. Buradaki köy halkının da bu ağaca sahip çıkmalarından dolayı tebrik ediyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
----------
-Ardıç Ağacından görüntüler
-Ardıç ağacının drone ile havadan görüntüsü
-Arif Koca röportaj
-Ali Karabulut Röportaj
-Genel Detay

(523 MB HD Görüntü)

Haber-Kamera:Hüsnü Ümit AVCI/GÜRÜN (Sivas), (DHA)-

En Çok Aranan Haberler