1)SURİYELİ MUKADDES, BOĞAZI KESİLEREK ÖLDÜRÜLDÜ; BABA VE AĞABEY GÖZALTINDA
ADANA'nın Kozan ilçesinde Suriyeli Mukaddes Dahir (15), evde bıçakla boğazı kesilerek öldürüldü. Genç kızın babası Süleyman (62) ile ağabeyi Behsil Dahir gözaltına alındı. Behsil Dahir, emniyetteki ilk ifadesinde, kardeşini kendisinin öldürdüğünü öne sürdü.
Olay, ilçeye bağlı Çanaklı Mahallesi Eryiğit Sokak'ta meydana geldi. Kısa süre önce, Suriye'nin İdlip kentinden dönen Süleyman Dahir ile kızı Mukaddes Dahir arasında evde, bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmaya iddiaya göre genç kızın ağabeyi Behsil de katıldı. Tartışma sırasında Mukaddes Dahir, bıçakla boğazı kesilerek öldürüldü.
Evden gelen çığlıklar üzerine ailenin komşuları, polise haber verdi. İhbar üzerine adrese polis ekipleri sevk edildi. Ekipler eve girdiklerinde, Mukaddes Dahir'in cansız bedeniyle karşılaştı. Polis, Süleyman Dahir ve oğlu Behsil'i gözaltına aldı.
Mukaddes Dahir'in cenazesi, olay yerinde yapılan incelemenin ardından otopsi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Şüphelilerde Behsil Dahir, emniyetteki ilk ifadesinde kız kardeşini çıkan tartışmada kendisinin öldürdüğünü öne sürdü. Polisin, olayla ilgili soruşturması sürüyor.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Olay yeri Genel ve detaylar
- Kızın annesinin ağlaması
- Yakınlarının ağlaması
- Evin görüntüsü
SÜRE:01'28" BOYUT:162 MB
Haber-Kamera:Ali GÖKDAL/KOZAN,(Adana),(DHA)
=====================================================
2)DÜNYANIN EN ESKİ ŞEHİRLERİ ARASINDAKİ GAZİANTEP, ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR
GÜNEYDOĞU Anadolu bölgesinde yer alan ve kuruluşu Milattan Önce 3650 yılı olarak bilinen Gaziantep, dünyanın en eski ve en kadim 10 şehri arasında yer alıyor. Dülük Antik Kenti, Zeugma Antik Kenti, Rumkale, Karkamış Antik Kenti, Tilmen Höyük gibi önemli tarihi kalıntılarının yanı sıra Gastronomi dalında UNESCO'nun Yaratıcı Şehirler ağına girerek önemli bir turizm potansiyeline sahip olan kent ziyaretçilerini bekliyor.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan ve kuruluşu Milattan Önce 3650 yılı olarak bilinen Gaziantep, dünyanın en eski ve en kadim 10 şehri arasında yer alıyor. Yurt dışı yayınlarında da dünyanın yaşayan en eski şehirleri arasında gösterilen ve çeşitli uygarlıkların izlerini antik kentlerinde taşıyan Gaziantep, yemek kültürü ile de UNESCO Yaratıcı Şehirler ağına dahil olarak dikkatleri üzerinde topladı. Arkeolojik çalışmalarda ?Dünya'nın en eski yerleşim merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Dülük Antik Kenti, turizmde hedefleri büyüten Gaziantep kent merkezine sadece 10 kilometre uzakta. Tarih boyunca Hititler, Medler, Asurlular ve Persler gibi büyük devletlere ev sahipliği yapmış olan antik kentte dünyada bilinen, yeraltına inşa edilen Mitras tapınaklarının en büyüğü yer alıyor. Kaya kilise ve kaya mezarları gibi antik dönemlere ait yapıların bulunduğu Dülük Antik kentinin yanı sıra Gaziantep'in simgesi haline dönüşen 'Çingene Kız' mozaiğinin bulunduğu Roma döneminden kalma Zeugma Antik Kenti'nin keşfedilmesi ile kente turist akını yaşanmasını sağladı. Dünyaca ünlü tarihçilerin ve arkeologların uğrak noktası olan kent, hem kültür turizmi hem de gastronomi turizmi açısından bölgenin lokomotifi oldu.
'TARİH BOYUNCA 18 BÜYÜK DEVLET BU TOPRAKLARDA HÜKÜM SÜRDÜ'
Gaziantep Turizm Derneği Başkanı Sıtkı Severoğlu, Gaziantep'in bilinen 18 büyük devlete ev sahipliği yaptığını belirterek şunları söyledi:
"Gaziantep dünyanın en eski kentlerinden birisi. Kent merkezinde bugüne kadar yapılan çalışmalarda sadece şu anda Gaziantep'in bulunduğu yer olarak ele almamamız gerekiyor. Gaziantep'i yakın çevresinde bulunan arkeolojik kentlerle birlikte çok önemli arkeolojik bulgulara ulaşıyoruz. Milattan Önce 7500- 8000'lere varan bir takım buluntulara ulaşıldı. Yakın zamanda yapılan bazı çalışmalarda Gaziantep kent merkezi içerisinde neolitik döneme ait bir takım buluntular var. Gaziantep'te bugüne kadar 18 ayrı devletin hükümdarlığı sürmüş. Geç Asur döneminden Med Krallığı'na, Helenistik döneme, oradan Selevkoslar dönemine, oradan Komagene Krallığı'na, oradan Doğu Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, İslami dönem, İslami dönemden sonra tekrar geçişler var yine Doğu Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu Devleti yine bir geçiş Urfa Haçlı Kontluğu kontrolüne giriyor. Anadolu Selçuklu Devleti bir dönem hüküm sürüyor. Daha sonra bir dönem Eyyübiler, Gaziantep'te hüküm sürüyor daha sonra Memlüklülür ve Dulkadiroğluları arasında aşağı yukarı 150 sene süren bir çekişmenin ardından Dulkadiroğlu beyliğinin yönetimine geçiyor Gaziantep. Bu durum Osmanlı Devleti egemenliğine girene kadar devam ediyor ve 1516 yılında Gaziantep şehri Osmanlı Devleti'nin egemenliğine giriyor. Bu kentte çok farklı kültürden gelen insanlar bu coğrafyada bu topraklarda birlikte yaşamışlar."
'5 MİLYON TURİST HAYAL DEĞİL'
Severoğlu, atılacak yeni adımlarla kente ve bölgeye gelen turist sayısının önemli oranda artacağını belirterek, "Özellikle Karkamış bölgesinde yapılacak çalışmalar Gaziantep'i turizmde uçurabilir. Biz bu bölgede yılda 5 milyon turistin hayal olmadığına inanıyoruz. Kültür turizmi için gelen insanlar para harcıyorlar, dolayısı ile Gaziantep 5 milyar dolarlık bir turizm geliri sağlayacaktır" dedi.
'KAÇIRILAN ESERLERİN GERİ GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ'
Geçmiş dönemlerde yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerin kente geri getirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Severoğlu, "Geçmişte bizim ülkemize çok yoğun söylediler 'siz bu eserlerin kıymetini bilmiyorsunuz' diye. Aslında bunu söyleyenler bu eserleri, yerinden sökerek, kırarak, parçalayarak, keserek götürdüler. Biz onların artık gelmesini istiyoruz. Bu eserler Gaziantep kültür turizminin gelişmesine çok önemli adımlar atacak" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
- Tarihi Gaziantep Kalesi (havadan)
- Kentin tarihi sokak ve çarşıları
- Tarihi Rum Kale (Havadan)
- Sıtkı Severoğlu ile röp.
- Zeugma Mozaik müzesi
- Müzedeki eserler
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Eyyüp BURUN- Kadir GÜNEŞ- GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU:
=================================================
3)DOÇ. DR. BÜYÜKCANGAZ: 20 MİLYAR METREKÜP SU, İSRAF EDİLİYOR
Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Büyüncangaz, ülke genelinde 46 milyar metreküp suyun 33 milyar metreküpünün tarımsal sulamada kullanıldığını söyledi. Büyüncangaz, "Ne yazık ki tarımda suyu randımanlı kullanamıyoruz. Tarımda kullanılan 33 milyar metreküp suyun 20 milyar metreküpü, yüzey sulama yöntemleriyle israf edilmektedir" dedi.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Büyüncangaz, tarım arazilerinde vahşi sulamayla ilgili değerlendirmede bulundu. Büyükcangaz, Türkiye genelinde 46 milyar metreküp suyun 33 milyar metreküpünün tarımsal sulamada kullanıldığını kaydetti. Doç. Dr. Büyükcangaz, "Tarımda 33 milyar metreküp su kullanılmaktadır. Burada suyun nasıl kullanıldığı dikkatle incelenmedir. Tüm yurtta sulama türleriyle ilgili çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca Devlet Su İşleri de ciddi projeler ortaya koymaktadır. Sulama türlerine göre verimlilik çok ciddi oranlarda değişmektedir. Yüzey sulama yöntemlerinden suyun kaynağından çıkıp, bitkiye ulaşana kadar yolculuğunda çok ciddi miktarlarda su kaybı yaşanmaktadır. Biz ne yazık ki tarımda suyu randımanlı kullanamıyoruz. Tarımda kullanılan 33 milyar metreküp suyun ne yazık ki 20 milyar metreküpü yüzey sulama yöntemleriyle israf edilmektedir" diye konuştu.
'SU KAYNAKLARIMIZ YETERSİZ'
Yağışlardaki düzensizliğin, su kaynaklarını olumsuz etkilediğini belirten Doç. Dr. Büyükcangaz, "Suyun kaynağı yağışlardır. Türkiye'de yılların ortalaması alındığında yağış 643 milimetredir. Bu yağış da bize 98 milyar metreküp yer üstü, 14 milyar metreküp yer altı olmak üzere toplamda 112 milyar metreküp su sağlamaktadır. Toplam suyumuz Türkiye'de 26 farklı hidrolojik havzaya dağılmıştır. Ancak şunu belirtmek gerekir; Türkiye'de yağışlar oldukça düzensiz dağılmaktadır. Toplam yağışın yüzde 75'i de kış aylarına denk gelmektedir. Üretimde ve tarımda en çok su ihtiyacı duyduğumuz mevsimlerde su kaynaklarımız yetersizdir" dedi.
'TÜRKİYE, SU STRESİNE SAHİP ÜLKELER ARASINDA'
Türkiye'nin, su kaynakları açısından zengin ülke olmadığını kaydeden Büyükcangaz, "Ülkemizde biz 112 milyar metreküp suyun tamamını kullanamıyoruz. Bunların yalnızca 46 milyar metreküpünü kullanıma açmış durumdayız. Daha yaklaşık 70 milyar metreküplük su kaynağını geliştirmemiz gerekmektedir. Ülkemiz su stresine sahip ülkeler arasındadır. 112 milyar metreküp su yaklaşık 82 milyon nüfusa bölündüğünde kişi başına yıllık 1300 metreküp su düşmektedir. Kişi başına düşen su miktarı 1000 ile 1700 arasında olan ülkeler su stresine sahip ülkelerdir. Dolayısıyla biz şu an sınırdayız. Ayrıca geliştirilmiş 46 milyar metreküp suyu eğer 82 milyona bölersek kişi başına 700 metreküp bir su varlığı ortaya çıkar. Bu da su kıtlığının tam bir göstergesidir. Bu miktar nüfusun artmasıyla daha da düşecektir. Belki 2050 yılında kişi başına 1000 metreküplere düşeceğiz ve bu su kıtlığının habercisi olacak" diye konuştu.
Çiftçilerin sulama konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Büyükcangaz, "Haliyle tarımda yüzey sulama yöntemlerini bırakıp basınçlı sulama yöntemlerine geçmemiz gerekiyor. Devlet Su İşleri de bu yönde politika değişiklilerine gitmiştir. Çiftçiler doğru sistemleri kullanıp sayaçlarla vereceği su miktarını takip etmelidir. Buradaki en yanlış bilinç ne kadar fazla su verilirse o kadar fazla ürün getireceğine inanmaktır. Bitkiler fazla ya da eksik değil, tam ihtiyacı olan suya ulaştıklarında en yüksek verimi verirler" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Tarlalardan sulama görüntüleri
-DRONE ile sulama detaylar
-Dere detayı
-Doç. Dr. Hakan Büyükcangaz ile röportaj
Süre: 5.24 Boyut: 605 MB
Haber: Semih ŞAHİN- Kamera: Enver Fatih TIKIR/BURSA, (DHA)
===============================================
4)KİMSESİZLER MEZARLIĞININ KAPILARI ÇALINDI
ADANA'da bakımları hayırsever Yusuf Yüksel tarafından tarafından yaptırılan kimsesizler mezarlığının ana demir kapısı ile etrafı demir korkuluklarla çevrili 2 mezarın kapıları, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından çalındı.
Sarıçam ilçesinde 2 yıl önce Kürkçüler Mezarlığı'nın kimsesizler mezarlığı bölümünün bakımsız olduğunu fark eden fırın ustası Yusuf Yüksel, hayır işlemek amacıyla mezarlığın bakımını üstlendi. Yüksel, çeşitli iş adamlarından da aldığı desteklerle 2 yıl boyunca yaptığı çalışmalarda mezarlığın etrafına çit çektirdi, içeriye hayvan girmemesi için büyük kapı taktırdı, ziyaretçiler için çeşme ile tuvalet yaptırdı, cenaze namazının rahatça kılınması için de musalla taşı yaptırdı. Mezarlıktaki otları da kendisi temizleyen Yüksel, ağaçların budanması için belediyelerden destek görmediğini söyledi.
Kimsesizler mezarlığını önceki gün ziyaret eden Yusuf Yüksel, mezarlığın ana kapısı ile etrafı demir korkuluklarla çevrili 2 mezarın kapılarının çalındığını fark etti. Durumu polis ekiplerine bildiren Yusuf Yüksel, "Bu kapıların değeri ne ki? Ben ne zorluklar içinde yaptım. Hırsızlara sesleniyorum, bunun fiyatı nedir? Yarın öbür gün sen de mezara gireceksin. Hırsızlara diyecek lafım kalmadı. Buraya koyun, köpek girmesin diye çit ve kapı yaptırdım. Yarın, öbür gün koyun köpek girince bunun bedeli, günahı ne olacak? Yazık değil mi?" dedi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Yusuf Yüksel ile röp
- Polis ekiplerinin inceleme yapması
- Polisin telsiz anonsu
- Mezarlık Genel ve detay görüntüler
SÜRE:04'10" BOYUT:461 MB
Haber:Nuri PİR-Kamera:Eser PAZARBAŞI/(ADANA),(DHA)
===============================================
5)MARMARİS'TE SICAKTAN BUNALANLAR PLAJ VE SU PARKLARINA AKIN ETTİ
MUĞLA'nın Marmaris ilçesinde yüksek nem ile etkisini daha fazla gösteren sıcak havadan bunalanlar plaj, havuz başı ve su parklarını doldurdu.
Caddelere konumlandırılmış elektronik termometrelerin 38 dereceyi gösterdiği Marmaris ilçe merkezinde, deniz suyu sıcaklığı ise 19 derece olarak ölçüldü. Yüksek nem nedeniyle sıcak havanın iyiden iyiye hissedildiği ilçede, sabahın ilk saatlerinden itibaren Atatürk Caddesi'nden 'Oteller bölgesi' olarak adlandırılan Uzunyalı Mevkisi boyunca uzanan sahil şeridindeki mavi bayraklı plajlar doldu. Kimi turistler şezlonglara sere serpe uzanıp güneşlenerek dinlenirken kimileri de çocukları ile denizde yüzüp, suda çeşitli oyunlar oynadı. Bazıları şezlonglarını denize çekerek denizden gelen esintiyle serinliği bir kat daha artırmaya çalıştı. Otellerin havuz başları ve su parklarında da plajları aratmayan kalabalıklar yaşandı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Caddeye konumlandırılmış termometrelerin 38 dereceyi göstermesinden görüntü
-Plajlardan görüntü
-Su parklarından görüntü
-Genel ve detay görüntüler
(Toplam: 3 dakika 4 saniye-221 MB HD görüntü)
Haber - Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)
==============================================
6)SİBEL TÜZÜN'DEN DAVUL ŞOV
MERSİN'de, Mezitli Belediyesi tarafından bu yıl 9'uncusu düzenlenen Soli Güneş Festivali etkinlikleri kapsamında sahne alan Sibel Tüzün, davul şov ile hayranlarını coşturdu.
Soli Arena'daki konseri binlerce müzikseverin yanı sıra, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan da eşi Sembol Tarhan ile birlikte izledi. Pop müziğin sevilen parçalarını seslendiren sanatçının sahnedeki davul şovu, alandakilerden tam not aldı. Konserin ikinci bölümünde sahneye Atatürk baskılı tişörtü ile çıkan Tüzün, halkın arasına karışarak, 'Benim Memleketim' şarkısını söyledi. Slow şarkılarını da oturarak seslendiren sanatçı, İspanya'dan gelen flamenko grubuyla birlikte dans etti. Yaklaşık 2 saat sahnede kalan şarkıcının başarılı performansı dakikalarda alkışlanırken, etkinlik sonunda Tüzün'e çiçek veren Belediye Başkanı Neşet Tarhan, "Festivalde tarihi ve kültür mirasımız Soli Pompeiopolis Antik Liman Kenti'ni tanıtmak, hayat ve enerji kaynağımız olan güneşin, güneş enerjisinin değerini vurgulamak istedik" dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------------
- Tüzün'ün sahneye çıkışı
- Genel ve detay görüntüler
- Alanın ve halkın genel görüntüsü
- Sibel Tüzün'ün davul çalması
- Memleketim isimli parçayı vatandaşların arasında seslendirmesi
SÜRE: 02'47" BOYUT: 301 MB
Haber-Kamera: Gülhan DEMİRCİ/MERSİN, (DHA)
=============================================