HABER

DHA YURT BÜLTENİ - 5

  Alanya'daki Ayasofya'da tarih talanı Antalya'nın Alanya ilçesinde 'Ayasofya' adıyla bilinen Colybrassus Antik Kenti'nde kaçak kazı yapan defineciler, kent kalıntılarını, lahitleri, kayaya oyulmuş mezar odasının içi ile girişindeki kemerde yer alan kartal motifinden birini kırarken, Medusa başını ise kaçırdı.

Alanya'daki Ayasofya'da tarih talanı

Antalya'nın Alanya ilçesinde 'Ayasofya' adıyla bilinen Colybrassus Antik Kenti'nde kaçak kazı yapan defineciler, kent kalıntılarını, lahitleri, kayaya oyulmuş mezar odasının içi ile girişindeki kemerde yer alan kartal motifinden birini kırarken, Medusa başını ise kaçırdı.
Alanya'nın 30 kilometre kuzeybatısındaki Bayır Mahallesi'nde yer alan Colybrassus Antik Kenti, Pisidia'nın doğusunda Kilikya'nın batısında Helenistik dönem izleri taşıyan yerleşim olarak biliniyor. Güneybatısındaki nekropol alanında açıkta birçok lahit ve kaya mezarı bulunan antik kentte yaşam, yazılı kaynaklara göre Orta Çağa kadar devam etti. Ayasofya adıyla bilinen Colybrassus'ta, önemli kalıntılar arasında oldukça iyi işlenmiş İon köşe başlıklı tapınağıyla nekropolündeki lahitler ve doğal kaya mezarı yer alıyor. Tapınak, sarnıç, Odeon, evler, kapı ve sur gibi kalıntıları olan antik kentte günümüze ulaşabilen kayaya oyulmuş tek mezar odası, güzelliğiyle dikkati çekiyor.
MEDUSA BAŞI YOK EDİLDİ
Çevreye dağılmış çok sayıda yazıt ve lahit bulunan Ayasofya'da 18 basamaklı merdivenle ulaşılan anıtsal nitelikteki kaya mezarında, tek mekandan oluşan mezar odası, kaçak kazı yapanlar tarafından talan edildi. Definecilerin kaya mezarı girişindeki üstü basık kemer şeklinde yontulmuş içi Medusa başı ile süslenmiş kemerin iki yanında yer alan kartal motiflerine zarar verdiği gözlendi. Çok sayıdaki lahdin ise üzerindeki kabartmaları, üst tarafının parçalandığı gözlendi. Ören yeri olarak düzenleme ve kazı çalışması yapılmayan antik kentte, defineciler tarafından mezar odasının içindeki kayalar ile kemerdeki kartal motifinden birinin kırıldığı, Medusa başının ise kaçırıldığı öne sürüldü.
KALAN ESERLERE SAHİP ÇIKILMASI TALEBİ
Bayır Mahalle Muhtarı Mustafa Yılmaz, antik kentin son yıllarda kaçak kazı yapanlar, defineciler tarafından talan edildiğini söyledi. Kaya mezarındaki Medusa başının bulunduğu kemerin kırıldığını, içerisinin tahrip edildiğini, kent kalıntılarında kaçak kazılar yapıldığını kaydeden Yılmaz, "Kaçak kazı yapanlar tarihi tahrip etmişler, taşları, heykelcikleri kırmışlar, Medusa başını yok etmişler. Her yer talan edilmiş. Tarihi yer acınacak halde. Burası eski haline gelmez ama en azından kalanın muhafaza edilmesi için yetkililerden yardım istiyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
--------------
- Alandan detay görüntüler
- Kırılan lahit ve yapıların görüntüleri
- Çevreye dağılmış parçaların görüntüleri
- Bayır mah. Muhtarı Mustafa yılmaz ile röp
- Detaylar

352 MB /// 03.14"

HABER: Tolga YILDIRIM- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA, (DHA)

===================

Konya'daki 'Çiftlik Bank'tan geriye tabelası kaldı

Konya'nın Tuzlukçu ilçesine Çiftlik Bank tarafından 2 yıl önce temeli atılan entegre tesisten geriye tabelası ile atılan temeli kaldı. Çiftlik Bank tarafından 2 bin 500 dönüm araziye, 35 bin hayvanın olduğu 700 milyon liralık entegre tesis yatırımı iddiasıyla temel atılmıştı. Yargılaması devam eden Çiftlik Bank'ın firari kurucusu 'tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın ise halen yurt dışında lüks bir hayat sürüyor.
Mehmet Aydın tarafından 2016 yılında kurulan Çiftlik Bank, internet üzerinden oynan bir çiftlik oyunun satın alınan ve beslenen hayvanların Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde kurulan çiftliklerde üretim için kullanılacağı vaat edilmişti.
15 MİLYONA SATIN ALINAN ARAZİYE TEMELİ ATILDI
Bu çiftliklerden biri de Konya'nın 7 bin nüfuslu Tuzlukçu ilçesinde kurulacağı iddiasıyla 2017 yılı Aralık ayında görkemli bir törenle temeli atıldı. Piyasa değeri 3 ila 4 milyon olan 2 bin 500 dönüm arazinin, 15 milyona satın alındığı, 35 bin hayvanın olduğu 700 milyon liralık bir entegre tesis olacağı iddiasıyla temeli atılmıştı. Temel atma törenine ise Çiftlik Bank kurucusu Mehmet Aydın da katılmıştı. Çiftlik Bank'tan geriye ise o dönem atılan temel ile tabelaları kaldı.
Bölge halkından İsmet Ak da, Çiftlik Bank için bölgede para yatıranların olduğunu; ancak bazılarının rencide olma endişesiyle mağduriyetini dile getiremediği söyledi. Ak,"Yaklaşık 2 yıl önce görkemli bir şekilde temelleri atılan Çiftlik Bank hayalleri suya düştü. Çiflik Bank mağdurları zor durumda. Hala haklarını alamıyorlar ve arayamıyorlar. Peki bu adam nerde? Tosuncuk yok. Ne oldu ? Yerinde yeller esiyor. O da başka ülkelerde keyfini sürüyor. Bende bu yörenin vatandaşı olarak, mağdur olan arkadaşlarım için çok üzülüyorum. Adalet yerini bulur inşallah."dedi.
YARGILAMASI SÜRÜYOR
Çiftlik Bank'ın kurucusu olan ve halen yurt dışında lüks hayat süren 'tosuncuk' lakaplı firari Mehmet Aydın ve yöneticileri hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Çiftlik Bank'a yönelik yürütülen soruşturma kapsamında açılan "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek", 3.762 kez "Bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık", 3762 kez "Ticari şirket faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" ve 1 kez de "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından 22 bin 580'er yıldan 75 bin 260'ar yıl hapis cezası istemiyle açılan dava sürüyor.

Görüntü Dökümü
-------------
- Tabeladan detay
- Atılan temelden detay
- İsmek Ak röp.
- Temel atma töreni ve Mehmet Aydın'dan detay

Haber- Kamera: İsmail AKKAYA- Atilla MEMİŞ KONYA DHA)

=======================

İş yerini soyan hırsıza iş verip, evini açtı

Antalya'da kafeterya işletmecisi Ali Saçıkara (48), işyerini soyan Rus asıllı Alman Jan Aleksandroviç Troki'ye (53) cezaevinden çıktıktan sonra iş verdi, evine aldı. Gördüğü ilgiden etkilenen Troki, Türk vatandaşlığına geçeceğini söyledi.
Aksu ilçesi Kundu oteller bölgesinde kafeterya işleten Ali Saçıkara'nın işyeri 2 ay önce soyuldu. Güvenlik kameralarına da yansıyan hırsızın, Rus asıllı Alman vatandaşı Jan Aleksandroviç Troki olduğu belirlendi. Yaklaşık 10 bin TL değerinde bilgisayar ve içeçek çalan Troki, plajda güneşlenirken yakalandı. Ali Saçıkara'nın şikayetçi olması üzerine iki ay cezaevinde kalan Jan Aleksandroviç Troki, ikinci duruşmada tüm zararı karşılayacağını beyan edince yurt dışına çıkma yasağı konularak tahliye edildi.
Troki'nin kaldığı pansiyona giden Ali Saçıkara, durumuna üzüldü. Maddi sıkıntı nedeniyle kaldığı pansiyonun parasını ödemekte zorlanan Troki'yi evine alan Ali Saçıkara, soyduğu kafeteryada ona iş verdi.
Hırsızın tutuklanıp cezaevine girmesinin ardından mahkeme sürecini yakından takip ettiğini söyleyen Ali Saçıkara, "İlk zamanlar çok öfkeliydim. Mahkemede onu gördükten sonra üzüldüm. Cezaevinde sıkıntılı günler geçirdiği her halinden belliydi. İkinci duruşmada tüm mağduriyeti gidereceğini taahhüt edince mahkeme sanığa sınır dışına çıkma yasağı koyarak tahliye kararı verdi. Ardından kaldığı pansiyona gittim. Orada perişan halini gördüm. Pansiyon ücretini bile ödemekte zorlanıyordu. Onu pansiyondan çıkarıp evime aldım. Hırsızlık yaptığı işyerime getirerek iş verdim. Birkaç yabancı dili var. Garsonluk yapıyor. Özünde iyi bir insan olduğunu anladım. Şimdi benim evimde birlikte yaşıyoruz. Eski kıyafetlerinin hepsini attım. Yenilerini aldı. Kıyafetlerini de makinede bizzat ben yıkıyorum. Kahvaltılarını ben hazırlıyorum. Almanya'ya gidip geldikten sonra temelli burada kalmayı düşünüyor" diye konuştu.
Evine aldığı ilk günlerde Jan Aleksandroviç Troki'yi test etmek için evin çeşitli yerlerine döviz ve TL koyduğunu ifade eden Ali Saçıkara, "Paralara hiç dokunmadı. Zaten ben ona çalıştığı için harçlık veriyorum. Kendisine öğütlerde bulunuyorum. 'Hırsızlık yapma, tatil yap' dedim. Şimdi arkadaş olduk. Kanka olduk. Aynı evde yatıp kalkıyoruz" dedi.
Nisan ayında Antalya'ya geldiğini söyleyen Jan Aleksandroviç Troki ise önceleri pahalı otelde kaldığını belirterek, şunları söyledi:
"Param azalınca pansiyonda kalmaya başladım. Param bitince de hırsızlık yaptım. Hırsızlık yaptığım işlerinin sahibi Ali beye çok kötülük yaptım. Ama o bana işyerini, evini açtı. Gelmek isterse onu ileride Almanya'ya götürmek isterim. Türkiye'yi ve insanları çok sevdim. Yaptığımdan dolayı pişman oldum. Türk vatandaşlığına geçmek istiyorum."

Görüntü Dökümü
--------------
-Şahsın hırsızlık yaparken güvenlik kamera görüntüsü
-İşyeri önünde müşteri beklerken görüntüsü
-İşyerinde masaları düzeltmesi
-Müşteriye içecek servisi yaparken görüntüsü
-Güvenlik kameralarının görüntüsü
-RÖP 1: Ali Saçıkara
-RÖP 2: Jan Aleksandroviç Troki
-Detaylar

602 MB /// 05.26"

HABER: Süleyman EKİN- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

===================

Kırkpınar’ın yarım asırlık ‘zurnacısı’

Edirne'de düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde 40 kişiden oluşan davul ve zurna ekibinin en deneyimli isimlerinden olan Alaaddin Zurnacı(62) tam 50 yıldır Er Meydanı'nda ter döküyor. İkisi de Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda okuyan iki torunuyla davul zurna ekibinde müzik yapan Zurnacı, Kırkpınar'ın vazgeçilmez bir tutku olduğunu belirtiyor.
658'inci Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Sarayiçi Er Meydanı'nda kıran kıran görüşlere sahne olurken, büyük efsanenin vazgeçilmezi davul ve zurna ekibi ise etkinliğe renk katıyor. Ekibin en deneyimli isimlerinden Alaaddin Zurnacı ise tam 50 yıldır dualı çayırda müzik yapıyor. Hem zurna hem de davul çaldığını söyleyen Zurnacı, müzik tutkusunu aşıladığı iki torununu da ekibe kattığını belirterek bu işin bir tutku olduğunu söyledi.
Zurnacı, 11 yaşındayken kendisi gibi müzisyen olan dedeleriyle ilk olarak Kırkpınar'a geldiğini belirterek; "Ben dedemlerin babamların zamanında çok ufaktım buraya geldim. İlk o zaman Kırkpınar'la tanıştım. Sanıyorum 10-11 yaşındaydım. Şu an 62 yaşındayım, 48 yıldır buraya geliyorum.İlk Kırkpınar'a geldiğim zaman çocuktum, babamla dedem burada davul çalıyordu biz de onların yanında davul alıp çalmaya çalışıyorduk" dedi.
Oğlu ve torunlarının da Kırkpınar çayırında kendisiyle birlikte davul ve zurna ekibinde çaldığını belirten Zurnacı; “Mesleği ustalarımızın yanında acemiliğimiz geçti, 11 yaşında başladım bu sanata. Kırkpınar bizim Edirne'mizin efsanesidir. Dünya çapında Kırkpınar bir tanedir. Eski Kırkpınar da buradaki oturma yerlerinin yerinde ağaçlar çalılar vardı bu tür olanaklar yoktu. Allah milletimize ve devletimize zeval vermesin. Oğulum ve torunlarımda burada çalıyor. Torunum Trakya Üniversitesi Konservatuarı okuyor. Torunum davul ve klarnet çalıyorö diye konuştu.
Alaaddin Zurna’nın torunu Alper Zurnacı(17), çocukluğundan beri Kırkpınar çayırına geldiğini ifade ederek; “Ben Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda okuyorum. Çocukluğumdan beri Kırkpınar çayırına geliyorum. Bizde müzisyenlik aile geleneği. Dedem sağolsun bize bu müzik aşkını aşıladı. Biz de bu geleneği devam ettiriyoruz. Kırkpınar devam ettikçe biz de bu geleneği torunlarımıza miras bırakmak istiyoruzö dedi.
Zurnacı’nın diğer torunu Şahin Zurnacı(18) da müziğin kendileri için bir tutku olduğunu kaydederek; “Kırkpınar bizim için bir aşk, bir tutku. Bütün ailemiz müzisyen. Ben de devlet konservatuarında okuyorum. Bir yandan da her Kırkpınar buraya geliyorum. Bu müzik tutkusu sanırım ailemizde kalıtsal. Başka bir meslek yapabileceğimi düşünemiyorum. Bu tutkuyu bize aşıladığı için dedeme ve tüm aileme teşekkür ediyorumö diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
Kırkpınar güreşlerinden detaylar
Davul zurna ekibi
Ekibin davul zurna çalması
Aaaddinn Zurnacı’nın zurna çalması
Zurnacı ile röp.
Zurnacı torunları ile
Kırkpınar güreşleri
Detaylar

Haber-Kamera: Olgay GÜLER / EDİRNE, (DHA)

En Çok Aranan Haberler