HABER

DHA YURT BÜLTENİ-5

1)KARABÜK'TE 54 TEKSTİL İŞÇİSİ ZEHİRLENDİ KARABÜK'ün Safranbolu ilçesinde, 54 tekstil işçisi dün öğle yedikleri yemekten zehirlendikleri şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Karabük Kastamonu yolu üzerinde Safranbolu Çevrikköprü mevkiinde faaliyet gösteren bir tekstil fabrikasında çalışanlardan 22'si dün öğle saatlerinde köfte, pilav, çorba yemeğinden yiyerek, meyve suyu içti.

1)KARABÜK'TE 54 TEKSTİL İŞÇİSİ ZEHİRLENDİ

KARABÜK'ün Safranbolu ilçesinde, 54 tekstil işçisi dün öğle yedikleri yemekten zehirlendikleri şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Karabük Kastamonu yolu üzerinde Safranbolu Çevrikköprü mevkiinde faaliyet gösteren bir tekstil fabrikasında çalışanlardan 22'si dün öğle saatlerinde köfte, pilav, çorba yemeğinden yiyerek, meyve suyu içti. Akşam saatlerinde evlerinde fenalaşanlar hastaneye giderek serum tedavilerinin ardından taburcu oldu. Bugün sabah saatlerinde geldikleri fabrikada 32 işçi bulantı ve kusma şikayetleri üzerine fabrikanın servis araçları ve ambulanslarla Karabük ve Safranbolu'daki hastanelere kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan işçiler zehirlenme şüphesiyle tedaviye alınarak, serum tedavisi uygulandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından yemeklerden alınan numune Gıda Kontrol Müdürlüğü'ne gönderildi.

Görüntü dökümü
----------------------
-Hastaneden detay
-Serum tedavisi gören 2 kadın işçi
Süre:(01.29) Boyutu:(166 MB.)

Haber-Kamera:Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA)

===================================================

(GÖRÜNTÜ EKİYLE YENİDEN)
2)SURİYELİLERİN BAYRAM İZDİHAMI

KURBAN Bayramı nedeniyle ülkelerine gitmek isteyen Suriyelilerin Kilis'teki Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan geçişleri devam ediyor. Suriyelilerin ülkelerine gitmek için akın ettiği sınır kapısında izdiham oluştu.
Kilis Valiliği'nden alınan randevu ile Kurban Bayramı'nı ülkelerinde geçirmek isteyen yüzlerce Suriyeli, sabah saatlerinden itibaren Öncüpınar Sınır Kapısı'na geldi. Sınır kapısında yoğunluk oluşunca polis, geniş güvenlik önlemi aldı. Geçiş saatinin başlamasıyla birlikte kalabalık, kapıya yöneldi ve izdiham oluştu. İzdiham sırasında bazıları ezilme tehlikesi geçirdi.
Öte yandan geçişlerin başladığı 4 günlük süre içerisinde işlemlerini yaptırarak, Suriye'ye gidenlerin sayısının 3 bine ulaştığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Yaşanan izdiham
- Ezilme tehlikesi yaşanan Kalabalılardan görüntü
- Götürdükleri eşyalar
- Çocuklarlardan görüntü
- Oluşan kuyruklar
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU:493MB

3)ANTALYALI GİRİŞİMCİ GLÜTENSİZ MAKARNA ÜRETTİ

Antalya'da, 'Çocuğuma daha sağlıklı ne yedirebilirim' fikrinden yola çıkan girişimci Serhat Öztürk, devletten aldığı destekle glütensiz ve vegan ürünler üreten fabrika kurdu.
Organik gıda şirketi sahibi Serhat Öztürk, Türkiye'de yaklaşık 700 bin çölyak hastası olduğunu, bu hastaların glütensiz gıdalara ulaşımının zor, fiyatlarının da yüksek olduğunu söyledi. Serhat Öztürk, fabrikalarında Türkiye'de üretilmeyen glütensiz makarna, un, çorbalık karışımlar ve kahvaltılık gevrekler ürettiklerini belirtti.
ÇOCUKLARA SAĞLIKLI ÜRÜNLER
Bu ürünlerin üretim ve piyasaya çıkış sürecinin 3 yıl sürdüğünü aktaran Serhat Öztürk, "Sağlıklı ürünlere ulaşamayınca, 'Çocuklarımıza daha sağlıklı ne yedirebiliriz' diye düşünmeye başladım. Sonunda ürünü kendim imal etmem gerektiğine inandım. Fikrimi çılgınca bulanlar oldu. Şu an imalatını yaptığımız mercimekten, nohuttan ve karabuğdaydan makarna dünyada çok popüler. Fakat ülkemizde maalesef henüz bilinmiyor. İthal gelen bu ürünlerin daha sağlıklısını nasıl yapabiliriz, diye çok düşündük. Sonrasında 1,5 yıllık gibi bir süreyle deneme çalışmamız oldu. İtalya dahil olmak üzere Avrupa'daki 4 ülkeye gittik, bu ürünleri ve nasıl yapıldığını araştırdık. Bugün üretimini gerçekleştirdiğimiz çok güzel ürünler ortaya çıktı" diye konuştu.
20 ÇEŞİT MAKARNA
Hammaddelerinin kırmızı mercimek, nohut ve karabuğday olduğunu ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
"Kırmızı mercimek, nohut ve karabuğdaydan makarna yapıyoruz. Yaklaşık 20 çeşit makarna imalatımız var. İlk çıkışımız kırmızı mercimek, nohut ve karabuğday makarnasıyla oldu. Karabuğdayı Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden, nohut ve mercimeği Mersin, Gaziantep ve Ankara'dan temin ediyoruz. Bu ürünleri talep edince, çiftçilerimiz tarlalarına yeniden bu ürünleri ekmeye başladı. Bu ürünleri son bir yıldır, kontrat yaptığımız çiftçilerden temin ediyoruz. Bu mahsulü sadece bizim için ekiyorlar. Daha önce çiftçimiz bu ürünü ektiğinde kime satacağını düşünüyormuş, fakat şimdi böyle bir kaygıları yok. Biz daha ekime başlanmadan ürünü almak üzere anlaşmamızı yapıyoruz. Hedefimiz daha çok topraklarda bu ürünleri ektirmek. Daha çok çiftçiye mercimek nohut gibi ürünlerin ekimini sağlatmak."
MERCİMEK VE NOHUTTAN MAKARNA YAPAN İLK FİRMA
Kırmızı mercimek ve nohuttan yapılan makarnanın dünyada çok popüler olduğunu, özellikle Avrupa'da çok tüketildiğini ifade eden Öztürk, "Türkiye'de kırmızı mercimek ve nohuttan makarna yapan ilk firmayız. Bunun ötesinde filizlendirme tekniğini kullanarak dünyada 2 yıldır yükselişte olan filizlendirmeyi bakliyata uyarladık. Bu ürün çok daha sağlıklı, şu an dünyada süper gıda diye adlandırılan ürünlerin bir üst kademesini de biz ürettik. Ürettiğimiz makarnalar insan sağlığına çok faydalı" dedi.
ÇÖLYAK HASTALARINA UMUT
Bu ürünlerin glütensiz oluşunun çölyak hastaları için bir umut olduğunu kaydeden Öztürk, "Çünkü ülkemizde çölyaklı bireylerin ulaşabileceği çok fazla ürün yok. Ulaştıkları ürünler de sınırlı. Maalesef bu ürünlerin birçoğu Romanya, Almanya ve İtalya gibi ülkelerden ithal ediliyor. Çölyak araştırma komisyonunun geçen sene yaptığı çalışmada, bu ürünlerin Türkiye'de üretilmesi için üreticileri destekleme kararı çıktı. TBMM'de makarna üretimini destekleme kararı alındı. Biz de bu işletmeyi devlet desteğiyle kurduk. Bizim ürünlerimiz çölyaklı hastaların yanı sıra, şeker hastalarının da tüketebileceği bir ürün. Glisemik indeksi düşük olduğu için şeker hastaları da rahatlıkla tüketebiliyor. Bazı bünyeler için alerjen olan yumurta, hiçbir ürünümüzde kullanılmıyor. Vegan beslenmek isteyen ya da hayvansal ürün tüketmeyenler de rahatlıkla tüketebiliyor" diye konuştu.
Şu anda filizlenme tekniğiyle un haline getirip bunu mamule dönüştüren dünyada tek firma olduklarını kaydeden Öztürk, "Hedefimiz bu yılın ikinci yarısından sonra ürünlerimizi yurt dışına taşımak olacak. İlk hedefimiz Türkiye'de ulaşılabilir fiyatlarla herkese ulaşabilmek" dedi.
HAMMADDESİ BAKLİYAT UNU, SIKMA ZEYTİNYAĞI VE YÜKSEK PH'LI SU
Ürünleriyle yabancı ürünler arasında büyük fiyat farkı olduğunu, ithal ürünler Euro ile alındığı için kur ve gümrük maliyetinin ürünün fiyatını artırdığını aktaran Öztürk, şöyle konuştu:
"Bizim ürünlerimizin içeriğinde soğuk sıkım zeytinyağı, yüksek ph'lı su ve sadece bakliyat unu bulunuyor. Bunun dışında koruyucu ya da kimyasal kullanmıyoruz. İthal ürünlerde ise koruyucu kimyasallar bulunuyor. Biz daha sağlıklı ürünler için yola çıkmıştık. Fiyatımız ise yarı yarıya daha ucuz. Çünkü biz kendi topraklarımızda ekilen mercimek ve nohudu kullanıyoruz. İthal ürünlerle karşılaştırıldığında yarı yarıya ucuz olduğunu görüyoruz. İthal makarnanın en ucuzu 25-30 TL arasında değişiyor. Bu ürünün da alt segmentleri var. 14-15 liralara kadar bulunabiliyor. Fakat bu ürünlerin hammaddesi pirinç ve mısır. Dünya artık pirinç ve mısırdan üretilmiş ürün tüketmiyor. Sadece üçüncü dünya ülkeleri, Afrika ve Orta Doğu ülkelerine gönderilmek üzere bu ürünler üretiliyor. İtalya'da görüştüğümüz iki firma bizden makarna almak istiyor. Bize ilk sordukları soru ürünün hammaddesi. 'Eğer pirinçse istemiyoruz' diyorlar. Pirinç ve mısır ulaşılabilecek en ucuz ham madde, kilosu 1-2 liraya bulabileceğiniz mısır ile glütensiz makarna yapabilirsiniz. Şu an piyasadaki tüm ithal makarnaların hepsi pirinç ve mısır içerir. Pirinç ve mısır içeren bir ürünle bizim ürünümüz kesinlikle mukayese edilemez, çünkü biz kırmızı mercimekten ve nohut unundan yapıyoruz. Kalite olarak büyük uçurum var. Fiyat olarak da yarı yarıya ucuz olmamız nedeniyle tüketici de memnun"

Görüntü Dökümü
--------------------------------
- Makarnadan detay
- Unlardan detay
- Makarna üretim aşamasından detay
- Makarnanın makinadan çıkışı
- Serhat Öztürk röp
- Genel detaylar
Haber: Erol AKKIR - Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)

==================================================

4)ESKİ BELEDİYE BAŞKANINI SELAMINI ALMAYINCA VURMUŞ

KOCAELİ'nin Derince ilçesinde eski belediye başkanı Ali Haydar Bulut'u silahla yaralayan Burhan Ç., belediye başkanını selamını almayıp, güldüğü için vurduğunu iddia etti.
Olay önceki gün, Derince Deniz Mahallesi Postane Sokak'ta meydana geldi. Derince Belediyesi eski Başkanı Ali Haydar Bulut, sokakta yürürken silahlı saldırıya uğradı. Bir kişi tarafından sağ bacağından vurulan Bulut, yaralandı. Ali Haydar Bulut, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet ve Gasp Büro Amirliği ekipleri, dün sabah düzenlediği operasyonla Burhan Ç.'yi, saklandığı kız arkadaşının evinde yakaladı.
Emniyette ifadesi alınan Burhan Ç., Ali Haydar Bulut’u silahla vurduğunu kabul ederek, aralarında 2015 yılında işletmesinin ruhsatını iptal ettiği için husumet olduğunu söyledi. Burhan Ç. olay günü Bulut’u tesadüfen gördüğünü, selamını almadığı ve kendisine gülümsemesi üzerine vurduğunu belirtti.
Ali Haydar Bulut ifadesinde kendisini vuran şahsı tanımadığını, arkadaşlarıyla biraz sohbet ettikten sonra camiye giderken yolda bir anda karşına çıkarak ateş ettiğini söylediği öğrenildi.
Emniyette işlemleri tamamlanan ve çok sayıda suç kaydı bulunan Burhan Ç. 'Kasten silahla yaralama' suçlaması ile adliyeye sevk edildi. Burhan Ç.'nin olaydan sonra evinde saklandığı kız arkadaşı F.A. ise hakkında yardım ve yataklık yapmak suçundan yapılan işlemlerin ardından serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü
----------------------
Zanlının adliyeye sevk edilmesi ve detaylar

HABER-KAMERA: Selda Hatun TAN/İZMİT(Kocaeli), (DHA)

(ÖZEL)
5)DİYARBAKIRLI AYŞE, ATLETİZMDE AVRUPA ŞAMPİYONU OLDU

DİYARBAKIRLI Ayşe Tekdal (22), arkadaşlarına özenerek başladığı atletizmde, İsveç'in Gavle kentinde düzenlenen Avrupa U23 Atletizm Şampiyonası'nda 20 kilometre yürüyüşte altın madalya kazanıp, büyük başarıya imza attı. ?Tekdal, şu an en büyük hedefinin 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda da aynı başarıyı yakalayarak madalya kazanmak olduğunu söyledi.
Dicle Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Ayşe Tekdal, 8 yıl önce ortaokulda atletizme giden arkadaşlarına özenerek spora başladı. Ayşe, spora ailesi izin vermeyince bir süre ara vermek zorunda kaldı. Ayşe'nin arkadaşları ailesiyle görüşerek, onu tekrar spor yapması için ikna girişiminde bulundu. Ailesinden izin çıkınca, Ayşe, antrenmanlarına kaldığı yerde devam etti. Yürüyüş branşında her gün düzenli antrenmanlarla yaklaşık 30 kilometre yürüyen Ayşe, uluslararası müsabakalara katıldı. Ayşe, Gürcistan'daki Avrupa ikinciliği elde etmesinin ardından 11- 14 Temmuz tarihleri arasında İsveç'in Gawle kentinde düzenlenen 20 kilometre Avrupa U23 Atletizm Şampiyonası'nda en yakın rakibine de 1 dakika 40 saniye fark atarak, altın madalyanın sahibi oldu.
'2020 TOKYO OLİMPİYATLARI'NDA MADALYA ALMAK İSTİYORUM'
Tekdal, şu an en büyük hedefinin 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda da aynı başarıyı yakalayarak madalya kazanmak olduğunu söyledi. Ortaokuldayken arkadaşlarına özenerek atletizme başladığını ifade eden Tekdal, "Spora 8 yıl önce başladım. Arkadaşlarım giderken merak ederek, onları görerek, özenerek, imrenerek 'ben de gelmek istiyorum' dedim. Onların hepsi bıraktı ama ben bırakmadım. 14 Temmuz 2019'da İsveç Gavle'de yapılan 20 kilometre U23'te Avrupa Şampiyonu oldum. 30 kişilik bir grup vardı. Farklı ülkeler arasından birinci olmayı başardım. Şampiyonada 1 saat 34 dakika 47 saniye yürümüştüm. İyi bir derece de yürüdüm. Çünkü hava çok sıcaktı ve rüzgar vardı. O bizi çok etkilemişti ama onda da turları 4,35'ten geçmeyi başardım. En yakın rakibime 1 dakika 40 saniye gibi bir fark açmıştım. Bu rakam böylesi müsabakalarda biraz fazla. 2018'de Çin'de düzenlenen Dünya şampiyonasında takım halinde dünya 3'ncüsü olduk. Gürcistan'da Avrupa ikinciliğim var. 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda madalya almak istiyorum. Bunun için çok çaba sarf ediyoruz. 1 Ekim'de Doha Şampiyonası var. Oraya da katılacağım. Umarım orada da dereceler elde ederim. Gün içinde antrenmanlar 30 kilometre olabiliyor. Haftanın 6 günü çalışıyoruz. Bir günü de dinlenme oluyor. Ailem çok büyük destekçim. Özellikle babamdan büyük destek alıyorum. Ülkemizde çok başarılı kadın sporcular var. Onların çok iyi yerlere gelebileceğini düşünüyorum. Hiçbir şey imkansız değil" dedi.

Görüntü Dökümü
----------
Drone ile çekilen antrenman detayları
Ayşe Tekdal'ın aldığı madalya
Ayşe Tekdal'ın konuşması
Antrenmandan genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Emrah KIZIL/DİYARBAKIR,(DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 431 MB

En Çok Aranan Haberler