Van'da Urartuların ayak izine rastlandı
Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, (DHA)- TARİHİ Van Kalesi civarında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında kazı çalışmalarında Urartuların ayak izine rastlandı.
Urartu Krallığı’nın başkenti Tuşpa'nın merkezi olan Van Kalesi, yaklaşık 3 bin yıldır bütün görkemiyle ayakta kalmaya devam ederken, etrafındaki tarih de araştırılıyor. Van Kalesi civarında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında sürdürülen kazı çalışmaları, bu yıl da başladı.
Türkiye'nin birçok üniversitesinden, alanında uzman kişilerce yapılan Eski Van Şehri, Kalesi ve Höyüğü kazı çalışmalarında bu yıl bilim insanlarını heyecanlandıran bir gelişme yaşandı. Kazı başkan yardımcılığını yürüten Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji bölümünden Öğretim Üyesi Dr. Bülent Genç, İstanbul Üniversitesi ile birlikte yürüttükleri kazı çalışmalarında Urartulara ait olduğu düşünülen yeni bir bulguyla karşılaştıklarını söyledi.
URARTUNUN İLK AYAK İZİ
Dr. Bülent Genç, "Urartu evleri taş temel üzerine kerpiçle örülü duvarlardan oluşuyor. Ve yakın zamana kadar Anadolu'da karşılaştığımız durumla hemen hemen aynı. Mimarideki sürekliliği burada da görüyoruz. Muhtemelen bir Urartu evinin inşası sırasında ıslak kerpiçe basılı ayak izine rastladık. Tahminen 13-15 yaşlarında bir çocuğa ait olduğunu düşündüğümüz bir ayak izi. Bu çok büyük bir titiz çalışma sonunda ortaya çıkarıldı." dedi.
KORUMAYA ALINDI
İlk defa karşılaştıkları bu durumun kendilerini çok heyecanlandırdığını ve sevindirdini belirten Dr. Genç, Urartulara ait olduğu düşünülen ayak izinin tespitinin ardından restoratörler tarafından çeşitli işlemlerden geçirildiğini belirtti. Dr. Genç, "Ayak izi tespitinin ardından sağlamlaştırılarak korumaya alındı. Ve kalıbını alıp dökümünü çıkarttık" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Kazı alanından genel görüntüler
-Bulunan ayak izi üzerinde yapılan çalışmadan görüntüler
-Kazı yapan ekipten görüntüler
-Ayak izinden alınan kalıp ve ayak izinden görüntüler
-Kazı Başkan Yardımcısı Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji bölümünden Öğretim Üyesi Dr. Bülent Genç ile ropörtaj
-Ortaya çıkarılan ayak izinden genel ve detay görüntüler
SÜRE: 3 Dakika 34 Saniye
BOYUT: 439 MB
=================
22 bin Suriyeli, bayram ziyareti için ülkesine gitti
KURBAN Bayramı dolayısıyla Kilis'teki Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan ülkelerine geçen Suriyelilerin sayısı 22 bin oldu.
Kurban Bayramı'nı ülkelerinde geçirmek için Kilis Valiliği'nin internet üzerinden randevu sistemine 51 bin Suriyeli sığınmacı, başvuru yaptı. Öncüpınar Sınır Kapısı'na gelen Suriyeliler, uzun kuyruklar oluşturdu. Sabah saatlerinden itibaren işlemleri yapılan Suriyeliler, ülkelerine geçiş yapmayı sürdürdü. Yaşlılara ve hastalara öncelik verilen geçişler sırasında çocukların da eksik aşıları yapıldı. Geçişlerin 14'üncü günü olan bugün itibarıyla işlem yaptırıp, ülkesine geçen Suriyeli sayısının 22 bin olduğu açıklandı. Suriyelilerin 18 Ağustos'a kadar ülkelerine gidebileceği, 31 Aralık'a kadar ise dönmeleri gerektiği belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Suriyeliler çadırlarda beklerken
- Kuyruklarda bekleyenler
- Koşarak gidenler
- Yaşlılar taşınırken
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)
346 MB
================
Konya'da PKK operasyonu: 5 gözaltı
KONYA'da polis tarafından düzenlenen operasyonda sosyal medya üzerinden terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı ileri sürülen 5 kişi gözaltına alındı.
Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, sosyal medya üzerinden terör örgütü PKK'nın propagandası yapanların olduğu bilgisi ulaştı. Bunun üzerine çalışma başlatan polis, bugün düzenlediği operasyonda 1'i kadın 5 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan şüpheliler, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şubesine götürüldü.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi
- Sağlık kontrolünden çıkartılması
Haber- Kamera: İsmail AKKAYA KONYA DHA)
===================================
Dünyanın ötmeyen tek kurbağası Ulukışla’da yaşıyor
NİĞDE'nin Ulukışla ilçesindeki Karagöl ve Çinigöl ve Eğri gölde yaşayan dünyanın tek ötmeyen kurbağa türü olan bilinen ve Toros kurbağası, dağcılar kadar turistlerin de büyük ilgisini çekiyor.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Karataş, Bolkar Dağları'nda ki 3 gölde yaşayan kurbağaların 1984'ten beri koruma altında olduğunu belirtti. Karataş; "Dünyada sadece Türkiye'nin bu bölgesinde yaşayan Toros kurbağaları büyük ilgi çekiyor. 1984 yılında doğadaki canlıların ve yaşadıkları ortamların korunması amacı ile Toros kurbağaları Uluslararası Bern Sözleşmesi ile koruma altına alındı" dedi.
Toros kurbağalarının bölge için çok önemli olduğunu belirten Karataş şöyle konuştu:
Dünya çapında endemik olarak bilinen Toros kurbağası sadece bu bölgede 3 gölümüzde yaşıyorlar. 1800 yıllarından bu yana bilenen Toros kurbağaları, 'sessiz kurbağa' olarak da biliniyor. Aslında bu çok doğru bir şey değil. Çünkü bunlarda tamamen sessizlik yok. Sıradan bildiğimiz bataklık kurbağalarında dış ses kesesi bulunur ve bunlarda iç ses kesesi var. Birkaç metre mesafeden duyabiliyor.
Ova ve bataklık kurbağalarının boyları küçüktür. Burada rakım 2400 metre diğer göller ise 2600 rakımlarda yer alıyor. Niğde gibi 1200 gibi rakımlarda bu Toros kurbağası yaşayamaz. Bu türün ortak noktaları göz ve burun çevrelerinde koyu kahve rengi ve siyahımsı bir maske bulunuyor. Ova kurbağalarında yani bataklık kurbağalarında bulunmayan bu özellikle, dağ kurbağalarını ayırt etmek mümkün. Bu türün bilim dünyasına tanıtımından beri yaklaşık 150 yıl geçmiş durumda. Bu süre zarfında pek çok yerli ve yabancı araştırmacı defalarca çalıştılar. Bazı arkadaşlarımız meslektaşlarımız bu kurbağalar üzerindeki parazitleri incelemelerde bulundu."
KORUMA ARTTIRILMALI
Prof. Dr. Ahmet Karataş, Toros kurbağalarının bulunduğu gölde amatör balıkçılık yapıldığını bunun önlenmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toros kurbağalarının bulunduğu yerde amatör balıkçılık yapılıyor. Gölün kenarlarına kurulmuş birden çok ağ ve oltalar bulunmaktadır. Bu gölde zamanında balık yoktu. Sazan balığı bırakıldı zamanında. Bu balıklar gölde yaşayan ve dünya tek olan kurbağalar için ciddi zarar oluşturuyor. 2000 yılının başlarında burada dinamitle balık yakalaması yapılmıştı ve o zaman Toros kurbağalarına ciddi zararlar verilmişti. Yetkililerin burada balık tutulmasını yasaklamaları ve kontrol altına almaları gerekmektedir. Ayrıca Karagöl etrafında kaçak Off Road yapanlar tarafından göl etrafında bulunan kurbağalar telef ediliyor. Bir de göl etrafındaki kampçılar olsun piknikçiler olsun göl etrafına bıraktıkları çöplerle çevreye çok zarar veriyorlar."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Su içerisindeki kurbağalardan detay görüntüler
-Karagöl ve çini gölden detay görüntüler
-Prof. Dr. Ahmet Karataş ile röportaj
-Ötmeyen kurbağalardan yakın görüntü
-Karagöl ve çini göl tabelasından görüntü
Süre: 5 dk. 28 sn. Boyut: 605 MB
Haber-Kamera: Adnan ÇELEBİ/NİĞDE,(DHA)
==============
Trafikteki tartışma kanlı bitti: 1 ölü, 2 yaralı (2)
ŞÜPHELİLER YAKALANDI
İzmir'de Bornova ilçesinde bugün saat 02.00 sıralarında trafikte yaşanan tartışmanın ardından, bir çimento fabrikasında çalışan işçi 27 yaşındaki Anıl Gül'ün bıçaklanarak hayatını kaybettiği, Murat Dana ve Mehmet Dirlik'in ise yaralandığı olayın şüphelileri F.T. ve F.T. yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler, Bozyaka'daki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Gül'ün cenazesinin, İzmir Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından, yakınlarınca teslim edileceği belirtildi.
Öte yandan, otomobillerin kırmızı ışıkta yan yana durduğu ve içerisindekilerin birbirlerine baktığı, bir süre sonra yol kenarında duran otomobillerdeki iki tarafın da inmesiyle kavganın başladığı öğrenildi.
Davut CAN / İZMİR, (DHA)
================
Otomobilin tavanına oturup, aracı kullanan sürücüye: 2 bin 158 lira para cezası
KONYA'da otomobilin tavanına oturup, camdan içeri uzattığı sol ayağıyla direksiyonu kontrol ederek araç kullanan sürücü Süleyman Ç.'ye, 2 bin 158 lira idari para cezası uygulandı.
Geçen pazar günü merkez Karatay merkez Karatay ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi Kudüs Caddesi'nde bir kişi, 42 CSE 94 plakalı otomobilin tavanına oturup, camdan uzattığı sol ayağıyla direksiyonu kontrol ederek araç kullandı. Çevredekilerin şaşkın bakışları arasında, sürücü bir süre daha aracı bu şekilde kullandı. Olay, cep telefonuyla görüntülendi. Görüntülerin basında ve sosyal medyada yer almasının ardından polis hareke geçti. Polis, aracın plakasından sürücünün Süleyman Ç. olduğunu belirledi. Süleyman Ç.'ye 'trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek, saygısızca araç kullanmak, seyir halindeyken emniyet kemeri takmamak ve araç dışına yolcu bindirmek' suçlarında 2 bin 158 lira idarı para cezası uygulandı.
Ayrıca sürücü Süleyman Ç.'nin akil sağlığının yerinde olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınacağı ve hakkındaki soruşturmanın da sürdüğü belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------
- Otomobilin tavanında araç kullanması
Haber. Mehmet IŞIK KONYA (DHA)
================
İzmir'den ekonomiyle ilgili ortak açıklama
İZMİR'de üniversite, oda, borsa, birlik ve sivil toplum kuruluşları tarafından, yaşanan ekonomik gelişmelerle ilgili ortak toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Dokuz Eylül Ünivesitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, karanlık güçlerin Türkiye ekonomisini engellemeye, seçilmiş meşru hükümeti dar boğaza sokmaya çalıştığını belirterek, "Bizler de bu noktada tarafız. Tarafımız da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarından yanadır" dedi.
Son dönemde Türkiye ekonomisinin durumu ve bunun yarattığı etkiler karşısında İzmir üniversiteleri ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışma başlattı. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin ev sahipliği ve koordinatörlüğünde, İzmir üniversitelerinin rektörleri, akademisyenler, ekonomistler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda; Türkiye ekonomisi, döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar, küresel piyasalar ve uygulanabilecek önlemler ele alındı. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ile çok sayıda akademisyenin katıldığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, son derece hareketli ve yoğun bir dönemden geçildigini belirterek şunları söyledi:
"Dövizde yaşanan dalgalanmalar, ABD merkezli spekülatif hareketler, Türkiye ekonomisini krize sokma gayretleri ve durumdan kendine pay çıkarmak isteyen içerideki karanlık güçler, bu olumsuz sürecin halkalarını oluşturuyor. Buradaki temel amaç, refah ekseninde büyüyen Türkiye ekonomisini engellemeye, halkımızı ve onun seçilmiş meşru hükümetini dar boğaza sokmaya dayanıyor. Ne acıdır ki mağdurların ve mazlumların hamisi olan, barışın ve huzurun tesisi için çalışan, hayatı ve mutluluğu her daim paylaşan azizi milletimiz, hiç de haketmediği davranışlarla, oyunlarla muhatap olmak zorunda kalıyor. Halkımızın birlik ve beraberliğini, devletimizin bütünlüğünü doğrudan hedef alan bu durum, bizleri de son derece rahatsız etmektedir."
"HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ"
Türkiye ekonomisinin 20 yıl önceki zayıflıklarını ya da zaaflarını ortadan kaldırdığını belirten Prof. Dr. Hotar, küreselleşen piyasalara entegre olan ekonominin, daha güçlü, daha esnek ve derinliği olan bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Dövizde yaşanan dalgalanmaları öncelikle siyasi ve spekülatif girişimlerle değerlendirmek gerektiğini belirten Hotar, "Bunu bir ekonomik savaş olarak söylemek de mümkündür. Seçilmiş ilk Devlet Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın basına da yansıya açıklamalarında 'Ekonomide fakir fukaranın rızkının, finans lobilerine peşkeş çekilmesine göz yummadık. Döviz kurundaki gelişmelerin, ekonomik hiçbir temeli olmadığı, tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı herkesin ortak tespitidir' ifadeleri de bunu doğrulamaktadır. Türkiye'nin çekilmeye çalışıldığı bu olumsuz ortam sadece adli kararları bahane ederek, ekonomik yaptırım tehditlerinden oluşmamaktadır. Bu sürecin arka planında ABD Başkanı Donald Trump'ın ve yönetiminin algı yönetimi yaparak halkımızı sindirmek ve muhtaç duruma getirmek gayretleri bulunmaktadır. Bu süreci yönetenlerin şunu bilmesi gerekir ki devletimiz faiz çetesi olarak tanımlanabilecek küresel yapılara da FETÖ elebaşını koruyup kollayanlara da asla izin vermeyecektir. Milli ve yerli üretim hamlesini başlatan bir ülkede bu saldırıların çaresizce kabul edilmesi mümkün değildir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Gerekli tedbirlerin bu noktada alındığından ve alınacağından da eminiz. Bizler de bu noktada tarafız. Tarafımız da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarından yanadır. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu şer odaklarının ve içerideki fırsatçılarının algı operasyonlarına yenik düşmemektir" diye konuştu.
En son 2008 yılında 'Kriz çıkacak, ekonomi batacak, döviz yükselecek, işsizlik aratacak' gibi ucu açık sözlerle piyasaların domine edilmeye çalışıldığını dile getiren Nükhet Hotar, bugün de piyasaların negatif yönde beslenmeye çalışıldığını söyledi. Rektör Prof. Dr. Hotar, "Buradaki amaç, olumsuz algıları ve düşünceleri satın alabilmektir. Bu konuda ilgili kişi ve kurumların daha dikkatli olmasını arzuluyoruz. Hedefler ve çözümleri üzerine fikir alışverişinde bulunacağız. Daha sonra bu çalışmayı bir sonuç bildirgesi hazırlayarak kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Toplantıdan genel ve detay görüntü,
- Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar'in konuşmasından görüntü.
Kj: Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)
=====================