HABER

DHA YURT BÜLTENİ-6

1)ÖZEL MÜLKİYET OLDUĞU GEREKÇESİYLE PAMUKKALE YOLUNU KAPATTILAR (EK) DENİZLİ'deki, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan travertenleriyle dünyaca ünlü Pamukkale'ye ulaşımı sağlayan karayolu, mülk sahibi olduklarını belirten 45 kişi tarafından trafiğe kapatıldı.

1)ÖZEL MÜLKİYET OLDUĞU GEREKÇESİYLE PAMUKKALE YOLUNU KAPATTILAR (EK)

DENİZLİ'deki, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan travertenleriyle dünyaca ünlü Pamukkale'ye ulaşımı sağlayan karayolu, mülk sahibi olduklarını belirten 45 kişi tarafından trafiğe kapatıldı. Güvenlik şeridiyle yolu kapatarak üzerine 'Tapulu özel mülkiyettir, girilmez' yazısı asan grup, yolun kamulaştırılarak paralarının ödenmesini istedi. Belediye ve jandarma yetkilileriyle görüşen grup, ikna edilince 2.5 saat yolu ulaşıma açtı. Pamukkale'ye ulaşımı sağlayan karayolu, bugün saat 06.30'da, alanın tapulu malları olduğunu söyleyen 45 kişi tarafından çift yönlü ulaşıma kapatıldı. Ardından karayoluna plastik meyve kasaları koyan grup, güvenlik şeridi de çekerek, üzerine 'Tapulu özel mülkiyettir, girilmez' yazısı astı. Pamukkale ve Karahayıt'a gitmek isteyenler, yolu kapatan kişilerce tali yollara yönlendirildi. Turistleri taşıyan tur otobüsleri de Pamukkale'ye tali yollardan gitmek zorunda kaldı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda jandarma ekibi, sevk edildi. Jandarma, karayolunun tapulu malları olduğunu, bu nedenle kendilerine ait yeri çevirdiklerini söyleyen vatandaşlardan yolu ulaşıma açmalarını istedi. Ancak topluluk ikna olmadı. Yolu kapatan grubun avukatı Ülkü Aytan, Pamukkale girişindeki Akköy Kavşağı'ndan Pamukkale yönüne doğru karayolunda 3 bin 500 metrekare alanın 45 hak sahibine ait olduğunu söyleyip, jandarma ekiplerine belgeleri gösterdi.
'BİZ DE MAĞDURUZ, HAKKIMIZI VERSİNLER'
Hak sahibi olduğunu belirten Bayram Tekin, "Biz kendi mülkiyetimizi kapattık. Karayolundaki ulaşımı kapatmadık. Kendi arsamız, 60 yıldır işgal ediliyor. Bütün mirasçılarla beraber, özel mülkiyetimizi kapattık. Biz sadece hakkımızı istiyoruz" dedi. Karayolundaki alanında kendilerine ait olduğunu söyleyen Fadime Acar ise, "Biz kendi yerimizi kapattık. Hakkımızı istiyoruz. Burası bize dedemizden miras kaldı. Amacımız yola engel olmak değil. Yıllardır yolu kullanıyorlar. Biz de mağduruz. Hakkımızı versinler" diye konuştu.
YOL 2.5 SAAT SONRA AÇILDI
Daha sonra olay yerine, Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Pamukkale Belediyesi yetkilileri geldi. Yapılan görüşmeler sonucunda Pamukkale'ye ulaşımı sağlayan karayolu, vatandaşlar ikna edilerek, 2.5 saat sonra açıldı. Avukat Ülkü Aytan, karayolundaki 3 bin 500 metrekarelik bölemde 45 hak sahibinin bulunduğunu, kamulaştırma için gerekli yerlere başvurduklarını, ancak uzun süredir bir sonuç alamadıklarını söyledi. Asliye hukuk mahkemesinde dava açtıklarını belirten Aytan, hala sonuçlanmadığını belirtti.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Vatandaşların yolu şerit ve kasalarla kapatmaları
- Yazı asmaları
- Yolu kapatanlardan detay
- Bayram Tekin ve Fadima Acar ile röp.
- Otobüslerin başka yollara gönderilmesi
- Jandarmayla yapılan görüşmelerden detay
- Yolun açılmasından görüntü

Haber: Ramazan ÇETİN- Kamera: Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)

==============================================

2)AZRA BEBEK, 120 GRAM KARACİĞERLE YAŞAMA TUTUNDU

ANTALYA'da, safra kanalları olmadan dünyaya gelen 11 aylık Azra Çelik, amcasından nakledilen karaciğer dokusuyla yaşama tutundu. Doğduğu günden bu yana sarılıkla yaşayan ve vücudunun her yerinde kaşıntı olan 11 aylık Azra bebeği, amcasından alınan 120 gramlık karaciğer parçası hayata bağladı. Medical Park Antalya Hastaneler Kompleksi Organ Nakli Merkezi Karaciğer Nakli Sorumlusu Doç. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu tarafından karaciğer nakli yapılan Azra bebek, taburcu olmaya hazırlanıyor.
TEK TEDAVİSİ KARACİĞER NAKLİYDİ
Nakil ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, Azra bebeğin getirildiğinde sarılık değerlerinin çok yüksek olduğunu belirterek tedavi sürecini anlattı. Doç. Dr. Aliosmanoğlu, "Ankara'daki hastanelerde bazı tetkikler yapılmış. Sarılık değerlerinin çok yüksek olduğu ve doğuştan safra kanallarının olmadığı saptanmış. Sapsarı bir renkle geldi bize. Tüm vücudunda kaşıntı mevcuttu. Tek tedavisi ise karaciğer nakliydi" dedi.
Azra'ya karaciğer nakli yapılmaya karar verildiğinde ilk olarak anne ve babasının verici olmak istediğini ifade eden Doç. Dr. Aliosmanoğlu, "Ancak anne ve babayı değerlendirdiğimizde kan gruplarının uygun olmadığını gördük. Bunun üzerine amca karaciğerini vermek istedi. Uygun olduğunu belirleyince de 8 gün önce amcasının karaciğerinin 120 gramlık bölümünü Azra'ya naklettik" diye konuştu.
'KARACİĞER NAKİLLİ EN KÜÇÜK HASTALARDAN BİRİ'
Doç. Dr. Aliosmanoğlu, Azra bebeğin Medical Park Antalya Hastane Kompleksi'nde karaciğer nakli olan en küçük hastalardan biri olduğunu belirterek, "Azra'yı ameliyata aldığımızda 4 kilo 200 gram civarındaydı. Azra'ya 40 gram ve üstünde karaciğer yetecek durumdaydı. İyi bir ameliyat oldu. Birkaç gün içinde taburcu edeceğiz. Umarım bundan sonraki takiplerinde de problem yaşamayız. Şu an her şey yolunda" dedi.
'HİÇ DÜŞÜNMEDİM BİLE'
Azra bebeğe can veren amcası Hasan Çelik (23) ise yeğeninin hastalığı karşısında ellerinden hiçbir şey gelmemesinin çaresizliğini yaşadıklarını belirtti ve şunları söyledi: "Elimiz kolumuz bağlı hissediyorduk. Karaciğerimi verme konusunda hiç düşünmedim bile" dedi. Azra bebeğin karaciğer naklinden önce çok hasta olduğunu, sarılık nedeniyle yüzü ve vücudunun sapsarı olduğunu, sürekli kaşındığını anlatan Hasan Çelik, "Şimdiyse gülüyor. Artık düzeldi. Bu mükemmel bir şey. Benim vesilemle olduğu için gurur duyuyorum. Çok mutluyum."
ANKARA'DA 'BU KADAR KÜÇÜK BEBEĞE KARACİĞER NAKLİ OLMAZ' DENDİ
Ankara'da yaşadıklarını anlatan baba Lokman Çelik (28) Azra'nın hastalığının doğduğunda ortaya çıktığını söyleyerek, "Doğduğunda sarılık oldu. Biz bunu normal sandık. Hastaneye götürdüğümüzde doktorlar bunun normal olmadığını, karaciğer nakli yapılması gerektiğini söyleyince çok üzüldük" dedi.
Azra'nın üçüncü çocukları olduğunu ifade eden Çelik, 4 kilo 200 gram ağırlığındaki Azra'yı daha önce götürdükleri doktorların kilosunu ameliyat için yeterli bulmadığını ve bu nedenle ameliyat etmediğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı: "Doktorlar bu kiloda bir bebeğin ameliyat olamayacağını söyledi. 'Mümkün değil' dediler. Ankara'da bir yakınımız Antalya'da organ naklinde başarılı bir hastane olduğunu söyleyince buraya geldik. Hastanede gereken tetkikler yapıldı. Anne ve baba olarak biz karaciğer vermek istedik ama uygun olmadığımızı söylediler. Yapılan tetkiklerde amcasının kar grubu uyumluydu. Amcası sağ olsun. O verici oldu. Ameliyatın üzerinden 1 hafta geçti. Azra artık normale döndü. Çok mutluyuz, sevinçliyiz."

Görüntü Dökümü
-------------
- Azra bebeğin ameliyat öncesi resimleri
- Azra bebek babasının kucağında koridorda görüntüsü
- RÖP 1: Doç. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu
- RÖP 2: Hasan Çelik ( Amca )
- RÖP 3: Lokman Çelik ( Baba )
- Detaylar

450 MB /// 04.04
Haber: Selma KUNAR- Kamera Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

======================================================

(ÖZEL)
3)'HAYAT TAMİRCİSİ' BU KEZ FELÇLİ SİNCABI YÜRÜTTÜ

MARDİN'in Mazıdağı ilçesinde çocukların dağda bulup eve götürdükleri yavru sincap, elektrik akımına kapıldı ve arka ayakları felç oldu. 'Hayat tamircisi' olarak bilinen ve birçok hayvana yürüteç yapan 'iyilik ödülü' sahibi Hasan Kızıl (24), yaptığı yürüteçle felçli sincabın da yürümesini sağladı. Mardin'in Derik ilçesinde yaşayan ve çevresinde 'Hayat tamircisi' olarak tanınan Hasan Kızıl, kendi imkanıyla yaptığı yürüteç ve protezle bugüne kadar 300 hayvanın yürümesini sağladı. Türkiye Diyanet Vakfı'nca 'Uluslararası İyilik Ödülü' verilen Kızıl, bu kez de yaptığı yürüteçle arka iki ayağını kullanamayan sincabın yürümesini sağladı.Mazıdağı ilçesinde yaşayan bir çocuk, dağda bulduğu bir sincap yavrusunu alıp evine getirerek, beslemeye başladı. Sincap, evde dolaştığı sırada elektrik akımına kapılarak arka iki ayağı felç oldu. Aile, Hasan Kızıl'a sosyal medya üzerinden ulaşarak, yardım talebinde bulunması üzerin Kızıl, sincap için yürüteç yapma başladı.
KIRIK OYUNCAK ARABA TEKERLİĞİNDE YÜRÜTEÇ YAPTI
Aileden sincabın durumuyla ilgili bilgi aldıktan sonra, yürüteç yapmak için hazırlığa başladığını anlatan Kızıl,"Sosyal medya üzerinden bana ulaştılar. Ben de hemen çalışmalara başladım. Kırık bir oyuncak arabanın tekerliğini söktüm ve alüminyum parçalardan yürüteç yaptım. Yürüteci denemem için Mazıdağı'na gittim. Sincaba yürüteci taktığım gibi bir anda koşmaya başladı. O esnada hepimiz çok mutlu olduk. Sincap, bu yürüteç sayesinde rahatlıkla yürüyebilecek, istediği yere gidebilecek. Yürüteci taktıktan birkaç saat sonra arka ayaklarına his gelmeye başladı. Birkaç ay sonra sincabımız yürüteç ihtiyacı olmadan koşacak ve mutlu bir şekilde istediği yere koşabilecek" dedi.
Aile, Kızıl'a yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etti.

Görüntü Dökümü
--------
- Hasan Kızıl ile röportaj
- Sincaptan görüntü
- Sincaba yürüteç takılması
- Sincaba yürüteçle yürümesi
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Ali DİNLER/MARDİN,(DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 144 MB

================================================

4)BURCU, EVDE ÖLÜ BULUNDU

İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan Burcu Saraçoğlu (30), arkadaşıyla birlikte kaldığı evin salonunda ölü bulundu.
Olay, cumartesi günü saat 14.30 sıralarında meydana geldi. Yaklaşık 2 yıl önce eşinden ayrılan ve bir kadın arkadaşıyla beraber yaşamaya başlayan Burcu Saraçoğlu, sabah ev arkadaşı ile kahvaltı yaptı. Dışarıya çıkan arkadaşı, bir süre sonra geldiğinde, Saraçoğlu'nu evin salonunda hareketsiz yatarken gördü. Haber verilmesiyle eve sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaptıkları incelemede Saraçoğlu'nun hayatını kaybettiğini belirledi. Burcu Saraçoğlu’nun cesedi, savcının incelemelerinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Buradaki otopsinin ardından dün yakınlarınca teslim alınan cenaze, Örnekköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Vücudunda herhangi bir darp ve yara izine rastlanmayan Saraçoğlu’nun kalp krizi ya da beyin kanaması geçirmiş olma ihtimali üzerinde durulurken, kesin ölüm nedeninin, otopsi için yapılan tetkiklerin sonuçlanmasının ardından belli olacağı bildirildi.

Davut CAN/İZMİR, (DHA)-

=================================================

5)ŞEHİT EŞİNİN KÜTÜPHANE HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ

TÜRK Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Afrin'de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nda geçen yıl şehit olan Piyade Komando Uzman Çavuş Taner Çobanoğlu'nun (32) kütüphane hayalini, eşi Yasemin Çobanoğlu gerçekleştirdi.
TSK'nın 20 Ocak 2018'de Afrin'de başlattığı Zeytin Dalı Harekatına katılan Piyade Komando Uzman Çavuş Taner Çobanoğlu, arama tarama faaliyetleri sırasında 19 Nisan 2018 tarihinde el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit oldu. Kamu kurumunda memur olan Yasemin Çobanoğlu, yaklaşık 1 yıldır yasını tuttuğu eşinin adına, Hidayet Aydoğan Sosyal Bilimler Lisesi'nde kütüphane yaptırdı. Kütüphanenin kapısı, şehit Çobanoğlu'nun Atatürk büstü yanında çekilen fotoğrafı ile kaplandı. Duvarlarında da şehidin fotoğrafları yer alan 3 bin kitabın bulunduğu kütüphane, Taner Çobanoğlu'nun ölümünün 1'nci yıldönümü olan 19 Nisan'da açılacak.
'EŞİMİN ARKASINDAN BİR MİRAS BIRAKMAK İSTEDİM'
Yasemin Çobanoğlu, kütüphane kurma fikrinin eşinin hep hayali olduğunu söyledi. Eşinin hayalini gerçekleştirerek, gelecek kuşaklara bir miras bırakmak istediğini söyleyen Çobanoğlu, "Eşim daha önce görev yaptığı Zincidere Komando Tugayı'nda kitaplık olmadığı için bir kampanya başlatmış ve kitap toplamıştı. Bu yaptığı benim zihnimde yer edinmişti. Eşim hayattayken gerçekleştiremedi. Ben onun şehadetinden sonra onun arkasında bir miras bırakmak istedim" dedi.
'KÜTÜPHANE EN GÜZEL HEDİYE'
Sosyal medyada kütüphane projesini başlatınca binlerce kitap desteği geldiğini kaydeden Yasemin Çobanoğlu, "Benim eşim çocukları çok severdi. Özellikle görev yaptığı bölgelere, mektup yazan çocuklarımız olmuştu. Eşim aşırı derece hassas olduğu için, mektup yazan öğrencilere kırtasiye malzemesi gönderiyordu. Ben de bunu bildiğim için eşim adına bırakılabilecek en büyük hediye kütüphane diye düşündüm. Sosyal medyadan Şehit Taner Çobanoğlu adına bir kitap kampanyası başlattık. Kütüphanemize yaklaşık 3 bin kitap bağışlandı. Kütüphaneden kitap vermek çok zordur. Özellikle de onları çocuğu gibi görürler. 'Şehit kütüphanesi' denildiği için eşim adına herkes kendi kitaplığını bozdu ve kütüphanemize kitaplarını bağışladılar" şeklinde konuştu.
'GENÇLERİMİZ VATANINA MİLLETİNE SAHİP ÇIKSIN'
Geleceğin teminatı olan çocuklardan beklentilerinin çok fazla olduğunu ifade eden Çobanoğlu, "Bu vatana emanet edilen çocuklarımızdan beklentilerimiz fazla. O yüzden kitap ve kütüphane projemizi başlattık. Gençlerimiz vatanına ve milletine sahip çıksınlar. Bu toprakları onlara emanet eden eşim gibi askerlik yapan silah arkadaşlarını unutmasınlar. Hep bu bilinç ile hareket etsinler" dedi.Kitapların arasında gelen mektupların kendisini çok duygulandırdığını dile getiren Çobanoğlu, kütüphaneyi kurmasına yardımcı olanlara teşekkür etti.

Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Yasemin Çobanoğlu ile röportaj
-Kütüphaneden görüntü
-Yasemin Çobanoğlu'nun kütüphane ile ilgilenirken görüntüsü
-Genel detay

Süre: 4.26 Boyut: 605 MB
Haber: Olcay DÜZGÜN Kamera: Muhammed KISIR/KAYSERİ, (DHA)

En Çok Aranan Haberler