HABER

DHA YURT BÜLTENİ - 8

Afrin şehidi Üsteğmen Oğuz Kaan Usta son yolculuğuna uğurlandı  Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), terör unsurlarına karşı Afrin'de yürüttüğü 'Zeytin Dalı Harekatı'nın 4'üncü gününde şehit olan ve naaşı 2 ay sonra teslim alınan Piyade Üsteğmen Oğuz Kağan Usta, Ankara'da kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.

Afrin şehidi Üsteğmen Oğuz Kaan Usta son yolculuğuna uğurlandı

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), terör unsurlarına karşı Afrin'de yürüttüğü 'Zeytin Dalı Harekatı'nın 4'üncü gününde şehit olan ve naaşı 2 ay sonra teslim alınan Piyade Üsteğmen Oğuz Kağan Usta, Ankara'da kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
Afrin'de 23 Ocak'ta şehit düşen ve Zeytin Dalı Harekatı'nın 2'nci şehidi olan ve cenazesi 2 ay sonra teslim alınan evli ve bir çocuk babası Piyade Üsteğmen Oğuz Kaan Usta için Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP ve MHP Genel Başkan Yardımcıları, kuvvet komutanları, bürokratlar, siyasiler şehidin ailesi, yakınları ve vatandaşlar katıldı. Cenaze namazının ardından şehit Usta'nın naaşı top arabasına konuldu. Şehidin babası Canpolat Usta, oğlunun Türk Bayrağı sarılı tabutu, silah arkadaşlarıyla birlikte top arabasına kadar taşıdı. Şehidin eşi Saide, annesi Sevim ve 3 yaşındaki kızı Miray Nil Usta, elindeki bebekle bir yakınlarının kucağında cenaze törenine katıldı. Aile taziyeleri kabul ettikten sonra şehit Oğuz Kaan Usta'nın cenazesi Cebeci Askeri Şehitliğinde toprağa verildi.

Haber:Özkan ARSLAN- Mustafa TURAPOĞLU/ ANKARA,(DHA)

=============================================

Kılıçdaroğlu: Türkiye enerji lobilerine teslim olmuş durumda

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta taşkömürü çalıştayında yaptığı konuşmada, "Türkiye enerji lobilerine teslim olmuş durumda. Batı neden enerji lobilerine teslim olmuyor, Türkiye teslim oluyor? Altında yatan gerçek şu; Türkiye'de planlama yok" dedi.

Zonguldak'ta 'CHP enerji politikaları Zonguldak Taşkömürü Çalıştayı' konulu toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Şerafettin Turpçu, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türkiye Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve davetliler katıldı. Çalıştayda konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bazı ürünlerin dünyada bazı ürünlerin ise bölgelerinde stratejik ürün olarak önemli yerlere sahip olduğunu söyledi. Kömürün de Zonguldak için stratejik öneme sahip olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Soruna aslında hepimiz vakıfız. Kömürün Zonguldak için ne kadar değerli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bazı ürünler vardır ki dünya genelinde stratejiktir. Bazı ürünler vardır ki bölge genelinde stratejiktir. Örneğin fındık Karadeniz için stratejik üründür. Çünkü başka bir gelir kaynağı yok. Çay Rize için, kömür Zonguldak için stratejik üründür. Çünkü burada yaşayanların temel gelir kaynağını bölge ya doğal olarak veya insan emeğiyle kendisi yetiştirmektedir. Kömür neden stratejik üründür? Çünkü ana geçim kaynağıdır. Fındık neden stratejiktir. Çünkü ana gelir kaynağı fındıktır. Stratejik ürünlerin şöyle bir özelliği var. Stratejik ürünlerde devletler kar zarar hesabı yapmazlar.Çünkü burada önemli olan insandır. İnsan geçim kaynağını sağlayabiliyorsa ve elde edilen ürün onun geçimi için temel unsursa, devlet kar zarar hesabı yapmaz. Bu şu anlama gelmesin sürekli zara eder. Hayır. Ama kar zarar hesabı yapmaz. Rasyonel davranmak zorundadır. Çünkü sonuçta dokunduğumuz kişi insandır"

'GELİŞMİŞ ÜLKELER PARLAK BEYİNLERİ ÇEKİYORLAR'
Kılıçdaroğlu, 21 yüzyılda ise insan beyninin de stratejik ürün olarak kabul edildiğini söyledi. Gelişmiş ülkelerin en parlak beyinleri kendi ülkelerine çektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Enerji kaynakları bütün dünyada stratejik üründür. 21 yüzyılda bir şey daha var. İnsan beyni dünyanın en stratejik ürünüdür. Çünkü yaptığınız bir yazılım dünya çapında kabul görüyorsa olağanüstü başarılara imza atmış oluyorsunuz. Şimdi 21'inci yüzyılda bütün gelişmiş ülkeler en parlak beyinleri kendi ülkelerine çekmek istiyorlar. Her türlü imkanı vereceğim, vatandaşlık mı istiyorsun, para mı istiyorsun vereyim diyor. Dolayısıyla yetişen insanları bir şekliyle kendi ülkelerine çekmek istiyorlar. Bizim gibi ülkeler, Hindistan, Çin gibi ülkelerde düşünen beyinler genellikle kalkınmış ülkelere doğru gidiyorlar. Onların üniversitelerinde ders veriyorlar. Oralarda kurulan silikon vadilerinde olağanüstü katma değeri yüksek ürünler üretmede katkı veriyorlar" dedi.

'ENERJİDE RUSYA'YA BAĞIMLI DURUMDAYIZ'
Cumhuriyetin kuruluşunda Türkiye'nin başka ülkelere muhtaç olmamak için kendi enerji kaynaklarını, kendi sularını bir şekilde kendi enerjisini üretmek için kullanırken 1990'dan 2015'e enerji ithalatının yüzde 301 arttığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Yerli enerji üretiminin talebi karşılama oranı yüzde 48'den yüzde 24'e geriledi. Dışa bağımlı bir enerji politikamız var demektir. Ham petrol ithalatı Türkiye'de yok, ithal edeceğiz mi evet edeceğiz başka çaremiz yok. Büyük bir kısmı Irak'tan geliyor. Enerji ithalatındaki payı yüzde 36,9. Petrolden elde edilen ürünlerinin büyük bir kısmı Rusya'dan geliyor. Yüzde 23.5 oranında. Doğalgaz Rusya'dan geliyor. Kullandığımız doğalgazın yüzde 53'ü Rusya'da. Yüzde 23'ü de ilave edin şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti enerji konusunda Rusya'ya bağımlıdır. Yüzde 60'a yakın. Yani bir devlet düşünün ki dünyada örneği yoktur sadece bizde vardır. Bir devlet enerji konusunda başka bir devlete yüzde 60 oranında bağımlı olsun. Bu da yetmedi Ruslar nükleer santral yapıyor. O da ilave edildiğinde yüzde 70-80'leri bulacak. Kazaen Rusya ile bir kavga etsek, Rusya doğalgaz vanalarını kapatsa tir tir titreyeceğiz soğuktan. Bakın bu neyi gösteriyor? Yanlış enerji politikalarının Türkiye'yi getirdiği noktayı gösteriyor. Türkiye'nin sağlıklı ve bir tutarlı enerji politikalarının olmadığını gösteriyor. Ne Amerika, ne Rusya, ne İngiltere, ne Gine, ne Sudan. Hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti kadar enerji konusunda bir devlete bu kadar yüksek oranda bağımlı değildir. Bu sizin egemenliğinize verilebilecek olan en büyük zararın kaynağıdır"

'ENERJİ İTHALATINA 2017 YILINDA 37 MİLYAR DOLAR VERDİK'
Kılıçdaroğlu, doğalgaz ithalatının tek ülkeden değil, çeşitlendirilmesi gerektiğin söyledi. Bir ülkeyle sorun çıktığı takdire başka bir ülkeden doğalgaz ithalatında devam edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir ülkeden sorun çıkarsa başka bir ülkeden alabilmelisiniz. Ama boru hatlarını döşemişseniz, yüzde 90 oranında bağımlıysanız başka bir yerden sizin doğalgaz alabilmeniz için yeniden sıfırdan doğalgaz boru hattı döşemeniz gerekir. Buda zaman alır. Bunun da faturasını millete ödetmiş olursunuz. En fazla kömür üreten 7'inci ülkeyiz. Dünyada en fazla doğalgaz ithal eden de 5'inci ülkeyiz. Enerji ithalatına son 2 yılda 2016'da 27 milyar dolar verdik. 2017 yılında 37 milyar dolar verdik. 10 milyar dolar daha bu milletin sırtına yük oldu. 2018'de ödeyeceğimiz fatura bundan çok daha fazla olacak. Bunu kim ödüyor? Doğan çocuk doğduğu andan itibaren ölünceye kadar hepimiz ödüyoruz. Doğumdan ölüme kadar aldığımız nefes hariç bunun parasını hepimiz ödüyoruz. Çocuğa süt alırsınız vergi ödersiniz. Emzik alırsınız, dolmuşa binersiniz, iş adamısınız işyeriniz var, işçisiniz, sanayicisiniz vergi ödersiniz. Bu paralar kime, nereye gidiyor? Buralara gidiyor. Ayrıca son 15 yılda yurt dışındaki bir avuç bankere ödediğimiz faiz 150 milyar dolar. Bunların büyük bir kısmı Londra'da. Devlet tahvili bonosu nedeniyle ödenen faiz ise 680 milyar lira. Yani eğer siz yakayı tefeciye kaptırmışsanız artık onlardan emir alırsınız. Doları yükselt diyorlar, yükseltmezsen para getirmem, vermem sana diyor. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız" diye konuştu.

'TÜRKİYE ENERJİ LOBİLERİNE TESLİM OLMUŞ DURUMDA'
Üniversitesi bilgi üretmeyen bir toplumun katma değeri yüksek ürün üretme şansı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Beni derinden vuran bir gerçek vardır. İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı Türk üniversitelerini geçti. Türkiye'nin kendisine yeni bir yol haritası belirlemesi lazım. Tahammülü yoktur bu işin. Dışarıdan kömür ithal ediyoruz, Zonguldak'ta üretiliyor. Neden? Hangi gerekçe ile ithal ediyoruz. Efendim daha ucuzmuş. Sosyal devlet dediğimiz bir kavram vardır. Hiç çalışmayana, fakire devlet gider para öder. Sosyal yardım diyoruz buna. Ödesin mi ödesin kimse açlıktan ölmesin. Ama kişi hem üretiyor, hem kazanıyor, Türkiye kazanıyor. Efendim dışarıda daha ucuz, biz dışarıdan getireceğiz. Bunun arkasında yatan model şudur arkadaşlar. Türkiye enerji lobilerine teslim olmuş durumda. Bunu hepimizin bilmesi lazım. Batı neden enerji lobilerine teslim olmuyor, Türkiye teslim oluyor? Altında yatan gerçek şu; Türkiye'de planlama yok. En son Cumhuriyetin ilk yıllarında birinci sanayi, ikinci sanayi planları vardı. Sonra planlama teşkilatı kapatıldı ve sonra yine açıldı. Şimdi devlet planlama teşkilatı tümüyle bitti. Yok artık. Planlama nedir? 50 yıl sonra 100 yıl sonra nereye gideceğim? Dünya nereye gidiyor ben nereye gideceğim?"

'LOBİLERİN YÖNETTİĞİ ÜLKE ADAM OLMAZ'
Kılıçdaroğlu, devletlerin ülkelerinin çıkarları üzerine inşa edilmiş politikaları olduğunu söyledi. Bütün gelişmiş ülkelerin bunu yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Biz yapmadığımız için iktidarı yöneten lobiler oluyor. Geliyor birisi bakanın yanına oturuyor 15-20 kişi daha yanına geliyor. Enerji ithal edelim diyor. Geleceği düşünmüyor. Peki Türkiye'de çalışanlar, kentler, Zonguldak. Ne olacak buralar? Uzun vadeli düşünülmediği için, insan unsuru göz ardı edildiği için bu tür yanlış politikalar lobilere teslim ediliyor. Bütün birikimlerimizi inşaat sektörüne harcadık. Bina bitince kimse çalışmıyor. Ama fabrika kurarsanız en az 30 kişi çalışacak. İstihdam ve sürekli olacak. sürekli kendisini yenileyecek. Lobilerin yönettiği bir ülke adam olmaz. Egemen güçlerin politikalarına teslim olur. Dolayısıyla siz gidersiniz Rusya'ya bağımlı hale gelirsiniz" dedi.

MADEN ŞEHİDİ YAKINLARINA SAĞLANAN İSTİHDAM
Kılıçdaroğlu, 10 Haziran 2003 tarihi ile 13 Mayıs 2014 tarihleri arasında hayatını kaybeden maden şehitlerinin yakınlarına tanınan istihdam hakkında tarih sınırlandırılması olmasını eleştirdi. Şehitler arasında ayrım yapılamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "2003-2014 diyorsunuz. Ya kardeşim ayrım yapılmaz. Şehitler arasında ayrım yapılmaz, gaziler arasında ayrım yapılmaz. Çünkü bunlar canlarını bedel olarak ödemişler. 15 Temmuz şehit ve gazileri için ayrı statü var. Terörle mücadele vermiş şehit ve gaziler için daha düşük statü var. Afrin'de şehit düşenler ve gazileri için ayrı bir statü var. Hepimiz şehit ailelerinin acılarını paylaşırız. Şehitler arasında ayrılık gayrilik olur mu? Madende iş kazasında hayatını kaybetmiş. Şu tarihe kadar imkan sağlayacağım, şu tarihten sonra imkan sağlamayacağım. Kabahat sende. Sen işyerini sağlıklı denetlerin mi, kontrol ettin mi? Hayır. Ne zaman kaza olur, insanlar hayatlarını kaybeder ondan sonra devletin raporları ortaya çıkar. Orada insanın hayatı söz konusu, işçinin hayatı söz konusu. Bizimle gelişmiş ülkeler arasında şöyle fark var. Gelişmiş ülkeler önce risk analizi yapar. Elektriği, suyu, tahkim edilmesi, aydınlatması, havalandırması bütün bunlar var mı yok mu? Kontrol edilir, test edilir tamam ise işçi aşağıya indirilir. Bizde ise işçi aşağıya gönderilir, patlama olur ondan sonra önlem alınır. O nedenle iş kazalarında dünya birincisiyiz. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Yer altında çalışıp alın teri döken işçinin iş kazası sonucu hayatını kaybetmişse devlet bir imkan sağlamışsa herkese sağlaması lazım"

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Kemal Kılıçdaroğlu'nun salona girmesi
-Salondan detaylar

Süre: (2.13) Boyut: (136 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)

============================================

Bakan Bak: TSK Afrin'e Türk milletinin şefkatini ve barışı götürüyor

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Afrin'de Mehmetçiğin destan yazdığını belirterek, "Türk Silahlı Kuvvetleri oraya Türk milletinin şefkatini ve barışı götürüyor. Barışın tesis edilmesi için orada yuvalanan terör örgütlerini ve sınırımızda yuvalanan terör yapılarını birer birer dağıtıyor" dedi.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, kentteki spor yatırımları ile ilgili bilgi almak için Zonguldak'a geldi. Bakan Osman Aşkın Bak, ilk olarak Zonguldak Valiliği'ni ziyaret etti. Valilik makamında yaptığı konuşmada Bakan Bak, şunları söyledi: "Afrin'de operasyon başarılı şekilde sürdürülüyor ve en son gelirken aldığımız habere göre bütün köyler de temizlenmiş durumda. Tabii ki büyük bir zafer. Orada Mehmetçiğimiz destan yazıyor ve ÖSO'yla büyük bir operasyonu gerçekleştiriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri oraya Türk milletinin şefkatini ve barışı götürüyor. Barışın tesis edilmesi için orada yuvalanan terör örgütlerini ve sınırımızda yuvalanan terör yapılarını birer birer dağıtıyor. Orada yapılan tüneller, bariyerler ve sığınakların hepsinin iyi niyetli bir yaklaşım olmadığı, ülkemize karşı bir planlamanın olduğunu gösteren işaretler ortada. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, başkomutanımız olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ÖSO ile yürüttüğü bu operasyon çok yerinde, zamanlamasıyla her şeyiyle tam zamanında yürütülen operasyon olarak sürmekte. Asıl amaç oranın insanlarına barışı ve şefkati getirmek" dedi. Türk askeri ile gurur duyduklarını söyleyen Bakan Bak, "Biz onlarla gurur duyuyoruz. Terör örgütleri, PKK, PYD, YPG her zaman kalleşçe saldıran, tuzak kuran yapılar. Onların ne sivillere, ne de çocuklara karşı bir hassasiyeti var. Dün cenazesine katıldığımız şehidimiz, orada sokağa yerleştirilen el yapımı bombanın patlamasıyla şehit oldu. Burada sivillere olan hassasiyetimiz ortada. Bunun da bazen böyle bedelleri oluyor. Türk ordusu bu vatanı, topraklarımızı vatan kılmak için şehitler vermiştir, vermeye de devam edecektir. Onlara güveniyoruz" diye konuştu. Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, ziyaretin anısına Bakan Bak'a madenci heykeli hediye etti. Bakan Bak, daha sonra stadyumu ve yanında inşası süren spor salonunu ziyaret etti. Osman Aşkın Bak, burada yetkililerden bilgi aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Bakan’ın karşılanması
-Valilikteki konuşması
-Stadyum ve kapalı spor salonu inşaatını gezmesi
-Detaylar

Süre: 04.38 Boyut: 519 MB
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/ZONGULDAK,(DHA)

==========================================

Bakan Arslan, İzmir'de havalimanında inceleme yaptı

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bir dizi incelemelerde bulunmak ve partisinin Bornova ilçe kongresine katılmak üzere İzmir'e geldi. Bakan Ahmet Arslan, havalimanı apronundaki incelemelerden sonra yatırımlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
İzmir'e gelen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ı Adnan Menderes Havalima'nında AK Parti milletvekilleri, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bürokratlar ve partililer karşıladı. Bakan Ahmet Arslan, kentteki ilk incelemesini Adnan Menderes Havalimanı'nda yaptı. Burada ilave apron ve taksi yolu genişletme çalışmalarını inceledikten sonra açıklamada bulundu. İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nın kapasitesinin artırılmasının İzmirlilere hizmet etmek adına önemli bir çalışma olduğunu ve çalışmaların gayet güzel gittiğini söyleyen Bakan Ahmet Arslan, "İzmir'in sıcak iklimi, kışın da çalışmaya izin veriyor. Havalimanı 1987 yılında yapıldı. O zamanki toplam sahası 8 milyon 230 bin metrekareydi. 2006'da yaptığımız ilave dış hatlar terminalini 125 milyon Euroluk harcama yaparak hizmete verdik. 2014'te dış hatlar terminalini yaklaşık 250 milyon euro yatırımla gerçekleştirdik. İç ve dış hatlar terminalinin büyüklüğü 310 bin metrekare, 108 bin metrekaresi dış hatlar olmaz üzere" dedi.
20 MİLYON YOLCUYA HİTAP EDİYORUZ
Havalimanı iç hatlar terminalinin önceki kapasitesinin yılda 1.5 milyon yolcu olduğunu vurgulayan Bakana Arslan, "Bugün ise 20 milyon yolcuya hitap edecek bir iç hatlar terminali hizmet veriyor. Aynı şekilde yılda 4 milyon yolcuya hizmet eden dış hatlar terminali var iken şimdi yılda 10 milyon yolcuya hizmet edebilir hale geldi. Bu da uzunca süre yeterliliğini koruyacağı, ihtiyaca cevap verebileceği anlamına geliyor. Şu anda apronumuz 180 bin metrekareden 339 bin metrekareye çıkarılmış oldu. Bu yaklaşık 2 katı demek. 21 uçak park kapasitesine sahip iken bugün itibariyla 37 uçak park kapasitesine sahip. Apron, taksi yollarıyla birlikte alan 716 bin metrekareye çıkmış olacak ve aynı anda 58 uçağı park edebilir duruma gelmiş olacağız. İç hatlar terminali yılda 20 milyon yolcuya hizmet edebiliyor. 83 bin metrekare terminal binasına ait otopark var. Bu da 2 bin 523 aracın aynı anda park edebilmesi anlamına geliyor" diye konuştu. Dış hatlarda da yolcu kapasitesinin yılda 10 milyon kişi, terminale ait otoparkın 69 bin metrekare olduğunu anlatan Arslan, "Yapımı devam eden ihale aşamasında işler var. Bu işlerin bedeli de 100 milyon liranın üstünde. İlave apron, ilave taksi yolu da 71 milyona ihale edilmiş durumda. Yüzde 45 fiziki gerçekleşme sağlandı. İşler tamamen rayına oturmuş durumda, bu çalışma hızıyla 17 Temmuz'da bu apronu ve ilave taksi yollarını hizmete sunmuş olacağız. İzmir ve İzmirlilerin ihtiyacını görmek adına Adnan Menderes Havalimanı'nı her gün büyütüyoruz" dedi.
ALAÇATI HAVALİMANI 20 NİSAN'DA
Çeşme Alaçatı Havalimanı'yla genel havacılığa hizmet edecek ikinci bir havalimanı kazandırmayı planladıklarını da söyleyen Ahmet Arslan, "Çeşme Alaçatı civarında hem özel jetleri ağırlayabileceğimiz hem eğitim uçuşlarını ayarlayabileceğimiz ve charter seferlere hizmet verecek bir havalimanı yapacağız. İhale sürecini başlattık. 20 Nisan tarihi itibarıyla yap işlet devret modeliyle yaptığımız Çeşme Alaçatı Havalimanı'nın ihale tekliflerini almış olacağız. 25 yıl işletme şartıyla 24 ayda yapım süresi olmak üzere ihale kriterimiz var. Yap işlet devret metoduyla kim alırsa cirodan pay ayırmak suretiyle İzmirliler'e Çeşmeliler'e o bölgeye gelenlere hizmet verecek" diye konuştu.
VALİLİĞİ ZİYARET ETTİ
Adnan Menderes Havalimanı'ndaki programının ardından İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ı makamında ziyaret eden Bakan Ahmet Arslan, "İzmir'e son 15 yılda 405 kilometrenin üzerinde bölünmüş yol ilave ettik. 15 yılda İzmir'de 14 milyarın üzerinde harcama yapmış durumdayız. Bakanlık olarak Konak Tüneli'ni yaptık. 40 milyona yakın araç geçmiş durumda. İzmir Çevre Yolu da İzmirlilerin hayatını kolaylaştırması, trafiğini kolaylaştırma açısından önemliydi. Günde 100 binin üzerinde araç kullanıyor. Yeni bir çevre yolu yapabilir miyiz bunu konuşur hale geldik. Sadece Karayolları Genel Müdürlüğünün İzmir'de devam eden 26 projesi var. İzmir ve çevresindeki otoyol projeleri hızla devam edilyor. Sanayinin ve turizmin önemli bir şehri olan İzmir'e hizmete devam edeceğiz. Torbalı-Kiraz yolunu 92 kilometre bölünmüş yol sıcak asfalt haline getiriyoruz. Selçuk-Ortaklar- Aydın bölünmüş yol sıcak asfalt haline gelecek. İzmir'den Menemen arasını sıcak asfalt haline getiriyoruz. Bergama çevre yolu 7.3 kilometre, bitiriyoruz. Seferihisar-Selçuk bölümündeki 86 kilometre bölünmüş yol sıcak asfalt haline getirmesi içini çalışmalar sürüyor. Belevi-Tire yolu 27 kilometre, bu yolun sıcak asfalt haline getirilmesi için süreçler bitti. İzmir-Manisa Sabuncubeli Tüneli'nde de bağlantı yollarının bitirilmesi önemli. İşler güzel gidiyor, o zamanda söz verdiğimizi gibi 9 Eylül'de bitirip İzmirlilerin hizmetine sunmuş olacağız. İzmir-İstanbul Otoyolu'nun 26 kilometresini açtık. Proje çift taraflı başladı. İnsanlarımız Bornova viyadüğünü kullanıp seyirde sürüş konforu yaşıyorlar. Bu yıl Saruhanlı'ya kadar 50 kilometrelik bölümü bitireceğiz, 76 kilometrelik kısmı hizmet verecek. Önümüzdeki yıl da tamamen bitireceğiz. Menemen- Çandarlı otoyol ihalesini yaptık, temelini attık. İşler güzel ilerliyor. 2021'de bitmesi öngörülüyor, ancak 2020 yılında bitirmeyi planlıyoruz. Bittiği zamana ağır vasıta trafiğinden kurtulunmuş olunacak" dedi. İnciraltı Körfez Geçişi Projesi'ne de değinen Bakan Arslan, "Her iki yaka arasındaki trafiği ring haline getirmemiz gerekiyor. Sayın Başbakanımızın başlattığı Körfez Geçişi'nin dünyada örneği var. Çok güzel bir proje olacak. İzmir'in görünümüne değer katacak. ÇED süreçlerini bitirdik, kısa sürede imar sürecini de bitireceğiz. İzmir'de yerel paydaşlarımızın da gerekli çalışmaları yapmasıyla birlikte bu sene içinde yap işlet devret modeliyle ihale etmek istiyoruz. Ülkenin prestij projelerinden biri olacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, sözlerinini sonunda ise "Her kim hizmet sorumluluğu almış olursa olsun, çözümün paydaşı olsun. Çözümü geciktiren olmasın lütfen. Böyle olursa izmire izmirlilere hizmet etme isteğimizi yerine getirmiş oluruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Bakan Ahmet Arslan'ın terminaldeki açıklamalardana görüntü.
- Valilikteki açıklamalardan görüntü
- Genel ve detay görüntü

Haber: Taylan YILDIRIM, Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR (DHA)

==========================================

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: Bizden korkuyorlar

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, adaleti, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi tesis etmek için yola çıktıklarını belirtti “Onun için bizden korkuyorlar” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Trabzon’da Atatürk Meydanı’nda halka hitap etti. Yaklaşık 5 bin kişinin doldurduğu alanda, halk oyunları ekibinin gösterisini izleyen Akşener, ekibe alkışla destek verdi.
İyi Partinin milletin emri ile kurulduğunu ve başına da bekçi olarak kendilerinin tayin edildiğini ifade eden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kimseden korkmayacaklarını söyledi. Milletin emrinden ve Allah’ın rızasından ayrılmayacaklarını ifade eden Akşener, iktidarın söylemlerini takip ettiğini ve ona göre adımlar attığını iddia etti. Akşener, "Tarımı konuşuyoruz ne oldu? Mazotun yarısını indirdiler. Dün çiftçiye ‘Al ananı da git‘ diyenler bugün çiftçinin kullandığı mazotun yarısını indirdiler. Erdoğan ve arkadaşları 3 Y’yi ortadan kaldırmak için geldi. Rahmetli İsmet İnönü’nün ruhuna Fatiha okunur hale getirdiniz milleti. Öyle yasakçı bir zihniyetle yönetiyorsunuz ki utanmasanız teyzelerin kısır ve altın günlerine dinleme memuru gönderecekseniz. Neden korkuyorsun?. ABD ‘Heyt’ diyorsun arkadan gizli pazarlıklar yapıyorsun. Neyin varda, neden çekiniyorsun. Seni kimler neden büküyor. Söyle biz halledelim. İyi Parti var Türk millet var. O zaman o korkularını yenecek her türlü tavrı koyabilelim. Ama yok. Şimdi yasakları kaldırmak için geldiler, olağanüstü halle seçime gidilecek. Korkmayın. İstiklal Marş’ımız ‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ diye başlıyor. Ama AK Parti afişlerinde ‘Seni yedirmeyeceğiz, diz çöktürmeyeceğiz, baş eğdirmeyeceğiz’ diye yazıyor. Hepsi korkaklığın işareti.Kim diz çöktürmek istiyor, kim yemek istiyor?. Kim? Ama gizli saklı bugüne kadar kimsenin bilmediği tutanaksız saklı gizli yaptığın her türlü görüşmenin faturasını bugün korkarak ödüyorsun. Sen korktuğun için bizi korkutmaya çalışıyorsun. Geç bu işleri. Korkutamazsın, korkmayacağız. Çünkü dün belinde silah olanlardan korkmayan bu gariban kadın senden mi korkacak.” dedi.

‘KENDİNE GÜVEN BE KARDEŞİM’
Erdoğan’ın tehlike geçtiği zaman yiğitlik, kabadayılık yaptığını öne süren Akşener, şöyle konuştu:“Ama namlu doğrultulduğu zaman araziydiniz. 15 Temmuz’da araziydiniz. Kala kala milleti çağırdınız kap karanlık yerlerden ve bodrumlardan telefonla milleti çağırdınız. Niçin öyle oldu? Çünkü yanlış yaptınız. Yolsuzlukları gidermek için gelmiştiniz dibine battınız. Yoksulun yanında olmak için geldiniz kendi zenginlerinizi yarattınız. O kadar kibirlendiniz ki bir kamyon koruma ile geziyorsunuz vatandaş boş bulunup sarılmaya kalktığında şöyle yapıyorsunuz. Bunun anlamı şu. Ne milletin adamlığı kaldı, ne halkın adamlığı kaldı. Kendine güven be kardeşim. Allah’a güven be kardeşim. Korkma. Ben gördüm ki zor zamanlarda korkuyla iman aynı yürekte bulunmuyor. Allah’a millete güven. Güvenmezsen böyle olur.”
‘BİZDEN KORKUYORLAR’
Türkiye’de iktidarın hukuku ve adaletin gömdüğünü ifade eden Akşener, İyi Parti’nin bütün bunları yeniden tanzim etmek için milletin talimatı ve emriyle kurulduğunu söyledi. Karadeniz’in ürettiği fındığın hak ettiği değerden alınıp alınmadığını soran Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Almaz. Çünkü Berlusconi abisi ile çok büyük ahbap. Ailecek görüşüyorlar. Berlusconi nikah şahidi. Dolayısıyla İtalyan’lara bizim Karadeniz’in, Trabzon’un fındığını peşkeş çektiler. Hani tek adamla Kanun Hükmünde Kararname ile yönetilen bu ülkede bütün bunlar düzeliyordu. 16 Nisan referandumu öncesi AK Partililerin söylediği ve uygulanan tek adam rejiminin size bir faydası oldu mu?. Hayır. Kendi aranızda bir problem yaşadığınızda, mahkemeye gittiğinizde AK Parti’den kağıt getirenle kağıt getiremeyen avukatın alacak verecek davası dahil hiç mahkeme kazandığını gördünüz mü?. Hayır. 2019 yada daha önce benim beklentime göre 15 Temmuz 2018’de seçim bekliyoruz. Eğer o zaman olursa bugün yaşananları iki ile çarp bu şekilde bir Türkiye ile karşı karşıya kalacaksınız. ‘Fındığım değerini istiyorum’ dediğinizde tekme yiyeceksiniz, tutuklanacaksınız. Fındığımızı, Trabzon’umuzu bir büyük mark halinde olmasını istiyoruz dediğinizde tutuklanacaksınız. Bütün bunlara hayır demek ve ortadan kaldırmak için, adaleti, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi tesis etmek için yola çıktık. Onun için bizden korkuyorlar”
‘TRABZON ALINAMAZSA, KAYINVALİDEMLE PENCERENİZİ TAŞLAYACAĞIM’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rizeli, kendisinin de Rize gelini olduğunu hatırlatan Akşener “Karadeniz’in geliniyim. Çok iyi gelinim. 38 yıldır kayınvalidem ile aynı evde oturan bir gelinim. Muhterem oturtturamadı aynı evde anasını. Sizin ağabeyiniz bu gelininizi hem anasından hem babaannesinden aynı evde oturtturdu. Gelin kontenjanından Trabzon’u istiyorum. Trabzon alınamadığı taktirde bu meydanda kayınvalidemle pencerenizi taşlayacağım. Onlardan hiçbir fayda görmeyeceksiniz.” ifadelerini kullandı.
‘BU KADAR KANDIRILAN BİR DEVLET ADAMI OLUR MU?’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerde bulunan Akşener, şöyle konuştu:“Bu arkadaşı önce Merkel sonra Berlusconi şimdi de Macron’da kandırıyor. Ondan evvel Hollandalılar kandırdı. En son Obama. Ama en önemlisi FETÖ, PKK, Apo, Kandil kandırdı. Yahu bu kadar kandırılan bir devlet adamı olur mu?. Bu kadar kandırılan bir insandan bu ülkeyi yönetmeyi beklemek mümkün mü?. Her seferinde ‘Allah beni affetsin, kandırdılar’ diyor. İyi hoşta o kandırılan şahısın, senin bedelini de bu millet ödedi. 2010 yılında meşhur Anayasa Mahkemesi ile HSYK’yı demokratikleştirdikleri sözde ve 12 Eylül’den hesap sormayı iddia ettikleri bir anayasa değişikliği oldu hatırlayın. Bunun nelere mal olacağını gördüğüm için Mehmet Ali Şahin bey başta olmak üzere AK Parti’nin bütün önemli yöneticilerini gittim, uyardım. Benim omzuma pıt pıt vuruldu ‘Merak etme gelin hanım her şey kontrol altında’ denildi. Aradan zaman geçti. FETÖ’cüler yargıyı, ekonomiyi her şeyi ele geçirdiler. 17-25 Aralık oldu. Birden ayıldı, ‘Allah beni affetsin, ne istedilerse verdim’ dedi. Neyi verdiğini söylemedi. Buradan soruyorum. Kardeşin neler istediler, neler verdin? Bu milletin aleyhine olacak ne istediler ve sen neyi verdin? Millette affetmeyecek, kul hakkı olduğu için Allah’ta seni affetmeyecek. Mahşerde yakandan tutacağız”
‘GELİN BU YANLIŞTAN DÖNÜN’
Kandırılmanın sonucu olarak 15 Temmuz’un gerçekleştiğini öne süren Akşener, “O gün beni dinleselerdi, 2010 referandumunu geri çekselerdi, doğru dürüst bir hukuki metin hazırlanarak milletin tümünün görüşleri ile sivil bir anayasa olsaydı şimdi Türkiye başka bir yerde olurdu. Kurumların ele geçirilmesi mantığı üzerinden yaptılar. Sonuçta onlar kaldı ayazda FETÖ’cüler ele geçirildi. Ordunun belini FETÖ’cülerle el ele tutuşup kırdılar. Ama ne oldu? 15 Temmuz’da Başbakan tünellerde titrerken, Erdoğan’ın nerede olduğu belirsizken, hala belirsiz. Sadece Hande Fırat’la bir telefon konuşmasını dinledik. Millet baktı gördü, devlet elden gidiyor. O nedenle çıktı köprüden, sokaktan devleti toplayarak getirdi. Dağıtıkları devleti sokaktan toplayan getiren bu millettir. Bedelini 249 şehitle ödedi. Bedelini 2 binin üzerinde gazi ile dedi. Trabzon’dan İstanbul’a ben ne bir milletvekilinin ne bir bakanın sizin aranızda ön safta FETÖ’cülere karşı koyarken fotoğrafını görmedim. Tiril tiril titrediler. İçişleri Bakanı Gürcistan sınırında havada tur attı. Böyle ülke yönetilmez. Bugün FETÖ’cüleri ayırdılar. Şimdi her kurumu FETÖ’cülere teslim ediyorlar. Gelin bu yanlıştan dönün. Bu ülkenin bu insanlarının bu aziz milletin evlatlarının canını yakmayın. Eşit davranın. Liyakata önem verin. Hukukun üstünlüğünü gerçekleştirin. Hazreti Ömer adaletinden vazgeçtik ama en azından dünyevi bir uluslararası standartlara uygun bir adalet anlayışını tesis edin” dedi, FETÖ’cülere yardım ve yataklık edenlerden hesap soracaklarını söyledi. Hem iktidarı hem Cumhurbaşkanlığını alacaklarını iddia eden Akşener, konuşmasını tamamladı. Konuşmasının ardından hediye edilen Türk bayrağını öperek alan Akşener, partilileri selamlayarak sahneden indi, partisinin Trabzon İl Başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirdi. Akşener, parti binasında pasta kesti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
-Akşener'İn gelişi
-Miting alanı detayları
-Detaylar

Haber: Muhammet KAÇAR Kamera: Osman ŞİŞKO TRABZON,(DHA)

===========================================

Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde ikinci gün (4)
YARININ ŞİRKETİ

'Yarının Şirketi' başlıklı oturum Alternatif Bank Yönetim Kurulu Üyesi ve Ceosu Kaan Gür moderatörüğünde gerçekleşti. Oturumda, Borusan Holding Ceosu Agah Uğur, Eczacıbaşı Ceosu Atalay Gümrah, Parthenon EY Birleşik Krallık Başkanı Philip Dunne, Türk Telekom Ceosu Paul Doany, TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener konuştu.

'TAM ANLAMIYLA İŞİMİZ BİTMİŞ DEĞİL'
Şirketlerin geleceği ile ilgili değerlendirmede bulunan Parthenon EY Birleşik Krallık Başkanı Philip Dunne, hala müşterinin olacağını, ürün ve hizmet geliştireceklerini, üretimden teslimata kadar insan hayatına değer katacak her şeyin olacağını belirterek, bunlar için bilgi, beceri ve deneyim gerekeceğinin altını çizdi. “Tam anlamıyla işimiz bitmiş değil” diyen Dunne, “Tam anlamının altını çiziyorum, çünkü iki önemli nokta var. Mutlaka geleceğin şirketlerinin liderlerinin düşünmesi gereken dijitalleşmeyi tartıştık. Önemli bileşenlerden birisi, veri tsunamisi olması. İkinci önemli nokta jeopolitik istikrarsızlığın her yerde olması. ABD reformundan terör saldırılarına, Çin’in endüstriyel politikalarına kadar küresel faaliyetler oluyor. Şirketlerin değişen siyasi olaylara ayak uydurması gerekiyor. Tarihsel bağlamda bakarsak, pek çok veri analiz ile başlarsınız, ‘Ne talep ediyor? Piyasa ne talep ediyor?’ sorularını sormuşsunuzdur. Gelecekte de bu olacak. Veri fark edecek. Mesela perakende şirketleri bazında strateji geliştirirken, performansı geriye dönük bakacaksınız. Avro bazında bakacaksınız, 3 aylık geçmişe dayalı olacak. Dikiz aynasında bakar gibi etki söz konusu. Her bir AVM etrafında araç park ediyor. Algoritma oluşturuluyor, gerçek zamanlı veriler oluşuyor. Ötesine taşımamız gerekiyor. Mesela yapay zeka öngörür nitelikte verilerle yaklaşırsanız, kurumlar bazında dikiz aynasından bakarsanız, kaybedersiniz. Gelecekte bu önemli. Hepimiz excel tablosu ile büyüdük. Excel’in ötesine geçmek lazım. Aklımızın yetmediği yeni programlar var. Analiz değişen, dönüşen birşey jeopolitik düşünmeyi geliştirme ve strateji geliştirme geleneksel yöntemde lineer yöntem izleniyordu. Biraz sistemi dengeleri bozan neyse onu fark etmek gerekiyor. Burada da dijital teknolojiler devreye giriyor” diye konuştu.

40 YAMA LİDERLİK MODELİ
İlham veren lider olabilmek için yapılması gereken en önemli kalkınmanın sürdürülebilir olması gerektiğini vurgulayan Dunne, bir sonraki jenerasyon babında parçacıklı pek çok şeyin bir araya geldiği 40 yama liderlik modelini geliştirmesi gerektiğini kaydetti. Dunne, “Çeşitlilik ne kadar olursa o kadar iyi karar alınırdan hareketle planlama yaparken, ilham verenden ziyade teknik konuları anlayan insanlar olması gerekiyor. Önümüzdeki nesle baktığımıza bilgi becerili deneyimlerini geliştirebilecek fırsatlar sunuyoruz. Batıda en önemli sorun ise yetiştiriyorsunuz, eğitiyorsunuz başka yere gidiyor. Beyin göçünün önüne geçmek gerekiyor” dedi.

YAPAY ZEKA
Ofisinde robot ile çalıştığını söyleyen Dunne, bunun yapabileceklerinin sınırlı olduğunu kaydetti. Bir sonraki hafta gideceği bir toplantı için öğrencilerinden araştırma yapmasını istediğini belirten Dunne, “20 sayfa raporla bunu sunun diyorum. Mezunlarım bunu 4-5 günde yapıyorlar. Robot ile tek butona basarak, bunu talep edince mezunların yaptığını yüzde 95 kalitesinde, 20 saniyede alabiliyorum. Yapay zeka önemli ama ilham veren lidere dönüştüremezsiniz” diye konuştu.

GEÇMİŞİ İRDELEMELİYİZ
TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, geleceğe bakmak için geçmişi irdelemek gerektiğini inandığını belirterek, “Sanayi 4’ü konuşuyoruz ama öncesini de konuşmamız gerekiyor. Bugüne kadar bilim ile zanaati kim birleştirmişse gelişmiş, varlıklı olmuş. Sümer, Babil, Grek, Osmanlı İmparatorluğu ne zaman bilimle teknolojiyi birleştirmiş gelişmişler. Şimdi firmalarımızı nasıl konumlayacağız. Hepsini bitti gözüyle bakamayız süratini incelememiz gerekiyor. Biz, havayolu işi yapıyoruz. 50 milyon yolcuya ulaşmamız 66 yılı almış. Otomobilin bu orana ulaşması 62 yıl, elektrik 42, televizyon 22 yıl almış. İnternet 7 yıl, facebook 4 yılda, twiiter 2 yılda ulaşmış. Bu hıza çok iyi ayak uydurmamız gerekecek. Taş devri, taşlar bitti diye bitmedi. Bunlar devam ediyor. Dünyanın yüzde 17’sinde hala elektrik yok. 58‘i internet kullanmıyor. Buralarda da iş yapacağımız için geleceğin şirketini konumlarken, bunu da dikkate almalıyız” dedi.

ŞİRKET KÜLTÜRÜ ÖNEMLİ
Bir şirket için 3 ana unsur bulunduğunu dile getiren Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincisi insan kaynakları, ikincisi olduğunuz işin tekniği, üçüncü finansman. İnsan kaynakları için eğitime çok önem veriyoruz. 39 değişik pasaportla çalışanımız var. Kültür karmaşası var. Kültür çok önemli. Küreselleşmeye baktığınızda bilgiyi transfer edebilmiş, sermaye teknoloji olmuş ama kültür olmuyor. Biz şirket kültürü yarattık. Bizim insanların gelişmesine çok katkıda bulunuyoruz.”

ESAS YETENEK BULMAK ÖNEMLİ
Mezun olunca diplomanın 4 yılda biteceğini söyleyen Şener, “Marka olan üniversite var, olmayan var. 18 ile 22 yaş arasında okuduğunuz bölüm iş hayatınızı etkileyemez. Her 4 yılda diplomanızı yenilemeniz lazım. Bizim şirket için de bu geçerli. Onun için buna çok önem veriyoruz. 4’üncü sanayi devriminde yetenek ve sermaye çelişkisi çok önemli olacak. Sermaye buluyorsunuz artık. Yatırımcı geliyor, veriyor. Esas yeteneği bulmak gerekiyor. Türkiye’de özelleştirme sonrasında herkes her işi yapıyor. Bir şirkette birbirleri ile alakası olmayan insanları kabul edemiyorum. Apple enerji işine giriyor mu? Microsoft otel işine giriyor mu? Türkiye’de herkes, her işi yapıyor. Biz sadece kendi işimizi yapıyoruz. İşimize odaklanıyoruz. Onun için inovasyon yapıyoruz. İşe kafayı takmak önemli” dedi.

YAŞ GRUPLARINDAKİ HAREKET BENZERLİĞİ
Borusan Holding Ceosu Agah Uğur, kuşaklar arası farklar ile ilgili çok fazla araştırma bulunduğunu belirterek, “Aslında aynı yaş gruplarında benzer hareketlerde bulunuyorlar. Liderlik hırsı, uyum sağlama becerisi, girişimcilik becerisi ve hırsı ‘x, y, z’ fark etmiyor. Kişileri kategorize etmemeyi tercih ediyorum” şeklinde konuştu. Yeni nesil gençlerin farkı bulunduğunu belirten Uğur, sözlerini şu şekilde sürdürdü:“Teknolojinin içinde üretiyor. Kendine güveni fazla ve bilinçli kariyer yaklaşımında bulunuyorlar. Parça parça eksik tamamlama, deneyimlere önem veriyorlar. Deneye yanıla yapmak istedikleri ve istemediklerini belirliyorlar. Bu öncesine göre değişik. Yaptıkları her şeyde anlam arıyorlar. Firmalarla anlam bütünlüğünde buluşmak istiyorlar. Çok karlı, büyüme olması önemli değil. Firmada verdiği değerlere ve gittiği yola bakıyorlar. Yine de bir şey değiştirmiyor. Liderlik şekli 20 yıl önce de 30 yıl önce de aynı. İlham veren lider herkesten önce ve farklı, ileriyi görebilen, ona tutku ile inanan, yaşayan ve yaşattığı vizyonu beraber yola çıkacaklara anlatan, onları tutku ile dolduran insan. Bu liderler çok daha az aslında. Biz ilham veren liderleri patron olsun profesyonel olsun yaratmak ve yaşatmak zorundayız. Ben vaktimin büyük kısmını buna ayırıyorum.” İnovasyon kültürünün önemine işaret eden Uğur, burada iki unsurun mutlaka olması gerektiğini kaydetti. Burada başarı yakalamak için aç olmak ve ikincisini ise stratejik olarak açlık olarak değerlendiren Uğur, kendi şirketlerinde de başkanlığını yaptıkları 2024 vizyonunu kapsayan bir grup oluşturduklarını açıkladı.

DEĞİŞMEYEN BÜYÜK BEDEL ÖDER
Türk Telekom Ceosu Paul Doany, artık şu anda ileriyi görmenin sıkıntılı olduğunu belirterek, “Eylül 2016’da Türk Telekom’a döndüm. IT’cilerle çalışıyordum. Motive etmek için mail attım. Herkesin 10 yıl içinde lider olabileceğini söyledim. Liderseniz kendi kaderinizi kontrol edebilirsiniz, bundan dolayı sizle çalışacaklara liderlik yapabilirsiniz. Mevcut şirket olarak şirketinizin herkesin başına ne geleceğini değişmezse anlaması lazım. Herkesin böyle mantalitesi olması lazım. 5 yıl olabilir, 10 yıl olabilir sonrasında ne yapacaklarına karar vermesi lazım. Teknolojinin ilginç yanı bu. Mevcut şirketlere değişim fırsat sunuyor. Değişmezse büyük bedel ödüyor. 5 yıl sonra dünyada aslında çok küçük küçük projeler olacak. Bir şirkete yapılan her türlü disipline ihtiyaç var” diye konuştu. Şirketlerin proje ekibinin ilham verici olması gerektiğini belirten Doany, “Liderlerden oluşması önemli. Liderlik meselesi bu şirketin değişim, dönüşümü açısından önemli. İşbirliğine yönelik yapı olması hiyerarşik yapıdan ziyade” dedi.

BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ
Eczacıbaşı Ceosu Atalay Gümrah, Türkiye’de eskiden holdinglerin bakış açısının farklı olduğunu belirterek, 90’lardan itibaren uluslararası bakış açısının oluştuğunu kaydetti. Eczacıbaşı’nın 4 sektörde 47 şirket ile faaliyet gösterdiğini söyleyen Gümrah, “2017 başında portföy analizi yaptık. Güçlü yönlerimizi ele aldık. 2040’da ne olacak. Rakipler kim? Bizim nerede kazanma hakkımız olur? Hangi coğrafyada etkin oluruz’ kararını vererek ilerledik. Stratejik portföyümüzü yönetiyoruz. Hissedarın tercihi değer yaratmakla belli alanda yeniden yapılanmayla ise o zaman yatırım sermayesi şeklinde de şekillenebilir. Hissedar ve kuruluşun hangi kaslarını güçlü hissettiği global pazarlarda rekabet ile ilişkili bir durum. Geleceği iyi öngörüp, buna göre şirket kaslarını güçlendirmek gerekiyor” diye konuştu.

EN KIT KAYNAK YETENEK
Geleceğin hedef olmadığını vurgulayan Gümrah, “Satış hedefi diyorsunuz sayı belli, zaman belli. Önemli olan kendi içimizde işlerimiz ile ilgili geleceği nasıl tanımlarız. Topluluğumuzda kurduğumuz ‘future fit’ var. Yetenek havuzu diyebilirsiniz. Bunlardan bir kısmı başka kuruluşlara nasip oluyor. 150 arkadaşımız her kademede geleceğe hazırlıyoruz. Gelecek fırsat ve tehditlere yönelik hazırlık yapması için oluşturuyoruz. Rekabete önem veriyoruz” dedi. Yeni başlattıkları inisiyatif yönetim grubuna aday olabilecek 40 kadın çalışanın kariyer yolculuğunu hızlandırmaya çalıştıklarını söyleyen Gümrah, “Arkadaşlarımızın kariyer yolculuğunu hızlandırmaya çalışıyoruz. En kıt kaynak yetenek. Bunu bulmaya, yetiştirmeye, tutmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ CANLI VERİLDİ

Haber:BURSA,(DHA)

===========================================

Doğumda karnında unutulan gazlı bezler ameliyatla alındı

İzmir'in Kiraz ilçesindeki baba evine ziyarete gittiğinde aniden rahatsızlanan ve karın ağrısı şikayetiyle Ödemiş Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 36 yaşındaki Şule Ayşe Erhan'a yapılan tetkiklerde, geçen ekim ayında başka bir hastanede yaptığı doğum sırasında karnında 2 gazlı bez unutulduğu belirlendi. Doğum sırasında unutulan gazlı bezler ameliyatla alındı.
İzmir'in Urla ilçesi'nde yaşayan iki çocuk babası Cihan Erhan, eşi Şule Ayşe Erhan ile geçen 21 Mart'ta umreden dönen kayınpederi 68 yaşındaki Nuri Karakulak'ı ziyaret için Kiraz ilçesindeki evine gitti. Şule Ayşe Erhan, ertesi gün baba evinde bulundukları sırada aniden rahatsızlandı. Genç kadın, eşi ve sağlık memuru olan ağabeyi Halil Karakulak tarafından Ödemiş Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada Radyoloji Polikliniği'nde görevli Uzman Doktor Ali Tosun'a muayene oldu. Yapılan tahlil ve çekilen filmlerin ardından, geçen ekim ayında İzmir'deki bir başka hastanedeki doğum yapan Erhan'ın karnında bu sırada rulo halinde, 10 santimetre boyunda 2 gazlı bez unutulduğu ortaya çıktı. Unutulan gazlı bezin iltihaba neden olup, bağırsaklara zarar verdiği belirlendi. Genç kadın hemen ameliyata alındı. 3 saat süren ameliyatla karnında unutulan gazlı bezler alındı. Erhan'ın bir süre yoğun bakın ünitesinde gözetim altında tutulduktan sonra taburcu edileceği bildirildi. Halil Karakulak, kız kardeşinin tamamen sağlığına kavuşmasının ardından olayın sorumluları hakkında dava açıp, haklarını yasal yollardan arayacaklarını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Şule Ayşe Erhan'ın karnından çıkartılan gazlı bezlerin görüntüsü
-Karnından gazlı bez çıkartılan Şule Ayşe Erhan'ın hasta yatağında görüntüsü
-Ödemiş Devlet Hastanesi ve Acil Servis'in dışarıdan görüntüsü
-Karnından gazlı bez çıkartılan Şule Ayşe Erhan'ın sağlık memuru olan ağabeyi Halil Karakulak'ın açıklaması
-Şule Ayşe Erhan ve Cihan Erhan çiftinin kucağında çocukları ile fotoğrafı
-Genel ve detay görüntüler

Haber: Faruk ÇARK / ÖDEMİŞ (İzmir), (DHA)

==========================================

İzmit Körfezi'nde tehlike yaratan gemi için son günler

Kocaeli'nin Körfez ilçesi açıklarında 2007 yılından itibaren hacizli olarak demirli bulunan tanker gemi tehlike yaratırken, 30 gün içerisinde işlemlerinin gerçekleşmemesi durumunda icra yolu ile satışa çıkacak.

Haciz nedeniyle 2007 yılından bu yana İzmit Körfez Yarımca açıklarında demirli bulunan 92 metre uzunluğundaki Panama bandıralı 'Chernomores' isimli LPG yüklü tanker, 2014 yılında satılırken 'Queen' adını aldı. Tehlike yaratması nedeniyle gemide yüklü bulunan bin 500 ton LPG başka bir gemiye aktarıldı. Ancak devam eden mahkemeler nedeniyle gemi İzmit Körfezi'nden çekilemedi. Fırtınalı havalarda sürüklenen, ışıklandırması olmayan gemi İzmit Körfezi'ne giriş yapan gemiler için tehlike yaratıyor. Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şube Başkanı Vedat Doğusel yasa gereği geminin çekilmesi için 45 gün süre verildiğini, 30 gününün kaldığını belirterek, gerekli işlemlerin yapılmaması durumunda geminin icra yolu ile satılarak körfezden çekileceğini belirtti. Geminin Körfez'de tehlike yarattığını söyleyen emekli kaptan Mahmut Okan, "Bu gemi 11 yıldır burada. Sahibi ortada yok. Gemi tehlike yaratıyor. Işıklandırması yok, içinde bekleyen kimse yok. Büyük bir fırtınada Tüpraş'a gidip sorun yaratacak. Bu gemiye müdahele etmek o hava şartlarında zor olur. Geminin ambarlarında su var. Devrelerde ancak gaz olabilir. Bizim korkumuz seyir halindeki bir geminin çarpmasıyla olabilecek bir tehlike bizi tedirgin ediyor. Üzerinde ışıklandırma olursa seyir yapan gemiler bunun farkına varır. Yeni yasalara göre kaldırılacağı söyleniyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Yarımca sahilinde demirli gemi
-Emekli kaptan Mahmut Okan ile rop
-Liman ve gemiden detaylar

HABER:Ergün AYAZ-Nabiİ YAZICI/KAMERA: Dinçer AKBİR/KÖRFEZ(Kocaeli), (DHA)

==========================================

Bodrum Acı Ot Festivali başladı

MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde bu yıl ilk kez, Bodrum Yarımadası'nın ve Türkiye'nin en büyük lezzetlerini buluşturmak amacıyla 'Bodrum Acı Ot Festivali' düzenlendi. Festival süresince Bodrum'un yerel tetlar ve yöre kültürünü yansıtan birbirinden lezzetli etkinlikler, Bodrumluları ve çevre ilçelerden gelenleri bir araya getirdi.
Ortakent-Yahşi Yalısını Geliştirme ve Mavi Bayrak Derneği (OYDER) tarafından, Bodrum Kaymakamlığı, Bodrum Belediyesi, Bodrum İlçe Gıda tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Bodrum Ticaret Odası (BODTO), Bodrum Esnaf ve Sanatkarlar Odası, çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle gerçekleştirilen Bodrum Acı Ot Festivali eski tarım araçları sergisi ve kortej yürüyüşü ile başladı. Yürüyüşe Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu, Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve çok sayıda vatandaş katıldı. Festivalde eski tarım araçları da sergilendi. Sergide, 1930 model su pompası, küçük traktörler, tarla sürmede kullanılan araç ve gereçler tanıtıldı. Bodrum'un doğal otlarından acı ot, baldıran, deli kenker, turpotu, tilkişen, ada marulu ve deli kenker dolması, külür, çetimek pidesi, havanda incir, çetimek, mart mantarı kavurması, sakızdırık köftesi, ilabada dolması gibi yöresel ürünlerin yanı sıra Bodrum'a özel birçok gizli kalmış yöresel tat, açılan 140 stantta ziyaretçiler ile buluşturuldu. Sütten çökelek ve peynire, zeytinyağından sabuna kadar özenle seçilmiş doğal ürünlere de festivalde yer verildi. Festival alanına kurulan mutfaklarda da çeşitli otlardan yiyecekler yapılarak, ziyaretçilerin tadımına sunuldu. OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aras, Bodrum'un bir festival olduğuna dikkat çekerek, "Bodrum ve çevresinden 140 stant da 300ü aşkın katılımcımız var. Çeşitli otlarla yaptıkları yiyecekleri ve otları burada vatandaşlarımızla buluşturdu. Eğlenceli bir festival olacak. Ünlü şeflerde çeşitli yiyecekler yapacak. Desteği geçen herkese teşekkür ediyoruz" dedi. Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu yerel değerleri korumanın önemine değinerek, "Katılım çok güzel. Bodrum Acı Ot Festivali'nin alternatif turizm açısından Bodrum'a önemli bir değer katacağına inanıyorum. Çevre illerden de bu festival için gelen misafirler var. Bodrum'un kültürün ve lezzetlerini tanıtmış oluyoruz" dedi. Bodrum Acı Ot Festivali yarın (pazar) akşam saatlerinde yapılacak etkinliklerin ardından sona erecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Festivalden görüntü
-OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aras ile röp.
-Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu ile röp.
-Stantlardan görüntü
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM, (Muğla), (DHA)

En Çok Aranan Haberler