HABER

DHA YURT BÜLTENİ-8

1)KARABURUN'DAKİ FACİADAN KURTULAN MUCİZE KADININ EŞ VE ÇOCUK ACISI İZMİR'in Karaburun ilçesi açıklarında kaçak göçmenleri taşıyan teknenin batmasının ardından cesedi bulunan 2'si çocuk 8 kişiye otopsi yapıldı.

1)KARABURUN'DAKİ FACİADAN KURTULAN MUCİZE KADININ EŞ VE ÇOCUK ACISI

İZMİR'in Karaburun ilçesi açıklarında kaçak göçmenleri taşıyan teknenin batmasının ardından cesedi bulunan 2'si çocuk 8 kişiye otopsi yapıldı. Kimlikleri tespit edilen 4 kişinin cenazesinin yakınlarına teslim edileceği bildirildi. Bu cesetlerden 2'sinin tekne kazasından sonra 28 saat denizde kalıp mucize eseri kurtulan Mıhabat İsmael Ali'nin eşi ve çocuğu olduğu ortaya çıktı. Kayıp olarak aranan 26 kişiden, 11'i çocuk biri kadın toplam 12 kişinin ise teknenin kapalı bölümünde bulundukları öğrenildi. Geçen 10 Ekim Çarşamba günü saat 23.54'te, üzerinde can yeleği bulunan ve bütün kıyafetleri ıslak olan Irak uyruklu bir kadın, Karaburun İlçe Jandarma Komutanlığı'na giderek yardım istedi. Iraklı kadın, bir gün önce saat 20.00 sıralarında bir tekne ile toplam 35 kişi, Foça'dan denize açıldıklarını söyledi. Denizde ilerlerken teknelerinin su alarak battığını ve kendisinin denizde sürüklenerek Karaburun'da Kuyucak Plajı'ndan karaya çıktığını, diğerlerinin ise kaybolduğunu anlattı. Bunun üzerine, kayıp olan kaçak göçmenlerin bulunması için Sahil Güvenlik tarafından denizde arama kurtarma çalışmalarına başlandı. Aramalarda 8 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Bu kişiler İzmir Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Ölenlerden 4'ünün kimlikleri, Irak'tan yakınlarının gelmesiyle tespit edildi. Bu kişilerin cenazelerinin, yakınlarına teslim edileceği, diğerlerinin ise yakınlarının gelmemesi halinde kimsesizler mezarlığında toprağa verileceği belirtildi.
MUCİZE KADININ EŞİ VE ÇOCUĞU DA ÖLENLER ARASINDA
Ölenler arasında yer alan 9 yaşındaki Abdullah Issa Abdulrahman ile Issa Abdulrahman Ahmed'in, 28 saat denizde kaldıktan sonra mucize eseri sağ kurtulan Mıhabat Ismael Ali'ninoğlu ve eşi olduğu belirlendi. Halen İl Göç İdaresi'nde bulunan kadının da eşinin ve oğlunun cenazelerinin teslim alınmasından sonra ülkesine gönderileceği öğrenildi.
11'İ ÇOCUK 12 KİŞİ HALEN SU ALTINDA
Bu arada kayıp olan 26 kişinin aranmasına yönelik çalışmalarda önemli bilgiler de elde edildi. Kayıp olanlardan 11'i çocuk biri kadın toplam 12 kişinin, teknenin kapalı olan bölümünde kaldıkları anlaşıldı. Teknenin bulunması için araştırmaların devam ettiği açıklandı. Olayda ölen Iraklıların yakınlarına yardım eden Uluslararası Iraklı Mülteciler Federasyonu Türkiye Temsilcisi Haıtham Ahmet Star, "Ölenlerden 4'ünün kimliği belirlendi. Bunları ülkemize götüreceğiz. Geri kalanların yakınları çıkmaması durumunda ise burada toprağa verilecekler. Biz federasyon olarak Türk yetkilerle işbirliği yapıp, yardımda bulunuyoruz. 11'i çocuk 12 kişinin cesedi hala su altındaki teknenin içerisinde. Bunların bulunması için çabaların sürmesini bekliyoruz" dedi.
Ölenlerin yakınları ise kazada can verenlerin yeni bir hayat için yola çıktıklarını ve can verdiklerini söyledi.

Görüntü Dökümü
---------------------
- Ölen Iraklıların yakınlarının görüntüsü.
- Haıtham Ahmet Star'la yapılan röportaj

Haber: Taylan YILDIRIM, Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)

==================================================

2)HASTANEDEN TABURCU EDİLDİ, KAZADAN 6 SAAT SONRA EVDE ÖLDÜ

GAZİANTEP'te, otomobilin çarptığı motosiklette sürücünün arkasında oturan ve yaralı kaldırıldığı hastaneden tedavisi sonrası taburcu edilen Nahsen Bozkurt (86), kazadan 6 saat sonra evde hayatını kaybetti. Kaza, dün saat 14.30 sıralarında, Çiksorut Mahallesi'nde meydana geldi. Tüfekçi Yusuf Bulvarı üzerinde sürücüsünün ismi ile plakası öğrenilemeyen otomobil, Suriyeli Akıl Ashour'un kullandığı ve arkasında Nahsen Bozkurt'un oturduğu motosiklete çarptıktan sonra kaçtı. Motosikletten yola savrulan 2 kişi, ihbarla gelen sağlık görevlilerince ambulansla Doktor Ersin Arslan Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil serviste müdahale edilen Akıl Ashour ile Nahsen Bozkurt, tedavilerinin ardından taburcu edildi. Oğlu Yavuz Nahsen tarafından eve götürülen Nahsen Bozkurt, saat 20.30 sıralarında, evde yaşamını yitirdi. Bozkurt'un cenazesi, Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsinin ardından Yeşilkent Mezarlığı'nda toprağa verilmek üzere yakınlarına teslim edildi. Bozkurt'un ölüm nedeninin otopsi raporuyla ortaya çıkacağı belirtildi.
'AĞRILARI OLDUĞUNU SÖYLEDİ, UYUDU ZANNETTİM'
Babasının hastaneden eve getirdikten sonra hayatını kaybettiğini kaydeden Yavuz Bozkurt, "Bana telefon geldi. Babamın kaza yaptığı ve hastaneye kaldırıldığı söylendi. Ben de hastaneye gittim; kafasında ve vücudunda yaralanmalar vardı. Tomografisini çektirdik. Doktor baktıktan sonra tomografinin temiz olduğunu pansumanları ve aşısı yapıldıktan sonra gidebileceğimizi söyledi. Dediklerini yaptırdık. Daha sonra hastane polisine iletişim bilgilerimi verip doktorla görüştüm. 'Bir şeyi yok, hastayı götürebilirsiniz' dedi. Ben de babamı eve götürdüm üzerini temizledim. Ağrılarının olduğunu söyledi. Ben de ihtiyaçlarını karşıladım yatağına yatırdım. Balkona sigara içmeye çıktım, geldiğimde hareketsiz yatıyordu. Uyudu zannettim sonra balkona çıkıp tekrar geldim. Seslendim, hareketsiz yatıyordu; 'Baba baba' diye seslendim. Nabzına baktım, atmıyordu. hayatını kaybetmişti. Sürücüsünün bulunmasını istiyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------------------------------
- Nahsen Bozkurt'un fotoğrafı
- Adli Tıp Kurumu
- Yavuz Bozkurt ile Röp.
- Cenaze aracı
- Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 402 MB

=====================================================

3)VAHŞİ CİNAYET KURBANI MURAT'IN TELEFONUNDA TEVRAT'A AİT FOTOĞRAFLAR BULUNDU

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde 2 yıl önce 1400 yıllık Tevrat için kolları kesilip, göğüs kafesi yarılarak öldürülen Murat Ünal'ın (34) eski cep telefonunda, kayıp Tevrat ile bir heykele ait fotoğraflar ortaya çıktı. Ailesi olayın araştırılmasını isterken, Murat Ünal'ın kayıp kollarının hala bulunamadığını söyledi. Manavgat'ta Kasım 2016'da Harun Varış adlı arkadaşıyla evden çıkan Murat Ünal'dan haber alınamaması üzerine, ailesi polise kayıp başvurusunda bulundu. Polis ve jandarma çalışmalarını sürdürürken, 2017 Ocak ayında Oymapınar Baraj Gölü Değirmenli Mahallesi yakınlarındaki İshak Seydi Tepesi mevkisinde çobanlar tarafından iki kolu kesik, göğüs kafesi yarılmış, üzerinde sadece şort olan erkek cesedi bulundu. Kimlik çıkmayan cesedin, DNA testinde Murat Ünal'a ait olduğu belirlendi. Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, Ünal'ın, tüfekle 3 el ateş edilerek öldürüldüğü, kollarının kesildiği, göğüs kafesinin yarıldığı tespit edildi.
4 SANIK HAPİS CEZASI ALDI
Olayla ilgili gözaltına alınan şüphelilerden aralarında Antalya Barosu'na kayıtlı avukat Hicran Ceylan, Harun Varış, Celalettin Ceylan, Beytullah Aslan ile D.V., E.A. ve T.Ç. tutuklanırken, C.C., C.K. ve Ö.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Manavgat 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1400 yıllık el yazması Tevrat'ı satmaya çalıştığı iddia edilen Murat Ünal'ı öldürmek suçundan tutuklu yargılanan Harun Varış ve Hicran Ceylan'a 'ağırlaştırılmış ömür boyu', Beytullah Altuntaş'a 'ömür boyu' ve Süleyman Ceylan'a 18 yıl hapis cezası verilirken, diğer sanıklar beraat etti. Mahkemede 1400 yıllık Tevrat'ın bulunamadığı belirtilerek dosyadan ayrıldı. İtiraz üzerine mahkeme kararını görüşen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Dairesi kararı aynen kabul etti.
KARAR AİLEYİ TATMİN ETMEDİ
Mahkeme kararının ardından ailesi Murat Ünal'ın kollarının hala bulunamamış olması nedeniyle mezarının kapatılmadığını belirtti. Murat Ünal'ın ablası Ümmü Ünal, bir an önce kayıp organların bulunmasını istediklerini söyledi. Mahkemede verilen karardan tam anlamıyla tatmin olmadıklarını, özellikle cesedin taşınması konusunda hala kafalarında soru işaretleri bulunduğunu kaydeden Ümmü Ünal, "Bölge mahkemesi yerel mahkemenin kararını onadı, 'Herkes hakkını Yargıtay'da arasın' dedi" diye konuştu.
'KAYIP KOLLARI BULUNAMADI'
Cinayetin vahşi bir işkence sonucu gerçekleştiğini ve kardeşinin kollarının kesildiğini, göğüs kafesinin açıldığını aktaran Ümmü Ünal, şöyle dedi:
"Kardeşimin kolları bulunamadı. Kollarla ilgili hiçbir soru sorulmadı. Sanık Hicran Ceylan, kolların bir poşet içerisinde kendisine getirildiğini ve leş gibi koktuğunu anlattı. 'Ben ilgilenmedim, gidin dedim' dedi. Cinayetten sonra özellikle aralarında o kadar kopmaz bir bağ, o kadar sıkı bir ilişki var ki bu polis tutanakları üzerinde mevcut. Kendileri üzerinde yapılan araştırmalarda, telefon görüşmeleri, yazışmaları vesairesi. Bilmiyor olması imkansız. Biz halen kayıp kolları bulunamadığı için kardeşimin mezarını bile kaldıramadık. Ne olursa olsun, eti kemiği bizim. Biz kendimize ait organları istiyoruz. Ha benim şu an taşıdığım kol, ha Murat'ın kolu. Benim için o kadar önemli, başkaları için bir önem arz etmeyebilir ama benim için o kadar önemli. Kendi kolumu istiyor gibi istiyorum, bu da benim en doğal hakkım, kayıp organlarını istiyoruz, mezarını bile kaldırtmadık bunun için bekliyoruz."
'18 SAYFANIN TEK TEK FOTOĞRAFLARI VAR'
Kardeşinin 1400 yıllık Tevrat için öldürüldüğünü söyleyen Ümmü Ünal, soruşturma safhasında sanıkların Murat'ın satılacağı belirtilen Tevrat'ın bir sayfasını sakladığı için öldürüldüğünü söylediklerini anlattı. Yaklaşık 2 hafta önce yanına gittiği Antalya'nın Korkuteli ilçesinde oturan babasının kendisine, Murat'ın eski cep telefonunun orada olduğunu söylediğini, kendisinin de 'Bende hatıra kalsın' diyerek telefonu aldığını anlatan Ümmü Ünal, şunları kaydetti:
"Geçen gün Murat'ın kıyafetlerini havalandırmak için valizi açtığımda o telefon elime geçti. 'Acaba çalışıyor mu?' diye düşündüm. Şarja taktım, açıldı. İçinde Murat'ın fotoğraflarını bulmayı umut etmiştim. Baştan beri bahsedilen bu Tevrat'la ilgili 19 sayfaydı ama 'Murat bir sayfasını çaldığı için öldürüldü' dedikleri Tevrat aylar öncesinde meğer Murat'a WhatsApp'tan 18 sayfa olarak gönderilmiş. 18 sayfanın tek tek fotoğrafı var. Onun haricinde bir tane de heykel resmi var. Bunların hepsinin araştırılmasını, özellikle Adnan Oktar'ın evinde bulunan Tevrat'la karşılaştırılmasını, bununla bir bağlantısı olup olmadığının araştırılmasını ve bu Tevrat fotoğraflarının WhatsApp'tan kardeşime kimin numarasından gönderildiğini, kimlerin aracılık ettiğini, bu görüşmelerin kimlerle yapıldığının bulunmasını istiyorum."
Eşinden ayrı olan anne Hatice Yaka da devletten tek isteğinin oğlunun kollarının bulunarak kendilerine verilmesi olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Murat Ünal'ın annesi ve ablaları
- RÖP: Ümmü Ünal
- RÖP: Hatice Yaka
- Ümmü Ünal'ın telefonda Tevrat fotoğraflarını göstermesi
566 MB /// 05.07"

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya), (DHA)

===================================================

4)SELDE YIKILAN CEVİZDERE KÖPRÜ'SÜNÜN YERİNE YENİ KÖPRÜ YAPILDI

ORDU'nun Ünye ilçesinde geçen 8 Ağustos'ta meydana gelen sel felaketinde yıkılan Cevizdere Köprü'sünün yerine yeni köprü yapıldı. Köprünün bu gün trafiğe açılacağı belirtildi. Ünye'de geçen 8 Ağustos'ta meydana gelen sel nedeniyle kısmen yıkılan Cevizdere Köprüsü'nde iş makineleriyle yapılan hafriyat temizleme çalışmasının ardından yeni köprü yapılması için başlatılan inşaat çalışması bitti. Fore kazık uygulaması ile yapılan yeni köprünün inşaatı tamamlandı. Karedeniz Sahil Yolu üzerinde yapılan yeni köprünün bugün trafiğe açılacağı belirtildi. Ordu Valisi Seddar Yavuz da bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden yaptığı açıklama ile köprünün inşaatının tamamlandığı müjdesini vatandaşlara verdi.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-Yeni yapılan köprüden detaylar
(SÜRE:1.52 Dk) (BOYUT:207.14 MB)
Haber-Kamera:Mücahit GÜREL/ÜNYE(Ordu), (DHA)

=================================================

5)LİSE ÖĞRENCİSİ, HAMAM BÖCEĞİ VE BOR BİLEŞİMİNDEN RADYASYON ZIRHI ÜRETTİ

BALIKESİR'de lise son sınıf öğrencisi Alperen Berberoğlu (18), Çernobil gibi nükleer faciada sağ kalan ve zarar görmeyen hamam böceklerinden esinlenerek, böceklerin kabuklarından elde ettiği kitosan maddesi ve bor bileşimlerinden radyasyon zırhı yaptı. Piyasada 600 liraya mal edilen radyasyon yeleklerini, kitosan ve bor bileşimi madde ile 20 liraya yapan Berberoğlu, yeleğin radyasyona karşı yüzde 98,25 oranında koruma sağladığını söyledi.
Balıkesir Fen Lisesi 4'üncü sınıf öğrencisi olan ve üstün zekalı öğrencilerin eğitim gördüğü Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi'nde laboratuvar çalışmaları yürüten Alperen Berberoğlu, radyasyondan etkilenmeyen hamam böceklerinden esinlenerek radyasyon zırhlı yelek üretti. Bilim merkezinde görevli kimya öğretmeni Pınar Sabaz'ın da yardımıyla 2 yıldır sürdürdüğü çalışmalar sonrası yaptığı radyasyon yeleği ile TÜBİTAK projelerinde bölge birinciliği alan Berberoğlu, şimdi yeleği ürettiği maddenin patentini almak için çalışmalara başladı. Kurşundan üretilerek yapılan ve insan vücuduna zararı olduğu tespit edilen radyasyon yeleklerinin piyasada ortalama 600 liraya mal olduğunu ifade eden Berberoğlu, ürettiği yeleği ise 20 liraya mal ettiğini belirtti.

HAMAM BÖCEKLERİNDEN ESİNLENDİ

Rusya'nın Çernobil şehrinde yaşanan ve dünyanın en büyük radyoaktif felaketi olarak görülen Çernobil faciası sonrası yaşamayı sürdüren hamam böceklerinden esinlenerek böyle bir çalışmaya başladığını söyleyen Berberoğlu, iki yıldır bu proje üzerinde çalıştığını belirtti. Hamam böceklerini incelediğinde kabuklarında kitosan adlı bir madde olduğunu ve bu maddenin radyasyondan etkilenmediğini belirlediğini ifade eden Berberoğlu, şunları söyledi:

"Bundan yola çıkarak içinde kitosan ve ayrıca milli değerimiz olan bor bulunan bir polimer üretmek istedim. Ardından polimerle ne yapabileceğimizi düşündüm ve bununla hastanelerde röntgen cihazlarını kullanan radyoloji teknikerlerinin gördüğü zararı minimuma indirmek amacıyla üç farklı bor bileşiğini bulunduran yelek dolgusu tasarladık. Yaptığımız yeleğin içerisinde yapmış olduğumuz dolgu var. Ayrıca polimerleştirici malzeme olarak kitosan bulunuyor. Bu da asetik asitte çözünmüş biçimde. Bunun yanında bir de sıvı ürettik. Bunları da hastanelerde şu anda duvarlarda kurşun bloklar kullanılıyor. Onların yerine kullanmak amacıyla ve maliyeti minimum amacıyla bu sıvıları ürettik. Ayrıca kurşun yeleklerin maliyetine göre çok daha ucuz ve kurşun yeleklerin ağırlığına göre çok daha hafif bir materyal ürettik. Kurşun yeleklerin maliyeti yaklaşık 600 TL civarında. Ancak biz bu yeleği 20 TL'ye mal edebiliyoruz. Ayrıca kurşuna göre çok daha hafif olma avantajı var. Bu proje geliştirilerek ileride savunma sanayiinde ve sağlık sektöründe kullanılabilir."

YÜZDE 98,25 ORANINDA RADYASYONDAN KORUNMA SAĞLIYOR

Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi'nde kimya öğretmeni olarak görev yapan ve Alperen Berberoğlu'na projesinde danışmanlık yapan Pınar Sabaz da bor bileşikleri ve kitosan adı verilen malzemeyle birlikte radyasyondan koruyan kumaş dolgu malzemesi ve sıvı ürettiklerini söyledi. Yaptıkları test sonuçlarında üretilen maddenin radyasyona karşı yüzde 98.25 oranında koruma sağladığını tespit ettiklerini belirten Sabaz, "Dolayısıyla da bu çalışmayı geliştirerek patent noktasına getirdik ve patent başvurusunu gerçekleştirdik. Çalışmanın ilk aşamasında öğrencim hamam böceklerinin radyasyonun zararlı etkilerinden hiçbir şekilde olumsuz etkilenmediğini fark etmiş ve bununla ilgili ‘bunun nedeni ne olabilir’ diye araştırırken hamam böceğinin kabuğunda bulunan kitosan maddesinden kaynaklandığını keşfettik. Bu kitosanın içerisine de milli değerimiz olan, dünya rezervlerinin yüzde 72’sinin ülkemizde bulunduğu bor bileşiğini ekleyerek radyasyon zırhı üretmeyi başardık. Bu malzeme yüzde 98,25 oranında radyasyona karşı koruma sağlıyor" dedi.

Görüntü Dökümü
------------------
- Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi tabela
- Laboratuar çalışmalarından görüntüler
- Lise öğrencisi Alperen Berberoğlu açıklamaları
- Çalışmalardan görüntüler
- Kimya öğretmeni Pınar Sabaz’ın açıklamaları
- Üretilen yelekten görüntüler, öğrencinin yeleği giymesi
Haber- Kamera: Devrim DERİN/BALIKESİR, (DHA)
3 Dakika 35 Saniye, Boyutu: 662 MB.

=====================================================
6)ÇORUM'DA, SOKAK KÖPEKLERİ, ABD VE AVRUPA'DA SAHİPLENİLİYOR

ÇORUM’da bir grup hayvansever, sokak hayvanlarının bakımını yapıp, sahiplendiriyor. Hayvanseverler, sahipsiz onlarca hayvanı ABD, Almanya ve Hollanda gibi ülkelere göndererek sahiplendirmeyi başardı. Sokak köpeklerini sahiplenen hayvanseverler, köpeklere yeni yaşam alanlarında çektikleri fotoğrafları da dernek üyelerine gönderiyor.
Kentte, Bilim Kültür ve Turizm Derneği Hayvan Hakları Komisyonu üyeleri kent çöplüğünde sayıları 400’ü bulan sokak hayvanları için seferber oldu. Toplanan yiyecekleri araçları ile bırakılan yerlerden alan hayvanseverler Çorum-İskilip Karayolu üzerinde bulunan belediye çöplüğüne götürüyor. Her hafta sonu belediye çöplüğüne giden hayvanseverler, temin ettikleri mama ve yiyeceklerle sokak hayvanlarını besliyor. Sokak hayvanlarının sağlıkları ile de yakından ilgilenen hayvanseverler, aşılarını ve tedavilerini yaptırıyor.
Bilim Kültür ve Turizm Derneği Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Şeyda Çimen, yaklaşık 400 hayvanın belediye çöplüğünde yaşadığını belirterek onları beslemeye çalıştıklarını söyledi. Çimen, "Beslemelerimizi sayfalarımızda paylaşıyoruz. Oradan gören insanlar hayvanların masrafını karşılayarak alıyorlar. Klinik kontrolleri yapılıyor. Yurt içine ve yurt dışına hayvanları sahiplendiriyoruz. Uçuş gönüllüsü bulunduğu zaman hayvan yurt dışına gönderiliyor. Şimdiye kadar Amerika, Hollanda, Almanya gibi ülkelere sahiplendirme yaptık. 37 hayvanımızı yurtdışına sahiplendirdik. Daha sonra da takip ediyoruz ve hayvanların kontrollerini yapıyoruz. Hepsinin resimleri, videoları aralıklarla geliyor" dedi.

'GÖZÜ GÖRMEYEN KÖPEĞİMİZ 'YAMAÇ' ABD'DE YAŞIYOR'

Yamaç isimli gözleri görmeyen köpeği ABD'ye gönderdiklerini söyleyen Çimen, "Kuyuya düşmüş ve 3 gün kalmış. Tesadüf bizde oradaydık. İtfaiye ekiplerini çağırdık. Kurtulana kadar başında bekledik. Hiç bir şekilde yiyecek ve su bulamamış. Gözleri görmediği için kuyuya düşmüş. Çorum barınağına getirdik ilk tedavisi burada yapıldı. Daha sonra Ankara'ya tedaviye gönderdik. Sayfada paylaşılınca Amerika’dan Yamaç'ı istediler. Masraflarını karşıladılar ve isteyen arkadaş sahiplendi. Sağlık problemleri çok fazla olmasına rağmen bir yıldır çok güzel bir şekilde yaşıyor. Hayvanın her şeyi değişti" diye konuştu.

'İNLEK, LOS ANGELES'TA YAŞIYOR'

Çimen, bir başka 'İnlekö isimli köpeklerinin de kent çöplüğünde inlerken videosunu çekip sosyal medyada paylaştıklarını belirterek "Sokak köpeğine ABDden yardım eli uzandı. Los Angeles’taki hayvansever bir Türk, sosyal medyada paylaşımı görüp harekete geçti.İnlek` isimli sokak köpeğimiz İstanbul’dan gönderilen özel nakil aracıyla Çorum’dan alınarak Los Angeles’a gönderdik. Yani örnek verdiğim bu iki köpeğimiz gibi daha pek çok köpeğimiz gerek yurt içinde gerekse yurt dışında sahiplendirildi. Onların şimdi çok ama çok mutlu olduklarından eminiz. Arkadaşlarımla birlikte diğerlerini de gücümüz yettiğince sahiplendirip köpeklerimizin hayatlarını değiştirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
- Çöplükten görüntü
-Besleme çalışmaları
-Şeyda Çimen açıklama
-Kuyudan çıkarılan ve amerikaya gönderilen köpek
-Detaylar

(SÜRE: 5 Dk ) (BOYUT: 377 MB)

Haber-Kamera:Yusuf ÇINAR/ÇORUM, (DHA)

En Çok Aranan Haberler