HABER

DHA YURT BÜLTENİ- 8 

  Tunceli'de MİT ve jandarmadan ortak operasyon (2) ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİSTLER KIRMIZI VE GRİ LİSTEDE Tunceli'nin Pülümür ilçesi ile Bingöl sınırında dün gece düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen teröristlerin İçişleri Bakanlığı tarafından 4 milyon TL ödülle kırmızı listede aranan PKK'nın sözde Erzurum eyalet komutanı olan aynı zamanda HPG'nin sözde askeri konsey üyesi 'Çiçek' kod adlı Ayten Ene ile 300 bin TL ödüllü gri listede aranan 'Dilgej' kod adlı Mehdi Kaplan oldukları belirlendi.  Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Siirt nüfusuna kayıtlı terörist Ayten Ene'nin (42) PKK'nın Türkiye'deki önemli isimleri arasında yer aldığı ve 22 yıl önce terör örgütüne katıldığı bildirildi.

Tunceli'de MİT ve jandarmadan ortak operasyon (2)
ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİSTLER KIRMIZI VE GRİ LİSTEDE

Tunceli'nin Pülümür ilçesi ile Bingöl sınırında dün gece düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen teröristlerin İçişleri Bakanlığı tarafından 4 milyon TL ödülle kırmızı listede aranan PKK'nın sözde Erzurum eyalet komutanı olan aynı zamanda HPG'nin sözde askeri konsey üyesi 'Çiçek' kod adlı Ayten Ene ile 300 bin TL ödüllü gri listede aranan 'Dilgej' kod adlı Mehdi Kaplan oldukları belirlendi.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Siirt nüfusuna kayıtlı terörist Ayten Ene'nin (42) PKK'nın Türkiye'deki önemli isimleri arasında yer aldığı ve 22 yıl önce terör örgütüne katıldığı bildirildi.

Görüntü Dökümü
---------------------
Helikopterlerin bölgeye uçuşu
Bölgenin uzak yakın görüntüsü
Operasyondaki askerlerin görüntü
Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU:470 MB

Haber-Kamera: TUNCELİ,(DHA)

=====================

HDP önündeki eylemde 33'üncü gün; aile sayısı 52 oldu

DİYARBAKIR'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirttikleri çocuklarının bulunmasını isteyen ailelerin HDP il binası önündeki oturma eylemi, 33'üncü günde de sürüyor. 4 yıl önce Bitlis Eren Üniversitesi’nde eğitim görürken kaybolan kızları Sümeyye (24) için Muş'tan gelen Süheyla ve Maşallah Yenilmez ile birlikte eyleme katılan aile sayısı 52'ye çıktı.
Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in (21) HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra, partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları dağa kaçırılan ailelere çağrıda bulundu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı. 33'üncü güne giren eyleme bugün katılan Yenilmez çiftiyle birlikte, aile sayısı 52'ye çıktı.
'HDP'DEN ÇOCUĞUMU İSTİYORUM'
Muş'tan gelen Süheyla ve Maşallah Yenilmez çifti, 2015'te Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünde okurken kaybolan kızları Sümeyye Yenilmez için HDP il binası önüne gelerek oturma eylemine katıldı. Baba Maşallah Yenilmez, kızının kaybolmasında HDP'yi sorumlu tutarak, şunları söyledi:
"Çocuğum HDP yüzünden gitmiş. HDP ona önderlik edip, götürmüş. Ben HDP'den çocuğumu istiyorum. Bitlis Eren Üniversitesi'nde 2'nci sınıfta okuyordu. Kaybolmadan 3 gün önce annesini aramış. Eve geleceğim demişti, gelmedi. Gelmeyince şüphelendik. Daha sonra Bitlis'e gittim. Kızımı HDP'nin derneğine götürdüklerini öğrendim. Kızım inançlı bir insandı."
Süheyla Yenilmez ise kızına kavuşmak istediğini ifade ederek, "Gelsin, Türk adaletine teslim olsun. Onu geri istiyorum. Orada yapamaz. Hiçbir şekilde haber alamadık. 4 yıl bitti. İstiyorum eve gelsin. Hayali okumaktı. Okumak istiyordu" dedi.
OTURMA EYLEMİNDEKİ AİLELER
1- Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde oturan Fevziye- Şahap Çetinkaya çifti, 30 Ağustos'tan beri haber alamadıkları, PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını iddia ettikleri oğulları Süleyman (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemine başladı.
2- Diyarbakırlı Remziye Akkoyun, 4 yıldır kayıp olan oğlu Azad'ın (14) PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını ileri sürerek, 3 Eylül Salı günü oturma eylemi başlattı.
3- Diyarbakır'da oturan Rauf- Ayşegül Biçer çifti, 10 aydır kayıp olan tek oğulları Mustafa (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemi başlattı. Kanser hastası Ayşegül Biçer, oğlunun HDP aracılığıyla PKK'lı teröristlere götürüldüğünü iddia ediyor.
4- Mardinli olan ve Diyarbakır'da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş ile eşi Hediye Begdaş, ramazan ayının ilk günü olan 5 Mayıs'ta ortadan kaybolan oğulları Yusuf'un (16) HDP'liler aracılığıyla düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını iddia ederek, 4 Eylül akşamı oturma eylemine katıldı.
5- Gaziantep'te oturan Şevket- Songül Altındaş çifti, vatani görevi için usta birliğine giderken 2 Ekim 2015'te Tunceli'nin Pülümür ilçesinde teröristlerce kaçırılan oğulları Müslüm (24) için 5 Eylül günü oturma eylemi başlattı.
6- Mersin'in Anamur ilçesinde yaşayan Rahime Uymaz, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 28 Temmuz 2015'te eşi ve kızının yanında aracından indirilerek, kaçırılan yeğeni polis memuru Sedat Yabalak (34) için oturma eylemine katıldı. Polis Sedat Yabalak'ın hasta annesi Ünzile Yabalak ise 8 Eylül akşamı Diyarbakır'a gelip nöbete başladı. Solunum hastası Ünzile Yabalak'a, PKK'lı teröristler tarafından 23 Eylül 1995'te şehit edilen Astsubay Murat Namdar'ın eşi Yıldız Namdar refakat ediyor.
7- Mardin'in Derik ilçesinden gelen Emine- Şeyhmus Kaya çifti, İstanbul'da polis memuruyken, Muş'ta kardeşinin düğün konvoyuyla memleketine dönerken, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen teröristler tarafından kaçırılan oğulları Vedat Kaya (28) için 5 Eylül'de oturma eylemine başladı.
8- Malatyalı Sadiye Özbey, 17 Eylül 2015'te Rize'den kendisini ziyarete gelirken Tunceli'nin Pülümür ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristler tarafından aracı yakılıp kaçırılan oğlu Astsubay Semih için 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
9- Bursa'da yaşarken eşini 17 Ağustos depreminde kaybedince Diyarbakır'a taşınan Meryem Savur, 4 yıl önce PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Fırat (22) için 5 Eylül günü oturma eylemine başladı.
10- Diyarbakırlı Sabiha Balta, 5 yıl önce kaybolan oğlu Arafat'ın (25) PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını iddia ederek 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
11- Diyarbakır'ın Dokuzçeltik köyünde oturan Aysel Koyun, 5 yıl önce PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını ileri sürdüğü oğlu Neşat (22) için 6 Eylül günü oturma eylemine başladı.
12- Diyarbakırlı Güzide Demir, 4 yıl önce PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Aziz (20) için 7 Eylül günü oturma eylemi başlattı.
13- Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinde 4 yıl önce çobanlık yaparken PKK'lı teröristlerce kaçırıldığı belirtilen Vahit Çur'un (19) anne ve babası Bedirhan- Necla Çur çifti de 7 Eylül günü eyleme katıldı.
14- Diyarbakırlı Hüsniye Kaya, 5 yıldır haber alamadığı ve sonrasında arkadaşlarından Suriye'de olduğunu öğrendiği kızı Mekiye'yi (19) bulmak için 8 Eylül günü oturma eylemine başladı.
15- Ayten- Şadin Elhaman çifti, 2 yıl önce kaybolan oğulları Bayram (21) için 8 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
16- İstanbul'da 5 yıl önce HDP Kağıthane ilçe binasına gittikten sonra dağa kaçırıldığını ileri sürülen Yakup Edizer'in (19) anne ve babası Salim ve Saliha Edizer çifti de 9 Eylül günü eylemdeki yerini aldı.
17- Diyarbakırlı Süleyman Aydın, 4 yıl önce terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Özkan (19) için 9 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
18- Diyarbakırlı Mevlüde Üçdağ, 5 yıldır haber alamadığı oğlu Ramazan (22) için 9 Eylül günü HDP önüne gelip eyleme katıldı.
19- Mardinli olan ancak Diyarbakır'da oturan Salih- Mülkiye Aylu çifti, 22 Mart 2019'da kaybolan ve HDP kongresine katılan M.I. tarafından Irak'ın Metine bölgesindeki PKK'lı teröristlerin yanına kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Mehmet (20) için 10 Eylül sabahı oturma eylemine başladı.
20- Aslen Siirtli olan, ancak Ordu'da yaşayan Latife Ödümlü, Dicle Üniversitesi Kimya Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi oğlu Özgür'ün (22), 10 ay önce PKK'lı teröristler tarafından Kuzey Irak'a kaçırıldığını söyleyerek, 10 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
21- Diyarbakırlı Mehmet Karaman, 1999'da kandırılarak dağa götürüldüğünü ileri sürdüğü oğlu Ercan (40) için 11 Eylül'de oturma eylemine başladı.
22- Diyarbakırlı Fatma Akkuş, 28 Ağustos 2015'te kaybolduktan sonra internette terörist kıyafeti giydiği videosunu gördüğü kızı Songül için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
23- Erzurum'dan gelen Macide Uslu ile Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinden gelen Halime Şehitoğlu, 2015'te Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan yeğenleri Sedat Sorgun (28) için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı. Annesi vefat eden Sorgun'un, Van'da vatani görevini yaparken, izinli olarak Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesindeki teyzesi Şehitoğlu'nu ziyaret edip, memleketi Erzurum'daki akrabalarının yanına giderken Lice'de yol kesen PKK'lılarca kaçırıldığı belirtildi.
24- Diyarbakırlı Nihan Çiçek, 2015'te eşinin akrabaları tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği nişanlı kızı Hatun (23) için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
25- Diyarbakırlı Ömer Tokay, 2011'de Şırnak'a pikniğe gidip dönmeyen, 3 yıl sonra da terör örgütüne yakın bir televizyonda gördüğü oğlu Mehmet (22) için 12 Eylül'de oturma eylemine başladı.
26- İstanbul'da yaşayan Şevket-Fatma Bingöl çifti, 2014'te Arnavutköy'de 'Bana iş buldular, işe gidiyorum' diyerek evden çıkıp dönmeyen oğulları Tuncay (19) için 13 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
27- Diyarbakır'ın Hani ilçesinde fırında çalışan oğlu Fatih Demir'in (24), 2015 yılında terör örgütünce dağa kaçırıldığını iddia eden Sevdet Demir (55), 13 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
28- Bitlis'te eşinden boşanan Saliha Mert (42), 2015 yılında dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Yetiş Top (23) için 13 Eylül günü Diyarbakır'a gelip oturma eylemine katıldı.
29- Bitlis'te yaşayan Ubeydullah Yolaçan, 5 yıldır haber alamadığı oğlu Çetin (31) için 14 Eylül'de Diyarbakır'a geldi. Baba Yolaçan, gelini Gülcemal, torunları Ecrin ve Abdulsamet ile birlikte oturma eylemindeki yerini aldı.
30- Bitlis'in Mutki ilçesinden Diyarbakır'a gelen Hurinaz Omay (83), 24 yıl önce dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Rıfat (43) için 14 Eylül'de oturma eylemine başladı.
31- Bitlis'ten Diyarbakır'a gelen Fadıl Kılıç, Ahlat Üniversitesi öğrencisiyken 3 yıl önce dağa kaçırıldığını öne sürdüğü oğlu Faruk için (25) 14 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
32- Elazığ'dan Diyarbakır'a gelen Muhittin Avunan, usta birliğine giderken yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan yeğeni Bingöllü Emrah Avunan (24) için 13 Eylül'de oturma eylemine başladı. Emrah’ın annesi Leyla Avunan, babası Bilal Avunan ve akrabaları da 22 Eylül’de oturma eylemine katıldı.
33- Erzurum'un Horasan ilçesinden gelen Mehmet Emin Coşkun (49), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 2'nci sınıf öğrencisiyken 29 Aralık 2014'te terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği 3 çocuğunun büyüğü olan İbrahim (24) için 15 Eylül'de oturma eylemine başladı.
34- Bursa'dan gelen Türkan Mutlu, 7 yıl önce Balıkesir'de üniversiteyi kazanıp kayıt yaptırmayan ve kandırılarak dağa götürüldüğünü iddia ettiği kızı Ceylan Şeyma Tekin (24) için 16 Eylül akşamı oturma eylemine başladı.
35- Diyarbakırlı Vahide Sunar, 5 yıl önce Dicle ilçesine gidip PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını düşündüğü oğlu Ahmet (22) için 16 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
36- Ağrılı Salih Gökçe, 5 yıl önce İstanbul’da çalışırken ve askere gitmek üzereyken terör örgütü PKK tarafından kaçırılıp Suriye’ye götürüldüğünü iddia ettiği oğlu Ömer (24) için 17 Eylül’de oturma eylemine başladı.
37- Batmanlı Cabir Taş, 4 yıl önce tekstilde çalışırken terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği, o dönem 14 yaşında olan kızı Ece için 17 Eylül’de oturma eylemine katıldı.
38- Diyarbakırlı Üzeyir Nergiz, 5 yıl önce Kars Kafkas Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okurken, 2014'te terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği kayınbiraderi Osman Etik (29) için 17 Eylül’de oturma eylemindeki yerini aldı.
39- Muşlu Selma Kan, 4 yıl önce Muş’ta terör örgütü PKK’ya katıldığını iddia ettiği oğlu Onur (28) için 18 Eylül’de oturma eylemine başladı.
40- Siirtli Şirin Sungur, 2015'te Bingöl'de vatani görevini yaparken memleketi Siirt'e bayram iznine döndüğü sırada Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Süleyman (24) için 18 Eylül’de oturma eylemine katıldı.
41- Muşlu Halit Altun, 2015'te Malatya'da üniversite öğrencisiyken kaybolan ve terör örgütü PKK’nın elinde olduğunu iddia ettiği oğlu Muhsin (27) için 19 Eylül’de oturma eylemine başladı.
42- Konya'dan gelen Yıldız Ballı, 2014'te İstanbul Esenyurt'ta tekstil fabrikasında çalışırken kaybolan ve terör örgütü PKK’nın kaçırdığını iddia ettiği kızı Yasemin (21) için 19 Eylül’de oturma eylemine başladı.
43- İstanbul'dan Diyarbakır'a gelen Fahrettin Akkuş, 2015'te Sultangazi ilçesinde 19 yaşındayken, kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Erkan için 20 Eylül'de oturma eylemine başladı.
44- Kütahya’dan gelen Hatice Levent, 18 yaşındayken 2015 yılında Bitlis’te üniversite öğrencisiyken terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği kızı Fadime için 22 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
45- Muş'tan Diyarbakır'a gelen Güzel Aslan, 5 yıl önce mobilyacıda çalışırken kaybolan oğlu Turan Aslan (26) için 23 Eylül'de oturma eylemine başladı.
46- Batman'dan gelen Zehra Çak, 5 yıl önce kaybolan oğlu Azat (23) için 26 Eylül'de oturma eylemine başladı.
47- İstanbul Sultangazi'den gelen İmmihan Nilifırka, Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümü son sınıf öğrencisiyken, 21 Mart 2015'te kaybolan oğlu Mehmet (22) için 27 Eylül'de oturma eylemine başladı.
48- Gaziantep'ten gelen Cennet Kabaklı, 2015'te usta birliğine giderken Tunceli- Pülümür karayolunda PKK'lı teröristler tarafından kaçırılan asker oğlu Adil (24) için 28 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
49- Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden gelen Sıddıka Tatlı, 2014'te Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık bölümü son sınıf öğrencisiyken PKK'lı teröristler tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Aziz Tatlı (27) için 29 Eylül'de oturma eylemindeki yerini aldı.
50- Batman’dan gelen Melike Akdoğan, 14 yaşında lise öğrencisiyken bir yıl önce ortadan kaybolan ve dağa götürüldüğünü düşündüğü oğlu Abdulkadir için 2 Ekim'de oturma eylemine başladı.
51- Ağrı’nın Hamur ilçesinden gelen Süheyla Demir, 2014'te lise 3'üncü sınıf öğrencisiyken PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia ettiği kızı Hayal için 3 Ekim'de oturma eylemine başladı.
52- Muş'tan gelen Süheyla ve Maşallah Yenilmez, 2015'te Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünde okurken ortadan kaybolan kızları Sümeyye Yenilmez (24) için 5 Ekim'de oturma eylemi başlattı.

Görüntü Dökümü
-------
HDP il binası önü
Ailelerin bekleyişi
Süheyla Yenilmez'in konuşması
Maşallah Yenilmez'in konuşması
Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 313 MB

Haber-Kamera: Emrah KIZIL, Nurettin FİDANCAN, Elif FİLİZ/DİYARBAKIR,(DHA)

=====================

Kılıçdaroğlu, konuşmasını yarıda kesti

CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu, Bolu Abant'ta düzenlenen CHP 27. Dönem 2. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı'ndaki konuşmasını, aynı saatlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuştuğunun kendisine iletilmesi üzerine yarıda kesti.
CHP 27. Dönem 2. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı Bolu Abant'ta bulunan bir otelde başladı. Jandarma ekipleri, toplantı öncesi otel ve çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Toplantının yapılacağı salonda, bombaya duyarlı özel eğitimli köpek ile arama yapıldı.
CHP genel başkan yardımcıları ve milletvekillerinin katıldığı toplantının basına açık kısmında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu açılış konuşması yaptı.
Kılıçdaroğlu, yerel seçimden sonra milletvekili ve eşleriyle birlikte ilk toplantılarını yaptıklarını söyledi. Bu tür toplantıda birlikte dayanışma kültürünü geliştireceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, 4 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü kutlayarak başladığı konuşmasında, şöyle dedi:
"Bugün dünya öğretmenler günü. Bizi yetiştiren, ufkumuzu açan, hayat standartlarımızı yükselten öğretmenlerimize şükran borçluyuz. Bütün öğretmenleri saygıyla anıyoruz. Öğretmenler hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Ailemizin olmazsa olmazı. Bir toplumun olmazsa olması. Onları anmak ve bütün sorunlarını çözmek için var gücümüzle çalışmak hepimizin görevi. Dünya öğretmenler gününde öğretmenlerimiz önünde saygıyla eğiliyoruz ve şükranlarımızı sunuyoruz. KHK ile görevlerine son verilen öğretmenler. Çocuklarımızı eğitmek yetiştirmek için çaba harcaayn ama KHK ile görevlerine son verilen öğretmenler. Bütün arzumuz adaletsizliğin sona ermesi. Adalet varsa hepimiz için olmalı. Bir grup için adalet, bir grup için adaletsizlik olmamalı. Toplum kaynaşacaksa düşüncelerimizi rahatça ifade edeceksek mutlaka KHK ile görevlerine son verilen herkesin durumunun yeniden gözden geçirilmesi lazım. Dün Ankara'da ve İstanbul'da bir toplantı yapacaklardı. Dün o toplantıları da yasaklandı. Yasal bir toplantıda bir araya gelip yaşadıkları sıkıntıları kamuoyuyla paylaşacaklar. Neden yasaklıyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? İktidar olanlar korkar mı? İktidar olanların korkmaması lazım. Özgürce her alana, düşünceye saygı göstermeleri lazım. KHK ile görevlerine son vermişsiniz ama onlar bir araya gelerek dertlerini anlatmak istiyorlar. Belki de bizim bildiğimiz haksızlıkları anlatacaklar. Eğer demokrasi varsa sadece bizim için değil, KHK ile görevlerine son verilen, sivil ölüme mahkum edilen insanların da demokrasiye ihtiyacı var. Onlar da düşüncelerini bir şekliyle dile getirmeliler."
'MİLLETVEKİLLİĞİ VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ İÇİN ÇALIŞMAYA BAŞLADIK'
Seçimlerde güzel bir sonuç elde ettiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu ancak bazı illerde bekledikleri sonucu alamadıklarını söyledi. Seçimlerde, partinin her kanadında görev yapan üyeler ile önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçimlerin birinci etabı tamamladık. Bu seçimlerde hepimiz beraber çalıştık. Birlikte çalışmanın sonuçlarını elde ettik. Şimdi sıra geldi ikinci etaba. Yine birlikte çalışacağız. Milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Yine aynı inanç ve aynı kararlılıkla çalışıp çaba harcayacağız. Ne zaman diyeceksiniz? Zaten başladık. Yerel seçimlerin bittiği günün ertesinde başladık. Eylül ayında 24 ile, arkadaşlarımız gitti. Buralarda toplumun bilinen kesimleriyle kanaat önderleriyle güzel görüşmeler yaptılar. Ondan sonra bir rapor hazırladılar. Raporlarda sonuçlar; birincisi yaşanan ekonomik kriz bütün illerde derinden hissediliyor. Arkadaşlarımızın vardığı birinci sonuç bu. Tarımın ağırlıkta olduğu çiftçiler perişan. Gerçekten perişanlar. Aldıkları borçları ve yüklenen faizleri ödeyemiyorlar. Her ne kadar bazen alacaklar erteleniyor ama her erteleme yeni faiz getiriyor. Hani bir seçim öncesi diyorlardı traktörün deposunu doldurursan yarısı bizden, yarısı sizden. Bu gidişle traktör kalmayacak. Bunlar raporlar da ayrıntılar var."
ÖZELLEŞTİRME İŞSİZLİĞİ ARTTIRDI
Özelleştirilen fabrikaların ardından işsizliğin arttığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bunlar var olan işsizliği derinleştirmiş. Özelleştirmenin amacı neydi? Daha fazla büyümek daha fazla istihdamdı. Ama tam tersi ortaya çıktı. Acı olan bir tablo Konya'dan geldi. Beşinci büyük ilimiz biliyorsunuz. Konya bir cazibe merkezi. İş dünyası kendi ekonomik çalışmalarıyla kenti büyütmüşlerdir ama Konya son 2 yıldır göç veriyor. Bu bile hepimizin düşünmesi gereken bir tablo. Anadolu'da ki illerin üretiminden koparıldığını görüyoruz. Bu da raporda dile getirilen olay. Tabi elektrik ve doğalgaza zam, kışın uzun sürdüğü Erzurum gibi illerimizde çok ciddi sorunlar doğuracak. Çok sayıda firmanın konkordato ilan ettiğini arkadaşlarımız raporlarda belirtiyor. 24 ilde işsizlik sorun. İktidar bunları görmüyor. Çünkü sarayda işsiz yok. Birden fazla maaş alacaklar. Bir yerlerden aldıkları 10 bin liralar onların ihtiyacını karşılamıyor. Yeni yeni paralar, büyük maaşlarla geçiniyorlar. Vatandaşın işsizliği onları pek fazla ilgilendirmiyor" dedi.
TÜRKİYE'NİN YENİ BİR ÇIKIŞA İHTİYACI VAR
Kılıçdaroğlu, bu illere kendisinin de giderek, kanaat önderleriyle birebir görüşme yapacağını söyledi. İllerdeki kanaat önderlerinin beklentilerini ve parti olarak ne yapmak istediklerini anlatacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Bizden ne bekliyorlar da planlarımız nedir, hedeflerimiz ilkelerimiz nedir onları anlatacağız. Yeterli mi hayır. Nasıl yapacağımızı da anlatacağız. Türkiye'nin bir çıkışa ihtiyacı var. Bütün bir tablo karamsar bir tablo ben bunu biliyorum. Karamsar tabloya teslim olma gibi bir durum söz konusu değil. Biz bunu aşmak zorundayız ve aşacağız. Biz bunu birlikte aşacağız. Siyasi görüşü ne olursa olsun, geldiğimiz nokta, bu karanlık süreci aşma noktasıdır. Aşma noktasında en çok güven duyacakları parti de, hiç kimse endişe etmesin o parti de, CHP'dir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Elbette ki kanaat önderlerimize soracağız. Bizim ne eksikliğimizi gördünüz? Yanlışımızı gördünüz? Bizzat onlardan dinleyeceğiz. Böylece düne kadar pek çok kesimle ilişki kurmadınız diye gelen eleştirileri bir anlamda bir tarafa bırakacağız. İşsiziyle de sanayicisiyle de çiftçisiyle de görüşeceğiz."
SU ELEŞTİRİSİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait Hamidiye suyuna karşı alımların durdurulmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Suda bile bizi ayrıştırdılar. Su azizdir, su tüm canlıların ihtiyaç duyduğu mabettir. Kuran'da su geçer. Nasıl olurda suda ayrışırız? Nehir suyu, deniz suyu, gül suyu, kaynak suyu deriz. Bizim hayatımızın parçasıdır. Su üzerinden ayrışma olur mu? AK Partili ve ülkücü kardeşlerimize sesleniyorum; Su üzerinden bir toplum ayrışır mı Allah aşkına ya. Neymiş? Hamidiye sularının sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ymiş. Ne yapalım? Hamidiye suyu içmeyelim. Nedir bu Allah aşkına? Su konusunda toplum ayrışır mı, bölünür mü? Su ya istediğini içersin. Bu noktaya getirdiler toplumu. Biz bu noktadan toplumu alacağız ve bir bütün haline getireceğiz. Suyu kim üretirse üretsin. İhtiyaç duyduğumuz anda içeceğiz. Bu nedir? Toplumda kin öfke duygularını dışarı yansımasıdır. 'Sen kazandın, gör ben sana neleri yapacağım.' Oysa demokrasilerde kazanmak kadar kaybetmekte normaldir" dedi.
KONUŞMASINA ARA VERDİ
Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in getirdiği notu okuduktan bir süre sonra konuşmasına ara vererek, "Saat 14.00'ten sonra gündemdeki diğer konuları sizlerle paylaşacağım. Şimdilik gündemdeki diğer maddelere geçeceğiz. Teşekkür ediyorum" dedi. Engin Altay da aynı saatte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kızılcıhamam'da konuşma yaptığını ve Kılıçdaroğlu'nun konuşmasına saat 14.00'te devam edeceğini açıkladı.
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY AÇIKLAMA YAPTI
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Altay, daha önce AK Parti Grup Başkanvekili ile konuşma saatlerinin çakışmaması konusunda anlaştıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tatile girdiği hafta 4-5-6 Ekim tarihlerinde TBMM Grubu olarak kamp yapacağını duyurmuştu. Bundan sanıyorum bir ay sonra da AK Parti aynı tarihlerde Kızılcahamam'da kamp yapacağını açıkladı. Bunda bir sorun yok. Gayet normaldir. Tarihler de makul tarihlerdir. AK Parti yöneticileriyle bu kamp öncesi tam üç defa görüştük. Tarihler çakıştığı için sayın genel başkanların basına açık konuşmalarının örtüşmemesi noktasında bizim her türlü özveriye de hazır olduğumuzdan bahisle onların saatini alıp, kendi saatimizi de onların saatine göre uyarlayalım anlayışı ile AK Parti Grup Başkanvekili ile temas ettik. Bana kendileri Sayın Erdoğan'ın 10.45-12.00 arasında kürsüde olacağını teyit alarak, kamptan sorumlu genel başkan yardımcısından da teyit alarak söyledim. Bir gün sonra tekrar ben bir daha teyit ettim. Bir değişiklik yok. Sayın Erdoğan, 10.45-12.00 arasında konuşacak. En kötü 10.30'da başlar. Bugün biz de ona göre sayın genel başkanımızın basına açık konuşmasını saat 10.00'a aldık. Ama üzülerek ibretle gördük ki, sayın genel başkanımız kürsüye çıktıktan sanırım üç dakika sonra Sayın Erdoğan kürsüye çıktı. Durum bundan ibarettir. Bence siyaset hep söylediğim gibi nezaket ve vicdan işidir. Bu nezaket dışı tabloyu sizlerin huzurunda aziz milletimizin takdirine sunuyorum."

Görüntü Dökümü
-----------
-Salondan detaylar
-CHP Genel Başkanı konuşması
******
-Salonda bomba arama köpeği ile arama yapılması
-Toplantıdan detaylar
-Engin Altay'ın açıklamaları
-Detaylar

495.2 MB

Haber-Kamera:Murat KÜÇÜK-BOLU(DHA)

=====================

Diyarbakır'da PKK'nın kış sığınakları kullanılamaz hale getirildi

Diyarbakır'ın Lice ve Hani ilçelerinde güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda, PKK'lı teröristlerin kullandığı 3 kış sığınağı kullanılamaz hale getirildi. Operasyonda 231 kilogram esrar ele geçirildi.
İl Jandarma Komutanlığı'nca, 'bölücü terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek, kullandıkları sığınak ve barınakları tespit etmek, teröristlerle yasadışı uyuşturucu üretimi ve ticareti yapanlar arasındaki bağı ortaya koymak' amacıyla Lice ve Hani ilçeleri kırsalında 3 Ekim Perşembe günü başlatılan 'Şehit Jandarma Yüzbaşı Fuat Oğuzcan-3' operasyonu tamamlandı.
Operasyon bölgesinde PKK'lı teröristlerce kullanılan 3 kış sığınağı tespit edilerek, kullanılamaz hale getirildi.
Sığınakların bulunduğu bölgede, toprağa gömülü bidonlar içerisinde bin 60 metre elektrik kablosu, 600 metre lehim teli, 4 lehim pastası ile terörist kıyafeti ve çok sayıda malzeme ele geçirildi.
Narko-terörizmle mücadele kapsamında ise, arazide çalılar arasına gizlenmiş çuvallar ile toprağa gömülü bidonlar içerisinde 231 kilogram esrar bulundu.

Görüntü Dökümü
------
Ele geçirilen malzemeler
Ele geçirilen esrar
Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 11 MB

Haber-Kamera: DİYARBAKIR,(DHA)

===================

Minare yıkımı kamerada

Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yenisi yapılacak olan caminin minaresi, vatandaşlar tarafından vinç yardımıyla yıkıldı. Yıkım anı cep telefonu kamerasına yansıdı.
Dinar'a bağlı Tatarlı beldesinde yenisi yapılmasına karar verilen caminin minaresi, vatandaşların imece usulü çalışmasıyla yıkıldı. Vatandaşlar halat ve çekici yöntemiyle yıkılacak olan minarenin etrafında önlem alarak, kimseyi yaklaştırmadı. Yıkım için kullanılacak halatlar önce minareye, ardından da vince bağlandı. Yıkım öncesi herhangi bir aksiliğin yaşanmaması için yıkım ekibi belde halkını uyardı. Daha sonra vincin hareket etmesiyle minarenin bir kısmı yıkıldı. Bir anda ortalık toz duman olurken, yıkım ekibi temizleme çalışması yaptı.
Belde halkından bir vatandaş minarenin yıkım anını saniye saniye görüntüleyerek, sosyal medya hesabından paylaştı. Görüntüleri çeken kişi, minare yıkılırken 'Bomba atmış gibi' diyerek yıkımın şiddetini dile getirdi.
Yeni bir cami yapmak için eski caminin yıkım kararı alan belde sakinlerinin hafriyat çalışmalarının tamamlanmasının ardından cami inşaatına başlayacakları kaydedildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Minare yıkımı öncesi ekiplerin çalışması
- Vatandaşların minare yıkım çalışmasını izlemesi
- Minareden detay
- Halatların vince bağlanması
- Vincin minareyi yıkma anı
- Minare yıkılırken ortalıkta oluşan toz bulutu
- Vatandaşlar izlerken detay
- Ekiplerin çalışmalarından detay

HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR, (DHA)

==============================

Mühürlenen iş yerinin çatısına çıktı

Karaman'da zabıta ekipleri, dün gece "Halı yıkattıracağız" diyerek müşteri gibi aradıkları Ramazan Cengiz'in halı yıkama dükkanını, ruhsatsız olduğu gerekçesi ile mühürledi. Zabıta ekiplerince kendisine pusu kurulduğunu ileri süren Cengiz, duruma tepki göstererek sabah saatlerinde iş yerinin çatısına çıktı. Mührün sökülmesi üzerine Ramazan Cengiz, çatıdan indi.
Olay sabah 08.10 sıralarında Tabduk Emre Mahallesi Halil Cin Caddesi üzerinde bulunan GİM toptancılar sitesinde meydana geldi. İddiaya göre, Ramazan Cengiz'i gece 23.00 sıralarında müşteri gibi arayan zabıta ekipleri, "Halı yıkattıracağız" diyerek Cengiz'in dükkana gelmesini söyledi. İş yerine gelip, dükkanını açan Cengiz, zabıta ekiplerinin "İş yerin ruhsatsız, mühürleyeceğiz" demesi üzerine büyük şok yaşadı. Ekipler, Cengiz'in dükkanını mühürledi. Sabah saatlerinde iş yerine gelen Cengiz, çatıya çıkarak intihar girişiminde bulundu. Cengiz, olay yerine basın mensuplarının gelmesini, onlarla konuşmak istediğini söyledi. Zabıta ekipleri ise Cengiz'e, mühürü açarak dükkanını yeniden faaliyete geçebileceğini söyledi.
EVRAKIM HAZIR AMA RUHSAT VERİLMİYOR
Çatıdan bağırarak kameralara karşı konuşan Ramazan Cengiz, "Tüm evraklarım hazır olmasına rağmen bana ruhsat verilmiyor. Bu binalar yapılırken dükkan tapularında hata yapılmış. Bunda benim suçum ne olabilir ? Ben kira sözleşmemi yapmışım. Bu dükkanda yıllardır kiramı ödüyorum. Ben 1 aydır ruhsat için milletin peşinde koşuyorum bana selam veren bile yok. Zabıta ekipleri "Halı yıkatacağız" diyerek beni buraya çağırıyor. Çoluğumun, çocuğumun yanında gecenin 11'inde dükkanımı mühürlüyorlar" dedi.
Ramazan Cengiz, dükkan mühürünün sökülmesi üzerine çatıdan indi. Dükkanın yeniden açılış evrakını imzalayan Cengiz, daha sonra ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Görüntü dökümü:

-------------
- Ramazan Cengiz'in konuşması
- Zabıta ve polisin Cengiz'i ikna etmeye çalışması
- Mühürlenen iş yerinin açılması
- Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Muammer ŞEN KARAMAN DHA))

=======================

Suriyeli çocuğun intiharında iddialar asılsız çıktı

Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde önceki gün intihar eden 9 yaşındaki Vail El S.'nin okulunda Suriyeli olması nedeniyle dışlandığı iddialarını araştırmak için görevlendirilen ekip, çalışmasını tamamladı. Okulda öğretmenler ve öğrencilerle yüz yüze görüşen ekip, iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve soruşturmaya gerek olmadığı yönünde rapor hazırladı.
Kartepe'de ailesiyle birlikte yaşayan Vail El S., önceki akşam Acısu Mahallesi Kızılay Caddesi'nde bulunan Acısu Mezarlığı'nın kapısına kendisini asarak yaşamına son verdi. Aynı mezarlıkta toprağa verilen küçük çocuk hakkında sosyal medyada okulunda öğretmeni tarafından azarlandığı ve Suriyeli olduğu için arkadaşları tarafından dışlandığı iddia edildi. İddialar üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından konunun araştırılması için rehber öğretmen ve psikologlardan oluşan 6 kişilik bir ekip görevlendirildi.
Ekip, okuldaki tüm öğretmen ve öğrencilerle çeşitli görüşmeler yaparak konuyu araştırdı. Uzman ekip, araştırmanın ardından, sosyal medyada ortaya atılan iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve soruşturmaya gerek görülmediği şeklinde rapor hazırladı.
Vail El S.'nin intihar etmeden önce mezarlığa doğru yürüdüğü anlar bir güvenlik kamerasına yansıdı.

Görüntü Dökümü
-------------
-Suriyeli çocuğun fotoğrafı
-Mezarlığa yürürken güvenlik kamera kaydı görüntüleri

Haber-Kamera-Dinçer AKBİR-Alişan KOYUNCU-KARTEPE(Kocaeli)(DHA)

==================

Gaziantep'te yetiştirilen 'moringa' her derde deva

TÜRKİYE'de sadece Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde, kadınların oluşturduğu kooperatifle 50 dönümlük alanda ticari ekimi yapılan moringa oleifera bitkisinde hasat zamanı yaklaştı. Aldıkları eğitimin ardından 300'den fazla hastalığa iyi geldiği belirtilen ve kozmetik sektöründe de kullanılan moringayı yetiştiren kadınlar, bitkinin daha yaygın hale gelmesi için bal ve losyonunu üretmeye hazırlanıyor.
Anavatanı Hindistan olan ve birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen moringa, Gaziantep Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün başlattığı ?'Mucize Bitki Moringa'nın Kadın Çiftçilerle Türkiye Tarımına Kazandırılması Projesi' kapsamında Nurdağı ilçesinde 3 yıl önce toprakla buluştu. İlçe merkezine 3 kilometre uzaklıktaki Gözlühüyük Mahallesi’nde Nurdağı Meslek Yüksek Okulu’nun organik tarım arazinde 15 dönümle başlanan ve bugün 50 dönüm alana çıkarılan moringa bitkisinin ekimi, yetiştirilmesi ve hasadı ise bitki üzerine eğitim alan 20 ev kadının kurduğu Girişimci Kadınlar Üretim ve Kalkınma Kooperatif'i sorumluluğunda bulunuyor.
Türkiye'de ilk ve tek ticari olarak Nurdağı'nda yetiştirilen moringanın faydaları ise saymakla bitmiyor. Yaprağından tohumuna kadar her bölümünden yararlanılıyor. Yeşil olarak, kurutulup işlendikten sonrada çay olarak da tüketilen moringa, sabun ve şampuan yapımında da kullanılıyor. Türkiye'de daha çok çay olarak tüketilen, içeriğinde barındırdığı güçlü antioksidanlar sayesinde vücudu arındıran, enerji veren moringa metabolizmayı hızlandırarak yağ yakmaya da yardımcı oluyor. Bununla birlikte ağrı kesici, şeker ve kolesterole iyi geldiği ifade edilen moringa 3 ayda yetiştirilerek isteğe göre taze ve kurutulmuş olarak kullanılabiliyor.

300'DEN FAZLA HASTALIĞA İYİ GELİYOR
Girişimci Kadınlar Üretim ve Kalkınma Kooperatif Başkanı Sevgi Kütüz, 20-25 Ekim tarihleri arasında moringa hasadını yapacaklarını söyledi. Kurdukları kooperatif ile kendisi gibi ev kadınlarının hayatının değiştiğini ifade eden Kütüz, "Bugüne kadar ev hanımıydım, 3 yıl önce Gaziantep Orman ve Tarım Müdürlüğü'nün başlatmış olduğu projeyle moringa ile tanıştım. Moringa 300 den fazla hastalığa tedavisi olan bir bitki. Çocukların gelişimine, tansiyon, şeker, kolesterolü dengeleyici özelliğe sahip. Ağrı kesici özelliğiyle de diş ve mide ağrılarına çok iyi gelmektedir. Amacımız bu mucizevi bitkiyi tüm Türkiye’nin tanıması ve kullanmasıdır. 15 dönüm ile başladık, bugün 50 dönüm alanda moringa üretimi yapıyoruz. 3 ayda yetişen bir bitkidir. Yeşil olarak da tüketildiği gibi salata, börek, kek, pastalarda kullanılabilir. Yaptığınız ürünlerin raf ömrünü de uzatan bir bitkidir. Kurusu ise çay olarak tüketilmektedir. Moringa çiçeği de çok güzel kokusu ve aramaya sahiptir. Moringa çiçeğinde parfüm, losyon yapmayı ve moringa balı üretmeyi amaçlamaktayız ödedi.

'MORİNGA ÇAYIYLA 3 AYDA 24 KİLO VERDİM'
Moringa yetiştiricisi Ayşegül Deniz ise bitkinin zayıflama konusunda da büyük yarar sağladığını belirterek, "Ciğer ve dalak büyümesi rahatsızlığım vardı. 144 kilo olmam nedeniyle hastalıkla mücadele etmek istiyorsan zayıflamam gerekiyor dediler. Ben de eve gelerek zayıflamaya karar verdim. Kendim yetiştirdiğim, işlediğim moringa çayıyla günde iki defa yemekten yarım saat önce tüketerek 3 ayda 24 kilo verdim. Şu anda 120 kiloya düştüm, zayıflamak isteyen hanımlara önerim moringa çayıdır" diye konuştu.

MORİNGA TOHUMUNUN TESCİLİ ALINDI
Moringa bitkisi üretiminin proje ortağı Gaziantep Üniversitesi Nurdağı Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Kenan Ercan ise şunları dedi:
"Moringa projesi bakanlıkla beraber İl Orman ve Tarım Müdürlüğü öncülüğünde, Gaziantep Üniversitesi Nurdağı Meslek Yüksekokulumuz da proje ortağı olarak okulumuza ait uygulama tarım arazisinde eğitimi verilerek yetiştirilmeye başlandı. Üniversite olarak araştırmalarla beraber bilimsel alt yapısını oluşturduk. Nasıl yetiştirileceğini, yetiştirildikten sonra işlenmesi ve moringanın nasıl katma değerini yükseltebiliriz çalışması yaptık. Moringa bitkisinin verimli olduğunu ve kar elde ettiklerini görünce kadınlarımız daha çok işe sarılmaya başladılar. İpek Yolu Kalkınma Ajansı, GAP projesiyle köyünden çıkmayan kadın çiftçilerimizi moringanın asıl üretim yeri olan Hindistan’a götürdü ve yerinde yetiştirme şeklini gösterdi. Türkiye’de daha kaliteli moringayı üretiyoruz. Üniversite olarak üretime destek veriyoruz. Tohum tescilini de yine Gaziantep Üniversitesi olarak aldık."
Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak ise moringanın gastronomi ve insan sağlığı alanında daha yaygın kullanılması gerektiğini belirterek, "Belediye olarak kadın girişimcilerimizi destekliyoruz. Proje kapsamında üniversitemizin sahasında ekimi yapılmaya başlandı. Kadın girişimcilerimizi ektiği mucizevi bitki olarak adlandırılan moringa bitkisinin ekiminden pazara kadar olan sürecinde yanlarında olmaya çalışıyoruz. Türkiye genelinde bu bitkinin gastronomide ve insan sağlığı için faydalı etkileri yapılan analizler ile ortaya konmuştur. Biz de moringa bitki alanın genişlemesi için çiftçilerimizi teşvik etmekteyiz öşeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
- Gökçedere Mahallesi
- Kadınlar Moringa tarlasında
- Kadınlar Moringa toplarken
- Sevgi Kütüz ile röp
- Ayşe Deniz ile röp
- Kenan Ercan ile röp
- Moringa bitkisi yıkanması
- Kurumaya alınması
- Makinede işlenmesi
- Belediye Başkanı Ökkeş Kavak ile röp
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 710 MB

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)

En Çok Aranan Haberler