Dicle Hoca'nın psikoloğu hastasının tıpkı "kalp krizi" gibi "akıl krizi" sonunda bir anda yaşamına son vermeyi tasarlayıp uyguladığını söyledi.
egedesonsoz.com'da Zekiye İleri imzalı haberde, 5 Ekim’de Boğaz Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son veren Sabancı Üniversitesi’nin İzmirli öğretim görevlisi Doç. Dr. Dicle Koğacıoğlu'nun ölüm nedeni hakkındaki ilk yorumu Dicle’yi tanıyan bir psikologunn yaptığı belirtildi.
38 yaşındaki Dicle Koğacıoğlu, intiharından önce ailesine hitaben "Çok acı var dayanamıyorum. Lütfen beni affedin ve kendinizi üzmeyin, siz elinizden geleni yaptınız. Çok özür dilerim. Çok çaresizim. Özür dilerim. Lütfen Çıt çıt’a iyi bakın. Ve paramı ve her şeyimi hayvanlara bağışlayın.” yazılı bir not bırakmıştı.
AİLESİ NEDEN İNTİHAR ETTİĞİNİ BULMAYA ÇALIŞIYOR
Çevresi ve öğrencileri tarafından oldukça sevilen ve “hayat dolu” biri olarak bilinen Doç. Dr. Dicle Koğacıoğlu'nun ani intiharıyla yıkılan yakınları, ölümünden sonra Dicle’yi yakından tanıyan ve zaman zaman görüştüğünü bildikleri bir psikoloğa danışarak, “neden” sorusunun cevabını almaya çalıştı. Daha önce herhangi bir intihar teşebbüsü ve ölüme övgüsü olmayan Dicle’nin intiharını anlamlandırmaya çalışan yakınları psikoloğun kendilerine anlattıklarını şöyle anlattılar:
“Kızımızı intihara götüreceğini düşündüğümüz bariz bir neden yoktu. Dicle, çok çalışkan ve başarısızlığa tahammülü olmayan bir kişilikti. Kendi kariyerinde hiç başarısızlık yaşamadı aksine başarılı, sevilen ve sayılan bir öğretmendi. Belki de kendini hayata karşı başarısız hissetmiş olabilir. Bize şaşkınlık ve üzüntü bıraktı. Dicle’yi tanıyan bir psikologla görüştük. Dicle’nin intiharı gibi intiharların kalp krizi gibi anlık bir ‘akıl krizi’ sonucu yaşanabileceğini anlattı. İki saat gibi kısa bir sürede karar verip uygulamış olabileceğini söyledi. Bu tarz intiharlarda, kişinin ilgisi neye yönelikse o şekilde hayatına son verebileceğini, uykuyu seviyorsa uyku ilacı içerek, bilimle uğraşıyorsa tüpü açarak ya da kimyasalları karıştırıp kendini zehirleyerek, suyu seviyorsa suda hayatına son verebileceğini söyledi. Dicle, suyu ve denizi çok severdi. Gülüşünü, kahkahasını, şen sesini, pürtelaş koşuşturmalarını, duru yüzünü çok özlüyoruz.”
“İNTİHAR EDEN BİR BOMBA BIRAKIR”
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ege Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fisun Akdeniz, ‘akıl krizi’ tanımlamasının psikiyatri ile ilgili bir terminoloji olmadığını belirterek, “Psikologların kendi arasında kullandığı bir terim olabilir. Ama zaten intiharların büyük bölümü dürtüseldir, bir anda karar verip, yaparsınız. İntihar eden geride bir bomba bırakır. Ama intihar en çok bir yardım çığlığıdır. Yalnız yaşamak ve çıkmazları olması da insanların bu yardım arayışını körükler. Üniversite eğitimi almışlarda, daha düşük eğitim düzeyine sahip olanlara göre, daha yüksek intihar oranına rastlandığı gözlenmiştir” diye konuştu.