Okuyucuya veya dinleyiciye bir konuda öğretici bilgiler sunmak amacıyla ele alınan didaktik şiirler özellikle yaşamla ilgili ahlaki ve pratik öğretiler içerir. Genellikle açık ve anlaşılır dil kullanılan didaktik şiirler, duygusal ifadelerden ve sanatlı söyleyişten ziyade daha net bir şekilde amaçlanan bilgi sunulur. Didaktik şiirlerde konu alınan bilgi zaman zaman örneklendirme yoluyla somut bir hâle getirilir.
Fransızca didactique “öğretici, eğitici, eğitsel” sözcüğünden dilimize alıntı olan “didaktik” sözcüğüyle adlandırılan didaktik şiir, biçimsel açıdan şiire benzese de estetik unsurlar biraz daha geri plandadır. Didaktik şiirler belli bir düşünceyi vurgulamak ve bu düşünceyi aşılamak amacı taşıyan şiirlerdir. Bu şiir türünün en önemli örnekleri arasında Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig, Aşık Paşa'nın Garibname, Nabi'nin Hayriye adlı eserleri sayılabilir.
Öğretici şiir anlamına gelen didaktik şiir, belli bir düşünceyi aşılamak amacı taşıyan eğitici ve öğretici şiirlerdir. Öğreticilik yönüyle bilinen bu şiir türünde bilim, din, sanat, ahlaki değerler, toplumsal meseleler, tarih, kültür veya kişisel gelişim gibi pek çok konunun temel ilkeleri yer alabilir.
Didaktik şiirler, öğretici bir anlatımla ele alınarak okuyucuyu belli bir perspektifi kabul etmeye ve sorgulamaya iter. Bu sebeple didaktik şiirler diğer şiir türlerine göre düşündürücü ve sorgulayıcı özelliğiyle ön plana çıkar. Bu şiir türünün amacı okuyucunun bilgisini artırmak, düşünce dünyasını geliştirmek ve felsefi bir bakış açısı aktarmaktır. Didaktik şiir özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin,
Ya nice okumaktır
Bir dala konmuştu karga cenapları
Ağzında bir parça peynir vardı
Sayın tilki kokuyu almış olmalı
Ona nağme yapmaya başladı
“Ooooo! Karga cenapları, merhaba
Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
Gözüm kör olsun yalanım varsa
Tüyleriniz gibiyse sesiniz
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevalesini
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim;
Alıklar olmasa iş kalmaz açıkgözlere
Böyle bir ders de değer sanırım bir peynire.”
Karga şaşkın, mahçup biraz da geç ama
Yemin etti gayrı faka basmayacağına
Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum