YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Didier Zokora: Şampiyonluk dışındaki bir sonuç ne bizi ne de camiayı mutlu eder

Trabzonsporlu futbolcu Didier Zokora, takımın geçen sezon ligi ikinci sırada tamamladığını hatırlatarak, "Bu sezonki hedef...

Didier Zokora: Şampiyonluk dışındaki bir sonuç ne bizi ne de camiayı mutlu eder

Trabzonsporlu futbolcu Didier Zokora, takımın geçen sezon ligi ikinci sırada tamamladığını hatırlatarak, "Bu sezonki hedef şampiyon olmaktır. Bunun dışındaki bir sonuç ne bizi ne de camiayı mutlu eder." dedi.
Fildişi Sahil oyuncu Trabzonspor Dergisi'nin Ağustos sayısına verdiği röportajda, kariyerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İngiltere ve İspanya gibi oyuncuya dair beklentilerin en yüksek düzeyde olduğu liglerde forma giydiğini hatırlatan tecrübeli futbolcu, şöyle konuştu:
“Çok stresli maçlar oynadım. Baskının ne derecelere varabileceğini gördüm ve bu deneyimlerin ardından Trabzonspor’a imza attım. Buraya hem kendim hem de takım için yeni bir mücadelenin içine girmek için geldim. Bu benim için çok büyük bir meydan okuma. Belirli bir yaştan sonra yeni bir heyecanın, yeni bir deneyimin içine atıldım. Takımın potansiyelini gördükten sonra onlarla büyük işler başarabileceğimi ve deneyimlerimi takım arkadaşlarıma sağlıklı bir şekilde aktaracağımı umuyorum.”
Türkiye’ye gelmeden Trabzonspor, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’yi bildiğini anlatan Zokora, Tottenham’dayken Avrupa Ligi’nde Beşiktaş forması giyen Burak Yılmaz’la karşı karşıya oynadıklarını hatırlattı.
Süper Lig’in dünyadaki en kaliteli 5 - 6 lig arasında olduğunu kaydeden Fildişili futbolcu, “Sıralama yapsam İngiltere, İspanya, Almanya’yı ilk üç sıraya yazarım. Ondan sonra mesela Fransa ligi için Türkiye’den daha iyi diyemem. İtalya ligi için bunu belki söylerim. Böyle bakıldığında Türkiye’yi başlıca 5-6 lig arasına rahatlıkla koyabilirim.” dedi.
Trabzonspor’u tercih etmesinin en büyük sebepleri arasında buranın spor şehri olmasını gösteren Zokora, şöyle devam etti:
“Aynı zamanda Trabzonluların takımı çok iyi bir şekilde sahiplenmeleriydi. Mesela Londra şehrinde 6, Sevilla’da 2 kulüp var ve dolaysıyla ilgi Trabzon’daki gibi olmuyor. Buradaki herkesin ortak paydası Trabzonspor ve biz de bu takımın bir parçasıyız. 4 senelik sözleşme imzaladım ve tamamıyla işime odaklı bir yaşam sürmek istiyorum. Bu benim önceliklerim arasında en birincisi.”
Başarılı futbolcu, Trabzonspor’daki hedeflerine ilişkin de şu görüşleri dile getirdi:
“Trabzonspor geçen sezon ligi ikinci sırada tamamladıysa bu sezonki hedef şampiyon olmaktır. Bunun dışındaki bir sonuç ne bizi ne de camiayı mutlu eder. Burada bulunacağım süre boyunca takım sürekli üstüne koyarak devam etsin ve başarıdan başarıya koşsun isterim. Bunu başarmak için buradayım. Mevcut kapasite ve potansiyelle de bunun başarılabilineceğini düşünüyorum.”

ŞENOL HOCAYLA ÇİK İYİ DİYALOĞUMUZ VAR
Teknik Direktör Şenol Güneş ile çok iyi bir diyalogları olduğunu anlatan Zokora, “Şurası şüphesiz ki oyuncuyla hocası arasında daima bir mesafe olmalıdır. Ama bu mesafede asla çukurlar ve boşluklar bulunmamalıdır ve çok iyi bir iletişim yöntemiyle hoca da oyuncu da karşısındakinin iyi niyetinden emin olmalıdır.'' diyerek şu ifadeleri kullandı:
''Hocayla oluşturduğumuz diyalogda beni en çok mutlu eden de bu. Mesela hocanın taktik toplantıdaki konuşma tarzı, yaptığımız hataları bize anlatması çok içten ve samimi. Böyle olunca hocayı dinlerken bizi eleştirmediğini aksine bize yol göstermeye çalıştığını hepimiz hissedebiliyoruz. Böyle bir iletişimin biçiminde de hem hocanın hem de oyuncunun işi kolaylaşıyor.
Hocanın benden saha içindeki beklentilerine gelirsek; bu konuda hocanın bana bir şey söylemesine gerek yok. Onun bana yaklaşım tarzından ben anlıyorum ki, ‘sen bu takımın en tecrübeli oyuncularından birisisin. Sen bu takımın büyük ağabeylerinden bir tanesisin. Bu takımı çekip çevireceksek burada en büyük sorumluluklardan biri sana düşüyor’ diyor.
Hoca bize büyük bir saygıyla yaklaşıyor. Ben çok duygusal bir insanım. Bana bir adım gelene ben 10 gidiyorum. Daha önce oynadığım takımlarda katkı sağlayıp başarı ve kupalar kazanabildiysem bu hocalarımla olan ilişkilerden kaynaklanıyor. Burada büyük başarılar kazanmak istiyorum.”
Başarılı futbolcu, her sabah kahvaltıya geldiğinde herkesin tek tek elini sıkarak selamladığını hatırlatılması üzerine de, herkesin birbirine olan sevgisini ve iyi niyetini bir kez daha ifade etmesi gerektiğini düşündüğü için bunu yaptığını söyledi.

TÜRKİYE BENİM İÇİN BİR VATAN GİBİ
Transferi gerçekleşmeden önce Türk insanının bu kadar kibar ve sıcakkanlı olduğunu kesinlikle düşünmediğine vurgu yapan Zokora, şöyle devam etti:
“Babam bana küçükken ‘Bir insan hakkında karar vermeden önce O’nu tüm özellikleriyle tanımaya çalış’ derdi. Türkiye’de tam anlamıyla böyle bir şey yaşadım. Burada sizin bana davranış biçiminiz, hocaların, takım arkadaşlarımın bana karşı nezaketi inanılmaz.
Belçika’da, Fransa’da, İngiltere’de ve İspanya’da hatırı sayılır kulüplerde futbol oynadım ama kesinlikle bu kadar candan ve samimi ilişkiler orada görmedim. Ben bir gün Türkiye’den ayrılırsam kesinlikle Türkiye’den bahsederken ‘Orası benim için bir vatan ve yuva gibiydi’ diye konuşacağım.”

AFRİKALI ÇOCUKLAR İÇİN VAKIF KURMAK İSTİYORUM
Fildişi Sahilli oyuncu, bundan sonraki kariyer hedeflerini ilişkin ise, “Ben nereden hangi emekler sonucu buralara geldiğimi çok çok iyi biliyorum. Artık kendim için değil etrafımdaki insanlara hayrım dokunsun diye bazı hedeflerim var.'' diyerek, şu ifadeleri kullandı:
''Afrika çapında çalışabilecek, büyük olanakları olan bir vakıf kurmak ve özellikle Avrupa’da futbol oynamak isteyen Afrikalı çocuklara kapı açmak istiyorum. Geleceğe yönelik böyle hedeflerim var.”
Şu anda dünyanın en iyi futbolcusunun Messi olduğunu savunan Zokara, tüm zamanların en iyi oyuncusu adayının ise birçok kişinin Maradona’yı göstermesinin aksine, Zinedin Zidan olduğunu ifade etti.
Didier Zokora, vücudundaki dövmelerin sırrını anlatırken ise, kendinden 2 yaş küçük kardeşinin yaşadığı acıyı anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Ben 18 yaşındaydım kardeşim Arman 16’sındaydı. Birlikte futbol oynadığımız grupla sahile gitmiştik. Epeyce eğlendikten sonra herkes gibi yüzme bilmeyen kardeşim de denize girdi ve kayboldu. 2 saat sonra deniz bize kardeşimin cesedini getirdi. Bu olay bende çok büyük bir iz bıraktı. Adı Arman’dı ama çok iyi futbol oynadığı için Maradona’ya atfen biz Armando derdik.
Bütün maçlarım ve attığım gollerim onun için. Aradan çok uzun bir zaman geçmesine rağmen olayın tazeliği hala kalbimdeki yerini koruyor. Bu nedenle onu dövmeyle birlikte vücudumda, daha doğrusu kalbimde taşıyorum.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler