Dünya çapında satılan her 10 ilaçtan birinin sahte olduğunu biliyor muydunuz? Bazı ülkelerde sayı 7'ye kadar çıkabiliyor ve bu durum dünyanın karşı karşıya kaldığı çok büyük bir tehlikeye işaret ediyor.
Artık kalp ve kanser ilaçlarının bile sahteleri var. Son yıllarda sahte ilaç oranının büyük bir hızla artması ve uyuşturucu kaçakçılığından daha karlı hale gelmesi acil çözüm gerekliliğini göz önüne seriyor.
2010'da sahte ilaçtan 75 milyar dolar kar elde edildi.
Dünya çapında satılan her 10 ilaçtan birinin sahte olduğu ve bazı ülkelerde bu sayının 10 ilaçtan 7'sine kadar çıktığı belirtiliyor.
Saptanan sahte ilaç vakalarının sayısının 2008 – 2010 arasındaki 2 yılda yüzde 9 oranında artması dikkat çekiyor.
2011'de sahte ilaçların Avrupa gümrükleri tarafından alıkonulan sahte ürünler listesinde birinci sıraya yerleşerek (toplamın yüzde 24'ü) sahte sigaraları geçtiği görülüyor.
2010'da sahte ilaçtan 75 milyar dolar kar elde edildiği, bunun uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen kardan daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Bir uyuşturucu kaçakçısı, yatırdığı her bin dolar karşılığında eroin kaçakçılığından 20 bin dolar, sahte ilaç kaçakçılığından ise 400 bin dolar kar elde ediyor.
2012'de, 100 ülkenin yasadışı internet eczanelerine karşı mücadele edebilmek üzere Pangea V operasyonu kapsamında işbirliği yaptığı operasyon, 79 tutuklama ve toplam değeri 10.5 milyon dolar olan 3.75 milyon adet ölümcül ilacın ele geçirilmesiyle sonuçlanıyor.
Sahtecilikle mücadele önemli çünkü;
Sahte ilaçlar yeterli miktarda etkin madde içermiyor.
Standart kalite, etkinlik ve güvenlik şartlarının hiçbirini yerine getirmiyor.
Zehirli madde içermeleri hastalarda önemli yan etki ve komplikasyonlar yaratabiliyor.
Kaliteli ilaçla tedavi görme ve meşru hakların ihlal edilmesi nedeniyle hastanın sağlık sistemine olan güvenini sarsıyor.
Sahte ilaçtaki en çok risk içeren noktalar ise şöyle sıralanıyor;
Sahte ilaçlar genelde eser miktarda etkin madde içeriyor.
Doğru etkin maddeleri fakat yanlış dozda içeriyor.
Safsızlıklar ya da zehirli maddeler içeriyor.
Gerçek ürünlerde bulunandan başka etkin maddeler içeriyor.
Peki sahte ilaç 4 adımda nasıl saptanır?
1) İzlenebilirlik: Öncelikle ilacın üretildiği tesisle ilgili veritabanından bilgi aramak gerekiyor. Bu aşamada seri numarasından üretim ve ambalajlama tarihine kadar her şey analiz ediliyor. Bir hata halinde hemen harekete geçiliyor.
2) Görsel inceleme: Ürün mikroskopik incelemeden geçiriliyor. Baskı yazı tipleri, baskı teknikleri, ambalaj, gravürler, kutular üzerindeki tutkal tırnaklarının tümü görüntüleme yöntemleri kullanılarak karşılaştırılıyor.
3) Genel kimyasal analiz: Kimyasal parmak izi, ürün bileşiminin birinci düzey analizini sağlayan spestrospik teknikler kullanılarak incelenerek özelliklerin veritabanlarında depolanan referans ürünlerle karşılaştırılmasına izin veriyor.
4) Ayrıntılı kimyasal analiz: Sahte ilaç ilk 3 adımda belirlenirse son adımda kimyasal analiz genişletilerek ürünün etkin madde ya da toksik bileşikler vb içerip içermediği belirleniyor.
İlaçlar sahteciliğe karşı nasıl korunabilir?
1) Kutunun bütünlük ve bozulmazlığının korunması: Bu düzey çok önemli bulunuyor. Eğer kutu bozulmazlığı sağlanmazsa sahtekarlar kutuyu açıp içine sahte ürün yerleştirebiliyor.
2) Ürün kimliğinin doğrulanması: Bu konuda yüksek güvenlikli etiketler bulunuyor ve geliştirilmeye devam ediliyor.
3)Her kutunun karekod kullanılarak tanımlanması: Türkiye' de de uygulanan kutu üzerine basılan ve izlenebilirlik bilgilerini içeren iki boyutlu bir barkod kullanılarak tanımlanıyor. Ürün kodu, seri numarası, ve son kullanım tarihini içeriyor. Bu karekod eczanelerde sistematik olarak okunduğu için eczane veya hastaneye gelen ilaçların izlenebilirliği iyileştiriliyor. Bu aynı zamanda süresi dolan serilerin otomatik algılanmasını da sağlıyor.
İşte en çok sahte ilaç üretilen ülkeler
Hindistan, Pakistan, Çin, Güney Amerika Ülkeleri,
Üretilen sahte ilaçların en çok satıldığı ülkeler listesi de bir hayli kabarık;
Yemen, Irak, Suriye, İran, Bazı Avrupa ve Afrika ülkeleri,
İnternetten ilaç alanlar dikkat!
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre gerçek adresini gizleyen web sitelerinden satın alınan ilaçların yüzde 50'den fazlası sahte kaynaklardan geliyor. Bu nedenle kişilerin, ilaçlar sunan istenmeyen e-posta mesajlarına asla yanıt vermemeleri, bunların çoğunun sahte kaynaklardan geldiğini unutmamaları gerekiyor. İnternet kullanıcıları, kişisel sağlıklarıyla ilgili bilgi vermemeleri konusunda da uyarılıyor.