BAREM ve global ortağı WIN Grubu’nun yaptığı araştırmaya göre, kişisel bilgisini vermekten endişe duyanlar, global olarak geçen yıla göre 2 puan azaldı ve yüzde 45’e düştü.
Araştırmanın sonuçlarına bakılırsa, endişe oranı kadınlarda erkeklere göre 4 puan daha yüksek. Amerika, yüzde 54 ile endişe duyanların en yüksek olduğu kıta iken, Asya Pasifik Bölgesi’nde oran yüzde 45’e, Avrupa’da yüzde 43’e düşüyor. Türkiye ise yüzde 60 orana sahip. Bu oran dünya ortalamasından 15 puan daha yüksek. Kadınlar ve erkekler arasında ise fark görünmüyor. En endişeli gruplar; üst sosyoekonomik statü grupları (AB SES - yüzde 70), İstanbullular (yüzde 71), lise mezunları (yüzde 67) ve ücretli ya da maaşlı çalışanlar (yüzde 65).
Araştırmada dijitalleşen ve her şeyin birbirine bağlı olduğu dünyada, kişisel bilgilerin paylaşımının önemli ve gerekli olup olmadığı da sorgulanmış durumda. Buna göre global olarak paylaşımın gerekli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 22 ile geçen yıl ile aynı iken, gerekli olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 30 olarak yansıdı ve 3 puan yükseldi.
Türkiye’de kişisel bilgi paylaşımının gerekli olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 60 ve bu, dünya ortalamasının iki katı. Paylaşımı gerekli görenlerin oranı genelde yüzde 23 iken, ilkokul mezunları (yüzde 29), erkekler (yüzde 26) ve gençler (18-34 yaş - yüzde 26) arasında biraz daha yüksek.
Hizmet sağlayıcılar, reklamcılar, perakendeciler, sigortacılar, yerel yönetimler gibi birçok farklı yapı, sürekli olarak iletişimde oldukları kişilerin bilgilerini topluyor. Türkiye’de ise üç kişiden biri (yüzde 32) toplanan bu bilginin değerli olduğunu düşünüyor. Üst sosyoekonomik statü grubunda (AB - yüzde 39) bu oran biraz artıyor. Kişisel bilgilerinin değerli olmadığını düşünenler ise yüzde 46 ile yarıya yakın. Alt sosyaekonomik statü grupları (DE ses - yüzde 59) ve üst yaş grubunda (55 üstü - yüzde 52) bu oran daha yüksek.
Hizmet sağlayıcılar, reklamcılar, perakendeciler, sigortacılar, yerel yönetimler gibi birçok farklı veri toplayıcı güncel uygulamalarında müşterilerin kişisel bilgilerini istiyor. Ancak Türkiye’de görüşülen kişilerin yarıdan fazlası (yüzde 54) bu veri toplayıcıların kişisel bilgilerini istemelerinden hoşlanmıyor. Üst sosyoekonomik statü gruplarında (yüzde 70), emekliler (yüzde 66), üniversite ve üstü eğitimliler (yüzde 63) ve çalışanlar (yüzde 59) arasında hoşnutsuzluk oranı daha da yükseliyor.
Dünyada “Veri toplayıcılarla paylaştıktan sonra kişisel bilgilerimle neler yapıldığının farkındayım” cümlesine katılanların ve katılmayanların oranı yüzde 27.
Türkiye’de görüşülen kişilerin çoğu (yüzde 63) “Veri toplayıcılarla paylaştıktan sonra kişisel bilgilerimle neler yapıldığının farkındayım ve endişe duymuyorum” önermesine katılmıyor ve demografik kırılımlar arasında anlamlı fark bulunmuyor.