KADIN

Dikkat Şişmanlıyoruz!

Obezite özellikle son 5 yılda, bütün dünyada süratle artmakta ve bir salgın hastalık gibi yayılmaktadır.

Dikkat Şişmanlıyoruz!

Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla aşırı şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ülkemizde obezitenin artmasına neden olan faktörlerden biri de hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşmasıdır. Oysa basit önlemler alarak ve sağlıklı yaşamı felsefe edinerek obezite kontrol altına alınabilir. Ülkemizde bu uzmanlık dalında çalışan az sayıda hekimden biri olan Uzm. Dr. Nilay Ergen, ‘’ Obezitenin bu konuda uzman olmayan kişiler tarafından yönetilmesini doğru bulmuyorum. Piyasada bu işle uğraşan çok kişi ve kurumlar var. Ama bu durum halk sağlığını tehlikeye sokmaktadır. Mutlaka metabolik ve fizyolojik ölçümler yapıldıktan sonra düzenli beslenme ve egzersiz reçeteleri yazılarak obezite takip edilmelidir.’’ diyor.
Konu ile ilgili tüm bilinmeyenleri Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi egzersiz Fizyolojisi Bölümü Uzm. Dr. Nilay Ergen yanıtlıyor.

Obezite nedir ve nasıl tedavi edilir?
Modern toplumlarda önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yüzyılın salgın hastalığıdır. Obezite ile ilişkili tanımlamalarda henüz tam bir fikir birliği oluşturulamamakla birlikte aşağıdaki kavramlar sıklıkla kullanılır.
Overweight (Fazla kilolu): Boya göre vücut kilosundaki artışı ifade eder. Beden kitle indeksinin (BKİ)= 25-29.9 kg/m² olduğu durumlardır.
Overfatness (Fazla yağlılık): Yaşa ve cinsiyete göre vücut yağındaki artışı ifade eder.
Obezite (Şişmanlık): Vücut yağında artış ile birlikte beden kitle indeksinin (BKİ) > 30 kg/m² olduğu durumlardır. Obezite tedavisinde aşağıdaki yöntemlerden bir veya birkaç birlikte kullanılabilir:

  • Dengeli ve yeterli beslenme
  • Düzenli egzersiz
  • Davranış tedavisi
  • Farmakolojik yaklaşımlar
  • Cerrahi

Obezite insan hayatını nasıl tehlikeye atar? Hangi hastalıkları beraberinde getirir?
Obezite tıbbi, ekonomik ve sosyal sorunlara yol açmaktadır. Kardiyovasküler ve metabolik hastalıklar açısından önemli bir risk faktörüdür. Genellikle aşağıdaki hastalıkların bir veya birden fazlası ile birliktedir:

  • Glukoz intoleransı,
  • İnsülin direnci,

Tip 2 Diyabet

  • Dislipidemi (Kolesterol ve yağ yüksekliği),
  • Hipertansiyon,
  • Visseral adipoz (iç organlarda yağlanma) dokunun artışı,
  • Koroner kalp hastalığı riskinin artışı,
  • Kanser riskinin artışı


Bazal metabolizma nedir ve kilo vermemizde neden önemlidir?
Bireyin tam dinlenme sırasında kas hareketi yapmadan vücuttaki canlılık olaylarının sürmesi için gereken enerjiyi sağlayan metabolizmaya bazal metabolizma denir. Bir günde harcanan kalori cinsinden ifade edilir.Bazal metabolizma kişinin yaşına, vücut ağırlığına, cinsiyetine ve çevre faktörlerine göre değişir.

Çeşitli hastalıklarda bazal metabolizma düşük veya yüksek olabilir. Örneğin tiroid bezi az çalışan ( hipotiroidi) kişilerde bazal metabolizam hızı düşebilir. Bu durum kişide kilo artışına yol açabilir. Öte yandan tiroid bezi fazla çalışan kişilerde (hipertiroidi) bazal metabolizma artabilir. Bu durumda kişide aşırı kilo kaybına neden olabilir. Hasta olamayan kişilerde de hareketsizliğe bağlı olarak veya çok düşük kalorili diyetler sırasında bazal metabolizma hızı düşebilir.

Bazal metobolizma hızı nasıl ölçülür?

Bazal metabolizma, sabah, dinlenmiş vaziyette ve herhangi bir şey yemeden önce ölçülür. Bazal metabolizma hızını ölçen bir cihazla, soluk havasındaki oksijen miktarını yatar pozisyonda 15 dakika süreyle ölçerek bazal metabolizma hızı belirlenir.

Etkili ve kalıcı kilo verme de nasıl bir yol izlenmelidir?
Etkili ve kalıcı bir kilo vermede önce kişinin bazal metabolizması, tüm vücut analizi ve günlük fiziksel aktivitesi (metabolik holter ile) değerlendirilir. Bu ölçümlerin sonuçlarına göre tıbbı beslenme programı ve egzersiz reçetesi düzenlenir. Bunun yanı sıra obezitesi altta yatan bir hastalığa bağlı ise bu hastalığın da tedavisi düzenlenir.


Dünyada obezite hastalığının oranı nedir? Türkiye’de yayılımı nasıl?
Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite her geçen gün artış göstermektedir. Dünya sağlık örgütü tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren MONICA çalışmasında 10 yılda obezite prevalansında %10-30 arasında bir artış saptandığı bildirilmiştir. 2008 yılında 400 milyon kişinin obez ve 1.4 milyar kişinin fazla kilolu olduğu gösterilmiştir. Buna göre 2015 yılında 700 milyon kişinin obez ve 2.3 milyon kişinin fazla kilolu olacağı öngörülmektedir.

Türkiye’de ise Metabolik Sendrom Derneği'nin yürüttüğü "PURE Türkiye Sağlık Çalışması" kapsamında 5 bin kişi üzerinde yapılan araştırmanın ön sonuçlarına göre şişman (obez) olan kadınların oranı yüzde 63.2 bulunmuştur. Araştırma sonuçları obezite tehlikesini bir kez daha ortaya koyarken, erkeklerde bu oran yüzde 32 olarak belirlenmiştir. Bu çalışma halen sürmektedir.

Metabolizma hızı ve sağlıklı yaşam ilişkisini arasında nasıl bir bağ vardır?
Sağlıklı ve etkili bir kilo verme ve fitness programında öncelikle bazal metabolizmanın ölçülmesi önemlidir. Bazal metabolizma hızı günlük kalori tüketiminin % 65-75’ini oluşturmaktadır. Geri kalan % 25-35’lik bölümünü ise günlük fiziksel aktivite oluşturmaktadır. Dolayısıyla bazal metabolizma ölçümündeki değerler ve fiziksel aktivitede harcadığı enerji değerleri toplandığında kişinin bir günde harcadığı enerji büyük oranda hesaplanmış olabilir. Bu sonuçlara göre kişiye beslenme ve egzersiz programları düzenlenir. Fazla kilolu veya şişman bir bireyin negatif kalori dengesine girmeden kilo vermesi mümkün değildir. Negatif kalori dengesi yakılan enerjinin alınan toplam enerjiden fazla olmasıdır. Bazal metabolizma hızının ölçümü bu açıdan önemlidir. Bireyin kilosu normal ise ve bunu korumak için aldığı ve harcadığı enerjinin birbirine yakın olması gerekir. Bu açıdan da yine kişinin metabolizma hızını bilmesi önemlidir.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler