Yunanistan'da yayımlanan Pontiki gazetesinin 17 Haziran 2010 tarihli sayısında "İyon Denizi'ne Açılıyorlar" başlıklı haber yorumda şunlara yer verildi;
Türkler şimdi de İyon Denizi'ne açılıyor. Hayır, Korent kanalından geçmeyecekler çünkü nasıl olsa Türk Deniz Kuvvetlerine ait dört fırkateyn bütün Akdeniz ülkelerini geziyor. Bu arada Yunan filosu ekonomik zayıflığı ve yedek parça satın almaktaki zorluklar nedeniyle "Kataigida" tatbikatına 14 fırkateynden sadece 6'sını gönderebildi. İyon Denizi ile ilgili haber şaka değil. Ankara Arnavutluk'la imzalamış olduğu bir dizi anlaşmayı kullanarak oraya da yavaş yavaş ayak basıyor.
"İyon'da görmezden gelemeyeceğimiz yeni veriler var." Savunma Bakanı Vangelis Venizelos'a ait ve birkaç gün önce Silahlı Kuvvetler Yüksek Harp Akademisinde eğitim gören subaylara hitaben yaptığı konuşmasında bu ifadeyi kullandı.
Ankara ile Tiran arasındaki askerî "sıkı kucaklaşma" Atina'yı gerçekten kaygılandırıyor. Türkiye'nin Arnavutluk'a 30 F-16 savaş uçağı vermesi olasılığı pek de uzak bir olasılık olarak görünmüyor.
Yasayı Değiştirdiler
Dört fırkateyn ve bir petrol tankerinden oluşan Türk Akdeniz Deniz Gücü 22 Haziranda Dirrahion ile Avlona limanlarını ziyaret edecek. Denizaltılar tarafından hâlen kullanılmakta olan bu iki limanı deniz üssüne dönüştürmek için Ankara milyonlar ödedi.
1200 Türk subay ve denizcinin limanlara inebilmesi için Arnavutluk Parlamentosu "Türk deniz gücünün Arnavutluk kara sularında görev üstlenmesi, Türk ve Arnavut filoları arasında iş birliğinin pekiştirilmesi yönünde" bir yasa kabul etti.
Mevcut Arnavutluk yasaları çerçevesinden ülke topraklarında 500'den fazla yabancı askerin bulunmasına izin verilmiyordu. Ancak Türkiye ile iş birliği uğruna yasa da değişti.
Arnavutluk ilk kez Türkiye'nin hatırını yapmıyor. 2009 yılının Nisan ayında Yunanistan ve Arnavutluk deniz sınırlarının çizilmesi üzerinde anlaşmıştı. Söz konusu anlaşma Ege'deki Türk talepleri için sorun oluşturuyordu. Arnavut sosyalist partisi Anayasa Mahkemesine başvurdu o da oy birliğiyle anlaşmayı iptal etti ve Ankara'ya rahat bir nefes aldırttı.
Türkiye-Arnavutluk askerî anlaşmaları hem çok sayıda hem önemlidir. Ankara'nın üstlendiği noktalar:
- Arnavutluk güçlerine ait bir taburun Tiran'da Türkler tarafından eğitimini öngören Arnavutluk Komando Güçlerinin eğitimi. Aynı zamanda Türkiye'nin vereceği teknik destekle Komando Güçlerine ait tugayın yeniden organize edilmesi öngörülüyor. Komando Güçlerinden bir tugay ülke dışında gerçekleştirilecek görevler için eğitildi.
- Cumhurbaşkanlığı muhafız birliğinin eğitimi.
- Dirrahion ile Avlona'da deniz üslerinin yeniden inşası.
- Silah fabrikasının modernizasyonu.
- Hava Kuvvetleri Akademisi statüsünün yükseltilmesi.
- Sağlık merkezlerinin yeniden yapılanması.
- Tiran Askerî Üniversitesi öğrencilerine Türkçe öğretilmesi.
- İstihbarat teşkilatları arasında iş birliği.
İki ülke arasındaki askerî iş birliğinin hızla ilerlemiş olduğu ve Ankara'nın kontrolü dışında kalan tek sahanın Arnavutluk hava sahasının olduğu bellidir. Yine de bu konu için de görüşmeler yapılıyormuş.
30 Türk F-16'sı
NATO'nun kararıyla Arnavutluk hava sahası Larisa'daki hava alt karargâhının kontrolü altında bulunuyor. Yunanistan, İtalya ve Arnavutluk arasında imzalanan anlaşmadan sonra Arnavutluk hava sahası, hava savunması ve hava gözetimi açısından her ayın ilk yarısında Yunanistan ve ikinci yarısında da İtalya tarafından kontrol ediliyor. Bu ihtiyaç, Arnavutluk'un hava kuvvetlerine sahip olmamasından kaynaklandı.
Ancak Arnavutluk yakında F-16'larla uçabilen pilotlara sahip olacak. Arnavut pilotlar Türkiye'de iki kişilik eğitim F-16'larında eğitiliyorlar. Tiran ile Ankara beş yıldan bu yana Türkiye'den Arnavutluk'a ikinci el 30 adet F-16 block 30 tipi uçağın verilmesi konusunu görüşüyor. Uçaklar ücretsiz verilecek fakat Arnavutlar, bazen yeni uçakların satın alımından daha pahalıya mal olan gerekli modernizasyonu ödeyecek.
Arnavut pilotların Ankara'da eğitimi, uçakların verilmesiyle ilgili anlaşmanın pek de uzak olmadığını gösteriyor. Arnavutluk'un üçüncü nesil savaş uçaklarına sahip olması elbette bölgedeki verileri değiştiriyor.
Arnavutluk güçlerinin Ankara vasıtasıyla yeniden organize edilmesi ekonomik kriz nedeniyle aynı zamanda da operasyon nedenlerinden dolayı Epir bölgesinde ve kuzey sınırlarımızdaki onlarca karargâhı kapatmayı planlayan Yunan Savunma Bakanlığını planlarını da etkiliyor. Bütün bunlar şimdi yeniden gözden geçiriliyor.