HABER

Dilek Apartmanı soruşturmasında sanıklar birbirlerini suçladı: Kusurum ve teknik bir hatam yok

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Elazığ'da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde 14 kişinin hayatını kaybettiği Dilek Apartmanı'nı yapan kooperatifin yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 23 kişinin 'taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olmak' suçundan 210'ar yıl ağır hapisle cezalandırılması istendi. Kooperatif yönetimindeki sanıklar, ölen kooperatif başkanını ve birbirlerini suçladı.

Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak'ta meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde, Dilek Apartmanı'nda 14 kişi hayatını kaybetti. Enkazdan numuneler alınmasıyla 2 inşaat ve 1 makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti inceleme ve raporlama sürecine başladı. Rapora göre; Dilek Apartmanı'na ait onaylı betonarme projede, taşınmazın beton ve çelik sınıfının belirtilmediği, alınan beton numunelerinin basınç değerlerinin de olması gerekenin altında çıktığı belirlendi. Ayrıca binanın 1975'teki deprem yönetmeliğine göre yapıldığı için mevcut deprem yönetmeliğindeki şartları da karşılamadığı anlaşıldı. Heyet, sonuç bölümünde aynı proje olarak inşa edilen blokların depremde göçmemesi nedeniyle teknik uygulama sorumlusunun ve kooperatif yönetiminin asli kusurlu olacağı kanaatinde bulundu. Tamamlanan soruşturmada apartmanı yapan kooperatifin yöneticileri ve teknik sorumlularının da aralarında bulunduğu 23 kişinin 'taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olmak' suçundan 210'ar yıl ağır hapisle cezalandırılması istendi.

'SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM'

Tespit edilen isimlerden kooperatif başkanı Raif Yılmaz'ın daha önce vefat ettiği anlaşıldı. Yine yönetimde olan oğlu B.Y.'nin 'şüpheli' olarak ifadesi alındı. Kooperatif yöneticileri ifadelerinde, kooperatife isimlerinin kendilerinden habersiz yazıldığını iddia ederek, birbirlerini suçladı. İddianameye göre 1987'de kurulan kooperatif 1994'te de inşaatı tamamladı. Raif Yılmaz'ın oğlu B.Y. ifadesinde, "Babam emekli olduktan sonra inşaat işleriyle uğraşmaya başlamıştı. Dilek Apartmanı'nı da yapan kooperatifin kurucusuydu. Benim kooperatif ile hiçbir alakam yok. Babam üye sayısı dolsun diye benim adımı yazdırmış olabilir. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

'YAPILAN İŞLEMLER KAĞIT ÜSTÜNDE'

Kooperatif yönetiminden S.B., kooperatife 1989'da üye olduğunu ve yönetime girdiğini ifade ederek, "Yönetim kurulundakilerin hiçbirini görmedim, tanımıyorum. Yapılan işlemler tamamen kağıt üstünde, usulen yapıldı. Yönetim kurulu üyesi olmam tamamen formalite. İşlerin takibini M.S. yapıyordu" diye konuştu.

Yönetimde bulunan Y.Y. de kooperatifle bir alakası olmadığını ve kendisinden habersiz yönetime yazıldığını söyledi.

Diğer yöneticiler de kendilerinden habersiz, hatır gönül yoluyla yönetime yazıldıklarını ve usul yerine gelsin diye işlemler yapıldığını belirterek, işlerin asıl takibini N.Y., K.A. ve M.S.'nin yaptığını söyledi.

'KUSURUM VE TEKNİK BİR HATAM YOK, SUÇSUZUM'

İnşaat mühendisi M.S. de ifadesinde 1988'de projeyi hazırlayarak inşaat ruhsatını aldığını anlatarak, şunları söyledi:

"Gerekli kontroller yapılarak inşaatın temelleri atıldı. Yapım süresi bitene kadar resmi olarak mühendis ben görünüyordum. Sadece 1 bloğun yapımında bulundum. Diğer bloklar ile alakam yok. Hazır beton bulunmadığından el yordamıyla inşaat işçilerinin karmasıyla beton elde ediliyordu. İnşaatın yapımında bir kusurum ve teknik bir hatam yok. Suçsuzum."

Kaynak: İHA

En Çok Aranan Haberler