ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, post-modern darbe olarak nitelendirilen 28 Şubat sürecinde imam hatip liselerinin önünün kesilmesi mantığıyla geçilen 8 yıllık kesintisiz eğitimin tüm meslek liselerini olumsuz etkilediğini söyledi.
Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkartılmasıyla ilgili teklifin görüşmeleri sürüyor. Milletvekillerinin yürüttüğü tartışmanın ardından Milli Eğitim Bakanı Dinçer eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesine ilişkin kanun teklifiyle ilgili görüşlerini açıkladı. Bugün uluslararası toplumda, ilkokul ya da ilköğretim eğitiminin yetersiz kaldığı ve tüm nüfusun en azından lise düzeyinde eğitim alması gerektiğinin yaygın olarak kabul edildiğini ifade eden Bakan Dinçer, OECD ülkelerinde 1970’li yıllardan bu yana sürdürülen çalışmaları anlattı. Türkiye’de sekiz yıllık zorunlu eğitimde gelinen noktanın yeterli olmadığını, ayrıca sekiz yıllık zorunlu eğitime geçişte, ilkokullar ile ortaokulların birleştirilmesi sonucunda çeşitli sorunlar ortaya çıktığını kaydeden Bakan Dinçer, “Farklı yaş grupları ve gelişim özellikleri gösteren öğrencilerin aynı çatı altında eğitim görmeleri farklı sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olmuştur” dedi.
-KESİNTİLİ EĞİTİMDE DÜNYA ÖRNEKLERİ-
Sekiz yıllık zorunlu eğitime geçişin ardından okullaşma oranının yüzde yüze yaklaştığını ancak sistemin yapılandırılma biçiminden kaynaklanan sorunların sürdüğünü belirten Bakan Dinçer, “Dolayısıyla hem bu yapısal sorunların çözülmesi, hem de öğretim programlarının toplumun, ekonominin ve demokrasinin ihtiyaçları ile birlikte, bireylerin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin gerektirdiği yönlendirmeyi mümkün kılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir” dedi.
OECD ülkelerinde, temel eğitimin ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere üç evreye ayrıldığı, zorunlu eğitim beş ya da altı yaşından başladığı ve dokuz yıldan 13 yıla kadar değişik sürelerde devam ettiği yönünde ortak özellikleri anlatan Bakan Dinçer, iki ülkede 3+5+2, sekiz ülkede 4+4+4, dokuz ülkede 4+5+2, 48 ülkede ise 6+3+3 gibi farklı süreleri içeren düzenlemeler olduğunu anlattı.
-“KIZ ERKEK AYRIMI YAPILMIYOR”-
Eğitim ve öğretim hizmetlerinde kız-erkek ayrımı yapmaksızın herkesi eğitmek, rekabet içinde geliştirmek ve hayata hazırlamak amacı taşıdıklarını kaydeden Bakan Dinçer, “Türk eğitim sistemi okul öncesinden yükseköğretime kadar yaygın eğitimi de içerecek şekilde hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden düzenlenmiştir. Eğitim ve öğretim süreçlerini hayat boyu öğrenmeye dâhil eden anlayış içerisinde getirdiğimiz kanun teklifiyle eğitim süresinin 12 yıl olarak yeniden yapılandırılması öngörülmüştür” dedi. Bakan Dinçer Kasım 2010’da yapılan 18. Millî Eğitim Şurası’nda da zorunlu öğretim süresinin 1+4+4+4 olmak üzere 13 yıl olarak düzenlenmesi kararı alındığını hatırlattı.
1997 yılında yürürlüğe giren “Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Kanunu” ile amaçlanan hedefe ne kadar ulaşıldığının sorulması gerektiğini belirten Bakan Dinçer, “İkili öğretime son verme”, “sınıf mevcutlarını aşamalı olarak 30'a çekme”, “bilgisayar destekli eğitim”, “yabancı dil öğretimi”, “rehberlik servisi” gibi hedeflerin çok gerisinde kalındığını söyledi.
-8 YIL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİME DARBE VURDU-
Kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulaması sürecinde yaşanan sıkıntılar hakkında bilgi veren Bakan Dinçer, sık sık tartışma konusu olan yaşları büyük çocuklarla küçüklerin aynı koridor ve okul bahçesini paylaşmasının yarattığı sorunlara dikkat çekti. Kesintisiz, zorunlu eğitim sürecinin meslek liselerine de büyük darbe vurduğunu söyleyen Bakan Dinçer şunları söyledi:
“Gelişmiş ülkelerdeki yüzde 40/60, genel lise/meslek lisesi oranı ülkemizde tersine dönmüştür. Türkiye'de işsizlik oranı yüksek olmasına rağmen son yıllarda kalifiye işçi yetiştirmede büyük sorunlar yaşanmıştır. Köylerdeki okulların birçoğu 8 yıllık zorunlu eğitim nedeniyle kapanmıştır. Çoğu köy, bir sorun olduğunda bilgisine danışılan öğretmenden bu nedenle mahrum kalmıştır. Kesintisiz zorunlu eğitim süreci, merkezdeki okullarda yığılmalara sebep olmuştur. Sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimin bu haliyle amaçlarına ulaşması günümüz şartlarında mümkün değildir.”
-İMAM HATİPLERİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN 8 YILA GEÇİLDİ-
Zorunlu eğitim konusunda 8 yıllık süre ve uygulaması konusunda ilgili kesimler arasında genel olarak ihtilaf bulunmadığını söyleyen Bakan Dinçer, “Ancak bunun kesintili mi kesintisiz mi olacağı konusundaki tartışma özellikle 1980 askeri darbesi sonrası ve post-modern darbe olarak da adlandırılan 1997 yılındaki 28 Şubat süreci arası dönemde gündeme gelmiştir. Dönemin doğası gereği 8 yılık eğitimin kesintisiz olması yönündeki görüşler konjonktürel olarak ağırlık kazanmış ve bu konudaki karşıt görüşler dikkate alınmamıştır” dedi. Dinçer şöyle devam etti:
“İmam hatip liselerinin önünün kesilmesi mantığıyla geçilen 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması ile birlikte süreç tüm meslek liselerini olumsuz etkilemiştir. Çağdaş ve gelişmiş ülkelerin eğitim alanındaki deneyim ve uygulamaları incelendiğinde; temel eğitim sürecini tek bir aşamada düzenlemek yerine, öğrencilerin yaş grupları ve fiziksel özellikleri temelinde bir kademelendirmenin tercih edildiği görülmektedir. Ülkemiz eğitim sisteminin de 18. Millî Eğitim Şurası'nda alınan kararlar doğrultusunda 4+4+4 şeklinde yeniden yapılandırılması ve eğitimlerin ayrı binalarda verilmesi sağlanmalıdır. Kanun teklifi ile zorunlu eğitimin söz konusu Şura kararlarıyla da tespit edilen uluslararası örnekler ile bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu esaslar ışığında kademeli bir yapıyla 12 yıla çıkarılması amaçlanmaktadır.”