‘Dink davasında gösterilen hassasiyet, Ergenekon’da gösterilmiyor’

AK Parti Denizli İl Başkanı Av. Avni Örki, Cumhurbaşkanı Abdullah ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hrant Dink davasıyla ilgili açıklamalarını suç olarak gören İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın, Ergenekon davasıyla ilgili onlarca açıklama yapan CHP milletvekilleri hakkında bir şey söylemediğini ileri sürdü. Av. Örki, Dink davasıyla ilgili olarak Kocasakal’ın, “Anayasa'yı hatırlatıyorum, hiç kimse hâkimlere emir veremez, tavsiyede bulunamaz ve telkinde bulunamaz. Şimdi bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan çıkıp da, 'Durun bakalım, daha Yargıtay var. Orada inşallah bu işler düzelir.' mealinde bir şeyler söylerse oradaki yargıçların durumunu düşünebiliyor musunuz? Üstelik bu yapılan suçtur.” dediğini hatırlattı.

Bir kısım hukukçu kimliğine sahip kişilerin, "Hükümet yargıyı kontrol ediyor", “Yargı görevi yapanı etkiliyor” sözlerinin ucuz bir değerlendirme olduğunu savunan Örki, “Olayları saptırmaya gerek yoktur. Oturup düşünülmelidir. İçinde bulunduğumuz durum bizi rahatsız ediyorsa bu rahatsızlığı ifade etmek gereklidir. Aksi halde gerçeği göremeyiz, doğru karar veremeyiz. Dink kararında da toplumun hassasiyetleri gözönüne alınmış mıdır? Alındıysa binlerce insan neden sokağa çıkıp huzursuzluğunu ve sıkıntısını ifade etmiştir? Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız'ı yargıyı etkilemeye çalışmakla itham eden zihniyet, mahkeme kararı hakkında ne düşünüyor? Onlara göre bu konuda açıklama yapmak suç. O halde halen yargılaması devam eden Ergenekon davasıyla ilgili onlarca açıklama hakkında hiç konuşmamışlardır? Bu davayı izlemeye giden CHP milletvekilleri hakkında neden bir satır yazı yazmamışlardır? Bu, milletin meselelerine karşı gösterdikleri çifte standardın en somut örneğidir. Hukuk devletinin daha etkin olması için enerji harcamamız gerekliyken dikkatleri başka noktalara çekmeye çalışmanın bu ülkeye hiçbir faydası yoktur.” dedi.

Yasama, yürütme ve yargının en tarafsız ve bağımsız günlerini yaşadığını belirten Avni Örki, “Bu durum da AK Parti iktidarıyla mümkün hale gelmiştir. Son günlerde söz konusu iki davada verilen kararlar, bunun en son somut örnekleridir. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Baaşbuğ'un tutuklu yargılanması hakkında, 'Tutuksuz yargılansa daha iyi olurdu' şeklinde anlaşılan açıklamalara rağmen tutuklu yargılamaya karar veren yargıçlar, yargının özgüvenli bir biçimde görev yaptığını ispatlamaktadır.” diye konuştu.