HABER

"Dink, derin devlet tarafından öldürülmüştür"

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, "Hrant Dink derin devlet tarafından taammüden öldürülmüştür" dedi.

TBMM (A.A) - Tarhan, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen ile düzenledikleri basın toplantısında, daha önce kamuoyuna açıkladıkları "acil demokrasi paketi"ne yeni eklemler yaptıklarını kaydetti.

Bunun, Adalet Bakanlığının bugün açıkladığı yargı paketiyle ilgisi olmadığını ve alternatif olarak da değerlendirilmemesi gerektiğine işaret eden Tarhan, yargı reformunun; bir ucunun şeffaflaşma, yolsuzluklarla mücadele, milletvekili dokunulmazlığı, yargı birliğinin sağlanmasına kadar uzanan geniş bir yelpaze olduğunu söyledi.

Tarhan, şöyle devam etti:

"Ancak bizim önümüze getirilenler parçacı, zaman zaman operasyonel, belli bir kurumu hedef alan çalışmalar. Tüm darbe dönemi yasalarının, sistemimizden temizlenmesi gerekiyor. Bunlara hiç dokunulmuyor ama sürekli bir yargı reformuyla karşı karşıyayız. Aşırı yasama faaliyeti aslında bir yapboz demektir. 'Yanlış yaptık şunu da değiştirelim' anlayışıdır. Hızlandırılmış yargı, aslında gerçek adalete ulaşmak için bir yöntem değildir. Hızlandırılmış yargı, umarım hızlandırılmış tren kazası gibi bir faciaya yol açmaz. Çünkü bu değişiklikler yargıda yeniden yüke neden olacaktır. Bütün dosyalar yeniden ele alınacaktır. Önümüzdeki kısa vadede bir rahatlama sağlanacağını düşünmemeliyiz."

Yeni önerileri arasında Türkiye İletişim Başkanlığı'nın (TİB) yeniden yapılandırılması olduğunu belirten Tarhan, "Hrant Dink cinayeti ve dün verilen karar bize göstermiştir ki TİB kayıtlarının güvenilir ve gerektiğinde şeffaf olması gerekiyor" dedi. Tarhan, önerdikleri değişiklikleri şöyle özetledi:

"Terörlü Mücadele Kanunu'nun, (TMK) terör örgütü üyesi olmayanların terör örgütü üyesi sayılmasına ilişkin hükmüne neşter atılmalıdır. 6 ve 7. maddede yer alan basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmalıdır. TMK'nın 13. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme ve paraya çevirme yasağına ilişkin hüküm tamamen yürürlükten kalkmalıdır. 18 yaşın altındaki çocuklara hak yoksunluğu cezası verilmemelidir. Siyasi Partiler Yasasındaki 12 Eylül döneminden kalma yasaklar kalkmalıdır. TCK'nın 125. maddesinde hakarete ilişkin maddenin basın yayın yoluyla işlenmesi halinde özgürlüğü bağlayıcı değil adli para cezası olarak belirlenmelidir."

-Hrant Dink davası-

Tarhan, Dink davasında çıkan karara değinen Tarhan, "Hrant Dink derin devlet tarafından taammüden öldürülmüştür" dedi. Tarhan, Kırmızı Pazartesi romanının Türkiye'de yaşatıldığını savunarak, şunları söyledi:

"Hrant Dink hedef gösterilmiş, devlet tarafından tehdit edilmiş, korunup kollanmamış ve adeta ölümü beklenmiştir. Yargı da tüm bu olanlara sessiz kalmıştır, hatta bugün itibariyle onayladığını görüyoruz. Derin devlet cinayetlerini teşvik eden bir kararımız daha olmuştur. Devlet yargısı aracılığıyla 'evet, devam edin bu eylemlere' mesajı vermiştir. İktidara muhalif olanlara şahin kesilen yargı derin güçlere karşı güvercin olmuştur. Bugün gizli güçlerden ve MİT'den brifing alan bir yargımız olmuştur. MİT'den brifing alan bir yargıdan da başka kararlar beklemek aslında iyimserlik olur."

Tarhan, olaydan siyasi iktidarın sorumlu olduğunu savundu.

-"Mahkemeler özel hastanelerin raporunu kabul etmeli"-

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de konuya bir demokrasi sorunu olarak yaklaştıklarını, Adalet Bakanlığının yaklaşımının ise yargıyla ilgili olduğunu ifade etti.

"Adalet Bakanı'nın bugün açıkladığı paket, yargı reformu bakımından dahi yeteriz bir pakettir" diyen Türmen, pakette, tutuklamaya yapılan itirazın dosya üzerinden değil duruşmayla karar verilmesi konusunun eksik olduğunu söyledi.

Türmen, "Adli Tıp Kurumu bağımsız olmadığı sürece buradan kaynaklanan sakıncaları ortadan kaldıramazsınız. Mahkemeler, özel hastahanelerden gelen raporları da kabul etmeli. Bizim getirdiğimiz paket insan odaklıdır. Demokrasinin önündeki engelleri kaldırmayı amaçlayan pakettir. Anayasa yapma süreciyle de yakından ilişkilidir" dedi.

Türmen, Hrant Dink davası kararıyla ilgili de "Bir taraftan olmayan terör örgütleri icat edilmektedir, poşu takmak, basılmayan kitap yazmak, protesto etmek terör örgütüne üyelik olarak kabul edilmektedir, öbür taraftan adam öldürmek için kurulmuş mevcut örgütler görmezlikten gelinmektedir" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler