YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dink gerekçeli kararı: Zehirli delil dahi yok

Dink davası gerekçeli kararında, ‘zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereğince yasak delillerden mutlaka uzak...

Dink davası gerekçeli kararında, ‘zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereğince yasak delillerden mutlaka uzak durulması gerektiği belirtilerek, “Kaldı ki örgütün varlığı suçlamasıyla dosyamızda ‘zehirli’ denebilecek delil dahi yoktur. Yalnızca örgütün varlığı şüphesi vardır.” denildi.

Gerekçeli kararın ‘dosyadaki delillerle terör örgütünün tartışılması’ başlıklı bölümünde, mahkeme neden ‘örgüt yok’ dediğini açıklıyor. İddianamenin ‘suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlendiği’ şüphesiyle hazırlandığı belirtilen kararda, kanun koyucunun ‘yeterli şüphe’ ile kamu davası açılmasını yeterli gördüğü hatırlatıldı. ‘Örgüt kurma, üye olma, örgüte yardım’ suçlarının tartışılması için davanın kendi mahkemelerinde açıldığını ifade eden mahkeme, iddianamedeki örgüt şüphesini gördüğü için görevsizlik kararı vermediğini vurguladı. Kararda, CMK’da ‘yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilir’ dendiği belirtildi.

Yüklenen suçun sabit olması şartı arandığına dikkat çeken mahkeme, “Bu şüphenin yalnızca kişinin yargılanmasında ve yargılanacağı mahkemenin belirlenmesinde dikkate alınması gerekli bir durum olduğu görülmektedir. Kişinin mahkumiyeti için yüklenen suç ile ilgili kesin, net, şüpheden uzak, duraksamaya yer bırakmayacak şekilde delillerin olması ceza hukukunda mahkumiyet hükmü için şarttır.” dedi.

“Yargılama sonucunda yalnızca sanıkların ya da mağdurların sıfatları ile karar verilemez” ifadeleri kullanılan kararda, mahkemenin delillerle sonuca ulaşması gerektiği anlatıldı.

Toplanan delillerin dahi hukuka uygun olup olmadığınının mutlaka sorgulanması gerektiği kaydedilen kararda, ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereğince yasak delillerden de mutlaka uzak durulması gerektiği belirtildi. Kararda, “Kaldı ki örgütün varlığı suçlamasıyla dosyamızda ‘zehirli’ denebilecek delil dahi yoktur. Yalnızca örgütün varlığı şüphesi vardır.” denildi.

“Bazen hukuk devleti ilkesi ışığında deliller ile ulaşılan sonuç vicdanımızda sorgulama yapmamıza neden olabilir. Ancak devlet olarak hiçbir zaman hukuk devleti ilkesinden ödün veremeyiz.” denilen kararda, sanıklara isnat edilen eylemler sayıldı. Mahkeme, “İddianamede sanıkların ortak karar ve faaliyet planları çerçevesinde 2002 yılı yaz aylarında, Trabzon Santa Maria Katolik Kilisesi rahibinin kasten yaralanması,16/08/2004 tarihinde Trabzon Havaalanıda asılsız bomba ihbarı, 24/10/2004 tarihinde Trabzon Mc Donalds'a patlayıcı madde atılması, 19/01/2007 tarihinde Fırat (Hırant) Dink'in öldürülmesi 24.1.2007 tarihinde mağdur Orhan Pamuk'un tehtit edilmesi, eylemleri sayılmıştır. Mütalaada bu eylemlere ilaveten, Rahip Santoro'nun öldürülmesi, Malatya ilinde Zirve Yayınevinde gerçekleştirilen katliam sayılmıştır.” dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler