İnsanların yaşadıklarıyla ilgili olarak şiir biçimiyle ve bir melodiyle oluşan türküler, anonimleşerek yüzyıllar boyunca yeni nesillere aktarılır. Yüzyıllar öncesine uzanan geçmişiyle anonimleşmiş türkülerimiz arasından en sevilenlerle ilgili bir derleme hazırlamaya çalıştık. Türküseverler için en güzel türküler geliyor.
Ula Muğla tarafında sevdalandığa kıza bir türlü açılamayan Osman, bir düğünde gördüğü Ayşe’yi en azından bir defa daha görmek, belki bir fırsatını bulup da açılmak amacıyla, o düğünden sonraki hiçbir Ula düğününü kaçırmaz. Bu durum dikkatleri çekip de, "gel bakalım Osman, senin bir derdin var. Nedir?" denilerek meclise çağırıldığında, eline daha önce bağlama almamış olan Osman, dile gelerek aşkı ile bu türküyü dillendirir. "Deniz üstü köpürür" en çok sevilen, en çok dinlenen türküler arasında yer alıyor.
Fatsa’lı Kadir İnanır, bölgede sıklıkla söylenen bu türkünün, daha bilinir hale gelmesinde aktif rol oynamıştır. Örneklerine çokça rastladığımız, çeşitli haksızlıklar karşısında duran yiğitler için söylenmiş türküler arasında yer alan "Hekimoğlu", sözleri ve ezgisiyle son yıllarda yoğun ilgi gören türküler arasında yer alıyor.
Isparta’ ya ait bir türkü olan "Evlerinin önü mersin" birbirine aşık ancak çeşitli engeller yüzünden kavuşamayan iki gencin hikayesini dillendirmek amacıyla söylenmiştir. Bir tür ağıt niteliğinde olan türkünün ezgisi ve sözleri, her türlü duygunuzu harekete geçirebilecek bir güce sahip.
Malkara’da herkesin bildiği bir öyküye dayanan "Yüksek yüksek tepelere" erken yaşta evlendirilmiş Zeynep kızın, çok uzak bir köye gelin gitmesi ve ailesini bu uzaklık yüzünden uzun yıllarca görememesine neden olur. Yaşadığı hasreti bu sözlerle ve melodiyle dile getiren Zeynep kız, sonunda bu hasrete dayanamayarak yataklara düşer ve kurtarılamaz. Kına gecelerinde kız tarafının vazgeçilmez türküsü haline dönüşen "Yüksek yüksek tepelere" en çok bilinen türkülerden biridir.
Ankara’da yetişen bir elma türü olan "Misket", yine kavuşamayan ve sonunda ölüm olan aşk hikayesini dillendiren bir türküdür. Bununla birlikte yiğitlik, seymenlik açısından bölge için önemli bir türkü olan Misket’ in bir de oyunu vardır. Karşılıklı Misket oynamayı bilmeyene yiğit demez Ankaralı. En çok bilinen türkülerimizden biri olan "Misket" için, yöre halkından duyup da coşmayan, duyup da oynama isteği hissetmeyenin insan olamayacağına inanılır.
İstanbul yöresine ait, kavuşabilmiş ve hatta evlenebilmiş iki gencin, aşklarına doyamadan ekonomik nedenlerle erkeğin çalışmak için İstanbul’a gitmek zorunda kalarak ayrılmalarını konu alan türkü, çok sevilen ve çok bilinen türküler arasında ilk sıralarda gelir.
Abdürrahim Karakoç’un adını gizleyerek, büyük bir aşkla bağlandığı genç kıza ithafen yazdığı şiirine, Musa Eroğlu’nun bestesi eklenince, kısa sürede çok bilinen ve çok dinlenen türkülerden biri haline geldi. Bugün en çok istenen türküler arasında yerini almıştır.
Rumeli’ye ait bir türkü olan "Bülbülüm altın kafeste" başka biriyle evlendirildiği için sevdiğine kavuşamayan bir genç kızın acılarla dolu hikayesini ve özgürlüğünün elinden alınmasını dillendirir. Atatürk’ün de en sevdiği türküler arasında yer alan "Bülbülüm altın kafeste" etkileyici melodisi ve sözleriyle, çok dinlenen ve bilinen türkülerimiz arasında yer alır.
Bir Azerbaycan türküsü olan "Dut ağacı" anonimleşmiş ve geçmişi hangi yıllara uzandığı bilinmeyen bir öyküdür. Babil’e kadar uzanan bir öykü olduğu, mitolojide Thisbe ve Pyramus’un hikayesiyle varlık gösterdiği bilinen öykünün, geçmişi yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Kavuşamadıkları için intihar eden iki gencin öyküsünü dillendiren türkü, ülkemizde de çok sevilen ve çok bilinen türküler arasında yer alır.
Yakın dönemde kaybettiğimiz halk ozanlarımızdan Neşet Ertaş’ın en bilinen türkülerinden biri olan "Yalan dünya", sözleriyle, melodisiyle çok dinlenen ve sevilen türküler arasında yer alıyor.
Bir İstanbul türküsü olan "Bir dalda iki kiraz", Yunanlılar tarafından da bilinir ve Yunanca sözleri de vardır. Bir aşk hikayesi temelindeki türkü, çok bilinen ve söylenen türküler arasındadır.
Erzurum yöresine ait olan türkünün, hikayesiyle ilgili çok az bilgi bulunmakla beraber, oğlunu askerde şehit veren bir annenin yüreğindeki eşsiz acının dile dökülmesidir. Sözleri ve ezgisiyle duyguları şaha kaldıran ve bu nedenle son yıllarda en çok sevilen türküler arasında yer alan "Eledim eledim" klasik türküler arasında yerini aldı.
Ege bölgesine ait bir türkü olan "Çökertme" günümüzde de Bodrum'da bulunan bir yerdir. Dillere desten güzellikteki bir genç kız için efeler ve Çerkes Kaymakamı arasında, kaymakamın lehine sonuçlanmayan bir gizli savaş döner. Kıza aşık İbram Efe’nin elinden alınarak dağa kaldırılan Havse Kız ile bu sefer Halil Efe arasında bir aşk doğar. Halil Efe nihayet Havse’yi kaçırır ancak bu maceranın sonu kalleş bir şekilde öldürülmesiyle son bulur. Bölgede yiğitliğiyle, dürüstlüğüyle nam salmış Halil Efe çok sevilmektedir ve onun için bu türkü yakılır.
Sivas yöresine ait olan türkü, Pir Sultan Abdal’ın bir deyişidir. Yüzyıllar boyunca sürekli olarak bilinirliğini arttırmaya devam ederek, en klasik türkülerimizden biri haline gelmiştir.
Ege Bölgesi'ne ait bir ağıt olarak bilinen türkünün, kaynağı ile ilgili çok az bilgi vardır. Bununla birlikte anonim olarak sıklıkla söylenerek günümüze ulaşmış en klasik türkülerden biridir. Dumlupınar denizaltısının Çanakkale Boğazı'nda 1953 yılında çarpışarak sulara gömülmesi ve içerisinde mahsur kalan 22 denizcinin bu türküyü söyleyerek şehit olmalarıyla da daha çok bilinir hale gelmiştir.
Azerbaycan türküsü olan "Sen gelmez oldun" ülkemizde de çok sevilen türküler arasındadır. Bir aşk hikayesini dillendiren türkü, kavuşamamanın acısını söze ve ezgiye en güzel döken, duygu yüklü bir namedir.
Kayseri yöresine ait türkü, şehirde bulunan Gesi Bölgesi'ndeki bağlara gelin gelmiş bir kızın, uzak olan doğduğu yöreye özlemine dikkat çekmektedir. Selda Bağcan ve Barış Manço gibi ses sanatçılarının bilinir hale gelmesinde büyük katkısı olan türkü, en çok sevilen türkülerimiz arasında yer alır.
Tosya yöresine ait olan türkünün, iki aşığın atışması sırasında ince hicivlerle dolu bir gülmece oluşturmak için söylendiği bilgisi vardır. Hakkında çok az şey bilinse de, hem sözleriyle hem de kıvrak ritimleriyle çok sevilen ve çok bilinen türkülerimiz arasındadır.
Genellikle kahramanlık, afetler, çekilen acılar, ağıt, aşk, ninni, tören, ölüm ve benzeri doğal olaylara bağlı olarak, hissedilenleri şiirsel bir şekilde melodiyle birlikte sunmak amacıyla söylenirler. Çarşamba yöresine ait bu türkü bilinen en güzel ağıtlardan biri olarak, uzun yıllardır söylenmeye ve beğenilmeye devam ediyor.