Haaretz gazetesi, “Diplomasi Bir Sirk Değil” başlıklı başyazısında başyazısında “Lieberman ve Ayalon’un, İsrail diplomasisinin sallanan amiral gemisinden uzaklaştırmalıyız” derken, “Eğer Netanyahu, onları görevlerden almazsa bu İsrail’in politikasını kendisi değil, onların belirlediği anlamına gelir” uyarısında bulundu.
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a yapılan muameleyi kınayan bir başyazısı daha yayımladı. “Diplomasi Bir Sirk Değil” başlıklı başyazısında Haaretz, şunları söyledi:
“Görünürde bu hafta Dışişleri Bakanlığı’nda sahneleyen, İsrail Türkiye’ye karşı, trajikomedinin mutlu bir sonu oldu. Baş aktörü Danny Ayalon, Türk Büyükelçisi ve onun amirlerine bir özür mektubu gönderdi ve Türkiye’nin büyükelçisini geri çağırma tehdidi ortadan kaldırıldı. Ancak sorun, kapalı bir görüşmeden sızdırılan bir dil sürçmesi veya bir yorum değil. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ve yardımcısı Ayalon’un bilinçli bir eylemi ve sonu mutlu bir son olmaktan uzaktır. Bunu da farklı bir şeyin başlangıcına dönüştürmemiz lazım: Lieberman ve Ayalon’u İsrail diplomasisinin sallanan amiral gemisinden uzaklaştırmalıyız.”
-“NETANYAHU’NUN ÇILGINLIĞININ YENİ BİR KANITI”
Lieberman’ın, ulusal gururun savunucusu rolünü oynayabilmek amacıyla kamuoyu önünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile çatışmaya yeğlediğini vurgulayan Haaretz, belki Lieberman’ın bunun partisi için oy kazandıracağına inandığını belirterek “Bu da, Lieberman’a dış politika dosyasına teslim eden Başbakan Binyamin Netanyahu’nun çılgınlığının yeni bir kanıtıdır” diye yazdı.
Başyazısında Netanyahu’nun İsrail’in BM Daimi Temsilcisi ve Washington Büyükelçiliği Müsteşarı, Ayalon’un da Washington Büyükelçisi olarak görev yaptığı anımsatılarak, “Her ikisinin, diplomatlar ve dışişleri bakanlarının nasıl davrandıklarını bilmesi gerekir ancak mesleki tecrübeleri, Lieberman’ın etkisi ile zedelendi. Bu olayda Netanyahu, kendisini bir komplo ortağı veya zayıf halka pozisyonuna soktu ki her ikisi, kötü opsiyonlardır” yorumu da yapıldı.
-“STRATEJİK BAĞLARIN ÇAPASI TÜRK ORDUSUDUR”
“Türkiye ile İsrail arasındaki stratejik bağların çapası Türk ordusudur” ifadesini de kullanan Haaretz, son 50 yıldır iki ülkenin savunma kurumları arasında yararlı bir ilişkinin olduğunu vurguladı. Bu çerçevede İsrail Savunma Bakanlığı Genel Müdürü görevini üstlenecek olan Udi Shani’nin Türkiye’yi ziyaret ettiğine, gelecek hafta Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Ankara’da görüşmelerde bulunacağına işaret eden Haaretz, şöyle devam etti:
-“SADECE BİR ÇILGIN ERDOĞAN’I GÜÇLENDİRECEK BİR HARAKETTE BULUNUR”
“Türk generalleri, İslamcı parti lideri Erdoğan’ın vitriyolu nedeniyle ıstırap çekiyor. Sadece çılgın biri, onların bu yükünü, İsrail’e yönelik halkın hissiyatını daha da kötüleştirirken kendisini küçük düşürenleri aşağılamaya başaran ve bir özür de sağlayan Erdoğan’ı ulusal gurunun savunucusu olarak güçlendirerek, kamuoyu önünde Türkiye’nin resmi temsilcisine yapılan bir hakaret ile daha çok artırır."
-“ERDOĞAN’IN YENİDEN ARABULUCULUK ÖNERİSİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”
Gazete, İsrail’in, Erdoğan’ın İran ve Hamas konusundaki tutumu ile ilgili haklı bir argümanının olduğunu ancak bu argümanı akıllıca ortaya konulması gerektiğini vurgularken, “Aynı ruh ile Erdoğan’ın İsrail ile Suriye arasında yeniden arabuluculuk yapma önerisini gözden geçirilmesi gerek. Diplomasi bir sirke dönüşmemeli” diye yazdı. İsrail’in diplomatik protestosuna neden olan “Kurtlar Vadisi” meselesine de değinildiği başyazısında şu eleştiriye de yer verildi:
-KURTLAR VADİSİ’NE İLİŞKİN “HEYECAN ÖZELLİKLE GARİP”
“İsrail’in çarptırılmış bir biçimde gösterildiği bir tv programına ilişkin heyecan özellikle garip. Bu tür klişeler, filmler ve medyada bütün dünya yer alıyor, İsrail dahil. Bunlar, dışişleri bakanları veya yardımcıların eğilmesi gereken konular değildir ve bunlara ilişkin protestoların, başka bir üç kısımlı tv dizisine dönüştürülmesi elbette ki gülünçtür: protesto ve aşağılama, hakaret ve tehdit, geri adım ve özür. Sebatkar ile agresif olmak arasında önemli bir farklı var. Dış politikalarında Lieberman ve Ayalon ikincisini ortaya koyuyor. Eğer Netanyahu, onları görevlerinde tutarsa, bu İsrail’in politikasını kendisi değil, onların belirlediği anlamına gelir.”(ANKA)