Diriliş Ertuğrul sezon finalinde Ertuğrul Bey, aldığı ok darbesiyle yere yığıldı. Yayınlanan final bölümünde, Ertuğrul Gazi'nin aldığı ok darbesi sonucunda seneryo gereği, yere yığıldı ve dizi sezon finalini gerçekleştirdi. Şimdilik yanıtsız kalan Ertuğrul Gazi öldü mü sorusunun cevabı, aslında tarih kitaplarında yatıyor. Dizinin sonlarına doğru Ertuğrul Gazi sefere çıktı ve sefer esnasında ormanlık alan içerisinde tuzağa çekildi. Sezon finalindeki, bu beklenmedik saldırı karşısında hazırlıksız yakalandılar ve Ertuğrul Gazi çok direnmesine karşın düşmanların kılıç ve ok darbesine boyun eğmek zorunda kaldı.
ERTUĞRUL GAZİ ÖLDÜ MÜ?
Final sahnesinde Ertuğrul Gazi'nin öldüğü imajı verildi ancak aktör geçtiğimiz günlerde 'dizinin yeni sezonlarında görev alacağım' açıklamasını yaptı. Dolayısıyla Ertığrul Bey'in ölmediği sonucu ortaya çıkmsa da; dizide tarihi olaylar biraz değiştirilerek senaryo katılmış olabilir.
Ertuğrul Gazi veya Ertuğrul Bey (ö. Söğüt), 13. yüzyılın ortalarında Oğuzların Kayı boyunun lideri ve Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'in babası. Osmanlı imparatorluğunun temelini atmıştır. 1280'li yıllarda ölen Ertuğrul Gazi'nin oğlu Osman Bey, Osmanlı devletini kurmuştur.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin Bizans İmparatorluğu sınırında bulunan uç emirliklerindeki Türk sayısı, 1243 yılında gerçekleşen Kösedağ Muharebesi sonrasında Anadolu'da başlayan Moğol baskısı sebebiyle artış göstermiş; buna paralel olarak Bizans topraklarına yapılan akınlar artmıştı.
ERTUĞRUL GAZİ'NİN ANADOLU'YA YERLEŞMESİ
Bu akınlar sonucunda, Bizans topraklarında ikinci halka uc beylikleri kurulmaya başladı. 13. yüzyılın ikinci yarısında bu beyliklerin en güçlüsü konumunda olan ve Kütahya civarında hüküm süren Germiyanoğulları Beyliği, 1300'lere doğru Batı Anadolu'da fetihler yaparak üçüncü halka uc beyliklerinin kurulmasını sağladı. Sultan Öyüğü (günümüzde Eskişehir) bölgesinde, ucun en ileri hattı olan Söğüt'te yerleşen Türk boyunun başında Ertuğrul Gazi bulunmaktaydı. Ertuğrul Gazi'ye bağlı boyun bu bölgeye ne zaman ve nasıl geldiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, konu hakkında farklı görüşler mevcuttur.
Ertuğrul Gazi, yöneticiliği döneminde aşiretinin nüfusunun az olmasından dolayı barış merkezli, tedbirli ve ihtiyatlı bir siyaset izledi. Çevresinde bulunan Türkmen beylikleri ve Bizans (İnegöl-Karacahisar-Bilecik) tekfurlarıyla daima iyi geçinip onların durumlarını ve siyasi şartları gayet iyi değerlendirerek başında bulunduğu aşiretini ve idaresi altında yaşayanları sulh ve sükûn içinde yaşattı. Ertuğrul Gazi, emri altındaki topraklarda yaşayan halk tarafından çok sevilen ve sayılan bir kişiydi. Söğüt'teki Hıristiyan tebaası da Ertuğrul Gazi'yi yürekten seviyor ve sayıyordu. Yurt tuttuğu bölgede huzur ve güveni sağladı.
Ertuğrul Gazi, 1281 senesinde 93 yaşlarında iken Söğüt'te vefat etti. Türbesi Söğüt'tedir. Her yıl eylül ayının 2.haftası pazar günü anma törenleri yapılmaktadır.
Ertuğrul Gazi Türbesi, 1890
Ruhî Tarihi'ne göre Ertuğrul Gazi veya atalarının önderliğindeki 340 kişilik Türk boyu, Selçuklular ile birlikte Türkistan'ı terkedip Anadolu'ya gelerek Engüri (günümüzde Ankara) civarındaki Karacadağ eteklerine yerleşti. 1222-1230 yılları arasında, İznik İmparatoru III. Yannis Vatatzes ile Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad arasında Sultan Öyüğü ve Engürü civarında gerçekleşen mücadelelerden haberdar olan Ertuğrul Gazi, orduya hizmet amacıyla çarpışmalara katıldı, bu kapsamda Karacahisar'a yapılan kuşatmada yer aldı. Bunu memnuniyetle karşılayan I. Alâeddin Keykubad, Ertuğrul Gazi'yi akıncı başı yaptı. 1230 yılında, Harezmşahlarla yapılan Yassı Çemen Muharebesi ve Moğollarla yapılan Kösedağ Muharebesi sebebiyle I. Alâeddin Keykubad ile III. Yannis Vatatzes arasında barış sağlandı. Kısa süre sonra I. Alâeddin Keykubad, Ertuğrul Gazi veya atalarına Söğüt'ü kışlak, Domaniç'i yaylak olarak verdi. Ertuğrul Gazi akınlarına buradan devam ederken, I. Alâeddin Keykubad'ın ayrılmasının ardından Karacahisar elden çıktı. Bunun üzerine Ertuğrul Gazi, yerli tekfurlarla uzlaşma yoluna gitti. Ruhî Tarihi'nde yer alan bu bilgileri Neşrî, Ruhî'den aktarmaktadır. Âşıkpaşazâde ise bu anlatılanları kısaltmış ve içeriğini değiştirerek, yaşananları Osman Bey dönemine nakletmiştir. Başka bir hikayeye göre ise Sürmeli Çukur (Aras Nehri vadisi) veya Ahlat'tan Engüri civarındaki Karacadağ eteklerine yerleşen Ertuğrul Gazi ve aşireti, burada bir süre kaldı ve İznik İmparatoru III. Yannis Vatatzes'e karşı I. Alâeddin Keykubad'ın ordusunda yer aldı. Ancak Moğol saldırıları sebebiyle I. Alâeddin Keykubad'ın Konya'ya dönmesinin ardından Ertuğrul Gazi'ye Söğüt'ü kışlak, Domaniç'i yaylak olarak tayin etti.
Oğlu Osman Gazi 1299 yılında, merkezi Söğüt olan Osmanlı Beyliği'ni kurdu. Söğüt'te vefat eden Ertuğrul Gazi'nin, oğlu Osman Gazi tarafından yaptırılan bir türbesi bulunmaktadır.
Babalarının vefatından sonra, Ertuğrul Gazi kabîleye reis seçildi. Ağabeyleri Sungur Tekin ve Gündoğdu, kendilerine tabi kabîle mensuplarıyla beraber Ahlat'a geri döndüler. Ertuğrul Gazi ise, kardeşi Dündar Beyle beraber batıya hareket etti.
Sivas yakınlarında konakladıkları sırada Selçuklu ordusu ile büyük bir Moğol birliğinin savaşına şahid oldular. Selçukluların yenilmekte olduğunu görünce, yiğitlik ve mertlik esaslarına göre, kuvvetleriyle onların yardımına koşan Ertuğrul Gazi galip gelmelerini sağladı. Bunun üzerine Selçuklu Devletinin hükümdarı bulunan Sultan Alaeddîn, Ertuğrul Gaziye iltifat ederek hil'at gönderdi ve Ankara yakınındaki Karadağlar mıntıkasını ıkta olarak verdi (1230). Ertuğrul Bey, bir müddet burada kaldıktan sonra, oğlu Savcı Beyi Konya'ya gönderince, Bursa ile Kütahya arasındaki Domaniç Dağları yaylak, Söğüt ile Karacaşehir kışlak olmak üzere kendilerine verildi. Bunun üzerine Ertuğrul Gazî aşiretiyle beraber gelip, Söğüt ve Domaniç'e yerleşti.
O civarlarda oturan Afşar (yahut Alişar) ve Çavdar aşîretlerinin etrafa verdikleri zararlara mani oldu. Hıristiyan tekfûrlarla da iyi geçinmeye dikkat etti. Adaleti, halka olan iyi muamele ve yardımları o kadar çoktu ki, Hıristiyan tebaa bile kendisini sevip sayıyordu. Ertuğrul Gazinin günden güne kuvvetlenmesi Karacahisar tekfûrunu kendisine cephe almaya yöneltti. Bunun üzerine Ertuğrul Gazi Konya'ya giderek Sultan Alaeddîn'i bu hisarın fethine teşvik etti ve beraberce gelerek Karacahisar'ı kuşattılar. Moğolların Konya Ereğlisi'ni kuşatması üzerine, Sultan Alaeddîn geri döndü. Ancak Ertuğrul Gazi muhasaraya devam etti. Bir müddet sonra kaleyi fetheden Ertuğrul Gazi, tekfûru ve diğer esirleri kardeşi Dündar Gazi ile birlikte Konya'ya Sultan'a gönderdi.
Ertuğrul Gazi, Selçuklu Sultanı Alaeddîn'in vefatına kadar altı sene etrafın fethi ve İslamiyetin yayılması için bütün gayreti ile çalıştı. Sultanın vefatından sonra, Selçuklu hükümdarları arasındaki taht ve taç kavgalarına karışmayarak Söğüt uç bölgesinde tekfûrlarla mücadeleye devam etti. 1281 yılında 92 veya 96 yaşındayken Söğüt'te vefat ederek oraya defnedildi.
Ertuğrul Gazi, çevresinde bulunan beyliklerden devletlerin durumlarını ve siyasî şartlarını gayet iyi değerlendirirdi. Komşuları ile daima iyi geçinerek aşîret ve tebaasını güçlü bir durumda huzûr ve rahat içinde yaşattı. Çok cömert olan Ertuğrul Gazi, fakirlere, düşkünlere daima yardım ederdi. Yarım asır adaletle idare ettiği bölgede Hıristiyanlara da İslamiyeti sevdirdi.