Yoğun diş eti iltihabının olduğu hastalarda iltihabi bölgenin neredeyse yetişkin bir bireyin avuç içi kadar yer kapladığını söyleyen Keskin, "Düzenli tedavi olmayan ve bunu çözüme kavuşturmayan bireylerde avuç içi kadar alan enfekte durumdadır ve vücut aslında bununla bir uğraş gösterir. Dokulardan kana hem bakteriyel faktörlerin hem iltihabi ürünlerin salınımına bağlı olarak vücudun bütün bölümleri bu durumdan etkilenebilir. Buna bağlı olarak hem diyabet kontrolünde sıkıntılar yaşanabilir hem de kalp hastalarında komplikasyon riski artabilir. Bu riskin yaklaşık yüzde 20'lere varan artış oranına neden olduğu son yapılan çalışmalarda görülmüştür. Gebelik de bu risk grubuna dahil durumlar arasındadır. Diş eti problemi olan gebe hastalarda erken doğum, düşük riski, gebelik zehirlenmesi gibi problemler görülebilir" diye konuştu.
Ağız enfeksiyonlarının ve periodontal enfeksiyonların yoğun iltihabi faktörlerin salınıma bağlı olduğu düşüncesi ile araştırmaların geliştiğini dile getiren Keskin, "Bunlar, üzerinde yoğun olarak çalışılan araştırmalar ancak bunlarla sınırlı değil. Böbrek problemleri, bir takım kanserojen etkenlerde diş eti rahatsızlıklarınınrol oynaması da araştırılan konular arasında" dedi.
"DİŞ ETİ HASTALIKLARI GENELLİKLE SİNSİ PROBLEMLERDİR"
Diş eti hastalıklarının genellikle sinsi problemler olduğunu belirten Keskin, "Hastalar çok fazla ağrı duymadıkları için en fazla boş verilen hastalıklar grubunda yer alıyor. Son aşamaya gelene kadar birçok kişi doktora gitmekten kaçınıyor. Bu gibi durumlarda da hastalığın ilerlemesi kaçınılmaz oluyor. Kişiler diş etlerini incelediğinde daha fazla kırmızılık, morarmaya dönük bir renk veya şişkin bir yapı görürlerse burada bir problem var demektir. Dişleri fırçalarken kanama veya spontane kanamalar da diş eti hastalıklarının belirleyicisidir. Sigara içenlerde ise diş eti problemleri daha hızlı ilerler çünkü sigara bu sorunu tetikler" diye uyardı.