Diş eti hastalıklarının önlenmesi veya tedavisinin doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve daha iyi bir sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da beraberinde getireceğini belirten uzmanlar, "Periodontal hastalıklar diş eti iltihabı (gingivitis) ile başlar. Yani gingivitis periodontal hastalığın erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Tedavi edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek diş eti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşsüz hasar oluşturabilir" uyarısı yaptılar. Periodontitisun diş eti hastalıkların daha ilerlemiş bir safhası olduğunu, dişleri destekleyen diğer dokularla birlikte alveol kemiğinde de hasarın oluşabileceğini vurgulayan uzmanlar, "Diş-diş eti arasında 'periodontal cep' oluşur. Periodontal cep varlığı infeksiyonun yerleşimini ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık ilerledikçe dişler sallanmaya başlar, hatta çekime gidebilir" diye konuştu. Diş eti hastalığının pek çok göstergesinin bulunduğunu ifade eden uzmanlar, şu bilgileri verdi:
"Diş fırçalama sırasında kanayan dişetleri diş eti hastalığının belirtisi olabilir. Bunun dışında diş etinde kırmızılaşma ve şişme görülür. Ayrıca dişetleri dişlerden kolaylıkla ayrılabilir, dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı olur, dişler sallanmaya ve giderek birbirinden uzaklaşmaya başlar. Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki ilişkiler değişir, protez uyumunda değişiklik ve bozulma görülür, ağızda sürekli kötü meydana gelir. Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de ileri safhalara ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla diş hekimine gitmek son derece önemlidir."
DİŞ ETİ HASTALIĞI NASIL ÖNLENİR? Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görevin kişinin kendisine düştüğünü belirten uzmanlar, dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek için, günlük ağız bakımı işlemleri ile (diş fırçalama ve diş ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması gerektiğini kaydetti. Diş hekimine düzenli aralıklarla gidilmesinin de aynı derecede önemli olduğunun altını çizen uzmanlar, şunları söyledi:
"Günlük ağız bakımı işlemleri diş taşı oluşumunu en az düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği veya diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş plağı veya diş taşının uzaklaştırılması açısından gereklidir. Diş eti hastalığının erken döneminde tedavi, dişler üzerindeki eklentilerin (plak ve diş taşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu işlem diş etinde iltihaba neden olan bakteri ve iritanların uzaklaştırılmasını sağlar. Genellikle bu tedavi, diş etinin tekrar dişe adaptasyonu veya diş etinin büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir.
Diş eti hastalığının erken döneminde vakaların çoğunluğunda, diş taşı temizliği, plağın uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı bir tedavi için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin periodontal ceplerdeki diş taşlarını temizlemek, cebin büzülerek eliminasyonunu ve düzgün bir kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay temizlenebilir bir diş eti formu oluşturmaktır. Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak diş hekimi tarafından muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diş taşı birikimlerinin ortamdan uzaklaştırılması gereklidir. Fakat unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile elde edilenlerin sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz."
ANKARA (İHA)