HABER

"Dış politikada kırılmalar yaşanıyor"

ANKARA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisini değerlendirerek, "Türkiye'nin dış politikasında kırılmalar yaşamaktadır" dedi.

Özel bir televizyon kanalında Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisini değerlendiren Baykal, "Gerçekten görsel açıdan, medyatik bir sıcaklık yansıtılıyor, tatlı sözler söyleniyor. Bu ziyaret Türkiye-ABD arasında yaşanan gerilimden sonra ilişkilerin ısınmaya başladığı bir dönemde gerçekleşiyor. ABD ilişkilerinin yeniden rayına oturtulması sevirdirici bir gelişmedir. Burada sadece sıcak ilişki kurmak değil. Önümüzde pek çok sorun var. Bu sorunların çözümünde doğru tavırların yaklaşımını götürmek gerekiyor" dedi.

ABD ilişkileri iyi tutmakta yarar olduğunu belirten Baykal, "Ama bunu dış politikamızın temel hedefi, ABD gönlünü kazanmaya yönelik bir dış politika haline getirilmesi fevkalede sağlıksız ve yanlıştır. Türkiye'nin AB Birliği ilişkileri bakımından tarihi bir döneme yaklaşıyoruz. Biz bu ziyaret öncesinde Sayın Başbakan'ın yaptığı bazı açkalamalarda Kıbrıs konusunda yeni bir eksen değişikliği arayışı içine girdiğini görüyoruz" dedi. Annan Planı ile ilgili Türkiye'de ciddi bir rahatsızlık olduğunu kaydeden Baykal, "Bu rahatsızlık Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Dışişleri Bakanlığı, Denktaş, partilerde, Kıbrıs ve Türk halkında var" dedi. Hükümetin birdenbire, çok ciddi şekilde tartışılmadan yeni fikirler geliştirdiğini ifade eden Baykal, "Bunlardan birisi yeni arabulucu. Bu yeni bir plan arayışı demek. Silbaştan yapalım, yeniden bu işe bir bakalım, var olan açılımları değerlendirelim demektir. Arkasından buna paralel olarak bir değerlendirme yapıldı.Bunu bir özetleyelim dediler. Bir kısa özet yapalım onu onaylayalım onu müzakere edelim dediler. Bu da var olan plandan kendini kurtarma arayışının ifadesidir" değerlendirmesinde bulundu.

Baykal konuşmasını şöyle sürdürdü: "Arabulucuğunda güçlü bir ABD siyasi lider olmasını kabul ettiğimizi söyledik. Yani ABD'ye dedik ki sen güvendiğin devlet adamını bize arabulucu olarak yerleştir. Bununla biz bir daha bakalım bir özet plan yapalım. Bu bir renk değiştirme teşebbüsüdür. Bu alt yapısı olmayan bir yaklaşımdı. Bunların hepsi boş kavramlar. Ortada dört taraf var.Yapılmış bir çalışma, uzun bir süreç geçmiş, bir noktaya gelmiş bir plan çıkmış. Şimdi bunu bir arabulucu ile değiştirmek çok faciane bir durum. Nitekim buna Davos'ta görüşülen Annan da itibar etmedi. Bizimkilerde De-Soto'nun şahsına bağlayarak birşeyler değiştiriz arayışına girdi. Bunu ne Annan kabul etti ne de Washington Yönetimi".

ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın arabulucuğunun işe yaramayacağını söyleyen Baykal, "Colin Powel kolaylaştırıcı olarak görevlendirilyor. Neyin kolaylaştırıcısı? Sanıyorum Başkan Bush, Powell'a Annan'a git Türkler referandumu kabul ediyor" dedi. Rumlar'dan gelen açıklamaların bir taktik olduğunu kaydeden Baykal, "Rumlar'ın müzakere pozisyonlarını takviye etmek için taktik muhalefetleri var. Annan Planı'nı bu şekilde kabul etmedikleri dair açıklamaları var. Bu bence Annan Planı'na yönelik bir itiraz değildir. Onlar bunu büyük bir sevinçle kabul ederler. Bu Türkler'in itiraz etmelerine karşılık müzakere masasında kendi durumların takviye etmek için geliştirdikleri bir taktik tavırdır. Bu tavrı ortaya koyuyorlar. Powel'in görevi, Türkler masaya oturuyor demektir ve oturtmaktır Yoksa bundan sonraki müzakere sürecinde bir dışardan bir müdahalesini söz konusu olacağını zannetmiyorum" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Kıbrıs sorununun çözümünde hep bir adım önde olacağız' ifadesininin hatırlatılması üzerine Baykal şunları söyledi:

"Taviz yarışında, planı aynen benimseme yarışında bir adım öndeyiz diyerek bazı çevrelere kendinizi sevdiriyorsanız bu önde olmak değildir. Bu bizim Kıbrıs politikamısda önemli bir kırılmanın yaşandığı gösteriyor. Maalesef yaşanan olaylarla ilgili açıklamalar gerçekleri yansıtmıyor. Müthiş sislenme ve buğulanma var. İçine girilen yeni bir politikayı hazmettirebilmek için çok değişik söylemlerle konu takdim ediliyor. Fakat bir süre sonra bakıyorsunuz başka bir manzara ortaya çıkıyor. MGK'dan sonra Sayın Başbakan dedi ki: 'Türkiye'de mutabakat olmadan referandum olmaz'. Bu konuda takvim sağlandı. Şimdi kaygı duyuyorum. Saklama dediğim nokta burada ortaya çıkıyor. Sayın Başbakan'ın Annan Planı ile ilgili olarak Rumlarla bir anlaşma olsa da, planı referanduma sunmaya hazır olduğunu ifade ettiği kanatindeyim. Şu anda planda henüz tamamlanmamış noktalar var. Plan bittiğinde bunu Annan'ın doldurmasını kabul etme taahüdü var. Hükümetin bunu vermiş olduğu kanatindeyim. Bu Türkiye'nin dış polititakasında çok büyük kırılmadır. Bu var mı dır yok mudur? Bunun ortaya çıkması lazım".

Hiçbir ülkenin tarihinde kendi lehine sağlam güvence olmadan birşey yapmayacağını belirten Baykal, "Ne olduğunu bilmediğmiz bir anlaşmayı gözü kapalı bizim dışımızdaki bir şahsiyetin uygun gördüğü gibi doldurmasını içimize sindirerek kabul etmek gibi bir durum yaşanmıştır. Böyle bir noktada olduğu kanatindeyim. Orada yaşayan Türklerin durumunu bizim dışımızdaki başka uluslararası kuruluşların takdirine bırakmamız mümkün değildir. Hakkımız için 'Sen takdir edersen ver' diyoruz. Bu çok ağır bir tavırdır. Bush bize iyi davrandı, ayak ayak üstüne attı, iyi fotoğraf çektirdi. Bunlarla kendimizi avutuyoruz. Sayın Başbakanın Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Bununla ilgili çok ciddi sorup, kendisinden de ciddi cevaplar bekleyeceğiz" dedi.

"POWELL KOLAYLAŞTIRICI KONUMDA DEĞİLDİR" Arabulucuk konusunun MGK ciddi ayrıntılı bir şekilde değerlendirildiğine dair hiçbir işaret olmadığını ifade eden Baykal, "Açıklamada arabulucuk sözü geçmiyor. Arabulucuk süpriz bir şekilde telafuz edilmiştir. Dışişleri yetkileri bunun ağızdan kayma dilden kayma sözün kaçtığını ifade etmişlerdir. Fakat bunu ciddiyetle Annan'a ifade edildiğini görüyoruz. Colin Powell da kolaylaştırıcı konumda değildir" dedi. Annan Plan'ının değişmediğini belirten Baykal, "Rumlar'ın aldıklarını bize vermek gibi hiçbir niyetleri yoktur. Onlar bu şekilde referanduma sunulması konusunda zorlanacaklardır. Onu da kabul edebilirler. Rumlar da bundan kazançlı çıkarlar" dedi. Hükümetten dürüst siyaset yapmasını isteyen Baykal, "Perde arkasından, kapalı kapılar ardından emrivakilerle işte ağızdan kaçtı falan sözlerle götürmek kadar yanlış birşey olamaz" dedi.

Irak konusuna da değinen Baykal, Erdoğan'ın Irak konusunda yeteri kadar güvence almadığını söyledi. Baykal, "Irak'ta yaşayan teröristlerin ne olacağı, Türkmenlerin durumunun ne olacağ ve Kerkük'ün durumunun ne olacağı konuları ele alınmamıştır. Sadece Sayın Başbakana Bush ile görüşmesinden beş dakika önce PKK/KADEK'in devamı olan yeni örgütün terörist olarak kabul ettiği belirtilmiştir. ABD isim değiştiren terör örgütlerini terörist olarak kabul ediyor. Başbakanın bunu sanki bir ödünmüş gibi sunması zafiyettir" dedi. Kuzey Irak'ta Kürtlerle ilgili sürecin işlediğini belirten Baykal, hükümetin bu konuda hiçbir somut adımının olmadığını belirtti.

En Çok Aranan Haberler