Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, "Vatandaş odaklı, güçler ayrılığı prensibine dayalı, ruhuna önem verilen bir anayasa yapılmalı" dedi.
Boyner, Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mustafa Boydak ile "Dış Politikadaki Gelişmeler ve Ekonomik Görünüm" panelinin moderatörlüğünü yaptı. Panel sonunda kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan Boyner, 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili ilk kanun teklifinde bazı çekinceleri bulunduğunu ve bunları dile getirdiklerini belirterek, bu çekincelerin dikkate alınarak düzeltildiğini bildirdi.
İlk teklifte açık öğretimin ilk 4 yıllık eğitimden sonra başlamasının öngörüldüğünü kaydeden Boyner, "İlk 4 yıldan sonra özellikle kız çocuklarının okula gitmesi konusunda çekincemiz, '4. sınıftan sonra evde kalırlar mı-' diye bir endişemiz vardı. Bu düzeltildi. Ayrıca 'mesleki eğitime erken yönlendirmenin doğru olmayacağını' söylemiştik. Çünkü dünyadaki uygulamalar da böyle. Onunla ilgili de mesleki eğitime erken göndermeden çok, branş seçme konusunda bir zenginleştirme, çeşitlendirme konusunda bir düzenleme yapıldı" diye konuştu.
Eğitim konusunun çok önemli olduğunu düşündüğünü belirten Boyner, şöyle devam etti:
"Eğitim hepimiz için önemli bir konu, hepimizin çocukları var. Türkiye'nin en önemli kaynağı insan. Gerçekten Türkiye'nin önündeki hedeflere ulaşması için eğitimdeki reform çalışmalarının sürmesi gerektiğine ve yetişmiş, nitelikli insan gücünü geliştirmesine inanıyorum. Biz TÜSİAD olarak bu yöndeki çalışmalara görüş üretmeye devam edeceğiz."
-AB ile ilişkiler-
Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili bir soru üzerine de Boyner, "Avrupa Birliği büyük sıkıntılar yaşıyor, ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Ama Avrupa Birliği Türkiye için demokratik haklar açısından, hukukun üstünlüğü açısından, birey hakları, birey özgürlüğü, ifade özgürlüğü, hesap verme zorunluluğu, şeffaflık gibi değerler bütünü açısından en önemli referanstır diye düşünüyorum. Bu açıdan Türkiye için hedef, Avrupa Birliği'dir" dedi.
Boyner, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği'ne girer miyiz, girmez miyiz- İmtiyazlı mı olur, imtiyazsız mı olur- Avrupa Birliği kalacak mı, gidecek mi-' Bunlar çok tartışılıyor. Ama burada önemli olan, değerler bütününün daha demokratik olarak vatandaşlara yansıtılması anlamında Avrupa Birliği'nin iyi bir referans olduğunu düşünüyoruz. Bir taraftan da ne olursa olsun, dış ticaretimizin ve ülkemize gelen yabancı yatırımın çok büyük bir kısmını Avrupa ülkeleri oluşturuyor.
Geçen ay Belçika'da yaptığımız temaslarda, Türkiye dostu Avrupalılar, 'Türkiye'nin AB üyeliği heyecanında bir gerileme olduğunu gördüklerini ve endişe ettiklerini' dile getirdiler. Bu tespitlerinde haklı olabilirler. Bu noktada vize sorununu gündeme getirdik. Çünkü hem Avrupa'nın bu kadar yakınında olacaksınız hem de ikinci vatandaş muamelesi göreceksiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Vize sorununun çözümü için olumlu görüşmeler yapıldı. İlk başta akademisyenler, işadamları, öğrenciler için bu vize sorununun çözüme kavuşacağını düşünüyorum."
-Yeni anayasa-
Yeni anayasa tartışmalarının, 1990'ların başından beri yapıldığını ifade eden Boyner, "Doğrusunu isterseniz, ben bu tartışmaları çok sağlıklı buluyorum. Çünkü anayasa öyle bir şey ki şimdi bu salonda böyle bir çalışma yapsak, anayasayı madde madde yazmaya kalksak, ciddi şekilde farklı görüşler ortaya çıkacaktır. Meclisin asgari müşterekte bir anayasa yapması, kolay bir iş değil. Bence burada önemli olan ruh. Belli bir süreç içerisinde bu konuda tartışma yapılmasını sağlıklı buluyorum" diye konuştu.
Boyner, anayasa konusunda şekil şartlarına çok fazla takılmamak gerektiğini de vurgulayarak, "Vatandaşa odaklı, bireye odaklı bir anayasa yazılması gerektiğini ifade ediyoruz. Önemli olan ruhtur, bunun içinde vatandaşın hakkının önde olmasıdır. Vatandaş odaklı, güçler ayrılığı prensibine dayalı, ruhuna önem verilen bir anayasa yapılmalı" dedi.
-İsrail'le ilişkiler-
TÜSİAD Danışmanı Soli Özel de, "Suriye-İran-Irak Bağlamında Türk Dış Politikasında Gelişmeler" konulu sunumunda, "İsrail'le siyaset sıfır ama ticaret yüzde 35 arttı" dedi.
İsrail'le ilişkilerin kötü olmasının ekonomik maliyetinin çok büyük olduğunu bildiren Özel, "Bu nedenle Mavi Marmara baskını nedeniyle Türkiye'nin beklediği özür metninin imzalanacağına, Türkiye ile İsrail ilişkilerinin düzeleceğine inanıyorum" diye konuştu.
Özel, son dönemlerde durma noktasına gelen Türkiye-İsrail ilişkileri üzerine İsrail'in Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve başka ülkeleri Türkiye'nin yerine ikame edebileceğini sanmadığını kaydetti.
Özel, Türkiye'nin dış politikasının geçmişe göre biraz daha ihtiyatlı, atılgan ve gerçekçi olması gerektiğini de sözlerine ekledi.
TÜSİAD Başekonomisti Cem Doğan ise panelde yaptığı sunumda, Türkiye'de ekonomiye olan güvenin pek çok gelişmekte olan ülkeye göre çok yüksek olduğunu bildirdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz