İnanılması oldukça güç ama henüz küçük yaştayken hayvanlarla birlikte yaşamak zorunda kalan insanlar var. Üstelik adaptasyon konusunda hiçbir sorun yaşamayan bu insanlar tıpkı hayvanlar gibi hareket ediyor. İnsanlardan uzakta sevgi dolu bir yaşam sürdüren Amala ve Kamala kardeşlerin hikayesini sizler için araştırdık.
1920 yılında Hindistan’ın Bengal bölgesinde J.A.L. Singh adlı bir kişi, dişi bir kurt ve matlaşmış, uzun saçlı, insan görünümlü yavrularını gördü. Ancak yavrularına baktığında onların kurtlardan oldukça farklı olduğunu keşfetti. Detaylı bir plan yaparak yavruları kaçırmaya karar verdi. Amala ve Kamala kardeşlerin hikayesi işte bu plandan sonra oratay çıktı. Küçük yaşlardan itibaren dişi bir kurt tarafından büyütülen çocuklar, insanlar farklı hareket ediyorlar ve toplumsal normlardan uzak bir hayat sürüyorlardı.
Singh ve yanındaki birkaç köylü kardeşleri kaçırmak için ilk olarak anne kurdu öldürmeyi düşündü. Çünkü kurt yavrularını annelik iç güdüsüyle koruyor ve yanlarına yaklaştırmıyordu. Kurt öldürüldükten sonra ele geçirilen iki çocuğa Singh tarafından Amala ve Kamala isimleri verildi. Sırasıyla bu kızlardan birisi 8 yaşında diğeri ise bir buçuk yaşındaydı. Sigh ve eşin çalıştığı yetimhanede kalan Amala ve Kamala, tuhaf davranışlar sergiliyordu. Bu davranışlar ikili tarafından kayıt altına alınmaya başlandı.
Kurtlardan öğrendikleri hareketleri yapan çocuklar, geceleri uyumuyordu ve kurt seslerine benzeyen sesler çıkartıyordu. Dört ayak üzerinde hareket ediyorlardı. Üstelik dizleri ve avuç içleri nasır bağlamış durumdaydı. Sadece çiğ etle besleniyorlardı. Suyu dilleriyle içiyor ve yiyeceklerini çömelmiş vaziyette yiyorlardı. Dilleri diğer insanlara göre daha kalın ve kırmızı dudaklarından dışarı çıkmış durumdaydı. Hatta kurtlar gibi soluyarak nefes alıp veriyorlardı. Sigh bu davranışlarından dolayı kızların yetimhanedeki diğer çocuklarla sosyalleşebilmesi için büyük bir çaba sarf etti. Ancak Amala ve Kamala diğer çocuklara bir türlü uyum sağlayamadı.
Yetimhanede tutulan ve bir yandan da eğitilen kızlar, kısa süre sonra hastalık belirtileri göstermeye başladı. Küçük kardeş Amala 1921 yılında yaşamını yitirdi. Yetimhane ortamına iyi kötü alışan Kamala ise ilerleyen yıllarda bilişsel beceriler göstermeye başladı. Yetimhanede bulunan çocuklardan bazılarının isimlerini öğrendi, renk konseptini anlamaya başladı, tabaktan yemek yemeyi ve bardaktan su içmeyi öğrendi.
Kamala ve Singh’ın ünü kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. New York Psikoloji Topluluğu 1928 yılında Kamala'yı ABD'ye almayı ve onu halka sergilemeyi teklif etti. Ancak bu teklif reddedildi. Çünkü Kamala’da tıpkı kız kardeşi gibi güçsüz düşmeye başlamıştı. Sağlığı bir sene boyunca devamlı kötüye giden ve Singh'ın tüm çabalarına rağmen iyileşemeyen Kamala, kardeşinden sekiz yıl sonra, Kasım 1929 tarihinde yaşama veda etti.