Araya Anneler Günü girince devamını getirmeye ancak sıra geldi. Umarım kendi ailenizle ilgili olarak; disiplin ve sınır koyma konusu üzerinde düşünmeye yeterince zamanınız olmuştur. Ailenizde kurallar var mı, işliyor mu, nerelerde sorun çıkıyor? Düşünüp tespit yapmak en önemli başlangıç noktası. Bunun sonrasında şimdi neler yapabileceğinizi belirlemeniz lazım.
Öncelikle disiplinden ne anlıyoruz? Bunu bir irdeleyelim. Genellikle otorite, kural koyma, baskı kurma gibi anlamlar yükleniyor. Bazen ebeveynlerden “Benim annem babam çok disiplinliydi bana karşı, ben öyle olmayacağım!” sözünü duyuyorum mesela. Sanki biraz negatif anlamlar yüklüyoruz disiplin dediğimizde. İstenilmeyen bir olguymuş gibi. Sanırım kafamızda oluşan imaj Türk Dil Kurumu’nun tanımladığı “Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü; zapturapt” ifadesiyle örtüşüyor bu anlamda.
Oysa disiplinin gayet olumlu bir anlamı daha var. Bu da; “Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü” olarak belirtiliyor. Yani disiplinin içinde öğrenme ve öğretme var. Latince kökeni de yine buradan geliyor. Öyle kaçınmamız gereken değil aksine üzerinde durup sağlamamız gereken bir kavram disiplin. Pozitif olduğunu anlayıp böyle bir ortam yaratmaya çalışmak bu alanda atacağınız ilk adım olmalı. Çocuklar da hayatlarında düzen ve sistemin olması ihityacını duyarlar, bunu da unutmamak lazım.
Bu çerçevede aile hayatınıza bakarsanız hangi konuda, ne kurallarınız var, bunların olmasının sebebi ne; hem kendiniz bir daha derinlemesine düşünmüş olur, hem de sebep sonuç ilişkisi tarafından bakıp öğretme amacıyla çocuklarınıza anlatmanız ve benimsetmeniz kolaylaşır.
Yardımcı olabilecek bir başka soru: Çocuklarınıza hayatla ilgili vermek istediğiniz 3 önemli ders ne olurdu? Yani yetişkin olup yuvadan uçup gittiklerinde kalplerinde neyi taşıyarak gitsinler istersiniz? Bunları belirledikten sonra ikinci soru: Acaba çocuğunuz için yarattığınız ortam bu hedefe ulaşmanızı sağlayacak mı?
Disiplini pozitif olarak algıladığınızda ve bu hedefleri düşündüğünüzde; koyduğunuz kuralların ve çizdiğiniz sınırların öğretmek, hayatı kolaylaştırmak ve hedefe ulaşmak için attığınız adımlar olduğunu farkedersiniz. Eğer tersini farkederseniz o zaman kurallarınızı sorgulamanız lazım! Kısaca; olumlu bir ortam hazırlamak için disiplin kuruyoruz. Bu bakış açısına sahip olmak ve çocuklarınıza bunu hissettirmek çok önemli bir adım. Diğer taraftan böyle düşünmek; disiplini sadece çocuklarınızın uymadığı kurallar, itiraz ettiği uygulamalar olarak değil yaptıkları, başardıkları her şey ve kendilerine yarattıkları özel ortamlar olarak görmek ve takdir etmek anlamına da geliyor.
Tam bu noktada madem çocuklardan şikayetçi olduğumuz yerler var; hadi onları gündeme getirelim o zaman… Bir sürü madde çıkabilir eminim her ebeveynin ortaya koyacağı; yemek, tv, bilgisayar, giyim-kuşam, ders çalışma, arkadaş baskısı…Peki acaba tüm bu zorluklara-yani uyulmayan kurallara, itirazlara- çocuklarınızın gözünden hiç bakıyor musunuz? Nerelerde ve neden zorlanıyorlar acaba? Hiç düşünüyor musunuz? Olaya böyle bakmazsak çözüm de üretemeyiz. Dahası bu zorluğun ardında olan öğretiyi veremeyiz çocuklarımıza.
Onların gözünden baktıkça ihityaçlarını anlayacağız. Birbirimize daha anlayış ve empatiyle yaklaşacağız. İşte o zaman da -öncelikle istediğimiz olan- ebeveyn olarak kontrolü ele alacağız. Hani sormuştuk ya gemleri neden kaptırdık diye işte böyle böyle tekrar ele geçireceğiz. Çocuklarla birlikte olarak olacak bu. Diktatörce bir girişimle değil tabii ki.
Kontrol mekanızmamızın, disiplin anlayışımızın zamanla değişebilen esnek bir yapıda olması da çok önemli. Tabii ki bazı konulardaki aile kurallarında hiç bir zaman pazarlık kabul edilmez. Bunlardan bahsetmiyoruz. Demek istediğimiz çocuklarımızın büyüdüğünü farketmek ile ilgili. Büyümek bir yolculuk. Bebeklikten yetişkinliğe doğru giden. Bu yolculukta çocuklar ebeveyne bağımlı olmaktan bağımsız olmaya doğru gidiyorlar. Aslında anne babalar da yolculukta. Rolleri değişiyor. Tamamen korumacı, her ihtiyacını karşıladığınız bir bebeğin anne babası olmaktan; kendi kendine karar verebilen bir yetişkinin anne babası olmaya giden bir yol bu. O zaman ele aldığımız gemleri nerede ne kadar bırakacağız yolculuk sürecince iyi analiz etmek lazım.
Son nokta: Koç olarak en sevdiğim şu aynayı kendimize çevirme noktası. Her konuda geçerli olduğunu her zaman söylüyorum, disiplinde de öyle. Ebeveynler olarak kendi iç disiplininiz nasıl? Kendinize koyduğunuz sınırlara ne kadar uyuyoruz? Hadi bunu da düşünün bakalım! Mesela TV seyretmek veya bilgisayarla ilgili çocuklara koyduğunuz sınırlarda zorlanıyorsunuz diyelim. Acaba kendinize TV izleme konusunda sınırlama getirip, belli bir süre sonra kapatabiliyor musunuz? Benzer şekilde, blackberry, iphone mesajlarına, epostalara, telefon konuşmalarına sınırlama getirebiliyor musunuz? Çocukların yemek konusunda itirazları da çoktur. Ey anne babalar siz yeme (daha zoru yememe!), içme, sigara gibi konularda kendinize sınırlar koyuyor ve kolaylıkla uygulayabiliyor musunuz?
Çocuk olalım yetişkin olalım hepimiz belli rutin ve sınırlar içinde rahat eder kendimizi değerli ve güvende hissederiz. Bu bakış açısıyla aile hayatlarınızı gözden geçirmeye ve pozitif disiplin yaratmaya davet ediyorum sizi…