Dışişleri: AB, Kıbrıs sorununu kendisi ithal etti

Türkiye, Rumların devralacağı "Dönem Başkanlığı'na bir kurum olarak saygı gösterilmesine" dair AB çağrısını esefle karşıladı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, dün yayınlanan AB Zirvesi Sonuçları'nin Türkiye’nin AB Dönem Başkanlığı ile 2012 yılının ikinci yarısındaki ilişkilerine dair açıklamalarını “tehdit” olarak tanımladığı ve Dönem Başkanlığı'na bir kurum olarak saygı gösterilmesi çağrısında bulunduğu hatırlatıldı.

"Türkiye’nin AB ile ilişkileri yarım asırdır devam etmektedir. Türkiye, AB’nin kurumsal yapısının tamamen bilincinde olup, bu yapıya gereken saygıyı göstermektedir. Ancak mevcut sorunun Türkiye tarafından yaratılmadığı da bir vakıadır." vurgusu yapılan açıklamada, Rumların AB Dönem Başkanlığı'nı devralacak olmasının, 2004 yılı genişlemesinde yapılan yanlış bir siyasi hesabın ve hatanın sonucu olduğu hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "AB Konseyi’nin 26 Nisan 2004 tarihinde almış olduğu kararda Kıbrıs Türklerine verilen sözün yerine getirilmediği, ambargo ve kısıtlamaların kaldırılmadığı da bir gerçektir. AB’nin kendi içine ithal ettiği sorunlar, şimdi Birliğin kolektif olarak karşı karşıya olduğu mevcut sınamalara yapıcı biçimde karşılık vermesini zorunlu kılmaktadır."

Türkiye'nin AB Zirvesi Sonuçları'nın 14. paragrafındaki açıklamaları esefle karşıladığı belirtilen açıklamada, "Türkiye’nin konuya ilişkin tutumu başından beri sarih olup, daha önce açıklanmış AB tarafından da bilinen politikaları ile uyumludur. Türkiye, BM’nin de beklentisi doğrultusunda önümüzdeki aylarda Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme ulaşılması ve AB Dönem Başkanlığı’nın Kıbrıs Türklerinin de eşit statüde yer alacağı yeni ortaklık devleti tarafından üstlenilmesi istikametindeki samimi arzusunu muhafaza etmektedir." denildi.

Türkiye’nin, 30 Haziran’a kadar Ada’da kapsamlı çözüm bulunmasını teşvik için yapılan bir çağrı yaptığı savunulan açıklamada, "Bunun tehdit olarak algılanması her türlü iyi niyetten uzaktır. AB iyi niyetliyse ve adil bir çözüme katkıda bulunmak istiyorsa, kapsamlı çözüm doğrultusunda Kıbrıs Rum tarafına baskıyı artırması gerekir." ifadelerine yer verildi.