Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, "Eğer tam üyelik görüşmeleri günün birinde sonuçlanır ve biz tam üye olma durumuna gelirsek, o zaman 'AB'ye girmeyi istiyor muyuz-' diye halkımıza, 75 milyona soracağız. Eğer 75 milyonun büyük bölümü, 'Hayır girmek istemiyoruz' derse o zaman girmeyeceğiz" dedi.
Koru, Uludağ Üniversitesi (UÜ) Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türk Dış Politikası ve Dışişleri Bakanlığı'nda Kariyer İmkanı, Bir Kariyer Olarak Diplomatlık" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin güçlü bir ülke olması için güçlü bir diplomasiye sahip olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin Avrupa'nın doğal bir üyesi olduğuna dikkati çeken Koru, şöyle konuştu:
"Bu yolda pek çok reform yapıldı. Eğer tam üyelik görüşmeleri günün birinde sonuçlanır ve biz tam üye olma durumuna gelirsek, o zaman 'AB'ye girmeyi istiyor muyuz-' diye halkımıza, 75 milyona soracağız. Eğer 75 milyonun büyük bölümü, 'Hayır girmek istemiyoruz' derse o zaman girmeyeceğiz, ama kendi ekonomimizi o noktaya getirmiş olacağız. AB de kendi kamuoyuna, 'Türkiye'yi istiyor muyuz, istemiyor muyuz-' diye soracak. Onlar da istemezlerse Türkiye AB'nin üyesi olmayacak. Biz AB'ye girmek için çırpınan, 'mutlaka girmemiz gerekiyor' diyen bir ülke değiliz. Ama o yönde çalışmalarımızı yapıyoruz. 10 sene sonra kendimize dönüp de 'Biz bunu istemiyoruz' diyecek bir durumdayız."
"Esed'in düşüşüyle ilgili Türkiye ve dünyada spekülasyonlar sürekli yapılıyor" diyen Koru, bir ülkedeki rejimin ne zaman düşeceğini öngörmenin mümkün olmadığını söyledi. Koru, şöyle devam etti:
"Bölgeyi ne kadar iyi bilirseniz bilin, bu mümkün değil. Arap liginin de bunu görmesi mümkün değildi. 'Suriye'den gelenler 2-3 ay sonra döner' diye plan yapılmadı, şu anda da yapılmıyor. Türkiye misafir ettiği 100 binlerce insana, 'Siz artık ülkenize dönün' diyecek durumda da niyette de değil. Gücümüz yettiğince bu zulümden kaçanlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bunun ne kadar süreceğini de bilmemiz mümkün değil. Ama biz orada insan haklarına saygılı yeni bir rejimin gelmesi için her türlü çabayı sarf ediyoruz. Bunu yaparken de yalnız değiliz. Bunu yaparken, bölge ülkeleriyle, Arap ligiyle, batılı ülkelerle, ABD ile birlikteyiz."
Koru, bir öğrencinin, "Patriot füzelerinin tam olarak nereye yerleştirildiğini" sorması üzerine, şu cevabı verdi:
"Bunlar sadece Türkiye'nin gösterdiği yerlere konuşlandırıldı. Bunlar bizim talebimiz üzerine geldi. NATO'nun bir güvenlik kaygısıyla kendisinin aldığı bir karar değil. Türkiye'nin talebi üzerine, NATO'nun aldığı kararlar çerçevesinde, Türkiye'nin öngördüğü yerlere konuşlandırıldı. Çalışmalar yapılırken, Türkiye'ye şu anda en yakın tehlike olan güney komşusundaki karışıklıklardan, güney komşusundan gelebilecek bir füze saldırısına karşı koyabilmek amacıyla yapıldı. Bunun menzilleri bütün Suriye'yi kapsayacak şekilde. Yani Suriye'nin herhangi bir yerinden atılacak bir füzeyi indirebilecek güçte."
Muhabir: Halil İbrahim Başer / Haluk Yüksel
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz